Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

ALLAHI TANIMANIN YOLU

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    ALLAHI TANIMANIN YOLU

    USULU KAFİ

    1-(461) ...Ebu Hamza şöyle aktardı:
    Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm) bana dedi ki: «Allah'ı tanıyan, O'na ibadet eder. Allah'ı tanımayan ise, O'na halkın geneli gibi yoldan çıkmış bir şekilde ibadet etmiş olur.»
    Dedim ki: Sana kurban olayım! Allah'ı tanımak nasıl olur?
    Buyurdu ki: «Allah Azze ve Celle'yi tasdik etmek, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi)’yi tasdik etmek, Ali'nin velayetini kabul edip onun ve diğer hidâyet önderle­rinin imamlıklarına tabi olmak, onların düşmanlarından uzaklaşarak, kendini sıyıra­rak Allah Azze ve Celle'ye yönelmek şeklinde olur. Allah Azze ve Celle bu şekilde tanınır.»


    2-(462) ...İbn Uzeyne şöyle rivayet etmiştir:


    Bize birden çok kişi İmam Muhammed Bakır veya İmam Cafer Sadık (aleyhis­selâm)’dan birinin şöyle dediğini anlattılar: «Kişi (kul) Allah'ı, Resulünü, bütün imamları ve zamanının imamını tanımadan, meselelerini zamanın imamına götürme­den ve verdiği karara teslim olmadan gerçek mü'min olamaz.» Ardından İmam şöy­le buyurdu: «Bir insan ilk imamı tanımadan son imamı tanıyabilir mi?»


    3-(463) ...Zurare şöyle rivayet etmiştir:


    Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)'a dedim ki: Siz Ehl-i Beyt'ten olan imamı tanımanın bütün kullara vacip olup olmadığını, bana haber ver.
    Buyurdu ki: «Allah Azze ve Celle, Muhammed (sallallahu aleyhi ve âlihi)’yi bütün insanlara Resul ve yeryüzündeki bütün kullara bir hüccet olarak göndermiştir. Allah'a ve Allah'ın Resulü Muhammed'e iman eden, ona tabi olan ve onu tasdik edenlerin, biz Ehl-i Beyt imamlarını tanıması da zorunludur. Allah'a ve Resulüne inanmayan, Resule tabi olmayan, onu tasdik etmeyen, Allah ve Resulünün haklarını bilmeyen bir kimseye, imamı tanımak nasıl zorunlu olabilir ki? Her şeyden önce Al­lah'ı ve Resulünü tanımıyor, onların üzerindeki haklarını bilmiyor.»
    Dedim ki: Allah'a ve Resulüne inanan, Resule inen bütün vahiyleri tasdik eden kimsenin siz Ehl-i Beyt imamlarını tanıması zorunlu mudur?
    - «Evet.» dedi. «Acaba işte şunlar, falanı ve falanı (meşru) tanımıyorlar mı?»
    - "Evet" dedim, "tanıyorlar."
    Dedi ki: «Sence onları tanıma duygusunu içlerine Allah mı ilham etti? Hayır, Allah'a yemin ederim ki şeytandan başkası bu duyguyu onların yüreklerine ilham etmedi. Hayır, Allah'a yemin ederim ki, biz Ehl-i Beyt'in hakkını Allah'tan başkası, mü'minlerin kalplerine ilham etmez



    4-(464) ...Cabir şöyle rivayet etmiştir:

    Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Allah Azze ve Celle'yi bilen ve biz Ehl-i Beyt'ten olan imamını tanıyan kimse gerçek anlamda Allah-ı tanıyıp kulluk sunar.
    Allah-ı ve biz Ehl-i Beyt'ten olan imamı bilmeyen kimse, Allah'tan başkasını tanımış, ona ibadet etmiş, vallahi işte böylece sapıklığa düşmüş olur.»

    #2
    ALLAHI TANIMANIN YOLU

    5-(465) ...Zerih şöyle rivayet etmiştir:


    Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’a Nebimiz (sallallahu aleyhi ve âlihi)’den sonraki imamları sordum.
    Buyurdu ki: «Önce Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib) imamdı, sonra Hasan imam oldu, sonra Hüseyin imam oldu, sonra Ali b. Hüseyin imam oldu. Sonra Mu­hammed b. Ali (aleyhimusselâm) imam oldu. Kim inkâr ederse Allah Tebareke ve Teâlâ’yı ve Resulü (sallallahu aleyhi ve âlihi)’yi tanımayı inkâr etmiş gibi olur.»
    Dedim ki: Sonra sen mi imam oldun? Sana kurban olayım.
    Bu soruyu üç kere yönelttikten sonra İmam bana şu karşılığı verdi: «Allah, Tebareke ve Teâlâ’nın yeryüzündeki şahitlerinden biri olasın diye sana anlattım.»


    8-(468) ...Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir:

    Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Allah tarafından tayin edilen bir imamı olmaksızın sırf kendini yoran bir iba­detle Allah'a kulluk sunan bir kimsenin çabası kabul görmeyecektir. O, sapkın ve şaşkındır. Allah, onun amellerini çirkin sayıp öfke duyar. Onun örneği bir koyunun örneğidir ki, çobanından ve sürüsünden ayrılıp kaybolur. Bütün gününü şaşkın şaş­kın gidip gelmelerle bitirir. Gece olunca başında çobanı bulunan bir sürü görür, o sü­rüye katılır ve gecesini bu sürünün ağılında geçirir. Çoban sürüsünü meraya salmak istediği zaman, bu yitik koyun çobanını ve sürüsünü tanımaz olur. Tekrar çobanını ve sürüsünü bulmak için şaşkın bir halde sağa sola gidip gelir. Derken başında çoba­nı bulunan bir sürü görür, bu sürüye sığınır, onlara katılır. Çoban ona seslenir: "Gel, çobanına ve sürüne katıl. Sen kaybolmuşsun, şaşırmışsın. Çobanından ve süründen uzaklaşmışsın." Ama o şaşkın, yolunu yitirmiş olarak sağa sola koşuşmaya başlar. Çobanı, yol göstereni, güdücüsü olmaksızın, önünü kesip doğru yola yöneltecek ba­kıcısı olmadan gezinip durur.
    Derken kurt, bu koyunun kayboluşunu fırsat bilir ve koyunu yer. Aynı şekil­de, Allah'a yemin ederim ki, ey Muhammed! Şu ümmetten kim Allah Azze ve Celle'nin tayin ettiği özellikleri belli ve âdil bir imamı olmazsa kaybolur, yolunu şaşırır. Eğer bu şekilde ölürse küfür ve nifak üzere ölmüş olur.
    Bil ki, ey Muhammed! Zorba imamlar ve onların tabileri Allah'ın dininden so­yutlanmışlardır. Hem kendileri sapmışlar hem de başkalarını saptırmışlardır.
    "Rablerine kâfir olanların örneği, bir küle benzer, kasırga estiği bir günde bu kül, yelle savrulur gider. Kazançlarından hiçbir şey elde edemezler, işte budur doğru yoldan çok uzak bir sapıklık." (İbrahim, 18)»

    Yorum


      #3
      ALLAHI TANIMANIN YOLU

      11-(485) ...Ebu Seleme şöyle rivayet etmiştir:


      Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum:
      «Biz, Allah'ın itaatimizi farz kıldığı kimseleriz. İnsanların bizi tanımaktan başka çareleri yoktur. İnsanlar bizi tanımamış olmakla mazur kabul edilmezler. Bizi tanıyan mü'mindir, bizi inkâr eden kâfirdir. Bizi bilmeyen ve inkâr etmeyen kimse, Allah'ın vacip kıldığı itaatimize dönünceye kadar sapıktır. Eğer bu sapıklığı üzere ölürse, Allah onun hakkında dilediği gibi hareket eder.»


      17-(491) ...Abdu'l-Alâ şöyle rivayet etmiştir:


      Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın şöyle dediğini duydum: «Dinleyip itaat etmek, hayrın kapılarıdır. Duyup itaat edenin aleyhine işleye­cek bir kanıt yoktur ve duyup isyan eden kimsenin lehine işleyecek bir kanıt yoktur. Müslümanların imamı, Allah Azze ve Celle ile buluştuğu gün kanıtları ve gerekçele­ri eksiksiz olur.» İmam ardından şöyle buyurdu: «Nitekim Allah Tebareke ve Teâlâ şöyle buyurmuştur: "O gün her topluluğu imamıyla çağırırız..." (İsrâ, 71)»

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X