Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

IMAM HÜSEYİNİN MUAVİYE'YE MEKTUBU

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    IMAM HÜSEYİNİN MUAVİYE'YE MEKTUBU

    (İmam Hüseyin’in (a.s) İthama Cevap Verip Muaviye’nin Suçlarını Saydığı Mektubu)

    Ama sonra… Mektubun elime ulaştı, mektubunda benim hakkımda sevmediğiniz, bana yakıştırmadığınız bazı şeylerin sana haber verildiğini yazmışsın. Şüphesiz ancak Allah insanları iyiliklere hidayet etmekte ve onları doğrultmaktadır. Yaptığım işler hakkında sana haber ulaştırıldığını söylemektesin. Şunu iyi bil ki, sana haber getirenler, dalkavukluk ve kovculuk yapan insanlardır. Ben sana karşı ne savaş hazırlığı içindeyim ve ne de senin aleyhinde kıyam etme fikrindeyim. (Ama) Allah’a andolsun ki, bunu (savaşı) terk ettiğimden dolayı Allah’tan korkuyorum. Bunu terk etmeme Allah’ın razı olacağını; senin sapık ve kâfir dostların, zalim hizbin ve şeytan (sıfatlı) taraftarların karşısında bir gerekçe olmadan kıyam etmemem hususunda beni mazur göreceğini sanmıyorum.

    Ey Muaviye! Sen Hücr b. Adiy’in katili değil misin? Acaba namaz kılan, ibadet eden ve aynı zamanda zulüm ve bidate karşı koyan ve Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan kimseleri öldüren sen değil misin? Onlara aman ve güvence verdikten sonra Allah’tan korkmadan, acımasız ve zalimce bu temiz insanları yakalayıp kanını döken sen değil misin?

    Ey Muaviye! Sen Hz. Peygamberin (s.a.a) vefalı dostu ve yaranı olan Amr b. Hamk’ın katili değil misin? O, salih bir Allah kuluydu, ibadetinin çokluğu bedenini zayıflatmış, çehresinin rengini sarartmıştı. Ona aman verdikten sonra, -hem de öyle bir amanname ki eğer kuşlara verseydin dağların zirvelerinden uçar sana gelirlerdi- Allah’a karşı cüret ederek ve verdiğin sözü çiğneyerek onu öldürttün.

    Ey Muaviye! Sen Ubeyd-i Sakif’in yatağında (ondan dünyaya gelen) doğan Ziyat b. Sümeyye’nin, babanın oğlu olduğunu iddia eden insan değil misin? Oysa Resulullah (s.a.a); “Çocuk yatak sahibinindir (babanındır) zina edeni ise taşlamak gerekir” diye buyurmuştur. Ama sen Peygamber’in (s.a.a) sünnetini kasıtlı olarak terk edip, kendi arzu, heva ve hevesine uydun. Sonra onu (İbni Ziyad’ı) halkı katliam etmesi, el ve ayaklarını kesmesi, gözlerini oyması, hurma ağacına asması için Irak halkına musallat ettin. Sanki sen bu ümmetten ve bu ümmet de senden değildi.

    Acaba sen, İbn-i Sümeyye (İbni Ziyad) sana, Hazremiler Ali’nin (a.s) dini (inancı) üzeredir yazdıktan sonra sen de ona; “Ali’nin dini üzerinde olan herkesi öldür” diye yazmadın mı? O da senin emrinle Ali’nin (a.s) dostlarını öldürdü, mübarek bedenlerini musle etti. Allah’a ant olsun, Ali’nin (s.a) dini Peygamber’in (s.a.a) dinidir. Peygamber de (s.a.a) bu din için sen ve senin babaların ile savaştı. Sen bugün, bu din adına Peygamber’in (s.a.a) yerine oturmuşsun. Eğer bu din olmasaydı sen ve babanın şerefi yok olup giderdi.

    Ey Muaviye! Mektubunda; “Kendini, dinini ve Muhammed ümmetini göz önünde bulundur, bu ümmetin arasında tefrika ve ayrılık çıkarmaktan uzak dur ve onları fitneye sürükleme.” diyorsun.

    Oysa ben, bu ümmete, senin onlara yöneticiliğinden daha büyük bir fitne görmediğim gibi kendim, dinim ve Muhammed ümmeti için de sana karşı çıkmaktan daha üstün bir görüş bilmiyorum. Bunu yaparsam Allah’a yakınlaşmış olurum. Eğer bunu dinim için yapmazsam dinim için Allah’a yönelmem, tövbe etmem ve işim için Allah’tan yol göstermesini istemem gerekir.

    Ey Muaviye! Yazmış olduğun mektubunda; “Eğer ben seni tanımazsam senin de beni tanımayacağını; sana tuzak kurarsam senin de bana tuzak kuracağını” demişsin. O halde benim hakkımda elinden gelen düzeni kur. Hilelerinin bana zarar vermemesini, herkesten daha çok kendi nefsine zarar vermesini ümit ediyorum. Şüphesiz sen cehalet merkebine binmiş, ahit ve anlaşmanı bozmaya ihtiraslısın. Ant olsun ki sen hiçbir şarta bağlı kalmadın; barış, yeminler, ahitler ve anlaşmalardan sonra, savaşmayan ve birini öldürmeyen kimseleri öldürmenle ahdini bozdun. Sen bu ameli, sadece bizim faziletlerimizi söylemeleri ve hakkımız olan şeyi ululamalarından dolayı yaptın. Sen onları öldürdün! Zira onları öldürmeden kendi öleceğinden korktun.

    Ey Muaviye! İlahi kısas ile seni müjdeliyorum. Hesap gününe yakin et. Bil ki Allah’ın, “Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş” bir kitabı vardır.” Allah hiçbir zaman zan ve tahmin ile insanları yakalamanı, sırf itham üzere O’nun dostlarını öldürmeni, evliyaullahı kendi yurtlarından gurbet ellere sürmeni ve içki içen, köpeklerle oynayan oğlun için insanlardan biat almanı unutmayacaktır. Hiç şüphesiz nefsini hüsrana uğrattın, dinini yok ettin, halkı aldattın, İlahî emaneti tahrip ettin, cahil ve anlamaz insanların sözlerini dinledin ve onlardan dolayı takvalı insanları korkuttun.”

    KAYNAK : BELAGATUL HUSEYİN

    #2
    : IMAM HÜSEYİNİN MUAVİYE'YE MEKTUBU

    Allah razı olsun kardeşim..

    Yorum


      #3
      : IMAM HÜSEYİNİN MUAVİYE'YE MEKTUBU

      Amin abi.

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X