Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

    İmam Caferi Sadık Aleyhisselam şialarına şöyle buyurdu: Ant olsun Allah’a yalnızca sizin amelleriniz kabul edilir. Ant olsun Allah’a ki sadece sizler Allah’ın rahmeti altındasınız. Sizinle mutluluk ve ebedi saadet arasında canınızın boğazınıza varışı kadar bir fasıla vardır. (Yani, sizinle cennet arasındaki tek fasıla ölümdür.) Daha sonra buyurdular: Böyle olduğunuz ve ölüm haline düştüğünüz vakit Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Emir-el Müminin ölüm meleğiyle birlikte sizin yanınızda hazır olurlar. Bu sıra İmam Ali Aleyhisselam Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e buyurur ki: Ey Resulullah! Bu şahıs biz Ehli Beyt’i severdi sizde onu sevin. Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem Cebrail’e buyururlar: Ey Cebrail! Bu şahıs Allah’ı, resulünü ve onun Ehli Beyt’ini seviyor sende onu sev. Cebrail ölüm meleği Azrail’e der: Bu şahıs Allah’ı, resulünü ve onun Ehli Beyt’ini seviyor sende onu sev ve onu incitme. Sonra ölüm meleği Azrail yaklaşarak o kişinin ruhunu rahatça ve kolaylıkla bedeninden ayırır. O sırada cennetten onun için kefen ve meşk kokulu hunut gelir, o şâhısı cennetten gelen kefenle kefenlerler, hunuttan bedenine sürerler ve sarı renkli uzun bir cennet elbisesi giydirirler. Onu kabre koyduklarında, Allah-u Teala ona cennet kapılarından bir kapı açar ki cennetin büyüleyici kokusu ve nesimi ona varır. Daha sonra kabrini ön, sağ ve sol taraftan bir ay sürelik yolca genişletirler ve sonra ona denilir ki: Yatağındaki bir gelin gibi uyu, sana rahatlık, sakinlik ve nimetlerle dolu cenneti müjdeliyoruz, bil ki Rabb’in sana kızgın değildir. Daha sonra o şahıs Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ailesini Rezva dağında ziyaret eder, Onlarla aynı sofraya oturur, onların içtiği sudan içer ve onlarla sohbet eder. Bizim Kaim’imiz Aleyhisselam kıyam edinceye dek bu haldedirler. Kıyam vakti onlar Rabb’lerinin emriyle yeniden dirilerek lebbeyk sözleriyle o hazrete doğru yönelirler. O zamanda batıl ehli şek ve teraddüte düşecek inat ve bağnazlıkları nedeniyle İmamların hak ve hürmetini saymayanlar helak ve nabud olacaktır. Aceleci şahıslar yollarını saptıracaklar. Ferec ve zuhuru yakın bilenler ise kurtuluş ehlidirler. Bu nedenle Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem İmam Ali Aleyhi selam’a buyurmuşlardır: Sen benim kardeşimsin, bizim buluşmak için vade ettiğimiz yer Vadi-us Selam’dır.

    Kaynak: El-Kafi c. 3 s. 131, El-Zühd s. 219, Bihar-ul Envar c. 6 s. 197

    #2
    : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

    Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle buyurdu: Allah-u Teala göğün dördüncü katında dört yüz bin melek, beşincisinde beş yüz bin melek yaratmıştır. Yedinci gökyüzünde öyle bir melek yaratmıştır ki onun başı İlahi’nin arşı altında ayakları ise yerin altındadır. Aynı şekilde Allah’ın yarattığı ve sayıları sürülerce olan melekler vardır. Onlar’ın yemek ve içmeleri İmam Ali bin Ebu Talib Aleyhisselam’a salâvat göndermek, O’nun şia ve dostlarına tövbe ve istiğfar etmekten başka bir şey değildir.

    Kaynak: Bihar-ul Envar c. 26 s. 349, Gayet-ul Meram s. 19, Miete Menkabet s. 163

    Yorum


      #3
      : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

      Şöyle rivayet edilmektedir: Birisi İmam Musai Kazım Aleyhisselam’a şöyle arz etti: Sizi seven, ancak Allah’a isyan ederek günah işleyen, içki içip helak edici günahlara bulaşan ve ondan kaçınmayan kimselerden beri ve uzak olalım mı? İmam Aleyhisselam şöyle buyurdular: Onun kötü amellerinden beri ve uzak olun. Bizi seveni sevin ancak onun kötü amellerine düşman olun. Ben arz ettim: Böyle bir şahısın fasık ve facir olduğunu söyleyebilir miyiz? İmam Aleyhisselam şöyle buyurdular: Hayır fasık, facir ve kâfir bizim velayetimizi inkâr edenlerdir. Bizi sevenler gerçi bir takım kötü amellere bulaşmış olsalar bile, Allah-u Teala onların fasık veya facir olarak adlandırılmalarını sevmez. Ona amelleri kötü deyin zira onun amelleri ve davranışları kötü ancak ruhları temizdir. Onun ruhu ve bedeni temizdir. Ant olsun bizi seven kimse, Allah-u Teala, Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve biz Ehli Beyt Aleyhimusselam ondan razı olmadan dünyadan gitmez. Yaptığı kötü amellere rağmen Allah-u Teala onun bütün kötü amellerini kapatıp yüzü ak olarak haşr edecektir. Ve onu o günün korku ve vahşetinden koruyacaktır böylelikle ona hiçbir gam ve hüzün yoktur. Zira Allah-u Teala o şâhısı Dünya’dan götürmeden önce birtakım hadise ve musibetlerle temizler. Örneğin mal veya evladında sıkıntılara düşecek yahut herhangi bir hastalığa yakalanacak, böylelikle günahlarından temizlenmiş olacaktır. Yaşadığı bütün bu musibetler hatta rüyasında gördüğü kâbus bile ki uyandığında onun tesiri üzerinde vardır, onun Allah-u Teala’yı tertemiz olarak ziyaret etmesine sebep olur. Onun kalbindeki korku ve dehşet Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve İmam Ali Aleyhisselam’ı görmekle bertaraf olur. Daha sonra o şahıs şu iki seçeneğin arasında kalır. Ya Allah’ın sonsuz rahmeti veyahut Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Hz. Emir-el Müminin Aleyhisselam’ın şefaati. Eğer Allah’ın rahmetine ulaşacak kadar ameli olmazsa, Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve İmam Ali Aleyhisselam’ın şefaatiyle kurtuluşa erecektir ve Allah’ın rahmeti onu saracaktır. O, bu rahmete layık olduğu için Allah-u Teala ona ihsan ve bağışta bulunacaktır.

      Kaynak: Bihar-ul Envar c. 27 s. 137, Tevil-ul Ayat c. 2 s. 594

      Yorum


        #4
        : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

        Münafıklardan biri İmam Rıza Aleyhisselam’a arz etti: Sizin şialarınızdan bazıları açık açık, yolların ortasında içki içmektedirler. İmam Aleyhisselam şöyle buyurdu: Hamd ve övgü Allah’a olsun ki bizim şialarımızı hidayet yolunda karar kıldı ve onları yollarını sapıtmışlardan etmedi. Diğer bir münafık İmam Aleyhisselam’a itiraz ederek arz etti: Sizin şialarınız nebiz ( hurmadan yapılan bir şarap türü ) içiyorlar. İmam Aleyhisselam şöyle buyurdu: Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ashabı da nebiz içiyorlardı. Münafık arz etti: Ben helal olan nebizi demiyorum sarhoş eden nebizi diyorum. İmam Aleyhisselam bu sözü duyunca mübarek çehreleri terledi ve sonra şöyle buyurdu: Allah-u Teala mümin bir insanın kalbinde içkinin kirliliğiyle bizim muhabbet ve sevgimizi bir araya getirmekten daha büyük ve yücedir. Daha sonra İmam Aleyhisselam bir müddet sessiz bekledikten sonra şöyle buyurdu: Eğer onlardan nefsine yenik düşüp, bahtsız olanlar bu işleri görseler dahi, mihriban bir Rab, lütuf ve ihsan sahibi bir nebi ve Kevser havuzunu elinde bulunduran ve şefaat için bekleyen İmamlar bulacaklardır. Ama sen ruhunu Berahut’ta çaresiz ve perişan bir halde azap ve ateşe tutulmuş olarak bulacaksın.

        Kaynak: Meşarik-ul Envar s. 182 Bihar-ul Envar c. 17 s. 314, El-Katra c. 1 s. 618

        Yorum


          #5
          : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

          Allah razı olsun kardeşim.. güzel paylaşımlar...

          Yorum


            #6
            : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

            amin ecmain abi.

            Yorum


              #7
              : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

              [quote author=Qom_u_aşk link=topic=20029.msg120941#msg120941 date=1300919942]
              Allah razı olsun kardeşim.. güzel paylaşımlar...
              [/quote]

              Yorum


                #8
                : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

                1- Ebu Abdillah İmam Caferi Sadık Aleyhisselam buyurdular: Resulullah Sellallahu Aleyhi ve Alihi Veselleme arz olundu. Ey Resulullah Sellallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem yer ve gökler yaratılmadan önce sizler neydiniz? Buyurdu: Biz arşın etrafında nurlardık. Allahı tesbih ve takdis ediyorduk ta ki Allahu Teâlâ melekleri yaratana kadar. Onlara beni tesbih ve takdis edin diye buyurdu. Ey Rabbimiz bizim bir ilmimiz yok diye arz ettiler. Allah bize tesbih edin diye buyurdu bizde tesbih ettik ve melekler bizim tesbihimizle tesbih ettiler. Allahu Teâlâ yalnız bizi öz nurundan yarattı ve Şialarımızıda bizim nurumuzun ışığından yarattı. Şialarımız bizdendir.

                Kaynak: Ğurer ul Ahbar, Ed Deylemi / 204

                2- Cabir bin Abdullah Ensari Resulullah Sellallahu Aleyhi ve Alihi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet eder: Allahu Teala beni Ali, Fatime, Hasan, Huseyn ve İmamlar Aleyhimusselamı bir nurdan yarattı. Sonra o nuru bir sıkım sıktı ve o nurdan Şialarımız çıktı. Biz tesbih ettik onlarda tesbih ettiler, biz takdis ettik onlar da takdis ettiler, biz tehlil ettik onlar da tehlil ettiler, biz yücelikle andık, onlar da yücelikle andılar, biz birlikle andık onlarda birlikle andılar. Sonra Allah gökleri yerleri yarattı ve melekleri yarattı. Melekler, tesbih etmeyi, takdis etmeyi, yücelikle anmayı bilemez bir halde yüz yıl böylece kaldılar. Biz tesbih ettik Şialarımız tesbih etti ve melekler bizim tesbihimizle tesbih ettiler. Biz takdis ettik Şialarımız takdis ettiler ve melekler bizim takdisimizle takdis ettiler. Biz yücelikle andık Şialarımız yücelikle andı ve melekler bizim yücelikle anmamızla yücelikle andılar. Biz birlikle andık Şialarımız birlikle andı ve melekler bizim birlikle anmamızla birlikle andılar. Melekler, bizim tesbihimiz ve takdisimizden, Şialarımızın tesbih ve takdisinden önce tesbih ve takdis etmeyi bilmezdiler. Biz idik birlikle ananlar bizim dışımızda birlikle anan yoktu. Bizi ve Şialarımızı has kıldığı gibi bizi ala illiyne (en yüce makama ) götürmek Allahu Tealaya hak oldu. Biz cisim olmadan önce Allahu Teala bizi ve Şialarımızı seçti. Bizi davet etti. Bizde icabet ettik. Biz bağışlanma dilemeden önce bizi ve Şialarımızı bağışladı.

                Kaynak: Bihar ul Envar 343 / 26

                3- Mufezzel İmam Caferi Sadık Aleyhisselama arz etti: Allah yerleri ve gökleri yaratmadan önce neydiniz. İmam Caferi Sadik Aleyhisselam buyurdular: Biz arşın etrafında nurlardık Allahı tesbih ve takdis ediyorduk ta ki münezzeh olan Allah azze ve celle melekleri yaratana kadar. Onlara tesbih edin diye buyurdu. Onlar Rabbimiz bizim bir ilmimiz yok diye arz ettiler. Bize tesbih edin diye buyurdu bizde tesbih ettik. Bizim tesbihimizle melekler tesbih ettiler. Allah yalnız bizi, öz nurundan yarattı ve Şialarımızı da ayrı bir nurdan yarattı. Kıyamet olduğu zaman aşağı olanlar yüce olanlara kavuşurlar. Ve sonra orta parmağı ile işaret parmağını yakınlaştırarak işte bu ikisi gibi buyurdu. Sonra buyurdu ey Mufezzel bilir misin Şianın neden Şia olarak adlandırıldığını. Ey Mufezzel Şialarımız bizdendir bizde Şialarımızdanız. Sonra buyurdular görmez misin bu güneş nerden doğar. Doğudan diye arz ettim. Sonra buyurdular nereye döner. Batıya diye arz ettim. Sonra buyurdular iste böyle Şialarımız bizden başladılar ve bize dönerler.

                Kaynak: Bihar ul Envar 21 / 25

                4- İmam Muhammed Baqir Aleyhisselam buyurdular: Subhan olan Allah vahdaniyetinde birdi. Sonra bir kelime konuştu ve nur oldu sonra o nurdan Hz. Muhammed Sellallahu Aleyhi ve Alihi Vesellemi İmam Ali Aleyhisselamı ve İmamlar Aleyhimusselamı yarattı. Sonra bir kelime konuştu ve ruh oldu ve o ruhu o nurun içinde karar kıldı. O nuruda bizim bedenlerimizde karar kıldı. Biz Allahın ruhu ve kelimesiyiz. Bizi mahlûkatıyla kendi arasında hicab olarak karar kıldı. Biz daima yeşil arşının gölgesinde tesbih edenlerdik. Gören hiçbir göz yokken, güneş ve ay yokken, biz onu tesbih ediyorduk. Sonra Şialarımızı yarattı. Şiaların Şia olarak adlandırılma sebebi, bizim nurumuzun şuasından (ışığından) yaratılmalarıdır.

                Kaynak: Bihar ul Envar 23 / 25

                5- İmam Caferi Sadik Aleyhisselam buyurdular: Vallah Şialarımız Allahın nurundan yaratıldılar ve ona dönerler.

                Kaynak: Bihar ul Envar 76 / 67

                6- Resulullah Sellallahu aleyhi ve Alihi Vesellem buyurdu: Allahu Teala Hazreti Muhammed Sellallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem ve İmam Ali Aleyhisselamın nurundan onların Şialarını yarattı. Ve onların Şialarının nurundan basiretlerin nurunu yarattı.

                Kaynak: Beşerat ul Mustafa /239, Emali Saduk /375

                7- Resulullah Sellallahu Aleyhi ve Alihi Vesellem buyurdu: Ya Ali Aleyhisselam kim beni sevse ve kim seni sevse ve kim senin evlatlarından olan İmamları sevse doğumunun temiz olmasından dolayı Allaha hamd etsin. Bizi doğumu temiz olandan başka kimse sevmez. Doğumu pis olandan başka kimsede bize buğz etmez.

                Kaynak: Beşerat ul Mustafa /239, Emali Saduk /375

                Yorum


                  #9
                  : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

                  musavi 1. maddede şialar Peygamberimizin nurunun ışığından, 5. maddede Allah'ın nurundan yaratıldı deniyor ne dersin?

                  Yorum


                    #10
                    : ŞİALARIN FAZİLETİ HAKKINDA HADİSLER

                    [quote author=Qom_u_aşk link=topic=20029.msg121084#msg121084 date=1301081841]
                    musavi 1. maddede şialar Peygamberimizin nurunun ışığından, 5. maddede Allah'ın nurundan yaratıldı deniyor ne dersin?
                    [/quote]


                    hiç sorun yok çünkü peygamber alllahın nurundan yaratıldı dolaylı olarak allahın nurundan oluyor.

                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X