Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

    [quote author=mikdat bin esved link=topic=22508.msg140219#msg140219 date=1326570424]
    ehli tevhid ömer bin hattabın ümmü gülsüm ile evlneişinin sünni dünyadaki rivayetlerini bizimle paylaşmanızı istirham ediyorum
    [/quote]
    Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
    İmam Ali (a.s)

    Yorum


      #47
      Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

      zamanın imamı dediğiniz hamaneyi kim seçti
      HASBUNALLAH

      Yorum


        #48
        Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

        [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22508.msg140268#msg140268 date=1326576312]
        zamanın imamı dediğiniz hamaneyi kim seçti
        [/quote]
        Humeyni'ye zamanin imami diyen var mi?

        Yorum


          #49
          Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

          [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22508.msg140228#msg140228 date=1326571042]
          “İyilik yarışında önceliği kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnud olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnuddurlar.” (Tevbe: 9/100).
          “Hakîkaten Allah ağacın altında sana biat etmekte oldukları vakit, o müminlerden razı oldu.” (Feth: 48/18)
          Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) vefat ederken onlardan hoşnud olarak ayrıldığı da tesbit edilmiştir. Allah ve Resulünün kendisinden razı oldukları zât'a kim buğzederse etsin asla ona zarar vermez.


          Allah (c.c.)'ın kendisinden hoşnud olduğu zâtın rızası da Allah (c.c.)'ın rızasına muvafık olur.
          O zat, Allah (c.c.)'ın hükmü ile Allah (c.c.)'tan hoşnud olup, Onun hükmü de Allah (c.c.)'ın rızasına muvafık olur.
          Binaenaleyh böyle bir zatın hükmüne razı olanlar onun gazablandığı meselede gazablanırlar. Çünkü başkasının gazabına rıza gösteren, onun gazablandığı şeye de gazablanması gerekir.
          Aynı şekilde Allah (c.c.), o yüce zatlardan hoşnud olmuşsa onların gazabına da rıza göstermiştir.


          Râfizînin:
          “Bütün muhaddisler, Rasulullah'ın: “Muhakkak Fâtıma benden bir uzuvdur. Ona eziyet eden bana eziyet etmiş, bana eziyet eden de Allah (c.c.)'a eziyet etmiş gibidir, buyurduğunu rivayet etmişlerdir.” İddiasına gelince şöyle diyoruz:
          Hiç kimse mezkûr hadisi bu lafızlarla rivayet etmemiştir. Aksine Ali (r.a.) Ebu Cehl'in kızını zevce olarak almak istediğinde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ayağa kalkmış ve bir hutbe irad ederek şöyle buyurmuştur:


          “Hişam b. Mugire oğulları, kızlarını Ali b. Ebi Talib'e nikahlamak üzere izin istemişlerdir. Oysa ben izin vermiyorum. Tekrar izin vermiyorum.
          Tekrar izin vermiyorum. Muhakkak ki Fâtıma, benden bir uzuvdur. Onu üzen beni üzmüş, Ona eziyet eden bana eziyet etmiştir. Ancak Ebu Talib'in oğlu, kızımı boşamak ve kızlarını nikahlamak isterse (o müstesnadır).”


          Daha sonra Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Abd-i Şems oğullarından olan damadından bahsederek:


          “O, bana (Zeyneb üzerine evlenmiyeceğine) söz verdi. Ve bana karşı (verdiği sözde) doğru hareket etti. Ben ne bir haramı helâl ve ne de helâli haram kılmış değilim. Fakat Rasulullah'ın kızı ile Allah düşmanının kızı ebediyyen bir erkeğin yanında bir araya gelemezler.” buyurmuşlardır. (Buhari Fedail: 12 , 16 , 29, Cuma: 29, Nikah: 109, Müslim Fedail: 96, Ebu Davud, Nikah: 13)


          Bu hadisi Buhari ve Müslim, Ali b. Hüseyin Zeynülâbidîn ve Misver b. Mahreme'in rivayetlerinden nakletmişlerdir. Hadisin irad edilmesinin sebebi Ali'nin (r.a.) Ebu Cehl'in kızını istemesi olmuştur. Bu sebep de hadîs'in metni dahilindedir. Hadîs'in iradına medar olan sebebi, hadîs'in metninden çıkarmak asla caiz değildir. Aksine sebebin metne dahil olması ittifakla vaciptir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hadisinde :
          “Onu üzen beni üzmüş, ona eziyet eden bana eziyet etmiştir” buyurmuşlardır.


          Bilindiği gibi Ebu Cehl'in kızını Fâtıma'nın üzerine taleb etmek, Fâtıma'yı üzmüş ve ona eziyet etmiştir. Aynı şey Peygamberi de üzmüş ve Ona eziyet etmiştir. Eğer bu durum sahibine erişmesi gereken bir tehdid olsaydı, Ali b. Ebi Talib'e ulaşması gerekirdi. Eğer sahibine ulaşması gereken bir tehdit değilse Ebubekir (r.a), tehdit hususunda Ali'den daha uzaktır. “Ali (r.a.), tevbe ederek Ebu Cehl'in kızını istemekten vazgeçmiştir.” denilecek olursa, bu durum Ali'nin (r.a.) masum olmadığını gerektirir, deriz. Fâtıma'yı üzen ve Ona eziyet veren kimse tevbe etmekle Onun hatasının yok olması caiz ise, günahtan yok edici iyiliklerle aynı hatanın affedilmesi de caizdir.


          Nitekim bu hatadan daha büyük olan günahlar, tevbe, iyi amel ve çeşitli musibetlerle yok olurlar. Sonra Ali'nin (r.a.) bu günahı, Allah (c.c.)'ın ancak tevbe ile affettiği küfür gibi bir günah değildir. Böyle olsaydı (hâşâ!) Ali (r.a.), Rasulullah hayatta iken İslâmdan dönmüş olacaktı. Bilindiği gibi Allah (c.c), Ali'yi (r.a.) böyle bir şeyden tenzih etmiştir. Ali'nin (r.a.), Rasulullah'ın vefatından sonra irtidat ettiğini söyleyen hâriciler bile hiçbir zaman Onun Rasulullah'ın hayatında irtidat ettiğini söylememişlerdir. Çünkü Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hayatında irtidat eden ya tekrar İslâm'a girmiş veya öldürülmüş olması gerekirdi ki, her ikisi de vâki olmamıştır. Ali'nin (r.a.) bu hatası şirkten küçük ise gerçekten Allah (c.c):


          “Allah kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar.” (Nisa: 4/116) buyurmuşlardır.


          Câhil râfizîler, Fâtıma'yı üzmenin küfür oduğunu söyler ve bununla Ebubekir'i tekfir etmeğe kalkışırlarsa Ali'yi de tekfir etmeleri gerekir.
          Tabiî ki böyle bir gereklilik bâtıl olduğu gibi Onun gereği olan tekfir de kesinlikle bâtıldır.


          Râfizîler, durmadan Ali'den (r.a.) sâdır olmuş fiillerle Ebubekir, Ömer ve Osman'ı (r.a.) ayıblıyor ve hatta tekfir ediyorlar. Eğer Ali (r.a.) bu fiillerden dolayı me'cûr veya ma'zûr ise şüphesiz ki, onun kardeşleri olan halifeler ondan daha çok ma'zurdurlar ve daha çok sevaba lâyıktırlar.


          Râfizîler, Fâtıma'ya eziyet etmek, dolayısıyla babasına eziyet olduğu için çok büyük bir cürümdür, diyorlar. Halbuki her ikisine yapılan ezâ mukayese edilecek olursa Rasulullah'a karşı yapılan ezadan kaçınmanın daha vacip olduğu ortaya çıkacaktır. Ebubekir ve Ömer'in durumu da böyledir. Yani Rasulullah'ı üzecek ve Ona sıkıntı verecek hallerden kesinlikle kaçınmışlardır. Ebubekir ve Ömer Rasulullah'ın:


          “Biz miras bırakmayız. Bizim terkettiğimiz sadakadır” şeklindeki ahdini bildikleri için, mezkûr emir ve ahde uymadıkları takdirde Rasulullah'ı (sallallahu aleyhi ve sellem) üzmüş ve Ona eziyet etmiş olacaklarını gayet iyi biliyorlardı. Binaenaleyh onlar Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem)bu ahdini yerine getirmişlerdir.
          Akıl sahibi olan herkes gayet iyi biliyor ki, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), bir hüküm verir, Fâtıma da Ona aykırı bir şey istemeğe kalkışırsa, Rasulullah'ın hükmüne uymak daha evlâdır.


          Çünkü Rasulullah'a itaat etmek vacip olduğu gibi isyan etmek de haramdır. Kim Rasulullah'a itaat etmekten sıkıntı duyarsa, Ona eziyet verdiği için hata etmiş sayılır. Kim de Rasulullah'a itaat ederse şüphesiz ki emirlerine uygun hareket edip Onu hoşnud etmiştir. Fakat Rasulullah'a itaat olsun diye değil de, herhangi bir maksad İçin Fâtıma'yı üzen kimsenin durumu böyle değildir. Yani o kişi itaatkâr kabul edilemez.
          Binaenaleyh Ebubekir'in herhangi bir maksat için değil de, sırf Rasulullah'a itaat olsun diye Fâtıma'ya karşı takındığı tavır Ali'nin (r.a.) tavırını (Ebu Cehl'in kızını istemesi sebebiyle) düşünen kimse Ebubekir'in (r.a.) tavırını Ali'nin (r.a.) tavırından daha üstün olduğunu gayet iyi anlayacaktır.


          Ama her şeye rağmen Ebubekir ve Ali (Allah her ikisinden de razı olsun) Allah (c.c.)'ın yüce dostlarından, kurtuluşa eren sâlih kullarından ve cennet pınarlarından içecek olan ilk müslümanlardandırlar. İşte bunun içindir ki, Ebubekir (r.a.):
          “Vallahi Muhammed'in akrabalarına iyilik etmek, kendi akrabalarıma iyilik etmekten bana daha sevimlidir.”


          “Ey insanlar! Siz, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e olan hürmetinizi, Ehli Beyt'i içinde muhafaza ediniz” buyurmuşlardır. (Buhârî)


          Ebubekir'in Fâtıma'ya sıkıntı verdiği farzedilmiş olsa dahi, onu hiç bir zaman herhangi bir şahsî arzu için yapmamıştır. Aksine Allah ve Rasulüne itaat ve hakkı sahibine (gelirini muhtaçlara dağıtıp) vermek için, Fedek arazisini Fâtıma'ya teslim etmemiştir.
          Halbuki Ali (r.a.)'nin gayesi Fâtıma'nın üzerine evlenmek idi. Dolayısıyla Fâtıma'ya eziyet olacaktı. Ama Ebubekir'in durumu hiç de öyle değildi.


          Netice olarak Ebubekir, Fâtıma'yı üzmekte Ali (r.a.)'den daha uzak olduğu anlaşılmış oldu.


          Ebubekir (r.a.), Allah ve Rasulü için hicret eden zatlardan idi. Bu yüce zat, hiçbir zaman gayesi bir kadını nikahlamak için hicret eden birisine benzetilemez.


          Şüphesiz ki Fâtıma'yı inciten şey Rasulullah'ı da incitir. Yeter ki Fâtıma'yı inciten şey Allah (c.c.)'ın emrine muhalif olmasın.


          Çünkü; Allah (c.c.) bir şeyi emrettikten sonra kimi incitirse incitsin Rasululah (sallallahu aleyhi ve sellem) mutlaka onu yerine getirirdi. Bu, mutlaka böyledir.
          Bu durum Rasululah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın şu hadisi gibidir:
          “Bana itaat eden Allah'a itaat etmiştir. Emîr'ime isyan eden de bana isyan etmiş gibidir.” (Buhari Ahkam: 1, Müslim İmaret: 33, Nesai Beyat: 27)
          Daha sonra Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), sözlerini şöyle açıklamışlardır:
          “İtaat iyiliktedir (Şer'î hükümlere uygun).”


          Rasulullah'ın:


          “Fâtıma'yı inciten beni incitmiştir.” şeklindeki sözleri örfî olan incitmeye hamdedilmesi evlâdır. Çünkü Rasulullah'ın emirlerine itaat etmek farz olup onun zıddı büyük bir ma'siyettir. Fakat Fâtıma'yı (r.a.) incitecek bir şeyin yapılması, Rasulullah'ın emirlerine isyan gibi değildir. Böyle olsaydı Ali'nin (r.a.) hareketi (Ebu Cehl'in kızını Fatıma'nın üzerine nikahlamak üzere istemesi) Allah ve Rasulüne isyan olurdu. - Çünkü Fâtıma Ali'nin (r.a.) bu talebine karşı incinmişti -
          Nitekim Rasulullah'ın Emîr'lerine isyan kendisine isyandır. Rasulullah'a isyan ise Allah (c.c.)'a isyandır.



          İmam-ı Rabbani Redd-i Revafıd adlı kitabında şunları söyler:

          Fâtımayı incitmemek için olan emr, her türlü incitmeyiniz demek değildir. Çünkü, Emîr de, onu, birkaç defa incitti. İncitmesi suç olmadı. Bunun gibi, Resûlullah bazı zevcelerine, (Âişeyi üzerek, beni incitmeyiniz! Biliniz ki, onun yatağında iken bana vahy gelmektedir) buyurmuştu. Âişeyi incitmenin, kendisini incitmek olduğunu bildirdi. Hâlbuki, Hz. Âişe, Hz. Aliden elbette incindi. Bunun için diyebiliriz ki, hadis-i şeriflerdeki (incitmeyiniz!) emri, nefsin isteklerine ve şeytana uyarak incitmeyiniz, demektir. Yoksa, islâmiyetin, hakîkatin yerine getirilmesi için üzmek yasak olmaz. Fâtımanın Ebû Bekrden incinmesi, kendisine Fedekten miras vermediği içindi. [Fedek, Hayber kal'ası yakınında hurması bol bir köy idi. Yahudilerle, köyün yarısını Resûlullaha vermek üzere sulh yapılmıştı. ] Bir hadis-i şerifte, (Biz Peygamberler, miras bırakmayız. Bıraktıklarımız, fakirlere sadaka olur) buyurulduğu için halîfe Ebû Bekr, Resûlullahın hurmalıklarının gelirini fakirlere dağıttı. Bu hadis-i şerife uyarak, Fâtımaya vermedi. Yoksa, nefsine, şeytana uyarak yapmadı. Bunun için, suç olmaz. Eğer, sorulursa ki, hadis-i şerife uyularak yapılan işten, Fâtıma niçin incindi? Cevabında deriz ki, Onun incinmesi, düşünerek ve istiyerek incinmek olmayıp, insanlığın zayıf tarafı, yaratılış îcâbı idi. Elinde olmıyarak incindi. Böyle incitilmesi ise, yasak olmaz.
          [/quote]




          Eline sağlık kardeşim gerçekten çok açıklayıcı olmuş...Hz.Ömer (r.a) fazileti çok büyüktür adalet timsali faruki bir zaat Hz.Ali (r.a) de kızı normal olarak tabikide Hz.Ömere vermiştir ben bunun altında zorla veya farklı birşey olacağını dahi sanmıyorum..
          Haktır Allahım Muhammed mahım
          Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

          Yorum


            #50
            Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

            peygamberler mıras bırakmaz hadisi el kafide de vardır.

            eyvallah ehli sünnet cihandar kardeşim
            HASBUNALLAH

            Yorum


              #51
              Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

              Önemli değil konu hakkındaki bilgim azdı şimdi senin sayende arttı ALLAH razı olsun...
              Haktır Allahım Muhammed mahım
              Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

              Yorum


                #52
                Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                Hz. Ali bu kadar güçsüzmüydü ki kızını dahi haşa munafıka veriyor. Allah insanlara en iyiyi seçmesi vacib değil mi size göre niye imamı bu kadar aciz bırakıyorda size göre insnaların çoğu sapıtıyor.
                HASBUNALLAH

                Yorum


                  #53
                  Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                  konu daha önce açıklandı.. sorular cevaplandı.. okuduğunuzdan emin misiniz?

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                    cevapların zerre ikna ediciliği yok.olay hem sunni hem şii kaynaklarda geçiyor.hem ömer için fatıma anamızın katili diyorsunuz fakat kaynaklar hz.alinin kızını hz.ömere verdiğini gösteriyor.
                    HASBUNALLAH

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                      bu Ali a.s.'ın kızını Ömere verdiğine dair rivayeti sünniler bile kabul etmiyor. Çünkü uydurulduğu o kadar belli ki. Ömer nikahsız olarak kızın bilmem nerelerine bakmışmış... daha kabulü mümkün olmayan bi sürü öğe var.. yine karıştırılan bir şey fıkhi konu:

                      aynı sünniler Peygamberin kızlarının müşriklere verildiğini ve onlarla evlendiklerini de iddia ederler. o zaman sünnilere göre bir insan kızını iyi birine veriyorsa o zamn haşa Peygambere göre müşrikler iyiydi anlamına gelir.

                      diğer yandan Ömer ve Ebubekirin Ali a.s. gözünde ne olduğunu sünni kaynaklardan görelim:

                      [quote author=Qom_u_aşk link=topic=12247.msg121306#msg121306 date=1301258729]
                      Ömer bin Hattab Ali a.s. ve Abbas r.a.'a hitaben:

                      Siz ikiniz onu (Ebubekir'i) da yalancı, günahkar vefasız, hain saydınız. Halbu ki Allah onun doğrucu ... biliyor

                      Siz beni de yalancı, günahkar, vefasız hain gördünüz..

                      Sahihi Müslim Kitabul Cihad ve's-Siyer ; 15 ganimetin hükmü babı. Cilt 8. Sayfa 4949.
                      [/quote]

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                        Fatımayı öfkelendiren Peygamber öfkelendirmiştir.. hadisini kabul ediyor msun

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                          [quote author=Qom_u_aşk link=topic=22508.msg140338#msg140338 date=1326589816]
                          Fatımayı öfkelendiren Peygamber öfkelendirmiştir.. hadisini kabul ediyor msun
                          [/quote]




                          ben kabul ediyorum ama siz kabul etmiyorsunuz
                          HASBUNALLAH

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                            ebubekir nasıl haklı oluyormuş Fatıma s.a.'ya karşı? hadis uydurarak mı? hadisin şii kaynaklarındaki bağlamı ve anlamı farklıdır: orada alimlerin bahsinde geçiyor. Peygamber Alimler için buyuruyor ki: bizden size mal mirası kalmaz, bizim ilmimizi alıyorsunuz siz.

                            Ama sünni kaynaklarda bu hadis Peygamber çocuğu (kızı) ve şer'i mirasçısı için geçiyor ki bu uydurmadır.

                            Çünkü biz peygamberler miras bırakmayız bölümü ayetlerle çürütülmüştür. Fatıma s.a. bun zaten cevabını Ebubekire vererek onu susturuyor.. ama sünni kaynaklar Ehlibeyti susturdukları için olayın bu bölümün nakletmiyorlar.. ya da meşhurları nakletmiyor.

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                              biz nasıl kabul etmiyoruz?

                              Yorum


                                #60
                                Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                                buharide bu hadis hz.alinin ebu cehilin kızı ile evlenmek istemesi üzerine geçer ve peygamberimiz bu hadisi söyler hadisin muhatabıda hz.alidir. siz hz.alinin asla böyle birşey yapmayacağını söylüyor ve hadisi inkar ediyoruz.ama işinize gelen kısmı hadisten koparıp alıyor ve bakın sunni kaynaktan delil diyorsunuz...

                                hz.ebubekirin sunduğu hadis sizin kaynaklarınızda da var.hz.ebu bekir haklı idi hadis uydurmamıştı. zaten hz.ali halife olunca da fedeki geri almadı.
                                HASBUNALLAH

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X