Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

    [quote author=Qom_u_aşk link=topic=22508.msg140340#msg140340 date=1326590026]
    ebubekir nasıl haklı oluyormuş Fatıma s.a.'ya karşı? hadis uydurarak mı? hadisin şii kaynaklarındaki bağlamı ve anlamı farklıdır: orada alimlerin bahsinde geçiyor. Peygamber Alimler için buyuruyor ki: bizden size mal mirası kalmaz, bizim ilmimizi alıyorsunuz siz.

    Ama sünni kaynaklarda bu hadis Peygamber çocuğu (kızı) ve şer'i mirasçısı için geçiyor ki bu uydurmadır.

    Çünkü biz peygamberler miras bırakmayız bölümü ayetlerle çürütülmüştür. Fatıma s.a. bun zaten cevabını Ebubekire vererek onu susturuyor.. ama sünni kaynaklar Ehlibeyti susturdukları için olayın bu bölümün nakletmiyorlar.. ya da meşhurları nakletmiyor.
    [/quote]


    suleyman davuda miras oldu gibi ayetler manevi mirastan bahseder yoksa maddi mirastan değil.ayetleri işinize geldiği gibi koparıp alıyorsunuz...hadislerde yaptıgınız gibi.
    HASBUNALLAH

    Yorum


      #62
      Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

      delilin? Devlet manevi miras mıydı? Allah manevi mirası nasıl miras olarak aktarıyor? kuralları neler?

      Allah layık olana manevi fazileti veriyor mu yoksa babasından mı devrediyor? bu biraz onun adaletine ve kulun özgürlüğüne zıt değil mi?

      eğer manevi fazileti Süleyman a.s. hak ettiği için babası Davuttan alıyorsa o zaman hak ettiği zaten kendi çalıştığının ve layık oluşunun karşılığı olarak Allah'ın ona ihsanı olmalı. Ama miras kelimesinin altında zaten çalışmadan babadan ya da akrabadan devralmak var. siz manevi mirası devraldı diyerek "miras"ı ontolojik olarak geçersiz saymış olmuyor musunuz? hem manevi miras olduğuna dair deliliniz nedir

      tüm bunlar göz önüne alındığında ayetleri kendi görüşleri doğrultusunda (bile değil şiaya muhalif olsun da nasıl olursa olsun) koparıp alan biz miyiz siz mi?

      Yorum


        #63
        Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

        siz demiyormusunuz imamet soydan geliyor bu adalete ters değil mi ? veledi zina cehennemliktir diye insan olanın insafını kurutacak bir söz söylediniz bu adaletle çelişmiyor mu ?
        HASBUNALLAH

        Yorum


          #64
          Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

          Ali a.s Peygamber soyundan mı?

          veledi zina ile ilgili denemeden cehenneme atma inancı bizde yok. o da yaşayacak o da denenecek ve yaşadığı kötü yaşamın bedelini ödeyecek. kimse onu direk cehenneme atmıyor. atıyor mu?

          şianın ikinci usulü din ilkesi ne?

          Yorum


            #65
            Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

            yani manevi miras konusunun düzmece ve imkansız olduğunu kabul ettin?

            Yorum


              #66
              Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

              yok niye kabul edeyim.ayetin mantığı odur siyak sibaktan çoıkan budur...şunuda söylelyim senın yazdığın hiçbirşey cevap bile değil.bunlarla şiayı ispatladıgını sanabilirsin ama aklı mantıgı olan bır adam bu cevaplarla zerre ıkna olamaz.
              HASBUNALLAH

              Yorum


                #67
                Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                manevi miras olur diyorsun!

                o zaman dediklerimdeki akli delilleri tek tek cevapla

                Yorum


                  #68
                  Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                  maddelerının olayla lakası yok kı.


                  15- Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamd olsun." dediler.

                  16- Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi. Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür." neml

                  zaten ayette ilimdne bahsediyor mal mulkten değil...

                  yani şianın iddiasıan tokatı yapıştırıyor ayetin kılıcı şiayı paramparça ediyor
                  HASBUNALLAH

                  Yorum


                    #69
                    Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                    her şeyden verildi ne demek?

                    Yorum


                      #70
                      Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                      Fedek, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem daha sağlığındayken Hz. Fatımatul Zehra selamullahi aleyhe Hz.Hasanı Müctebe aleyhisselam ile Hz. Hüseyin aleyhisselamın giderleri için Peygamber Efendimizin verdiği bir yerdir.

                      Sizin maalesef görüşünüze göre diyelim ki Peygamber Efendimiz Hz. Fatıma sa'ya hiç bir şekilde vermemiş olsun.
                      Acaba sizler düşünebiliyor musunuz Hz. Fatıma sa hakkı olmayan bir şeyi, haram olan bir malı kendi üzerine alsın ve bunları Hz.Peygamberimizin Onlar benim reyhanlarımdır, benim çocuklarımdır ve cennet gençlerinin efendisi olan Hasan ve Hüseyin as'lara haram mal yedirmiş olsun ?
                      Bunu diyen kimse gerçekte Hz. Fatıma'yı tanımıyor ve bilmiyor , Hz. Ali as'mı tanımıyor ve bilmiyor ve Hz. Resulu Ekrem saa'i tanımıyor ve bilmiyor. Çünkü eğer Hz. Fatıma sa tanısaydı kul hakkına girecek haram mal peşine düşmezdi, Hz. Ali aleyhisselamı tanısaydı, bilebilseydi böyle bir şey demekten Allah'a sığınırdı, Hz. Resulu Ekremi saa'i tanısaydı bilseydi sözlerine emirlerine itaat ederlerdi
                      Ey Eba Abdullah... Gözler yaşlı kalmaya, kalpler zulmu sevmemeye söz verdi...

                      Yorum


                        #71
                        Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                        tıklayın, okuyun ve görüşlerinizi bildirin: Fedek

                        Yorum


                          #72
                          Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                          [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22508.msg140365#msg140365 date=1326592983]
                          15- Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamd olsun." dediler.

                          16- Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların konuşma dili öğretildi ve bize herşeyden (bol bir nimet) verildi. Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür." neml

                          zaten ayette ilimdne bahsediyor mal mulkten değil...[/quote]

                          cevap: ayet "Süleyman Davudun ilmine varis oldu" demiyor, aksine "Süleyan Davuda varis oldu" diyor. ayette her hangi bir sınırlama mevcut değildir, aksine genelleme vardır, yani Süleyman a.s Davud a.s'ın her şeyinin varisi oldu. ayetin devamında Hz. Süleyman a.s'ın "Ey insanlar..." diye başlayan sözlerinin aldığı miras ile hiç bir ilgisi yoktur. diğer yandan, faraza Hz. Süleyman a.s'ın sadece ilmi miras aldığı iddasını kabul etsek bile bu Ebu Bekirin uydrumuş olduğu hadisi doğrulamayacaktır. çünkü:

                          1. Kuranda Nebi, Rasul ve Vasiler a.s'e varis olunacağını bildiren tek ayet bu değildir.
                          2. Ebu Bekirin uydurduğu söz her yönü ile veraseti reddetmektedir. ilmi kabul etmeniz bile hadisin uydurma olduğunu ıspat için yeterlidir.


                          yani şianın iddiasıan tokatı yapıştırıyor ayetin kılıcı şiayı paramparça ediyor
                          eğer bu üslup ile devam edersen forum kurallarının tokadını yiyece ve forumdan uçacaksın.

                          Yorum


                            #73
                            Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                            [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22508.msg140228#msg140228 date=1326571042]
                            “İyilik yarışında önceliği kazanan Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce uyanlardan Allah hoşnud olmuştur, onlar da Allah'tan hoşnuddurlar.” (Tevbe: 9/100).[/quote]

                            cevap: Allah c.c'ım kelamı her zaman haktır ancak sizin elde etmek istediğiniz anlam batıldır. tıpkı kafir ve necis haricilerin -ki, büyükü ölçüde sizin kaynaklarınızı teşkil ediyorlar- imam Ali a.s'a karşı "hüküm ancak Allahındır" sözünden istifade etmeleri gibi. imam a.s onlara şöyle cevap vermişti:
                            • [li]كَلِمَةُ حَقٍّ يُرَادُ بِهَا بَاطِلٌ!
                              söz doğru ancak murad batıldır.
                              [/li]


                            ayet iman eden, imanına sadık kalan ve imanını korumuş olan kişileri kapsamaktadır, irtidad edenleri ve munafıkları değil. daha kolay anlaşılması için bir örnek verelim. bilindiği gibi Nebi s.a.a'in zevcelerinden Ümmü Habibe'nin ilk eşi Ubeydullah b. Cahş ilk iman edenlerden ve Habeşeye hicret eden muhacirlerdendi. ama ne oldu? Ubeydullah b. Cahş Habeşede irtidad ederek hristiyan oldu. soru: Allah irtida eden ilk muhacilerden Ubeydullah b. Cahşdan razı mıdır?

                            “Hakîkaten Allah ağacın altında sana biat etmekte oldukları vakit, o müminlerden razı oldu.” (Feth: 48/18)
                            cevap: ayet Allah c.c'ın müminlerden razı olduğunu bildirmektedir, biatte hazır olan her kesten değil. bilindiği gibi Medine munafıklarının başkanı olan Abdullah b. Selul da ağaç altında biat etmiştir. soru: Abdullah b. Seluldan Allah c.c razımıdır?

                            Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) vefat ederken onlardan hoşnud olarak ayrıldığı da tesbit edilmiştir.
                            bu "onlar" ifadesi ile kimi kast ettiğinize bağlıdır. eğer kast ettikleriniz Ömer b. Hattab, Muaviye, Mervan b. Hakem ve benzeri kişilerse bu yalandır. çünkü Ömer b. Hattab ölüm ayağında iken Nebi s.a.a'ye iftira etmiş, ona "sayıklıyor" demiştir. Nebi s.a.a hayatta olduğu zaman Muaviye, Mervan ve babasını lanetlemiş, Mervanı sürgün etmiştir. ama eğer kast ettikleriniz ibni Mesud, Ebu Zerr, Ammar, Selman gibi kişilerse şüphesiz ki, bu doğrudur.

                            Yorum


                              #74
                              Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                              [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22508.msg140228#msg140228 date=1326571042]
                              Allah ve Resulünün kendisinden razı oldukları zât'a kim buğzederse etsin asla ona zarar vermez[/quote]

                              doğrudur, çünkü o kişiden Allah ve rasulü s.a.a razı olmuşturlar. ancak, bu kişilere eziyet eden, söven, lanet eden, hakkını gasp eden, onlarla savaşanlara ve benzerlerine gelince, şüphesiz ki, en büyük azabı tadacak olanlardır onlar.

                              Râfizînin:
                              “Bütün muhaddisler, Rasulullah'ın: “Muhakkak Fâtıma benden bir uzuvdur. Ona eziyet eden bana eziyet etmiş, bana eziyet eden de Allah (c.c.)'a eziyet etmiş gibidir, buyurduğunu rivayet etmişlerdir.” İddiasına gelince şöyle diyoruz:
                              Hiç kimse mezkûr hadisi bu lafızlarla rivayet etmemiştir.
                              bu sadece ibni Teymiyye'nin yalancılığına ve nasibiliğine dalalet etmektedir. biz daha önceleri de ibni Teymiyye'nin yalancı ve nasibi olduğunun kanıtı için "Minhac es-Sünne" adlı kitabına bakılmasının yeterli olduğunu söylemiştik. çünkü kitabında yaptığı tek şey Ehli Beyt a.s hakkındaki sahih. müstefiz ve mütevatir hadisleri ve ayetleri yalana dayanarak inkar etmesidir. bu sözü de onlardan birisidir. Allame Seyyid Haydari ibni Teymiyye'nin "Hiç kimse mezkûr hadisi bu lafızlarla rivayet etmemiştir" dediği hadisi Taberaninin "Mucem el-kebir" adlı kitabından gösteriyor, daha sonra ise 2 ehli sünnet aliminin hadis hakkındaki "hasen" ve "sahih" hükümlerini ortaya koyuyor:


                              Aksine Ali (r.a.) Ebu Cehl'in kızını zevce olarak almak istediğinde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ayağa kalkmış ve bir hutbe irad ederek şöyle buyurmuştur: “Hişam b. Mugire oğulları, kızlarını Ali b. Ebi Talib'e nikahlamak üzere izin istemişlerdir. Oysa ben izin vermiyorum. Tekrar izin vermiyorum.
                              Tekrar izin vermiyorum. Muhakkak ki Fâtıma, benden bir uzuvdur. Onu üzen beni üzmüş, Ona eziyet eden bana eziyet etmiştir. Ancak Ebu Talib'in oğlu, kızımı boşamak ve kızlarını nikahlamak isterse (o müstesnadır).”

                              Daha sonra Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Abd-i Şems oğullarından olan damadından bahsederek: “O, bana (Zeyneb üzerine evlenmiyeceğine) söz verdi. Ve bana karşı (verdiği sözde) doğru hareket etti. Ben ne bir haramı helâl ve ne de helâli haram kılmış değilim. Fakat Rasulullah'ın kızı ile Allah düşmanının kızı ebediyyen bir erkeğin yanında bir araya gelemezler.” buyurmuşlardır. (Buhari Fedail: 12 , 16 , 29, Cuma: 29, Nikah: 109, Müslim Fedail: 96, Ebu Davud, Nikah: 13)

                              Bu hadisi Buhari ve Müslim, Ali b. Hüseyin Zeynülâbidîn ve Misver b. Mahreme'in rivayetlerinden nakletmişlerdir.
                              müslümanlar böyle bir hadisi rivayet etmemiş ve duymamıştırlar. böyle bir şeyi ancak kaynakları emevilerin emri ile yazılmış olan. içeriğini de harici, nasibi ve ehli kitabın oluşturduğu habis kimseler rivayet ede bilirler. nasibilerin kaynakları ise bize karşı delil olamaz. "nasibi nasibinin dilinden anlar" kaidesince bu nasibilere kendi imamları ibni Hazmdan cevap veriyoruz:
                              • [li]

                                لا معنى لاحتجاجنا عليهم برواياتنا ، فهم لا يصدّقونها ، ولا معنى لاحتجاجهم علينا برواياتهم فنحن لا نصدّقها ، وإنّما يجب أن يحتجّ الخصوم بعضهم على بعض بما يصدقّه الذي تقام عليه الحجّة به
                                Şiilere karşı kendi hadislerimizden delil getirmenin anlamı yoktur. çünki Şiiler bu hadisleri kabullenmiyorlar. Şiilerinde bize karşı kendi hadislerini delil getirmelerinin anlamı yoktur. çünki bizde o hadisleri kabullenmiyoruz. bu sebepten dolayı muhaliflerle munazara ederken muhalifin kabullendiği ve muhalif için hüccet sayılan kaynaklardan delil getirmemiz gerekir.

                                ibni Hazm, “el-Fasl fi el-Ahva el-Milelu ven Nihal”, 4/159
                                [/li]


                              ve bizim Şeyhimiz Hüseyin el-Amuli r.a ehli sünnet kaynakları ve onların rivayet ettiği hadisler hakkında şöyle demektedir:

                              bununla birlikte, bunun Ali a.s düşmanlarınca uydurulmuş olduğu hatta nasibi rical ilmine görede sabittir: mam Ali a.s Ebu Cehlin kızına elçilik yaptı mı?

                              Bilindiği gibi Ebu Cehl'in kızını Fâtıma'nın üzerine taleb etmek, Fâtıma'yı üzmüş ve ona eziyet etmiştir. Aynı şey Peygamberi de üzmüş ve Ona eziyet etmiştir. Eğer bu durum sahibine erişmesi gereken bir tehdid olsaydı, Ali b. Ebi Talib'e ulaşması gerekirdi. Eğer sahibine ulaşması gereken bir tehdit değilse Ebubekir (r.a), tehdit hususunda Ali'den daha uzaktır. “Ali (r.a.), tevbe ederek Ebu Cehl'in kızını istemekten vazgeçmiştir.” denilecek olursa, bu durum Ali'nin (r.a.) masum olmadığını gerektirir, deriz. Fâtıma'yı üzen ve Ona eziyet veren kimse tevbe etmekle Onun hatasının yok olması caiz ise, günahtan yok edici iyiliklerle aynı hatanın affedilmesi de caizdir.
                              bizde "bu ancak bir şerefsizin söyleye bileceği bir sözdür" deriz.

                              Yorum


                                #75
                                Ynt: HZ.ÖMERİN HZ.ALİNİN KIZI İLE EVLENMESİ

                                [quote author=EHLI-TAWHID link=topic=22508.msg140289#msg140289 date=1326581304]
                                peygamberler mıras bırakmaz hadisi el kafide de vardır.[/quote]

                                bu ancak :::EDIT::: bir nasibinin uyduracağı bir şeydir. eğer idda ettiğin hadisi "el-Kafi"den göstermezsen yalancısın tıpkı itimad ettiğin şeyhin ibni Teymiyye gibi.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X