HADİS NEDİR?
Hadis, bilginlerin tarifinde şöyledir: Masumun (Peygamber s.a.a ve Ehlibeyt a.s) söz, fiil ve takririni ifade eden sözlere denir. Hadis, bazen “Haber” bazen de “rivayet” olarak tabir edilir. Hadis, masuma nispet verildiği ve içeriğinin de vahye dayanması bakımından hüccettir ve mükellefin görevini belirlemede de ölçüdür.
Kuran’ı Kerim İslam’ın anayasası konumunda olması hasebiyle genel olarak ilahi yasaları ana hatlarıyla açıklamıştır, bu yasaların ayrıntılarını ve teferruatını açıklamayı ise hadiselere bırakmıştır. Dolayısıyla hadis, Kuran’ı Kerim’den sonra dinin en önemli kaynağı olarak kabul edilmiştir. Bu ilim çok yüce bir değere sahip olduğu için Müslümanlar bu ilim dalına çok önem vermiş, hadis ilmini öğrenme gayreti içinde olmuş ve kitaplar yazmışlardır. Büyük İslam âlimleri Müslümanların yoluna ışık tutan hadisleri konulara ayırmış ve bir mecmua halinde hizmete sunmuşlardır. Yalnız bu ilim göründüğü kadar kolay bir ilim dalı değildir. Uzun uğraşlar ve çabalar isteyen dikkat gerektiren hassas bir daldır. Hadis ilminden sonra bu ilimle alakalı olarak rical ilmi, hadis tarihi, hadis kavramları, hadis fıkhı vb. birçok ilimler çıkmış ve hadisin daha da iyi anlaşılması için yol gösterici ilimler olmuşlardır.
Çeşitli konularda yazılan binlerce hadis şunu gösteriyor ki Müslümanlar başlangıçtan günümüze Kuran’ı Kerim’den sonra en çok bu ilim dalına önem vermişlerdir. Günümüz dünyasında da düşünürler ve hadis uzmanları bu kültür mirasına yeni bir bakışla yaklaşmış ve bu büyük kültür kaynağından daha geniş faydalanmak için ciddi çalışmalar yapmışlardır. Birçok kültür evi, hadis merkezi ve ilmi kuruluşlar tesis edilerek bu ilim dalında çok önemli adımlar atılmıştır.
HADİS ÇEŞİTLERİ
1-Sahih Hadis: Hadisin tüm senedi zincirleme olarak masuma dayanan hadise sahih hadis denir. İkinci olarak isimleri hadis metninde geçen bütün raviler güvenilir ve 12 imama inanan Şia olmalıdırlar.
Hadisler arasında en muteber dereceye sahiptir, belirtilen iki şarttan biri azaldığı takdirde itibarı da o ölçüde azalır. Bu yüzden bütün İslam âlimleri sahih hadisin hüccet ve kesin kanıt olmasını ittifakla kabul etmişlerdir.
2-Hasen Hadis: sahih hadiste bulunması gereken iki önemli şartta sahip olan hadislere hasen hadis denir. Yalnız şu farkı vardır ki raviler zincirlemesinde bir ya da daha fazla ravilerin güvenilir oldukları açıkça belirtilmemiş ve sadece onların methi ve övüldükleri bizlere ulaşmıştır. Bu bakımdan itibarlık ve hüccet olma sıralamasında sahih hadisten sonra yer alır.
3-Muvassak Hadis: on iki imamlı olmayan ancak ravileri güvenilir ve hadis metni de masuma dayanan hadislere denir. On iki imama inanma şartının haricinde yukarıda hadis için belirtilen iki esasi şart bu hadis türü içinde geçerlidir. Muvassak Hadis itibar ve derece bakımından Sahih ve Hasen hadislerinden sonra gelir.
4-Zayıf Hadis: Zayıf hadis, yukarıda üç hadis türünün yani Sahih, Hasen ve Muvassak hadislerin taşıdığı özelliklere sahip olmayan hadislere denir. Bir başka deyimle senet zinciri masuma dayanmayan veya ravilerin durumu belirsiz, fasık ve yalancı olan hadislere Zayıf Hadis denir.
Bütün muhaddisler (hadis uzmanları) Zayıf Hadis’i geçersiz saymış ve içeriğine uyulmayacak nitelikte olduğunu belirtmişlerdir. Zayıf Hadis kendi arasında Maktu, Merfu, Mürsel ve Mec’ul ve… olarak birçok kısımlara ayrılmıştır. Bu sınıflandırmaların geneli Hadis ilminde Zayıf Hadis’e ait olup Zayıf Hadis başlığı altında incelenir.
KUTUB-U ERBEA
Kutub-u Erbea veya “Usul-u Erbea” Şia’nın dört önemli hadis kitaplarına verilen isimdir. Bu kitaplar sonradan gelen âlimlerin dilinde “Önceki Âlimlerin Hadis Camiaları” adıyla anılmıştır. Şia’nın dört önemli hadis kaynakları şunlardır:
1-el-Kâfi, Telif: Muhammed b. Yakub Kuleyni (ö. 329)
2-Men La Yehzaruhu’l Fakih, Telif: Şeyh Saduk ismiyle meşhur Muhammed b. Ali b. Babiveyh (ö. 381)
3-Tehzibu’l Ahkâm, Telif: Şeyhu’t-Taife olarak bilinen Muhammed b. Hasan Tusi (ö. 460)
4-el-İstibsaru Fima Uhtulife Min-el Ahbar, Telif: Şeyhu’t-Taife olarak bilinen Muhammed b. Hasan Tusi (ö. 460)
Bu kaynakların yazarlarının yaşadıkları dönemin Ehlibyet İmamlarının dönemine yakın olması, ilmi kariyerlerinin ve hadis ilmine olan hâkimiyetlerinin itibarı, yazılan eserlerin sınıflandırılma metotları bu kitapları diğer hadis kaynaklarından daha mümtaz ve muteber kılmıştır.
Cevami-i Saneviye Nedir? Tarif Ediniz!
“Cevami-i Saneviye” veya “Müteahhir Hadis Cevami-i” aşağıda zikredeceğimiz üç hadis kaynağına verilen isimdir.
1-el-Vafi, Telif: Muhammed Muhsin Feyzi Kaşani (D.1091)
2-Vesailu’ş-Şia, Telif: Muhammed b. Hasan Hürr Amuli (D.1104)
3-Biharu’l-Envar, Telif: Muhammed Bakır b. Muhammed Taki Meclisî (D.1111)
Bu üç hadis kitabı da birkaç hadis kitabı mecmuasından derlenmiştir ve dolayısıyla da bu özellikte ortaktırlar.
el-Vafi; el-Kutub-u Erbea’nın (Dört kaynak kitabı) hadislerini içerir. Yazar, tekrar edilmiş hadisleri çıkarmış ve açıklamaya ihtiyaç duyulan hadisleri sade ancak faydalı bir beyanla ifade etmiştir. Şimdiye kadar bu eserin 28 cildi basılmıştır.
Vesailu’ş-Şia; Fıkha yönelik hadisleri içermiştir. Bu esere Kutub-u Erbea kaynaklarında gelen hadislerin yanı sıra diğer hadis kitaplarından alınan rivayetlerde eklenmiştir. Yazar, uygun gördüğü bazı hadisleri açıklamıştır. Bu değerli eser son düzeltilmiş haliyle 30 ciltte basılmıştır.
Biharu’l-Envar; Şia’nın en kapsamlı ve en büyük hadis kaynağı olarak sayılan bu değerli eser onlarca hadis kitaplarından derlenmiş bir şaheserdir. Yazar, kitabın genelinde “Beyan” başlığı altında birçok hadisi aydınlatıcı yorumuyla aydınlatmıştır. Bu ansiklopedik özelliği taşıyan dev eserde itikadi, ahlaki, edepler ve sünnetler, tarih vb. birçok konulardan bahsedilmiştir. Bu değerli eser 110 cilt basılmış ve okuyucuların hizmetine sunulmuştur.
Şia’nın En Önemli Hadis Kaynağı Hangi Kitaptır?
Şia’nın en önemli hadis kitabı Muhammed b. Yakub Kuleyni Razi’nin (D.329) kaleme aldığı el-Kâfi eseridir. Bu kitap Usul, Füru ve Ravza bölümlerinden oluşmaktadır. Usul bölümü itikadi ve ahlaki konular hakkındaki hadisleri içerir, Füru bölümü, fıkhi hadisleri ve Ravza bölümü ise tarihi, tefsiri hadisleri, münazaralar, hutbeler ve mektupları içermektedir. Usul-u Kâfi’de 18543 hadis yer almaktadır. Yazar, rivayetleri 20 yıl zarfında kendi zamanındaki meşhur kaynaklardan toplamıştır.
Usul-u Kâfi’nin Bazı Özellikleri
1-Telifinin Gaybeti Suğra ile aynı zamanda olması
2-İtikadi, ahlaki ve fıkhi hadisleri içermesi
3-Yazarın, her babdaki hadisleri düzenleme ve sınıflandırmadaki uyguladığı kendine has yenilikçi metodu
Bu kalıcı tarih mirası ve dev eser kaleme alındığı zamandan günümüze kadar âlimlerin ilgi odağı olmuştur. Bu değerli esere yazılan şerh, haşiye ve tercümeler kırkı geçmiştir.
BİHARUL ENVAR
Alanından bir şaheser olan ve 110 ciltten oluşan “Biharul-Envar el-Camiatu Lidureri Ahbaril Eimmetil Athar” Şia’nın en büyük hadis kitabı konumunda ve adeta Şia mektebinin büyük bir kütüphanesi özelliğini taşımaktadır. Bu değerli eser büyük âlim ve muhaddis Muhammed Bakır Meclisi’nin (r.a) en önemli kitabıdır, yazar bu hadis kitabını 40 yıl gibi bir zamanda öğrencilerinin yardımıyla tamamlamıştır. Merhum Meclisi’nin bu dev hadis mecmuasını yazmaktaki gayesi Şia’nın hadis eserlerini ihya etmek, onu yok olup gitme tehlikesinden muhafaza etmek ve hadis maarifine yeni bir yaklaşım zemini oluşturmaktı.
Biharu’l-Envar’ın Bazı Özellikleri
1-Kapsayıcı Olması: bu eser akaid, tarih, ideoloji, ahlak ve fıkıh ilim havzaları alanında geniş ve doyurucu hadisleri içermektedir.
2-Her babın başlangıcında konuya ait ayetler zikredilmiştir.
3-“Beyan” başlığında bazı hadisler hakkında faydalı izahlar sunulmuştur.
4-Yazar, hadisleri dünyanın birçok Müslüman ülkesindeki kütüphanelerde mevcut olan sahih nüshalardan çıkardığı hadisleri nakletmiştir.
5-Kitap, sağlam kanallardan nakledilen usul ve hadisleri bizlere ulaştırmaya özen göstermiştir.
6-Yazar, 18 müstakil risaleyi bu değerli esere sığdırmıştır.
Merhum Meclisi bu kitabın telifinde yüzlerce hadis, tefsir, edebiyat, tarih ve… eserlerinden yararlanmıştır. Yararlandığı eser sayısının altı binden fazla olduğu tahmin edilmektedir.
NEHCÜL BELAĞA
Nehcü’l-Belağa, (açık yol ve pürüzsüz konuşma veya yerinde ve açık söz söyleme anlamına gelir) Seyyid Razi’nin (D.496) muttakilerin mevlası Hz. Emirülmüminin Ali’nin (a.s) sözlerinden derlediği sözleri içeren esere verdiği isimdir. Nehcü’l-Belağa, yüce hikmetler, nurani öğütler, eğitim, terbiye, yöneticilik metodu, tarihi sünnetler ve hakiki irfan konularını içeren muhteşem bir eserdir. Bu değerli kitap, gerek bireyin gerekse toplumun eğitimine yönelik içerdiği vahye dayalı harikulade sözler ve derin dini bilgilerle eşsiz bir yapıttır. Bu değerli eser üç bölümden oluşmaktadır:
1-Hutbeler ve Kelimatu’l-Kısar (Vecizeler, özlü sözler): Hz. Ali’nin 241 hutbesini ve özlü sözünü içermektedir. Bu bölümün en uzun hutbesi 192 hutbe olan “Kasia” hutbesidir.
2-Mektuplar: bu bölüm, mektup, vasiyet, öğüt, emir, dua ve ahit konularında yazılan 79 mektuptan oluşmaktadır. Hz. Ali’nin (a.s) Malik Eşter’e (r.a) yazdığı emirname bu bölümün en uzun ve ayrıntılı kesitidir.
3-Hikmetler: Bu bölüm Emirülmüminin Ali’nin (a.s) 480 hikmetli ve özlü kısa sözlerini içermektedir. İki sayfadan oluşan 147. Hikmet bu bölümün en uzun hikmetidir.
Şia ve Ehlisünnet düşünürleri çok eskiden beri Nehcü’l-Belağa’ya son derece özen ve önem göstermişlerdir. Bu değerli eseri yazdıkları şerhler, tashih, belgelendirme çalışmalarında ana kaynak olarak görmüş ve yararlanmışlardır. Şimdiye kadar bu değerli eser üzerine çok sayıda birbirinden değerli eserler kaleme alınmıştır. Yazılan şerhlerden İbni Ebil Hadid, İbni Meysem Behrani ve Allame Hoi’n’in kaleme aldığı şerhler, yapılan tercümelerden ise Dr. Cafer Şehidi ve Feyzul İslam’ın tercümelerini alanlarının değerli çalışmalarından gösterebiliriz.
SAHİFE-İ SECCADİYE
“Al-i Muhammed’in Zebur’u” ve “Ehlibeyt’in İncili” isimleriyle anılan Sahife-i Seccadiye” İmam Zeynelabidin’in (a.s) dualarını içeren muhteşem bir eserdir. Bu eseri İmam Zeynelabidin (a.s) inşa etmiş ve İmam Muhammed Bakır (a.s) ile Zeyd b. Ali yazmışlardır. Bu eşsiz eserde okuyucu kendisini dualar arasında derin dini maarif okyanusunda hissediyor, siyasi konularda ayrı bir ihtişam ve toplumsal konularda da bir başka güzellikle karşılaşıyor. Sahife-i Seccadiye, aslında 75 dua içermesine rağmen ne yazık ki o yüce dualardan sadece 54 tanesi eserde gelmiş ve geri kalan dualar elimize ulaşmamıştır.
Bazı muhaddisler İmam Zeynelabidin’in (a.s) bazı dualarını da toplayarak esere ilave etmiş ve duanın sayısını yetmiş beşe çıkarmış ve yeni bir dua mecmuası yaratmışlardır ki onlardan bazıları şunlardır:
1-Sahife-i Seccadiye-i Saniye (İkinci Sahife-i Seccadiye); Muhammed b. Hasan Hürr Amuli (ö.1104 h.k)
2-Sahife-i Seccadiye-i Salise (Üçüncü Sahife-i Seccadiye); Mirza Abdullah Efendi (ö. 1130 h.k)
3-Sahife-i Seccadiye-i Rabia (Dördüncü Sahife-i Seccadiye); Mirza Hüseyin Nuri (ö. 1320 h.k)
4-Sahife-i Seccadiye-i Hamise (Beşinci Sahife-i Seccadiye); Seyyid Muhsin Emin (ö. 1372 h.k)
5-Sahife-i Seccadiye-i Sadise (Altıncı Sahife-i Seccadiye); Muhammed Salih Mazenderani (ö. 1350 hicri şemsi)
Yazılan sahifeler arasında en kapsamlısı Seyyid Muhammed Ali Ebtehi tarafından kaleme alına “Sahife-i Seccadiye-i Kamile” sahifesidir ki yukarıda yazılan sahifelerin tümünü içeren tam bir sahifedir. Hatırlatmak gerekir ki şimdiye kadar Sahife-i Seccadiye’ye çok sayıda talikalar ve şerhler yazılmış ve çeşitli tercümeler kitapları hazırlanmıştır.
HADİS MU'CEMİ NEDİR?
Alfabetik sıraya göre hadislerin müfredatını ve kelimelerini içeren ve bilgiler veren kitaplara “Mu’cem” denir. Şimdiye kadar hadis kitapları için çok sayıda kelime mu’cemi tedvin edilmiştir ki onlardan bazıları şunlardır:
1-el-Mu’cemu’l Müfehres Lielfazi Ahadisi’l Kutubi’l-Erbea, Biharu’l-Envar, Vesailu’ş-Şia, Müstedreku’l-Vesail; Ali Rıza Beraziş denetimi altında
2-el-Mu’cemu’l Müfehres Lielfazi Ahadisi Bihari’l-Envar; İslami Araştırmalar Merkezi; İslami Tebliğat Bürosu denetiminde
Hadis Kaç Bölümden Oluşur?
Hadis, iki bölümden oluşur:
a) Hadisin Metni; masumların (a.s) sözleridir.
b) Hadisin Senedi; maksat, hadisi masumdan nakleden rivayetler zinciridir. Muhatabın hadisin metnine olan güvenini sağladığından “Senet” diye tabir edilir.
ERBEAMİE (Dört yüz) USULDEN MAKSAT NEDİR?
Ehlibeyt’in (a.s) bir grup ashabı Hz. Emirülmüminin Ali (a.s) döneminden İmam Hasan Askeri (a.s) dönemine kadar özellikle de İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) dönemlerinde Ehlibeyt’ten (a.s) nakledilen hadisleri toplayarak bir mecmua haline getirdiler. Sonraları toplanan bu hadis mecmuasına “Asl” adı verildi. Bu aslın sayısı dört yüze ulaşmaktadır, işte bu yüzden o usule ıstılahta “Usul-u Erbeamie (Dört yüz asıl) denmektedir. Daha sonraları bu hadis mecmuası Şia’nın Kutub-u Erbea’sının (Dört büyük kaynak) tedvin edilmesinde ana kaynak olarak seçildi. Ehlibeyt İmamlarının (a.s) sözlerini nakletmek ve başka hadis kaynaklarından alıntı yapmamak, rivayetlerin muhaddislere göre azami ölçüde muteber olması ve… gibi özellikler “Usul-u Erbeamie’nin” özelliklerinden sadece birkaçıdır.
MÜTEVATİR VE VAHİD HABERİN TARİFİ
Mütevatir Hadis, ravi sayısı her hadis tabakasında o kadar fazla olmalı ki normalde bu ravilerin herhangi bir haberi (hadisi) uydurmaları konusunda ittifak etmeleri imkânsız ve naklettikleri hadisin gerçekten sadır olmasını ispatlayacak nitelikteki habere Mütevatir Hadis denir. Bu tür hadislerin sayısı oldukça azdır ancak hadisin doğruluğunu ve hüccet olduğunu kesin olarak ispat eder.
Vahid Haber, ravi sayısı her hadis tabakasında veya tabakanın herhangi birinde tevatür haddinden az olan hadislere denir. Vahid haber yakini doğurmaz ve sadece hadisin senedi muteber olursa hüccet sayılır.
Âlimler ve muhaddisler ravi için birtakım şartları gerekli görmüşlerdir ki onlardan bazıları şunlardır:
1-İslam
2-İman
3-Buluğ
4-Akıl
5-Adalet
6-Güvenilirlik
7-Hadis Tutanağında ve kaydında Dikkat
İCMA ASHABI KİMLERDİR?
Ehlibeyt İmamlarının (a.s) sahabelerinden bazıları Ehlibeyt (a.s) ile sık sık görüşüp huzurlarından istifade etmelerinden, o hazretlerden (a.s) çok sayıda hadis nakletmelerinden, sahip oldukları adaletten, Ehlibeyt’in (a.s) övgülerini kazandıklarından ve daha birçok sebepten dolayı öylesine yüce makamlar kazandılar ki Şia âlimleri ve muhaddisleri ittifakla onlarından ağızlarından nakledilen hadisleri muteber saymış ve kabul etmişlerdir. Bu güvenilir ve Ehlibeyt’in övgüsünü kazanmış yüce ashaba “İcma Ashabı” denildi. O yüce zatlar şunlardır:
1-Zürare b. A’yan
2-Maruf b. Harbuz
3-Yezid b. Muaviye Aceli
4-Ebu Basir Esedi (veya Ebu Basir Muradi)
5-Fudayl b. Yesar
6-Muhammed b. Müslim Tai
7-Cemil b. Derrac
8-Abdullah b. Muskan
9-Abdullah b. Bukeyr
10-Hammad b. Osman
11-Hammad b. İsa
12-Eban b. Osman
13-Yunus b. Abdurrahman
14-Safvan b. Yahya Saberi
15-Muhammed b. Ebi Umeyr
16-Abdullah b. Muğayre
17-Hasan b. Mahbub
18-Ahmed b. Muhammed b. Ebi Nasr Bezenti
Bunlardan ilk altısı İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Cafer Sadık’ın (a.s) ashabı, ikinci altı kişi İmam Sadık’ın (a.s) ashabı ve son altı kişi İmam Musa kazım (a.s) ve İmam Rıza’nın (a.s) ashabındandırlar.
KUDSİ HADİS NEDİR?
Kutsi Hadis, anlamı ya rüyada ya da ilham aracılığıyla Peygambere (s.a.a) telkin edilen ancak sözleri ve lafzı Peygamberin (s.a.a) dilinden beyan edilen hadislere denir. Kutsi Hadis’in Kuran’ı Kerim’le hiçbir farkı yoktur ancak sadece anlamı Allah’a nispet verilir, mucizevî özellik taşımaz ve namazlarda da kıraat edilmez. Bunun dışında aynı Kuran ayetleri gibidir.
Kutsi Hadis ile Nebevi Hadis arasında da fark vardır; Nebevi Hadis, Allah Resulü’nden rivayet edilen hadistir ama Kutsi Hadis, Allah’ın sözlerini ifade eder. Nebevi Hadisler, Şia ve Sünni mezheplerinin rivayetlerinin genel ve kayda değer bölümünü oluşturmaktadır. Bu hadisleri ya Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’i (a.s) ya da Peygamberin (s.a.a) sahabeleri nakletmişlerdir.
CA’Lİ (Uydurma) HADİS
Hadis uydurma ve masuma yalan bir söz isnat etme, inatçı düşmanlar ve hasta kalpli insanlar tarafından Peygamberin (s.a.a) hayatı döneminden itibaren hadisleri tehdit eden büyük bir musibetti. Emirülmüminin Ali (a.s) bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Peygamberin (s.a.a) hayatı döneminde Allah Resulü’ne (s.a.a) o kadar yalan sözler isnat ettiler ki bunun üzerine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey insanlar! Bana yalan söz isnat edenlerin sayısı çoğalmıştır, kim kasıtlı olarak bana yalan isnadından bulunursa cehennem ateşinde yerini hazırlamalıdır.” (Hisal-i Saduk (r.a) s.255)
Hadis uydurma alışkanlığı Allah Resulü’nden (s.a.a sonra da çeşitli amaçlarla devam etti. O amaçlardan iki önemli unsura şöyle işaret edebiliriz:
1-Emevi ve Abbasi hükümetlerinin nübüvvet hanedanına karşı takındıkları düşmanlıktan dolayı bazı halifelerin faziletleri hakkında uydurulan sahte hadislerle son buldu.
2-Kendi akidelerini ispat edip diğer fırkaların inançlarını inkâr eden fıkhi ve itikadi bazı fırkaların doğması; bu fırkalar kendi inançlarını yaygınlaştırmak amacıyla bazen hadisler uydururlardı. Bu sapkın inancın devamı ve sahte hadislerin yaygınlaşması hadis için birtakım kuralların konulmasını kaçınılmaz kıldı ki buna müteakip olarak Rical ve Dirayetu’l Hadis ilimlerinin ortaya çıkmasını sağladı.
NEVADİR NEDİR?
Nevadir, muhteva bakımından dağınık olması hasebiyle hadis kitaplarında biçbir babın kapsama alanına girmeyen hadislere denir. Bu hadisler genelde hadis kitaplarının bablarının sonunda “Nevadir” ismiyle yer alırlar. Bazen Nevadir’den maksat bir hadisin muteber ravisi meşhur rivayetlerin aksine hadisi başka ravilerden nakleder ve bazen de Nevadir’den maksat az nakledilen ve içeriğine az amel edilen hadislerdir.
Bazı muhaddisler bu tür rivayetleri toplayarak “Nevadir” adı altında kitaplar telif etmişlerdir. Fazl b. Ali Ravendi’nin kaleme aldığı “en-Nevadir” ve Muhammed Muhsin Feyzi Kaşani’nin yazdığı “Nevadiru’l-Ahbar” bunun örnekleridir.
EMALİ NEDİR?
Emali, içeriği üstatlar tarafından ders toplantılarında sözlü olarak beyan edilip öğrenciler tarafından kaleme alınan kitaplara verilen isimdir. Emali kitaplarının konusu hadis veya hadise ait ilimler olduğundan ders toplantı düzenine göre tanzim edilirdir. Onlara “Mecalis” adı da verilmiştir. Bu yolla büyük bir hadis mecmuası hazırlanmıştır ki hadis kültür mirasının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Şeyh Saduk, Şeyh Müfid ve Şeyh Tusi’nin Emali’leri hazırlanıp okuyucuların hizmetine sunulan birkaç örnektir.
MÜSNED NEDİR?
Müsned, hadisleri raviler esasına göre yazılan hadis kitaplarına denir. Örnek olarak; Cabir b. Abdullah Ensari’nin (r.a) Resul-i Ekrem’den naklettiği rivayetlerin tamamı müstakil bir bölümde yer almıştır. Bazı müsned kitapları sahabenin alfabetik isim sırasına göre düzenlenmiş bazıları ise sahabenin sadrı İslam’daki geçmişi göz önüne alınarak yazılmıştır. Nitekim bazı müsnedlerde sadece bir ravinin naklettiği hadisler gelmiştir, örneğin Ali b. Ebu Talib’in (a.s) Müsnedi. Bu alanda yazılan en meşhur kitap Ahmed b. Hanbel’in kaleme aldığı Müsned’dir.
MELAHİM NEDİR?
Melahim, Arapçada “Melheme” kelimesinin çoğulu olup tarihi olaylar ve büyük hadiseler anlamına gelir. Savaşlar, ahir zaman fitneleri, hâkimlerin doğuşu, devletlerin değişimi ve Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhur belirtileri hakkında gerçekleşecek olayları bildiren hadislere “Melahim Haberleri” denir. Bazı âlimler bu tür hadisleri ve haberleri müstakil teliflerinde toplamışlardır, örnek olarak İbni Hammad’ın (ö.228) yazdığı “Fiten” ve Seyyid b. Tavus’un (r.a) kaleme aldığı el-Melahimu Vel Fiten adlı eserleri gösterebiliriz.
Kaynak : www.welayet.com
Yorum