Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)


    HADİS NEDİR?
    Hadis, bilginlerin tarifinde şöyledir: Masumun (Peygamber s.a.a ve Ehlibeyt a.s) söz, fiil ve takririni ifade eden sözlere denir. Hadis, bazen “Haber” bazen de “rivayet” olarak tabir edilir. Hadis, masuma nispet verildiği ve içeriğinin de vahye dayanması bakımından hüccettir ve mükellefin görevini belirlemede de ölçüdür.
    Kuran’ı Kerim İslam’ın anayasası konumunda olması hasebiyle genel olarak ilahi yasaları ana hatlarıyla açıklamıştır, bu yasaların ayrıntılarını ve teferruatını açıklamayı ise hadiselere bırakmıştır. Dolayısıyla hadis, Kuran’ı Kerim’den sonra dinin en önemli kaynağı olarak kabul edilmiştir. Bu ilim çok yüce bir değere sahip olduğu için Müslümanlar bu ilim dalına çok önem vermiş, hadis ilmini öğrenme gayreti içinde olmuş ve kitaplar yazmışlardır. Büyük İslam âlimleri Müslümanların yoluna ışık tutan hadisleri konulara ayırmış ve bir mecmua halinde hizmete sunmuşlardır. Yalnız bu ilim göründüğü kadar kolay bir ilim dalı değildir. Uzun uğraşlar ve çabalar isteyen dikkat gerektiren hassas bir daldır. Hadis ilminden sonra bu ilimle alakalı olarak rical ilmi, hadis tarihi, hadis kavramları, hadis fıkhı vb. birçok ilimler çıkmış ve hadisin daha da iyi anlaşılması için yol gösterici ilimler olmuşlardır.
    Çeşitli konularda yazılan binlerce hadis şunu gösteriyor ki Müslümanlar başlangıçtan günümüze Kuran’ı Kerim’den sonra en çok bu ilim dalına önem vermişlerdir. Günümüz dünyasında da düşünürler ve hadis uzmanları bu kültür mirasına yeni bir bakışla yaklaşmış ve bu büyük kültür kaynağından daha geniş faydalanmak için ciddi çalışmalar yapmışlardır. Birçok kültür evi, hadis merkezi ve ilmi kuruluşlar tesis edilerek bu ilim dalında çok önemli adımlar atılmıştır.

    HADİS ÇEŞİTLERİ

    1-Sahih Hadis: Hadisin tüm senedi zincirleme olarak masuma dayanan hadise sahih hadis denir. İkinci olarak isimleri hadis metninde geçen bütün raviler güvenilir ve 12 imama inanan Şia olmalıdırlar.
    Hadisler arasında en muteber dereceye sahiptir, belirtilen iki şarttan biri azaldığı takdirde itibarı da o ölçüde azalır. Bu yüzden bütün İslam âlimleri sahih hadisin hüccet ve kesin kanıt olmasını ittifakla kabul etmişlerdir.
    2-Hasen Hadis: sahih hadiste bulunması gereken iki önemli şartta sahip olan hadislere hasen hadis denir. Yalnız şu farkı vardır ki raviler zincirlemesinde bir ya da daha fazla ravilerin güvenilir oldukları açıkça belirtilmemiş ve sadece onların methi ve övüldükleri bizlere ulaşmıştır. Bu bakımdan itibarlık ve hüccet olma sıralamasında sahih hadisten sonra yer alır.
    3-Muvassak Hadis: on iki imamlı olmayan ancak ravileri güvenilir ve hadis metni de masuma dayanan hadislere denir. On iki imama inanma şartının haricinde yukarıda hadis için belirtilen iki esasi şart bu hadis türü içinde geçerlidir. Muvassak Hadis itibar ve derece bakımından Sahih ve Hasen hadislerinden sonra gelir.
    4-Zayıf Hadis: Zayıf hadis, yukarıda üç hadis türünün yani Sahih, Hasen ve Muvassak hadislerin taşıdığı özelliklere sahip olmayan hadislere denir. Bir başka deyimle senet zinciri masuma dayanmayan veya ravilerin durumu belirsiz, fasık ve yalancı olan hadislere Zayıf Hadis denir.
    Bütün muhaddisler (hadis uzmanları) Zayıf Hadis’i geçersiz saymış ve içeriğine uyulmayacak nitelikte olduğunu belirtmişlerdir. Zayıf Hadis kendi arasında Maktu, Merfu, Mürsel ve Mec’ul ve… olarak birçok kısımlara ayrılmıştır. Bu sınıflandırmaların geneli Hadis ilminde Zayıf Hadis’e ait olup Zayıf Hadis başlığı altında incelenir.

    KUTUB-U ERBEA

    Kutub-u Erbea veya “Usul-u Erbea” Şia’nın dört önemli hadis kitaplarına verilen isimdir. Bu kitaplar sonradan gelen âlimlerin dilinde “Önceki Âlimlerin Hadis Camiaları” adıyla anılmıştır. Şia’nın dört önemli hadis kaynakları şunlardır:
    1-el-Kâfi, Telif: Muhammed b. Yakub Kuleyni (ö. 329)
    2-Men La Yehzaruhu’l Fakih, Telif: Şeyh Saduk ismiyle meşhur Muhammed b. Ali b. Babiveyh (ö. 381)
    3-Tehzibu’l Ahkâm, Telif: Şeyhu’t-Taife olarak bilinen Muhammed b. Hasan Tusi (ö. 460)
    4-el-İstibsaru Fima Uhtulife Min-el Ahbar, Telif: Şeyhu’t-Taife olarak bilinen Muhammed b. Hasan Tusi (ö. 460)
    Bu kaynakların yazarlarının yaşadıkları dönemin Ehlibyet İmamlarının dönemine yakın olması, ilmi kariyerlerinin ve hadis ilmine olan hâkimiyetlerinin itibarı, yazılan eserlerin sınıflandırılma metotları bu kitapları diğer hadis kaynaklarından daha mümtaz ve muteber kılmıştır.
    Cevami-i Saneviye Nedir? Tarif Ediniz!
    “Cevami-i Saneviye” veya “Müteahhir Hadis Cevami-i” aşağıda zikredeceğimiz üç hadis kaynağına verilen isimdir.
    1-el-Vafi, Telif: Muhammed Muhsin Feyzi Kaşani (D.1091)
    2-Vesailu’ş-Şia, Telif: Muhammed b. Hasan Hürr Amuli (D.1104)
    3-Biharu’l-Envar, Telif: Muhammed Bakır b. Muhammed Taki Meclisî (D.1111)
    Bu üç hadis kitabı da birkaç hadis kitabı mecmuasından derlenmiştir ve dolayısıyla da bu özellikte ortaktırlar.
    el-Vafi; el-Kutub-u Erbea’nın (Dört kaynak kitabı) hadislerini içerir. Yazar, tekrar edilmiş hadisleri çıkarmış ve açıklamaya ihtiyaç duyulan hadisleri sade ancak faydalı bir beyanla ifade etmiştir. Şimdiye kadar bu eserin 28 cildi basılmıştır.
    Vesailu’ş-Şia; Fıkha yönelik hadisleri içermiştir. Bu esere Kutub-u Erbea kaynaklarında gelen hadislerin yanı sıra diğer hadis kitaplarından alınan rivayetlerde eklenmiştir. Yazar, uygun gördüğü bazı hadisleri açıklamıştır. Bu değerli eser son düzeltilmiş haliyle 30 ciltte basılmıştır.
    Biharu’l-Envar; Şia’nın en kapsamlı ve en büyük hadis kaynağı olarak sayılan bu değerli eser onlarca hadis kitaplarından derlenmiş bir şaheserdir. Yazar, kitabın genelinde “Beyan” başlığı altında birçok hadisi aydınlatıcı yorumuyla aydınlatmıştır. Bu ansiklopedik özelliği taşıyan dev eserde itikadi, ahlaki, edepler ve sünnetler, tarih vb. birçok konulardan bahsedilmiştir. Bu değerli eser 110 cilt basılmış ve okuyucuların hizmetine sunulmuştur.

    Şia’nın En Önemli Hadis Kaynağı Hangi Kitaptır?

    Şia’nın en önemli hadis kitabı Muhammed b. Yakub Kuleyni Razi’nin (D.329) kaleme aldığı el-Kâfi eseridir. Bu kitap Usul, Füru ve Ravza bölümlerinden oluşmaktadır. Usul bölümü itikadi ve ahlaki konular hakkındaki hadisleri içerir, Füru bölümü, fıkhi hadisleri ve Ravza bölümü ise tarihi, tefsiri hadisleri, münazaralar, hutbeler ve mektupları içermektedir. Usul-u Kâfi’de 18543 hadis yer almaktadır. Yazar, rivayetleri 20 yıl zarfında kendi zamanındaki meşhur kaynaklardan toplamıştır.
    Usul-u Kâfi’nin Bazı Özellikleri
    1-Telifinin Gaybeti Suğra ile aynı zamanda olması
    2-İtikadi, ahlaki ve fıkhi hadisleri içermesi
    3-Yazarın, her babdaki hadisleri düzenleme ve sınıflandırmadaki uyguladığı kendine has yenilikçi metodu
    Bu kalıcı tarih mirası ve dev eser kaleme alındığı zamandan günümüze kadar âlimlerin ilgi odağı olmuştur. Bu değerli esere yazılan şerh, haşiye ve tercümeler kırkı geçmiştir.

    BİHARUL ENVAR

    Alanından bir şaheser olan ve 110 ciltten oluşan “Biharul-Envar el-Camiatu Lidureri Ahbaril Eimmetil Athar” Şia’nın en büyük hadis kitabı konumunda ve adeta Şia mektebinin büyük bir kütüphanesi özelliğini taşımaktadır. Bu değerli eser büyük âlim ve muhaddis Muhammed Bakır Meclisi’nin (r.a) en önemli kitabıdır, yazar bu hadis kitabını 40 yıl gibi bir zamanda öğrencilerinin yardımıyla tamamlamıştır. Merhum Meclisi’nin bu dev hadis mecmuasını yazmaktaki gayesi Şia’nın hadis eserlerini ihya etmek, onu yok olup gitme tehlikesinden muhafaza etmek ve hadis maarifine yeni bir yaklaşım zemini oluşturmaktı.
    Biharu’l-Envar’ın Bazı Özellikleri
    1-Kapsayıcı Olması: bu eser akaid, tarih, ideoloji, ahlak ve fıkıh ilim havzaları alanında geniş ve doyurucu hadisleri içermektedir.
    2-Her babın başlangıcında konuya ait ayetler zikredilmiştir.
    3-“Beyan” başlığında bazı hadisler hakkında faydalı izahlar sunulmuştur.
    4-Yazar, hadisleri dünyanın birçok Müslüman ülkesindeki kütüphanelerde mevcut olan sahih nüshalardan çıkardığı hadisleri nakletmiştir.
    5-Kitap, sağlam kanallardan nakledilen usul ve hadisleri bizlere ulaştırmaya özen göstermiştir.
    6-Yazar, 18 müstakil risaleyi bu değerli esere sığdırmıştır.
    Merhum Meclisi bu kitabın telifinde yüzlerce hadis, tefsir, edebiyat, tarih ve… eserlerinden yararlanmıştır. Yararlandığı eser sayısının altı binden fazla olduğu tahmin edilmektedir.

    NEHCÜL BELAĞA

    Nehcü’l-Belağa, (açık yol ve pürüzsüz konuşma veya yerinde ve açık söz söyleme anlamına gelir) Seyyid Razi’nin (D.496) muttakilerin mevlası Hz. Emirülmüminin Ali’nin (a.s) sözlerinden derlediği sözleri içeren esere verdiği isimdir. Nehcü’l-Belağa, yüce hikmetler, nurani öğütler, eğitim, terbiye, yöneticilik metodu, tarihi sünnetler ve hakiki irfan konularını içeren muhteşem bir eserdir. Bu değerli kitap, gerek bireyin gerekse toplumun eğitimine yönelik içerdiği vahye dayalı harikulade sözler ve derin dini bilgilerle eşsiz bir yapıttır. Bu değerli eser üç bölümden oluşmaktadır:
    1-Hutbeler ve Kelimatu’l-Kısar (Vecizeler, özlü sözler): Hz. Ali’nin 241 hutbesini ve özlü sözünü içermektedir. Bu bölümün en uzun hutbesi 192 hutbe olan “Kasia” hutbesidir.
    2-Mektuplar: bu bölüm, mektup, vasiyet, öğüt, emir, dua ve ahit konularında yazılan 79 mektuptan oluşmaktadır. Hz. Ali’nin (a.s) Malik Eşter’e (r.a) yazdığı emirname bu bölümün en uzun ve ayrıntılı kesitidir.
    3-Hikmetler: Bu bölüm Emirülmüminin Ali’nin (a.s) 480 hikmetli ve özlü kısa sözlerini içermektedir. İki sayfadan oluşan 147. Hikmet bu bölümün en uzun hikmetidir.
    Şia ve Ehlisünnet düşünürleri çok eskiden beri Nehcü’l-Belağa’ya son derece özen ve önem göstermişlerdir. Bu değerli eseri yazdıkları şerhler, tashih, belgelendirme çalışmalarında ana kaynak olarak görmüş ve yararlanmışlardır. Şimdiye kadar bu değerli eser üzerine çok sayıda birbirinden değerli eserler kaleme alınmıştır. Yazılan şerhlerden İbni Ebil Hadid, İbni Meysem Behrani ve Allame Hoi’n’in kaleme aldığı şerhler, yapılan tercümelerden ise Dr. Cafer Şehidi ve Feyzul İslam’ın tercümelerini alanlarının değerli çalışmalarından gösterebiliriz.

    SAHİFE-İ SECCADİYE

    “Al-i Muhammed’in Zebur’u” ve “Ehlibeyt’in İncili” isimleriyle anılan Sahife-i Seccadiye” İmam Zeynelabidin’in (a.s) dualarını içeren muhteşem bir eserdir. Bu eseri İmam Zeynelabidin (a.s) inşa etmiş ve İmam Muhammed Bakır (a.s) ile Zeyd b. Ali yazmışlardır. Bu eşsiz eserde okuyucu kendisini dualar arasında derin dini maarif okyanusunda hissediyor, siyasi konularda ayrı bir ihtişam ve toplumsal konularda da bir başka güzellikle karşılaşıyor. Sahife-i Seccadiye, aslında 75 dua içermesine rağmen ne yazık ki o yüce dualardan sadece 54 tanesi eserde gelmiş ve geri kalan dualar elimize ulaşmamıştır.
    Bazı muhaddisler İmam Zeynelabidin’in (a.s) bazı dualarını da toplayarak esere ilave etmiş ve duanın sayısını yetmiş beşe çıkarmış ve yeni bir dua mecmuası yaratmışlardır ki onlardan bazıları şunlardır:
    1-Sahife-i Seccadiye-i Saniye (İkinci Sahife-i Seccadiye); Muhammed b. Hasan Hürr Amuli (ö.1104 h.k)
    2-Sahife-i Seccadiye-i Salise (Üçüncü Sahife-i Seccadiye); Mirza Abdullah Efendi (ö. 1130 h.k)
    3-Sahife-i Seccadiye-i Rabia (Dördüncü Sahife-i Seccadiye); Mirza Hüseyin Nuri (ö. 1320 h.k)
    4-Sahife-i Seccadiye-i Hamise (Beşinci Sahife-i Seccadiye); Seyyid Muhsin Emin (ö. 1372 h.k)
    5-Sahife-i Seccadiye-i Sadise (Altıncı Sahife-i Seccadiye); Muhammed Salih Mazenderani (ö. 1350 hicri şemsi)
    Yazılan sahifeler arasında en kapsamlısı Seyyid Muhammed Ali Ebtehi tarafından kaleme alına “Sahife-i Seccadiye-i Kamile” sahifesidir ki yukarıda yazılan sahifelerin tümünü içeren tam bir sahifedir. Hatırlatmak gerekir ki şimdiye kadar Sahife-i Seccadiye’ye çok sayıda talikalar ve şerhler yazılmış ve çeşitli tercümeler kitapları hazırlanmıştır.

    HADİS MU'CEMİ NEDİR?

    Alfabetik sıraya göre hadislerin müfredatını ve kelimelerini içeren ve bilgiler veren kitaplara “Mu’cem” denir. Şimdiye kadar hadis kitapları için çok sayıda kelime mu’cemi tedvin edilmiştir ki onlardan bazıları şunlardır:
    1-el-Mu’cemu’l Müfehres Lielfazi Ahadisi’l Kutubi’l-Erbea, Biharu’l-Envar, Vesailu’ş-Şia, Müstedreku’l-Vesail; Ali Rıza Beraziş denetimi altında
    2-el-Mu’cemu’l Müfehres Lielfazi Ahadisi Bihari’l-Envar; İslami Araştırmalar Merkezi; İslami Tebliğat Bürosu denetiminde
    Hadis Kaç Bölümden Oluşur?
    Hadis, iki bölümden oluşur:
    a) Hadisin Metni; masumların (a.s) sözleridir.
    b) Hadisin Senedi; maksat, hadisi masumdan nakleden rivayetler zinciridir. Muhatabın hadisin metnine olan güvenini sağladığından “Senet” diye tabir edilir.

    ERBEAMİE (Dört yüz) USULDEN MAKSAT NEDİR?

    Ehlibeyt’in (a.s) bir grup ashabı Hz. Emirülmüminin Ali (a.s) döneminden İmam Hasan Askeri (a.s) dönemine kadar özellikle de İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) dönemlerinde Ehlibeyt’ten (a.s) nakledilen hadisleri toplayarak bir mecmua haline getirdiler. Sonraları toplanan bu hadis mecmuasına “Asl” adı verildi. Bu aslın sayısı dört yüze ulaşmaktadır, işte bu yüzden o usule ıstılahta “Usul-u Erbeamie (Dört yüz asıl) denmektedir. Daha sonraları bu hadis mecmuası Şia’nın Kutub-u Erbea’sının (Dört büyük kaynak) tedvin edilmesinde ana kaynak olarak seçildi. Ehlibeyt İmamlarının (a.s) sözlerini nakletmek ve başka hadis kaynaklarından alıntı yapmamak, rivayetlerin muhaddislere göre azami ölçüde muteber olması ve… gibi özellikler “Usul-u Erbeamie’nin” özelliklerinden sadece birkaçıdır.

    MÜTEVATİR VE VAHİD HABERİN TARİFİ

    Mütevatir Hadis, ravi sayısı her hadis tabakasında o kadar fazla olmalı ki normalde bu ravilerin herhangi bir haberi (hadisi) uydurmaları konusunda ittifak etmeleri imkânsız ve naklettikleri hadisin gerçekten sadır olmasını ispatlayacak nitelikteki habere Mütevatir Hadis denir. Bu tür hadislerin sayısı oldukça azdır ancak hadisin doğruluğunu ve hüccet olduğunu kesin olarak ispat eder.
    Vahid Haber, ravi sayısı her hadis tabakasında veya tabakanın herhangi birinde tevatür haddinden az olan hadislere denir. Vahid haber yakini doğurmaz ve sadece hadisin senedi muteber olursa hüccet sayılır.
    Âlimler ve muhaddisler ravi için birtakım şartları gerekli görmüşlerdir ki onlardan bazıları şunlardır:
    1-İslam
    2-İman
    3-Buluğ
    4-Akıl
    5-Adalet
    6-Güvenilirlik
    7-Hadis Tutanağında ve kaydında Dikkat

    İCMA ASHABI KİMLERDİR?

    Ehlibeyt İmamlarının (a.s) sahabelerinden bazıları Ehlibeyt (a.s) ile sık sık görüşüp huzurlarından istifade etmelerinden, o hazretlerden (a.s) çok sayıda hadis nakletmelerinden, sahip oldukları adaletten, Ehlibeyt’in (a.s) övgülerini kazandıklarından ve daha birçok sebepten dolayı öylesine yüce makamlar kazandılar ki Şia âlimleri ve muhaddisleri ittifakla onlarından ağızlarından nakledilen hadisleri muteber saymış ve kabul etmişlerdir. Bu güvenilir ve Ehlibeyt’in övgüsünü kazanmış yüce ashaba “İcma Ashabı” denildi. O yüce zatlar şunlardır:
    1-Zürare b. A’yan
    2-Maruf b. Harbuz
    3-Yezid b. Muaviye Aceli
    4-Ebu Basir Esedi (veya Ebu Basir Muradi)
    5-Fudayl b. Yesar
    6-Muhammed b. Müslim Tai
    7-Cemil b. Derrac
    8-Abdullah b. Muskan
    9-Abdullah b. Bukeyr
    10-Hammad b. Osman
    11-Hammad b. İsa
    12-Eban b. Osman
    13-Yunus b. Abdurrahman
    14-Safvan b. Yahya Saberi
    15-Muhammed b. Ebi Umeyr
    16-Abdullah b. Muğayre
    17-Hasan b. Mahbub
    18-Ahmed b. Muhammed b. Ebi Nasr Bezenti
    Bunlardan ilk altısı İmam Muhammed Bakır (a.s) ve İmam Cafer Sadık’ın (a.s) ashabı, ikinci altı kişi İmam Sadık’ın (a.s) ashabı ve son altı kişi İmam Musa kazım (a.s) ve İmam Rıza’nın (a.s) ashabındandırlar.

    KUDSİ HADİS NEDİR?

    Kutsi Hadis, anlamı ya rüyada ya da ilham aracılığıyla Peygambere (s.a.a) telkin edilen ancak sözleri ve lafzı Peygamberin (s.a.a) dilinden beyan edilen hadislere denir. Kutsi Hadis’in Kuran’ı Kerim’le hiçbir farkı yoktur ancak sadece anlamı Allah’a nispet verilir, mucizevî özellik taşımaz ve namazlarda da kıraat edilmez. Bunun dışında aynı Kuran ayetleri gibidir.
    Kutsi Hadis ile Nebevi Hadis arasında da fark vardır; Nebevi Hadis, Allah Resulü’nden rivayet edilen hadistir ama Kutsi Hadis, Allah’ın sözlerini ifade eder. Nebevi Hadisler, Şia ve Sünni mezheplerinin rivayetlerinin genel ve kayda değer bölümünü oluşturmaktadır. Bu hadisleri ya Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’i (a.s) ya da Peygamberin (s.a.a) sahabeleri nakletmişlerdir.

    CA’Lİ (Uydurma) HADİS

    Hadis uydurma ve masuma yalan bir söz isnat etme, inatçı düşmanlar ve hasta kalpli insanlar tarafından Peygamberin (s.a.a) hayatı döneminden itibaren hadisleri tehdit eden büyük bir musibetti. Emirülmüminin Ali (a.s) bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Peygamberin (s.a.a) hayatı döneminde Allah Resulü’ne (s.a.a) o kadar yalan sözler isnat ettiler ki bunun üzerine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: Ey insanlar! Bana yalan söz isnat edenlerin sayısı çoğalmıştır, kim kasıtlı olarak bana yalan isnadından bulunursa cehennem ateşinde yerini hazırlamalıdır.” (Hisal-i Saduk (r.a) s.255)
    Hadis uydurma alışkanlığı Allah Resulü’nden (s.a.a sonra da çeşitli amaçlarla devam etti. O amaçlardan iki önemli unsura şöyle işaret edebiliriz:
    1-Emevi ve Abbasi hükümetlerinin nübüvvet hanedanına karşı takındıkları düşmanlıktan dolayı bazı halifelerin faziletleri hakkında uydurulan sahte hadislerle son buldu.
    2-Kendi akidelerini ispat edip diğer fırkaların inançlarını inkâr eden fıkhi ve itikadi bazı fırkaların doğması; bu fırkalar kendi inançlarını yaygınlaştırmak amacıyla bazen hadisler uydururlardı. Bu sapkın inancın devamı ve sahte hadislerin yaygınlaşması hadis için birtakım kuralların konulmasını kaçınılmaz kıldı ki buna müteakip olarak Rical ve Dirayetu’l Hadis ilimlerinin ortaya çıkmasını sağladı.

    NEVADİR NEDİR?

    Nevadir, muhteva bakımından dağınık olması hasebiyle hadis kitaplarında biçbir babın kapsama alanına girmeyen hadislere denir. Bu hadisler genelde hadis kitaplarının bablarının sonunda “Nevadir” ismiyle yer alırlar. Bazen Nevadir’den maksat bir hadisin muteber ravisi meşhur rivayetlerin aksine hadisi başka ravilerden nakleder ve bazen de Nevadir’den maksat az nakledilen ve içeriğine az amel edilen hadislerdir.
    Bazı muhaddisler bu tür rivayetleri toplayarak “Nevadir” adı altında kitaplar telif etmişlerdir. Fazl b. Ali Ravendi’nin kaleme aldığı “en-Nevadir” ve Muhammed Muhsin Feyzi Kaşani’nin yazdığı “Nevadiru’l-Ahbar” bunun örnekleridir.

    EMALİ NEDİR?

    Emali, içeriği üstatlar tarafından ders toplantılarında sözlü olarak beyan edilip öğrenciler tarafından kaleme alınan kitaplara verilen isimdir. Emali kitaplarının konusu hadis veya hadise ait ilimler olduğundan ders toplantı düzenine göre tanzim edilirdir. Onlara “Mecalis” adı da verilmiştir. Bu yolla büyük bir hadis mecmuası hazırlanmıştır ki hadis kültür mirasının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Şeyh Saduk, Şeyh Müfid ve Şeyh Tusi’nin Emali’leri hazırlanıp okuyucuların hizmetine sunulan birkaç örnektir.

    MÜSNED NEDİR?

    Müsned, hadisleri raviler esasına göre yazılan hadis kitaplarına denir. Örnek olarak; Cabir b. Abdullah Ensari’nin (r.a) Resul-i Ekrem’den naklettiği rivayetlerin tamamı müstakil bir bölümde yer almıştır. Bazı müsned kitapları sahabenin alfabetik isim sırasına göre düzenlenmiş bazıları ise sahabenin sadrı İslam’daki geçmişi göz önüne alınarak yazılmıştır. Nitekim bazı müsnedlerde sadece bir ravinin naklettiği hadisler gelmiştir, örneğin Ali b. Ebu Talib’in (a.s) Müsnedi. Bu alanda yazılan en meşhur kitap Ahmed b. Hanbel’in kaleme aldığı Müsned’dir.

    MELAHİM NEDİR?

    Melahim, Arapçada “Melheme” kelimesinin çoğulu olup tarihi olaylar ve büyük hadiseler anlamına gelir. Savaşlar, ahir zaman fitneleri, hâkimlerin doğuşu, devletlerin değişimi ve Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhur belirtileri hakkında gerçekleşecek olayları bildiren hadislere “Melahim Haberleri” denir. Bazı âlimler bu tür hadisleri ve haberleri müstakil teliflerinde toplamışlardır, örnek olarak İbni Hammad’ın (ö.228) yazdığı “Fiten” ve Seyyid b. Tavus’un (r.a) kaleme aldığı el-Melahimu Vel Fiten adlı eserleri gösterebiliriz.

    Kaynak : www.welayet.com



    #2
    Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

    Allah razi olsun, degerli kriterleri vermissiniz...müsadenizle bu konuyu sabitlemek istiyorum.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

      Allah sizden razı olsun tabiki nasıl uygun görürseniz

      Yorum


        #4
        Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

        Bismillahirrahmanirrahim

        Ellerinize sağlık ondörtmasum. İnanın günlerce böyle bir yazı aradığım olmuştu. Kime müracat etsem bir türlü bulamadım.

        Allah razı olsun.

        Yorum


          #5
          Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)


          Ulumu'l Hadis Nedir?

          Hadisin iki esasi parçasını (senet ve metin) inceleyen ve bu iki ana unsur hakkındaki bilgileri içeren ilim mecmuasına Ulumu’l Hadis denir. Şia âlimler arasında dört asıl ilim, hadis ilminin dairesinde tanınmıştır ki onlardan bazılarının dalları da vardır. Bu dört ilim şunlardır:
          1-Hadis Tarihi: Ulumu’l Hadis’in bu dalı genel anlamda çok eski bir geçmişe sahip değildir. Bu konuyla ilgili telifler yaşadığımız asırda yazılmaya başlamıştır. Bu ilimde, hadisin sudur asrından (Peygamberin döneminden) tedvin, hadis nakli, hadis mecmualarının telif edildiği ve hadis okullarının çeşitli dönemlerdeki geçmişi incelenir.
          2-Diraye ve Istılahlar: Bu ilim dalında ravilerin şartları, senet ve metin-ki Ulumu’l Hadis’de bu şartlar gereklidir- bakımından hadis türleri ve aynı şekilde hadisi doğru öğrenmek (hadisi taşıma) ve hadisi nakletme gibi konular incelenir.
          3-Rical: Hadisin senedinde isimleri geçen ravilerin tanınması demektir. Bunların toplamı ise rivayetin senedini oluşturur. Rical ilminde sunulan bilgilere göre hadisin çeşidi Diraye ilmi kurallarına göre tanıtılır ve o hadisin itibar derecesi belirlenir.
          4-Fıkhu’l Hadis: Bu ilim dalının konusu hadisin metnidir. Doğru algılama kuralları ve hadisten çıkarılan ve istifade edilen sonuç Fıkhu’l Hadis ilminde incelenir. Bazen bu ilim dalı Diraye ilminde bir hadisin itibar tutanaklarına göre o hadisin unvanını belirler ve hadisin metin açısından itibarını ifade eder.

          Diraye İlmini Tanımlayınız!

          Bu ilim için çok sayıda tarifler sunulmuştur ancak muhaddislerin büyük çoğunluğu en kapsayıcı ve kısa olarak şu tarifi kabul etmişlerdir: “Hadisin metnini ve senedini, nasıl öğrenileceğini, hadisin intikalini (taşınması ve sunulması) ve hadisin nakil adabının konu edildiği ilim dalına denir.” Bu ilmin asıl gayesi sahih hadisleri yanlış hadislerden ayırt etmektedir. Bu ilmin geçmişi âlimlerin, fakihlerin ve muhaddislerin doğduğu ilk asırlara dayanmaktadır. Onlar çeşitli yerlerde usul, fıkıh ve hadis bahislerinde yer yer hadis tutanaklarından ve kavramlarından yararlanmışlardır. Ancak bu konu hakkında ilk müstakil telif ve çalışma dördüncü asırda Ehlisünnet âlimleri tarafından gerçekleştirilmiş ve Kadı Hasan Ramhormuzi (ö.360) “el-Muhaddisu’l Fasilu Beyne’r-Ravi Ved-Dai” adlı eseri yazdı. Şia yazarlarından ise ilk olarak Şehid-i Sani (ö.965) “ed-Diraye” ve onun şerhi olan “er-Riayetu Fi İlmi’d-Diraye” adlı eseri kaleme aldı.
          Bu konuda Şia âlimlerinin Ehlisünnet âlimlerinden sonra telifler kaleme almalarının nedeni sekizinci asra kadar hadisler hakkındaki mevcut karine ve emarelerin olmasından dolayı hadislerin itibar kazanması gerçeğiydi; Nitekim eski muhaddisler hicri dördüncü asrın yarısına kadar Masum Ehlibeyt İmamları (a.s) ve onları sahabeleri ile olan irtibatlarından dolayı hadisin sudur sebebinin değerlendirmesine çeşitli yollarla ulaşabilme imkânına sahiptiler. Birkaç asır sonra da Ehlibeyt İmalarının (a.s) sahabelerinin teyit edilen teliflerine ulaşabilmekteydiler. Bu yüzden sonraki asırlara kadar bu ilme çok ihtiyaç duymadıklarından konuyla ilgili telifler de kaleme almamışlardır. Elbette Şiiler arasında kullanılan birtakım hadis kavramlarının çok eskiye dayanan bir geçmişi vardır. Belirtmekte fayda vardır; son dönemlerde bu ilim âlimlerin dilinde “Mustalahat” olarak tabir edildi. Bu tabir ihtilafının sebebi ise bu tabirin bu ilim dalının içeriğiyle olan tenasübü ve Diraye kavramının Fıkhu’l Hadis ilmi ile olan tenasübünden kaynaklanmıştır. Yine hatırlatmakta fayda var ki “Diraye” kavramı Ehlisünnet âlimlerine göre daha geniş bir daireye sahiptir. Onlara göre Rical, Cerh ve Ta’dil, Fıkhu’l Hadis ve Mustalahat ilimleri de Hadis ilminin parçalarından sayılmaktadır.

          Rical İlmini Tarif Ediniz!

          Rical ilmi, ravilerin durumlarını, biyografilerini onların hadislerine olan güven ölçüsüne göre inceleyen ilim dalıdır. Ravilerin kimliklerinin tanınması ve yine onlara olan güven ölçüsünün belirlenmesi bu ilim dalının asıl hedefidir.
          Ravileri tanımada baba adı, nesep, künye, lakap, mezhep ve ravi tabakası, aynı ismi taşıyan ravilerin birbirlerinden ayırt edilecek derecede tanınmaları ve yine ravilerin tanındıkları belirgin diğer isimlerinin bilinmesi bu ilim dalında Rical âlimlerinin teveccüh ettikleri esasi konulardandır. Rical ilminin Diraye ilmi ile olan irtibatı şöyledir; şahsın belirlenmesi ve ravinin itibarlık derecesinin rivayet senedinde net olarak bilinmesi hadis türünün belirlenmesine de yardımcı olacaktır ve ona göre de rivayetin hükmü de aydınlanacaktır.
          Şiilere göre bu ilmin geçmişi İmam Ali’nin (a.s) öğretilerine dönmektedir ki o hazret şeraitin ravilerin yalan ve hatalarından güvende olması ve korunması için insanları hadisin metnine dikkat etmeye ve ravilerin durumlarına teveccüh etmeye teşvik ediyordu. Ama Ehlisünnet, hicri birinci asrın ikinci yarısında fitneler baş gösterdikten sonra ravilerin biyografilerini ve geçmişlerini incelemeye başladı.

          Fıkhul Hadis’ten Maksat Nedir?

          Hadis ilminin en önemli görevi rivayetin medlulünü (işaret ettiği manayı) incelemektir ki buna “Fıkhul Hadis” denir. Fıkhu’l Hadis’i bu bakımdan Kuran’ı Kerim’in tefsiri olarak niteleyebiliriz; Ulumu’l Kuran (Kuran İlimleri) ayetlerin medlulünü (manasını) anlayabilmek için bir mukaddime ve ön giriş ise hadisin tarihi, ıstılahları vb. hadis ilimleri de rivayetlerin içeriklerini daha derin ve iyi kavramak için bir mukaddimedir. Rivayetler Allah’ı, varlıkları, insanları, önderleri vb. mevzuları tanımada en derin bilgileri içerdiğinden bu maariflere nasıl ulaşılabileceği konusunda Fıkhu’l Hadis ilminde incelenen birtakım kaidelere riayet etmeye ihtiyaç vardır.

          Garibul Hadis’ten Maksat Nedir?
          Kuran’ı Kerim ve aynı şekilde Peygamberin (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarının (a.s) hadislerinde birtakım kelimeler vardır ki o kelimelerin anlamı o zamandaki insanlar için belliydi. Ancak sonraki dönemlerde dil ve kültürlerin ciddi anlamada değişikliklere uğradığı da kesindir. Dillerin uğradığı değişimden sonra o kelimelerin manalarını idrak etmek sonraki nesiller için zorlaşmaya başladı hatta bazı kelimeler tamamen yabancı bir kelimeye dönüştü. Garibul İlmin amacı, kökleri ve geçmişi çok eskilere dayanan ve idraki muhataplar için oldukça zor olan bu kelimelerin manalarını aydınlatmaktır. Garibul Hadis yazılarıyla sözlük ve lügat kitapları arasında büyük benzerlikler vardır; yalnız Garibul İlmin kapsama alanı sözlüklere göre dardır. Çünkü bu ilim sadece hadislerde geçen lügatleri inceleyip kelimelerdeki düğümü gidermeye çalışmaktadır.
          İbni Esir’in (ö.606) yazdığı “en-Nihaye” adlı kitap bu alanda Ehlisünnet’in en kapsamlı eseridir. Fahruddin Tureyhi’nin (ö.1085) kaleme aldığı “Mecmau’l-Bahreyn” ise Şiilerin en kapsamlı Garibul Hadis kitaplarındandır ki bu eserde Kuran’ı Kerim’deki garip kelimeler hakkında da bilgiler sunulmuştur. Bu yüzden de yazar kitabına “iki denizin birleştiği yer” anlamına gelen Mecmau’l Bahreyn adını vermiştir.

          Hadis ve İrfan İlişkisi

          İrfan ve Tasavvuf ehli de diğer Müslüman bilginler gibi hadise önem vermekteydiler ve onların yazıları hadislerle doludur. Elbette onlardan bazılarının hadisin yorum ve kabulü hakkındaki görüşleri ve hadisleri değerlendirmedeki kriterleri muhaddislerle farklıdır. Gerçek şudur ki keşf ve şuhud irfan ve tasavvufun en önemli araçları olsa da ancak onların eserleri ve yazıları Peygamberin (s.a.a) hadisleriyle doludur. Bu hadisler genel olarak iki kısma ayrılmıştır: Birinci kısım Şia ve Ehlisünnet’in muteber hadis kaynaklarında da yer alan rivayetlerdir. İkinci kısım ise belirli hadis kaynağı olmayan rivayetlerdir. İrfan ve tasavvuf ehlinin kayda değer hadislerinin büyük bölümü ikinci kısımdaki türden yani belirli dayanağı ve kaynağı olmayan hadislerdir.
          Bazı mutasavvıf yazarların da hadis dalında müstakil kitapları ve risaleleri vardır ki onlardan en önemlisi üçüncü asır ariflerinden Hekim Tirmizi’nin kaleme aldığı “Nevadiru’l Usul” kitabıdır. Ehlisünnet ariflerinin metinlerinde “el-Milelu Fit-Tasavvuf; Siraci Tusi”, “Kuvvetu’l Kulub; Ebu Talib Mekki”, İhyau’l Ulum; Gazali”, “Menazilu’s Satirin; Hace Abdullah Ensari”, Muhyiddin Arabî’nin kitapları ve… Şia ariflerinden ise Seyyid Haydar Amuli ve özellikle de son üç dört asırda Mirza Cevad Meliki Tebrizi’nin eserlerinde kayda değer ölçüde hadisler vardır.
          Bir önemli hususta şudur ki tasavvuf ve irfan ehlinin rivayetlerde en çok üzerinde durdukları konu ahlaki konulardır ve bunun sebebi ise irfan ve ahlakın birbirlerine yakın olmasından kaynaklanmaktadır.

          Ziyaretname Nedir?

          Ziyaretname, Ehlibeyt İmamlarının (a.s) veya imam zadelerin türbelerini ziyaret ederken okunan duadır. Bu ziyaretlerin geneli Ehlibeyt İmamlarından (a.s) nakledilmiştir. Ziyaretnamelerden bazıları özeldir yani sadece belirli ve özel imamın ziyaretinde okunur. Bazıları ise bütün İmamlar (a.s) için ortaktır. Örnek; Eminullah Ziyareti, Camia-i Kebire Duası ve… Bazı ziyaretler de belirli günlere özeldir ve o günlerde okunur. Örnek olarak Recep ve Şaban aylarının 15. günlerinde okunan ziyaretnameler ve…
          Ziyaretnamelerin içeriği Allah’a hamd ve tevhid ile başlar, peygamberlere (a.s) ve Ehlibeyt İmamlarına (a.s) salât ve selam ide devam eder. Sonunda ise ziyaret edilen türbe sahibine övgü ve selam gönderilir. Ziyaretnameler genel olarak birkaç bölümden oluşur: bir bölümü ziyaretçi türbeye yaklaştığında okunur, diğer bölümü giriş izni istenirken okunur ve diğer bölümü ise türbenin yanın başında mezarı çevreleyen demir parmaklıkların yanında okunur. Bazen son bölüm, türbenin baş ve ayakucunda okunan dualar gibi bölümleri de içerir. Yani ziyarette nakledildiği üzere masumun baş ve ayakucunda özel dualar okunur.
          Ziyaret dalında İbni Tavus’un yazdığı “Misbahu’z-Zair” ve Allame Meclisi’nin kaleme aldığı “Tuhfetu’z-Zair” adlı eserler alanlarının en meşhur kaynaklarındandır. Kef’emi’nin “Misbah”, Allame Meclisi’nin “Zadul Mead” ve Şeyh Abbas Kummi’nin Mefatihul Cinan adı eserlerin genel konuları ziyaretler hakkındadır.

          Hırz Nedir?

          “Hırz” sözlükte sığınak ve korunmaya vesile olan, insanı muhafaza eden şey anlamına gelir. Istılahta ise şeytanlardan, cinlerden, zalimlerin zulmünden, zarar veren hayvanlardan ve… korunmak için yazılan dualara denir. Bazı hırzlar olası zararların ve belaların vuku bulmasından önce okunur, bazı hırzlar ise bütün zararlardan, şerlerden ve kötülüklerden güvende kalmak için yazılır; boyuna asılır veya cepte taşınır.
          Bu dualardan bazıları birtakım özel lafızlar ve hatları içermektedir ki onların manası sadece Ehlibeyt İmamları (a.s) tarafından bilinmektedir. Şia’nın Masum İmalarının çoğunluğundan hırzlar (koruyucu dualar) nakledilmiştir. Sözgelimi İmam Ali (a.s), İmam Seccad (a.s), İmam Rıza’nın (a.s) hırzlarına işaret edebiliriz. Seyyid b Tavus nakledilen bu hırzların büyük çoğunluğunu “Muhecu’d-Deavat” adlı eserinde nakletmiştir ve Mefatihu’l Cinan adlı eserin haşiyesinin beşinci babında da bu eserden naklen bu hırzlar ve dualar nakledilmiştir.

          İlaciye Haberler Ne Tür Haberlerdir?

          Masum Ehlibeyt İmamlarının (a.s) tamamı hakikat olarak bir nurdur. Bu kaideye göre de sözlerinde herhangi bir çelişki ve zıtlık olmamalıdır. Görünüşte birbirleriyle çelişen birtakım hadislerin varlığı muhaddisleri bu ihtilafların kaynağını araştırmaya ve çelişkiliymiş gibi görünen bu hadislerin arasını birleştirmeye ve zıtlıklarını gidermeye sevk etmiştir. Bu yüzden hadis ilmi araştırmasında en önemli meselelerden biri de bu ihtilafların ve çelişkilerin nereden kaynaklandığını araştırıp bulmak ve bunu çözüme kavuşturmak olmuştur.
          Hadislerin uyuşmazlığı ve bazı hadislerin birtakım ayetlerin içeriğiyle çelişme konusu daha hadis ilminin tedvin edildiği ilk zamanlara dönmektedir. Bu yüzden Ehlibeyt İmamlarının (a.s) ashabı ve öğrencileri hadislerin zahirindeki çelişkileri ve ihtilafları gidermenin çözümünü öğrenmek için İmamlara (a.s) sorular soruyorlardı. İmamlar (a.s) da cevabın yanı sıra bu sorunun giderilmesi için onlara birtakım ölçüler ve kurallar da öğretiyordu. Zahirleri birbirleriyle çelişkiliymiş gibi görünen engelleri çözümlemek için Ehlibeyt İmamlarından nakledilen öğretileri ve ölçüleri kapsayan rivayetler mecmuasına “İlaciye Haberleri” denir.
          Birçok hadis araştırmacısı ve uzmanı bu konunun teorik bahislerini ve tatbikini “Muhtelefu’l Hadis” (Hadislerin İhtilaf Kaynağı) unvanında incelemiştir. Fakihler Usul-u Fıkıh ilminde bu rivayetleri “Teadul ve Teracih” konusunda incelemektedirler. Bu mesele hadis araştırmaları alanında yeni bir çığır açmıştır ki buna “Marifetu Muhtelefi’l Hadis” (Hadisin ihtilaf sebeplerini tanıma) denildi.

          Yorum


            #6
            Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

            MAŞALLAH ÇOK AYRINTILI BİR YAZI OLMUŞ ELLERİNİZE SAĞLIK

            Yorum


              #7
              Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

              hadisler iki kısımdan oluşur:

              1. hadisin senedi
              2. hadisin metni

              hadisin senedi: hadisi aktaran, rivayet eden şahıslar (raviler) zincirine hadisin senedi denir. mesela şimdi bir örnek verelim:

              Ali b. Muhammed Salih b. Hammaddan, o, el Haccaldan rivayet etmiştir: bir adam imam Cafer Sadıka a.s "apaçık arapça..." (Şuara 195) ayetinin anlamını sordu. imam a.s dedi ki: Kuran dilleri açıklar, diller onu açıklamazlar

              burada mavi renkle işaret ettiğim kısım hadisin senedi, kırmızı renkle işaretlediğim kısım ise hadisin metnidir. hadislerin senetleri çok önemlidirler çünkü hadisler hakkında her hangi bir hüküm verilmesi buna bağlıdır. hadisi senedine geçen ve onu bizlere aktaran şahıslara ravi denir.

              Yorum


                #8
                Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

                hadisler hakkında bir hükme vara bilmek için hadisin senedinde yer alan ravilerin incelenmesi gerekir. hadislerin senetlerini inceleyen ilme rical ilmi denir. elhamdulillah, İslam ümmeti içerisinde ilk defa rical kitabı yazan mezheb şia(Caferiler)dir. rical ilmi hadislerin senetlerinde geçen şahısların durumlarını, yaşamlarını, nasıl şahıslar olduklarını inceler. adeta biyografi gibi. raviler bir kaç kısma ayrılırlar: güvenilir (siğa), zayıf, müdelles, yalancı ve s.

                eğer hadisin senedinde yer alan tüm raviler adalet sahibi ve güvenilir ise bu hadis sahih olarak kabul edilir. yok eğer hadisin senedinde bir tane bile olsa zayıf şahıs olsa hadis zayıf olarak kabul edilir ve aynı anlamı destekleyen sahih bir hadis olmadıkca onunla amel edilmez ve o bağlayıcı olmaz. mesela örnek verelim:

                Ebu Hureyre: biz Ebu Hureyrenin güvenilmez ve yalancı olduğunu söylüyor ve bu yüzden senedinde onun geçtiği her hangi bir hadisi zayıf kabul ediyoruz. Ebu Hureyreden aktarılan her hangi bir hadis Rasulullahdan s.a.a ve ya masum imamlardan a.s aktarılan sahih bir hadisle aynı anlamda olmazsa onun hadisi ile amel edlimez ve hadisi bağlayıcı olmaz.

                bundan başka bazı raviler vardır ki, onlara da müdelles denir. müdelles yani tedlis yapan ravi. Tedlis, hadisi aktaran ravinin hadise kendinden bazı ilaveler etmesi ve bunu rivayet ettiği şahısdan duymuş gibi göstermesidir. ve yahut rivayet ettiği kişi zayıftır ama ravi onun ayıbını örtem için "hafızası güçlü olan bir allame bize haber verdi" ve s. gibi sözler kullanarak hadisi iyi göstermeğe çalışmasıdır. müdelles (yani tedlis yapan) ravinin aktardığı hadise müdelles hadis denir ve bu hadis zayıf hadisler kategorisine girer.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

                  [quote author=Ondortmasum link=topic=5172.msg30506#msg30506 date=1243284632]
                  4-Zayıf Hadis: Zayıf hadis, yukarıda üç hadis türünün yani Sahih, Hasen ve Muvassak hadislerin taşıdığı özelliklere sahip olmayan hadislere denir. Bir başka deyimle senet zinciri masuma dayanmayan veya ravilerin durumu belirsiz, fasık ve yalancı olan hadislere Zayıf Hadis denir.
                  Bütün muhaddisler (hadis uzmanları) Zayıf Hadis’i geçersiz saymış ve içeriğine uyulmayacak nitelikte olduğunu belirtmişlerdir. Zayıf Hadis kendi arasında Maktu, Merfu, Mürsel ve Mec’ul ve… olarak birçok kısımlara ayrılmıştır. Bu sınıflandırmaların geneli Hadis ilminde Zayıf Hadis’e ait olup Zayıf Hadis başlığı altında incelenir.
                  [/quote]

                  kardeşimizden Allah razı olsun. güzel bilgiler vermiş burada. sadece biraz açıklamak gerekiyor:

                  mürsel hadis: o hadise denir ki, hadisi aktaran kimselerden biriyle diğeri arasında irsal olsun. yani bir ravi rivayeti aktardığı raviden sonra yaşamış olsun ve ya onu görmemiş olsun. örnek verelim:

                  Ali b. Muhammed Salih b. Hammaddan, o, el Haccaldan rivayet etmiştir:

                  (bunu sadece anlatmak için söylüyorum, aslında hadis sahihtir) burada mavi renkle işaret ettiğim Ali b. Muhammed kırmızı ile işaret ettiğim Salih b. Hammadı görmemiş olursa bu hadise mürsel hadis denir ve zayıf olarak kabul edilir.


                  meçhul hadis: o hadise denir ki, hadisin senedinde geçen ravilerin birisi hakkında ne iyi, ne kötü bir bilgi olmasın. yani hadisin senedinde geçen bir kimse bizim için meçhuldür, hakkında iyi ve ya kötü bir şey bilmiyoruz. bu zaman hadis zayıf sayılır.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)


                    Bugün hadis ilimleri dersine başladık ödevlerim vardı nerden bulayım diye düşünürken velayet.com herzaman ki gibi imdadıma yetişti

                    Allah razı olsun arkadaşlar


                    "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                    "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Hadis, Tarifi, Çeşitleri (Faydalı Bilgiler)

                      Selamın Aleyküm

                      Birşey sorucakdım Mehdi Aksunun bir kitabında okumuşdum aklımda yer etti,Cabir bin Cofi 9 bin den fazla hadis nakletmş kendisi kimya ilminin babası derler neden adı İmam Muhammed Bakir ile İmam Caferi Sadık a.s eshabı arasında geçmiyor.
                      Haktır Allahım Muhammed mahım
                      Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                      Yorum

                      YUKARI ÇIK
                      Çalışıyor...
                      X