Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HULASA - Mizan’ul Hikmet

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

    Bölüm

    Şükrün Hakikati


    İmam Ali (a.s): “Her nimetin şükrü Allah’ın haramlarından sakınmaktır.” *12364


    İmam Ali (a.s): “Düşmanına galip gelince, bu galibiyetin şükrü olarak onu affet.” *12365


    İmam Bakır (a.s): “Allah’ın sana verdiği az rızkı da çok gör ki bu vesileyle şükrünü eda etmiş olasın.” *12366


    İmam Sadık (a.s): “Nimete şükretmek haramlardan uzak kalmaktan ibarettir. Şükrün tamamı ise insanın, “Hamd alemlerin rabbine mahsustur” demesidir.” *12367


    İmam Sadık (a.s): “Her kime Allah bir nimet verir de kalbiyle o nimeti (Allah’ın verdiği bir nimet olarak) tanırsa şüphesiz o nimetin şükrünü eda etmiştir.” *12368


    İmam Sadık (a.s): “Allah Resulü (s.a.a) sevindirici bir şeyle karşılaştığında, “Allah’a bu nimet sebebiyle şükürler olsun” derdi. Kendisini üzecek bir şeyle karşılaştığında ise, “Her haliyle de hamd Allah’a mahsustur” diye buyururdu.” *12369


    Misbah’uş Şeria’da yer aldığına göre İmam Sadık (a.s): “Şükrün en düşük mertebesi; insanın nimeti direkt olarak Allah’tan bilmesi, nimet için hiçbir sebeb tanımaması, Allah’ın kendisine bağışta bulunduğu şeyle hoşnut olması, onun nimetiyle günah işlememesi ve nimetini emir ve yasaklarına muhalefet yolunda kullanmamasıdır.” *12370


    12364* Mişkat’ul Envar, 35
    12365* Nehc’ul-Belağa, 11. hikmet
    12366* Tuhef’ul Ukul, 285
    12367* el-Kafi, 2/95/10
    12368* a.g.e, s.96/15
    12369* a. g. e. s. 97/19
    12370* Misbah’uş Şeria, 53


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

      Bölüm

      İnsanların En Çok Şükredeni


      İmam Ali (a.s): “İnsanların en çok şükredeni onların en çok kanaat edenidir. İnsanların nimetlere en nankör olanı ise onların en hırslı olanıdır.” *12371


      İmam Zeyn’ul Abidin (a.s): “Sizlerden Allah’a en çok şükreden kimse, insanlara en çok teşekkür edeninizdir.” *12372


      12371* el-İrşad, 1/304
      12372* el-Kafi, 2/99/30


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

        Bölüm

        İyilik Sahibine Teşekkür Etmeye Teşvik


        İmam Hasan (a.s): “Aşağılık, insanın nimete teşekkür etmemesidir.” *12373


        İmam Zeyn’ul Abidin (a.s): “Sana iyilik eden kimsenin hakkı ona teşekkür etmen, iyiliğini dile getirmen, kendisini iyilikle anman ve kendinle Allah arasında ona halis bir şekilde dua etmendir. Eğer böyle yaparsan şüphesiz gizli ve açık ona hakkıyla şükretmiş olursun. Ardından bir gün iyiliğini telafi etme imkanın olursa iyiliğini telafi et.” *12374


        12373* Tuhef’ul Ukul, 233
        12374* el-Hisal, 568/1


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

          Bölüm

          İnsanlara Teşekkür Etmeyen Kimse Allah’a Şükretmez


          İmam Zeyn’ul Abidin (a.s): “Allah Tebarek ve Teala kıyamet günü kullarından birine şöyle buyurur: “Acaba falan kimseye teşekkür ettin mi?” O şöyle arzeder: “Hayır, ben sana şükrettim ey Rabbim!” Allah şöyle buyurur: “Ona teşekkür etmediğin için bana da şükür etmemişsin.” *12375


          İmam Sadık (a.s): “Allah iyilik hırsızlarına lanet etsin. Yani kendisine iyilik edilen, ama kendisinin nankörlük etmek sebebiyle iyilik sahibini başkalarına iyilik etmekten sakındıran kimsedir.” *12376

          İmam Rıza (a.s): “Herkim insanların iyiliği karşısında teşekkürde bulunmazsa aziz ve celil olan Allah’a şükretmemiş olur.” *12377


          12375* el-Kafi, 2/99/30
          12376* el-İhtisas, 241
          12377* Uyun-u Ahbar’ir Rıza (a.s), 2/24/2


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

            350. Konu: Şüphe

            Bölüm


            Şüphe


            İmam Ali (a.s): “Şüphe hakka benzediği için “şüphe” olarak adlandırılmıştır. Allah dostlarının şüphelerdeki aydınlığı, yakinleridir. Kılavuzları hidayet yoludur. Ama Allah’ın düşmanlarını şüphelere, dalalet ve sapıklık davet eder. Kılavuzları da körlüktür.” *12378


            İmam Ali (a.s): “Şüpheden sakının. Zira ki şüphe fitne ve saptırmak için ortaya konmuştur.” *12379


            İmam Bakır (a.s): “Şüphe ortaya çıktığında durmak, helak oluşa dalmaktan daha iyidir.” *12380


            İmam Sadık (a.s): “İnsanların en çok sakınanı şüphe anında duran kimsedir.” *12381


            12378* Nehc’ul Belağa, 38. hutbe
            12379* Nehc’us Saade, 2/320
            12380* A’lam’ud Din, 301
            12381* el-Hisal, 16/56


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

              Bölüm

              Şüpheleri Terketmenin Farz Oluşu


              Resulullah (s.a.a): “Seni şüphelere düşüren şeyi terket ve seni şüphelere düşürmeyen şeylerle amel et. Zira yasak bölgenin etrafında otlanan kimse yasak bölgeye girmek üzeredir.” *12382


              Resulullah (s.a.a): “Helal apaçıktır ve haram da bellidir.Bunlar arasındakiler ise şüpheli olanlardır. O halde her kim şüpheleri terkederse haramlardan kurtulur, şüphelere sarılan kimse ise haramlara düşer ve farkına bile varmadan helak olur.” *12383


              12382* Tenbih’ul Havatir, 1/52
              12383* el-Kafi, 1/68/10


              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                351. Konu: Tahkir-Aşağılamak

                Bölüm


                İnsanları Aşağılamaktan Sakındırma


                Lokman (a.s) oğluna şöyle buyurmuştur: “Ey oğulcağızım! Hiç kimseyi elbisesi eskidir diye aşağılama. Zira senin ve onun Rabbi birdir.” *12384


                Resulullah (s.a.a): “Sizden hiç kimse Allah’ın kullarından hiç kimseyi hor ve hakir görmesin. Zira onlardan hangisinin Allah’ın dostu olduğunu bilmez.” *12385


                İmam Sadık (a.s): “Miskin bir mümini aşağılayan kimseyi Allah sürekli aşağılar ve onu aşağılamaktan el çekmediği müddetçe düşmanı olur.” *12386

                12384* el-Bihar, 72/47/57
                12385* a. g. e. 75/147/21
                12386* et-Temhis, 50/89


                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                  Bölüm

                  Mümini Aşağılamaktan Sakınmak


                  Resulullah (s.a.a):Р“Her kim mümin erkek veya kadını fakirliği veya elindekilerinin azlığı sebebiyle hor ve hakir görürse, Allah-u Teala kıyamet günü onu parmakla gösterilir hale getirir ve sonra rezil eder.” *12387


                  Resulullah (s.a.a): “Müslümanlardan hiç kimseyi aşağılama. Şüphesiz onların en küçüğü bile Allah nezdinde büyüktür.” *12388


                  Resulullah (s.a.a): “Ademoğluna kötülük olarak Müslüman kardeşini aşağılaması yeterlidir.” *12389


                  İmam Sadık (a.s): “Şüphesiz Allah Tebarek ve Teala şöyle buyurmaktadır: “Her kim dostlarımdan birini aşağılarsa benimle savaşa hazırlanmıştır. Ve ben dostlarıma yardım etmekte en hızlıyım.” *12390


                  12387* el-Bihar, 72/44/52
                  12388* Tenbih’ul-Havatir, 1/31
                  12389* a.g.e, 2/122
                  12390* el-Kafi, 2/351/5


                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                    352. Konu: Takiyye

                    Bölüm


                    Takiyye


                    “Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri veli (dost ve yönetici) edinmesinler; kim böyle yaparsa Allah katında bir değeri yoktur, ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır. Allah sizi kendisiyle korkutur, dönüş Allah’adır.” *12391


                    “Gönlü imanla dolu olduğu halde, zor altında olan kimse müstesna, inandıktan sonra Allah’ı küfredip, gönlünü kâfirliğe açanlara Allah katından bir gazâb vardır; büyük azâb da onlar içindir.” *12392

                    İmam Bakır (a.s): “Takiyye, zaruret ortaya çıktığı yerdedir. Takiyye eden kimse ne zaman takiyye yapılması gerektiğini daha iyi bilir.” *12393


                    İmam Sadık (a.s): “Takiyye kendisiyle yaratıkları arasında Allah’ın bir kalkanıdır.” *12394


                    İmam Sadık (a.s): “Dininiz hususunda takvalı olunuz ve onu takiyye ile gizleyiniz. Zira takiyyesi olmayan kimsenin imanı yoktur. Sizler insanlar arasında, kuşlar arasındaki bal arıları gibisiniz. Eğer kuşlar bal arısının içinde ne olduğunu bilecek olursa bunların tamamını yer ve geriye hiçbir şey bırakmazlar.” *12395


                    İmam Sadık (a.s): “Allah’a yemin olsun ki Allah’a kendi katında “hab’u” dan daha sevimli bir şeyle ibadet edilmemiştir” Ben (ravi) şöyle arzettim: “Hab’u nedir?” İmam şöyle buyurdu: “Takiyye.” *12396


                    İmam Sadık (a.s): “Mümin sürekli mücahittir. Çünkü batıl devletinde takiyyesi sebebiyle Allah’ın düşmanlarına karşı savaşır, hak devletinde ise kılıcı vesilesiyle!” *12397


                    12391* Al-i İmran, 28
                    12392* Nahl, 106
                    12393* el-Kafi, 2/219/13
                    12394* a. g. e. 2/220/19
                    12395* a. g. e. 2/218/5
                    12396* a. g. e. s. 219/11
                    12397* İlel’uş-Şerayi, 467/22


                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                      Bölüm

                      Takiyyede Aşırı Gitmekten Sakınmak


                      İmam Ali (a.s): “Çok yakında bana kötü söz söylemeniz emredilecektir. Kötü söz söylerseniz sakıncası yoktur. Ayrıca sizden benden beri olduğunuzu ilan etmenizi isteyeceklerdir. Boyunlarınızı uzatınız ama asla beri olduğunuzu ilan etmeyiniz. Zira ben fıtrat (tevhit ve İslam) üzereyim.” *12398


                      İmam Bakır (a.s) veya İmam Sadık (a.s) ayakkabıya meshetme hususunda takiyyenin hükmünü soran Zürare’ye şöyle buyurmuştur: “Üç şey hususunda ben takiyye etmiyorum: Şarap içmek, ayakkabıları meshetmek ve temettu haccı.” *12399


                      İmam Sadık (a.s): “Takiyyenin bir takım yerleri vardır. Herkim onları yerlerinden uzaklaştırırsa onun için sağlam kalmaz. Takiyenin yerlerini izah etmek de bunun gibidir: Kötü bir halkın zahiri hüküm ve amellerinin hak hüküm ve amellere aykırı olduğu bir durumda mü’minin böyle insanlar arasında takiyye üzere yaptığı her amel dinini yok etmekle sonuçlanmaması şartıyla caizdir.” *12400


                      İmam Sadık (a.s): “Takiyye gerçekte kan dökülmesini önlemek içindir. O halde takiyye kan dökmeye sebep olursa artık takiyye yoktur. Allah’a yemin olsun ki eğer sizleri bizlere yardım etmeye davet ederlerse, “Biz bu işi yapmayız, aksine biz takiyye ediyoruz” dersiniz. Takiyyeyi anne ve babanızdan daha çok seveceksiniz. Kaim kıyam edince bu konuda size sormaya ihtiyaç duymaz. Sizden bir çok nifak ehli hususunda Allah’ın haddini cari kılar.” *12401
                      bak. el-İmamet, 114-115. Bölümler


                      12398* Emali’et-Tusi, 210/362
                      12399* el-Kafi, 3/32/2
                      12400* a. g. e. 2/168/1
                      12401* Vesail’uş-Şia, 11/483/2


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                        353. Konu: Taklit

                        Bölüm


                        Kınanmış Taklit


                        “Onlara, “Gelin Allah’ın indirdiği Kitaba ve Peygamber’e uyun” dendiğinde, “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter” derler; ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler?” *12402


                        İmam Sadık (a.s), ashabından birine şöyle buyurmuştur: “Taklitçi olmayınız ve, “Ben insanlarla birlikteyim. Ben de diğer insanlardan biriyim” demeyiniz.” *12403


                        İmam Sadık (a.s), Allah-u Teala’nın, “Hahamlarını ve ruhbanlarını Allah’tan başka rab edindiler” *12404 ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah’a yemin olsun ki, onlar için namaz kılmıyor, oruç tutmuyorlardı. Sadece onlar insanlar için bir haramı helal
                        ve bir helalı haram kılıyorlardı. İnsanlar da onlara tabi oluyorlardı.” *12405

                        bak. en-Nas, 1772. Bölüm


                        12402* Maide, 104
                        12403* Mean’il-Ahbar, 266/1
                        12404* Tevbe, 4
                        12405* el-Mehasin, 1/383/847


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                          Bölüm

                          Taklit Edilmesi Doğru Olan Kimse


                          İmam Askeri (a.s), Yahudi halkının fasık alimlerini taklit etmelerini kınadıktan sonra şöyle buyurmuştur: “Bizim halkımızdan da her kim bu tür alimleri taklit ederse, Allah’ın kendilerini taklit ve fasık fakihlere uyma sebebiyle kınadığı Yahudiler gibi olur. Ama fakih sakınır, dinini korur, nefsinin istekleriyle savaşır, mevlasının fermanına itaat ederse, halkın onu taklit etmesi gerekir. Elbette bu özellikler, sadece bazı Şii fakihlerinde mevcuttur, hepsinde değil.” *12406

                          12406* el-İhticac, 2/510/337


                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                            354. Konu: Takva

                            Bölüm


                            Takva


                            “Eğer memleketlerin halkı iman etmiş ve bize karşı gelmekten sakınmış olsalardı, onlara göğün ve yerin bolluklarını verirdik. Ama yalanladılar; bu yüzden onları, yaptıklarına karşılık yakalayıverdik.” *12407


                            “Bu kitap (Kur’an), onda asla şüphe yoktur. O, muttakiler (takva sahipleri) için bir hidayettir. İşte Rablerinden bir hidayet üzere olanlar ve kurtuluşa erenler de onlardır.” *12408


                            “Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah’ındır. And olsun ki, sizden önce kitab verilenlere ve size, Allah’tan sakınmanızı tavsiye ettik. Küfrederseniz bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah sınırsız zengindir ve övgüye layıktır.” *12409


                            “Ey Ademoğulları! Ayıp yerlerinizi örtecek giyimlikle sizi süsleyecek elbiseler gönderdik. Takva örtüsü ise bunlardan daha hayırlıdır. Allah’ın bu ayetleri öğüt almanız içindir.” *12410


                            “Ey iman edenler! Allah’tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırtedecek bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol nimet sahibidir.” *12411


                            “Bu ahiret yurdudur. Onu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen kimselere veririz. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.” *12412


                            İmam Ali (a.s): “Takva huyların reisidir.” *12413


                            İmam Ali (a.s): “Şüphesiz takva en iyi hazine, en sağlam sığınak ve en güçlü izzettir. Her kaçan kimsenin kurtuluşu, her arayan kimsenin ümidi ve her üstünlük arayanın zaferi takvadadır.” *12414


                            İmam Ali (a.s): “Az da olsa Allah'tan sakın; kendinle Allah arasında her ne kadar ince de olsa bir perde bırak.” *12415


                            İmam Ali (a.s): “Takva Allah’ın kullarından hoşnutluğunun nihayeti ve kullarından istediği şeydir.” *12416


                            İmam Ali (a.s): “Ey Allah’ın kulları! Size, hedefe götürecek azık ve sı-ğındığınızda sizi kurtaracak bir sığınak olan ilahi takvaya sarılmayı tavsiye ediyorum.” *12417


                            İmam Ali (a.s): “Ey Allah’ın kulları! Size Allah’tan sakınmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü takva kontrol edicidir ve ayakta duruş sebebidir. Bu yüzden onun iplerine sımsıkı tutunun ve hakikatlerine sıkıca yapışın.” *12418


                            İmam Ali (a.s): “Sizlere ilahi takvayı tavsiye ediyorum. Şüphesiz takva ümit talep eden kimsenin gıptası ve sığınan kaçağın güvendiği sığınaktır. Takvayı iç giysi edinin.” *12419


                            İmam Ali (a.s): “Ey Allah’ın kulları! Size takvalı olmayı tavsiye ediyorum. Kalplerinizi onunla örtün, günahlarınızı onunla silin… Dikkat edin! Takvayı koruyun ve takvayla korunun.” *12420

                            İmam Ali (a.s): “Çünkü takva bugün bir sığınak ve kalkandır, yarın cennete bir yoldur. Takvanın yolu açık, yolcusu kârlıdır.” *12421


                            İmam Ali (a.s): “İlahi takva; doğruluk ve istikametin anahtarı, ahiretin yegane azığıdır. İnsanın her türlü kölelikten kurtuluş ve helak olmaktan korunma sebebidir. İsteyen, onunla başarıya ulaşır, ona sığınan kurtulur ve arzulara onunla ulaşılır.” *12422

                            İmam Ali (a.s): “Herkim takva ağaçlarını ekerse, hidayet meyvelerini toplar.” *12423


                            İmam Bakır (a.s) Said’ul Hayra şöyle buyurmuştur: “Sana Allah’tan sakınmayı tavsiye diyorum. Zira takva yok olmaktan kurtuluş sebebi ve dönüş yerinden (ahiretten) faydalanma vesilesidir.” *12424


                            12407* Araf, 96
                            12408* Bakara, 2,5
                            12409* Nisa, 131
                            12410* A’raf, 26
                            12411* Enfal, 29
                            12412* Kasas, 83
                            12413* Nehc’ul-Belağa, 410. hikmet
                            12414* el-Bihar, 77/374/36
                            12415* Nehc’ul-Belağa, 242. hikmet
                            12416* Gurer'ul-Hikem, 3620
                            12417* Nehc’ul Belağa, 114
                            12418* a. g. e. 195. hutbe
                            12419* el-Kafi, 8/17/3
                            12420* Nehc’ul-Belağa, 191. hutbe
                            12421* a. g. e. 191. hutbe
                            12422* a. g. e. 230. hutbe
                            12423* el-Bihar, 78/90/95
                            12424* el-Kafi, 8/52/16


                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                              Bölüm

                              Takva Yüceliğin Anahtarıdır


                              “Ey insanlar! Doğrusu biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, en çok takvalı olanınızdır. Allah bilendir, haberdardır.” *12997


                              Resulullah (s.a.a): “Takvasız amelden daha çok takva ile amel etmeye önem ver. Zira takva ile iç içe olan bir amel az değildir. Kabul edilen bir amel nasıl az olsun ki! Çünkü aziz ve celil olan Allah şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder.” *12998 *12999


                              Resulullah (s.a.a): “Bir haslet vardır ki her kim bu hasletten ayrılmazsa dünya ve ahiret ona itaat eder ve cenneti elde eder.” Kendisine şöyle arzedildi: “O haslet nedir ey Allah’ın Resulü” Allah Resulü şöyle buyurdu: “Takvadır. Her kim insanların en izzetlisi olmak istiyorsa Allah’tan sakınmalıdır” Peygamber (s.a.a) daha sonra şu ayeti tilavet buyurdu: “Her kim Allah’tan sakınırsa Allah onun için bir çıkış yolu taktir eder ve onu hiç hesaba katmadığı yerden rızıklandırır.” *13000 *13001


                              İmam Ali (a.s): “Hiçbir yücelik takvadan daha aziz değildir.” *13002


                              İmam Ali (a.s): “Yüceliğin anahtarı takvadır.” *13003


                              İmam Ali (a.s): “Kim takvaya yapışırsa; kuraklıktan sonra üzerine fazilet yağmurları yağar. Kendisinden uzaklaşıp kaçmış olan rahmet geri gelir, yerin dibine çekildikten sonra nimetler onun için fışkırır, azalıp kıtlaşmasından sonra üzerine şiddetli ve bol bereket yağmurları yağar.” *13004


                              İmam Ali (a.s): “Allah’tan korkmak kalplerinizin derdinin devası, akıllarınızın körlüğünün basireti, bedenlerinizin hastalıklarının şifası, göğüslerinizin fesadının salahı, nefislerinizin kirlerinin temizleyicisi, görmeyen gözlerinizin aydınlığı, kalbinizin her korkudan güvenliği ve zulmetinizin karanlığının ışığıdır.” *13005


                              İmam Ali (a.s): “İlahi takvaya bağlanın; çünkü takva, halkası sağlam bir ip, zirvesine varılmaz bir sığınaktır.” *13006


                              İmam Seccad (a.s): “Hiçbir Kureyşlinin bir Arab’a tevazu dışında soy üstünlüğü yoktur ve takva dışında bir yücelik söz konusu değildir.” *13007


                              İmam Bakır (a.s) Sa’d’ul Hayr’a yazdığı bir mektubunda şöyle buyurmuştur: “Aziz ve celil olan Allah takva vasıtasıyla kulun aklının erişemediği şeyi kendisinden uzaklaştırır. Takva vesilesiyle körlük ve cehaleti ondan giderir. Nuh ve kendisiyle gemide olanlar da takva sebebiyle kurtuluşa erdiler. Salih ve takipçileri yıldırımdan kurtuldular. Takva vesilesiyle sabredenler kurtuluşa erdi ve o gruplar helak olmaktan kurtuldular.” *13008


                              İmam Sadık (a.s): “Her kim ilahi bir takvayla Allah’a sığınacak olursa Allah onu korur. Her kime de Allah yönelir ve onu korursa o gökten yere düşmekten korkmamalıdır. Eğer yeryüzü ehline bir bela inerse ve hepsini çepeçevre kuşatırsa o takva vasıtasıyla her türlü beladan güvende kalır. Nitekim Allah-u Teala da şöyle buyurmuyor mu? “Gerçekten de takva sahipleri bir güvenlik yerindedirler.” *13009




                              12997* Hucurat, 13
                              12998* Maide, 27
                              12999* el-Bihar, 70/286/8
                              13000* Talak, 2,3
                              13001* el-Bihar, 70/285/7
                              13002* a. g. e. 70/288/16
                              13003* a. g. e. 78/9/65
                              13004* Nehc’ul-Belağa, 198. hutbe
                              13005* a. g. e. 198. hutbe
                              13006* a. g. e. 190. hutbe
                              13007* el-Bihar 70/288/19
                              13008* el-Kafi, 8/52/16
                              13009* Uddet’ut Dai, 288

                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                                Bölüm

                                Takva Sahiplerinin Özelliği


                                “Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyilik değildir; lakin iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitab’a, peygamberlere iman eden; yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolda kalanlara, yoksullara ve kölelere sevdiği halde mal veren; namaz kılan, zekât veren ve ahitleştiklerinde ahitlerine vefa gösterenler, zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar doğru olanlardır ve takva sahipleri ancak onlardır.” *13010


                                “Doğrusu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı. Onlar, geceleri az uyuyanlardı. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi. Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi.” *13011
                                bak. Bakara, 2-5; Al-i İmran, 133, 136; Zümer, 33; Maide, 8


                                Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz takva sahipleri şüpheye düşme korkusuyla sakınmaması gereken şeyler hususunda bile sakınan ve Allah’tan korkan kimselerdir.” *13012


                                Resulullah (s.a.a) Ebuzer’e yaptığı tavsiyesinde şöyle buyurmuştur: “Ey Ebuzer! İnsanın nefsini hesaba çekmesi, nereden içtiğini, nereden yediğini ve nereden giyindiğini, bunların helal yoldan mı veya haram yoldan mı olduğunu bilmesi için ortağını hesaba çekmesinden daha şiddetli olmadıkça insan takva sahiplerinden sayılmaz.” *13013


                                Nehc’ul Belağa’da yer alan bir rivayete göre Emiru’l Müminin (a.s) ashabından abid olan Hemmam adlı biri: “Ey Müminlerin Emiri! Bana muttakileri anlat. Hem öyle anlat ki, anları görür gibi olayım” dedi… Bunun üzerine Hz. Ali Allah’a hamd-u senadan ve Peygamber’e salavat gönderdikten sonra şöyle buyurdu: Ama muttakiler fazilet sahibidirler, konuşmalarında doğrudurlar, tarzları ılımlıdır, davranışları tevazu iledir. Gözlerini Allah’ın kendilerine haram kıldığı şeyden sakınırlar, kulaklarını kendilerine faydalı olan ilme vakfederler. Huzur ve bela durumlarında halleri aynıdır, (değişiklik arzetmez.) Allah’ın onlara tayin ettiği ecel olmasaydı, ruhları göz kırpacak bir an bile olsun; azaptan korkmak, sevabı ar-zulamak sebebiyle bedenleriyle durmazdı…


                                Onlardan birinin alametleri; senin onu dini işlerde güçlü, uzak görüşlülükte yumuşak, imanda şeksiz şüphesiz, ilimde hırslı, bilgisi hilimle içiçe, zenginlikte kanaatkar, ibadetinden huşu içinde, fakirlikte muhteşem, zorlukta sabırlı, helal peşinde, hidayette şevkli, tamahtan kurtulmuş ve salih amel işlediği halde korku içinde yaşayan biri olarak görmendir. Gündüz akşama kadar düşüncesi şükür, gece sabaha kadar işi zikirdir. Korkuyla geceler, neşeyle sabahlar, gaflete düşmekten çekinerek korkar, rahmet ve fazilete nail olduğunda sevinir.


                                Nefsi, onu istemediği bir şeye zorlarsa, sevip istediğini ona vermez. Sevdiği şey, zevali olmayan nimettir. Sakındığı, baki olmayan (geçici) şeylerdir. Hilmini ilimle, sözünü amelle birleştirip pekiştirmiştir. Onu emeli yakın, hatası az, kalbi huşu içinde, nefsi kanaatkar, yemesi az, işi kolay, dini korunmuş, şehveti ölmüş, öfkesi yenilmiş, hayır umulan, şerrinden emin olunan biri olarak görürsün.” *13014


                                İmam Bakır (a.s): “Takva sahipleri dünya ehlinin en az masraflısı ve sana en çok yardım edenleridir. Onları anınca sana yardım ederler. Eğer unutursan sana hatırlatırlar. Sürekli Allah’ın işini ayakta tutarlar. Şüphesiz Allah’ın dostluğu için, her türlü muhabbetten koparlar. Kendi hükümdarına (Allah’a) itaat etmek için dünyadan kaçmışlardır. Büyük bir samimiyetle aziz ve celil olan Allah’a ve onun dostluk ve sevgisine yönelmişlerdir. Asıl maksadın da o olduğunu bilmişlerdir. Çünkü onun yüce bir makamı vardır.” *13015


                                İmam Bakır (a.s): “Müminlerin Emiri Ali (a.s) sürekli şöyle buyururdu: “Takva sahiplerinin kendileriyle tanındığı bir takım alametleri vardır: Doğru sözlü olmak, emanettarlık, ahde vefa… kadınların arasına az karışmak, ihsanda bulunmak, güzel ahlak, çok yumuşak huylu olmak, kendisini aziz ve celil olan Allah’a yaklaştıracak bir ilme tabi olmak.” *13016
                                bak. el-İman, 198-202. Bölüm


                                13010* Bakara, 177
                                13011* Zariyat, 15-29
                                13012* Tenbih'ul-Havatir, 2/62
                                13013* Kenz'ul-Ummal, 8501
                                13014* Nehc’ul-Belağa, 193. hutbe
                                13015* el-Kafi, 2/133/16
                                13016* el-Hisal, 483/56


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X