Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HULASA - Mizan’ul Hikmet

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


    488. Bölüm

    Övülmüş ve Kınanmış Fakirlik

    1753.İmam Sadık (a.s), kendisine, Ebuzer’in, “Üç şey vardır ki insanlar ondan nefret eder ama ben onları severim: Ben ölümü, fakirliği ve belayı severim” sözü sorulunca şöyle buyurmuştur: “Bu konu insanların anladığı şekilde değildir. Aksine maksat şudur: Ben Allah’a itaat yolunda ölümü, Allah’a isyan ile iç içe olan hayattan daha çok severim. Ben Allah’a itaat yolunda fakirliği Allah’a isyan ile birlikte olan zenginlikten daha çok severim, ben Allah’a itaat yolunda hastalık ve belayı Allah’a isyan ile birlikte olan sağlıktan daha çok severim.” *1936

    1754.İmam Sadık (a.s): “Bizimle olmakla birlikte fakir olmak, bizden gayrisiyle birlikte olmakla beraber zengin olmaktan ve bizimle birlikte olmakla öldürülmek, bizden başkasıyla hayatta olmaktan daha iyidir.” *1937


    1755.İmam Sadık (a.s): “Seni zulümden alıkoyan servet, seni günaha sürükleyen fakirlikten daha iyidir.” *1938


    1756.İmam Sadık (a.s): “Fakirlik kızıl ölümdür.” Ben (ravi), Ebu Abdillah’a (a.s) şöyle arzettim: “Maksadınız, dinar ve dirhem fakirliği midir?” İmam şöyle buyurdu: “Hayır, dini fakirliktir.” *1939

    1936* Mean’il-Ahbar, 165/1
    1937* el-Heraic ve’l-Ceraih, 2/739/54
    1938* Fakih, 3/166/3614
    1939* el-Kafi, 2/266/2



    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


      489. Bölüm

      Fakiri Aşağılamak

      1757.Resulullah (s.a.a): “Herkim kadın veya erkek bir mümini fakirlik ve elinde az şeyinin oluşması sebebiyle aşağılar veya hor görürse, Allah-u Teala da kıyamet günü onu (bu çirkin işiyle) meşhur kılar ve sonra da rezil eder.” *1940

      1758.İmam Ali (a.s): “Fakir kardeşlerinizi aşağılamayın. Zira herkim bir mümini aşağılarsa aziz ve celil olan Allah, tövbe etmedikçe o ikisinin arasını cennette birleştirmez.” *1941

      1759.İmam Rıza (a.s): “Herkim fakir bir Müslümanla karşılaşır ve ona zengine verdiği selamdan farklı bir selam verirse kıyamet günü aziz ve celil olan Allah onu, kendisine gazaplandığı bir halde karşılar.” *1942

      1940* el-Bihar, 72/44/52
      1941* el-Hisal, 614/10
      1942* Emali’es-Seduk, 359/5



      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


        490. Bölüm

        Fakirliği Ortadan Kaldıran Şey

        1760.Resulullah (s.a.a): “Sıla-i rahim ömrü çoğaltır ve fakirliği ortadan kaldırır.” *1943

        1761.İmam Ali (a.s): “Fakirliği sadaka ve bağışta bulunmakla tedavi ediniz.” *1944

        1762.İmam Bakır (a.s): “İyilik etmek ve gizli sadaka vermek, fakirliği ortadan kaldırır.” *1945

        1763.İmam Sadık (a.s): “Ben iktisatlı davranan kimseye fakir olmayacağı hususunda kefilim.” *1946
        bak. el-Hac, 453. Bölüm

        1943* el-Bihar, 74/103/61
        1944* Gurer’ul Hikem, 5156
        1945*el-Bihar, 74/81/83
        1946* el-Hisal, 9/32


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

          Değerli Kerbela44 hocam geçen gün " nasıl olur fakirlik hem kınanmış, hemde övülmüş " diye şaşırmıştım ve hatta size yazacaktım ama bugün gönderdikleriniz hadislerle mesele aydınlanmış oldu. Sağol, varol.

          Yorum


            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


            491. Bölüm

            Fakirlik Getiren Şey

            1764.Resulullah (s.a.a): “Herkim kendini fakir gösterirse fakir olur.” *1947

            1765.Resulullah (s.a.a): “Emanete riayet etmek zenginlik getirir, emanete hıyanet etmek ise fakirliğe sürükler.” *1948

            1766.İmam Ali (a.s): “Dünyadan fazlalık isteyen kimse fakirliğe mahkumdur. Dünyadan yüz çeviren kimseye, ise dünya, rahatlık ve huzur içinde arkadaş olur.” *1949

            1767.İmam Ali (a.s): “Herkim kendi yüzüne dilenme ile bir kapı açarsa, Allah da onun yüzüne fakirlikten bir kapı açar.” *1950

            1768.İmam Bakır (a.s), Ebu Nu’man’a şöyle buyurmuştur: “Bizleri insanları sömürme aracı kılma. Zira bu durumda Allah fakirliğini artırır.” *1951

            1769. “İmam Sadık (a.s), babalarından şöyle nakletmiştir: “Herkim Allah’ın fazlını dilemezse, fakir olur.” *1952


            1770.İmam Sadık (a.s): “Çocuğuna beddua eden kimse, kendisine fakirliği miras bırakır.” *1953

            1947* el-Bihar, 76/316/6
            1948* a. g. e. 75/114/6
            1949* Tuhef’ul Ukul, 221
            1950* el-Bihar, 103/20/4
            1951* a.g.e, 78/184/11
            1952* a.g.e, 76/316/6
            1953* a. g. e. 104/99/77



            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


              492. Bölüm

              Münezzeh Olan Allah’ın Fakirlerden Özür Dilemesi


              1771.İmam Sadık (a.s): “(Kıyamet günü) Övgüsü yüce olan Allah kardeşin kardeşten özür dilediği gibi, dünyada fakir olan mümin kulundan özür diler ve şöyle buyurur: “İzzet ve celalime andolsun ki ben seni dünyada hor gördüğüm için muhtaç kılmadım. Şimdi bu örtüyü kaldır ve dünyanın yerine sana verdiğimi gör.” O örtüyü kaldırır ve şöyle der: “Dünyada benden aldıysan da verdiğin bu karşılık sebebiyle zarar etmiş sayılmam.” *1954


              1954* el-Kafi, 2/264/18



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                493. Bölüm

                Fakirliğin Süsü

                “(İnfaklarınızı) Allah yolunda mahsur kalanlara, yeryüzünde dolaşamayanlara, hayalarından dolayı, kendilerini tanımayanların zengin saydıkları yoksullara verin. Onları yüzlerinden tanırsın, insanlardan yüzsüzlük ederek bir şey istemezler.” *1955

                1772.Resulullah (s.a.a): “Allah fakirliği yaratıklarına emanet olarak vermiştir. O halde herkim onu gizli tutarsa, Allah, gündüz oruç tutan ve geceyi ibadetle geçiren kimsenin sevabını ona verir.” *1956


                1773.İmam Ali (a.s): “İffetli olmak fakirliğin süsüdür.” *1957

                1774.İmam Sadık (a.s): “İşlerin en zoru ve zahmetlisi, fakirliğini gizli tutmaktır.” *1958

                1955* Bakara suresi 273
                1956* el-Kafi, 2/260/3
                1957* Nehc’ul-Belağa, 68. hikmet
                1958* el-Bihar, 78/249/87



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                  494. Bölüm

                  Ne Mutlu Fakirlere

                  1775.Resulullah (s.a.a): “Ne mutlu sabırlı fakirlere! Onlar göklerin ve yerin melekutunu görenlerdir.” *1959

                  1776.Resulullah (s.a.a): “Fakirler cennet ehlinin hükümdarıdırlar. İnsanların tümü cennete iştiyak duyar ve cennet ise fakirlere iştiyak duyar.” *1960

                  1777.Resulullah (s.a.a): “Cennete bir başvurdum. Ehlinin çoğunun fakirler olduğunu gördüm.” *1961

                  1778.Resulullah (s.a.a): “Herkim ölür de kendisinden geriye dirhem ve dinar bırakmazsa, hiç kimse ondan daha zengin olarak cennete giremez.” *1962

                  1779.İmam Sadık (a.s): “Cennete giren en son Peygamber Süleyman’dır ve bu da kendisine verilen dünya sebebiyledir.” *1963

                  1780.İmam Sadık (a.s) Muhammed Hezzaz’a şöyle buyurmuştur: “Pazara gitmiyor musun? Satılan meyveleri ve canının çektiği şeyleri görmüyor musun?” Ben (Muhammed Hezzaz) şöyle arzettim: “Elbette görüyorum.” İmam şöyle buyurdu: “Görüp de alamadığın herşey karşılığında senin için bir iyilik vardır.” *1964
                  bak. el-Bela, 273. Bölüm; el-Muhabbet, 442. Bölüm

                  1959* el-Kafi, 2/263/13
                  1960* el-Bihar, 72/49/58
                  1961* Musned-u İbn-i Hanbel, 1/504/2086
                  1962* el-Bihar, 71/267/17
                  1963* a.g.e, 72/52/76
                  1964* a.g.e, 72/25/19



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                    101. Konu: Farslar-İranlılar

                    495. Bölüm


                    İranlılar ve İman

                    1781.Resulullah (s.a.a): “İslam’da insanlardan en büyük nasibi olanlar İran halkıdır.” *1965

                    1782.Resulullah (s.a.a), “Eğer ondan yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır. Sizin gibi olmayacak bir milleti yerinize getirir” *1966 ayetini okuyunca, kendisine, “Yüz çevirdiğimiz taktirde Allah’ın onları yerimize geçireceği bu kimseler kimlerdir?” diye sorulması üzerine Selman’ın omuzuna dokunarak şöyle buyurmuştur: “Bu şahıs ve kavmidir. Canım elinde olana andolsun ki eğer iman Süreyya’ya da asılacak olsa, İran’dan bir topluluk onu elde edecektir.” *1967

                    1783.Resulullah (s.a.a), kendisine, “Ey iman edenler! Aranızdan dininden kim dönerse bilsin ki Allah kendilerini sevdiği bir kavim getirir” ayeti sorulunca şöyle buyurmuştur: “Onlar (Selman’ın omuzuna vurarak) bunun kavmidir.” Daha sonra şöyle buyurdu: “Eğer din Süreyya’ya bile asılacak olsa, şüphesiz İranlılardan bir grup onu elde edecektir.” *1968

                    1784.Resulullah (s.a.a): “Eğer ilim Süreyya’da da olsa şüphesiz İranlılardan bir grup onu elde edecektir.” *1969

                    1785.Resulullah (s.a.a): “İranlılar bizim akrabalarımızdır. Zira ki İsmail, İshakoğullarının amcasıdır ve İshak da İsmailoğulları'nın amcası.” *1970

                    1786.Resulullah (s.a.a), yanında Arap olmayanlardan söz edilince şöyle buyurmuştur: “Onlara veya onlardan bazılarına olan güvenim, size veya bazılarınıza olan güvenimden daha çoktur.” *1971

                    1965* Kenz’ul Ummal, 34126
                    1966* Muhammed, 38
                    1967* Tefsir’ul-Mizan, 18/250
                    1968* Mecme’ul Beyan, 3/321
                    1969* Kenz’ul Ummal, 34131
                    1970* a. g. e. 35124
                    1971* a. g. e. 34128



                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet



                      102. Konu: Farzlar

                      496. Bölüm


                      Farzları Eda Etmeye Teşvik

                      1787.Resulullah (s.a.a)şöyle buyurmuştur: “Allah’ın farzlarıyla amel et ki insanların en takvalısı olasın.” *1972

                      1788.İmam Ali (a.s): “Farzlar, Farlar! Farzları Allah için eda ediniz ki sizleri cennete ulaştırsın.” *1973

                      1789.İmam Ali (a.s): “Allah’ın size farz kıldığı şeyler için çalışın, sizden istediğini eda etme gayretini de vermesini dileyin.” *1974

                      1790.İmam Ali (a.s): “Nefsini kulluğa alıştır, ona yumuşak davran, ezip azarlama; sana kitapta farz kılınmış olanlar dışında onu hoş tut ve şevkli olduğunda ibadete yönelt. Çünkü farzların, vaktinde ve yerinde eda edil-mesi gerekir.” *1975

                      1791.İmam Ali (a.s): “Farzları eda etmek gibi (yüce) bir ibadet yoktur.” *1976

                      1792.İmam Ali (a.s): “Eğer müstehapların faziletine sarılarak farzları yerine getirmekten geri kalırsan şüphesiz elde ettiğin fazilet, zayi ettiğin farza denk olmayacaktır.” *1977


                      1793.İmam Hasan (a.s): “Şüphesiz aziz ve celil olan Allah, fazları sizlere kerem ve rahmeti üzere farz kılmıştır, sizlere ihtiyacı olduğu için değil! Kendisinden başka ilah olmayan Allah sizlere olan rahmetinden dolayı (farz kılmıştır) ki böylece pis olanı temiz olandan ayırsın, göğsünüzde olan şeyleri imtihan etsin ve kalbinizde olan şeyleri halis kılsın.” *1978

                      1794.İmam Seccad (a.s): “Her kim Allah’ın kendisine farz kıldığı şeyle amel ederse o insanların en hayırlısıdır.” *1979

                      1795.İmam Sadık (a.s): “Allah Tebarek ve Teala şöyle buyurmuştur: “Kulum kendisine farz kıldığımdan daha sevimli bir şeyle kendisini bana sevimli kılmamıştır.” *1980


                      1972* el-Kafi, 2/82/4
                      1973* Nehc’ul-Belağa, 167. hutbe
                      1974* a. g. e. 113. hutbe
                      1975* a. g. e. 69. mektup
                      1976* a.g.e, 113. hikmet
                      1977* Gurer’ul Hikem, 3793
                      1978* el-Bihar, 23/99/3
                      1979* el-Kafi, 2/81/1
                      1980* a.g.e, 2/82/5



                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                        497. Bölüm

                        Münezzeh Olan Allah’ın İnsanlara Farz Kıldığı Şey

                        1796.İmam Ali (a.s): “Yüce Allah, insanlar yoksullukları nedeniyle isyan etmesinler diye adil imamlara, kendilerini, insanların en fakirleriyle ölçüp değerlendirmelerini emretti.” *1981


                        1797.İmam Ali (a.s): “Münezzeh olan Allah, yoksulların rızkını zenginlerin mallarında farz kılmıştır. Zengin, sadece malı kendi zevkine göre harcadığından dolayı fakir aç kalmıştır.” *1982

                        1798.İmam Ali (a.s): “Allah imanı, şirki temizlemek; namazı, kibirden uzak tutmak; zekatı, rızka bir sebep kılmak için farz kılmıştır.” *1983

                        1799.İmam Ali (a.s): “Şüphesiz Allah tüm organlarına bir takım şeyler farz kılmıştır; kıyamet günü onlarla sana senin aleyhine delil getirecektir.” *1984

                        1981* Nehc’ul-Belağa, 209. hutbe
                        1982* a. g. e. 328. hikmet
                        1983* a. g. e. 252. hikmet
                        1984* a. g. e. 382. hikmet



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                          498. Bölüm

                          Farzların Bütünü

                          1800.İmam Ali (a.s): “Allah’ın yaratıklarına taktir ettiği farzların sınırları en büyük farzlardan olan beş farzdır: Namaz, zekat, hac, oruç ve diğer dört farzın koruyucusu olan velayet.” *1985

                          1985* el-Bihar, 68/388/39



                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                            103. Konu: Fazilet

                            499. Bölüm


                            Faziletler


                            1801.İmam Ali (a.s): “Fazilet, kemal güzelliği ve yüce işler iledir, mal çokluğu ve işlerin büyüklüğü ile değil.” *1986

                            1802.İmam Ali (a.s): “Büyük insanların fazileti ibadet güzelliğidir.” *1987

                            1803.İmam Ali (a.s): “Takva sahipleri dünyada fazilet ehli olan kimselerdir. Onların sözü doğruluk, giyimleri ise orta hallidir.” *1988

                            1804.İmam Ali (a.s): “Her kim kendisini kötülükle karşılık vermekten daha yüce bilirse faziletlerin toplamını elde etmiş olur.” *1989

                            1805.İmam Ali (a.s): “Her kim kendisine kötülük eden birine iyilik ederse şüphesiz faziletlerin toplamını elde etmiş olur.” *1990

                            1806.İmam Ali (a.s): “Kudret sahibi olduğunda affedici ol, zorluk ve darlık durumunda bağışlayıcı ol ve fakirliğine rağmen fedakar ol ki fazilet ve üstünlüğün kemale ersin.” *1991


                            1807.İmam Zeyn’ul Abidin (a.s): “Kıyamet günü olunca Allah Tebarek ve Teala ilk ve son bütün insanları bir çölde toplar, ardından bir münadi şöyle nida eder: “Fazilet ehli kimseler nerededir?” İmam daha sonra şöyle buyurdu: “Böylece insanlardan bir grup kalkar, melekler onları karşılar ve şöyle derler: “Sizin faziletiniz neydi?” Onlar şöyle derler: “Biz bizimle ilişkisini kesen kimseyle ilişki kurar, bizi mahrum kılana bağışta bulunur, bize zulmedeni affederdik.” Böylece onlara şöyle denir: “Doğru dediniz, cennete giriniz.” *1992

                            1808.İmam Cevad (a.s): “Faziletler dört çeşittir: Birincisi kıvamı düşünce olan hikmettir, ikincisi kıvamı şehvet olan iffettir. Üçüncüsü kıvamı gazap olan kudrettir, dördüncüsü ise kıvamı
                            1809.nefsani güçlerin itidali olan adalettir.” *1993


                            1986* Gurer’ul Hikem, 1925
                            1987* a. g. e. 6559
                            1988* Nehc’ul-Belağa, 193. hutbe
                            1989* Gurer’ul Hikem, 5139
                            1990* a.g.e, 8905
                            1991* a. g. e. 7179
                            1992* el-Kafi, 2/107/4
                            1993* Keşf’ul Gumme, 3/138



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                              500. Bölüm

                              Faziletlerin En Üstünü

                              1810.İmam Ali (a.s): “İnsaf, faziletlerin en üstünüdür.” *1994

                              1811.İmam Ali (a.s): “Dili korumak ve ihsanda bulunmak insanın faziletlerinin en üstünlerindendir.” *1995

                              1812.İmam Ali (a.s): “Hiçbir fazilet ihsandan daha yüce değildir.” *1996

                              1813.İmam Ali (a.s): “Öfkeye hakim olmak ve şehveti öldürmek faziletlerin başıdır.” *1997

                              1814.İmam Ali (a.s): “Faziletlerin doruğu ilimdir.” *1998
                              bak. el-Hulk, 649 ve 653. Bölümler

                              1994* Gurer’ul Hikem, 805
                              1995* a. g. e. 4899
                              1996* a. g. e. 10625
                              1997* a. g. e. 5237
                              1998* a. g. e. 6379




                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                                501. Bölüm

                                İnsanların En Faziletlisi

                                1815.Resulullah (s.a.a): “Allah-u Teala nezdinde en yüce makama sahip olanınız, uzun bir süre açlık çeken ve düşünceye koyulanınızdır. Allah-u Teala nezdinde en nefret edileniniz ise çok uyuyan, çok yiyen ve çok içeninizdir.” *1999

                                1816.Resulullah (s.a.a): “Ey insanlar! Şüphesiz insanların en üstünü makamı yüce olduğu halde tevazu gösteren, zengin olduğu halde dünyadan yüz çeviren, gücü olduğu halde insaf üzere amel eden, kudreti olduğu halde yumuşak huylu olan kimsedir. Biliniz ki insanların en üstünü dünyadan kendisine yetecek miktarını alan, dünyada iffet ve nefis izzeti içinde yaşayan ve (ahiret) yolculuğu için azık alıp yolculuk için hazırlanan kimsedir.” *2000


                                1817.İmam Ali (a.s): “Allah nezdinde kulların en üstünü, doğru yola erişip (insanlara) doğru yolu gösteren, böylece bilinen bir sünneti ayakta tutup bilinmeyen bir bidatı öldüren adil imamdır.” *2001

                                1818.İmam Ali (a.s): “Allah katında insanların en efdali; kazancını azaltsa, onu kedere, meşakkatlere sürüklese bile hakla amel etmeyi, kendine fayda veren batıldan daha çok seven kimsedir.” *2002
                                bak. el-İman, 203. Bölüm

                                1999* Tenbih’ul Havatir, 1/100
                                2000* A’lam’ud-Din, 337/15
                                2001* Nehc’ul-Belağa, 164. hutbe
                                2002* a.g.e, 125. hutbe


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X