Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HULASA - Mizan’ul Hikmet

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


    104. Konu: Fedakarlık

    502. Bölüm


    Fedakarlığın Fazileti

    1819.İmam Ali (a.s): “Fedakarlık, yüceliklerin en üstünüdür.” *2003

    1820.İmam Ali (a.s): “Fedakarlık, iyilerin huyudur.” *2004

    1821.İmam Ali (a.s): “Fedakarlık, en güzel ihsan ve imanın en üstün mertebesidir.” *2005

    1822.İmam Ali (a.s): “Fedakarlık, en faziletli ibadet ve en yüce efendiliktir.” *2006

    1823.İmam Ali (a.s): “En üstün cömertlik, fedakarlıktır.” *2007

    1824.İmam Ali (a.s): “Diğer insanlara insafla, müminlere ise fedakarlıkla davran.” *2008

    1825.İmam Ali (a.s): “Yüceliklerin doruğu fedakarlıktır.” *2009

    1826.İmam Ali (a.s): “Fedakarlıkla hürler köle edilir.” *2010

    bak. el-İnfak, 1757, 1759. Bölümler

    2003* Gurer’ul Hikem, 986
    2004* a. g. e. 606
    2005* a. g. e. 1705
    2006* a. g. e. 1148
    2007* a. g. e. 2888
    2008* a. g. e. 6342
    2009* a. g. e. 6361
    2010* a. g. e. 4187


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

      Ne mutlu faziletli ve fedakar olanlara

      Yorum


        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


        503. Bölüm

        Fedakarların Fazileti

        “Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine hicret edip gelenleri severler; onlara verilenler karşısında içlerinde bir çekemezlik hissetmezler; kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Nefsinin tamahkarlığından korunabilmiş kimseler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” *2011


        1827.Ebu Hureyre: “Resulullah’a (s.a.a) birisi geldi ve açlıktan şikayette bulundu. Resulullah (s.a.a) birini eşlerinin evlerine gönderdi. Onlar, “Sadece suyumuz var” dediler. Resulullah (s.a.a), “Bu adamı kim bu gece ağırlar!” diye buyurdu. Ali b. Ebi Talib (a.s), “Ben onu ağırlarım ya Resulullah!” dedi. Fatıma’nın (a.s) yanına gidip ona şöyle dedi: “Ey Resulullah’ın kızı! Yiyecek olarak ne var?” Fatıma, “Sadece (bize yetecek) akşam yemeği var. Ama misafirimizi tercih ederiz” dedi. Hz. Ali, “Ey Muhammed’in kızı! Çocukları yatır, ışıkları söndür” dedi. Sabah olunca Ali (a.s) Resulullah’ın (s.a.a) yanına vardı ve olayı kendisine bildirdi. Çok geçmeden “Kendilerine tercih ederler…” ayeti nazil oldu.” *2012

        1828.Aişe: “Resulullah (s.a.a) dünyadan göçünceye kadar üç gün üst üste doymadı. İsteseydi doyasıya yerdi, ama o (başkalarını) kendine tercih ederdi.” *2013


        1829.Ebu Tufeyl: Ali (a.s) bir elbise satın aldı. Ondan hoşlanınca tasaddukta bulundu ve şöyle buyurdu: “Resulullah’ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu işittim: “Her kim (başkalarını) nefsine tercih ederse, Allah da kıyamet günü ona cenneti tercih eder.” *2014


        1830.İmam Sadık (a.s): “Fatıma’nın (a.s) bir miktar arpası vardı. Arpadan helva yaptı. Hazırlanınca ve (yemek için) önüne koyunca o anda bir fakir çıkageldi. Fakir, “Allah size merhamet etsin” dedi. Ali (a.s) kalktı ve yemeğin üçte birisini ona verdi. Çok geçmeden bir yetim geldi ve, “Allah size merhamet etsin” dedi. Ali (a.s) kalkıp diğer üçte birini de ona verdi. Sonra da bir esir geldi. Esir de, “Allah sizlere merhamet etsin” dedi. Ali (a.s) kalan üçte birini de ona verdi. Böylece o yemekten hiç tatmadılar. Münezzeh olan Allah onlar hakkında ayetler indirdi. Bu ayetler aziz ve celil olan Allah için fedakarlık eden herkes için geçerlidir.” *2015

        2011* Haşr, 9
        2012* Nur’us Sakaleyn, 5/285/53
        2013* Tenbih’ul Havatir, 1/172 ve 173
        2014* Nur’us Sakaleyn, 5/285/52
        2015* a.g.e. s. 470/20


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


          105. Konu: Feragat-Boş Olmak

          504. Bölüm


          Feragat

          “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine giriş; Ve ümit edeceğini yalnız Rabbinden iste.” *2016

          1831.Resulullah (s.a.a): “Kıyamet günü hesabı en şiddetli olan kimse kendisi boşta gezdiği halde işini başkalarının (hizmetçi uşak ve işçilerinin) yaptığı kimsedir. Eğer iş, sıkıntı ve zahmet sebebiyse şüphesiz boşta gezmek, fesat ve bozulma sebebidir.” *2017

          1832.Resulullah (s.a.a): “Allah ne dünya işinde ne de ahiret işinde olmayan, boşta gezer salim kimseden nefret eder.” *2018


          1833.Resulullah (s.a.a): “İki şey bir çok insanın fitne (imtihan veya bozulma) sebebidir: Sıhhat ve boş olmak.” *2019

          1834.İmam Ali (a.s): “Heva ve heves boş olmaktan kaynaklanır.” *2020


          1835.İmam Ali (a.s): “Şunu bilesin ki dünya, bir bela yurdudur. Orada bir saat yaşanan rahatlık, kıyamet gününde hasret ve pişmanlığa neden olur.” *2021

          1836.İmam Ali (a.s): “İnsan için kendisini hiçbir meşguliyetin alıkoyamadığı bir saatinin (vaktin) olması ne de uygundur.” *2022

          1837.İmam Ali (a.s): “Eğer çalışma, sıkıntı ve zahmet sebebi ise sürekli boşta gezme de fesat ve helak olma sebebidir.” *2023

          1838.İmam Seccad (a.s) bir duasında şöyle buyurmuştur: “Kalplerimizi kendi zikrinle her türlü zikirden, dillerimizi senin şükrünle her türlü şükürden, bedenlerimizi sana itaatle her türlü itaatten alıkoy. Eğer bizler için bir işten feragat (boş vakit) taktir ettiysen bu feragati salim kıl ki onda bizi bir günah sarmasın, bizlere bir bıkkınlık erişmesin ve böylece kötülükleri yazan melekler günahlardan boş bir kitapla geri dönsünler. İyilikleri yazan melekler bizler için yazdıkları iyilikler sebebiyle sevinç içinde geri dönsünler.” *2024


          1839.İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) Mekarim’ul Ahlak duasında şöyle buyurmuştur: “Allahım! Muhammed’e ve Al-i Muhammed’e selavat gönder. Beni kendisine gösterilen önemin (ibadet ve kulluktan) alıkoyduğu işten müstağni kıl. Beni yarın benden soracağın bir işe yönlendir ve günlerimi beni kendisi için yarattığın şeyler yolunda harcat.” *2025


          1840.İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) Mekarim’ul Ahlak duasında şöyle buyurmuştur: “Bana ibadetle geçen bir sıhhat ve iffetle birlikte olan bir feragat nasip eyle.” *2026

          1841.İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) Arefe günü duasında şöyle buyurmuştur: “Allahım! Senin gücünden ve genişliğinden kaynaklanan bir güç ve genişlikle, senin sevdiğin işleri yapmak için feragat halinin ve sana yaklaştıran şey hususunda çalışmanın tadını bana tattır. Bana armağanlarından bir armağan gönder. Ticaretimi faydalı kıl, dönüşümü zararsız eyle, beni azametli makamından korkut ve seni görmeye iştiyaklı kıl.” *2027

          1842.İmam Kazım (a.s): “Allah-u Teala çok uyuyan kuldan nefret eder ve Allah-u Teala boşta gezen kulundan nefret eder.” *2028

          2016* İnşirah, 7-8
          2017* Tenbih’ul Havatir, 1/60
          2018* Şerh-i Nehc’ul-Belağa-i İbn-i Ebi'l-Hadid, 17/146
          2019* el-Kafi, 8/152/136
          2020* Gurer’ul Hikem, 9251
          2021* Nehc’ul-Belağa, 59. mektup
          2022* Gurer’ul Hikem, 9684
          2023* el-Bihar, 77/419/40
          2024* Sahifet’us-Seccadiye, 51, 11. dua
          2025* a. g. e. s. 81, 20. dua
          2026* a. g. e. s. 87; 20. dua
          2027* a. g. e. 200, 47. dua
          2028* Fakih, 3/169/3635



          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


            106. Konu: Fesad

            505. Bölüm


            İnsanların Genelini Bozan Şey

            1-Günah

            “İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesâd çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır.” *2029

            1843.Resulullah (s.a.a): “Kul gizlice günah işlerse sahibinden başkasına zarar vermez. Aşikar bir şekilde işler de insanlar da onu engellemezse o günah insanların geneline zarar verir.” *2030
            bak. ez-Zenb; 777. Bölüm

            2-İhtilaf

            1844.İmam Ali (a.s): “Allah’a yemin olsun ki Peygamber’inden sonra ihtilafa düşen her ümmetin -Allah’ın istemediği durum dışında- batıl olanı hak olanına üstün gelmiştir.” *2031
            bak. el-İhtilaf; 633. Bölüm

            3-Haktan Mahrumiyet

            1845.Resulullah (s.a.a): “Zayıfın hakkının güçlüden hiçbir korku ve titreme olmaksızın alınmadığı bir ümmet asla temizlenemez.” *2032

            2029* Rum, 41
            2030* el-Bihar, 100/74/15
            2031* Emali’el Müfid, 235/5
            2032* el-Bihar, 77/258/1



            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


              506. Bölüm

              Fesat Çıkaranlar

              “Allah ve Peygamber’iyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek…” *2033

              “Melike: “Doğrusu hükümdarlar bir şehre girdikleri zaman orasını bozarlar, onurlu kimselerini aşağılık yaparlar. İşte böyle davranırlar dedi.” *2034

              “Kendilerine: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” dendiği zaman, “Bizler sadece ıslah edicileriz” derler.” *2035

              “Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan sefihlerin emirlerine itaat etmeyin” dedi.” *2036

              1846.Resulullah (s.a.a): “Ümmetimden iki grup doğru olursa ümmetim de doğru olur. Eğer onlar bozulursa, ümmetim de bozulur.” Kendisine şöyle arzedildi: “Ey Allah’ın Resulü! O iki grup kimlerdir?” Peygamber şöyle buyurdu: “Fakihler ve yöneticiler.” *2037

              1847.İmam Ali (a.s): “Şüphesiz azığı zayi etmek de bozulmadandır.” *2038

              1848.İmam Rıza (a.s): “Dinar ve dirhemi (bir takım amaçlar için) kırmak ve meyvenin tohumunu bir köşeye atmak da bozukluktandır.” *2039

              2033* Maide, 33
              2034* Neml, 34
              2035* Bakara, 11
              2036* Şuara, 151-152
              2037* el-Hisal, 37/12
              2038* el-Kafi, 8/24/4
              2039* Fakih, 3/167/3625



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                507. Bölüm

                Fesadı Yok Eden Şey

                1849.Resulullah (s.a.a): “Eğer Allah için rükuya varan kullar, süt emen çocuklar ve otlayan hayvanlar olmasaydı, şüphesiz üzerinize şiddetli bir azap inerdi.” *2040

                1850.İmam Ali (a.s): “Eğer insanlar, azap üzerlerine indiği, ellerindeki nimetler yok olduğu zaman Rablerine, doğru niyetle ve içtenlikle sığınsalar, Rableri ellerinden giden her şeyi geri verir, içlerindeki her bozulan şeyi düzeltirdi.” *2041


                1851.İmam Sadık (a.s): “Allah Şiilerimizden namaz kılan kimseler vesilesiyle, Şiilerimizden namaz kılmayan kimselerin azabını def etmektedir. Eğer onların tümü namazı terketmiş olsalardı, şüphesiz helak olurlardı. Allah Şiilerimizden zekat verenler vesilesiyle de zekat vermeyen Şiilerimizden azabı def etmektedir. Aziz ve celil olan Allah’ın şu sözü de buna işarettir: “Eğer insanlardan bazısı, diğer bazıları vesilesiyle def edilmeseydi, şüphesiz yer yüzü bozulurdu.” *2042 *2043


                2040* Nur’us-Sakaleyn, 1/253/1007
                2041* Nehc’ul-Belağa, 178. hutbe
                2042* Bakara, 251
                2043* el-Kafi, 2/451/1



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                  107. Konu: Fetva

                  508. Bölüm


                  Kendi Görüşü Üzere Fetva Veren Kimse

                  1852.Resulullah (s.a.a): “Sizlerin fetva verme hususunda en cesurunuz, ateş karşısında en cesur olanınızdır.” *2044


                  1853.İmam Bakır (a.s): “Ama eğer kendi görüşlerimiz esasınca insanlara fetva vermiş olsaydık, şüphesiz helak olanlardan olurduk. Lakin biz Allah Resulü’nün (s.a.a) sözü ve sünneti üzere ve sahip olduğumuz ve babalarımızdan miras olarak aldığımız ilmi temeller üzere insanlara fetva vermekteyiz.” *2045


                  1854.İmam Sadık (a.s): “Her kim kendi görüşü üzere insanlara fetva verirse,
                  1855.bilmediği şeye uymuş sayılır. Her kim de bilmediği şeye uyarsa, Allah ile düşmanlığa kalkışmıştır. Zira bilmeden bir şeyi helal veya haram kılar.” *2046


                  1856.İmam Sadık (a.s): “Arslandan kaçtığın gibi, fetva vermekten kaç ve boynunu insanlar için köprü kılma.” *2047
                  bak. er-Re’y, 795. Bölüm

                  2044* el-Bihar, 2/123/48
                  2045* a.g.e, 2/172/3
                  2046* a.g.e, 2/299/25
                  2047* a.g.e, 2/260



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                    509. Bölüm

                    Alim Kimseye Fetva Vermenin Cevazı

                    1857.İmam Ali (a.s), Kusem b. Abbas’a yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur: “Sabah ve ikindi vakitleri onlarla otur.Sana bir hüküm ve mesele soran kimseye fetva ver, cahilleri bağışla, alimlerle ilmi konuşmalarda bulun.” *2048

                    1858.İmam Bakır (a.s), Eban b. Tağlib’e şöyle buyurmuştur: “Medine camisine otur ve insanlar için fetva ver. Zira ben Şiilerim arasında senin gibi kimselerin görülmesini severim.” *2049


                    2048* Mustedrek’ul-Vesail, 17/315/21452
                    2049* a. g. e. 17/315/21453



                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                      108. Konu: Fıkıh

                      510. Bölüm


                      Dinde Fakih Olmak

                      “İman edenler toptan savaşa çıkmamalıdır. Her topluluktan bir taifenin dini iyi öğrenmek ve milletlerini geri döndüklerinde uyarmak üzere geri kalmaları gerekli olmaz mı? Ki böylece belki yanlış hareketlerden çekinirler.” *2050

                      1859.Resulullah (s.a.a): “Allah bir kulun iyiliğini dileyince onu dinde fakih kılar ve doğru yolunu ona ilham eder.” *2051

                      1860.Resulullah (s.a.a): “En üstün ibadet fıkıhtır (dini tanımaktır).” *2052


                      1861.Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz her şeyin bir dayanağı vardır, bu dinin dayanağı da fıkıhtır.” *2053

                      1862.İmam Ali (a.s): “Kur’an'ı öğrenin, çünkü o sözlerin en güzelidir. Onda anlayışınızı derinleştirip kavrayışınızı genişletin. Çünkü o gönüllerin baharıdır.” *2054

                      1863.İmam Kazım (a.s): “Fakihin abid kimseye üstünlüğü güneşin yıldızlara üstünlüğü gibidir. Her kim kendi dini hakkında fakih olmazsa Allah onun hiçbir amelinden hoşnut olmaz.” *2055

                      2050* Tevbe, 122
                      2051* Kenz’ul Ummal, 28690
                      2052* et-Terğib ve’t-Terhib, 1/93/3
                      2053* Kenz’ul Ummal, 28768
                      2054* Nehc’ul-Belağa, 110. hutbe
                      2055* el-Bihar, 78/321/19



                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                        511. Bölüm

                        Fakih Kimdir?

                        1864.Resulullah (s.a.a) Ebuzer’e yaptığı vasiyetinde şöyle buyurmuştur: “İnsanları gözünde bir avuç deve gibi görmedikçe ve onların varlığına önem verdikçe insan asla kamil bir fakih olamaz. Yanında bir devenin olması kendi hali için bir farklılık arz etmediği gibi insanların varlığı da onda hiçbir değişiklik ve etki yaratmamalıdır. Bu hal üzere kendisine dönünce de en çok aşağılamayı kendi nefsine reva görür.” *2056


                        1865.İmam Ali (a.s): “Sizlere gerçek fakihi haber vermeyeyim mi? Allah’a isyan hususunda insanlara ruhsat vermeyen, insanları Allah’ın rahmetinden ümitsiz kılmayan, insanları Allah’ın hilesinden güvende kılmayan ve Kur’an'dan gayrisine rağbet etmeyen kimsedir.” *2057

                        1866.İmam Bakır (a.s) kendisine soru soran birisine cevap verdi. O şahıs kendisine, “fakihler bunu söylememektedir” deyince İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Eyvahlar olsun sana! Sen asla fakih görmedin mi? Gerçek fakih dünyaya itinasız olan ahirete rağbet eden ve Peygamber’in (s.a.a) sünnetine sarılan kimsedir.”* 2058

                        1867.İmam Sadık (a.s): “Sözlerimizin anlamını bilmedikçe sizden hiç kimse fakih olamaz.” *2059

                        1868.İmam Rıza (a.s): “Hilim, ilim ve suskunluk fakihliğin nişanelerindendir.” *2060

                        2056* el-Bihar, 72/304/51
                        2057* Tuhef’ul Ukul, 204
                        2058* el-Kafi, 1/70/8
                        2059* Mean’il-Ahbar, 2/3
                        2060* el-İhtisas, 232



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                          1865.İmam Ali (a.s): “Sizlere gerçek fakihi haber vermeyeyim mi? Allah’a isyan hususunda insanlara ruhsat vermeyen, insanları Allah’ın rahmetinden ümitsiz kılmayan, insanları Allah’ın hilesinden güvende kılmayan ve Kur’an'dan gayrisine rağbet etmeyen kimsedir.” *2057

                          bu kadar güzel bir hadiste Allah'ın hilesi kelimesi biraz eğri durmuyor mu acaba bir tercüme yanlışlığı mı. bu kelime Allah'ın azabı olarak çevrilse daha doğru olmaz mı?

                          Yorum


                            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                            [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=12724.msg92974#msg92974 date=1277745937]
                            1865.İmam Ali (a.s): “Sizlere gerçek fakihi haber vermeyeyim mi? Allah’a isyan hususunda insanlara ruhsat vermeyen, insanları Allah’ın rahmetinden ümitsiz kılmayan, insanları Allah’ın hilesinden güvende kılmayan ve Kur’an'dan gayrisine rağbet etmeyen kimsedir.” *2057

                            bu kadar güzel bir hadiste Allah'ın hilesi kelimesi biraz eğri durmuyor mu acaba bir tercüme yanlışlığı mı. bu kelime Allah'ın azabı olarak çevrilse daha doğru olmaz mı?
                            [/quote]

                            Değerli ehlibeytin_izinde üstadım ;
                            Sanki bir çeviri hatası var gibi duruyor.
                            Fakat çeviri dolaylı manada yapılmış olsa gerek, şöyleki ;


                            Allah’ın hile yapması ne demektir?

                            Al-i İmran ve Enfal suresinde, (ve mekeru ve mekerallah, vallahü hayrül makirin) = (Allah mekr [hile] yapanların hayırlısıdır) buyuruluyor. Allah’ın hile yapması ne demektir?

                            Mekr, hile yapmak, tuzak kurmak suretiyle zarar vermek demektir.

                            Mekr-i ilahi, Allahü teâlânın mekr [hile] yapanların mekrini kendilerine çevirmesi, kötülüklerini, kurdukları tuzaklarını bozması, mekrlerine karşılık onları cezalandırması gibi anlamlara gelir. Cenab-ı hak, insanların yaptığı mekrden [hileden] münezzehtir, her istediğini yapmaya kadirdir, hâşâ hileye muhtaç değildir. Mekr-i ilahi, mekr yapanların mekrini bozmak suretiyle onlara mekrin kötülüğünü bildirmek ve bazılarının tevbelerine sebep olmak yönünden iyidir.


                            Mekr-i ilahi için birkaç örnek:

                            1- Allahü teâlâ, Müslümanları, müşriklerin gözlerine az gösterdi. Onları Bedir’e getirdi Onlar da, Müslümanlara hücum ettiler. Ama hezimete uğrayıp, öldürüldüler. Bu bir mekr-i ilahi idi.


                            2- Yahudiler, Hazret-i İsa’yı öldürmek için hile yaptılar. Allahü teâlâ da Hazret-i İsa’yı kurtarıp Yahudileri de felaketlere maruz bıraktı. Kralları Yahuda, Hazret-i İsa’yı öldürmek için evine bir münafık gönderdi. Hazret-i Cebrail ise daha önce gelip Hazret-i İsa’yı semaya kaldırdı. Münafık, Hazret-i İsa’yı bulamayınca dışarı çıktı. Cenab-ı hak o münafığı, Hazret-i İsa gibi gösterdi. Onlar da Hazret-i İsa sanıp o münafığı çarmıha gerip öldürdüler. Münafığı böylece cezalandırması da bir mekr-i ilahidir.

                            3- Müşrikler, fesat ocağı olan Dar-ün nedve’de toplanarak, her gün yayılan İslamiyet’i durdurmak için çareler arıyorlardı. Kimi, Peygamber efendimizi ölünceye kadar bir zindanda hapsetmek, kimi bir deveye bindirilip Mekke’deki yurdundan çıkarıp sürgün için planlar düşünüyorlardı. Ebu Cehil ise, her kabileden seçilecek gençler tarafından kılıçlarla bir anda öldürülmesini teklif etmişti. Böylece kim öldürdüye gideceği, belli birine düşmanlık beslenemeyeceği fikri beğenilmişti. O gece bu plan uygulanacaktı. Ama Cebrail aleyhisselam, durumu Resulullaha haber vermişti. O da yatağına Allah’ın aslanı Hazret-i Ali’yi yatırarak şerefli evinden ayrılıp, en güvendiği arkadaşı Hazret-i Ebu Bekir ile birlikte hicret etmişti. Bunları takip eden kişinin atının ayaklarının kumlara batması ve mağaranın kapısına örümceğin ağ yapması gibi mucizeler görülmüştü. Bir âyet meali şöyledir:

                            (Habibim, hani kâfirler seni bağlayıp hapsetmek, öldürmek veya sürgün etmek için sana mekr ederken [tuzak kurarken] Allah da onlara mekr etti. [tuzaklarını boşa çıkardı.]) [Enfal30]


                            4- Mekrin, azap anlamı da vardır. Bir âyet meali şöyledir:

                            (Hüsrana uğrayanlardan başkası mekr-i ilahiden [azab-ı ilahiden] emin olamaz.) [Araf 99]


                            5- Haram işlemeye sebep olan harika işlere de mekr veya istidraç denir. Mesela Firavun’un ömründe hiç başı ağrımamıştır. Dişlerinin arasına et ve yemek artıkları girip rahatsız olmaması için dişleri çok sık idi. Atı ile yokuştan inerken atının ön ayakları uzardı. Kendinde böyle haller görünce, ben tanrıyım demişti. 19 cu bir kâfir de buna benzer haller olduğu için, o da ben peygamberim demişti.

                            6- Mekrin istidraç manası da vardır. Yani Allahü teâlâ, bir kimseye bir müddete kadar hakkında hayırlı olmayan nimetler verir. Bunlar nimet gibi görünen musibetlerdir. Bir âyet meali şöyledir::

                            (Kâfirler, kendilerine çok mal ve evlat vermekle, iyilik ettiğimizi mi sanıyorlar? Hayır; işin farkında değiller. Bunların nimet değil, musibet olduğunu anlayamıyorlar.) [Müminun 55-56]


                            Demek ki, kâfirlere verilen dünyalıklar, hep felakettir. Şeker hastasına verilen tatlılar, helvalar gibidir. Onu bir an önce helake sürükler.



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                              512. Bölüm

                              Fakihin Varlığının İblise Ağır Gelmesi

                              1869.Resulullah (s.a.a): “Bir fakihin iblis için varlığı, bin abidin varlığından daha ağırdır.” *2061

                              1870.Resulullah (s.a.a): “Hiçbir şey iblis için bir kabileden bir alimin çıkması kadar bel kırıcı değildir.” *2062


                              1871.İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) veya İmam Bakır (a.s): “Dinde fakih olan birinin varlığı şeytan için bin abidin varlığından daha ağırdır.” *2063
                              bak. el-İlm, 2843. Bölüm

                              2061* el-Bihar, 1/177/48
                              2062* Kenz’ul Ummal, 28755
                              2063* el-Bihar, 1/213/10


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                                513. Bölüm

                                Fakihin Ölümü

                                1872.İmam Sadık (a.s): “Mümin bir fakih ölünce İslam’da hiçbir şeyin dolduramadığı bir gedik açılır.” *2064

                                1873.İmam Sadık (a.s): “İblis için hiçbir müminin ölümü bir fakihin ölümünden daha sevimli değildir.” *2065

                                2064* el-Kafi, 1/38/2
                                2065* a. g. e. h. 1



                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X