Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HULASA - Mizan’ul Hikmet

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


    37. Bölüm

    Ahireti İspat İçin Deliller

    “Sizi boşuna yarattığımızı ve Bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” *198


    “Yoksa, iman edip salih amel işleyenleri, yeryüzünde, bozguncular gibi mi tutarız? Yoksa, Allah'a karşı gelmekten sakınanları yoldan çıkanlar gibi mi tutarız?” *199

    “İnsan kendi yaratılışını unutur da: “Çürümüş kemikleri kim yaratacak” diyerek, Bize misal vermeye kalkar? De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir.” *200


    “İnsan: “Ben öldüğümde mi diriltileceğim?” der. İnsan kendisi önceden bir şey değilken onu yaratmış olduğumuzu hatırlamaz mı?” *201

    “Önce yaratan, ölümünden sonra tekrar dirilten O’dur. Bu, O’nun için daha kolaydır. Göklerde ve yerde olan en üstün sıfatlar O’nundur. O, güçlüdür, hikmet sahibidir.” *202

    “Allah'ın rahmetinin belirtilerine bir bak, yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri O diriltir. O her şeye kadirdir.” *203

    “Rüzgarları gönderip de bulutları yürüten Allah'tır. Biz bulutları ölü bir yere sürüp, onunla toprağı ölümünden sonra diriltiriz. İnsanları diriltmek de böyledir.” *204

    198* Müminun, 115
    199* Sad, 27 ve 28
    200* Yasin, 78 ve 79
    201* Meryem, 66, 76ler
    202* Rum, 27
    203* Rum, 50
    204* Fatır, 9




    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      #47
      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


      38. Bölüm

      Kıyamet Zamanının Yakınlığı

      “İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar gaflet içinde yüz çevirdiler.” *205

      178.Resulullah (s.a.a), işaret ve orta parmağını göstererek şöyle buyurmuştur: “Benim dirilişim ve kıyamet arasındaki zaman fasılası bu ikisi gibidir.” Ardından şöyle buyurdu: “Canım elinde olan Allah’a andolsun ki ben kıyameti iki omuzumun arasında buluyorum.” *206

      179.İmam Ali (a.s): “Siz ve kıyamet bir ipe bağlanmışsınız.” *207

      205* Enbiya, 1
      206* Ca’feriyat, 212
      207* Nehc’ul-Belağa, 190. hutbe





      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #48
        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


        39. Bölüm

        Sadece Allah Kıyametin Ne Zaman Kopacağından Haberdardır

        “İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyorlar; de ki: “Onun bilgisi ancak Allah katındadır; ne bilirsin, belki de zamanı yakındır.” *208

        180.İmam Sadık (a.s): “İsa b. Meryem (a.s) Cebrail’e (a.s) şöyle sordu: “Kıyamet ne zaman kopacaktır?” Cebrail büyük bir ızdırap ve tedirginlik içinde düştü ve bayıldı. Bir müddet sonra ayılınca şöyle buyurdu: “Ey Ruhullah! (a.s) Ben bu konuda senden daha çok bilici değilim. Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır. Kıyamet sizlere aniden gelip çatacaktır.” *209

        208* Ahzap, 63
        209* Kasas’ul Enbiya, 271/346




        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          #49
          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


          40. Bölüm

          Kıyametin Kopmasının Nişanesi

          “Onlar kıyamet gününün kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar. Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar?” *210

          “Sura üflenince, Allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. Sonra Sura bir daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar.” *211

          “Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı zaman.” *212

          “Ama yer, çarpılıp paralandığı zaman.” *213

          “Dağlar yürüdükçe yürür.” *214

          “Dağlar, atılmış renkli yüne benzeyecekler.” *215

          “Denizler kaynaştığı zaman. ''*216

          “Güneş dürülüp ışığı kalmadığı zaman; yıldızlar düşüp, söndüğü zaman.” *217

          “Yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman.” *218

          “Gök yarılır; o gün düzeni bozulur.” *219

          210* Muhammed, 18
          211* Zümer, 68
          212* Zilzal, 1
          213* Fecr, 21
          214* Tur, 10
          215* Karia, 5
          216* İnfitar, 3
          217* Tekvir, 1 ve 2
          218* İnfitar, 2
          219* Hakka, 16




          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            #50
            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


            41. Bölüm

            Mezarlardan Çıkıldığı Gün

            “O gün çığlığı gerçekten duyarlar; işte o, kabirden çıkış günüdür.” *220

            181.İmam Seccad (a.s): “Ademoğlunun en şiddetli üç anı vardır: Ölüm meleğini gördüğü an, mezarından çıktığı an ve Allah Tebarek ve Teala’nın huzurunda durduğu an.” *221

            220* Kaf, 42; bak. Yasin, 51-53
            221* el-Hisal, 119/108




            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              #51
              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


              42. Bölüm

              Mahşerin Hususiyetleri

              182.Resulullah (s.a.a): “İnsan yaşadığı gibi ölecek ve öldüğü gibi dirilecektir.” *222

              183.Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz sizler, yalın ayak, çıplak ve sünnetsiz bir şekilde Allah ile görüşürsünüz.” *223

              184.Resulullah (s.a.a): “Kıyamet günü herkes susuz olarak gelir.” *224

              185.İmam Ali (a.s): “Ey haktan sapmış gafil insan! Bu öğüt veren ve yol gösteren kimseye kulak ver! Kıyamet, amellerin sunulduğu, insanların sorguya çekildiği, mükafat veya ceza gördüğü gün olarak takdir edilmiştir. İnsanların amellerinin kendilerine döndürüldüğü ve tüm günahların sayıldığı gündür. O gün göz bebekleri erir, hamile olanlar karnında olan şeyi doğurur.” *225

              186.İmam Ali (a.s): “İşte o gün (kıyamet), Allah’ın önce gelenleri de sonra gelenleri de hesaba çekmek ve amellerinin karşılığını vermek için topladığı gündür. Herkes boyun eğmiş olarak ayakta beklemektedir. Ter ağızlarına gem vurmuş, yeryüzü onlarla beraber titremektedir. Onların içinde durumları en iyi olan, ayağını basacak yer bulup kendine geniş bir yer tutandır.” *226

              222* Tenbih’ul Havatir, 2/133
              223* et-Terğib ve’t-Terhib, 4/384/11
              224* Kenz’ul Ummal, 38938
              225* Emali’et-Tusi, 653/1353
              226* Nehc’ul-Belağa, 102. hutbe



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #52
                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                43. Bölüm

                Kıyamet Gününde Takva Sahiplerinin Durumu

                187.Resulullah (s.a.a), Allah-u Teala’nın, “Takva sahiplerini Rahman’ın katında elçiler olarak bir araya topladığımız gün” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Elçiler süvari olur, onlar ilahi takvaya sahip kimselerdir. O halde onlar Allah’tan sakındılar, Allah da onları sevdi, onları seçti, işlerinden hoşnut oldu ve bu yüzden de onları, “takva sahipleri” olarak adlandırdı.” *227

                227* el-Kafi, 8/95/69



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  #53
                  Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                  44. Bölüm

                  Kıyamet Günü Günahkarların Durumu

                  188.İmam Sadık (a.s): “Her kim Müslümanlara karşı iki yüzlü ve iki dilli olursa kıyamet günü ateşten iki dili olduğu halde getirilir.” *228

                  189.İmam Sadık (a.s): “Her kim kardeşinin malından bir şeyi zulüm ve haksızlıkla yer ve onu kendisine geri döndermezse kıyamet günü ateşten bir kıvılcım yer.” *229

                  190.İmam Sadık (a.s): “Her kim insanların malını yemek maksadıyla Kur’an okursa kıyamet günü yüzü, eti olmayan kemik olarak gelir.” *230


                  191.İmam Sadık (a.s): “(Kıyamet günü) kibirli insanlar karınca şeklinde getirilirler ve Allah kulların hesabını görünceye kadar insanlar onları ayaklar altında çiğnerler.” *231


                  192.İmam Sadık (a.s): “Kıyamet günü olunca bir münadi şöyle nida eder: “Dostlarımdan yüz çevirenler nerede? *232

                  193.(Veya onları haklarından mahrum kılanlar veya onlarla alay edenler nerede?) Böylece yüzlerinde et olmayan bir grup ayağa kalkar. (Kendileri için) şöyle denir: “Bunlar müminlere eziyet eden, onlarla düşmanlıkta bulunan, onlarla inatlaşan ve dinleri sebebiyle müminleri kınayan kimselerdir.” Ardından onların cehenneme atılması emredilir.” *232

                  228* Sevab’ul A’mal, 319/1
                  229* a.g.e, 322/8
                  230* a. g. e. 329/1
                  231* el-Kafi, 2/311/11
                  232* a. g. e. s. 351/2


                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                    45. Bölüm

                    Amel Defteri

                    “Her insanın boynuna işlediklerini dolarız ve kıyamet günü açılmış bulacağı kitabı önüne çıkarırız. kitabını oku, bugün, hesap görücü olarak sen kendine yetersin.” *233

                    194.İmam Bakır (a.s) Allah-u Teala’nın, “Herkesin iyi ve kötü amelleri boynuna asılır” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Her nerede olursa iyi ve kötü amelleri de kendisiyle olur ve kıyamet günü amel defteri kendisine verilinceye kadar da ondan ayrılamaz.” *234

                    195.İmam Sadık (a.s) Allah-u Teala’nın, “Kitabını oku! Bugün sen (hesap görmek için ) kendine yetersin” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Kulun yaptığı ve kendisi için yazılan bütün işler adeta o an yapmış gibi kendisine hatırlatılır. Bu yüzden de şöyle derler: “Eyvahlar olsun bize! Bu ne kitaptır ki küçük ve büyük her şeyi saymıştır.” *235

                    196.İmam Sadık (a.s): “Kıyamet günü olunca insanın defteri kendisine verilir ve şöyle denir: “Onu oku!” (Ravi: “Ben şöyle arz ettim: “O defterde olan şeyi tanır mı?” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “İnsanın baktığı her bakış söylediği her kelime, attığı her adım, yaptığı her iş o defterde zikredilmiştir.” Ve adeta o an işlemiş gibi bütün bunlar kendisine hatırlatılır ve bu sebeple de şöyle derler: “Eyvahlar olsun bize! Bu ne kitaptır ki…” *236
                    bak. el-Amel, 1379. Bölüm; el-Murakabet, 839. Bölüm

                    233* İsra, 13, 14
                    234* Tefsir-u Kumi, 2/17
                    235* Tefsir’ul-Ayyaşi, 2/328/35
                    236* a. g. e. 2/328/34




                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                      46. Bölüm

                      Kitabı Sağ ve Sol Taraftan Verilenler

                      197.İmam Sadık (a.s): “Allah Tebarek ve Teala müminin hesabını görmek isteyince, amel defterini sağ eline verir ve kendisi ile onun arasında hesabını görür ve şöyle der: “Ey kulum! Şöyle böyle yaptın, falan filan işe bulaştın.” O şöyle arz eder: “Evet ey Rabbim! Ben bu işleri yaptım.” Allah şöyle buyurur: “Ben onları sana bağışladım ve iyi işlere çevirdim.” Bunun üzerine halk da şöyle der: “Sübhanallah! Bu kulun bir tek günahı da mı yoktur?” İşte bu, aziz ve celil olan Allah’ın şu ayetinin manasıdır: “Amel defteri kendisine sağından verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve ailesinin yanına sevinçle döner.” *237

                      198.İmam Sadık (a.s): “Allah Tebarek ve Teala… bir kulun kötülüğünü isteyince onu insanların önünde hesaba çeker, mahkum eder ve amel defterini sol eline verir. Aziz ve celil olan Allah’ın şu sözünün anlamı da aynı şeyi ifade etmektedir: “Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse: “Mahvoldum” diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer. Çünkü o, dünyada, ailesinin yanında iken zevk içindeydi.” *238
                      bak. el-Hisab, 532. Bölüm

                      237* Zühd lil Hüseyin b. Said, 92/246
                      238* a.g.e, 92/246



                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                        13. Konu: Ahit-Söz

                        47. Bölüm


                        Ahde Vefaya Teşvik

                        “Ahitleştiklerinde ahitlerine vefa gösterenler.”
                        bak. Mu’minun, 8; Meryem, 54; Saf, 2 ila 3; Mearic, 32. Nahl, 91

                        199.Resulullah (s.a.a): “Müslümanlar helal olan şartlarına bağlıdırlar.” *239

                        200.Resulullah (s.a.a): “Biliniz ki her kim ahdedilmiş bir zimmet ehline zulmederse veya hakkını azaltırsa veya ona gücünden fazlasını yüklerse veya onu mükellef kılarsa veya rızayetini almadan ondan bir şey alırsa kıyamet günü ben onun için hüccet (aleyhine delil) getiriciyim.” *240

                        201.Resulullah (s.a.a): “Ahdi bozduklarında Allah onlara düşmanlarını hakim kılar.” *241

                        202.Resulullah (s.a.a): “Ahdi olmayan kimsenin dini de yoktur.” *242

                        203.İmam Ali (a.s): “Şüphesiz ahitler kıyamet gününe kadar boynuna asılan gerdanlıklardır. Her kim onlara riayet ederse Allah da onu gözetir. Her kim ahitleri bozarsa Allah da onu hor kılar. Her kim ahitleri hafife alırsa, ahitler onu, kendilerini sağlam kılan ve kullarından onları koruyacaklarına dair söz aldığı Allah’a şikayette bulunurlar.” *243

                        204.İmam Ali (a.s) Mısır’a tayin ettiği kendi valisi Malik bin Eşter’e yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur: “Çünkü arzularının farklılıklarına, görüşlerinin kopukluklarına, bölük pörçük oluşlarına rağmen insanların, Allah’ın farz kıldığı şeylerden ahitlere vefalı olmak gibi saygı gösterdikleri, üzerinde şiddetle birleştikleri başka bir şey yoktur.” *244


                        205.İmam Ali (a.s): “Sözünde güzel durmak (ahdine vefalı kalmak) imandandır.” *245

                        239* Kenz’ul Ummal, 10919
                        240* a.g.e, 10924
                        241* el-Bihar, 100/46/3
                        242* Nevadir’ur-Ravendi, 5
                        243* Gurer’ul Hikem, 3650
                        244* Nehc’ul-Belağa, 53. mektup
                        245* Gurer’ul Hikem, 3379


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                          206.İmam Ali (a.s): “Ahdine riayet etmeyen kimsenin Allah’a yakini yoktur.” *246

                          207.İmam Bakır (a.s): “Şu üç şey hakkında aziz ve celil olan Allah hiç kimseye muhalefet hakkı vermemiştir: ...İyi ve kötü, herkese verdiği ahde riayet etmek.” *247

                          208.İmam Bakır (a.s), Allah-u Teala’nın, “İpliğini iyice eğirip katladıktan sonra bozan kadın gibi olmayın” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “O kadın ipliğini iyice eğirip katladıktan sonra bozan Teym b. Murre kabilesinden bir kadındı. Bu kadın Rabıta (Reyte) binti Ka’b b. Sa’d b. Teym b. Ka’b b. Luey b. Galib idi. O ipliğini iyice eğirip katlayan ve sonra da o ipliğini bozan ve yeniden eğirip katlayan ahmak bir kadındı. Dolayısıyla Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “İpliğini iyice eğirip katladıktan sonra bozan kadın gibi olmayın.” Allah Tebarek ve Teala vefalı olmayı emretmiş, ahdini bozmaktan sakındırmıştır ve bu örneği onlar için vermiştir.” *248

                          209.İmam Sadık (a.s) Allah-u Teala’nın, “Ey iman edenler! Sözleşmelerinize vefa gösterin” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Maksat ahitlerdir.” *249

                          246* a. g. e. 9577
                          247* el-Kafi, 2/162/15
                          248* Tefsir-u Kumi, 1/389
                          249* Tefsir’ul-Ayyaşi, 1/289/5




                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                            14. Konu: Ahlak

                            48. Bölüm


                            Güzel Ahlak

                            210.Resulullah (s.a.a): “İslam, güzel ahlaktır.” *250

                            211.Resulullah (s.a.a): “Güzel ahlak, dinin yarısıdır.” *251


                            212.İmam Ali (a.s): “Müminin kitabının başlığı ahlakının güzelliğidir.” *252

                            213.İmam Ali (a.s): “Güzel ahlak, tüm iyiliklerin başıdır.” *253

                            214.İmam Sadık (a.s): “Güzel ahlaktan daha tatlı bir hayat yoktur.” *254

                            250* Kenz’ul-Ummal, 5225
                            251* el-Hisal, 30/106
                            252* el-Bihar, 71/392/59
                            253* Gurer’ul-Hikem, 4857
                            254* İlel’uş-Şerayi’, 560/1


                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                              49. Bölüm

                              İyi Ahlakın Sonuçları

                              215.Resulullah (s.a.a): “Kul, ibadetinde ne kadar da zayıf olsa, güzel ahlak sayesinde ahirette büyük derecelere ve yüce makamlara ulaşır.” *255

                              216.Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz güzel ahlaklı insanın, gündüzleri oruç tutup geceleri ibadetle geçiren kimse gibi sevabı vardır.” *256


                              217.Resulullah (s.a.a): “Amel terazisinde güzel ahlaktan daha ağır gelen bir şey yoktur.” *257


                              218.Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz sizlerden bana en sevimli ve kıyamet günü bana en yakın oturanınız ahlak açısından en güzeliniz ve en çok tevazu göstereninizdir.” *258

                              219.Resulullah (s.a.a): “Müminlerin iman açısından en kamili, ahlak açısından en güzel olanıdır.” *259


                              255* Meheccet’ul-Beyza, 5/93
                              256* el-Kafi, 2/100/5
                              257* Uyun-u Ahbar’ir-Rıza (a.s), 2/37/98
                              258* el-Bihar, 71/385/26
                              259* Emali et-Tusi, 140/227


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                #60
                                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                                50. Bölüm

                                Güzel Ahlakın Anlamı

                                220.İmam Ali (a.s): “Güzel ahlak üç şeydedir: Haramlardan sakınmada, helal rızık talep etmede ve ailesinin refahını sağlamada.” *260

                                221.İmam Ali (a.s): “Şüphesiz selam vermek güzel ahlaktandır.” *261

                                222.İmam Sadık (a.s) güzel ahlakın tarifi hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: “Yumuşak huylu olman, güzel ve edepli konuşman ve kardeşine güler yüzlü davranmandır.” *262

                                260* el-Bihar, 71/394/63
                                261* Gurer’ul-Hikem, 3404
                                262* Meani’l-Ahbar, 253/1


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X