Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HULASA - Mizan’ul Hikmet

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

    1130. Bölüm

    Üç günden Fazla Küs Durmaktan Sakınmak

    4054.Resulullah (s.a.a): “Üç günden fazla küs durmak doğru değildir.” *8583


    4055.Resulullah (s.a.a): “Müminin üç günden fazla kardeşiyle küs durması caiz değildir.” *8584


    4056.Resulullah (s.a.a): “Hiçbir mümin için üç günden fazla küs durması caiz değildir. Üç günden sonra onu görmeye gitmeli ve ona selam vermelidir. Eğer selamına cevap verirse her ikisi de sevaba ortaktır. Eğer selama cevap vermezse o günahkardır. Selam eden kimse ise küskünlük haletinden dışarı çıkmıştır.” *8585


    4057.Resulullah (s.a.a): “Birbirinize sırt çevirmeyiniz ve birbirinizden kopmayınız. Ey Allah’ın kulları! Birbirinizle kardeş olunuz. İki müminin birbirine küsmesi üç gündür. Eğer birbiriyle (üç günden sonra) konuşmazlarsa aziz ve celil olan Allah da birbiriyle konuşuncaya kadar o ikisinden yüz çevirir.” *8586


    4058.Resulullah (s.a.a): “Birbirine küsen, üç gün küsülü duran ve barışmayan iki müslüman İslam’dan dışarı çıkmıştır. Onlar arasında hiç bir
    4059.dini bağ kalmaz. Onlardan her kim kardeşiyle daha önce konuşursa hesapların görüldüğü gün daha önce cennete girer.” *8587


    4060.İmam Bakır (a.s): “Birbiriyle iki gün küs duran iki müminden üçüncü gün ben beri olurum.” Kendisine şöyle arzedildi: “Ey İbn-i Resulillah! Zalim ve suçlu olan kimse için doğru da mazlum için neden?” İmam şöyle buyurdu: “Neden o mazlum da suçlu kimsenin yanına gidip barışmak için: “Ben suçluyum” demiyor.” *8588

    8583* el-Kafi , h.2
    8584* Kenz’ul Ummal, 24793
    8585* et-Terğib ve't-Terhib, 3/455/4
    8586* a.g.e, 3/457/8
    8587* el-Kafi, 2/345/5
    8588* el-Bihar, 75/188/10


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

      236. Konu: Mal-Varlık

      1131. Bölüm


      Mal İsteklerin Kaynağıdır


      “Mal ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Ama baki kalacak yararlı işler, sevab olarak da, emel olarak da, Rabbinin katında daha hayırlıdır.” *8589


      4061.Resulullah (s.a.a): “Sizden öncekileri dinar ve dirhem helak etti. Bu ikisi sizi de helak edecektir.” *8590


      4062.Resulullah (s.a.a): “Allah lanet etsin, şeytan şöyle demiştir: “Zengin kimse üç yerden birinde benim elimden kaçamaz. Sabah akşam üç şeyle onun yanına giderim: Helal olmayan malı elde etmekle, malı yersiz yere kullanmakla ve ona malı sevdirmekle. Böylece onun hak ve hukukunu ödemez.” *8591


      4063.İmam Ali (a.s): “Mal, isteklerin kaynağıdır.” *8592


      4064.İmam Ali (a.s): “Mal arzuları güçlendirir.” *8593

      8589* Kehf, 46
      8590* el-Kafi, 2/316/6
      8591* et-Terğib ve’t-Terhib, 4/182/68
      8592* Nehc’ul-Belağa, 58. hikmet
      8593* a. g. e. 577


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

        1132. Bölüm

        Mal Sevgisinin Etkileri


        “Malı pek çok seviyorsunuz.” *8594


        4065.Mesih (a.s): “Dünyaya tapan kimselerin mal varlığına bakmayınız. Zira mallarının parıltısı iman nurunuzu götürür.” *8595


        4066.İmam Ali (a.s): “Servet geleceği bozar, arzuları genişletip yayar.” *8596


        4067.İmam Ali (a.s): “Mal sevgisi, dini gevşetir, yakini bozar.” *8597

        8594* Fecr, 20.
        8595* el-Müheccet’ül-Beyza, 7/328
        8596* Gurer’ul Hikem, 1427
        8597* a. g. e. 4876



        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

          1133. Bölüm

          Helal Mal Sevgisi


          4068.Resulullah (s.a.a): “Salih mal salih kimse için ne de güzeldir.” *8598


          4069.İmam Ali (a.s): “Zenginlik gurbette vatandır; fakirlik ise vatanda gurbettir.” *8599


          4070.İmam Zeyn’ul-Abidin (a.s): “Maldan istifade etmek (ve sermayeyi çalıştırmak) mürüvvet ve yiğitliğin kemalindendir.” *8600


          4071.İmam Sadık (a.s): “Kendisiyle yüzsuyunu koruyacağı ve borçlarını ödeyeceği bir malı helal yoldan toplamayı sevmeyen bir kimsede hayır yoktur.” *8601

          8598* Tenbih'ul-Havatir, 1/158
          8599* Nehc’ul-Belağa, 56. hikmet
          8600* el-Kafi, 1/20/12
          8601* a.g.e, 5/72/5


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

            1134. Bölüm

            Mal Çokluğu


            “Çokluk kuruntusu sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.” *8602


            “Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda infak etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.” *8603

            bak.Kasas, 76, 82; Mearic, 18; Kehf,, 34; Hadid, 20; Tevbe, 69; Yunus, 88; Sebe, 35

            4072.Resulullah (s.a.a): “Ben sizler için fakirlikten korkmuyorum. Sizler için fazlalık talep ederek övünmekten korkuyorum.” *8604


            4073.İmam Ali (a.s): “Mal ve servet çokluğu, kalbi bozar ve günahları vücuda getirir.” *8605


            4074.İmam Hüseyin (a.s): “Eğer mal ve servetin senin olmazsa, sen onun olursun. O halde ona acıma. Zira o sana asla acımaz. O seni yemeden sen onu ye.” *8606


            4075.İmam Sadık (a.s): “Sadece aleyhine Allah-u Teala’nın hüccetinin büyüdüğü kimsenin malı çoğalmıştır. O halde eğer kendinizden uzaklaştırmaya gücünüz yetiyorsa bunu yapın.” Kendisine, “Hangi şeyle?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Kardeşlerinizin ihtiyacını mallarınızdan temin ederek.” *8607


            4076.İmam Sadık (a.s): “Aziz ve celil olan Allah Musa’ya şöyle buyurmuştur: “Hiç kimsenin fazla servetine imrenme. Zira fazla servet, farz hakları olduğu için fazla günaha sebep olur.” *8608


            4077.İmam Sadık (a.s): “Kalp huzurunu aradım ve onu sadece az servette buldum.” *8609


            4078.İmam Rıza (a.s): “Mal ve servet ancak şu beş hasletle toplanır: Şiddetli cimrilik, uzun arzu, (ruhlara) galip bir hırs, sıla-i rahimi terketmek ve dünyayı ahirete tercih etmek.” *8610

            8602* Tekasur, 1-2ler
            8603* Tevbe suresi, 34
            8604* Kenz'ul-Ummal, 6139
            8605* Gurer'ul-Hikem, 7109
            8606* Durret’ul-Bahire, 24
            8607* Emali’et-Tusi, 302/600
            8608* el-Kafi, 2/135/21
            8609* Mustedrek’ul-Vesail, 12/174/13810
            8610* el-Hisal, 282/29


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

              1135. Bölüm

              Her Kim Helal Olmayan Yoldan Mal Elde Ederse

              4079.Resulullah (s.a.a): “Her kim bir malı helal olmayan yoldan elde ederse, Allah onu fakir kılar.” *8611

              4080.Resulullah (s.a.a): “Herkim nereden kazanç elde ettiğinden endişe duymazsa Allah da onu nereden cehenneme sokacağından endişe etmez. “ *8612


              4081.İmam Ali (a.s): “Herkim bir malı hakkı olmaksızın elde ederse, onu sevabının olmadığı bir yolda harcar.” *8613


              4082.İmam Sadık (a.s): “Her kim bir malı helal olmayan yoldan elde ederse bina, toprak ve su ona musallat olur.” *8614


              4083.İmam Sadık (a.s): “Herkim haksız yere bir mal elde ederse, o malın kendisi için hak üzere kalmasından mahrum olur.” *8615
              bak. 115. Konu; el-Helal

              8611* Emali’et-Tusi, 182/306
              8612* el-Bihar, 103/13/63
              8613* Tuhef'ul-Ukul, 94
              8614* el-Mehasin, 2/445/2528
              8615* Tuhef'ul-Ukul, 321


              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                1136. Bölüm

                İnsanlara Fayda Veren Maldır


                4084.Resulullah (s.a.a): “Senin mal ve servetine üç kişi ortaktır: Kendin, helak olma ve varis. Eğer gücün yetiyorsa bunların en acizi olma.” *8616


                4085.Resulullah (s.a.a): “Adem oğlu: “Benim mülküm! Benim mülküm! Benim malım! Benim malım!” Ey miskin! Mülk olup da sen olmadığın zaman neredeydin? Senin için yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka verip kendine baki kıldığın ve böylece Allah’ın rahmetine mazhar olduğun veya ceza gördüğün miktardan başka bir şey var mıdır? O halde iyi düşün ve başkasının malını kendi malından fazla sevme.” *8617


                4086.İmam Ali (a.s): “İnsanlara fayda veren maldır.” *8618


                4087.İmam Ali (a.s): “Mal, bağışta bulunduğu müddetçe sahibini yüceltir. Cimrilik ettiği zaman ise onu hor kılar.” *8619

                4088.İmam Ali (a.s): “Zaruri ihtiyacına yetecek kadar malı elinde tut. Arta kalan malları da ihtiyacın olacağı gün (kıyamet) için, azık kıl.” *8620


                4089.İmam Ali (a.s): “En iyi mal, kendisi vesilesiyle yüz suyunu koruduğun ve hakları ödediğin maldır.” *8621


                4090.İmam Ali (a.s): “En iyi malın, ihtiyaçlarını giderme hususunda sana yardımcı olan maldır.” *8622


                4091.İmam Sadık (a.s): “Gerçekte Allah-u Teala bu fazla malları, aziz ve celil olan Allah’ın malum kıldığı yerlerde kullanmanız için sizlere bağışlamıştır. Onları sizlere toplamak için vermemiştir.” *8623


                4092.İmam Rıza (a.s): “İnsanın en iyi malı, sadaka stoklarıdır.” *8624

                8616* Kenz'ul-Ummal, 16147
                8617* el-Bihar, 71/356/17
                8618* Gurer'ul-Hikem, 508
                8619* a. g. e. 1838
                8620* Nehc’ul-Belağa, 21. mektup
                8621* el-Bihar, 78/7/60
                8622* a.g.e, 78/12/70
                8623* el-Fakih, 2/57/1693
                8624* Tenbih'ul-Havatir, 2/182


                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                  237. Konu: Marifet (1)

                  Allah’ı Tanımak


                  1137. Bölüm


                  Marifetin Değeri


                  4093.Resulullah (s.a.a): “İman açısından en üstün olanınız, marifet hususunda en üstün olanınızdır.” *8625


                  4094.İmam Ali (a.s): “İlim, ilk kılavuz, marifet ise son noktadır.” *8626


                  4095.İmam Ali (a.s): “Marifet, kalbin nurudur.” *8627


                  4096.İmam Hüseyin (a.s): “İlim tahsil etmek marifetin aşısıdır.” *8628


                  4097.İmam Sadık (a.s): “Allah hiçbir ameli marifet olmaksızın ve hiçbir marifeti amel olmaksızın kabul etmez. O halde her kim marifet elde ederse, marifeti onu amele sevkeder. Eğer amel etmezse, onun marifeti yoktur.” *8629

                  8625* Cami’ul-Ahbar, 36/18
                  8626* Gurer'ul-Hikem, 2061
                  8627* a. g. e. 538
                  8628* el-Bihar, 78/128/11
                  8629* el-Kafi, 1/44/2


                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                    1138. Bölüm

                    Marifetin Engelleri


                    “Heva ve hevesini ilah edinen, bilgisi olduğu halde Allah'ın şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünü perdelediği kimseyi gördün mü? Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Ey insanlar! Anlamaz mısınız? *8630


                    4098.Resulullah (s.a.a): “Açlık, hikmetin nurudur. Tokluk, Allah’tan uzaklaşma, fakirleri sevmek ise Allah’a yakınlaşma sebebidir. Karınlarınızı doyurmayın aksi taktirde bu tokluk kalbinizdeki marifet nurunu söndürür.” *8631

                    8630* Casiye, 23
                    8631* el-Bihar, 70/71/20


                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                      1139. Bölüm

                      Nefsini (Kendini) Tanımak


                      4099.İmam Ali (a.s): “Kendini tanımak, tanımaların en faydalı olanıdır.” *8632


                      4100.İmam Ali (a.s): “Kendisini tanıma zaferine ulaşan kimse en büyük zafere ulaşmıştır.” *8633


                      4101.İmam Ali (a.s): “Kendi nefsini tanımayan kimse başkasını nasıl tanısın?” *8634


                      4102.İmam Ali (a.s): “Her kim kendisini tanırsa, onunla cihat eder. Her kim de kendisini tanımazsa, ihmalkarlık gösterir.” *8635


                      4103.İmam Ali (a.s): “Her kim Allah’ı tanırsa, yalnız kalır. Her kim kendisini tanırsa tek başına kalır. Her kim dünyayı tanırsa, ondan yüz çevirir. Her kim de insanları tanırsa, yalnızlığı tercih eder.” *8636


                      4104.İmam Ali (a.s): “Kendisini tanıması en çok olan kimse, rabbinden en çok korkan kimsedir.” *8637


                      4105.İmam Ali (a.s): “Kendini tanıyan kimse şüphesiz rabbini tanır.” *8638

                      4106.İmam Ali (a.s): “Nefsinin şerafetini bilen kimseye, onu dünyanın aşağılığından münezzeh kılması yakışır.” *8639


                      4107.İmam Ali (a.s): “Kendisini tanıyan kimseye, kanaat ve iffete sarılması yakışır.” *8640


                      4108.İmam Ali (a.s): “Kendisini tanıyan kimseye hüzün ve ihtiyattan ayrılmaması yakışır.” *8641


                      4109.İmam Seccad (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: “Bizleri kendilerini tanıyanlardan, yerlerine yakin edenlerden ve bu yüzden ömürlerini sana itaat yolunda geçirenlerden karar kıl.” *8642


                      4110.İmam Bakır (a.s), Cabir el-Cu’fi’ye yaptığı vasiyetinde şöyle buyurmuştur: “Hiçbir tanıma senin kendini tanıman gibi değildir.” *8643

                      8632* Gurer'ul-Hikem, 9865
                      8633* a.g.e, 9965
                      8634* a. g. e. 6998
                      8635* a. g. e. 7855-7856
                      8636* a. g. e. 7829-7832
                      8637* a. g. e. 3126
                      8638* a.g.e, 7946
                      8639* a. g. e. 10930
                      8640* a. g. e. 10927
                      8641* a. g. e. 10937
                      8642* el-Bihar, 94/128/19
                      8643* Tuhef'ul-Ukul, 286


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                        238. Konu: Marifet (2)

                        Allah’ı Tanımak

                        1140. Bölüm

                        Allah’ı Tanımanın Fazileti

                        4111.İmam Ali (a.s): “Her kim Allah’ı tanırsa marifeti kemale erer.” *8644


                        4112.İmam Ali (a.s): “Münezzeh olan Allah’ı tanımak marifetlerin en üstünüdür.” *8645


                        4113.İmam Ali (a.s): “Büyüyüp aziz ve celil olan Rabbimi tanımak yerine küçük yaşta ölüp cennete gitmek beni sevindirmez.” *8646


                        4114.İmam Ali (a.s): “İlmin meyvesi Allah’ı tanımadır.” *8647


                        4115.İmam Ali (a.s): “Her kimin kalbinde Allah-u Teala hakkında ilim yer ederse onda Allah’ın yaratıklarından ihtiyaçsızlık yer eder.” *8648


                        4116.İmam Sadık (a.s): “Eğer insanlar aziz ve celil olan Allah’ı tanımanın değerini bilmiş olsalardı dünya hayatının cazibelerine kapılmaz, Allah’ın, düşmanlarını bile nasiplendirdiği nimetlerine göz dikmezlerdi. Dünyaları, kendi gözlerinde ayaklarının altındaki topraktan daha aşağı olurdu. Allah’ı tanıma nimetine erişir ve sürekli olarak cennet bahçelerinde Allah’ın veli ve dostlarıyla birlikte bulunan kimse gibi bundan lezzet alırlardı. Şüphesiz Allah’ı tanıma her yalnızlığın ünsiyeti, her kimsesizin sahibi, her karanlığın nuru, her zayıflığın gücü ve her hastalığın şifasıdır.” *8649

                        8644* Gurer'ul-Hikem, 7999
                        8645* a. g. e. 9864
                        8646* Kenz'ul-Ummal, 36472
                        8647* Gurer'ul-Hikem, 4586
                        8648* a.g.e, 8896
                        8649* el-Kafi, 8/247/347


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                          1141. Bölüm

                          Marifetin Meyveleri


                          4117.Resulullah (s.a.a): “Her kim Allah’ı tanır ve onu yüceltirse ağzını (yanlış) konuşmaktan, midesini (fazla ve haram) yiyecekten korur, gece namaz kılmakla ve gündüz oruç tutmakla kendisini sıkıntıya düşürür.” *8650


                          4118.Resulullah (s.a.a): “Eğer Allah’ı hakkıyla tanıyacak olsaydınız şüphesiz denizlerin üzerinde yol yürürdünüz ve dualarınızla dağlar yerlerinden sökülürdü.” *8651


                          4119.Resulullah (s.a.a): “Her kim Allah’ı daha çok tanırsa, Allah’tan daha çok korkar.” *8652


                          4120.İmam Ali (a.s): “Marifetin azlığı (bile) dünyadan yüz çevirmeye neden olur.” *8653


                          4121.İmam Ali (a.s): “Allah’ın yüceliğini, azametini bilenlerin büyüklük taslamamaları gerekir. O’nun büyüklüğünü tanıyanların yücelmeleri, ancak ona karşı tevazu göstermeleriyle mümkün olur.” *8654


                          4122.İmam Ali (a.s): “Marifetin nihayeti haşyettir (Allah’tan korkmadır.)” *8655


                          4123.İmam Ali (a.s): “İnsanlardan Allah’ı en çok bilen kimse, Allah’tan en çok niyazda bulunandır.” *8656


                          4124.İmam Bakır (a.s): “Yaratıklarından Allah’a, kaza ve kaderi karşısında en çok teslim olması gereken kimse aziz ve celil olan Allah’ı tanıyan kimsedir.” *8657


                          4125.İmam Sadık (a.s): “Her kim Allah’ı tanırsa Allah’tan korkar ve her kim Allah’tan korkarsa dünyayı terkeder.” *8658


                          4126.İmam Sadık (a.s): “İnsanlardan Allah’ı en çok bilen kimse, şüphesiz aziz ve celil olan Allah’ın kaza ve kaderinden en çok hoşnut olan kimsedir.” *8659
                          bak. el-Yakin, 1910. Bölüm; el-İlim, 1354. Bölüm

                          8650* Emali’es-Seduk, 444/6
                          8651* Kenz'ul-Ummal, 5893
                          8652* el-Bihar, 70/393/64
                          8653* Gurer'ul-Hikem, 10984
                          8654* Nehc’ul-Belağa, 147. hutbe
                          8655* Gurer'ul-Hikem, 6359
                          8656* a.g.e, 3260
                          8657* el-Kafi, 2/62/9
                          8658* Tenbih’ul-Havatir, 2/185
                          8659* a.g.e, 2/184


                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                            1142. Bölüm

                            Arifin Sıfatı


                            4127.İmam Ali (a.s): “Arifin, yüzü sevinçli ve güleçtir. Kalbi ise korkulu ve hüzünlüdür.” *8660


                            4128.İmam Ali (a.s): “İştiyak, ariflerin halis dostudur.” *8661


                            4129.İmam Ali (a.s): “Korku, ariflerin gömleğidir.” *8662


                            4130.İmam Ali (a.s): “Allah’tan uzak düşmenin korkusuyla ağlamak, ariflerin ibadetidir.” *8663


                            4131.İmam Sadık (a.s): “Allah’a güven ki arif olasın.” *8664

                            8660* Gurer’ul-Hikem, 1985
                            8661* a.g.e, 855
                            8662* a. g. e. 664
                            8663* a. g. e. 1791
                            8664* Tuhef'ul-Ukul, 376

                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                              1143. Bölüm

                              Allah’ı Tanımanın En Düşük Mertebesi


                              4132.İmam Kazım (a.s), marifetin en düşük mertebesi sorulunca şöyle buyurmuştur: “Kendisinden başka ilah olmadığını, O’nun bir benzeri ve dengi olmadığını, Allah’ın kadim, sabit (değişmez), mevcut ve yok olmayan olduğunu ve şüphesiz onun gibi bir şey bulunmadığını itiraf etmektir.” *8665

                              8665* el-Kafi, 1/86/1


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

                                1144. Bölüm

                                Allah’ın Kendisiyle Tanınması


                                4133.İmam Ali (a.s): “Allah’ı Allah ile, Resulü risaletiyle, emir sahibini iyilikleri emredişi, adaleti ve ihsanıyla tanıyınız.” *8666


                                4134.İmam Hüseyin (a.s), bir duasında şöyle buyurmuştur: “Allah’ım! Nişaneler ve eserlerde düştüğüm şaşkınlık, ziyaretgahtan (Allah’ı görmemden) uzak düşmeme sebep olmuştur. O halde, tüm gücümle beni sana ulaştıracak işe yönlendir. Varlığında sana muhtaç olan bir şey nasıl senin delilin ve kılavuzun olabilir? Senden başkası zahir ve aşikar mıdır? Senden başkası zahir ve aşikardır da sen aşikar değilsin ve onlar seni aşikar kılandır, öyle mi? Ne zaman gaip oldun ki başkalarının senin yerine kılavuzluk etmesine ihtiyaç duyasın...Senin vasıtanla sana doğru yol buldum. O halde kendi nurunla beni kendine doğru hidayet et.” *8667


                                4135.İmam Seccad (a.s) bir duasında şöyle buyurmuştur: “Seni seninle tanıdım. Sen beni kendine kılavuzluk ettin ve kendine doğru çağırdın. Eğer sen olmasaydın ben senin ne olduğunu bilemezdim.” *8668

                                8666* a.g.e, 1/85/1
                                8667* el-Bihar, 98/225
                                8668* İkbal’ul-A’mal, 1/157


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X