Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HULASA - Mizan’ul Hikmet

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    HULASA - Mizan’ul Hikmet



    Resulullah (s.a.a): “Mizan’ul Hikmet (hikmetin ölçüsü) benim,
    Ali de onun dilidir.”
    (İhkak’ul-Hak, 6/46)


    Mizan’ul Hikmet

    Hadis Külliyatı’ndan Seçme Hadisler


    Muhammed Muhammedi REYŞEHRİ



    Özetleyen:
    Seyyid Hamid HUSEYNİ




    Çeviri
    Kadri ÇELİK





    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    #2
    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


    Çevirenin Notu

    Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

    Tüm ümmet, Resulullah’tan (s.a.a) sonra Hz. Ali (a.s.) ve diğer Ehl-i Beyt İmamlarına (a.s) tabi olmakla yükümlüdür. Nite¬kim Resulullah (s.a.a) de “Ali’nin taraftarları kurtuluşa erenlerin ta kendi¬leridir” diye buyurmuştur.

    Ayrıca Allah-u Teala da Şura suresinin 23. ayetinde Resulullah adına, “(De ki) sizden tebliğime karşılık bir ücret is¬temiyorum, istediğim ancak yakınlara sevgidir” diye buyurmuştur. Yani Resulullah yirmi üç yıllık zahmet ve çabalarına karşılık sadece Ehl-i Beyt’ini sevmeyi istemektedir. Dolayısıyla Ehl-i Beyt’i sevmek bazılarının iddia ettiği gibi bir meslek değil, dini bir görevdir.
    Resulullah (s.a.a) Gadir-i Hum’da ise şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Sizin aranızda iki paha biçilmez şey bırakı¬yorum. Bu iki paha biçilmez şey Allah’ın Kitabı ve Ehl-i Beyt’imdir.”

    Resulullah’tan (s.a.a) sonra Ehl-i Beyt’i sevmek ve Kur’an’ın gerçek müfes¬sirleri olan bu nurlu insanlara tabi olmak dini bir yü¬kümlülüktür.
    Peygamber (s.a.a), Ehl-i Beyt’in ilk imamı olan Hz. Ali (a.s) hakkında şu veciz ve ebedi ifadeyi kullan¬mıştır: “Ey Ali! Sen hem dünyada efendi ve büyüksün hem de ahirette...Seni seven beni sevmiştir, sana buğz eden de bana buğzetmiştir. Senin dostun Allah’ın dostudur. Allah senin gazabınla gazab eder. Sana buğz edene eyvahlar olsun!”


    Hakeza şöyle buyurmuştur: “Ali’nin muhabbeti iman, buğzu ise nifaktır.”

    Hakeza şöyle buyurmuştur: “Biliniz ki her kim Ehl-i Beyt’in sevgisi ile ölürse şehit olarak ölmüştür. Biliniz ki her kim Ehl-i Beyt’in muhabbeti ile ölürse bağışlanmış olarak ölmüştür. Biliniz ki her kim Ehl-i Beyt’in sevgisi ile ölürse, tövbe etmiş olarak ölmüştür. Biliniz ki her kim Ehl-i Beyt’in muhabbeti ile ölürse imanı kamil bir mü¬min olarak ölmüştür. Biliniz ki her kim Al-i Muhammed’in muhabbeti ile ölürse, ölüm meleği onu cennet ile müjdeler.”
    Şafii de Ehl-i Beyt sevgisi ile ilgili şu ebedi şiiri söylemiş¬tir:

    “Ey Resulullah’ın Ehl-i Beyt’i! Sizi sevmek
    Allah tarafından Kur’an’da farz kılınmıştır
    Size bu kadar büyüklük ve fazilet yeter ki
    Size salavat göndermeyenin namazı batıldır.”
    Ferazdak adlı meşhur şair de “Mimiyye” kasidesinde şöyle demiştir:
    “Öyle bir topluluk ki onları sevmek iman,
    Onlara düşmanlık ise küfürdür.
    Onlara yaklaşmak da kurtuluş vesilesidir
    Eğer takva ehlini sayarlarsa onlardır önderleri
    Eğer “Yeryüzünün en hayırlıları kimdir?” denirse
    Onlardır (Ehl-i Beyt’tir) diye cevap verilir.”


    Bütün bunlardan da anlaşıldığı üzere Ehl-i Beyt’i sevmek, hakikatte Peygamber’i sevmektir ve Peygamber’i sevmek de hakikatte Allah’ı sevmektir.
    Elinizdeki nefis kitaba gelince...Değerli bilgin Muhammed Muhammedi Reyşehri tarafından telif edilen ve toplam 23030 hadisten oluşan 15 ciltlik nefis hadis külliyatı, değerli araştırmacı Seyyid Hamid Huseyni tarafından elinizdeki şekliyle özetlenmiştir. İnşallah ileride, 15 cilt olarak ayrıca basılacak olan bu kaynak eser de Ehl-i Beyt aşıklarına sunulacaktır. Şii ve Sünni hadis kaynaklarına dayanılarak Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’inden (a.s) derlenen eşsiz güzel hadisleriyle bu hadis külliyatı, gerçekten de bir şaheser konumundadır. Ehl-i Beyt’in hadis gülistanından toplanan ve burcu burcu kokan bu risalet ve velayet gülleri, 21. asrın insanını, gırtlağına dek sıkışıp kaldığı maddi ortamdan uzak, manevi ve ruhi bir iklime götürmekte, tüm güzelliği ile yeniden yaşama dönme ümidini aşılamaktadır.

    Son olarak bu eserin dizgi, mizanpaj, düzelti vb. konularında çok önemli katkısı bulunan değerli eşime, oğlum Mücteba’ya, çeviriyi Arapça orijinal metni ile karşılaştıran Nuri Dönmez’e ve çalışmada edebi katkıları bulunan eşine naçizane teşekkürlerimi sunmayı da bir borç bilirim. Son sözümüz alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.

    Kadri ÇELİK

    1-Salebi, el-Kebir tefsiri, ilgili ayetin tefsirinde...Zemahşeri’nin el-Keşşaf tefsiri, Fahr’ur Razi’nin el-Kebir tefsiri, c. 7, s. 405 ve İhkak’ul Hak, c. 9, s. 486



    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      #3
      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


      Önsöz

      Hamd alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. Seçilmiş kulu Muhammed’e, tahir Ehl-i Beytine ve hayırlı ashabına selam olsun.
      Gerçekte Mizan’ul-Hikmet kitabı Ehl-i Beyt (a.s) hadislerini sunmak için eşsiz bir çalışma örneğidir. Bu hadisler Kur’an-ı Kerim’i anlamak için bir anahtar ve asil İslam’ı açıklamak için bir beyan konumundadır.

      İslam dünyasındaki araştırmacıların bu kitaba gösterdiği ilgi gerçekten de yeterli bir işaret konumundadır ve de asil İslam kültürüne, Ehl-i Beyt’in yorumlarına ve olumlu öğretilerine genç neslin gün geçtikçe artan ilgisini göstermektedir. Bu ilgi ve alaka, İslam düşmanlarının bu kurtarıcı dine karşı yoğunlaşan saldırılarına rağmen artış kaydetmektedir.

      Elbette bu kültürel bilinç, dini bilen alimlerin, bir çok acıları derkeden kimselerin ve bu görevi üstlenme yolunda hayatın dertlerini hissedenlerin sorumluluğunu kat kat artırmaktadır.

      Kitabın önsözünde de bahsedildiği üzere Mevzuat-u Mizan’il-Hikme kitabı, “Mizan’ul-Hikmet” kitabına bir tamamlayıcı ve bütünleyici konumundadır. Bu iş H. 1408 yılında Kum ilim havzasından bir grup alimin de katkılarıyla başladı ve bu teşebbüsün bereketi ve münezzeh olan Allah’ın ikramıyla “Merkez-u Buhus-i Dar’il Hadis’i de kapsayan Müesseset-u Dar’il-Hadis’is-Sekafiye’nin teşkiline bir başlangıç oldu. Elbette Mizan’ul-Hikmet kitabı da genişliği, kapsamlı oluşu ve hacmi sebebiyle bu kitaba olan ihtiyacı ortadan kaldıramamıştır. Bu yüzden bu kitabın özetinin hazırlanması, seçilen önemli bölümlerin eklenmesi ve hadislerinin kapsamının genişletilmesi kararlaştırıldı. Böylece İslam öğretilerini elde etmek isteyenler bundan kolayca istifade edecek, yolculukta özellikle de tebliğ gezilerinde bundan daha geniş bir şekilde faydalanma imkanına kavuşmuş olacaktır. Böylece bu özet kitap diğer dillere de tercüme edilmeye hazırlanmış durumdadır. Münezzeh olan Allah bu önemli kararı benim gözetimimde gerçekleştirmeyi fazilet ve zekavet sahibi Seyyid Hamid Hüseyni’ye nasip etti. Bu konuda değerli araştırmacı Seyyid Kazım Tabatabai’nin de önemli katkı ve yardımları olmuştur.
      Burada bu iki değerli şahsiyete, Merkez-u Buhus-i Dar’il-Hadis’teki tüm saygın kardeşlere ve bu değerli kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese halisane bir şekilde teşekkür eder, Allah’tan kendileri için başarı ve ihlaslarını çoğaltmasını dilerim. Münezzeh olan Allah’tan bu hizmeti de fazlı ve keremiyle kabul buyurmasını, herkesin bundan faydalanmasını ve özellikle de genç nesle yararlı olmasını dilerim. Allah’tan bu çalışmamızı bizler için kalıcı salih amellerden kılmasını isterim. Dualarımızın sonu hamdın alemlerin Rabbi Allah’a mahsus olduğudur.


      Muhammed Muhammedi Reyşehri
      23 Cemad’il-Ahire H. K. 1421





      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #4
        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


        1. Konu: Abdest

        1. Bölüm

        Abdest

        Ey iman edenler! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı meshedin…Allah sizi zorlamak istemez, Allah şükredesiniz diye sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister.” *2

        1.Resulullah (s.a.a): “Abdest imanın yarısıdır.” *3

        2.Resulullah (s.a.a): “Her kim şiddetli soğukta kamil bir abdest alırsa sevaptan iki nasibi vardır. Her kim de şiddetli sıcakta kamil bir şekilde abdest alırsa sevaptan bir nasibi vardır.” *4

        3.Resulullah (s.a.a): “Müslüman bir kimse abdest alırsa günahları kulağından, gözünden, ellerinden ve ayaklarından dışarı dökülür. O halde oturduğu zaman bağışlanmış bir halde oturur.” *5

        4.Resulullah (s.a.a): “Kul abdest alınca günahları şu ağacın yaprakları gibi dökülür.” *6

        5.İmam Ali (a.s): “Her kim doğru bir şekilde abdest alır ve sonra camiye giderse abdesti bozulmadığı müddetçe sürekli namaz halinde sayılır.” *7

        6.İmam Bakır (a.s): “Abdestsiz namaz yoktur.” *8

        *2 - Maide, 6
        *3-el-Bihar, 80/238/12
        *4- Kenz'ul-Ummal, 26059
        *5-a. g. e. 26031
        *6-a. g. e. 26030
        *7- el-Bihar, 80/237/11
        *8-el-Fakih, 1/58/129




        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          #5
          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

          Allah razı olsun kardeşim bu güzel paylaşım için

          Yorum


            #6
            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

            [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=12724.msg77199#msg77199 date=1269898698]
            Allah razı olsun kardeşim bu güzel paylaşım için
            [/quote]
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              #7
              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet

              [quote author=f_altan link=topic=12724.msg77202#msg77202 date=1269906423]
              [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=12724.msg77199#msg77199 date=1269898698]
              Allah razı olsun kardeşim bu güzel paylaşım için
              [/quote]
              [/quote]
              [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=12724.msg77199#msg77199 date=1269898698]
              Allah razı olsun kardeşim bu güzel paylaşım için
              [/quote]
              s. aleykum
              Allah sizlerden razı olsun,
              Rahmet deryasında bir damla olana ne mutlu.
              selam hak ve hakikete vede takipçilerine olsun...



              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #8
                Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                2. Bölüm

                Abdestin Sebebi

                7.İmam Bakır (a.s): “Abdest gerçekte Allah’ın kimin itaat ettiğini ve kimin de kendisine isyan ettiğini bilmesi için tayin ettiği ilahi hadlerden bir haddir.” *9

                8.İmam Rıza (a.s) abdestin hikmeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Böylece kulun cebbar olan Allah’ın karşısında münacat için durduğunda temiz olması, emrine itaat etmiş olması, pislik ve necasetten temizlenmiş olması içindir. Ayrıca abdest bitkinlik haletinin ortadan kalkmasına, uyku haletinin gitmesine ve cebbar olan Allah’ın karşısına durmak için kalbin temizlenmesine sebep olur.” *10

                9* İlel’uş-Şerayi’, 279/1
                10* a. g. e. 257/9



                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  #9
                  Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet



                  3. Bölüm

                  Abdestin Etkileri

                  9.Resulullah (s.a.a): “Aziz ve celil olan Allah kıyamet günü ümmetimi abdest sebebiyle güzel bir yüz ve beyaz bir el ve ayaklarla haşreder.” *11

                  4. Bölüm

                  Çok Abdest Almanın Fazileti

                  10.Resulullah (s.a.a): “Çok abdest al ki Allah ömrünü uzun kılsın. Eğer gece gündüz abdest alabilirsen bu işi yap. Zira abdest halinde ölecek olursan şehit olursun.” *12

                  11.Resulullah (s.a.a): “Her kim abdestli uyursa gece namazı kılan oruçlu kimse gibi olur.” *13

                  bak. en-Nevm, 1776. Bölüm

                  11* el-Bihar, 80/237/11
                  12* Emali’el-Müfid, 60/5
                  13* Kenz’ul Ummal, 25999



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                    5. Bölüm


                    Abdestini Tazelemek

                    12.Resulullah (s.a.a): “Her kim abdestli olur ve bu hal üzere abdest alırsa kendisi için on sevap yazılır.” *14

                    13.İmam Sadık (a.s): “Her kim abdestini bozmaksızın yeniden abdest alırsa Allah da tövbesini istiğfarda bulunmadan yeniler (mağfiret eder).” *15


                    14.İmam Sadık (a.s): “Abdest üstüne abdest almak nur üzere nurdur.” *16

                    14* a. g. e. 26042
                    15* Vesail’uş-Şia, 1/264/7
                    16* a. g. e. s.265/8



                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                      2. Konu: Acele-Sürat

                      6. Bölüm

                      Acele

                      “İnsan aceleci olarak yaratılmıştır. Size ayetlerimi göstereceğim, bunu benden acele istemeyin.” *17
                      “İnsan iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüğün gelmesine de dua eder. Esasen insanoğlu acelecidir.” *18

                      15.Resulullah (s.a.a): “İnsanları gerçekte acelecilik helak etmiştir. Eğer insanlar sakin ve aceleden uzak olsalardı helak olmazlardı.” *19

                      16.Resulullah (s.a.a): “Ağır hareket etmek Allah’tan, acele ile hareket etmek ise şeytandandır.” *20

                      17.İmam Ali (a.s): “Acele sürçmeye sebep olur.”*21

                      18.İmam Ali (a.s): “Aceleyle sürçmeler çoğalır.”*22

                      19.İmam Sadık (a.s): “Sakin olmak esenlikle, acele etmek ise pişmanlık ile birliktedir.”*23

                      17* Enbiya, 37
                      18* İsra, 11
                      19* el-Mehasin, 1/340/697
                      20* a.g.e, h. 698
                      21* Gurer’ul Hikem, 432
                      22* a. g. e. 9740
                      23* el-Hisal, 100/52


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                        7. Bölüm

                        Hayırlı İşlere Koşmak

                        20.Resulullah (s.a.a): “Allah acele yapılan hayırlı işi sever.” *24

                        21.İmam Ali (a.s): “Hayırlı fırsatlar dışında her işte gecikme övülmüştür.” *25

                        22.İmam Sadık (a.s): “Babam şöyle buyururdu: “Bir iyilik yapmak istediğinde acele et. Zira neyin ortaya çıkacağını bilemezsin.” *26
                        bak. el-Hayr, 680. Bölüm

                        24* el-Kafi, 2/142/4
                        25* Gurer’ul Hikem, 1937
                        26* el-Kafi, 2/142/3



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                          3. Konu: Adak-Nezir

                          8. Bölüm

                          Adak

                          “Hani İmran’ın karısı: “Ya Rabbi! Karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak sensin” demişti.” *27

                          “İnfak ettiğiniz her şeyi ve adadığınız adağı şüphesiz Allah bilir. Zulüm edenlerin hiç yardımcıları yoktur.” *28

                          “Şiddeti her yere yayılmış olan o günden korkarak adaklarını yerine getirirler.”*29

                          23.İmam Bakır (a.s) Allah-u Teala’nın “adaklarını yerine getirirler” ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: “Hasan ve Hüseyin (a.s) çocukken hastalandılar. Allah Resulü iki kişiyle onları ziyarete gitti. O iki şahıstan biri şöyle dedi: “Ey Ebel Hasan! Keşke bu iki çocuğun için bir adakta bulunsaydın da böylece Allah onlara şifa verseydi.” Ali (a.s) şöyle buyurdu: “Aziz ve celil olan Allah’a şükretmek için üç gün oruç tutacağım.” Fatıma (a.s) ve cariyeleri olan Fizze’de aynı şeyi tekrarladılar. Böylece Allah ikisine afiyet elbisesini giydirdi ve onlar da oruç tuttular.” *30

                          27* Al-i İmran, 35
                          28* Bakara, 270
                          29* İnsan, 7
                          30* Vesail’uş-Şia, 16/190/5



                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                            9. Bölüm

                            İnsanın Kendisine Bir Şeyi Farz Kılmasının Keraheti

                            24.İmam Sadık (a.s) kendisine, Allah’a şükretmek için yolculuk ve ikamet halinde iki rekat namaz kılacağına söz verdiğini ve dolayısıyla da bu iki rekatı gündüz vakti yaptığı yolculuk esnasında kılmasının mümkün olup olmadığını soran İshak b. Ammar’a şöyle buyurmuştur: “Evet kılabilirsin.” İmam daha sonra şöyle buyurdu: “Ben insanın bir şeyi kendisine farz kılmasını hoş görmüyorum.”

                            Ben şöyle arzettim: “Ben o iki rekat namazı Allah için boynuma farz kılmadım. Aksine kendim Allah’a şükranda bulunmak için iki rekat namaz kılmaya söz verdim ve onu kendime farz kılmadım. Bu durumda onu kılmamam da mümkün müdür?” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Evet mümkündür.” *31


                            31* a.g.e, 16/189/1


                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: HULASA - Mizan’ul Hikmet


                              4. Konu: Adalet

                              10. Bölüm

                              Adaletin Değeri

                              25.İmam Ali (a.s): “Adalet, alemin kendisiyle kıvam bulduğu bir temeldir.” *32

                              26.İmam Ali (a.s): “Münezzeh olan Allah adaleti insanlar için bir kıvam (hayatta kalış sebebi); her türlü zulüm ve günahtan temizlenme ve İslam’ın kabulünü kolaylaştırma aracı kılmıştır” *33

                              27.İmam Ali (a.s): “Adalet halkın kıvamı ve valilerin güzelliğidir.” *34

                              28.İmam Ali (a.s): “Adalet devletlerin kalkanıdır.” *35

                              29.İmam Ali (a.s): “Halk adaletle islah olur.” *36

                              30.İmam Ali (a.s): “Adalet sebebiyle bereketler kat kat artar.” *37

                              31.İmam Ali (a.s): “Adalet yöneticiliğin düzenidir.” *38

                              32.İmam Ali (a.s): “Adalet gibi hiçbir şey şehirleri bayındır kılmamıştır.” *39

                              33.İmam Ali (a.s), kendisine “Adalet mi üstündür yoksa bağışlayıcı olmak mı?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Adalet her şeyi yerli yerine koymaktır. Bağışlamak ise işleri yerlerinden çıkarır. Adalet kuşatıcı bir siyasettir. Ama bağışlamanın özel etkileri vardır. O halde adalet daha şeriftir ve daha üstündür.” *40

                              34.Fatımat’üz-Zehra (a.s): “Allah adaleti kalpleri sükuna erdirmek için farz kılmıştır.” *41

                              35.İmam Sadık (a.s): “Adalet susuz insana ulaşan sudan daha tatlıdır.” *42

                              36.İmam Sadık (a.s): “Adalet baldan daha tatlıdır, yağdan daha yumuşaktır ve miskten daha güzel kokuludur.” 43

                              32* Metalib’us Suul, 61
                              33* Gurer’ul-Hikem, 4789
                              34* a. g. e. 1954
                              35* a. g. e. 1873
                              36* a. g. e. 4215
                              37* a. g. e. 4211
                              38* a.g.e, 774
                              39* a. g. e. 9543
                              40* Nehc’ul Belağa, 437. hikmet
                              41* İlel’uş Şerayi’, 248/2
                              42* el-Kafi, 2/146/11
                              43* a. g. e. s. 147/15




                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X