Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

hadisleri ayırt etmek için masumlar a.s'ın öğrettiği kurallar

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    hadisleri ayırt etmek için masumlar a.s'ın öğrettiği kurallar

    BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
    HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
    VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

    şüphesiz ki, hadisler İslam dininde Kur'an'dan sonra ikinci kaynaktır. islam akide, fıkıh ve tarihi, Kur'an tefsiri ve Sünneti Nebevi s.a.a bize hadisler aracılığı ile ulaşmıştır. fakat bazı kimselerin çıkar, bazılarının din düşmanlığı, bazılarının ise "dine hizmet" sebebinden bir şeyler uydurup bunları masumlar a.s'a nispet etmeleri İslam'ın ikinci kaynağı olan hadisler konusunda birtakım sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. işte bu yüzden hem masumlar a.s, hem de onların sahabeleri r.a hadislerin doğrusunu yanlışından ayırt etmek için birtakım kurallar ortaya koymuşturlar. inşaAllah bu başlık altında hadis ilminin temelini oluşturan bu ilk kuralları sizlerle paylaşacağız.

    #2
    Ynt: hadisleri ayırt etmek için masumlar a.s'ın öğrettiği kurallar

    1. hadisler masumlar a.s'a arzedilir: bu her hangi bir hadis veya hadise dayalı kitabın muteberliğini öğrenmekte en basit yoldur. imamlar a.s ile irtibatı olan sahabeleri kendilerine rivayet edilen hadisleri veya her hangi bir kitabı imamlar a.s'a sunar, imam da hadisi/kitabı ya onaylar ya da reddederdi. ve bu şekilde hadisin/kitabın durumu belli olurdu. kaynaklarımızda imamlara a.s hadis ve kitapların sunulduğunu gösteren bir çok rivayet mevcuttur, şimdi onlardan bazılarını sunuyoruz.

    Kuleyni r.a "el-Kafi"de şöyle rivayet eder:

    • [li]علي بن إبراهيم، عن محمد بن عيسى، عن يونس، وعن أبيه، عن ابن فضال جميعا، عن أبي الحسن الرضا عليه السلام قال يونس: عرضت عليه الكتاب فقال: هو صحيح
      Ali b. İbrahim bana Muhammed b. İsa'dan, o Yunus'dan ve (Ali b. İbrahim) bana babasından, o da ibni Faddal'dan, bunların hepsi birlikte Ebul Hasan er-Rıza (imam Ali er-Rıza a.s)'dan anlattılar, dediler ki: imam a.s'a kitab arzettik, dedi ki: "o sahih'tir."

      عدة من أصحابنا، عن سهل بن زياد، عن الحسن بن ظريف، عن أبيه ظريف ابن ناصح، عن رجل يقال له: عبد الله بن أيوب قال: حدثني أبو عمرو المتطبب قال: عرضت هذا الكتاب على أبي عبد الله عليه السلام
      ashabımızdan bir gurubu bana Sehl b. Ziyad'dan, o Hasan b. Zarif'ten, o babası Zarif b. Nasih'te, o da Abdullah b. Eyyub'dan anlattı, dedi ki: bana Ebu Amr el-Muttattib anlattı, dedi ki: bu kitabı Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)'a sundum.

      Kuleyni r.a, "el-Kafi", 7/324, hadis 10

      عدة من أصحابنا، عن أحمد بن محمد، عن محمد بن الحسن بن أبي خالد شينولة قال: قلت لأبي جعفر الثاني عليه السلام: جعلت فداك إن مشايخنا رووا عن أبي جعفر وأبي عبد الله عليهما السلام وكانت التقية شديدة فكتموا كتبهم ولم ترو (1) عنهم فلما ماتوا صارت الكتب إلينا فقال: حدثوا بها فإنها حق
      Muhammed b. Hasan b. Ebu Halid Şeynule şöyle rivayet eder: Ebu Cafer es-Sani (imam Muhammed Taki a.s)'a dedim ki: "Sana kurban olayım! şeyhlerimiz Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)’dan ve Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)’dan hadis rivayet etmişlerdir. Ancak sıkı bir takiye döneminden geçtikleri için bunları sakladılar ve rivayet etmediler. On­lar ölünce kitaplar bize ulaştı. Şimdi ne yapmamız gerekir?" imam a.s buyurdu ki: «Bunları anlatın; çünkü bunlar haktır.»

      Kuleyni r.a, "el-Kafi", 1/53, hadis 15
      [/li]


    ve Şeyh Saduk r.a da bu konuda şöyle rivayet eder:
    • [li]حدثنا محمد بن إبراهيم بن إسحاق رضي الله عنه قال : حدثني أبو علي بن همام قال : سمعت محمد بن عثمان العمري ـ قدس الله روحه ـ يقول : سمعت أبي يقول : سئل أبو محمد الحسن بن علي عليهما السلام وأنا عنده عن الخبر الذي روي عن آبائه عليهم السلام : أن الارض لا تخلو من حجة لله على خلقه إلي يوم القيامة وأن من مات ولم يعرف إمام زمانه مات ميتة جاهلية فقال عليه السلام : إن هذا حق كما أن النهار حق
      bana Muhammed b. İbrahim b. İshak r.a anlattı, dedi ki: bana Ebu Ali b. Hümmam anlattı, dedi ki: Muhammed b. Osman el-Amri’nin şöyle dediğini duydum: babamın şöyle dediğini duydum: ben Ebu Muhammed (imam Hasan el-Askeri a.s)’ın yanında olduğum zaman ona atalarından a.s rivayet edilen "yer yüzü Kıyamet gününe kadar hiç bir zaman Allah’ın hüccetinden yoksun kalmaz ve kim zamanının imamını tanımadan ölürse o cahiliyye ölümü üzere ölmüştür" hadisi soruldu, imam a.s dedi ki: "bu gündüzün hak olduğu gibi hak’dır."

      Şeyh Saduk r.a, "Kemaliddin", sayfa 376, hadis 9

      حدثنا أحمد بن زياد بن جعفر الهمداني رضي الله عنه قال: حدثنا علي بن إبراهيم بن هاشم عن أبيه عن عبد السلام بن صالح الهروي قال: قلت لأبي الحسن الرضا عليه السلام: يا بن رسول الله ما تقول في حديث روى عن الصادق عليه السلام: أنه قال: إذا خرج القائم عليه السلام قتل ذراري قتلة الحسين عليه السلام بفعال آبائهم؟ فقال عليه السلام: هو كذلك فقلت: وقول الله عز وجل: (ولا تزر وازرة وزر أخرى) ما معناه؟ قال: صدق الله في جميع أقواله ولكن ذراري قتله الحسين عليه السلام يرضون بأفعال آبائهم ويفتخرون بها ومن رضى شيئا كان كمن اتاه ولو أن رجلا قتل بالمشرق فرضى بقتله رجل في المغرب لكان الراضي عند الله عز وجل شريك القاتل وإنما يقتلهم القائم عليه السلام إذا خرج لرضاهم بفعل آبائهم قال: فقلت له: بأي شئ يبدأ القائم عليه السلام منكم إذا قام؟ قال: يبدأ ببني شيبه فيقاطع أيديهم لأنهم سراق بيت الله عز وجل
      bana Ahmed b. Ziyad el-Hemedani r.a anlattı, dedi ki: Ali b. İbrahim bana babasından, o da Abdsusselam b. Salih el-Herevi'den anlattı, dedi ki: er-Rıza (imam Ali er-Rıza a.s)'a dedim ki: «"ey Rasulullah s.a.a'in oğlu! es-Sadık (imam Cafer es-Sadık a.s)'dan rivayet edilen şu hadis hakkındaki görüşünüz nedir: "Kaim (imam Mehdi a.s) kıyam edince Hüseyin a.s katillerinin evlatlarını, babalarının yaptıkları sebebiyle öldürecektir."» imam a.s dedi ki: "Evet öyledir." Dedim ki: «şu halde bu ayetin manası nedir: "Hiç kimse bir başkasının günah yükünü taşımaz." (Enam, 164)» imam a.s dedi ki: «Allah tüm sözlerini doğru söylemiştir. Ama Hüseyin a.s'ın katillerinin çocukları da babalarının yaptığından hoşnuttur, onunla iftihar ediyorlar. Her kim bir işten razı olursa onu yapan kimse gibidir. Eğer bir kişi doğuda öldürülürse, batıda birisi bundan razı olursa Allah nezdinde katiliyle ortak olur. Hz. Mehdi de kıyam edince onları babalarının yaptıklarından hoşnut olduklar için öldürür.» dedim ki: «Hz. Mehdi kıyam edince ilk işi ne olacaktır?» imam a.s dedi ki: «Evvela Beni Şeybe'nin ellerini kesecektir. Zira onlar Allah'ın evinin hırsızlarıdır.»

      Şeyh Saduk r.a, "Uyunu ahbar er-Rıza a.s", 1/247, bab 28, hadis 5
      [/li]


    imamlara a.s hadislerin ve kitapların arzedildiğini gösteren daha bir çok hadis kaynaklarımızda mevcuttur. bu o dönemde insanların hadisleri ayırt etmek için uyguladıkları en sade yöntemdi.

    Yorum


      #3
      Ynt: hadisleri ayırt etmek için masumlar a.s'ın öğrettiği kurallar

      2. hadisler Kur'an'a arzedilir: bu imamlar a.s'ın şialarına öğrettikleri metodlardan birisidir. bu konuda imamlar a.s'dan bir çok hadis rivayet eilmiştir ki, aşağıda yazacağım hadisler bunlardan bir kaç tanesidir.

      Hz. Cevad ve Hz. Taki a.s’ın ashabından olan Berki r.a (vefatı hicri 274) "Mehasin" kitabında rivayet eder:

      • [li]عنه، عن أبيه، عن علي بن النعمان، عن أيوب بن الحر قال: سمعت أبا عبد الله عليه السلام يقول: كل شئ مردود إلى كتاب الله والسنة، وكل حديث لا يوافق كتاب - الله فهو زخرف
        babam bana Ali b. Numan'dan, o da Eyyub b. Hürr'den anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)’ın şöyle dediğini duydum: «Her şey kitap ve sünnete götürülür. Allah'ın kitabına uymayan bir hadis, yaldızlı, süslü bir yalandan öte bir şey değildir.»

        عنه، عن أبيه، عن ابن أبي عمير، عن كليب بن معاوية الأسدي، عن أبي عبد الله عليه السلام قال: ما أتاكم عنا من حديث لا يصدقه كتاب الله فهو باطل
        babam bana ibni Ebi Umeyr'den, o Muaviye b. Kuleyb el-Esedi'den, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)'dan anlattı, dedi ki: "bizden size ulaşıp da Allah'ın kitabına uymayan her hadis batıldır."

        عنه، عن أبي أيوب المدايني، عن ابن أبي عمير، عن الهشامين جميعا وغيرهما قال: خطب النبي صلى الله عليه وآله فقال: أيها الناس ما جاءكم عني يوافق كتاب الله فأنا قلته، وما جاءكم يخالف القرآن فلم أقله
        Ebu Eyyub el-Medaini bana ibni Ebi Umeyr'den, o da 2 Hişam'dan ve başkalarından anlattılar, dediler ki: «Nebi s.a.a Mina'da Müslümanlara şöyle hitab etti: "Ey İnsanlar! Benden rivayet edilip de Kur'ân'a uyan bir sözü ben söylemişimdir, benden rivayet edilip de Allah'ın kitabına uymayan sözü, ben söylememişimdir."»

        Berki r.a, "Mehasin", 1/220-221, hadis 128, 129 ve 130
        [/li]


      burada aktardığımız ilk hadis olan Eyyub b. Hürr'ün hadisini Kuleyni r.a "el-Kafi", 1/69, İlmin fazileti kitabı, bab 22, hadis 3'de Berki'den, o ise "Mehasin" kitabındakiden farklı bir sened ile Eyyub b. Hürr'den; Ayyaşi r.a "Tefsiri Ayyaşi", 1/9, hadis 4'de mürsel olarak Eyyub b. Hürr'den rivayet etmiştir.

      ikinci, Muaviye b. Kuleyb el-Esedi'nin hadisini Ayyaşi r.a "Tefsiri Ayyaşi", 1/9, hadis 5'de mürsel olarak Muaviye b. Kuleyb el-Esedi'den rivayet etmiştir.

      üçüncü, 2 Hişamın hadisini yine Kuleyni r.a "el-Kafi", 1/69, İlmin fazileti kitabı, bab 22, hadis 5'de farklı bir sened ile Hişam b. Hakem'den, o da imam Cafer es-Sadık a.s'dan; Ayyaşi r.a "Tefsiri Ayyaşi", 1/8, hadis 1'de mürsel olarak Hişam b. Hakem'den, o da imam Cafer es-Sadık a.s'dan rivayet etmiştir.

      Kuleyni r.a da "el-Kafi"de bu konuda şu hadisleri rivayet etmiştir:

      • [li]علي بن إبراهيم، عن أبيه، عن النوفلي، عن السكوني، عن أبي عبدالله عليه السلام قال: قال رسول الله صلى الله عليه وآله: إن على كل حق حقيقة، وعلى كل صواب نورا، فما وافق كتاب الله فخذوه وما خالف كتاب الله فدعوه
        Ali b. İbrahim bana babasından, o Nevfeli'den, o es-Sekuni'den, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)'dan anlattı, dedi ki: «Rasulullah s.a.a buyurdu ki: "Her hakkın ötesinde bir hakikat vardır ve her doğrunun üzerinde bir nur bulunur. Bir şey Allah'ın kitabına uygunsa onu alın, Allah'ın kitabına aykırı ise onu bir kenara bırakın."»

        محمد بن يحيى، عن أحمد بن محمد بن عيسى، عن ابن فضال، عن علي بن عقبة، عن أيوب بن راشد، عن أبي عبدالله عليه السلام قال: ما لم يوافق من الحديث القرآن فهو زخرف
        Muhammed b. Yahya bana Ahmed b. Muhammed b. İsa'dan, o ibni Faddal'dan, o Ali b. Ukbe'den, o Eyyub b. Raşit'ten, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)'dan anlattı, dedi ki: «Kur'an'a uymayan hadis, süslü bir yalandır.»

        Kuleyni r.a, "el-Kafi", 1/69, İlmin fazileti kitabı, bab 22, hadis 1 ve 4

        أحمد بن إدريس، عن محمد بن عبدالجبار، عن صفوان بن يحيى قال:
        فقال أبوقرة: فتكذب بالروايات؟ فقال أبوالحسن عليه السلام: إذا كانت الروايات مخالفة للقرآن كذبتها
        Ahmed b. İdris bana Muhammed b. Abdulcebbar'dan, o da Safvan b. Yahya'dan anlattı, dedi ki: Ebu Karra imam Rıza a.s'a dedi ki: "Sen, rivayetleri yalanlıyor musun?" Ebul Hasan (imam Ali er-Rıza a.s) dedi ki: "Rivayetler Kur'an ile çeliştiği zaman onları yalanlarım."

        Kuleyni r.a, "el-Kafi", 1/95-96, Tevhid kitabı, bab 9, hadis 2
        [/li]


      bunlardan başka Ayyaşi r.a "Tefsiri Ayyaşi"de bu konuda daha 3 hadis rivayet etmiştir, bkz: Ayyaşi r.a, "Tefsiri Ayyaşi", 1/8-9, Kur'an'a muhalif olan hadislerin terki babı

      yine bu konu hakkında Saduk r.a da şöyle rivayet etmiştir:

      • [li]حدثنا أبي ومحمد بن الحسن بن أحمد بن الوليد رضي الله عنه قالا حدثنا سعد بن عبد الله قال حدثني محمد بن عبد الله المسمعي قال حدثني أحمد بن الحسن الميثمي انه سأل الرضا عليه السلام يوما وقد اجتمع عنده قوم من أصحابه وقد كانوا يتنازعون في الحديثين المختلفين عن رسول الله (ص) في الشئ الواحد فقال عليه السلام ان الله عز وجل حرم حراما وأحل حلالا وفرض فرائض فما جاء في تحليل ما حرم الله أو تحريم ما أحل الله أو دفع فريضة في كتاب الله رسمها بين قائم بلا ناسخ نسخ ذلك فذلك مما لا يسع الاخذ به لأن رسول الله (ص) لم يكن ليحرم ما أحل الله
        ولا ليحلل حرم الله ولا ليغير فرايض الله وأحكامه في ذلك كله متبعا مسلما مؤديا عن الله وقول الله عز وجل ان اتبع إلا ما يوحى إلى فكان متبعا لله مؤديا عن الله ما امره به من تبليغ الرسالة قلت فإنه يرد عنكم الحديث في الشئ عن رسول (ص) مما ليس في الكتاب وهو في السنة ثم يرد خلافه فقال وكذلك قد نهى رسول الله (ص) أشياء نهى حرام فوافق فذلك نهيه نهى الله وأمر بأشياء فصار ذلك الامر واجبا لازما كعدل فرايض تعالى ووافق في ذلك امره أمر الله تعالى فما جاء في النهى عن رسول الله (ص) نهى حرام جاء خلافه لم يسع استعمال ذلك وكذلك فيما أمر به لأنا نرخص فيما لم يرخص فيه رسول الله (ص) ونأمر بخلاف ما أمر رسول الله (ص) إلا لعله خوف ضرورة فاما ان نستحل ما حرم رسول الله (ص) أو نحرم استحل رسول الله (ص) فيكون ذلك ابدا لأنا تابعون لرسول الله (ص) مسلمون له كما كان رسول الله (ص) تابعا لأمر ربه عز وجل مسلما وقال عز وجل ما آتيكم الرسول فخذوه وما نهيكم فانتهوا وان رسول الله (ص) نهى عن أشياء نهى حرام بل اعافه وكراهة وأمر بأشياء ليس فرض ولا واجب بل أمر فضل ورجحان في الدين رخص في ذلك للمعلول وغير المعلول فما كان عن رسول الله (ص) نهى اعافه أو أمر فضل فذلك يسع استعمال الرخص فيه إذا ورد عليكم عنا فيه الخبران باتفاق يرويه من يرويه في النهى ولا ينكره وكان الخبران صحيحين معروفين باتفاق الناقلة فيهما يجب الاخذ بأحدهما أو بهما جميعا أو بأيهما شئت وأحببت موسع ذلك لك من باب التسليم لرسول (ص) والرد إليه والينا وكان تارك ذلك باب العناد والانكار وترك التسليم لرسول (ص) مشركا بالله العظيم فما ورد عليكم من خبرين مختلفين فاعرضوهما على كتاب الله فما كان في كتاب موجودا حلالا أو حراما فاتبعوا ما وافق الكتاب ولم يكن في الكتاب فاعرضوه على سنن النبي
        فما كان في السنة موجودا منهيا عنه نهى حرام مأمورا به عن رسول الله (ص) أمر الزام فاتبعوا وافق نهى رسول الله (ص) وأمره وما كان السنة نهى اعافه أو كراهة ثم كان الخبر الآخر خلافه فذلك رخصه فيما عافه رسول الله (ص) وكرهه ويحرمه فذلك الذي يسع الاخذ بهما جميعا أو بأيهما شئت وسعك الاختيار من باب التسليم والاتباع والرد رسول الله (ص) وما لم تجدوه في شئ من الوجوه فردوا إلينا علمه فنحن أولى بذلك ولا تقولوا بآرائكم وعليكم بالكف والتثبت والوقوف وأنتم طالبون باحثون حتى يأتيكم البيان من عندنا
        bana babam ve ibni Velid r.a anlattılar, dediler ki: bize Sad b. Abdullah anlattı, dedi ki: bana Muhammed b. Abdullah el-Mesmei anlattı, dedi ki: bana Ahmed b. Hasan el-Meysemi anlattı, dedi ki: ashabımızdan bir topluluk er-Rıza (imam Ali er-Rıza a.s)’ın yanında olduğumuz sırada Rasulullah s.a.a’den bir konu hakkında nakledilen, birbiriyle çelişikli gözüken iki hadis hakkında tartışıyorlardı. imam a.s buyurdu ki: «Allah Teala bazı şeyleri helal kılmış, bazı şeyleri haram kılmış ve bazı şeyleri de farz kılmıştır. Allah’ın haram kıldığını helal kılan, Allah’ın helal kıldığını haram kılan veya Allah’ın kitabında hükmü zikredilen, sünnette delili apaçık ortada olan ve bir neshedicisi de olmayan bir farzı ortadan kaldıran rivayetle amel edilemez. Zira Rasulullah Allah’ın helal kıldığını haram edici, haram kıldığını helal edici ve Allah’ın farzlarını ve ahkamını değiştirici konumda değildi. Bu konuda tümüyle Allah’a itaat eden, teslim olan ve Allah tarafından bir elçi konumundaydı. Nitekim Kur’an-ı Kerim'de buyurulmuştur: "Ben sadece bana vahyolana tabi olurum." (Araf, 203) Peygamber bu konuda Allah’a itaat ediyor ve Allah adına onun emrettiği hükümlerini tebliğ ediyordu.» ben dedim ki: "Bazen sizden bir konuda Rasulullah s.a.a’den bir hadis naklediliyor ki sünnette var, ama Kur’an’da yok. Sonra da sizden onun aksi nakledilmekte!" imam a.s dedi ki: «Bazen Rasulullah bir şeyi haram olarak nehyetmiştir. Bu konuda Rasulullah’ın nehyi Allah’ın nehyi ile uyum içindedir. Bazen de bir şeyi emretmekte; bu emir farz ve lazımdır. Bu da Allah’ın emirleriyle uyum içindedir. O halde Rasulullah s.a.a’den haram düzeyinde bir nehiy varsa, sonra aksi bir hüküm bildiren rivayetler naklediliyorsa o rivayetlerle amel etmek caiz değildir. Emrettiği hususlarda da durum aynıdır. Zira biz bir zaruret olmaksızın Rasulullah’ın izin vermediği hususlarda izin vermeyiz ve emrettiğinin hilafına da bir şeyi emretmeyiz. Hakeza Rasulullah’ın haram kıldığını helal, helal kıldığını da haram kılmayız. Rasulullah s.a.a Allah’ın emirlerine tabi ve teslim olduğu gibi biz de Rasulullah’ın emirlerine tabi ve teslimiz. Allah Teala şöyle buyuruyor: "Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden men ederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir." (Haşr, 7) Bazen de Peygamber bazı şeylerden nehyetmiştir. Ama bu nehiy haramdan değil, mekruhdan nehiydir. Bazen de bazı şeyleri emretmiştir. Ama bu emri farz olan emir değildir. Dinde fazilete ve tercih edilen şeye delalet eden bir emirdir. Böylece insanları mazur olsun veya olmasın onunla amel edip etmeme noktasında özgür bırakmıştır. O halde Peygamber kerahet olarak bir şeyden nehyedince veya müstahab olarak bir şeyi emredince Peygamber onu yapıp yapmama noktasında ruhsat vermiş demektir. Bizden, biri bir şeyi emreden ve diğeri onu reddeden iki rivayeti de bir kişi nakletmişse onu inkâr etmeyin. Bu rivayetler ravisi bir, sahih ve meşhur rivayetler ise o zaman onların biriyle, ya ikisiyle ya da istediğin ile amel etmen gerekir. Bu konuda Rasulullah’a teslim olma veya kesin bir ilmi olmadığı hasebiyle bizden veya Rasulullah s.a.a’den olduğunu reddetme noktasında ruhsatınız vardır. Bunu inat, küfür ve Rasulullah s.a.a’e teslim olmamak üzere terk eden kimse azim olan Allah’a şirk koşmuş sayılır. O halde birbiriyle çelişen iki rivayetle karşılaşınca her şeyden önce onları Allah’ın kitabına takdim edin. O halde Allah’ın kitabındaki helal ve haramlarla uyum arzediyorsa amel edin, değilse Rasulullah s.a.a’in sünnetine takdim edin. O halde Rasulullah’ın sünnetinde hükmü var ise, örneğin haram şeklinde bir nehiy veya farz olan bir emir varsa o sünnetle uyum arzeden rivayetlerle amel edin. Yok eğer mekruh şeklinde bir nehiy varsa, ayrıca bir de muhalif (çelişen) ayrı bir rivayet varsa o halde Rasulullah’ın nehyettiği, haram değil kerih gördüğü şey hususunda ruhsat vardır demektir. Burada her iki rivayetle de amel etmek mümkündür. İnsan burada teslim, tabi olma veya Rasulullah’a irca etme noktasında ihtiyar ve irade sahibidir. Bunlar dışında kalan şeylerin ilmini bize irca edin. Biz ona daha evlayız. Kendi görüşünüzü belirtmeyin. Şüpheli şeyler hususunda ihtiyat ve dikkat ediniz. Nezdimizden bir beyan ve açıklama buluncaya kadar araştırın, kendi aranızda mevzu bahis ediniz.»

        Şeyh Saduk r.a, "Uyunu ahbar er-Rıza a.s", 2/22-24, bab 30, hadis 45
        [/li]

      Yorum


        #4
        Ynt: hadisleri ayırt etmek için masumlar a.s'ın öğrettiği kurallar

        3. hadisler amme (sünni) hadislere arzedilir: bazen imamlarımız a.s nasibi krallarının sebebinden takiyye yaparak nasibi rivayetlerine uygun olan görüşler beyan etmiş ve hükümler vermiştirler. fakat imamlarımız a.s kendi sahabelerine daha sonra takiyye veya benzeri sebeplerle söylenenleri gerçek olanından ayıra bilmeleri için bazı kurallar öğretmiştirler. bu kurallardan birisi "aynı konuda bir birine zıt 2 hadis mevcutsa onu amme (sünni) rivayetlere arz edin ve onlara muhalif olanı alın" şeklindedir. bu kural imamlarımız a.s’dan mütevatir olarak rivayet edilmiştir. Şeyh Hürr el-Amuli r.a bu hadisler hakkında diyor ki:
        • [li]أقول: والأحاديث في ذلك متواترة، ذكرنا جملة منها في كتاب وسائل الشيعة.
          [876] 5 – فمن ذلك قول الصادق ع في الحديثين المختلفين: اعرضوهما على أخبار العامة فما وافق أخبارهم فذروه وما خالف أخبارهم فخذوه
          ben (Hürr el-Amuli) derim ki: bu konudaki hadisler mütevatirdir, bunları "Vesailuş Şia" kitabımızda zikrettik. aynı şekilde es-Sadık a.s'ın ihtilaflı 2 hadis hakkındaki "onları amme (sünni) rivayetlerine arzedin. amme’ye uygun olanı atın, onlara muhalif olanı ise kabul edin." sözü de böyledir.

          Hürr el-Amuli r.a, "Fusulul Muhimme fi Usulil Eimme a.s", 1/577
          [/li]

        Yorum

        YUKARI ÇIK
        Çalışıyor...
        X