Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Surelerin Muhteviyatı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Surelerin Muhteviyatı

    YUNUS SURESİ
    İçinde Yunus Peygamberden ve kavminden bahsedildiği için sure bu adı almıştır. Mekke'de, İsrâ suresinden sonra inmiştir. 109 ayettir. 40, 94 ve 96. ayetlerinin Medine'de indiği rivayet edilmektedir. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 10. suredir. İniş sırası itibarıyla ise 51. suredir. Sure, Mekke halkının Hz. Muhammed'in yetim ve yoksul olmasını ileri sürerek peygamberliğine itiraz etmeleri üzerine inmiştir.




    SURENİN TEMEL KONULARI

    Allah'ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren deliller,

    Tek bir Allah'a inanmanın ve ona kulluk etmenin gereği,

    Şirkin anlamsızlığı,

    İnsanın karakter yapısı,

    Hz. Muhammed'in peygamberliği,

    Kur'an'ın ilahi kelam oluşu,

    İyilerin ve kötülerin ahiretteki durumları,

    Hz. Nuh, Hz. Musa, Hz. Harun ve Hz. Yunus'un kıssalarından kesitler.




    SURENİN TEMEL MESAJLARI

    Hz. Muhammed, bir uyarıcı ve müjdeci olarak gönderilmiş hak peygamberdir.

    Evrendeki varlıklar Allah'ın varlığının, birliğinin ve kudretinin delilleridir. Akıl sahibi insan bunlardan ders çıkarmalıdır.

    İnanıp yararlı iş yapanlar cennetle ödüllendirilecek; inkar edip kötü amel işleyenler ise cehennemle cezalandırılacaktır.

    İnsan, yapısı itibarıyla nankör bir varlıktır; başı sıkışınca Allah'a sığınır, sıkıntısı ortadan kalkınca hiçbir şey olmamış gibi davranır. Bundan kaçınmak gerekir.

    Geçmiş toplumların başlarından geçen olaylardan ibret alınmalıdır.

    Allah adına yalan söyleyen ve onun ayetlerini yalanlayıp çarpıtanlardan daha zalimi yoktur.

    Dünya hayatı kısa ve geçicidir. Asıl olan ahiret hayatıdır. İnsan, bu hayatı kazanmak için çalışmalıdır.

    İyilik ve kötülük karşılığını mutlaka bulur.

    Kur'an-ı Kerim peygamber sözü değil, Allah kelamıdır.

    Kur'an, Allah'tan bir öğüt ve şifadır. Müminler için yol gösterici bir rahmettir.

    İnanıp inanmamakta herkes serbesttir. Ancak herkes tercihinin sonucuna katlanacaktır.

    Allah, kötüleri anında cezalandırmaz, onlara mühlet verir. Bu ise onların taşkınlıklarını artırır.

    Allah adına hüküm verip onun helal kıldıklarını haram saymak Allah'a iftiradır. Allah, bunun hesabını ahirette soracaktır.

    Hiçbir şey Allah'ın bilgisi dışında değildir. Allah, insanların yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir.

    Takva sahibi müminler için korku yoktur. Onlar, dünya ve ahirette mutlu olacaklardır.

    Allah'a insani özellikler yüklenemez. O, asla çocuk edinmez.

    Büyü Allah'ın iradesini ve kanunlarını etkilemez. Büyücüler iflah olmazlar.

    Gerçek Müslüman Allah'a güvenir ve namazlarını terk etmez.

    Ölüm anındaki imanın faydası yoktur.

    Allah'ın kitabından asla şüphe edilmemelidir.

    Allah'ın vereceği hayrı veya şerri kimse engelleyemez.




    Yorum


      #17
      Ynt: Surelerin Muhteviyatı

      [quote author=zeydiyye link=topic=17731.msg107643#msg107643 date=1287170922]
      Elinize sağlık Rahman Kur-an ile yaşamayı, Kur-an ile ölmeyi ve Kur-an ile haşr olunmayı nasip etsin.
      amin, ecmain.

      açıkladığınız husus hakkında detaylı bilgim yok. "vacib" tabiri hatalı olabilir ancak bildiğim kadarıyla tüm mezheplerde her rekatta fatiha okunuyor. günde 40 kezden kastı bu olabilir yazarın.


      [/quote]

      öncelikle bu güzel ve faydalı konudan dolayı Zeydiyye kardeşim, Allah sziden razı olsun Ehlibeytin şefaatine layık bir yaşam ihsan etsin size

      sünni mezheplerde tesbihatı erbaa olmadığından namazların tüm rekatlarında fatiha okumak farzdır. nafile namazlar da buna dahildir..

      Yorum


        #18
        Ynt: Surelerin Muhteviyatı

        Eyvallah azizim. Gayemizde budur inş.

        Yorum


          #19
          Ynt: Surelerin Muhteviyatı

          :al.razı olsun

          Yorum


            #20
            Ynt: Surelerin Muhteviyatı

            HUD SURESİ
            İçinde Hud Peygamberden ve kavminden bahsedildiği için sure bu adı almıştır. Aynı zamanda Semûd kavminin peygamberi Sâlih ile Medyen halkının peygamberi Şu'ayb'den de söz eden sûre, Yûnus Sûresinden sonra inmiştir. Bir bakıma Yunus suresinin devamı niteliğindedir. 123 ayetten oluşan surenin 12, 17 ve 114. ayetleri Medine'de, diğer ayetleri Mekke'de inmiştir. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 11., İniş sırasına göre ise 52. suredir. Hz. Muhammed'in Cuma günleri Hud suresinin okunmasını tavsiye ettiği rivayeti vardır. Başka bir rivayete göre ise Hz. Muhammed, Hud suresi hakkında şöyle buyurmuştur: "Beni, Hud, Vâkıa, Mürselât, Nebe ve Tekvir sureleri ihtiyarlattı."





            SURENİN TEMEL KONULARI

            Yüce Allah'ın varlığının, birliğinin ve kudretinin delilleri,

            Kur'an'ın ilahi kelam oluşu,

            Hz. Muhammed'in peygamberliği,

            Ahiret hayatı,

            Hz. Hûd, Hz. Nuh, Hz. Salih, Hz. İbrahim, Hz. Lût, Hz. Şuayb ve Hz. Musa (a. s.) gibi peygamberlerin kıssalarından kesitler.

            Bir takım ahlâk ilkeleri.



            SURENİN TEMEL MESAJLARI

            Kur'an, Allah tarafından indirilmiş eşsiz bir kitaptır.

            Hz. Muhammed insanlara gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdecidir.

            İnsan, her şeyin yaratıcısı olan Yüce Allah'a inanmalı ve sadece ona kulluk etmelidir.

            İnsan, günahları için tevbe etmelidir.

            İnsan, bu dünyaya imtihan edilmek için gönderilmiştir.

            İnkarcılar, Allah'ın gazabından emin olamayacaklardır.

            İnsanın tabiatında nankörlük vardır; bir nimete kavuşunca sevinir, fakat şükretmeyi bilmez.

            Nimet elinden alınınca da umutsuzluğa kapılır. İnsan, bu davranışlardan kurtulmalıdır.

            Allah'ın iradesinin gerçekleşmesine hiç kimse engel olamaz.

            Peygamberler, karşılık beklemeden görevlerinin yapan elçilerdir.

            Gençler ve yoksullar yeniliğe açıktırlar. Zenginler ve yaşlılar ise yeniliklere karşı çıkarlar.

            Peygamberlerin kıssalarında bu durum açıkça görülmektedir.

            Peygamberlerin ortak mesajı; tek bir Allah'a inanmak ve ona kulluk etmek, günahlardan uzak durmak, bozgunculuk çıkarmamak, başta ölçü ve tartı olmak üzere bütün işlerde doğru ve dürüst olmaktır.

            Yüce Allah, herkese yaptığının karşılığını tam olarak verecektir.

            Kişi, hayatın her alanında doğru olmalıdır.

            Yüce Allah'ın belirlediği sınırların dışına çıkılmamalıdır.

            Mümin, Allah'a inanmayanlara güvenip dost olmamalıdır.

            Namazlar düzenli olarak vaktinde kılınmalıdır. Çünkü namaz kötülükleri giderir.

            Mümin, sabırlı olmalıdır. Alimlerin topluma karşı sorumlulukları vardır. Toplumu iyiliğe yönlendirip, kötülükten sakındırmak onların görevidir. Menfaat endişesiyle âlimler bu görevlerini ihmal etmemelidirler.

            Herkes hak ettiğini bulur. Allah hiç kimseye zulmetmez.

            Geçmiş toplulukların yaşadıklarından ibret alınmalıdır.



            Yorum


              #21
              Ynt: Surelerin Muhteviyatı

              YUSUF SURESİ
              Hz. Yusuf'un kıssası detaylı olarak anlatıldığı için sure bu adı almıştır. Yusuf isminin kökü İbranice "Yosef"dir. İbranicede bu isim "Allah artırsın" anlamına gelmektedir. Yusuf suresi, 111 ayettir. 1, 2 ve 3. ayetler Medine'de, diğerleri Mekke'de, Hud suresinden sonra inmiştir. Baştan sona bir kıssayı anlatan tek suredir. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 12., iniş sırasına göre ise 53. suredir. Surenin iniş nedeniyle ilgili farklı rivayetler vardır. Bir rivayete göre, Yahudi bilginlerinin İsrailoğullarının Mısır'a girme nedeniyle ilgili sorusu üzerine bu sure inmiştir.






              SURENİN TEMEL KONULARI

              Bu surede, Hz. Yusuf'un ibret dolu hikâyesi ayrıntılı olarak anlatılmakta ve ayrıca birtakım mesajlar verilmektedir.




              SURENİN TEMEL MESAJLARI

              Kur'an-ı Kerim'de anlatılan kıssalardan ibret alınmalıdır.

              Bazı rüyalar haber niteliği taşır. Görülen rüyalar herkese anlatılmamalıdır.

              Ehil olan kişiler rüya yorumlayabilir.

              Çocuklara karşı sevgide ölçülü olunmalı, çocuklar arasında ayrım yapılmamalıdır. Kıssada belirtildiği gibi çocuklar arasında ayrım yapmak kıskançlığa yol açabilir.

              Yüce Allah, sâlih kullarını kötülüklerden korur.

              Zorluklar karşısında kişi sabretmeli ve metanetini yitirmemelidir.

              İyiliğe karşı ihanet etmek zalimliktir.

              Hüküm vermede ve şahitlikte kişi adil olmalıdır.

              Kişi, insanlar arasında güvenirliğini korumalıdır.

              Başkalarının kusurları açığa vurulmamalıdır.

              Zulme uğrama korkusuyla kişi hak yoldan ayrılmamalıdır. Allah, haksız yere zulme uğrayanları kurtarır ve ödüllendirir.

              Allah'tan başkasından yardım bekleyenler hüsrana uğrarlar.

              Toplumun batıl inançlarına, batıl gelenek ve göreneklerine uymaktan kaçınılmalıdır.

              Haksızlıklar karşısında kişi yılmamalı ve hakkını aramalıdır.

              Kişi kusurlarını gizlememeli, itiraf edip af dilemelidir.

              Kusurlarını itiraf edip af dileyenlere karşı af yolu tercih edilmelidir.

              Suçsuz kimselere iftira atmak büyük bir zulümdür.

              Nefsin kötü arzularına uymaktan kaçınılmalıdır.

              İdarecilik görevi ehil ve dürüst olanlara verilmelidir.

              Kişi, makamı ne olursa olsun, Hz. Yusuf'un yaptığı gibi anne ve babasına gereken ilgi ve saygıyı göstermelidir.

              İnsan, sahip olduğu üstünlükler karşısında şımarmamalı ve kendisine verilen nimetler için Hz. Yusuf gibi şükretmeli ve onun şu duasını yapmalıdır: "Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanını) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öğrettin. Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat."

              Geçmiş toplumların ve insanların hayat hikayelerinden ders alınmalıdır.

              Kişi, hakkı tebliğ görevini her nerede olursa olsun yerine getirmelidir.




              Yorum


                #22
                Ynt: Surelerin Muhteviyatı

                RA'D SURESİ
                Sure adını, 13. ayette Allah'ı tesbih ettiği bildirilen ve "gök gürültüsü" anlamına gelen "ra'd" kelimesinden almış ve sahabe döneminden itibaren sadece bu adla anılmıştır. Ra'd suresi, 43 ayettir. Surenin Mekke'de mi, Medine'de mi indiği hakkında ihtilaf vardır. Mushaf'taki tertibe göre sûrenin Mekke'de inmiş olan ve hurûf-u mukattaa ile başlayan surelerin arasına yerleştirilmiş olması, üslûbunun Mekke'de inen surelere benzemesi, muhtevasında tevhid ilkeleri, müşriklerin kınanması ve yerilmesi gibi konuların yer alması sebebiyle Mekke'de inmiş olduğu rivayeti tercih edilmiştir; 31-32. âyetlerinin Mekke'de, diğerlerinin ise Medine'de indiğini söyleyenler olduğu gibi surenin tamamının Medine döneminde indiğini söyleyenler de vardır.1 Mushaf'taki sıralamada 13., iniş sırasına göre ise 87. suredir. Sure, içinde secde ayeti bulunan surelerden biridir.







                SURENİN TEMEL KONULARI

                Evrendeki düzen,

                Allah'ın varlığı, birliği, ilmi ve kudretinin aklî delillerle ispatı,

                Allah'ın ibadete lâyık tek ilah oluşu,

                Peygamberlik ve peygamberlerin özellikleri; evlenme, çocuk sahibi olma gibi bazı nitelikleri,

                Kur'ân-ı Kerîm'in ilahi kelam oluşu,

                Kur'an'ın özellikleri,

                Öldükten sonra dirilme, hesap verme, cennet ve cehennem,

                Müminlerin özellikleri,

                Müşriklerin ortaya attığı şüpheler ve bunlara verilen cevaplar,

                Ehl-i kitabın Kur'an karşısındaki tutumu,

                Bazı ahlâkî konular.





                SURENİN TEMEL MESAJLARI

                Kur'an'ı Kerim, Allah tarafından indirilmiş ilahi bir kitaptır.

                Evrendeki bütün olaylar Allah'ın kontrolü altında cereyan etmektedir.

                Allah insana çeşitli nimetler vermiştir. O, yeryüzünü insanın yaşayabileceği şekilde düzenlemiştir. İnsan bunun kıymetini bilmeli ve Allah'a kulluk etmelidir.

                İnkarcıların "Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?" demeleri ve tekrar dirilmeyi inkar etmeleri şaşılacak bir şeydir. Allah onları daha önce nasıl yarattıysa tekrar diriltmeye de gücü yetecektir. İnsanların bunu anlamamaları akılsızlıktır.

                Allah'ın azabının hemen gelmesini isteyen inkarcılar geçmiş ümmetlerin başına gelenlerden ibret almalıdırlar. Onlar da aynı şeyi söylemişlerdi, fakat Allah onları kıskıvrak yakalayan bir azapla cezalandırmıştı.

                İnkarcıların inanmak için mucize istemeleri işi yokuşa sürmektir. Hz. Peygamber onları inandırmak zorunda değildir.

                Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir. Onun katında her şey ölçü iledir. O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.
                Bir toplum kendindeki özellikleri değiştirinceye kadar, Allah o toplumu değiştirmez. Allah bir topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey yoktur. Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur.

                Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile tesbih eder. Melekler de onun heybetinden dolayı tesbih ederler. Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler.

                El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak Allah'tır. Allah'tan başkasından yardım isteyenlerin durumu, ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki suyu ağzına götürmedikçe su onun ağzına girecek değildir.

                Körle gören bir olmaz, aydınlıkla karanlık da bir olmaz. Allah'ın kitabının hak olduğunu ancak akıl sahipleri anlar.

                Batıla dalan inkarcıların inançları bir köpük gibidir, köpük yok olup gider.

                İnkarcılar, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, kıyamet günü kurtulmak için onu mutlaka feda ederler, fakat bu onları cehennem azabından kurtarmaz.

                Allah'ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlar kurtulmuştur. Onlar, Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözeten, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir. Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine Allah'ın verdiği rızklardan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. Onlar, Adn cennetlerine salihlerden olan yakınlarıyla birlikte gireceklerdir.

                Allah'a verdikleri sözü bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar kötü akıbetle karşılaşacaktır.

                Allah, dilediğine rızkı bollaştırır veya daraltır.

                Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.

                Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi. Allah'ın vaadi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptıklarından dolayı ya ansızın büyük bir bela gelmeye devam edecek veya o bela evlerinin yakınına inecektir. Zira Allah, vaadinden asla dönmez.

                Takvâ sahiplerine vadolunan cennetin özelliği şudur: Onun zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. Bu, kötülüklerden sakınanların mutlu sonudur. Kâfirlerin sonu ise ateştir.

                Peygamberler, peygamberlik görevi dışında, insani özellikler gösterirler. Onlar evlenirler, çoluk çocuk sahibi olurlar.

                Allah vahiyden dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır.

                Dünya Allah tarafından kenarlarından eksiltilmektedir. Bu kıyametin bir işaretidir.
                Allah inkarcıların tuzaklarını boşa çıkarır.



                Yorum


                  #23
                  Ynt: Surelerin Muhteviyatı

                  İBRAHİM SURESİ
                  Hz. İbrahim'in kıssasının bir bölümünü ihtiva ettiği için bu sureye, "İbrahim Suresi" denmiştir. İbrahim isminin kökeni İbranicedir. İbranicede bu isim "Milletlerin Babası" anlamına gelir. Kur'an-ı Kerim'deki "Milleti İbrahim" ifadesi "İbrahim" isminin anlamına işaret etmektedir. Nûh sûresinden sonra inen sure, 52 ayetten oluşmaktadır. 28 ve 29. ayetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 14. sure olan İbrahim suresi, iniş sırasına göre Osman Mushafı'nda 72, İbn Abbas Mushafı'nda ise 69. suredir.




                  SURENİN TEMEL KONULARI

                  Bu sure, genel olarak, Hz.İbrahim'in Mekke'deki hayatından, Araplarla ve İsmail (as) ile ilişkilerinden bahseder. Bilindiği gibi İbrahim ve İsmail, Kâbe'yi bina etmiş, hidayet etmesi için Allah'a dua etmişlerdi. İbrahim (as), Rabbine dua ederek kendisini ve çocuklarını putlara tapmaktan uzak tutmasını, Mekke'ye yerleştirdiği hanımı ve oğlu İsmail'i çeşitli mahsullerle rızıklandırmasını ve kendisinin ve zürriyetinin namaz kılanlardan olmasını istemiştir. Bunun dışında aşağıdaki konulara da surede temas edilmiştir:

                  İslâm'ın Allah'a, peygamberlere, öldükten sonra dirilmeye ve hesaba çekilmeye imanla ilgili iman esasları,

                  Allah'ın varlığı, birliği ve kudretiyle ilgili deliller,

                  Kuran-ı Kerim'in indirilmesindeki amaç,

                  Peygamberlerin özellikleri, gönderiliş amaçları ve görevleri,

                  İnsanlara verilen nimetler,

                  Küfrün ve imanın hükmü,

                  İnkarcıların karşılaşacakları durumlar,

                  İnsanlara gönderilen mesajların nitelikleri,

                  Bazı peygamberlerin kıssalarından özetler,

                  İnsanların peygamberlere karşı tutumları ve bu tutumlarından dolayı başlarına gelenler,

                  Helak edilen kavimler,

                  Hesap gününde şeytanla ona tabi olanlar arasında yaşanacak olanlar,

                  Cehennem tasvirleri,

                  İman ve küfürle ilgili benzetmeler,

                  Azabın kıyamet gününe kadar geciktirilmesinin hikmeti.





                  SURENİN TEMEL MESAJLARI

                  Kur'an-ı Kerim, Allah tarafından gönderilmiş bir kitaptır.

                  Allah, insanlara anlasınlar diye kendi dillerini konuşan peygamberler göndermiştir.

                  Göklerde ve yerde olan her şey Allah'ındır.

                  Ahireti bırakıp dünyayı tercih eden, hak yoldan insanları alıkoyan ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaran inkarcılar için şiddetli azap vardır.

                  Bütün peygamberler insanları tek bir Allah'a inanmaya ve güzel işler yapmaya davet etmişlerdir.

                  Peygamberler insandır. Onlar da diğer insanların niteliklerine sahiptirler. Kur'an, insanların onları insanüstü varlıklar olarak algılamalarını önlemek için bu surede de peygamberlerin bu özelliklerine vurgu yapmıştır.

                  Zalimler ne kadar uğraşsalar da hakikat her zaman galip gelmiştir.

                  Yüce Allah şükredenlere fazlasıyla verir, nankörleri ise cezalandırır.

                  Müminler Allah'a güvenmeli, Allah yolunda başlarına geleceklere sabretmelidirler.

                  İnkarcıların işleri eninde sonunda boşa çıkar.

                  Güzel söz, kökü sağlam, dalları göğe uzanmış meyveli bir ağaç gibidir. Kötü söz ise köksüz bir ağaca benzer. Bundan dolayı insanlar güzel söz söylemelidirler.

                  İnkarcı liderler, toplumları felakete sürüklerler.

                  Mümin, namazlarını kılmalı ve Allah yolunda harcamalarda bulunmalıdır.

                  Müminler Allah'a sık sık dua etmelidirler. Bu konuda Hz. İbrahim'in duaları örnek alınmalıdır.




                  Yorum


                    #24
                    Ynt: Surelerin Muhteviyatı

                    HİCR SURESİ
                    Sure adını, 80. ayetteki Hicr kelimesinden almıştır. Hicr, Semud kavminin yaşadığı yerin adıdır. Hicr, Medine ile Şam arasında bir vadidir. Hicr suresi 99 ayettir. Sure Mekke'de, Yusuf suresinden sonra inmiştir. Surenin 87. ayetinin Medine'de indiği rivayeti de vardır. Mushaftaki resmi sırası itibarıyla 15., iniş sırasına göre ise 54. suredir.




                    SURENİN TEMEL KONULARI

                    Hz. Nuh'dan başlayarak peygamberlerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (s.a.)'e kadar peygamberleri ve peygamberlerin getirdiği mucizeleri yalanlayan müşrik ve kâfirlerle yapılan münakaşalar,

                    Yer ve göklerin yaratılması, insanın yaratılışı, aşı yapan rüzgârların durumu, hayat ve ölüm, haşir (mahşer yerinde toplanma) ve amel defterlerinin dağıtılması gibi konular,

                    Varlıkların yaratılış hikmeti olan Allah'a kulluk, adalet ilkesinin yerine getirilmesi gibi temel konular,

                    Kur'an'ın nitelikleri,

                    İblisin ve meleklerin Hz. Adem'in yaratılışı karşısındaki tutumları,

                    İblisin insanların açık bir düşmanı olduğu,

                    Cennetliklerin ve cehennemliklerin durumlarının tasviri,

                    Hz. İbrahim ve Hz. Lut'un hayatından kesitler,

                    Lut kavminin bozuk ahlâk yapısı ve bu bozuk ahlâk yapısından dolayı helak edilişi,

                    Eyke halkının başına gelenler,

                    Hicr halkının yaşadığı felaketlerin tasviri,

                    Hz. Muhammed'e görevi konusunda Allah'ın öğütleri ve uyarıları.

                    Özet olarak Hicr suresi; tevhidin delilleri, kıyamet halleri, mutlu ve mutsuzla¬rın sıfatları,
                    bazı peygamberlerin kıssaları, Allah'ın peygamberi Hz. Muhammed (s.a.)'e lütufları konularını ihtiva etmektedir.




                    SURENİN TEMEL MESAJLARI

                    İnkarcıların bu dünyadaki yaşantılarına gıpta edilmemelidir. Çünkü bu yaşantının sonu felakettir.

                    Her toplumun bir süresi vardır.

                    Kur'an, Hz. Muhammed'in sözü değil, Allah kelamıdır.

                    Şüpheciler ve inkarcılar zihinsel durumlarından dolayı Kur'an'a inanmakta sıkıntı çekerler.

                    Her şeyin yaratıcısı ve hakimi Allah'tır. Onun gücünü aşan hiçbir şey yoktur. Onun gücünden asla şüphe edilmemelidir.

                    Allah'ın rahmetinden ve yardımından ümit kesilmemelidir.

                    Kibirlenmek şeytani bir özelliktir ve insanı felakete götürür. İnsan, şeytani dürtü ve duygulara kapılmamalıdır.

                    Şeytan Allah'a gerçekten inananlara zarar veremez.

                    Allah'ın merhameti geniştir, fakat zalimler için gazabı da şiddetlidir.

                    Allah murad etmedikçe hiç kimse hidayete eremez. Peygamberler dahi bazı yakınlarını hidayete erdirememişlerdir.

                    İnsanlar geçmiş toplulukların başlarına gelenlerden ibret almalıdırlar. Lut kavmi, Eyke halkı ve Hicr halkı bu konuda örnek topluluklardır.


                    Yorum

                    YUKARI ÇIK
                    Çalışıyor...
                    X