eserin önsöz'ünden:
Rahman ve Rahim olan Allahin adiyla ve O'ndan yardim dileyerek:
"kadinlarin akillari cemallerinde, erkeklerin cemalleri ise akillarindadir"
Her varlik, ilahi siimleren bir isin disa vurumudur.
cünkü Allahin zati sifatlarindan degilde fiili sifatlarindan olan yaratma, yaraticinin, cesitli yaratiklarin cehresinde tecelli etmesinden ibarettir.
nitekim Hz.emirul müminin a.s söyle buyurmaktadir: "yarattiklarina yarattiklariyla tecelli eden Allaha hamd olsun" (nehcul belaga, hutbe 108)
Tecelli, kuran ve ehl-i beytin zikrettigi, tedbirli, uzagi gören ve derin düsünen salikleri kendisine cezbeden en güzel kavramlardan biridir.
cünkü, salik, arastirmaci düsünürün yaptigindan cok akilli, bilgin kimsenin hedefledigi isaretten hoslanir.
O hicbir zaman Hak semtinin (kûy) kervaninin can sesini duymakla yetinmez, ayrica ilimden ayn'a, kulaktan kulaga gecmek icin cabalar.
Hakkin tecellisi, süphe gibi cesitli makam ve asamalarda kendini gösterir. onlardan bir kismi, saglam, sabit ve kendini dimdik tutan dagin parcalanmasiyla ortaya cikar:
"Rabbi daga tecelli edince, onu paramparca etti, Musa da bayilarak yere düstü" (Araf 143)
bir kismi ise aciz ve zavalli kimselerin ayaga kalkma makamlaridir. bu makam onlari zilletin en asagi noktasindan izzet ve onurun en üst noktasina ulastirir; nitekim mustazaflarin yükselip müstekbirlerin alcalmasi bu sekilde olmaktadir.
Tecelli derecelerinde görülen süphe, zuhur mertebeleriyle ilgilidir.
irfanda, aski hikmetin, üzerine bina edilerek düzenlendigi varlik (vucud) mertebeleriyle degil, zuhur mertebeleriyle saglanir.
cünkü bütün durumlaiyla yaratilis alemi, kendisinin, varlik temelinde payi bulunup essiz olan ilahinin benzeri olmasi drumuna göre cok az bir öneme sahiptir. dolayisiyla onun siddet ve zaafi, varlik asamalarinda degil zuhur asamalarindadir.
Rahman ve Rahim olan Allahin adiyla ve O'ndan yardim dileyerek:
"kadinlarin akillari cemallerinde, erkeklerin cemalleri ise akillarindadir"
Her varlik, ilahi siimleren bir isin disa vurumudur.
cünkü Allahin zati sifatlarindan degilde fiili sifatlarindan olan yaratma, yaraticinin, cesitli yaratiklarin cehresinde tecelli etmesinden ibarettir.
nitekim Hz.emirul müminin a.s söyle buyurmaktadir: "yarattiklarina yarattiklariyla tecelli eden Allaha hamd olsun" (nehcul belaga, hutbe 108)
Tecelli, kuran ve ehl-i beytin zikrettigi, tedbirli, uzagi gören ve derin düsünen salikleri kendisine cezbeden en güzel kavramlardan biridir.
cünkü, salik, arastirmaci düsünürün yaptigindan cok akilli, bilgin kimsenin hedefledigi isaretten hoslanir.
O hicbir zaman Hak semtinin (kûy) kervaninin can sesini duymakla yetinmez, ayrica ilimden ayn'a, kulaktan kulaga gecmek icin cabalar.
Hakkin tecellisi, süphe gibi cesitli makam ve asamalarda kendini gösterir. onlardan bir kismi, saglam, sabit ve kendini dimdik tutan dagin parcalanmasiyla ortaya cikar:
"Rabbi daga tecelli edince, onu paramparca etti, Musa da bayilarak yere düstü" (Araf 143)
bir kismi ise aciz ve zavalli kimselerin ayaga kalkma makamlaridir. bu makam onlari zilletin en asagi noktasindan izzet ve onurun en üst noktasina ulastirir; nitekim mustazaflarin yükselip müstekbirlerin alcalmasi bu sekilde olmaktadir.
Tecelli derecelerinde görülen süphe, zuhur mertebeleriyle ilgilidir.
irfanda, aski hikmetin, üzerine bina edilerek düzenlendigi varlik (vucud) mertebeleriyle degil, zuhur mertebeleriyle saglanir.
cünkü bütün durumlaiyla yaratilis alemi, kendisinin, varlik temelinde payi bulunup essiz olan ilahinin benzeri olmasi drumuna göre cok az bir öneme sahiptir. dolayisiyla onun siddet ve zaafi, varlik asamalarinda degil zuhur asamalarindadir.
Yorum