Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

celal ve cemal aynasında kadın- cevadi Amuli

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    celal ve cemal aynasında kadın- cevadi Amuli

    eserin önsöz'ünden:

    Rahman ve Rahim olan Allahin adiyla ve O'ndan yardim dileyerek:
    "kadinlarin akillari cemallerinde, erkeklerin cemalleri ise akillarindadir"

    Her varlik, ilahi siimleren bir isin disa vurumudur.
    cünkü Allahin zati sifatlarindan degilde fiili sifatlarindan olan yaratma, yaraticinin, cesitli yaratiklarin cehresinde tecelli etmesinden ibarettir.
    nitekim Hz.emirul müminin a.s söyle buyurmaktadir: "yarattiklarina yarattiklariyla tecelli eden Allaha hamd olsun" (nehcul belaga, hutbe 108)

    Tecelli, kuran ve ehl-i beytin zikrettigi, tedbirli, uzagi gören ve derin düsünen salikleri kendisine cezbeden en güzel kavramlardan biridir.

    cünkü, salik, arastirmaci düsünürün yaptigindan cok akilli, bilgin kimsenin hedefledigi isaretten hoslanir.
    O hicbir zaman Hak semtinin (kûy) kervaninin can sesini duymakla yetinmez, ayrica ilimden ayn'a, kulaktan kulaga gecmek icin cabalar.

    Hakkin tecellisi, süphe gibi cesitli makam ve asamalarda kendini gösterir. onlardan bir kismi, saglam, sabit ve kendini dimdik tutan dagin parcalanmasiyla ortaya cikar:
    "Rabbi daga tecelli edince, onu paramparca etti, Musa da bayilarak yere düstü" (Araf 143)

    bir kismi ise aciz ve zavalli kimselerin ayaga kalkma makamlaridir. bu makam onlari zilletin en asagi noktasindan izzet ve onurun en üst noktasina ulastirir; nitekim mustazaflarin yükselip müstekbirlerin alcalmasi bu sekilde olmaktadir.

    Tecelli derecelerinde görülen süphe, zuhur mertebeleriyle ilgilidir.
    irfanda, aski hikmetin, üzerine bina edilerek düzenlendigi varlik (vucud) mertebeleriyle degil, zuhur mertebeleriyle saglanir.
    cünkü bütün durumlaiyla yaratilis alemi, kendisinin, varlik temelinde payi bulunup essiz olan ilahinin benzeri olmasi drumuna göre cok az bir öneme sahiptir. dolayisiyla onun siddet ve zaafi, varlik asamalarinda degil zuhur asamalarindadir.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

    Hakkin tecellisi, bazen ölümle kendini gösterir, bazen yasamla, hem ölüm melei, hem de yasam meegi Allahin tecellisidir: biri canlilara can verme esnasinda ortaya cikar, digrei ise onlardan can alma esnasinda.

    bu nedenle Hz. imam seccad (a.s) insan ruhunun hz. azrail tarafindan kabzulunmasi olayini, ölüm meleginin gayb perdelerinden tecelli etmesi seklinde yorumlayarak söyle buyurmaktadir: "...ölüm melegi, onu kabzetmek icin gayb perdelerinden tecelli etti"

    Hakkin, insani bu yolla öldürmesi O'nun tecellisidir. kuskusuz diriltmeside bir baska tecellisidir.

    imkan alemi konusunda en uygun tabir, alamet ve isaret anlaminda ayettir. ayet, zengin ve güclü kuran kütürünü icermektedir.
    her mümkün varlik, zat, sifat ve fiiliyle tamamen nisansiz olan Allahin isareti oldugu icin kendinden bir seye sahip degildir.

    aksi taktirde ayet degil, perde/örtü olurdu.
    cünkü hicbir bagimsiz sey, kendi disindakini göstermez.
    kaldi ki bagimsizlik zanni düsüncesi de sehadet (suhud) perdesi olup müteccelli olan Allahi görmeye müsade etmez.
    halbuki hangi yöne bakilsa Allahin feyz cehresi acik olarak görülür:
    "her nereye dönerseniz, Allahin yüzü orasidir." (bakara 115)

    Fakat bencillik veya özverilik zanninin perdesi altinda hareket eden kuruntulu ve kibirli insan, hakki görmekten mahrum olur.

    Allah bilesik olmayan/saf hakikat oldugu ve kesretten (cokluktan) uzak bulundugu icin O'nun zati sifatlari, zatinin aynisidir.
    O'nun sifatlari ve zati birdir.
    dolayisi ile O'nun güzel isimlerinin hepsi, bir ve tek zatin ayetiir.
    yani her isim, bütün zati, vasfi ve iili kemalleri icermektedir.
    ilahi isimlerin farkliligi, kusatici ve kusatilir olmaktan ve diger siniflandirmlardan öte sadece kemallerin aciga cikmasi ve gizli olmasinda kendini göstermektedir.

    her isim, ilahi isimlerin tamamini kapsamakta ve yansitmaktadir, fakat kemallerin acik ve gizli olusunda isimler arasinda farklilik vardir.
    dolayisiyla sözkonusu kemaller, bilfiil her isimde zuhur etmese de, her ismin mazhari, (ayeti görüngüsü) diger isimlerin kemallerine sahiptir.



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

      ilahi isimlerden olan celal ve cemalin cesitli görüntü ve yansimalari vardir.
      fakat Hakkin celali, cemalinde, cemalde celalinde gizli oldugu icin, ilahi celalin mazhari olan sey, kendi icinde Hakkin cemaline, Allahin cemalinin mazhari olan sey de kendi icinde ilhi celale sahp olacaktir.

      cemalin celal elbisesinde gilenmesi konusunda, kisas ve sabunma ayetlerinden acik örnekler cikarilabilir.
      yani celalin görüngülerinden ve özel ordularindan sayilan kisas, idam, öldürme, kan dökme, kahr, intikam, öfke, otorite, hegomanya, istila, galibiyet/zafer ibi hüküm ve hususlar, cemalin görüngülerinden ve özel askerlerinden sayilan diriltme, kani koruma, sevgi, dostluk, sifa, memnuniyet ibi hususlari icerisinde tasimaktadir. nitekim celal ve cemal sahibi Allah söyle buyurmaktadir:
      "ey temiz akil sahipleri, kisasta sizin icin hayat vardir..." (bakara 179)

      yani bu acik idam, kendi icinde diriltmeyi (ihya) tasimakta ve baskalarinin zalimce öldürülmelerine engel olmaktadir. bireysel ölüm, toplumu, sosyal yasami temin etmektedir. bu etkisi cabuk gecen ezis/yok edis, sürekli bir sevgi ve dostlugu beraberinde getirmektedir. nitekim yabancilarin saldirilarina karsi kutsal savunu ve savas hakkinda Allah söyle buyurmaktadir:

      " ey iman edenler, size hayat verecek seylere sizi cagirdigi zaman, Allaha ve Resulüne icabet din..." (enfal 24)

      bu ayet, savas ve savunma ayetlerinin siyakinda nazil olmsutur.
      ayet, Allah yolunda ölümü yok olus olarak bilip cihad etmeyi ve savunmayi zeval zanneden kimselerin kuruntusunu ortandan kaldirmak icin sözlü senet niteligi tasimaktadir.

      ayetn icerdigi anlamin özü sudur: zora, baskiya karsi savas, eziyet ve despotluga baskaldiri, batilla savasa cikma gibi durumlar, her ne kadar ilahi celalin isaret ve görüngüleri olsalar da hak ile baris, adalet karsisinda teslimiyet, kendisinin ve baskalarinin hayatini emniyete almak gibi Allahin cemalinin görüngülerinden olan hususlari bünyelerinde barindirmaktadirlar. Elbette semavi hüküm ve emirlerin hepsi, hayat kazandirir. dolayisiyla cihad ve savunmaya özgü bir hayat kazandirma yoktur.

      fakat sözkonusu ayet, batilla savas, hak yolunda fedakarlik ve infak hakkinda nazil olmustur.

      Allah, savas icin güc seferberlii istemekte ve savunma tellallarinin davetini kabul etmenin, insanlarin hayatlarini saglama alacagini söylemektedir.

      nitekim Allah, bir baska ayette, kiyam, cihad, gayet, mücadele, zulumle savas sahnesine cikma gibi durumlardan sonra yüce sehadet makamina erisme konusunda söyle buyurmaktadir:
      "Allah yolunda öldürülenleri sakin ölüler sanmayin. hayir, onlar, Rableri katinda diridirler, riziklanmaktadirlar" (Al-i imran 169)
      [/color]

      (devam edecek)


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

        Görüldügü gibi Allahin celal alameti/mazhari olan savunma, hem bireysel ve toplumsal yasami temin eden, hem de saglam dünya ve ahiret hayatina kefil olan fakördür.

        iste bu, cemalin celal elbisesinde gözlenmesi, celal elbisesinin, cemalin merkezî cekirdegini icermesidir.

        Dikkat etmek gerekir ki, kahr/siddet ve sevgi/dostlugun uyumlulugu, celal ve cemalin uyumlulugu, kisas ve savunma gibi anilan meselelere özgü degildir.

        aksine bu, bütün seriatte saklidir ve seriatin tüm durumlarinda görülür.
        öyle ki her sevgi nefrette, her istiyak usancta gizlidir. bu yüzden söyle buyrulmaktadir:
        "savas, hosunuza gitmedigi halde üzerinize yazildi. olur ki hosunuza gitmeyen bir sey, sizin icin hayirlidir..." (bakara 216)



        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

          Yani zahiren ser sayilan ve nefretin/kötülüün mayasi olan savas, kendi icinde iyiligi tasimaktadir ve sizin sevginizin temeli olacakti.
          Ailevi meselelerde de bazi ahlaki musibtlere tahammül, görünüste ser sayilabilir, ancak aileyi saglam temellere oturtma ve nesli muhafaza eetme gibi sayisiz hari kendi icinde tasimaktadir. nitekim söyle buyurulmaktadir:
          "...belki bir sey hosunuza gitmez, ama Allah onda cok hayir kilar" (nisa 19)

          özetle ilahi teklif, külfet, zorluk ve eziyeti beraberinde getirse ve Allahin celalinin gösergesi olsa da aslinda Allahin cemelinin ayeti olan sereflendirmeden baska bir sey degildir.

          bunun icin her mükellef müserref olacak, sereflenecektir.

          ilahi düsturlara uymanin getirdigi bu gecici külfet, zorluk ve zahmet, ebedi serefi hediye edecektir.
          bundan öte kurani kerim, abdest, gusül ve teyemmüm gibi buyruklardan sonra "Allah sizi temizlemek istiyor" buyurmaktadir. yani, bu zahiri teklif, gönülün cemalini temin eden manevi temizligi getirmektedir:
          "..Allah, size güclük cikarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. umulur ki sükredersiniz." (maide 6)

          ayni sekilde zekat, zahiren mali eksilmesinin kaynagidir. fakat zekatin icine büyüme ve artma gibi özellikler yerlestirilmistir: "Allah faizi yok ederde sadakalari arttirir..." (bakara 276)
          "ama Allahi yüzünü (rizasini) isteyerek vermekte oldugunuz zekat ise, iste (sevap ve gelirlerini) kat kat rttiranlar onlardir." (rum 39)


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

            cemalin celal elbisesi altinda gizlenmesinin delili, cennetin, zorluk, istirap ve zahmetlerin, seyr u sülukun güclüklerinin, kücük, orta ve büyük cihaddaki sabir ve tahammülün icinde yer almis olmasidir:
            huffetil cenne bil mekarih.
            celal de bazi cemallerin icinde gizlenmistir: huffetin nar bis sehavat.
            cünkü sehvet, lezzet, zevk, sevinc, eglence vb. hususlar, cemalin görüngüleridir ve eger islah edilmez, iyi yöne kanalize edilmez ve helal sinirini asarlar, hayvani yönde öne cikarilirsa, iclerinde Allahin kahrini barindirdiklarindan celalle karsi karsiya kalinir.

            cemalin celal cehresine bürünmesinin en iyi örnegi, sevginin kahr elbisesinde gözlenmesinin en önemli delili, cehennmin ve diger elem verici azaplarin durumunu aciklayan ayetlerdir.

            nitekim Allahin özel nietlerini zikretmek icin inen, dealarca tüm mükelleflerden itiraf isteyen ve her türlü yalanlama yolunu onlara kapatan Rahman suresinde, cehennem ve onun eritici alvleri, özel ilahi nimetler olarak bildirilerek herkesten, yalanlamalarinin reva olmadigina, cehennem azabinin varliginin ve nimet olusunun yalan sayilamayacagina dair ikrar alinmaktadir:
            "iste bu, suclu-günahkarlarin kendisini yalanlamakta olduklari cehennemdir. onlar, kendisiyle alabildigine kaynar hale getirilmis su arasinda dönüp dolasirlar" (rum43-44)

            cehennem azabi, celalle cemalin uyumlulugunu ve bütünlügünü gösterdigi gibi isti'sal (toptan-kökünü kurutarak yok etme), tedmir (kökünü kaziyarak ortadan kaldirma) vb. dünya azaplari da kahr ve sevginin, ceza/eziyet ile nimetin bütünlügünü göstermektedir. nitekim ayetlerde söyle buyurulmaktadir:
            "dogrusu si'ra (yildizi)nin Rabbi de O'dur. dogrusu, önce gelen Ad halkini da o yikma ugratti. semudu da. böylelikle (o halklardan kimseyi) birakmadi. daha önce nuh kavminide. cünkü onlar daha zalim ve daha azgindilar. (lut kavminin) alti üstüne gelen sehrilerini de yerin dibine gecrdi. böylece ona (o topluma) sardirdigini sardirdi. öyleyse Rabbinin hangi nimetlerinden kuskuya düsmektesin" (necm 49-55)


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

              ALLAH RAZI OLSUN PAYLAŞIM İÇİN

              Yorum


                #8
                Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                cümlemizden insaAllah kardesim sagol
                (devami gelecek)


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                  [quote author=www.behesti.com link=topic=1303.msg5432#msg5432 date=1234297545]
                  ALLAH RAZI OLSUN PAYLAŞIM İÇİN
                  [/quote]
                  Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                  İmam Ali (a.s)

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                    Allah razı olsun emeğinize sağlık..

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                      (Allah cümlemizden razi olsun)

                      Görüldügü gibi ayetler, azginlarin (tagutlarin) altüs olmasini, tugyan ve haddi asma düzeninin yok edilmesini ilahi nimetlerden sayarak bu konuda hic bir süpheyi reva görmemektedir.

                      Gerci Allahin nimetlerini inkar etmenin ve onlara nankörlük etmenin, anilan kavimlerin cezasi gibi bir cezasi vardir. fakat yukaridaki ayetlerin zahirinden anlasildigina göre zulüf düzeni ve toplumunu yok etmek, mahrum ve zavalilara ilahi sevgi ve sefkate dayanmaktadir.

                      Yani o sevgi ve cemal, kahir ve celal elbisesinde uhur etmistir.

                      mahrumlarin yükselisi, sabir ve tahammül kevserinin , batar (nimet ve refahtan simarma) ve eslerin (asiri sevincten simarip kibre kapilmak) tekasürüne galip gelmesi icin müstekbirlerin düsüsüyle icice gecmistir.

                      Kahr ve sevginin bu icicligi, her varlikta, o varligin varlik alaniyla dogru orantili olarak kendini gösterir. yani icicelik, soyut varliklarda, yetkin varliklardan, yetkin valiklarda da eksik varliklardan daha güclüdür, hepsinin üstünde olan Allahin en kutsal zatinda ise tam mükemmellige ersir.

                      Kesretin varlik alaninin ve maddenin bölgesinin toplumsal olarak zuhuru, az oldugu icin, bu bölgede cemal ve celal vasfinin birik ve uyumlulugu, duyumsanmaz, aksine bazen sevisiz kahrin gösergesi, bazende kahirsiz sevginin yansimasi olarak görülür.

                      fakat hakimlerin delil ve irfani,duyu üzerinedir. onlar, duyu ve duyumsamamanin eksikligini, kavramsal cözümleme veya suhudi tazimle telafi ederler. cünkü birseyin, hak tealanin ayeti olupta onun tüm niteliklerini göstermesi mümkün degildir.


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                        Elbette ayet olma ve nitelik gösterme bicimi yönünden onlar (ayetler) arasinda farklilik vardir.
                        insan-i kamil, bütün mümkün kemallere sahip olmak yönünden tüm isimlerin görüngüsü oldugu icin bu birlik ve bütünlügü, ier varliklardan daha iyi gösterir.
                        bu yüzden, Rasul-i ekrem (s.a.a), uhud savasi esnasinda onca eziyet, cefa ve izdirap cekmesine ragmen, müsriklere beddua önerisini reddederek söyle buyurmustur:
                        "ben. lanetleyici olarak gönderilmedim. aksine davetci ve rahmet olarak gönderildim. Allahim kavmime hidayet ver. cünkü onlar bilmiyorlar"

                        kuran, kahr ile sevginin bu iciceligini güzel ayrilik (hicr-i cemil) olarak isimlendiriyor. hz. Muhammede hicr-i cemil emredilmisti:
                        "onlarn demelerine karsi sen sabret ve onlardan güzel bir ayrilma /hicr-i cemil) tarziyla kopup ayril" ( müzzemmil 10)

                        ayni sekilde peygamberin, ilahi buyruk karsisindaki asil görevi sabr-i cemildir:
                        "su halde güzel bir sabirla sabret" ( mearic 5)

                        bu mutlu birlikteligin acik bir seklini, yusufun (a.s) hicranina ve cocuklarinin sevgisizligine mübtela olan yakubun (a.s) kissasinda görmek mümkündür. nitekim kuran söyle buyuruyor:
                        "...hayir dedi. nefsiniz, sizi yaniltip (böyle) bir ise sürüklemis. bundan sonra (bana düsen) güzel bir sabirdir. sizin bu düzüp uydurduklariniza karsi (kendisinden) yardim istenecek lan Allahtir." (yusuf 18)


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                          insan-i kamilin kapasitesi, bu iki seckin sifatin birlik ve bütünlügüne sahip olup külli ve cüzi meselelerde onlarin dengesini koruyabilecek güctedir.
                          Bu nedenle siyasi ve askeri meselelerde Rasuli ekremin kahr celali, sevgi cemaliyle karismisti. kültürel konularda da ikisi iciceydi:
                          "biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasindakilerini hakkin disinda (herhangi bir amacla) yaratmadik. hic süphesiz o saat de yaklasarak gelmektedir, öyleyse (onlara karsi) güzel davranislarla davran" (hicr 85)

                          O, cüzi ailesel meselelerde de celalle cemalin iliskisini korumaktadir. nitekim su ayet buna isaret etmektedir:
                          "ey peygamber, eslerine söyle: eger siz dünya hayatini ve onun süslü cekiciligini istiyorsaniz, gelin sizi yararlandirayim ve güze bir salma tarziyla sizi salivereyim" (ahzab 28)

                          insan-i kamilinahlakinin özü, kurani kerimdir.
                          her ikiside yüce bir makamdan tecelli etmistir.
                          su farkla ki biri gönderilmis (mürsel), digeri ise indirilmis (münzel) dir.
                          indirilmis olan kuran, digerinin (peygamberin) sahipliginde indirilmistir.
                          yani kuran, insan-i kamilin maiyyetinde nazil olmustur, insan-i kamil, kuranin maiyyetinde gönderilerek risalet bulmus degil:
                          "...O'nunla birlikte indirilen nuru izleyenler.." (araf 157)
                          ayeti buna isaret etmektedir. bu nedenle kuran da ilahi cemal ve celale sahip olup kahr ve sevgiyi bütünlestirmistir. nitekim Allah, kurani hem sifa veren ve dertleri gideren bir ilac olarak tanitmakta, hem de dert getirici, hasar ve zarara sokucu etken olarak tanimlamaktadir:
                          "kurandan müminler icin sifa ve rahmet olan seyleri indirmekteyiz. oysa o, zalimlere kayiplardan baskasini arttirmaz" ( isra 82)

                          kuskusuz kuranin sifa ve rahmet olusu bir acidan, zarar vermesi ve mahvetmesi ise baska bir acidandir. ayni sekilde hidayet vermesi acidan, saptirmai ise bir baska acidandir::
                          "(oysa Allah) onunla bir cogunu saptirir, bir counu da hidayete ulastirir. O, bununla ancak fasiklari saptirir" ( bakara 26)



                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                            Ayetlere dikkatlice bakildiginda mesele anlasilacaktir.
                            her iki ayette belirtilen vasfa verilen hükmün nedeni, o vasfin hastaligi olarak gösterilmektedir.
                            yani birinci ayette zulüm vasfi, ikinci ayette ise fisk sifati, zalim ve fasikin bir hasta gibi ele alindigini göstermektedir.
                            bu hastanin sinir sisteminde felaket meydana gelmistir, dolayisiyla taze sulu ve tatli meyveyi hazmedememektedir.
                            kendisine taze meyve sunuldugunda, kabul etmek yerine tepki göstermektedir.
                            bunun icin onun hastaligi artmaktadir. yoksa hastalik bizzat kurandan kaynaklanmamaktadir.

                            ayni sekilde dalalet ve hüsrand, kuranin selbî sifatlarindan olup O'nun kutsal sahasindan uzaktir.
                            fakat Allahin kahir göstergesi olan bu gecici saptirma (idlal ve ikincil hüsran, o ilk, devamli, zati ve asli hidayetle ve de o devamli sifa ile uyumlu olacaktir.

                            kurani kerime göre yaratilis, cemal ve güzllikle mezcolmustur, hem nefsi güzellik ve cemalle, hem de göreceli güzellik ve cemalle: ister somut varliklar alaninda, isterse soyut ve manevi varliklar alaninda. fakat gerek maddi, gerekse soyut olan her varligin nefsi güzellik ve cemali haddizatinda iki ayetten cikarilmaktadir: birincisi,
                            "Allah, herseyin yaraticisidir" (zümer, 62)
                            ayetidir. bu ayt, Allahtan baska her seyin, zat-i akdes-i ilahin (Allahin en mukaddes zatinin) yaratigi olduguna delalet eder. bu yaratik, ister soyut, isterse somut, ister zatlardan, isterse sifatlardan olsun farketmez.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                              ikincisi ise:
                              "ki O, yarattigi herseyi en güzel yapandir..." (secde 7)
                              ayetidir.
                              bu ayet de, Allahin yarattigi her seyi, güzel (cemal sahibi) yarattigina, varliklarin varliksal konum bakimindan hic br nefsi kusur ve noksanlarinin bulunmayacagina delalet etmektedir.

                              bu kusursuzluk ve noksansizlik, ister madde, isterse mana alaninda, ister esyanin zatlari, isterse nitelikleri acisindan olsun, farketmez.

                              ancak bazi varliklarin diger bazi varliklara oranla göreceli güzellik ve cemali, bir kac hususu incelemekle ortaya cikarilabilir. bu hususlardan biri
                              "süphesiz biz, yeryüzü üzerindeki seyleri ona bir süs kildik..." (kehf 7)
                              ayetidir. ayet sunu demek istemektedir: biz yeryüzünde bulunan seyleri, dogal acilardan yeryüzünün süsü kilarak, yer küresini onunla süsledik, dieri ise
                              " hic süphesiz biz dünya gögünü cekici bir süsle, yildizlarla süsleyip donattik" (saffat 6)
                              ayetidir.

                              bu ayetlerden, maddi varliklarin birbirine oranla göreceli cemal ve zinetleri anlasilmaktadir.


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X