Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

celal ve cemal aynasında kadın- cevadi Amuli

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

    "...Allah, size imani sevdirdi, onu kalplarinizde süsleyip cekici kildi ve size küfrü, fiski ve isyani cirkin gösterdi..." (hucurat 7)

    ayetinden ise Allahin imani, gönüllere sevdirdigi, insanlarin gönül süsü yaptigi ortaya cikmaktadir. insan ruhu, maddi degil soyut oldugu gibi iman da maddi degil, manevi bir seydir, bu manevi sey, yani iman, o soyut seyin, yani insan ruhunun/gönlünün güzelligi ve cemali olmustur.

    elbette tekvini güzelligin göreceliden farkli olusu ve rahmani cemalin seytani süsten ayri olusu, kurani kerimde genis bir sekilde aciklanmistir.

    cemalin maddi ve manevi olarak siniflandirilmasi hususu, kurani kerimde yer aldigi gibi velayet sahiplerinin, kuranin asil dostlarinin ve müfessirlerinin sözlerinde de yer almaktadir. nitekim hz.emirul müminin Ali a.s'in sözlerinde de ayni konu ele alinmistir:
    "dis güzelik (cemal), sekil güzelligidir. ic güzellik ise ruh ve mahiyet güzelligidir." "niyetin güzelligi, insanin ic dünyasinin güzelligi (cemali)dir.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #17
      Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

      Kuran dilinde ve ehl-i beytin sözlerinde, cemale ve güzel (cemil) ise tesvik vardir. nitekim Allah hayvanciligin ekonomik yararlarindan söz ederken onun cemalinden faydalanmaya isaret ederek söyle buyurmaktadir:
      "aksamlari getirir, sabahlari götürürken onlarda sizin icin bir güzellik (cemal) vardir." (nahl 6)

      yani koyunlari,aksamleyin otlaktan getirme ve sabahleyin otlaga göürmede sizin icin bir güzellik bulunmaktadir.

      Hz.linin sözlerinde de takva sahibi insanlarin, ibadette husu icinde olduklari, yoksulluk ve ihtiyac halinde ise güzellestikleri belirtilmistir.
      hz.Ali, kumeyle ögüdünde söyle buyurmustur:
      "ilmin marifeti, kendisine itaat edilen dindir. insan, onunla hayatinda itaati elde ederken vefaatindan sonra güzel sözler kazanir ve güzel bir efsane olur" "güzellesmek ve süslenmek , müminlerin ahlakindandir"

      imanli kimselerin niteliklerinden olan bu süslenip güzellesme, cemalin her iki kisminida kapsamina alacaktir, gerci manevi güzellige (cemal) göre daha fazla icerigivardir. bu yüzden hz.Ali a.s oglu hz. hasan a.s'a söyle buyurmustur:
      "..isegin, güzelligi (cemali) senin icin baki kalan ve vebali senden uzaklasan sey olsun. mal senin icin baki kalmaz, sen de onun icin baki kalmazsin"

      su halde insanin cemali (güzelligi), bu marifet ve faziletlerde olacaktir.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #18
        Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

        Anilan hususlarda kadinla erkek arasinda bir fark yoktur.
        cünkü onlarin hepsinin odak noktasi, insandir. erkeklik ve kadinlik özelliginin, gercekte insan ve iman gibi hususlar söz konusu oldugunda bir etkisi yoktur.
        hz.Alinin "kadinlarin akillari güzelliklerinde, erkeklerin güzellikleri ise akillarindadir" hadisi serifinden nteliksel bir anlam degil, buyruksal bir anlam cikarilabilir.

        yani hadis-i serif, iki tür insan ntelemek amaci gütmektedir. bu sözden hareketle "kadinin akli, güzelliginde toplanir, bununda kötü ve kinanacak yönü vardir, fakat erkegin güzelligi, aklinda toplanir, bununda övülecek yönü vardir" gibi bir sonuca varilamaz.

        aksine onun anlaminin mesaj ve buyruk verici bir icerigi vardir. yani erkek, insani ve akli düsüncesi icierisinde sanatini ve maharetini göstermekle görevli oldugu ve gösterebilecegi gibi kadin da insani akil ve düsüncesini, söz, davranis, karsilikli konusma, karsilasma ve sosyal iliskisinin güzelligi icerisinde ortaya getirmekle görevlidir ve ortaya da getirebilir. sözgelimi kadin, hz. ibrahimin esinin kutsallik ve temizligini, onun meleklerle karsilasma seklini, annelik müjdesini duyma tarzini, saskinlik halini ve nazikce tepki göstermesi olayini aciklayan ayetleri gündeme getirebilmelidir.
        "böylece karisi cigliklar kopararak geldi ve yüzüne vurarak: kisi, yasli bir kaidnmi dogum yapacakmis? dedi" (zariyat 29)

        "karisi da ayaktaydi, bunun üzerine güldü. biz de ona ishaki, ishakin arkasindan da yakubu müjdeledik" (hud 71)



        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #19
          Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

          Aynen akli nadideler gibi olan bu sanat nadideleri hic bir zaman sanatkar ve marifetli erkekler icin kolay olmayacaktir. nitekim okumus, egitim görmüs, sehadet ve fedakarlik marifetlerinin bilincinde olan bir kadin, sevgili anne rolünde cocuunu cihada tesvik eder ve ugurlarken nadide aklini, zarif sanat elbisesinde gösterme veya savas meydanindan galip olarak dönmüs yorulmak bilmez savasci cocugunu karsilarken agir akli düsüncesini sevk, umut, beklenti vb. güzelliginin elbisesi icerisinde ortaya koyma gücüne sahiptir. becerikli/sanatkar erkeklerin de zarif sanat ve becerileri, nadide aklin elbisesi icerisinde gösterme gücleri vardir.

          özetle kadin, hikmet nadidelerini sanat/beceri zerafetlerinde göstermeli, erkek de sanat/beceri zerafetlerini hikmet nadidelerinde göstermelidirler.

          yani kadinn celali cemalinde saklidir. erkegin cemali ise celalinde tecelli eder.

          bu is bölümü, kadin icin bir alcalma/kinanma olmadigi gibi, erkek icinde bir övgü degil, aksine onlardan her biri icin pratik bir kilavuz emridir.

          hekes keni özel isini yapmakla görevlidir, kendine özgü emri yerine getirmesi durumunda övgüye layik, getirmemesi durumunda ise kinanmaya müstahak olacaktir.

          kadinla erkegin farki, dogru düsünceleri gösterme tarzinda ortaya cikar. yoksa kadinda erkek gibi ilim ve bilgileri alma/ögrenme liyakatine sahip olup bu liyakatini göstermesi durumunda kadina takdir ve övgü gerekir. erkek de, zarif sanat ve becerileri gösterme liyakatine sahip olup bu liyakatini ortaya koymasi durmunda erkek icin övgü ve taktir gereklidir.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #20
            Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

            su noktaya dikkat etmek yararli olacaktir:
            Kadin sinifi icin zikrlunan hüküm ve nitelemeler, iki kisimdir: birincisi, kadin olmakla ilgili husulardir. bu husular, caglar boyunca bir farkliliga ugramamislardir, örtünün, iffetin, ibadet boyutlu ve ibadet boyutu olmayan yüzlerce hükmün gerekliligi gibi. bunlar kadina özgüdür ve hicbir zaman degismezler.

            Kadinlarin ortak yönü noktasinda da kadin bireyler arasinsa hicbir fark yoktur.

            ikincisi ise kadin olmakla ilgili degil, aksine kadinin egitim sekli ve yetisme ortamiyla lgilidir. eger kadinlar, dogru bir ögretim ve yogun bir egitim isiginda yetisir, erkekler gibi düsünceye yönelirse, erkeklerden bir farklari yotur. bazen bir farklilik bulunursa, bu, erkeklerin kendi aralarinda görülen bir farklilik gibidir.

            sözgelimi eger yetenekli kadinlar, ilim havzalari ve üniversitelere girseler, erkek ögrenciler gibi ilahi marifetleri ve ilimleri ögrenmekle mesgul olsalar, dünya görüsü, insani tanima, dünyayi tanima, ahireti tanima ve diger islami meseleler bakimindan ögrencilerle ortak derslerde tam bir bilgi ve bilinc elde etseler ve onlarin dinsel ögretim ve tebli sekillri, din adamlarinin ki gibi olsa - ki bir grup kadin, simdi islam devriminin bereketiyle böyledir- acaba yine de kadinlari alcaltan ve kinayan rivayetlerini kadinlarla istisareden kacindiran hadislerin ve kadinlarin akillarinin kitligini dile getiren delillerin kesinlik ve mutlakligindan bahsedilebilirmi? ayni ekilde birinci kisim gibi o delllerin hepsinin konusu, kadin olma yönünden kadinin zatimidir? söz gelimi hz.Alinin kadinlarin akillarinin zayif ve kit olduguna dair sözleri böylemidir? hz.Ali söyle buyuruyor:

            "ey erkeklik/mertlik izleri tasimayan namertler! ey cocuk ve kadin akillilar" "kadinlarla istisare etmekten sakin cünkü onlarin görüs ve düsünceleri noksan, sabir ve azimleri ise zayiftir"

            burada arastirmaci, düsünen, bilgin kadinlardan söz edilmiyor.
            onlarin (söz konusu erkeklerin) akillari kadinlarin akillari gibidir. onlar, bedenlerinin kadinliklari nedeniyle teorik akil noktasinda cocuk akillidirlar. pratik akil noktasinda ise irade, karar ve aimleri zayif ve direncsizir. ya da bu fadeler, harici üstünlük bakimindandir. onun kaynagi ise bu kiymetli sinifi, ögretimden, bilimsel calismalardan uzaklastirmak, bu güclü grubu dogru terbiye ve eitimden yoksun birakmaktir. halbuki onlrin egitim-ögretim sahnesine cimasi icin uygun sartlar hazirlansa kesinlikle üstünlük tersi dogrultuda olacaktir. en azindan isin icinde kinama ve hor görmenin kaynagi olacak bir üstünlük yoktur.

            Kisaca azim ve sabir zayifligi (vehn-i azm) örtü, ifet gibi birinci kismin hükümlerinden olan meseleler gibi olmayacaktir. bazi kadinlarin zekilik ve dakiligi köklüdür, eskilere dayanir. ögüt kabul etmede onlarin erkeklere önceliginin tarihsel delil ve taniklari vardir.islam, hicaz toppaklarinin büyük cahiliye ortaminda yeni bir din olarak ortaya ciktiginda, onun hak bir din olusu, teorik akil yönünden yüksek bir zekaya gereksinim duymustur.

            islami kabulu etmek, pratik akil yönünden ise her ürlü tehlikeyi gögüsleyecek selik gibi bir azim ve sebata muhtac olmustur. bu yüzden o kosullarda digerlerinden önce müslüman olan kimse, özel bir seckinlik ve öncelikten nasipleniyordu. bu öncelik, o kimsenin failetlerinden sayiliyordu. cünkü bu, sadece cevhersel degerin ölcüsü olmayan zamansal veya mekansal öncelik degildi, ayrica öz cevherin deger alani olacak rütbesel ve makamsal öncelikti. nitekim hz.Alinin müslümanliginin önceligi onun resmi faziletlerinden sayiliyordu.

            buradan eslerinden önce hanif islam dinini kabul ederek onun hakkaniyetini istidlal yoluyla teshis eden ve saglam bir aimle islamin hak din olduguna iman eden kadinlarini akilli ve zeki oldugu sonucu cikarilabilir. halbuki bir cok erkek sadece islai kabul etmekten cekinmekle ve onun gercek ve dogrulugu konusunda süphe tasimakla kalmayip ayni zamanda bir sonuc elde edemeseler de islamin nurunu söndürmek icin cok acik/yogun gayretler gösteriyorlardi.


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #21
              Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

              Malik b. Enes (H.95-176), Muvatta adli eserinde, sunu nakletmektedr: Bazi kadinlar, kocalari kafir olduklari halde islama girmislerdi. sözgelimi Velid b. Mugirenin kizi böyleydi. O, Safvan b. ümeyyenin esiydi ve kocasindan önce müslüman olmustu. ayni sekilde Haris b. hisamin kizi ümmü hakim, kocasi ikrime b. ebi cehl'den önce islami kabul etmisti.

              Beser toplumu, bireyleri arasinda ic ilgi ve ariligi temin edecek neden ve etkenlere muhtactir.
              sirf siyasal, askeri, ekonomik vb. yasa ve kurallar yeterli degildir.
              diger yandan büyük beseri toplumu,kücük ailesel toplumun gerceklesme etkeni olmaktadir. ailenin üyeleri arasinda sevgi, sefkat ve ilgi faktörü olusmadigi sürece onlardn resmi toplumun olusmasi esnasinda hicbir zaman toplumun birimleri arasinda ic temizlik/saflik yardimlasma ruhu ve dostluk bagi meydana gelmeyecektir. Aile bireyleri arasinda sevgi, sefkat, bagislaa ve fedakarlik gibi ögeleri yasatan en önemli etken aile üyeleri arasinda anne ruhunun tecelli etmesidir.

              cünkü her ne kadar baba toplumun, yani ailenin idari ve icrai islerini (yürütmeyle ilgili) uhdesine almissa da sevgi, dostluk, vefa ve ilgi üzerine kurulmus br ailenin temeli annedir.

              Anne, her biri digerine bagli olan cocuklarin yetisip meydana gelmesinin kaynagidir. bir kadindan dünyaya gelen bireyler, insani fedakarlik ruhu, bitkiler alaninda cikmayan bir agacin meyveleri gibi degildir.

              insai yardimlasmadan yoksun, aralarinda özel beseri bag yansimayan disi bir hayvanin cocuklari gibi de degildir. ister dolaysiz, isterse dolayli olarak birbirlerine karsi merhametli ve sevgili olup fitri baglarini dinsel egitim ve ögretimlerinin isiginda gelistirirler.

              (buradan öteye bu kiymetli eserden aldigim notlari aktaracagim)


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #22
                Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                Kain, öncelikle yabanci bir erkegi kendisine yakinlastirmakta, ikinci olarak da nesli cogaltip iki aileyi sihriyet yoluyla birbirine baglamaktadir. ücüncü olarak ise emzirme yoluyla yabanci bireyleri mahrem yaparak emzirme bagini sihriyet bagi gibi akrabalik bagina yaklastirmaktadir. iste meselenin asli budur.

                ister erkek isterse isterse kadin her siniftan bütün insanlar (cünkü nas kelimesi, bütün insanlari kapsamina alir) bir öze ve cevherden yaratilmislardir, "istidat, kabiliyet ve egilim bakimindan bütün bireylerin yaratilis kaynagi" (mebde-i kabili) bir ve aynidir.

                ikinci olarak ilk erkegin esi olan ilk kadin da ayni öz ve cevherden yaratilmistir, ne baska bir öz ve cevherden, ne de erkegin bir paraziti, artigi veya parcasi olarak degeil.

                Allah ilk kadini, bütün erkek ve kadinlari yarattigi kök ve özün aynisindan yaratmistir.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #23
                  Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                  Zürare b. Ayan , hz.imam sadik'a (a.s)
                  "bizim yanimizda, Allahin havvayi ademin sol kaburga kemiginin sol bölümünden yarattigini söyleyen kimseler var. (bu dogrumu?)"
                  imam sadik söyle buyurmustur:
                  "Alah böyle bir isnaddan hem münezzeh, hem de daha üstündür... bu kimseler, Allahin ademin esini, onun kaburga kemiginden baska bir seyden yaratma gücüne sahp olmadiginimi söylemek istiyorlar? bu, seni kimselerin eline, ademin bazi parcalari, dier parcalariyla nikahlamistir demeleri icin firsat vermek demektir...

                  Evlilikten sonra Adem, havvaya "yanima gel" dediginde Havva, "sen benim yanima gel" diyerek cevap verdi. Allah, ademe havvaya dogru gitmesini emretti. iste erkegin kadina görücü gitmesinin sirri budur. yoksa kadin erkegin grücülügüne giderdi. kuskusuz bu görücülükten maksat, bu hadiste acikca belirtilmeyen akitten önceki hutbedir.

                  Eger erkegin bir üstünlügünden söz eden bazi rivayetler varsa, onlar ya senet bakimindan eksik/kusurlu, ya da delalet yönü itibariyle noksandir. sözgelimi her iki yöndende tam olsalar bile söz konusu mesele, tam bir kullukla ilgili (teabbüdi) durum olmadigi icin fikhi meseleler gibi oun kesin olmayan zanni bir delille saglamlastirmak mümkün degildir.

                  kaldi ki bilimsel meselelerde yarari olmayan zannin siniriyla ilgili olarak su anda söz konusu olan sey, önceki noktanin isbatidir. yani ailenin, sevgi, dostluk, sefkat, ilgi ve cazibe üzerine kurulmasinda temel öge, kadindir.

                  nitekim idarecilik, harcama, iaseyi temin etme, yürütme islerin yapma, ailenin düzen alanini denetleme ve sabunma bakimindan ailenin olusumunda temel öge ise erkektir.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                    Kuranin hic bir yerinde kadin, zevce olarak ve dünya veya ahiret kadinlarindan zevcat olarak zikredilmemis, tersine yalnizca zevc ve ezvac olarak zikredilmistir!!!

                    islama göre kadinin onurunda Allahin hakki vardir, insanlarin hakki degil. kadinin hürmetini, mahremlik ve sayginligini cignemek, hic kimseye yarasmaz. onun haklarini düzenlenmesi ve herkesin onun makamini korumakla görevli olusu, dinsel hükümler arasinda yer alir.

                    örnegin bir kimse, kadinin haysiyetine saldirir, onun namusunu kirletirse kesinlikle hadde tabi tutulmalidir.

                    hic bir sey, ne kocanin rizasi ne de kadinin kendi hosnutluu, zaninin hadd cezasin kaldiramaz.
                    cünkü onun namusunda Allahin hakki vardir. namus meselesi, mal gibi degildir; bir kimse,birinin malini calsa da mali calinan affetse had cezasi kalkar. oysa kadin ve kadinin namusu, böyle degildir. maddeci bati ve dogu uygarliklari kadinin namusunu esya/mal gibi görmektedir. bu yüzden mezkur uygarliklarda ya da kocanin rizasi ile suclu aklanir ve zina dosyasi kapanmis bilinir. tipki eski cahiliye döneminde yaygin oldugu gibi. fakat hanif islam dininin gelmesiyle birlikte ne modern cahiliyye ne de eski cahiliyyeye yer yoktur.


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                      "kendilerine apacik anlatabilsin diye her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik" (ibrahim 4)

                      ayetle sabitlesmistir ki Nebiyy-i ekremin mübarek vücutlarinin rialeti, evrenseldir, dolayisiyla bütün beseri toplumlar, onun kavmidirler, o herkesin diliyle konusmaktadir. o, duyusal ilim ehli olanlarin diliyle konusmakta, deneyimlerden söz etmektedir. sirf akli ilim sahiplerinin diliyle konusmakta, kanit ve delilden bahsetmektedir. arif sahitlerin diliyle konusmakta, vicdandan söz etmektedir.

                      iste budur, Nebiyy-i ekremin mübarek vücudunun ögretim yöntemi. kuranda kadin konusunu bu üc yolla ortaya getirmektedir, yani hem deneysel, hem akli ve hem de irfan ve suhud yoluyla. kadinin büyüklügünü bu üc degisik yolla ögretmektedir, kuran bize.


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                        Ayetler, zillet ve izzeti, jutluluk ve mutsuzlugu, üstünlük ve alcakligi, hak ve batili, dogru ve yalani, takva ve fücuru, itaat ve isyani, giybet etmemeyi ve giybeti, deger ve deger karsiti meseleleri olarak görmktedir. bu vasiflardan hic biri ne erkektir ne de disi. bu degerlerle nitelenen seyleri aciklama isini üzerine alan bölüm ise bu vasiflarla vasiflanan seyin asla beden olmadigini söylemektedir. yani beden müslüman veya kafir, alim veya cahil, muttaki veya facir, dogru sözlü veya yalanci, hak yanlisi veya batil yanlisi, fazil ya da rezil degildir.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                          özellgi düsünce ve ilim olan teorik akil da ne erkektir, ne de disi.
                          isi kesf ve sühud olan gönül/kalb de ne erkek, nede disidir. ayni sekilde vasfi fücur ve takva olan nefis/ruh da ne erkek, ne de disidir. kaldi ki fücur ve takva da erkek ve disi degildir.

                          yine ilmi konularda kadin ve erkegin esit veya farkli olduklarindan da söz edilemez.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                            "sonra nutfeyi alakaya cevirdik, alakayi bir cignemlik ete cevirdik, bir cignemlik eti kemiklere cevirdik, kemiklere et giydirdik, sonra ou bambaska bir yaratik yaptik.." (müminun 14)

                            Allah, ruh hakkinda konustugunda böyle buyurmaktadir: "doganin nes'esi tamamlandigi ve maddi degisim/dönüsümler sona erdiginde, ben baska bir yaratik yarattim.

                            "sonra onu bambaska bir yaratik yaptik" yani onu baska bir sey olarak yarattik. bu sey, et, deri ve kemige benzemez.

                            aksine o doganin nes'esinden farkli bir seydir. o, cenin tamamlanmasindan sonra babmbaska bir yaratiktir. kuskusuz cenin, müzekker (erkek) veya müennes (disi) olur. fakat ondan sonra disilik ve erkeklik söz konusu degildir. kemik balama,e ti kemige giydirme (kemiklere et giydirdik) ve sekil verme esnalarinda -"Rahimlerde sizi diledigi gibi sekillendiren O'dur..." (Al-i imran 6)- erkeklik ve disilikten söz edilmektedir.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                              deger ölcütü olan sey, erkeklik ve disilikten aridir. Allah'a dönüsten söz edildiginde nefs-i mütmainneden söz ediliyor demektir. Allaha dönüs, bedensel degildir. Allaha dönüs ruhla ilgilidir. cünkü eger beden dönseydi; fiziksel ve maddi bir dönüs olsaydi, mazallah dönülen makam ve merci de maddi bir sey olurdu: vücut (beden) yaklastiginda maddi yaklasma olur. maddi yaklasma ise, maddi seye aittir. fakat o zat:
                              "..kullarim beni soracak olursa, iste ben (onlara) pek yakinim. bana dua ettigi zaman dua edenin duasina cevap veririm..."(bakara 186)

                              o, kurb (yakinlik) ve maddilikten uzaktir. fakat bir kimse sözgelimi namazda O'na yakinlasmaktadir; cünkü:
                              "namaz, her muttakinin kurbani "Allaha yakinlasma vesilesi" dir. (hz.Ali)

                              bir kimse namazda veya diger ibadetlerde Allaha yakinlasiyorsa bu manevi yakinlasmadir. bu manevi yakinlasma ise ne müzekkerdir ne de müennes. Allaha yakin olan da ne erkek, ne de disidir.

                              Allah "nefs Allaha döner" buyurmaktadir. burada nefsin soyut oldugu aciktir. veya kalb Allaha gitmektedir: "hani o (ibrahim), Rabbine arinmis (selim) bir kalb ile gelmisti." (saffat 89)

                              "ancak Allaha selim bir kalb ile gelenler baska" (suara suresi 89)

                              Allaha dogru gitmek, Allaha dönmek maddi bir gidis/dönüs degildir. dolayisiyla giden ve yaklasan da maddeden münezzehtir.


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                                Deger karsiti olan meseleler ve yönle (kalb) nisbeten edilen hastaliklar da ne erkek, ne de disidir. sözgelimi mübarek ahzab suresinde Nebiyyi ekremin (s.a.a) hanimlarina söyle buyrulmaktadi:
                                "..eger sakiniyorsaniz, artik sözü cekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalik bulunan kimse tamah eder. sözü maruf bir tarzda söyleyin." (ahzab 32)

                                Bu ayeti kerimeden cikarilabilir ki namahrem kadinin sesine tamah eden erkek, hastadir.

                                bu hastalik nem üzekkerdir ne de müennestir.

                                bu hastaliga düsen kalb de müzekker yada müennes degildir.
                                Allah, islam düzeninin adalet mahkemesinde sehadetin gizlenmesi meselesinde söyle buyurmaktadir:
                                "..sahidligi gizlemeyin, kim onu gizlerse artik süphesiz onun kalbi günahkardir" (bakara 283)


                                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X