Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

celal ve cemal aynasında kadın- cevadi Amuli

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

    Her ne kadar kadin ve erkek arasinda beyin sistemleri yönünden bir farklilik bulunmus olsa da bu farklilik, onlarin büün faziletlerde farkli olduklarina delil teskil etmez.

    süphesiz bazi nefsani nitelikler icin erkegin beyninde var olan öncüller ve bir alet laziim olabilir ve ayni sekilde bazi insani kemallere erismek icin kadinin beyin sisteminde bulunan baska bir alet lazim olabilir.

    dolayisiyla bir kisi cikarda bütün nefsani erdemlerle maddenin zerreleri arasindaki iliskiyi inceler ve falan erdeme ulasmak icin beynin bölümlerinden hangisinin gerekli oldugu ona belli olursa, kadinla erkegin beyin sistemleri farkli olduklair, kemallere erisme kadin ve erkekte bir olmadigi icin sonucta kadinin makaminin erkegin makamindan daha asagi oldugunu iddia edebilir. halbuki bu delilsiz iddia kabul edilemez.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #62
      Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

      ic neden ve etkenler bakimindan bir farklilik olmadigi, ic neden ve etkenlerde arklilik olduguna hükmetmeye bir yol bulunmadigi veya farklilik olduguna hükmetmek cok güc oldugu icin erkegin kadin üzerinde bir üstünlügü oldugu söylenemez. önceki bahislerde isaret edildigi gibi konu, kadina mukabil erkek cercevesinde olup kocaya mukabil kadin degil, erkege mukabil kadin etrafindadir. farkliliklardan ve buyruklardan bir kismi ile
      "erkekler, kadinlar üzerine sorumlu-yöneticidirler" (nisa 34) "erkekler icin onlar (kadinlar) üzerinde bir derece vardir" (bakara 228)

      gibi ayetler, koca karsisinda kadinin makamini aciklamak durumundadir

      daha önce gectigi gibi bazi örneklerde de bazen kadinin erkege üstünlügü vardir. sözgelimi anne-cocuk iliskisind durum böyledir.

      cocugun, annenin emirlerine itaat etmesi gerekir. cünkü ona karsi gelmek günah ve isyandir. (bu ic ve ailesel meseleler o tümel konuya girmez. cünkü tümel konu erkegin karsisinda kadinin hakkindadir. nisbi farkliliklar ve özel hükümler , ailenin iciyle ilgilidirler)

      bazende erkegin kadina üstünlügü sözkonusudur. bunlarin disinda bazen de erkek kardes ve kizkardes gibi fark yoktur aralarinda.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #63
        Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

        konu, cisim ve dis etkenler alanina degil, ruh ve can alanina girmetkedir. buradan anlasilmaktadir ki kadinla erkek arasindaki maddi esitlikler icin bir takim deliller getiren kimselerle meseleleri ihtilaf ve farklilik noktasinda ortaya koyan ve de maddi delillerden yararlanan kimseler hata etmislerdir.

        halbuki konu, madde ve beden merkezinde degil, aksine ruh merkezindedir. ruh ise müzekkerlik ve müenneslikten aridir.

        gerek eflatuncularin, gerek aristocularin ve gerekse askin hikmetin bakis acilarina göre kadin ve erkegin ruhu bu noktada farkli degildir.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #64
          Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

          KADIN VE ERKEKTE AKLi FARKLILIKLAR

          Bazen denilmektedir ki erkegin akli, kadinin aklindan üstün ve coktur. gecmis ve simdiki deneyimler bunu desteklemektedir. bu konuyu merhum allame tabatabai degerli tefsiri el-mizanda ortaya getirerek erkekte kadindan cok olan aklin fazilet ölcüsü degil, zaid bir fazilet oldugunu belirtmistir.

          fakat aciklama sunu desteklemektedir. islamda akil, insani kemalin ölcüsüdür. yani daha akilli herkes, insani kemale daha yakin ve Allah katina daha mukarrebdir. akildan uzak olan kimse ise insani kemalden az yararlanan ve ilahi kurb makamindan yoksun kalandir. fakat bazen var olan lafzi istirakten dolayi mugalata meydana gelmekte ve söyle akil yürütülmektedir. farkliligin miyari ve insani kemalin ölcütü akil oldugu ve bu akil erkekte kadindan daha fazla bulundugu icin erkekler Allaha kadindan daha yakindirlar. halbuki bu istidlal eksik ve hatta lafiz istirakinden kaynaklanan bir mügalatadir.

          Akil cesitli anlamlara istirak olarak itlak olundugu icin ilkin hangi akli insani kemal ve ilahi kurbun ölcüsü oldugu, ikinci olarak hangi akil noktasinda kadin ile erkek arasinda farklilik ve ihtilaf bulundugu aydinlanmalidir.


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #65
            Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

            MUGALATAYI DEF ETMEK

            mugalatanin mensei, bu kiyasta haddi- vasatin (orta terim) tekrarlanmasidir. vasat hadd tekrar olunmazsa kiyas sonuclanmaz ya da yararli olmaz. gerci zahiren akil vasat hadde tekrarlanmakta, fakat anlam ve hedef iki mukaddime (öncül-giris) farklidir.

            yani her ne kadar kadin ile erkegin akilda birbirinden farkli olduklari, aklin, Allaha yaklasmanin ölcüsü oldugu, akli daha cok olanin Allah'a daha yakin oldugu söylense de ikinci öncül/giriste zikredilen akildan farklidir. baska bir ifadeyle kadin ve erkegin farkli oldugu akil, Allaha yakinlasmanin kaynagi olan akildan farklidir.

            eger bu iki anlamda akil birbirinden ayrilirsa ve bu iki öncülü, bir hadd-i vasat (orta terim) muhafaza ederek yanyana getirip zikredersek, asla erkegin kadina üstünlügüyle sonuclanabilecek bir kiyas yapilamayacagini görürüz.

            cünkü erkekle kadinda farkli olan akillar, sosyal akillardir, yani siyasal, ekonomik, bilimsel ve deneysel meselelerdedir.

            bu tür ilimler ve icrai meselelerde erkek aklinin kadin aklindan fazla oldugunun sabitlestigi varsayiminda bulunulsa bile -ki bunu isbat etmek kolay bir is degildir- acaba Allaha kurbun kaynagi olan akil, kadinla erkek arasinda farklilik konusu olan akilla ayni midir?

            acaba fizik, matematik, tib, tabii ilimler vb. alanlari daha iyi kavrayan kimsenin Allaha daha yakin oldugu söylenebilirmi? acaba bu akilmi yakinlasmanin kaynagidir yoksa "kendisiyle Rahmana kulluk edilen ve kendisiyle cennetler kazanilan akilmi?"


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #66
              Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

              Bu akil, anilan meshur rivayette ibadet ve cennet kazanma vesiles olarak zikredilen akildir.

              yine bu akil, Resulu ekremin hadisinde belirtilmis olan akildir: Âkil insan, o güc vesilesiyle ic güdü ve arzulari ikal eder (dizginler-akil kökünden).

              i'kal dizginlemektir: Asi deveyi bir yere baglamak istedikleri zaman dizlerini i'kal ederler ki inatcilik etmesin ve oradan ayrilmasin. Allah rasulu devesini baglamdan mescide giren ve devesi götürülen adama 2önce onu bagla (akl et), sonra tevekkül et" buyurmustur.

              bu, önce aklet/düsün, sonra tevekkül et demek degildir. bilakis, "bagla, dizginle (i'kal et), sonra tevekkül et" demektir. yani normal vesileleri koru, senin iraden disindaki vesilelerde de Allahi vekil tut. Rasulullahin diger rivayetine dayanarak akla, arzu ve güdüleri önlemesi, bu cehalet ve sehvet esisinin dizlerini baglamasi nedeniyle akil demektedirler.

              Bu balamda insan, ne kadar cok ve ne kadar iyi icgüdü ve arzulari baglar, dizginlerse, o kadar kamil olur. süphesz güdüleri baglamanin anlami, onlari tatil etmek degil, ta'dil etmektir. dolayisiyla Allaha yakinlasmanin nedeni olan, "kendisiyle Rahmana kulluk edilen ve kendisiyle cennet kazanilan" akildir

              Erkekte kadindan cok olmasi imkan dahilinde bulunan akil, ilimler akli, siyaset akli, icrai isler aklidir. bir kimsenin, siyasal meselelerde veya baska yürütümsel konularda daha akilli ve zeki olmasi, onun Allaha daha yakin olmasina isaret etmez.

              onun siyasal akil veya bilimsel akli kendisini cehenneme sürükleyebilir. bir erkegin yürütme ilimlerinde kadindan daha iyi anlayabilmesi mümkündür, ama güdülerini dizginleyemeyebilir. peygamberlerin karsisinda saf tutan bütün batil din ve akilara erkekler öncülük etmislerdir.

              peygamberlere karsi dini savasa kalkisan bütün yalanci peygamberler, erkekti. bunlar arasinda kadin olup da peygamberlik iddia eden cok az kimse vardi. eger o erkeklerin cok akil ve zekasi var idiyse acaba "kendisi vesilesiyle Rahmana kulluk edilen ve kendisi vesilesiyle cennetler kazanilan" akil, onlarda kadinlardan cok muydu degilmiydi? Onlar, uydurma dinler getirmislerdi!

              "O, kiyamet günü kavminin önderligine gecer..." (hud suresi 98)


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #67
                Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                ERDEMLILIGIN ÖLCÜSÜ

                özet olarak kadin ve erkek arasinda akli yönden bir farklilik olsa da, burada akil, dünya islerini yapma araci/aleti anlamindadir.

                yani, insanin, dünyanin carkinin dönmsi icin kendisi vasitasiyla havza ve üniversite ilimleri elde edebilecek akil demektir.

                bu nedenle hic bir yerde iyi bilen Allaha daha yakindir diyen kimseler göremezsiniz. tersine iyi muttaki olan Allaha daha yakindir diyenleri görürsünüz. sözgelimi biri daha alim veya daha fakih, daha arif veya daha filozof, digeri daha alt seviyede iki merci olsa, bunlardan üstün olan hic biri Allaha daha yakin degildir.

                fikih,felsefe, usul, irfan, siyaset ve diger icrai islerde üstün olmak Allaha yaklasmanin göstergesi degildir. fakat daha muttaki olan kimse Allaha daha yakindir. burada takva pratik akilla ilgili bulunmaktadir.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #68
                  Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                  INSANIN CEMALI AKLINDADIR

                  Bazi rivayetlerde "kadinlarin akillari, cemallerinde, erkeklerin cemali ise akillarindadir" buyrulmussa da bu, buyruksal bir emirdir.

                  üstelik "kendisi vasitasiyla Rahmana kulluk edilen" akil degil, teorik akildir. yani bu rivayetle su demek istenmektedir.

                  kadinlarin pek cogunun akillari, cemallerindedir. pek cok erkek de vardir ki onlarin cemali, de akillarindadir. Dolayisi ile bu, kadinin akli, cemalinde, erkegin cemali ise aklinda olmalidir anlamina gelmez. bilakis herkesin cemali, aklindadir. nitekim su seher duasini kadin ve erkek birlikte okur. sherlerde insanin diledigi cemal, bu akli cemalin kendisidir:
                  "Allahim, senden cemalinin en güzelini dinliyorum. senin bütün cemalin güzeldir. Allahim, senin bütün cemalini istiyorum"

                  Hem erkegin, hem de kadinin cemali, "kendisi vesilesiyle Rahmana kulluk edilen ve kendisi vasitasiyla cennetler kazanilan" akildadir. böyle bir akilda hem erkeklerin cemali akillarinda, hem de kadinlarin cemali akillarindadir.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #69
                    Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                    kemal kaynagi olan sey bakimindan kadin ve erkek arasinda bir fark yoktur. farklilik nedeni olan seyin de kemalde bir rolü yoktur. eger bazen bir kesim, tekamülde daha az basarili ise, bu noksanlik, o kesimin kendi secimindendi, islam dini onun icin yol acmadigindan degil. dinin yolu bir kesim icin acmamasi ve onu sinirlandirmasi ile insanin kndi kötü iradesiyle yolu katetmemesi arasinda fark vardir.


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #70
                      Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                      TABII ÖLÜM VE IRADI ÖLÜM

                      insanin iki türlü ölümü vardir; biri tabii ölüm, digeri ise iradi ölüm. insan, tabii yasam ve ölümünde hayvanlarla ve bazen bitkilerle ortaktir. insan sahip oldugu hareket, tahayyül, tevehhüm, beslenme, gelisme vb. islerden bir kisminda bitkilerle ortaktir. bazi islerde ise insan, hayvanla ortaktir. bazen bu isler, ortadan kaldirilir ki bu, tabii ölüm olarak ifade edilir. bazende bunlar, devam ettirilir ki bu da tabii yasam olarak ifadelendirilir.

                      fakat bir de insanin baska öklüm, ve yasami vardir ki o, kendi iyi secimine veya kötü secimine baglidir. insan, kötü secimle kendini öldürebilir iyi secimle de kendini yasatabilir. kötü secimle kendilerini öldürenlerden kuran, kafir olarak bahsetmektedir: kafirler, kötü secimle manevi hayati kaybeden veya o hayati saglama yönünde bir adim atmayan, def edecek yerde yapan, yapacak yerde def eden, veya makul yasama erismeye yanasmayan ya da maazallak islamdan sonra mürted olanlar gibi manevi ve akli yasamdan sonra alcalan kimselerdir. bunlarin ölümleri, kötü secimdendir.

                      bir dizi ölümler de vardir ki insan, ölmeden önce hüsn-i ihtiyariyle kendini öldürmektedir. artik ben insanliktan ölüyorum, meleklige gidiyorum denmesi, insanin güzel secimiyle gerceklestirdigi iradi ölümle ilgilidir.

                      bu tür ölümler, insanin bencil icgüdüleri öldürmesi, yirticilik huyunu yok etmesiyle ilgilidir. insanin gurur ve bencillik ahlakini öldürmesi ve güzel iradeyle hayvanligin pencesinden kenidni kurtarmasi, güzel iradeyle elde ettigi ve iradi ölüm dedikleri iyi br ölümdür. bu düzlemde insan, melekler sinirina yol bulur.


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #71
                        Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                        KADININ IMANININ EKSIKLIGI SÜPHESI

                        Bazen kadinin, bazi dinsel meziyetlerden yoksun oldugu güneme getirilmektedir. buna göre kadinin yilin bazi günlerinde dinsel arzlari yerine getirememesi, onun oksanliginin nedeni sayilmaktadir. nitekim rivayetlerde, buna isaret edilmistir. nehcul belaga'da emirul müminin, kadinlardan kötü olarak bahsetmis ve "onlarin akillari az, imanlari noksan ve paylari eksiktir" buyurmustur:

                        "Ey insan toplulugu" süphesiz kadinlar, iman, pay ve akil yönünden eksiktirler. iman yönünden noksanlikalrinin nedeni, hayiz günlerinde namaz ve oructan uzak durmalari, akil yönünden noksan olmalarinin nedeni, iki kadinin sahitliginin bir erkegin sahitligine denk olmasi ve pay yönünden eksikliklerinin nedeni ise miraslarinin, erkegin mirasinin yarisi olmasidir..."

                        bu mazmunun benzeri, resulullahtanda gelmistir.

                        bu süpheye cevap vermek icin, bazi ayet ve rivayetlerde gelen övgü ve yergiler konusunda bir giris yapmak gerekmektedir.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #72
                          Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                          ÖVGÜLER VE YERGILER

                          Bazen bir dizi tarihsel olaylar meydana gelmekte ve bu olaylarin zamani, mekani, bireyleri, sartlari ve nedenleri övülmekte veya yerilmektedir. bazi olaylarin vveya bir bir olayin yan islerinin övülmesi veya yerilmesinin anlami, o seyin veya olayin dogasinin esasinin övgüye veya yergiye müstehak oldugu seklinde degildir. bilakis olayin meydana geldigi özel zemin, bu yergi veya övgünün nedeni olmustur. örnegin baen bir kabileden övgüyle bahsedilir. bunun ndeni, bir dönem, o kabileden bir takim iyi insanlarin cikmasidir. cok gecmeden durumun degismesi ve o kabile bireylerinin yergi konusu olmasi mümkündür. tersi icinde ayni sey gecerlidir.

                          mesela iranda cok yerilen bir takim sehirler vardi. fakat ehlibeytin hareketiyle bu düsünce degismis, o sehir ve beldeler, bu ülkenin örnek sehir ve beldeleri olmuslardir. o topraklardan ahlaki, ilmi ve dahisel erdemler acisindan mümtaz sahsiyetler cikmistir. dolayisiyla bu övgü veya yergiler, ilelebet o su ve topragin geregi degildir, aksine kesitseldir.

                          bunun delili, düsünsel ve itikadi bir dönüsümle eski görüsün degismesinin mümkün olmasidir. nitekim böyle degisim ve dönüsümler olmustur da. nehcul belagada kadin hakkinda yergi olmussa, bu yergilerden bir bölümü, görünüse göre cemal savasiyla ilgilidir. ayni sekilde basra ve kufeden de yergiyle söz edilmisir. halbuki basra pek cok ilim adami yetistirmis ve kufe, pek cok savasci insani islama takdim etmistir.

                          kufeden, sehitlerin basinin intikamini almak icin calisan pek cok isnan kufeden cikmistir. simdi de kufe, hazretin zuhuru beklentisiyle nsanlarn namaza durduklari yerdir. orada, salih ve siddiklerden bir cogunun makamlarinin bulundugu bir mescit vardir. dolayisiyla örnegin kufe veya basra yerilmistir diye kufe ve basranin ebediyyen ve bizzat kötü oldugu söylenemez. tahirsel olaylari hassal bir dilimde övgü veya yergi zemini hazirlarlar. daha sonra o dilimin gecmesiyle birlikte övgü ve yerginin alt yapisida ortadan kalkar.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #73
                            Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                            VAHYIN ÖNGÖRÜSÜ

                            Kadin konusundada durum yukarida söyledigmiz gibidir. esasen kurani kerimin peygamberin hanimlari konusunda sahip oldugu israr, vahyin aci bir tarihsel olay hakkindaki öngörüsünü göstermektedir. kuran, israrla peygamberin hanimlarina söyle buyurmaktadir:
                            "evlerinizde vakarla oturun. ilk cahiliye kadinlarinin süslerini aciga vurmasi gibi, sizde süslerinizi aciga vurmayin..." (ahzab 33)

                            bu ve benzeri ayetler, zat-i akdes-i ilahin bir saheyi önceden gördügünü göstermektedir. gaybi ve sehadeti bilen Allah, bir gelecekten haberdar olup o yersiz kiyamin aci sonuclarindan onlari sakindirmisti. onun icin evlerinizde oturun, kendinizi göstermeyin, teberrüc etmeyin..buyurmustur. sonralari cemel savasi olmus, mutlak Allahin velisi, müminlerin emiri hz.ali b. ebi talibe karsi savas acmislardir.

                            o kesit,, bir dizi yergiler icermekteydi, bir dizide övgüleri. bir halk övülmüstür o kesitte, cünkü o sahnede iyi amel etmislerdir. bir grup ve bir ülkede yerilmistir. cünkü bu olayda kötü amel etmislerdir. bu övgü ve yergiler, seyin cevherine baglanmamalidir, savastan sonrada kadindan yergiyle bahsedilmisse, bu bilahare o kadinin Ali b. Ebi Talibe karsi harekete gectigi icindir.

                            nitekim o mübarek zata karsi tavir alan bir cok erkek de olmustur. eger, talha, zübeyr ve o kesimi idare eden kimseler, mutlak veliyullaha karsi kiyam ettilerse, yerilmislerdir. dolayisiyla hazrete karsi hareket eden ve bu agir olaya yardim eden diger insanlarin da yerilmeleri dogaldir. dolayisiyla bu tür yergi veya övgüleri, seyin özüne baglamamak gerekir. elbette onun kesitsel etkisi mahfuzdur.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #74
                              Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                              CEMEL SAVASI VE YERGILER

                              Nehcul belagada varid olan rivayet, kesin bir olay degil, muhtemelen sahsi veya harici bir olaydir. olayin asli sudur: bu savasi aise baslatmistir. ehl-i sünnet de cemel savasini onun baslattigina inanmaktadir. fakat sünniler, "tevbe etmis ve tevbekar olarak ölmüstür" derken, digerleri "tevbesi tamamlanmamistir" demektedir. ama hepsi de sebep ve muharikin o oldugunu kabul etmektedirler. nitekim mutezili olan ibn ebil hadid, aisenin kötü, yanlis bir is yaptiini kabul etmektedir.

                              ehlisünnet büyüklerinden olmakla birlikte bunu kabul etmistir. o ve benzerlerinin kuruntusu, aisenin tevbe ettigi ve tevbe etmis bir vaziyette öldügüdür. her halükarda cemel savsinda aise, deveye binip talha ve zübeyri tahrik ettikten, cok kan döküldükten ve nihayet yenildikten sonra, emirul müminin sama muaviyeye bir mektup yazmistir. bu cümleler mektupta yazmistir. basra halkina da hitap etmistir.

                              simdi bu olayin cemel savsiyla ilgili oldugu, hazretin zikrettigi delilleri de acikladigi anlasilsin diye nehcul belaganin bai hutbelerinde yer alan cümlelerden bir kismini zikredecegiz.

                              cemel savasi ve basra halki konusunda -cemel savasindan sonra basra halkinin zemmi konusunda- bir hutbesinde söyle buyurmustur:

                              "siz, kadinin ordusuydunuz ve bir hayvana tabi idiniz"

                              yani, sizin komutanliginizi aise yapiyordu. siz bir hayvanin takipcisiydiniz. yani aiseyi tasiyan deve ilerliyor, siz de onun pesinden bilincsizce hareket ediyordunuz. daha sonra meseleyi tekrar etmektedir:

                              "siz deneyimsiz olarak bu isi yaptiniz ve ham bir ise giristiniz"

                              Ayrica ayni kesimi yerdigi ondört nolu hutbede de basra topraklarini yermektedir. sizin cografyanizin konumu, kötüdür. gökten uzak, suya yakindir..." vb.

                              hayvana, yani deveye tabi olmayi, deve kötü oldugu icin degil, ona binen o sahnede kötü bir is yaptigi icin yermektedir. yoksa Resulullahin mübarek vücudu da deveye binmis, mekkeden medineye hicrette deve süvarisi olmustur. medineye geldiginde söyle demistir:

                              "yolunu acin. cünkü o (deve) görevlidir"

                              herkes, bizim eve seref veriniz diye bir öneri getiriyordu. fakat peygamber, nakle göre söyle buyurmustur: "develye bir isiniz olmasin. onun ilahi görevi vardir. durdugu yatip uyudugu yer, bneim inip konaklayacagim yerdir" Deve gelmis, medine halkinin en fakiri düzeyinde olan ebu eyyub el ensarinin evinde durmustur.

                              burada iki nokta vardir: birincisi, devenin, hazretin mübarek vücudunu tasima, görevi olmasi...hususu, digeri ise devenin, medinenin en fakirinin kapisinin yainda durup diz cökmesi ve o hazretin inmesi olayidir.

                              su halde devenin pesinden gitmek veya deveye binmek ya da devenin hareketine göre is yapmanin, devenin binicisi kim olursa ve hangi olay ve kissada yer alirsa, yeirlecek bir tarafi olur? eger hz. emirin kendisi deve veya at ya da katira binerse ve bir grup isnan da onun pesinden hareket ederse, devenin takipclerinin kötü ve yerilmis olduklari veya at ve katirin takipcilerinin yerilmis olduklari söylenebilirmi?


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum


                                #75
                                Ynt: celal ve cemal aynasinda kadin- cevadi Amuli

                                MAL SAHIBI OLMAK KEMAL DEGILDIR

                                nehcul belagada buyurulan ikinci bir husus, kadinlarin pay yönünden noksan olduklaridir. cünkü kurani kerim, erkegin mirasini, kadinin iki kati kilmistir. demek ki kadin daha az bir malda pay elde ettigi icinde saygin degildir. halbuki medineye hicret olayinda devenin, edinenin en fakir insani olan kimsenin evinin kapisinda durdugunu gördük. su halde mal sahibi olmamak eksiklik olmadigi gibi mal sahibi olmakd a kemal degildir.

                                nehcul belaga da genis bir hutbe vardir. hz.Ali orada bu hususu söyle aciklamaktadir: mal sahibi olmanin kemal olmadiginin isareti, bütün peygamberlerin dünya malindan bir paylari bulunmamasidir vey amal sahibi olmak kemal degildir ya da maazalah Allah bu kemali peygamberlere vermemistir dememiz gerekir. daha sorna hz.Ali, musa kelim, isa mesih, davud, Allah rasulunün mübarek vücudu gibi olaylari zikretmekte ve söyle buyurmaktadir: bunlarin yasam sekli sadedir. dolayisiyla bu delillerle kemalin mal coklugunda olmadigi malum olmaktadir.


                                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X