Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hangi Kur’an

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Hangi Kur’an

    Evet, sen Kur'an diyorsun, ama hangi Kur'an? Cehaletin elinde teberrük edilip kutsanan bir nesne olan Kur'an mı? Cinayetin mızraklarının ucundaki Kur'an mı? Yoksa çeyrek yüzyıldan daha az bir sürede, çölün dağınık ve düşman kabilelerini birleştirerek, dünyanın egemen güçlerini -Bizans, Sasani- çökerten, insanlığın kaderini ele geçiren, devrimci yapısıyla insanlık tarih...inde yepyeni bir medeniyet ve kültür meydana getiren bir kitap olarak mı Kur'an?

    Daha çok hayata, bilgiye, izzet, kemal ve cihada yönelik! Yaklaşık yetmiş suresinin adını insanı ilgilendiren konulardan alan bu kitap; yaklaşık otuz süresinin adını maddi fenomenlerden alırken, yalnızca iki süresinin adını ibadetlerden alan bir kitap!.

    Bu kitap, "dostunun cehaleti" ve "düşmanının hilesiyle" yapraklan açıldığı günden beri, yaprakları masraflı olmaya başladı. "Metni" terk edilip "cildi" revaç bulduğundan beri adı "okumak" anlamına gelen bu kitap, okunmaz oldu. Kutsama, teberrük ve mal kazanma işleri gördü. Toplumsal, ruhsal ve düşünsel mesele ve dertlerin cevabı bu kitapta aranmadığından beri, onda soğuk algınlığı, romatizma türünden bedensel hastalıkların şifası aranır oldu. Uyanıkken terkedip, yatarken başlarının üstüne asarak uyuduklarından beri, görüyorsun ki ölülerin hizmetine sunulmakta, ölüp gitmişlerin ruhlarına ithaf edilmekte ve sesi yalnızca mezarlıklardan duyulmaktadır
    insan olma bilincinizi selamlıyorum

    #2
    Ynt: Hangi Kur’an

    ali şeriatiye ait bu pasaj gerçekten çok yerinde..

    Yorum


      #3
      Ynt: Hangi Kur’an

      İslam Aleminde tüm cemaat fırka mezhepler kendilerini Kur'an'a dayandırıyor. bunların arasında sadece kendinizi samimi addedemezsiniz, bu kibir ya da objektif ölçüden uzaklıktır.

      herkesin ihanet ve kötü niyetle suçlanamayacağı, ve vahdet içinde olduklarının da söylenemeyeceği bu dünyada, o halde ayrılıkların nedeni Kur'an demeli. Çünkü samimi olarak ona yönelen insanlar oradan farklı gurup olup çıkıyor. Kur'an'ı doğru anlama ve onu gerçekten anlama konusunda usül ve yöntem çalışmalarında bulunanlar da bu akıbetten farklı olmuyor ayrı gurup olup çıkıyorlar.

      o zaman Kur'an'da birbirini tutmaz çelişkiler ya da hakikat açık olarak görünmeyen bulanık ayetler var ki herkes farklı anlayıp farklı yol tutuyor.

      yoksa başka türlü parçalanmışlığı nasıl açıklayabiliriz ki? Nahl 64'e bakalım:

      "Biz bu Kitab'ı sana sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir topluma da hidayet ve rahmet olsun diye indirdik."

      ama bu Kur'an insanların ayrılığa düşmelerine neden oluyor bu gün?

      "Hâla Kur'an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı." Nisa 82.

      Kur'an'ın Hak olduğuna inanan biz Mü'minler bu ayetler gereği mecburen hakikati görmeli ve şöyle düşünmeliyiz:

      Kur'an tek yola çıkar, insanları vahdet içinde tek yola iletir, onda insanları farklı yola mezhebe cemaate sokup dağıtacak çelişkili ifadeler yoktur, ki her bir cemaat farklı ayeti alıp diğerinden ayrılsın.

      öyleyse Kur'an'ı doğru anlamak lazım.

      Kur'an insanları tarihi boyunca hiç birleştirdi tek cemaat yaptı mı?

      Evet.

      Peygamber s.a.a. zamanında. Sonra hiç olmadı bu vahdet.

      Peki Peygamber s.a.a. zamanında bu vahdet nasıl oldu? insanlar Kur'an'ı farklı anladıklarında O Hazrete geliyorlardı. Farklı anlama durumunda farklı anlayanlardan en az biri yanlış anlıyor, Kur'an'ın demediği anlamı anlıyordu ki Peygambere gidip bu yanlış düzeltiyorlar ya da Peygamberi görüp bu yanlış anlamayı gideriyorlardı. tek lider vardı.

      Ancak sonra ne oldu? insanlar Kur'an'dan farklı hüküm çıkaran birbirlerinden farklı helaller ve haramlar çıkaran mezheplere veya halifelere uydular. her biri diğerine üstünlük ve sağlayıp kendisine çağıracak ezici bir hakka sahip olmadığı için herkes yanındaki doğrularla avunup yanlışlarını, kader olarak telakki etmeye başladı.

      Peki Allah'ın istediği düzen bu muydu? hayır tabi ki.. Kur'an'ı göndermetken kastı Rabbimizin; vahdetti:

      "Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz." Al-i İmran 103

      gücünüz dağılır dedi Rabbimiz. Dağıldı. Müslümanlar kendilerini ezen emperyalistler bulunmadığında birbirlerini ezdiler, kanlarına girdiler, masum insanlar çocuklar yaşlılar kadınlar ekin ve nesil helak oldu. saf fıtratlar dinden nefret eder oldu, ateizme yöneldiler bu parçlanmışlığı ve düşmanlığı görünce, dinin gerçek yüzünün parlaklığını keşfedemediler.

      Ancak İlahi düzen bu değildi. İnsanları birleştirmek için yukardaki ayeti indirdi ve ordaki "toptan tutunulacak ip"in Ehlibeyt olduğunu söyledi.

      Ehlibeytin başı, Peygamberdi, O kendi döneminde insanların sarılmadan doğruyu bulamayacakları itaati şart olan bir otorite kopmaz kulp, Allah'ın arza uzanmış ipi idi. O hazret masumdu hatasız olduğu için Kur'an'ı tam doğru açıklıyor insanlara Allah'ın hükümlerini eksiksiz yanlışsız iletiyor ve aynı şekilde örneklik sergiliyordu. Onları derleyip toparlıyor ve kafirlere karşı savaşa götürüyordu. işleri düzenliyor, onlarla konuşuyordu.

      Peygamberin s.a.a. vefatından sonra bu işlevi sürdürecek ip, kopmaz kulp olarak Allah Ehibeytin diğer fertlerini devreye soktu. Sırayla 12 imamı yer yüzüne hüccet olsun diye gönderdi Allah. Ve bunu da Peygamberi vasıtasıyla ilan etti. Artık yeni bir Peygamber gelmeyecek, risalet İmamete döndü dedi:

      "Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez." Maide 67.

      ve Tebliğ etti resul: benden sonra Ali, kim beni veli edinmişse onların velisdir. Artık Risalet (peygamberlik) İmamete dönüşmüş olup Peygamber gelmeyecek ama gerekeni İmamlar yapacak. Bu imamlara aynen bana olduğu gibi itaatiniz zorunludur. Size bu iki emaneti bırakıyorum Kur'an Ehlibeytim. bunlar kıyamette havuzum başına gelinceye kadar birbirlerinden zinhar ayrılmayacaklardır. benden sonra bunlara nasıl varis olacağınıza bakın. Fitneler sizi kuşatmasın.. Dedi.. Bu 12 imam benden sonra dini hurafelerden, mezhep meşreb cemaat fırka gurup ne varsa onların dine soktuğu kişisel görüşlerden (mezhep kişisesl görüş demektir) arındırıp koruyacaklardır. Onlara itaat bana itaattir onların gazabı benim gazabımdır buyurdu Resul:

      "Ey iman edenler, Allah'a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eğer bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, artık onu Allah'a ve elçisine döndürün. Şayet Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu, hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir." Nisa 59. Burdaki emir sahipleri 12 imamdır ki herkes kendi zamanının İmamına uymaya mecburdur dedi Peygamber s.a.a. Allah da bunu ayetiyle pekiştirdi:

      "O gün bütün insanları, (Allah'ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz)." İsra 71

      başka imamlar kabul edilmeyecek onlar sizi başka başka yollara götürür gücünüz dağılır sakın Allah'ın hakkında hiç bir delil indirmediği, atalarınızı yoluna körü körüne uymayın diye sıkı sıkı da tembihlendi Kur'an'da:

      Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah’a ortak koştuklarından dolayı; inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Barınakları da cehennemdir. Zalimlerin kalacakları yer ne kötüdür. Ali İmran 151

      "Kendilerine, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Şeytan, kendilerini cehennem azabına çağırıyor olsa da mı? Lokman 21.

      öyle dediler. Siz bu kadar alimden kelli felli hocadan hacıdan bu kadar yüzmilyonlarca insandan bu tarih boyunca geçmiş atalarımızdan daha mı çok biliyorsunuz dediler.. dediler ama bu ayetleri görmezden gelerek.. kendilerine Hanefi Mezhebine dinde hangi delil ile uyuyorsun? Allah 4 mezhebe Ehlibeytten başka yollara uymanızı nerede serbest kılmış? dedik bize uyduğunuz kimselere uyulabileceğine dair bir tanecik hadis gösterin, hangi garantiyle bunlara uyuyorsunuz, bu düpedüz atalar dini değil mi dedik..

      ama cevap alamadık..

      Rabbim bizi Ehlibeytten ayırmasın...

      Yorum


        #4
        Ynt: Hangi Kur’an

        İmam Ali a.s. buyurdu: önce hakikati tanı, sonra insanları (kelli felli hoca mı yoksa zır cahil mi olduğunu) tanıyabilirsin. yok eğer önce insanları tanıyıp hakikati öyle bulmaya çalışırsan o zaman hakikat kaybolur... (yaklaşık anlam olarak yazdım)

        Hakikat: Peygamber s.a.a'in konuşmaları bizi bağlayıcı emir, kutsal vahiydir. Onun yanında dinlemeli sesimizi onun sesini bastıracak şekilde yükseltmemeliyiz. O hazret ne verdiyse onu almalı bizden neyi yasakladıysa ondan da kaçınmalıyız. Ona tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, onu nefsimiz anne babamız ve tüm çevremizden daha sevgili görmedikçe iman etmiş olmayız.

        bunu diyorum. sonra soruyorum diyorum ki her konuşması vahiy olan Peygamber yanlış konuşabilir, sayıklayabilir, gaflete düşüp saçmalayabilir mi?

        hayır diyorlar...

        devamla diyorum: Kur'an her mü'mine, öleceğini anlayınca vasiyet etmeyi, farz kılmış, iki şahidin bu vasiyete sahip çıkıp onu uygulamalarını da emretmiştir. ayeti de söylüyorum.

        evet diyorlar.

        diyorum bu vasiyet eden Peygamber olursa olay daha da önemli olur değil mi? sen orda olsan bu vasiyeti dinler ve harfiyyen ona uyarsın değil mi diyorum

        evet diyorlar.

        Peki biri çıksa Peygamber: bana bir kağıt kalem getirin de size benden sonra asla yolunuzu şaşırmayacağınız vasiyetimi yazayım dediğinde, bırakın getirmeyin, bu Peygamber sayıklıyor, ne dediğini bilmiyor, bizim aramızda kur'an varken biz yolumuzu mu şaşırırmışız dese ne yaparsın diyorum

        o kafiri öldürürdüm diyenler

        o kimse kafirdir diyenler, haindir diyenler çıkıyor herkes ona ateş püskürüyor bir tanesi çıkıp da demiyor ki o kafir değildir.

        evet bunlar hep hakikat.

        sonra diyorum bu olay gerçekten olmuş. Canlar feda Peygamberimizin son nefesinde önemli gördüğü vasiyetini boğazına tıkmışlar..

        kim yapmış kim diyorlar:

        Halife Ömer deyince: bir anda sigortalar atıyor ortalığı ölüm sessizliği kaplıyor yüzler değişiveriyor, suratlar asılıyor, kimsenin ağzını bıçak açmıyor...

        ve eski dediklerinin hepsinden cayıyorlar..

        neden?

        İmam Ali buyurdu: siz önce hakikati tanıyın. sonra şahısları değerlendirebilirsiniz.. yok eğer insanları tanırsanız onların büyük olduğuna karar verirseniz hakikati de kaybedersiniz...

        Ehlibeytsiz Kur'an hakikatine ulaşılmaz...

        Rabbim bizi Ehlibeytin hakikatinden bir an bile olsa ayırmasın..

        Yorum


          #5
          Ynt: Hangi Kur’an

          Elinize, yüreğinize sağlık "Qom u aşk", her kelimesi o kadar dolu ki...

          Yorum


            #6
            Ynt: Hangi Kur’an

            [quote author=sur link=topic=22149.msg144243#msg144243 date=1330760212]
            Elinize, yüreğinize sağlık "Qom u aşk hocam", her kelimesi o kadar dolu ki...
            [/quote]

            Yorum


              #7
              Ynt: Hangi Kur’an

              Rabbim sizden de Razı olsun, bunlar bizim alimlerimizin bize getirdiği Ehlibeyte ait doğru bilgilerdir. Biz aracıyız.. Rabbim sen bizi doğrularla birlikte ve amel edenlerden et...

              gece yazdım ama düzeltecek gözden geçirecek zamanı bulamadım, şimdi de düzeltmeye kapalı, baya yazım yanlışı varmış... bunun için okurlardan velayet.com takipçilerinden özür dilerim..

              Yorum


                #8
                Ynt: Hangi Kur’an

                yok biz asla öyle demedik..


                biz hanefiyi kutsal bilmedik, eger ataların dini gibi olsaydı biz onun her dedigini alırdık, biz onun benım kurana sunnete ters goruşum varsa beni bırakın onu alın demesini sevdik..


                ve biz onun her dedıgının dogru oldugunuda demedik, yanlış ictihadlarınında oldugunu soyledik, bizzat kendi talebeleri dedi bunu,


                biz atalar dini olsaydık imam hanefi emevilerin kadı ol teklifini kabul edip zindan da işkence gorup vefat etmezdi,


                ama siz bizi hep emevilikle sucladınız, halbuki su anda bile camilerimizde hutbelerde 4 halifeninde ayrım yapmadan adı geçer,


                her namazımızda tahiyyatta salli barik okuyup efendimize ve onun ailesine dua ederiz,


                ama siz ısrarla yok siz savunamazsınız siz emevisiniz sadece biz savunucaz hz ali yi dediniz,


                emevilere laf derken ki Allah elbette hz ali efendimize ve ailesine okudukları laneti elbette teker teker sorucaktır (ki asla savunmam zalimde savunulmaz zaten, bizim kitablarımızdada işledikleri zulum açıktır), emevilere laf derken siz abbasilere de laf demediniz,


                biz hiç bir zaman emevileri savunmadık, bizim imamımız emeviler zamanında zindan da yattı, işkence altında oldu,


                biz emevi degiliz, biz kabile degiliz, biz herhangi bir ismede karşıyız şucu bucu gibi, biz ismimizin onune yada arkasına isim almayıda reddediyoruz, biz sadece muslumanız,


                biz imamlarımızın masum olduguna hataya kapalı olduklarınada inanmıyoruz, eger inansaydık işte o zaman atalar dini olurdu,


                biz sunnete karşı bir şey varsa isterse 7 ceddimiz onu oyle bilsin, biz gene bunu sorgulamaktan geri durmadık,


                biz imamımız bilir o ne derse dogrudur da demedik, biz kurana sunnete uygunluguna bakarız dedik,


                biz dunyanın bir çok yerinde muslumanlar cihad yaparken, kendimizden olmayanı amerikan askerlerini oldurenleri bile onlar amerikancı amerikaya hizmet ediyor demedik,


                nasrallah israili vurunca biz de cok sevindik,


                biz peygamberlere daha verilmeyen hataya kapalı olayını gidip imamlarımıza verip onları onlardan ustun gormedık,


                biz dedik ki hz ali yi savunmak lanet okumaktan gecmez, hz ali yi ornek alarak gecer dedik,


                velhasıl kelam siz bizi hep boyle gordunuz, biz ise size bulaşmamayı tercih ettik, ama siz hep bizimle ugrasmayı sectiniz,


                elbette Allah hakkımızda hukmu vericektir, rabbbim beni hz ali ile hasan ile huseyin ile imam cafer ile haşreylesin..

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Hangi Kur’an

                  Hayır kardeşim bizi yanlış anladınız;

                  Sizin gibi İnkılapçı Muvahhid kardeşlerimizi tenzih ederiz, sizler ifade buyurduğunuz gibi elbette mezhep bağnazlığı ve cehaletinden arınmış kimselersiniz. Allah'ın, mezhepler hakkında hiç bir delil indirmediği, bağlayıcı hiç bir emri bulunmadığının şuurunda olan kimselersiniz. bizim sözlerimizse, sanki Mezhep liderlerini dinin naslarını helal haramlarını ya da itikat esalarını belirleyen yeni peygamberler gibi görüp Hz. Muhammed s.a.a.'i unutan dinde onu işlevsiz sadece varlığı bilinen ve işlevsiz bir imanın nesnesi sayanlara idi.

                  bu insanların özelliklerini biraz daha açacak olursak:

                  1- Bunlar 4 hak mezhep vardır diğereri kafir ya da bidat yollardır. O meheplere uymak insanı doğru İslam yolundan şaşırtır, çıkarır derler.

                  2- 4 mezhebin birbirine zıt fetvaları olduğunu, birinin helal dediğine ötekinin haram dediğini, ibadetlerin farzlarında bile ihtilafa düştüklerini bilmezler. Örneğin abdestin olmazsa olmazları olan ve bunlardan birinin terk edilmesi durumunda abdest alınmamıştır denilecek farzların sayısı konusunda hanefilerle şafilerin ihtilafa düştükleri gibi: Hanefiler abdestin olmazsa olmazı farzları olarak 4 şart koşmuşlar, şafilerse 6 (muvalat ve tertip iki madde sayılırsa 7 oluyor) şart koşmuşlardır. Burda 3 şart fazlalık ya da eksiklik söz konusu. Hanefilerinki doğruysa şafiler, farz olmadığı halde üç maddeyi farz görerek Allah'a iftira atmış oluyorlar, yok eğer Şafilerinki doğruysa bu durumda Hanefiler 3 şartı inkar ederek Allah'ın farzını mübah görerek hafife alarak abdestlerinde terk edilebilir diyerek veya terk ederek abdestlerini batıl ediyorlar. böyle binlerce farklılığın bulunduğu mezheplerin değil 4'ü arasında, bir mezhebin kendi içinde farklı başların olmasından kaynaklanan ihtilaflar mevcuttur. Sünniler bu mezheplerin hepsini hak sayarak, ilahi dinde ihtilaf zıtlık ve çelişki var demiş oluyorlar ve dine iftira atmış bulunuyorlar.

                  3- bu iki maddedekiler açıkça mezhepçidirler. Dinden bildikleri hiç bir şey yoktur. Kitap nedir delil nedir bilmezler. bunlara bir şey de anlatamazsınız. Ayet ve hadislere karşı kalpleri mühürlenmiş olup bir şeyler okumanız onları düşünceye sevketmez. Yaptıklarının doğru olduğuna dair bir ayet hadis göster demen de onları hiç ilgilendirmez. Onlar için toplumlara, çoğunluğa uymak anlaşılır ve doğru, ama okuduğun ayetlere uymak ve onlar üzerinde düşünüp o İlahi hükümleri anlamak imkansızdır.

                  4- Ancak bazı insanlar da vardır ki onlar mezhepçi oldukları, mezheplere bağlı oldukları halde bunun farkında değillerdir. Bu gurup için herhangi bir mezhep önemli olmayıp toplumdaki meşhur olan alışkanlıklar meşrudur. Tabi içinde yaşadıkları sünni toplumdan söz ediyoruz. Bunların mezhepçi olduklarını kendilerine anlatabilmek adeta imkansızdır. oysa mezhepçi oldukları şu maddelerden açıkça görülebilir:

                  - ibadetlerini içinde bulundukları sünni toplumdan devraldıkları halde Kur'an veya direk Peygamber s.a.a.'ten aldıklarını sanırlar. Değer ölçütleri sünni mezheplere göre adet haline gelmiş ibadet şekilleri olduğu halde kendilerini bunlardan bağımsız sanırlar.

                  Örneğin, Namazın farzları, vacipleri, sünnetleri, namazı bozan davranışlar nelerdir diye bir soru yöneltseniz, size ancak hanefi fıkhına göre cevap verebileceklerdir. Oysa kendileri bunları dinin emirleri, Kur'an ya da Peygamberin açıkça zikrettiği tartışmasız kuralları olduğunu sanırlar.

                  Namaz konusunda söz konusu mezhepçilerin (diğer bir deyimle mezhep taklitçilerinin), mezhebi taklit ettiklerine dair kendilerini ele veren bazı noktalar şöyle sayılabilir:

                  - Namazda ayakta elleri bağlamak: eğer bir insan namaz kılarken ellerini bağlamışsa, bu insan sünnidir. Hanefilere göre elleri bağlamak sünnettir. yani yapsanız da yapmasanız da namazı bozmaz, farzlar önemli sünnetler önemli değildir, böyle olmasına rağmen gelenekte el bağlama alışkanlığı olduğu için bunu yapmadan duramazlar. burda bir diğer önemli nokta, el bağlama meselesini sünnet gördükleri için bunu Allah'ın emri bilmeyip yapsan da yapmasan da olur gibi bir serbestlikte düşünmelerinin Kur'ani olduğunu sanırlar. siz bunlara Allah'ın dininde bunun böyle olmadığını Allah'ın el bağlamayı yasakladığını ve namazı bozan bir davranış olduğunu söyleseniz sizi mezhepçi görürler, ve kendilerinin bu görüşü görmek zorunda hissetmezler. bu hissetmeyişin sebebi dediğimiz gibi mezhebi din gibi görmeleri, yani mezhebin el bağlamayı sünnet yani önemsiz farz dışı bir unsur görüşünü benimsemeleridir.

                  Fatihadan sonra amin demek, iki rekatın üzerindeki namazlarda, ilk oturuşta selam cümlelerini okumak, fatihadan sonra bir tam bir sure okumayı zorunlu görmemek, besmeleyle başlamayı zorunlu görmemek de bunlardan bazılarıdır.

                  Abdest ve diğer ibadetler konusunda da böyledirler.


                  - Kur'an'ı hadisi Peygamberi ve diğer itikat konularını mezhepçi açıdan değerlendirdikleri halde, bunun farkında olmayıp bunları direk Kur'an veya Peygamberden s.a.a. aldıklarını zannederler. Örneğin Peygamberin emirlerini sünnet, Allah'ın emirlerini farz görür sünneti yapmasan günah olmaz diyebilirler. Bunlar Kur'an'a yaklaşır, onu anlamaya çalışırken, mezhebi renklerle içi doldurulmuş kavramları kullandıkları için Kur'an'ın değil mezhebi görüşlerin dediğini okumuş olurlar Kur'an'dan. Örneğin sünnet kelimesi bir ayette bile Resul ile irtibatlanmadığı halde kendileri Kur'an'ın Peygamberin sünneti dediğini sanırlar, ve hiç bir hadiste Kur'an ve sünneti emanet bırakıyorum denmediği halde bu sözü Peygambere isnad ederler. Sahabe kelimesinin Kur'an'da hiç bir fazilet bildirir anlamı olmadığı, mü'min kafir herkes için kullanıldığı halde bu mezhepçi kesim içinde yaşadıkları kültürün etkisiyle Kur'an'daki sahabe kelimesini değil ezberlerindeki sahabe kavramını okurlar Kur'an'dan. bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

                  -Mezhepçi olduğu halde bunu bilmeyen kesimler, inançlarını Kur'an'dan değil kültürden alırlar.

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Hangi Kur’an

                    yok biz asla öyle demedik..biz hanefiyi kutsal bilmedik, eger ataların dini gibi olsaydı biz onun her dedigini alırdık, biz onun benım kurana sunnete ters goruşum varsa beni bırakın onu alın demesini sevdik..ve biz onun her dedıgının dogru oldugunuda demedik, yanlış ictihadlarınında oldugunu soyledik, bizzat kendi talebeleri dedi bunu,biz atalar dini olsaydık imam hanefi emevilerin kadı ol teklifini kabul edip zindan da işkence gorup vefat etmezdi,ama siz bizi hep emevilikle sucladınız, halbuki su anda bile camilerimizde hutbelerde 4 halifeninde ayrım yapmadan adı geçer,her namazımızda tahiyyatta salli barik okuyup efendimize ve onun ailesine dua ederiz,ama siz ısrarla yok siz savunamazsınız siz emevisiniz sadece biz savunucaz hz ali yi dediniz,emevilere laf derken ki Allah elbette hz ali efendimize ve ailesine okudukları laneti elbette teker teker sorucaktır (ki asla savunmam zalimde savunulmaz zaten, bizim kitablarımızdada işledikleri zulum açıktır), emevilere laf derken siz abbasilere de laf demediniz,biz hiç bir zaman emevileri savunmadık, bizim imamımız emeviler zamanında zindan da yattı, işkence altında oldu,biz emevi degiliz, biz kabile degiliz, biz herhangi bir ismede karşıyız şucu bucu gibi, biz ismimizin onune yada arkasına isim almayıda reddediyoruz, biz sadece muslumanız,biz imamlarımızın masum olduguna hataya kapalı olduklarınada inanmıyoruz, eger inansaydık işte o zaman atalar dini olurdu,biz sunnete karşı bir şey varsa isterse 7 ceddimiz onu oyle bilsin, biz gene bunu sorgulamaktan geri durmadık,biz imamımız bilir o ne derse dogrudur da demedik, biz kurana sunnete uygunluguna bakarız dedik,biz dunyanın bir çok yerinde muslumanlar cihad yaparken, kendimizden olmayanı amerikan askerlerini oldurenleri bile onlar amerikancı amerikaya hizmet ediyor demedik,nasrallah israili vurunca biz de cok sevindik, biz peygamberlere daha verilmeyen hataya kapalı olayını gidip imamlarımıza verip onları onlardan ustun gormedık,biz dedik ki hz ali yi savunmak lanet okumaktan gecmez, hz ali yi ornek alarak gecer dedik,velhasıl kelam siz bizi hep boyle gordunuz, biz ise size bulaşmamayı tercih ettik, ama siz hep bizimle ugrasmayı sectiniz, elbette Allah hakkımızda hukmu vericektir, rabbbim beni hz ali ile hasan ile huseyin ile imam cafer ile haşreylesin..

                    siyahi kardeşin yazdığı ,tüm cümlelerine katılıyorum.kendisine ve diğer kardeşlere buradan selam gönderiyorum.

                    qumu aşk kardeşim ,eleştirdiğiniz kesimin varlığından haberdarız ,bunun olması gerçekten üzücü bir durum ,onların düştüğü hataların aynısı sizlerde de mevcuttur.
                    sünnilik ,şiilik geçmiş devletlerin siyasi bir oyunudur.iki müslüman grup çarpışırsa ,halk bunu hoş karşılamaz.ne yapmalı? mezhep kartı oynamalı.ki oynadılar
                    .şia ,sünniyi sapıklıkla suçladı ,sünniler şiayı sapıklıkla suçladı.ve halka aşılamak için satılmış alimler gönderip ,sünniyi şialar için düşman ,şiayı sünniler için düşman gösterdiler.halk içinde zemin buldular.ve sonra tek şey var : saldırmak.
                    şialar sünneti red mi ediyor , hayır.neden sünniler yalnız kendilerine ehl-i sünnet diyorlar ? siyasi bir oyun değilde nedir bu?

                    şialara konuşuyorsun ,bizim kaynaklarımız güçlüdür 'şia islamın kendisidir' diyor.soruyorum , eğer şialık islamın aynısı ise ,neden bu isme şia diyorsun ,yoksa Allahın seçtiği 'islam' ismi kulak mı tırmalıyor?
                    kur'anı ehl-i beyte göre yormakta hatadır ,sünniliğe görede.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Hangi Kur’an

                      "kur'anı ehl-i beyte göre yormakta hatadır ,sünniliğe görede."

                      tövbe haşa.. Ehlibeyte göre yormayacağız ama nefsimize göre kıt aklımıza göre yoracağız öyle mi? size iki emanet bırakıyorum: Kur'an Ehlibeyt...

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Hangi Kur’an

                        [quote author=evren link=topic=22149.msg144284#msg144284 date=1330822872]

                        sünnilik ,şiilik geçmiş devletlerin siyasi bir oyunudur.
                        [/quote]

                        eğer dediğiniz doğruysa (ki kısmen doğrudur) ortada bir asıl olmalı ki o aslı saptırmak için yeni bir yol bulunsun. o halde sizce bunlardan hangisi asıldır? hiç biri derseniz o zaman Resulullah'ın s.a.a. nasıl yaşadığını ve dini hangi haliyle tebliğ ettiğini gösteren asıl yol hangisidir? malum tarih bu yollardan farklı olarak kendini tanıtabilmiş ve yayılabilmiş bir başka yoldan bahsetmiyor.

                        Kur'an-ı ehli- beyte ve sünniliğe göre yorumlamamak için başka bir kaynak gerekmiyor mu? bu bizim aklımız ise bunun tutarlılığının ölçüsü ne olacaktır? ben mesela tüm mezhebi anlayışlara karşı çıkan hatta neredeyse bütün hadisleri red eden mealci arkadaşların ne hikmetse hanefi fıkhına uygun hareket ettiklerini çok gördüm. namazları ve abdestleri o fıkha göre idi. madem herkesin aklı Kur'an-ı anlama ve yorumlamada yetkin konumda ise neden böyle bir ihtiyaç hasıl oluyor? yok eğer herkesin ilmi buna yetmeyecekse bu ilmi yetmeyenler kime uymak durumunda? mesela bu ilmi yetmeyenler size göre Kur'an-ı yorumlasalar kurtuluşa ererler mi? eğer yok diyorsanız peki siz kendi aklınızla kendinizi nasıl kurtuluşa erdireceksiniz? ister istemez sizin aklınızdan daha çok şeyi ihata eden bir başka akıl aramayacak mısınız? bu noktada da biz diyoruz ki hem ilmi, hem irfani, hem imani vs. boyutlarda peygamber ailesi ehl-i beyti bizden kat be kat üstündür. bunun neresi yanlış olabilir? biz yalnız kendi aklımızla kendimizi kurtaramayacağımızı bundan dolayı da bizim aklımızın başkalarına da yetmeyeceğini kavramış durumdayız. başvuru kaynağı olarak da en güvenilir kaynak olan ehl-i beyti bulmuşuz. ki bu mektep resulullah'tan s.a.a. 100-200 yıl sonra değil o hayatta iken ve ondan hemen sonra O'nun getirdiği İslam'ı savunmaya başlamıştır. şimdi bunun neresi yanlıştır.

                        ben tek başıma Kur'an-ı anlayamıyor ve yorumlayamıyorum. size uyarsam beni cennete götüreceğinize dair bir deliliniz veya iddianız var mı? yoksa bırakın bu tercihi yapacak durumda olanlara usulünce bu mektebi anlatalım.
                        KIYAMI UNUTTUK YA RAB! NAMAZI BATIL EYLEDİK.

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Hangi Kur’an

                          hatti imam
                          akil mantik cercevesinde yaptiginiz bu izahtan dolayi sizi kutluyorum kardesim
                          Allah razi olsun


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Hangi Kur’an

                            hangisi asıldır?
                            malumunuz üzere ,hadislerin yarısından çoğu uydurmadır.kur'ana uyanlar ve kur'anı açıklar nitelikte olanlar ,sahihtir.
                            korunması Yüce Allah'a ait olan kur'an bizim temel kaynağımızdır.
                            kur'anı kerimi herkes okusun ,okurken üstüne tefekkür etsin ,düşünsün ama herkes hüküm çıkaramaz.koordineli ve birlik çalışmasıyla bir takım hükümler çıkarılır ,bu hükümler çıkarılırken kur'ana bağlı kalınmalıdır.akıl kur'an anlama noktasında 'kendisiyle düşünülen güçtür' delil değildir.

                            eğer kur'anı anlamak ,akıl ile olmuyorsa ,imam dedikleriniz hangi uzuvlarıyla kur'anı anlıyorlar? akıl dışında bir yetiyse ,o yetinin ismini verir misiniz?

                            yakınmanızın gerekçesi olan 'aklın ihata' derecesi ,bizimde malumumuzdur.akıl herşeyi ihata edemez ,her şeyde isabet edemez ,tekaklın peşine takılıp 'alimimle ,imamımla' yanılacağıma bireysel yanılgıyı kabul ederim.çünki onlar vahiyle beslenmiyor ,akıllarıyla bir yere varıyorlar.

                            peygamber ailesi ehl-i beyti bizden kat be kat üstündür
                            peygamberin çocuklarının ne gibi özelliği var ki ,bizlerden üstün olsunlar ,ailecilik ,kabilecilik ,ırkçılık islamın kıyısından bile geçmez.

                            derseniz ki ,onlar peygamberin dizi dibinde yetişti ,onlar peygamberin her an yanında olduğu için ,vahyi bizden daha iyi anladılar.bunu evetlerim.ama tamamıyle değil.kaldı ki 'ehli beyt' ten gelen kaynakların hepsi kur'an gibi korunaklı mı? değil.

                            ben tek başıma Kur'an-ı anlayamıyor ve yorumlayamıyorum. size uyarsam beni cennete götüreceğinize dair bir deliliniz veya iddianız var mı? yoksa bırakın bu tercihi yapacak durumda olanlara usulünce bu mektebi anlatalım.

                            ben kur'anın çoğunu(hepsini değil) tek başıma okuyunca ,anlıyabiliyorum.ama hüküm çıkarıp fetva verecek konumda değilim ,kendimi bu konumda da görmüyorum.'siz bu mektebin propagandasını yapacağınıza' islamı anlatın.
                            islamı anlatın dediğimde şöyle bir savunma yapabilirsiniz 'şia islamın ta kendisidir'. bende derim ki , bu sizin kuruntunuzdur.eğer şia islamın kendisi olsaydı farklı bir isim seçme gereği duymazdınız.

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Hangi Kur’an

                              Allah nasıl bir yüce Yaratıcı ki, insanları, yoluna tartışmasız şekilde ulaştıracak bir rehber bir kılavuz bir canlı örnek atamamış, ayarlamamış?

                              O'nun, her okuyanın kendisine göre anlayacağı, ve yorumlayanın yorumuna teslim olmuş bir metinle (Kur'an) müslümanları yalnız bırakması, bu, Kur'an'dan beslendiğini ve ona dayandığını söyleyen yüzlerce cemaatin oluşmasına neden olduğunu söylemek yanlış mıdır?

                              Yukarda ayetleri yazdık. İnsanların vahdeti için gelmiş Kur'an parçalanmaya neden oluyor.. Öyleyse çözüm nedir? tüm dünyaya dinin hakim olması masum bir lider olmadan nasıl mümkün olacak. tüm insanların güvenini kazanıp her müslümanın itaat edeceği bir lider Ehlibeytin Masum İmamından başka kim olabilir?

                              hiç kimse...

                              Peygamber s.a.a. zamanında şia kelimesi kullanılıyordu. Ali a.s.'dan ayrılmayan, onunla mescide gelip onunla ayrılan Ebuzer Mikdat Ammar Selmana Ali taraftarı anlamında Alinin şiileri deniyordu. Bunu duyan Peygamber s.a.a. ses çıkarmadı ve böylece onaylamış oldu bu isimlendirmeyi.

                              Siz de kendinizi, sizin gibi Kur'an'a bağlı müslümanız diyenlerin farklı olduğunu gördüğünüzde kendinizi onlardan ayırma ihtiyacı hissetmez misiniz? çünkü sizin gibi düşündüğünüz ve tuttuğunuz yöntemi benimsememişlerdir. o zaman kendinizin farkını bir türlü ifade dersiniz. bu kaçınılmazdır.

                              Ehlibeytin diğer insanlardan farklı olduğunu ırkçılık soyculuk gibi görenlerin Kur'an'dan haberi yoktur: bakın bu mantığın iflasını gösteren şu ifadeler Kur'an'dandır:

                              Allah israiloğullarını seçti ve alemlerin üstüne geçirdi

                              "Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi ve (bir zamanlar) sizi cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın." Bakara 47

                              İbrahim: soyumdan da (imamlar çıkar) dedi. Bakara 124

                              Gerçek şu ki Allâh, Adem'i, Nuh'u, İbrahim neslini, İmran neslini (kendi devirlerindeki) insanların üstüne seçip, arındırdı. Al-i İmran 33.

                              bakın bu ayetlerde bir ailenin seçildiğinden ve alemlere üstün tutulduğundan söz ediyor. Eğer bir aileden seçkinlerin çıkması ve onlara özel üstünlük verilmesi soyculuk/ırkçılıksa bunu yapan Allah'tır. Allah çünkü buralardaki seçme ve üstün tutmayı bizzat üzerine almıştır.

                              Peygamberimiz s.a.a. Ehlibeytini de kastederek, biz İbrahim'in duasının ürünüyüz buyurmuştur. Ayette geçen İbrahim a.s.'ın Soyumdan da imamlar çıkar hükmü Ehlibeytin üstünlüğüne kesin bir kanıttır. Ehlibeytin üstünlüğü sadece bizim kitaplarımızda değil sünni, ehli kitap tüm ilahi ekollerin kitaplarında mevcuttur. hem de hala...

                              bunlardan haberi olmayanların bu bilgileri öğrenmeden kestirip atmaları ancak gizli bir oyuna gelmelerini sağlar başka değil. Çünkü Ehlibeytin son temsilcisi İmam Mehdi a.f., zulmü kazıyacak olan kişidir. O'na inanç biz Ehlibeyt taraftarlarını tarih boyunca zulme ve sömürüye, saltanata krallık ve diktatörlüklere boyun eğdirmemiş, dimdik ayakta tutmuştur. her dönemde zulme karşı koyuşun adı Ehlibeyt taraftarlığı olmuştur. İnsanlık tarihini okuyan birisi şii alevi isyanlarından başka bir sistemli isyan mı görebilir tarihte?

                              bu gün de sinsi şekilde sömürgeci zalim katiller, bu zulme hiç bir ortamda en zor zamanda bile teslim olmayan bu inancı boğmak istemektedirler. İmam Zaman a.f.'in her an çıkabileceği ve zulmü yer yüzünden kazıyıp zalimlerin defterlerini düreceğine dair kesin inanç bizleri hep ayakta tuttu. en zor zamanlarda bile zalimlere boyun eğmememize vesile oldu.

                              işte bu yüzden büyük şeytan ABD bu inancı yıkmak, Mehdilik inancını boğmak için milyon dolarlar harcayarak, sahtekarları finanse etmekte. bir yandan sahte mehdiler uydurmakta, diğer yandan satılmış alimlerini Kur'ana bağlı olmak adına bu inancı soyculuk olarak tanıttırmaktadır.

                              değişen bir şey olmadı:

                              daha o Hazretin (s.a.a.) vefatı sırasında Ehlibeytin önünü kesmek ve zulüm dolu iktidar yolunu ihya etmek için ne dediler? Peygamber sayıklıyor bize Kur'an yeter, o varken biz yolumuzu mu şaşırırız...

                              bu gün de aynı şey denmiyor mu? Kur'an adına Ehlibeyt yerine sahte iktidarlar meşru kılınıyor.

                              diyeceksiniz biz zalimlere onay vermiyor onların saltanatlarını meşru saymıyoruz ki!

                              biz de iktidarın bir tane olduğunu, bunun Ehlibeyte tahsisini inkar ettiğinizde ne kalır geriye? sadece zalimler satılmışlar...

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X