1. Mucize İddiasıAşağıda verilen Kuran ayetlerinden anlaşılacağı üzere iddia açık olup dağların depremlere engel olduğu belirtilmektedir. Aynı zamanda ayetlerde dağların “sabit” olduğu da söyleniyor. Bu ayetler:
2. İddianın Geçersizliği
Depremler de aynı şekilde tektonik hareketler sonucu levhaların çarpışması ve volkanik faaliyetler sonucu oluşur, aslında dağ ve deprem arasında çok doğru bir orantı vardır, bilimsel olarak bunu görmek zor değildir. Levhaların sınırlarını olduğu yerler fay hatlarının ve depremlerin olduğu yerlerdir, aynı zamanda dağ sistemlerinin olduğu yerlerdir. Japonya, Şili, Hindistan gibi ülkelerdeki depremlerin nedeni de budur. Aslında dağların nedeni tektonik hareketler olup bu tektonik hareketler sonucunda depremler oluşur diyebiliriz.
3. Türk Mitolojisinde Dağlar
Konudaki araştırmalara başlamadan önce bir tespit yapalım; herhangi bir bilimsel veri olmadan da insan aklı şu basit bir yorumu yapabilir; “deprem yeri sarsar ve üzerindekileri yıkar ancak dağ gibi büyük ağırlıklar bu sarsıntıyı emebilir veya sarsıntının şiddetini azaltabilir“. Dümdüz bir ova hayal edelim.. Bu ovada deprem olursa bu ova ikiye bölünebilir ama aynı ovada dağ olursa hem sarsıntıyı emebilir, azaltabilir, hem de bu ikiye ayrılan ovada çatlağın boyutunu düşürebilir.
Bunlar bilimsel bir veri olmadan empirik bilgilerle, gözlemle veya mantık yürüterek yapılabilecek basit tespitler olup titreşim soğurma bilgileridir. Muhammed bunları düşünüp dağlarla ilgili sarsıntı önleyici özellik olduğunu söylemiş olabilir. Yani bunlar ”Mucize” tanımına giren birşeyler değil. Ayrıca yapılan yargının yanlış olduğunu aşağıda, aynı bilgi ve düşüncelerin zaten Muhammed zamanından önce de var olduğunu ve bilindiğini belirterek de göstereceğiz.
4. Tevrat’ta Dağlar
Bunlar, büyük bir ihtimalle Muhammed dönemi Arap yarımadasında da biliniyordu. Bunu, Tevrat’taki ayetlerde geçen bilgilerden de anlıyoruz.
5. Çin Mitolojisinde Dağlar
Son olarak şunu belirtmek gerekir ki eski inanışa göre dagların iki işlevi vardı. Birincisi gögü düşmesin diye tutarlardı, ikincisi ise yeri saglamlaştırırlardı. Kuran’dan 900 sene önce kaleme alınan Çin yaratılış metnine göre ana tanrıça Nugua oluşan tayfun ve sel felaketin engellemek için dagları ve taşları yer kabugu üzerinde meydana gelen çatlakları bertraf etmek için kullanmıştı. Bu bilgi Kuran’dan neredeyse 1000 sene kadar eski olduguna göre bir mucize aramak gerekiyorsa eger eski Çin metinlerine bu onuru vermek gerekir, Kuran’a degil.
6. İslam Öncesi Şiirlerde Dağlar
İslam öncesinin “hutbe”lerinde, yani “söz ustalığı”na örnek gösterilen seslenişlerde de dağların görevi hakkında düşüncelere yer verildiğini görüyoruz. Bunun yanında Muhammed öncesi de Allah adında bir Tanrıya inanılıyordu. Muhammed öncesinde de dağların sağlamlaştırıcı bir etkisi olduğu var sayılıyordu. Yani Muhammed’in dedikleri bu insanlar için ne yeni ne de mucizevimsi idi. Buna dair İslam öncesi bir şiire, Turan Dursun’un “Allah” isimli kitabında yer verilmiştir:
Görebileceğimiz direkler üstünde olmadan 7 tane yarattı.
Yeryüzünü yarattı ve oraya sizler [color=rgb(255, 0, 0)]sarsılmayın diye sabit dağlar[/color] yerleştirdi.
Onları mükemmelleştirdi ve parlayan güneş ve ayın ışıklarıyla süsledi.
Karanlıkta üstlerine parlayan yıldızlar koydu ki,
Onların ışıkları oklardan da yücedir.
Onları mükemmelleştirdi ve parlayan güneş ve ayın ışıklarıyla süsledi.
Karanlıkta üstlerine parlayan yıldızlar koydu ki,
Onların ışıkları oklardan da yücedir.</blockquote>7. İslam’da Dağlara Dair Mitolojik Anlatım
Bunun yanında depremlerde sağlamlaştırıcı etkisi olduğu düşünülen dağların sarsmaması fikri de tıpkı Güneş’in secdeye gitmesi fikri gibi tamamen mitolojiye dayalı bir düşünüştür. Kutub-i Sitte’de Muhammed’e sorulan sorular ve verdiği cevaplar bunu düşündürmektedir. Kuttubi Sitte’den sahih bir hadis;<blockquote>3238 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar.
“Ey Rabbimiz, dediler, dağlardan daha şiddetli bir mahluk yarattın mı?”“Evet, buyurdu. Demiri yarattım.”
“Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?” dediler. Hak Teâla:
“Evet! dedi. Ateşi yarattım.”
“Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?” diye yine sordular. Hak Teala:
“Evet, dedi, suyu yarattım! ”
“Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi:
“Evet, rüzgârı yarattım.”
“Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” diye yine sordular. Hak Teâla:
“Evet insanoğlunu yarattım” dedi ve devam etti: “Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir).”
Tirmizi, Tefsir, Muavvizateyn 2, (3366).</blockquote>8. Depremler ve Dağ Oluşumu Arasındaki Jeolojik İlişki
Öncelikle dağ ve deprem nedir, bunlar arasında nasıl bir jeolojik bağ ve ilişki vardırdır bunları inceleyelim. Dağlar bilindiği gibi tektonik hareketler sonucu levhaların birbirine yaklaşması veya volkanik hareketler sonucu oluşur. İki levha çarpışır ve bu levhalardan biri üste çıkıp yükselerek dağı oluşturur veya volkanik faaliyet sonucu volkan dağları oluşur (Bunun dışında akarsu biriktirmesi sonucu dağlar oluşabilir, heyelan sonucu dağlar oluşabilir, buzul dağları bambaşka oluşur zaten). Bunlara dair yönlendirici linkleri aşağıda bulabilir ve bir göz atabilirsiniz.
[color=rgb(68, 68, 68)]http://tr.wikipedia.org/wiki/Da%C4%9F[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://tr.wikipedia.org/wiki/Buzda%C4%9F%C4%B1[/color]
Bunun yanında depremler de aynı şekilde tektonik hareketler sonucu levhaların çarpışması ve volkanik faaliyetler sonucu oluşur. Aslında dağ ve deprem arasında çok doğru bir orantı vardır, bilimsel olarak bunu görmek zor değildir. Aşağıda vereceğimiz linkleri de inceleyebilirsiniz.
[color=rgb(68, 68, 68)]http://tr.wikipedia.org/wiki/Deprem[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://www.yenidenergenekon.com/wp-cont … ge0043.gif[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://profmandia.files.wordpress.com/2 … _world.gif[/color]
9. Fay Hatları ve Deprem İlişkisi
Yukarıdaki linklerde de görebileceğiniz gibi levhaların sınırlarını olduğu yerler fay hatlarının ve depremlerin olduğu yerlerdir, aynı zamanda dağ sistemlerinin olduğu yerlerdir. Japonya, Şili, Hindistan gibi ülkelerde ki depremlerin nedenide budur. Aslında dağların nedeni tektonik hareketler ve tektonik hareketler sonucunda depremler oluşur diyebiliriz.
Sibirya, Kanada, İç Afrika ve Brezilya bunların yanı sıra okullarda Coğrafya derslerinde öğretildiği gibi, Grönland, Suudi Arabistan, Kanada gibi ülkeler de masif sınıfına girer. Bu ülkeler dağlık değildir ancak deprem oranı en düşük ülkelerdir. Bu ülkelerin altındaki levhalar yaşlıdır ve genç tektonik hareketlerin olduğu ülkeler gibi değillerdir, deprem riskleri bu yüzden azdır, sağlamlaşmış ve yerine oturmuşlardır.
[color=rgb(68, 68, 68)]http://www.turkcebilgi.com/soru_cevap_3 … yiniz.html[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://i40.tinypic.com/5nk80i.jpg[/color]
10. Dağların Jeolojik Yapıları ve Deprem Şiddeti
Bunların yanı sıra depremde zemin etkisi asıl depremin şiddetini belirler. Eğer yer kayalıksa veya dağ kayalıksa depreme karşı direnci fazladır, kayalık olmayan; alüvyon toprak, killi toprak gibi topraklarda veya heyelan sonucu oluşmuş dağlarda veya kayalık olmayan horizan a,b,c katmanlarından oluşmuş dağlarda, deprem şiddetli olur.
http://www.benkoltd.com/deprem/deprem_zemin.htm
Eğer dağ kayalık olmayan bir dağ ise ve yanı başında ki ova kayalık sağlam bir yer ise, dağ eteğine yapılan yerleşim yeri çökerken kayalık düzlükteki yer sağlam kalır, çünkü depreme karşı zemin etkisi önemlidir, dağların jeolojik yapıları aynı değildir.Japonya ve Suudi Arabistan’ı bu şekilde düşünebilirsiniz. Biri dağlık ve depremlerin çok olduğu bir ülke, diğeri ise dağlık değil ama deprem riski az olan bir ülke. Kuran’ın bu hükmü genel kabul edilmemelidir. Eğer dağlar depremi önlüyorsa, bu durumda Japonya’da deprem olmamalıydı ama Suudi Arabistan’da depremler olmalıydı.Çarpıcı bir örnek daha verelim; Mesela toprak yapısı güçlü olmayan bir düzlük ile kayalık bir düzlük hayal edelim. İki alanda da levha hareketi olduğunu hayal edelim. Bu levha hareketi kayalık olmayan toprağı hemen katlayacaktır ve fay kırığı oluşturacaktır, bunun sonucunda bu bölgede depremle birlikte dağ oluşacaktır.
Ama Kayalık alan levha hareketi sonucu katlanmayacak,kırılmayacak direnç gösterecektir, bu durumda ne dağ oluşur ne deprem, bkz.Masifler ( Zemin etkisi ).
Depremlerin hepsi aynı türde olmaz, örnek olarak çöküntü depremleri vardır. Bu depremler, yer altındaki büyük mağaraların tavanının çökmesi sonucu oluşur, mesela zaman zaman bu tür çöküntü depremleri maden ocaklarında olur. Bu durumda, dağ silsilelerinden bağımsız oluştukları için yörede dağların bolca oluşu da bu depremlere pek etki etmez ve depremlerden korumaz.
11. Dağlar Sabit Olmayıp Değişkendir
Dağların sabitlik meselesine gelirsek, örnek olarak Toroslar, Alpler veya Everest dağının tepesinde bulunan ve Dünya tarihinin çok eski tarihlerinden kalma deniz canlısı fosilleri ile Everest’in her sene 1 cm yükselmesi dağların da kıta hareketleri gibi sabit olmadığını gösteriyor, zira levhaların birbirine yaklaşması ve uzaklaşması dağların hareketlerine neden olmaktadır. Daha doğrusu bu durum tüm kıtaların hareket etmesine neden oluyor ve uzun yıllar sonra dünya haritası yine değişecektir. Burada Kuran ayetlerinde bahsedildiği şekilde herhangi bir sabitlikten de söz edemeyiz.
12. Sonuç
Sonuç olarak Kuran ayetlerinin dağların düzenleyici etkilerinden bahsettiğini varsaysak bile Tevrat, Zebur gibi Kuran’dan yüzlerce yıl önce yazılmış eserlerde dağların dinsel inanışlardaki konumları, kutsal özellikleri veya diğer özel niteliklerine dair ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Ayetlerde mucizemsi hiçbir yön yoktur.
Dipnotlar
Kaynaklar metin içerisinde gösterilmiştir.
- [li](Allah), Gökleri, dayanak olmaksızın yarattı, siz onu görüyorsunuz. Sizi sarsmasın diye, Arz’a, dağlar bıraktı ve orada her canlıdan yaydı. Biz Gök’ten su indirdik, böylece orada, her kerim(güzel) çiftten bitki bitirdik. (Lokman 10)[/li]
[li]Yeryüzünde onları sarsmasın diye sabit dağlar yarattık…(Enbiya Suresi 31)[/li]
[li]Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. (Hicr 19)[/li]
[li]Sizi, sarsmasın diye, Arz’a dağlar bıraktı. Irmaklar ve yollar (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz. (Nahl 15)[/li]
2. İddianın Geçersizliği
Depremler de aynı şekilde tektonik hareketler sonucu levhaların çarpışması ve volkanik faaliyetler sonucu oluşur, aslında dağ ve deprem arasında çok doğru bir orantı vardır, bilimsel olarak bunu görmek zor değildir. Levhaların sınırlarını olduğu yerler fay hatlarının ve depremlerin olduğu yerlerdir, aynı zamanda dağ sistemlerinin olduğu yerlerdir. Japonya, Şili, Hindistan gibi ülkelerdeki depremlerin nedeni de budur. Aslında dağların nedeni tektonik hareketler olup bu tektonik hareketler sonucunda depremler oluşur diyebiliriz.
3. Türk Mitolojisinde Dağlar
Konudaki araştırmalara başlamadan önce bir tespit yapalım; herhangi bir bilimsel veri olmadan da insan aklı şu basit bir yorumu yapabilir; “deprem yeri sarsar ve üzerindekileri yıkar ancak dağ gibi büyük ağırlıklar bu sarsıntıyı emebilir veya sarsıntının şiddetini azaltabilir“. Dümdüz bir ova hayal edelim.. Bu ovada deprem olursa bu ova ikiye bölünebilir ama aynı ovada dağ olursa hem sarsıntıyı emebilir, azaltabilir, hem de bu ikiye ayrılan ovada çatlağın boyutunu düşürebilir.
Bunlar bilimsel bir veri olmadan empirik bilgilerle, gözlemle veya mantık yürüterek yapılabilecek basit tespitler olup titreşim soğurma bilgileridir. Muhammed bunları düşünüp dağlarla ilgili sarsıntı önleyici özellik olduğunu söylemiş olabilir. Yani bunlar ”Mucize” tanımına giren birşeyler değil. Ayrıca yapılan yargının yanlış olduğunu aşağıda, aynı bilgi ve düşüncelerin zaten Muhammed zamanından önce de var olduğunu ve bilindiğini belirterek de göstereceğiz.
- [li]“Tengri, tag birle yerig basurdı”. Yani “Tanrı, [color=rgb(255, 0, 0)]dağ ile yeri bastırıp daha sağlam yaptı[/color]”. “[color=rgb(255, 0, 0)]Yeri basan, tutan dağdır; [/color]Halkı basan, tutan Handır!“[/li]
4. Tevrat’ta Dağlar
Bunlar, büyük bir ihtimalle Muhammed dönemi Arap yarımadasında da biliniyordu. Bunu, Tevrat’taki ayetlerde geçen bilgilerden de anlıyoruz.
- [li][color=rgb(255, 0, 0)]Ey dağlar ve yeryüzünün sarsılmaz temelleri[/color], RAB’bin suçlamasını dinleyin. Çünkü RAB halkından davacı, İsrail’den şikâyetçi. Tevrat: Mika 6:2[/li]
[li] O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı, Titreyip sarsıldı[color=rgb(255, 0, 0)] dağların temelleri[/color], Çünkü RAB öfkelenmişti. Zebur: Mezmur 18: 7[/li]
[li]Çünkü size karşı öfkem ateş gibi tutuşup. Ölüler diyarının derinliklerine dek yanacak.Yeryüzünü ve ürününü yutup yok edecek.Ve [color=rgb(255, 0, 0)]dağların temellerini[/color] tutuşturacak. Tevrat: Yasanın Tekrarı 32:22[/li]
[li][color=rgb(255, 0, 0)]Yeryüzünü temeller üzerine kurdun, Asla sarsılmasın diye. [/color]Zebur: Mezmur 104: 5[/li]
[li][color=rgb(255, 0, 0)]Dağların köklerine kadar[/color] battım,Dünya sonsuza dek sürgülendi arkamdan; Ama, ya RAB, Tanrım, Canımı sen kurtardın çukurdan. Tevrat, Yunus 2: 6[/li]
5. Çin Mitolojisinde Dağlar
Son olarak şunu belirtmek gerekir ki eski inanışa göre dagların iki işlevi vardı. Birincisi gögü düşmesin diye tutarlardı, ikincisi ise yeri saglamlaştırırlardı. Kuran’dan 900 sene önce kaleme alınan Çin yaratılış metnine göre ana tanrıça Nugua oluşan tayfun ve sel felaketin engellemek için dagları ve taşları yer kabugu üzerinde meydana gelen çatlakları bertraf etmek için kullanmıştı. Bu bilgi Kuran’dan neredeyse 1000 sene kadar eski olduguna göre bir mucize aramak gerekiyorsa eger eski Çin metinlerine bu onuru vermek gerekir, Kuran’a degil.
6. İslam Öncesi Şiirlerde Dağlar
İslam öncesinin “hutbe”lerinde, yani “söz ustalığı”na örnek gösterilen seslenişlerde de dağların görevi hakkında düşüncelere yer verildiğini görüyoruz. Bunun yanında Muhammed öncesi de Allah adında bir Tanrıya inanılıyordu. Muhammed öncesinde de dağların sağlamlaştırıcı bir etkisi olduğu var sayılıyordu. Yani Muhammed’in dedikleri bu insanlar için ne yeni ne de mucizevimsi idi. Buna dair İslam öncesi bir şiire, Turan Dursun’un “Allah” isimli kitabında yer verilmiştir:
- [li] “Ey halk! Dinleyin, belleyin: Yaşayan ölür. Başa gelen gelir. Gece, karanlık; gündüz, durağan; gök, burçları olan; yıldızlar parlar; denizler kabarır; [color=rgb(255, 0, 0)]dağlar birer çivi; [/color]yer yayılıp döşenmiş; ırmaklar akağında akmakta. Gökte haber, yerde ‘ibret’ var. insanlar gidiyorlar (ölüyorlar) ve dönmüyorlar. Öyle istedikleri için mi kalıyorlar, yoksa uyusunlar diye mi bırakılıyorlar? Ey güçlü topluluk! Nerde Semûd (toplumu), nerde Ad(toplumu)? Nerede babalar, atalar? Şükürle karşılanmayan iyilik nerede, ne oldu? Yadırganmayan zülüm nerede, ne oldu? Kus gerçek ve içinde günah bulunmayan bir antla ant içer ki, üzerinde bulunduğunuz dininizden daha sevgili bir din vardır ‘Allah kalında.’ (Ali Muhammed Hasen, e’t-Tarihu’l.Ebedi, 1964, s.115.)[/li]
Görebileceğimiz direkler üstünde olmadan 7 tane yarattı.
Yeryüzünü yarattı ve oraya sizler [color=rgb(255, 0, 0)]sarsılmayın diye sabit dağlar[/color] yerleştirdi.
Onları mükemmelleştirdi ve parlayan güneş ve ayın ışıklarıyla süsledi.
Karanlıkta üstlerine parlayan yıldızlar koydu ki,
Onların ışıkları oklardan da yücedir.
Onları mükemmelleştirdi ve parlayan güneş ve ayın ışıklarıyla süsledi.
Karanlıkta üstlerine parlayan yıldızlar koydu ki,
Onların ışıkları oklardan da yücedir.</blockquote>7. İslam’da Dağlara Dair Mitolojik Anlatım
Bunun yanında depremlerde sağlamlaştırıcı etkisi olduğu düşünülen dağların sarsmaması fikri de tıpkı Güneş’in secdeye gitmesi fikri gibi tamamen mitolojiye dayalı bir düşünüştür. Kutub-i Sitte’de Muhammed’e sorulan sorular ve verdiği cevaplar bunu düşündürmektedir. Kuttubi Sitte’den sahih bir hadis;<blockquote>3238 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar.
“Ey Rabbimiz, dediler, dağlardan daha şiddetli bir mahluk yarattın mı?”“Evet, buyurdu. Demiri yarattım.”
“Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?” dediler. Hak Teâla:
“Evet! dedi. Ateşi yarattım.”
“Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?” diye yine sordular. Hak Teala:
“Evet, dedi, suyu yarattım! ”
“Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi:
“Evet, rüzgârı yarattım.”
“Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” diye yine sordular. Hak Teâla:
“Evet insanoğlunu yarattım” dedi ve devam etti: “Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir).”
Tirmizi, Tefsir, Muavvizateyn 2, (3366).</blockquote>8. Depremler ve Dağ Oluşumu Arasındaki Jeolojik İlişki
Öncelikle dağ ve deprem nedir, bunlar arasında nasıl bir jeolojik bağ ve ilişki vardırdır bunları inceleyelim. Dağlar bilindiği gibi tektonik hareketler sonucu levhaların birbirine yaklaşması veya volkanik hareketler sonucu oluşur. İki levha çarpışır ve bu levhalardan biri üste çıkıp yükselerek dağı oluşturur veya volkanik faaliyet sonucu volkan dağları oluşur (Bunun dışında akarsu biriktirmesi sonucu dağlar oluşabilir, heyelan sonucu dağlar oluşabilir, buzul dağları bambaşka oluşur zaten). Bunlara dair yönlendirici linkleri aşağıda bulabilir ve bir göz atabilirsiniz.
[color=rgb(68, 68, 68)]http://tr.wikipedia.org/wiki/Da%C4%9F[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://tr.wikipedia.org/wiki/Buzda%C4%9F%C4%B1[/color]
Bunun yanında depremler de aynı şekilde tektonik hareketler sonucu levhaların çarpışması ve volkanik faaliyetler sonucu oluşur. Aslında dağ ve deprem arasında çok doğru bir orantı vardır, bilimsel olarak bunu görmek zor değildir. Aşağıda vereceğimiz linkleri de inceleyebilirsiniz.
[color=rgb(68, 68, 68)]http://tr.wikipedia.org/wiki/Deprem[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://www.yenidenergenekon.com/wp-cont … ge0043.gif[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://profmandia.files.wordpress.com/2 … _world.gif[/color]
9. Fay Hatları ve Deprem İlişkisi
Yukarıdaki linklerde de görebileceğiniz gibi levhaların sınırlarını olduğu yerler fay hatlarının ve depremlerin olduğu yerlerdir, aynı zamanda dağ sistemlerinin olduğu yerlerdir. Japonya, Şili, Hindistan gibi ülkelerde ki depremlerin nedenide budur. Aslında dağların nedeni tektonik hareketler ve tektonik hareketler sonucunda depremler oluşur diyebiliriz.
Sibirya, Kanada, İç Afrika ve Brezilya bunların yanı sıra okullarda Coğrafya derslerinde öğretildiği gibi, Grönland, Suudi Arabistan, Kanada gibi ülkeler de masif sınıfına girer. Bu ülkeler dağlık değildir ancak deprem oranı en düşük ülkelerdir. Bu ülkelerin altındaki levhalar yaşlıdır ve genç tektonik hareketlerin olduğu ülkeler gibi değillerdir, deprem riskleri bu yüzden azdır, sağlamlaşmış ve yerine oturmuşlardır.
[color=rgb(68, 68, 68)]http://www.turkcebilgi.com/soru_cevap_3 … yiniz.html[/color][color=rgb(68, 68, 68)]http://i40.tinypic.com/5nk80i.jpg[/color]
10. Dağların Jeolojik Yapıları ve Deprem Şiddeti
Bunların yanı sıra depremde zemin etkisi asıl depremin şiddetini belirler. Eğer yer kayalıksa veya dağ kayalıksa depreme karşı direnci fazladır, kayalık olmayan; alüvyon toprak, killi toprak gibi topraklarda veya heyelan sonucu oluşmuş dağlarda veya kayalık olmayan horizan a,b,c katmanlarından oluşmuş dağlarda, deprem şiddetli olur.
http://www.benkoltd.com/deprem/deprem_zemin.htm
Eğer dağ kayalık olmayan bir dağ ise ve yanı başında ki ova kayalık sağlam bir yer ise, dağ eteğine yapılan yerleşim yeri çökerken kayalık düzlükteki yer sağlam kalır, çünkü depreme karşı zemin etkisi önemlidir, dağların jeolojik yapıları aynı değildir.Japonya ve Suudi Arabistan’ı bu şekilde düşünebilirsiniz. Biri dağlık ve depremlerin çok olduğu bir ülke, diğeri ise dağlık değil ama deprem riski az olan bir ülke. Kuran’ın bu hükmü genel kabul edilmemelidir. Eğer dağlar depremi önlüyorsa, bu durumda Japonya’da deprem olmamalıydı ama Suudi Arabistan’da depremler olmalıydı.Çarpıcı bir örnek daha verelim; Mesela toprak yapısı güçlü olmayan bir düzlük ile kayalık bir düzlük hayal edelim. İki alanda da levha hareketi olduğunu hayal edelim. Bu levha hareketi kayalık olmayan toprağı hemen katlayacaktır ve fay kırığı oluşturacaktır, bunun sonucunda bu bölgede depremle birlikte dağ oluşacaktır.
Ama Kayalık alan levha hareketi sonucu katlanmayacak,kırılmayacak direnç gösterecektir, bu durumda ne dağ oluşur ne deprem, bkz.Masifler ( Zemin etkisi ).
Depremlerin hepsi aynı türde olmaz, örnek olarak çöküntü depremleri vardır. Bu depremler, yer altındaki büyük mağaraların tavanının çökmesi sonucu oluşur, mesela zaman zaman bu tür çöküntü depremleri maden ocaklarında olur. Bu durumda, dağ silsilelerinden bağımsız oluştukları için yörede dağların bolca oluşu da bu depremlere pek etki etmez ve depremlerden korumaz.
11. Dağlar Sabit Olmayıp Değişkendir
Dağların sabitlik meselesine gelirsek, örnek olarak Toroslar, Alpler veya Everest dağının tepesinde bulunan ve Dünya tarihinin çok eski tarihlerinden kalma deniz canlısı fosilleri ile Everest’in her sene 1 cm yükselmesi dağların da kıta hareketleri gibi sabit olmadığını gösteriyor, zira levhaların birbirine yaklaşması ve uzaklaşması dağların hareketlerine neden olmaktadır. Daha doğrusu bu durum tüm kıtaların hareket etmesine neden oluyor ve uzun yıllar sonra dünya haritası yine değişecektir. Burada Kuran ayetlerinde bahsedildiği şekilde herhangi bir sabitlikten de söz edemeyiz.
12. Sonuç
Sonuç olarak Kuran ayetlerinin dağların düzenleyici etkilerinden bahsettiğini varsaysak bile Tevrat, Zebur gibi Kuran’dan yüzlerce yıl önce yazılmış eserlerde dağların dinsel inanışlardaki konumları, kutsal özellikleri veya diğer özel niteliklerine dair ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Ayetlerde mucizemsi hiçbir yön yoktur.
Dipnotlar
Kaynaklar metin içerisinde gösterilmiştir.