Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

EŞLER

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: EŞLER


    Ayet 've min ayatihi ' diye başlar. ''Allah'ın ayetlerinden biridir'' anlamına gelir.

    Hiç bir surede bu ibareye bu kadar sık rastlanmaz.

    Sadece Rum suresinde "Ve min ayatihi’’ diye başlayan ayetler arka arkaya sayılmıştır.

    Bu gerçekten dikkat çekicidir.Adeta Rabbimizin kainat ayetlerinin resmi geçididir.

    Onların içinden biri var ki bugünü, hepimizi anlatan bir ayettir.

    Çünkü bizler ağaç kovuğunda yetişmedik, annemiz ve babamız var.

    O’nun ayetlerindendir, bizim için eşler yaratması O'nun ayetlerindendir.

    Eşi bizim lehimize yaratmıştır.Eşsizlik Allah'a mahsustur.

    Eşsiz olmaz, çünkü varlık çift kutupludur.Varlığı tamamen çift yaratmıştır.

    O yüzden her ne ki tek o Allah tır.Her ne ki çift o mahluktur.Her ne ki tek o Halik’tır.

    Dolayısıyla eşini aramayan ayetini yitirmiştir.

    Dolayısıyla insan ayetini arıyor. Eşini arıyor.

    Rabbimizin bizim lehimize yarattığı insanı arıyoruz..

    Dolayıısyla eşler birbirlerini ararken

    ‘’Benim için yarattığını bana nasip et, bana denk getir,

    benim için yarattığını benim gözüme göster ‘ diye dua etmektedir.

    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      #32
      Ynt: EŞLER

      [quote author=hacı link=topic=9005.msg59243#msg59243 date=1256928763]
      Kerbela44 kardeşim,
      Konuyu çok kasmışsınız.
      Konumuz her şeyin çiftler halinde yaratılması konusu.
      Dağıtmadan eşeysiz üreme üzerinde yoğunlaşmanızı rica edeceğim.
      Çünkü ''eşeysiz Üremede''Çifte(erkek ve dişi'ye) ihtiyaç yoktur.


      [/quote]


      Size Adem ile Havvanın a.s yaratılışını incelemenizi

      V hz.Meryemin hamile kalmasını araştırmanızı tavsiye edrim

      Eğer insan sper olmadan dünyaya gelemz ise hz. meryem in hamile kalması nı nasıl açıklayacaksınız bu da doğa kanunu değil ya

      Bu ayet bizlere karşı Allahın ne kadar merhametli oluşunun delilleridir Allah ister ise hiç bir şeyin kendi kendine üremesinide sağlar ki bence en açık örnek Hz.Meryemin hamile kalmasıdır
      "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
      "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

      Yorum


        #33
        Ynt: EŞLER

        Görmüyor musunuz Allah yedi göğü nasıl birbiriyle uyumlu yaratmıştır
        Ben 7 gök görmüyorum.Bu konudaki ayet hatalıdır.

        Atmosferle ne kadar alakalısınız bilmiyorum ama gökyüzünün tabakalardan oluştuğunu ilkolkul öğrenciler bile bilir ve siz gözünüzle görmediğiniz zşleylerin varlığını inlar edemezsiniz gözle görülmeyen nice şeyler vardır kainatta ya göremeyeceğimiz kadar büyük yada göremeyeceğimiz kadar küçüktürler
        "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
        "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

        Yorum


          #34
          Ynt: EŞLER

          Size Adem ile Havvanın a.s yaratılışını incelemenizi

          V hz.Meryemin hamile kalmasını araştırmanızı tavsiye edrim

          Eğer insan sper olmadan dünyaya gelemz ise hz. meryem in hamile kalması nı nasıl açıklayacaksınız bu da doğa kanunu değil ya
          Doğa kanunları yoksa,sizce ne var.
          Adem masalı-Meryem masalı size inandırıcı geliyorsa bir şey diyemem.Ama ben derimki bir sperm ve bir yumurta döllenmeden İsa dünyaya gelemez.Birileri Meryem'in fecr'ine istediği kadar üflesin.Yumurtayı döllemeden bir insan oğlu dünyaya gelemez.Bunun aksini iddia eden her öğreti,inanç,hurafe bilimsel gerçeğin duvarlarına çarparak yok olmak zorundadır.

          Alıntı Ekle
          Alıntı
          Görmüyor musunuz Allah yedi göğü nasıl birbiriyle uyumlu yaratmıştır

          Ben 7 gök görmüyorum.Bu konudaki ayet hatalıdır.

          Atmosferle ne kadar alakalısınız bilmiyorum ama gökyüzünün tabakalardan oluştuğunu ilkolkul öğrenciler bile bilir ve siz gözünüzle görmediğiniz zşleylerin varlığını inlar edemezsiniz gözle görülmeyen nice şeyler vardır kainatta ya göremeyeceğimiz kadar büyük yada göremeyeceğimiz kadar küçüktürler
          Ayette 7 gökten bahsediliyor.Bilim ise 7 gök katmanı olmadığını söylüyor.Bilmiyorsanız söyleyeyim.Atmosfer 5 katmandan oluşur.
          Öyleyse bu ayetin de diğerleri gibi hatalı olduğunu söyleyebiliriz.

          Yorum


            #35
            7 kat gök


            Kuran ayetlerinde evren hakkında verilen bilgilerden biri, gökyüzünün yedi kat olarak düzenlendiğidir:

            Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. (Bakara Suresi, 29)

            Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi... (Fussilet Suresi, 11)

            Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti... (Fussilet Suresi, 12)

            Kuran'da pek çok ayette kullanılan gök kelimesi tüm evreni ifade etmek için kullanıldığı gibi, Dünya göğünü ifade etmek için de kullanılır. Kelimenin bu anlamı düşünüldüğünde, Dünya göğünün, bir başka deyişle atmosferin, 7 katmandan oluştuğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Nitekim bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmiş farklı katmanlardan meydana geldiği bilinmektedir. Kimyasal içerik veya hava sıcaklığı ölçü alınarak yapılan tanımlamalarda, Dünya'nın atmosferi 7 katman olarak belirlenmiştir. Bugün halen 48 saatlik hava durumu tahminlerinde kullanılan ve "Limited Fine Mesh Model" (LFMII) olarak adlandırılan atmosfer modeline göre de atmosfer 7 katmandır. Modern jeolojik tanımlamalara göre atmosferin 7 katmanı şu şekilde sıralanmaktadır:

            Troposfer, Stratosfer, Mezosfer, Termosfer, Ekzosfer, İyonosfer, Manyetosfer.

            Bu konuyla ilgili bir diğer mucizevi yön ise Fussilet Suresi'nin 12. ayetinde geçen "Her bir göğe emrini vahyetti" ifadesinde yer almaktadır. Yani ayette Allah'ın her tabakayı belli bir görevle görevlendirdiği belirtilmektedir. Yukarıda saydığımız tabakaların her birinin insanların ve yeryüzündeki tüm canlıların yararı açısından çok hayati görevleri vardır. Yağmurların oluşmasından zararlı ışınların engellenmesine, radyo dalgalarının yansıtılmasından göktaşlarının zararsız hale getirilmesine kadar her tabakanın kendine özgü bir işlevi bulunmaktadır.

            Aşağıdaki ayetler ise bize atmosferin 7 katmanının görünümü ile ilgili bilgi vermektedir:

            Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır? (Nuh Suresi, 15)

            O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır... (Mülk Suresi, 3)

            Bu ayetlerde Türkçeye "uyum" olarak çevrilen Arapça "tibakan" kelimesi, aynı zamanda "tabaka, bir şeyin uygun olan kapağı ve örtüsü" anlamlarına da gelir ki, üst katın alt kata uygunluğunu vurgular. Kelimenin çoğul kullanımında ise "tabaka tabaka" anlamı kazanmaktadır. Ayette tarif edilen tabaka tabaka halindeki gök, kuşkusuz atmosferi en mükemmel şekilde ifade eden açıklamalardır.

            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              #36
              Ynt: EŞLER

              Pekiyi,Birinci kat gök bunlardan hangisi oluyor o zaman?

              Yorum


                #37
                Ynt: EŞLER

                ADEM OĞLU HACI ...

                SENİNKİDE LAFMI SIRF MUHALEFET OLSUN BAŞKA DERDİN YOK ..

                HAKKI GÖRMEK İSTEMİYORSUN ...

                BAŞIN AĞRIYOR !!! AĞRIYI GÖSTEREMEDİĞİN GİBİ ..

                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  #38
                  Ynt: EŞLER

                  Bol keseden sallamak yok.Güğün katlarının 7 olduğunu ispat etmeni bekliyorum.
                  http://en.wikipedia.org/wiki/Earth%27s_atmosphere

                  Bu linkte atmosfer tabakaları tek tek açıklanmış.Hepsini topladım beş adet.
                  Troposphere
                  Stratosphere
                  Mesosphere
                  Thermosphere
                  Exosphere

                  Bu 7 kat gök uydurması nereden çıktı bi zahmet açıklasanda bizde bilsek.

                  İkinci sorum.Birinci kat gök o saydıklarından hangisi?

                  Bakalım kendine ait bir bilgin var mı?

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: EŞLER

                    Adem masalı-Meryem masalı size inandırıcı geliyorsa bir şey diyemem.Ama ben derimki bir sperm ve bir yumurta döllenmeden İsa dünyaya gelemez.Birileri Meryem'in fecr'ine istediği kadar üflesin.Yumurtayı döllemeden bir insan oğlu dünyaya gelemez.Bunun aksini iddia eden her öğreti,inanç,hurafe bilimsel gerçeğin duvarlarına çarparak yok olmak zorundadır.
                    Hacı… eğer bu duvara çarparak yol olmaya mahkumdur dediğiniz şeyler allahın ayetleri değilde şianın hadisleri olsa idi o zaman çekeceğiniz vardı. Ben imamları yüceltmek adına nebileri aşağılayan şia hadisinin ayaklarımın altında olduğunu ifade ettiğimde forumun aliminin! öncülüğünde nasıl velvele koparıldı şahit olmuşsunuzdur. Ama siz rahatsınız merak etmeyin, kimse ağzını açıp tek kelime laf etmez bile, istediğiniz gibi ayetlerle dalga geçin, duvara çarpın, ayaklarınızın altında alın kimin umrunda..

                    Şimdi söyleyeceklerim Allah ve resulünün sözü değildir. Bu yaşanacağını öngördüğüm olay Allah ve resulünün bildirdiği gaybi haberlerle paralellik arzeden şahısların yer değiştirdiği ama ana tema olarak, içerik olarak diğerleriyle benzeşen bir durumdur.Doğrusunu Allah bilir;

                    Ehlibeytin başında beklediği Kevser havuzuna birileri yaklaşmaya çalışacak, sonra cehennem bekçileri onları oradan hızla uzaklaştıracak. Ehlibeyt Allah’a diyeceki; Allahım bunlar bizim şialarımızdır, bizi sevdiler, bizim düşmanlarımıza lanet ettiler, onlardan teberri ettiler neden havuzdan uzaklaşıyolar?

                    Allah onlara şu cevabı verecek; bu taife Kurana düşman idi, benim ayetlerime düşman idi, size olan sevgilerinin arkasına sığınarak, sizi yüceltmek adına hem benim kitabıma hem de nebilerime düşmanlık ettiler. Bana has olan sıfatları sizlere yakıştırarak sizi ilahlaştırmak ve nebilerin önüne geçirmek istediler, benim hükümlerime uymak yerine sizin ağzınızdan hükümler uydurarak bunlara uydular, şimdi tadsınlar azabı.

                    Açıktan ya da gizliden kuran düşmanı olan tüm taifelerin varacağı yer aynıdır. Allah bunlara azabın en büyüğünü taddırsın.


                    Yorum


                      #40
                      Ynt: EŞLER

                      [quote author=Mekteb-i Mülkiye link=topic=9005.msg62244#msg62244 date=1258799000]
                      Adem masalı-Meryem masalı size inandırıcı geliyorsa bir şey diyemem.Ama ben derimki bir sperm ve bir yumurta döllenmeden İsa dünyaya gelemez.Birileri Meryem'in fecr'ine istediği kadar üflesin.Yumurtayı döllemeden bir insan oğlu dünyaya gelemez.Bunun aksini iddia eden her öğreti,inanç,hurafe bilimsel gerçeğin duvarlarına çarparak yok olmak zorundadır.
                      Hacı… eğer bu duvara çarparak yol olmaya mahkumdur dediğiniz şeyler allahın ayetleri değilde şianın hadisleri olsa idi o zaman çekeceğiniz vardı. Ben imamları yüceltmek adına nebileri aşağılayan şia hadisinin ayaklarımın altında olduğunu ifade ettiğimde forumun aliminin! öncülüğünde nasıl velvele koparıldı şahit olmuşsunuzdur. Ama siz rahatsınız merak etmeyin, kimse ağzını açıp tek kelime laf etmez bile, istediğiniz gibi ayetlerle dalga geçin, duvara çarpın, ayaklarınızın altında alın kimin umrunda..

                      Şimdi söyleyeceklerim Allah ve resulünün sözü değildir. Bu yaşanacağını öngördüğüm olay Allah ve resulünün bildirdiği gaybi haberlerle paralellik arzeden şahısların yer değiştirdiği ama ana tema olarak, içerik olarak diğerleriyle benzeşen bir durumdur.Doğrusunu Allah bilir;

                      Ehlibeytin başında beklediği Kevser havuzuna birileri yaklaşmaya çalışacak, sonra cehennem bekçileri onları oradan hızla uzaklaştıracak. Ehlibeyt Allah’a diyeceki; Allahım bunlar bizim şialarımızdır, bizi sevdiler, bizim düşmanlarımıza lanet ettiler, onlardan teberri ettiler neden havuzdan uzaklaşıyolar?

                      Allah onlara şu cevabı verecek; bu taife Kurana düşman idi, benim ayetlerime düşman idi, size olan sevgilerinin arkasına sığınarak, sizi yüceltmek adına hem benim kitabıma hem de nebilerime düşmanlık ettiler. Bana has olan sıfatları sizlere yakıştırarak sizi ilahlaştırmak ve nebilerin önüne geçirmek istediler, benim hükümlerime uymak yerine sizin ağzınızdan hükümler uydurarak bunlara uydular, şimdi tadsınlar azabı.

                      Açıktan ya da gizliden kuran düşmanı olan tüm taifelerin varacağı yer aynıdır. Allah bunlara azabın en büyüğünü taddırsın.



                      [/quote]

                      s.a

                      yöneticilere yönelttiğiniz eleştirilere ( ayetlere islami değerlere karşı yapılan saldırılar çerçevesinde sessiz kalmalarına ) katılıyor ve daha duyarlı davranmaya davet ediyorum..

                      sizinde şia nın nebileri aşağılama gibi asılsız beyanınızın bir talihsizlik olduğuna inanıyorum..ve şianın kuran ve ehli beyt öğretilerinden farklı konuşmadıklarını hatırlatarak araştırmanızı varsa dediğiniz tarzda konular bizimle paylaşmanızı ve cevap aramanızı önemle rica ederim...

                      HACI denen katılımcıya gelince ;

                      Hz. İsa’nın Babasız Doğma Mûcizesi

                      Her müslüman, Kur’an’ın açık ifadesine inanarak Hz. İsa’nın babasız doğduğuna inanır. Kur’an, Hz. İsa’nın babasız doğumunu, annesiz ve babasız yaratılan Hz. Âdem’e benzetir: “Allah yanında İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir; Onu topraktan yarattı, sonra ona ‘ol’ dedi, hemen oluverir.” (3/Âl-i İmrân, 59)

                      Determinizm ve materyalizm 19. asır Avrupa’sında patlak verince tüm mânevî değerlere saldırdı; bu arada Hz. İsa’nın babasız doğuş mûcizesini de inkâr ederek alay konusu haline getirdi. Hatta, biyolojiye koydukları “kendi kendine üreme olmaz” ilkesinde sırf Hz. İsa’ya sataşma amacı gütmüşlerdir. Her konuda olduğu gibi, biyolojide de erken ve eksik bilgilere rağbet ederek böyle yanlış kural ve yargılara varmak ateistlerin âdetidir. Bilimdeki gelişmeler, eski yanlış teorileri çökertmekte, çok kere bilim, kendi putunu kendi devirmektedir. Dün, “babasız çocuk olmaz” diyen bilim adamları, bugün canlıları klonlayarak laboratuar şartlarında canlı kopyalamaya çalışmaktadırlar. Aslında çağımız biyolojisi, bir embriyonun oluşumunu ve gelişimini oldukça iyi ölçülerde tanıyabilmektedir. Bugünkü biyoloji verileri ile şöyle demek daha doğru olur: Asıl mûcize, babasız çocuk doğurmak değil; babalı çocuk doğurmaya mecbur olma olayıdır. Çünkü, ince hikmet nedeniyle annenin yumurta hücresi bir çocuğu tümüyle meydana getirme yeteneğine sahip iken, özellikle yetkisi Allah tarafından elinden alınmıştır.

                      Hz. İsa’nın babasız doğmasına bazılarının akıllarının ermemesi; bakmasını bilmedikleri, bakış açılarının yanlışlığı sebebine dayanır. Allah’ın yaptıklarıyla kendi yaptıklarını aynı kefeye koyup mukayese etme yanlışlığıdır. Bilinmesi gerekir ki, insanlar için yapılması imkânsız olan şeylere Allah’ın “ol” demesi kâfidir. Aslında babasız meydana gelen sadece Hz. İsa da değildir. Canlılar dünyasında bunun pek çok misalleri vardır. Arılar bunlardan sadece birisidir.

                      Bilindiği gibi, her kovanda bir ana arı bulunur. Ve hayatında, bir defa çiftleşme uçuşuna çıkar. Bu uçuş sırasında en hızlı erkek arı ile çiftleşir ve ondan aldığı spermalar (erkek üreme hücreleri) bir kese içerisinde depo edilir. Kovana döndükten sonra ana arı yumurtlamaya başlar. Yumurtalar, spermaların bulunduğu kesenin yanından geçerler. Bu esnada bazı yumurtalar spermalar tarafından döllenir. Bazıları ise hiç döllenmeden çıkarlar. İşte döllenen yumurtalardan dişi arılar, sperma ile döllenmeyen yumurtalardan ise erkek arılar meydana gelir. Bu tip üremeye biyolojide “partenogenetik üreme” denilir.

                      Hz. İsa’nın babasız oluşunu, “aklımız almıyor” diye inkâr edenler, yeryüzünde her yıl milyarlarca babasız erkek arının meydana gelişini hangi akılla ve nasıl açıklayacaktır?

                      Bir başka örnek de yaprak bitleri (afidler)’dir. İlkbaharda bazı bitkilerin yaprak ve tomurcuklarından özsu emerek yaşayan bu böcekler çiftleşmeksizin (yani babasız olarak) yavrular doğururlar. Bu yavruların tamamı dişidir. Ancak sonbaharda erkeklerle çiftleşen böcekler doğurmayıp yumurtlarlar. Döllenmiş bu yumurtalardan ilkbaharda dişi yavrular çıkar. Erkekler sadece sonbaharda meydana gelir. Su pireleri (dafnialar) de belirli bir mevsimde partenogenetik (yani babasız olarak) üreme gösterirler. Döllenmemiş yumurtalardan yavrular çıkar. Bu örnekleri daha da artırmak mümkündür. Karıncaların, uyuz böceklerinin ve solucanların bazıları da babasız ürerler.

                      Dikkat edilirse, gerek yaprak bitleri ve gerekse su pirelerinin babasız üremeleri devamlı değildir. Sadece belirli mevsimlerde olur. Yani Cenâb-ı Hak mânen diyor ki: “Üreme kanunumu istersem hikmetime göre değiştirebilirim. Canlıları, babalı olduğu gibi, babasız da yaratabilirim. Sebepler sizi aldatmasın.” Anne ve babamız, dünyaya gelmemizde sadece birer sebeptirler. Bundan başka bir rolleri yoktur. Meselâ, gözlerimizi ve ellerimizi annemiz mi verdi, yoksa babamız mı? Akıl, hâfıza, hayal, sevgi, nefret, şefkat gibi mânevî cihazlarımızı nereden aldık? Tek bir hücreden gelişerek meydana gelen bu vücut yapımızı bir düşünelim. Hangi kudret sahibi bu hârika yapıyı o tek hücreden çıkardı? Madem biz varız; Kendimizi inkâr edemiyoruz ve madem tek bir hücreden yaratılmışız. Böyle bir ilim ve kudret sahibi bizi neden annesiz ve babasız yaratamasın? Zaten anne ve babamızı da yaratan O değil mi?

                      Dünyada cereyan eden üreme kanunlarının hepsi de erkek ve dişi vasıtasıyla olacak diye bir kural yoktur. Bakteriler birkaç saat içinde neslinin neslini görebilecek kadar hızla ürerler. Fakat ne anne var, ne de baba. Bir bakteri ortadan ikiye bölünüyor ve oluyor iki bakteri. Diğer taraftan ilk insan Hz. Adem’in annesiz ve babasız yaratıldığı gibi, milyonlarca bitki ve hayvan türünün ilk yaratılışının da annesiz ve babasız olduğunu unutmamak gerekir.

                      Her sebebin, her kanunun bir istisnası bulunabilir. Anne ve baba vasıtasıyla dünyaya gelme kanununun bir istisnası olarak Hz. İsa yaratılmıştır. Bununla insanların imtihanı söz konusudur. Hikmet-i İlâhî böyle istemiştir. Çünkü Hz. İsa, büyük peygamberlerdendir. Peygamberlere Allah tarafından verilen mûcizeler ise zamanlarındaki insanlar hangi hususta ileri iseler, o çeşitten olmuştur. Hz. İsa zamanında tıp ilmi revaçta olduğundan, onun mûcizesi de tıpçıları âciz bırakacak olan babasız yaratılma şeklinde olmuş ve bu, ölüleri diriltme gibi mûcizelerle devam etmiştir. Başta babasız doğum olmak üzere bu mûcizelerle ruhu inkâr eden ve insanı sadece maddî organlardan ve sebep sonuç ilişkilerinden ibaret kabul eden topluma, ruh ve can konusunu düşünmeleri hatırlatılır. Hz. İsa’nın babasız doğuşu, Allah’ın istediğini istediği gibi yaratabileceğini gösterir. Bu olay ile O, bizim sebepleri putlaştırıp sebeplerde boğulmamamızı ihtar ediyor. Allah’ın kendi yarattığı sebeplere uyma zorunluluğunun olmadığını isbat ediyor. Anne ve babanın birer sebep olduğunu, hikmeti gerektirirse insanları ve hatta bütün canlıları annesiz babasız da yaratabileceğini gösteriyor..


                      wesselam..


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: EŞLER

                        hacı ataisttir. fikirleri değişiktir. bir çok bakış açısı kendince hakaret değil tespit ve ilmidir. kendince diyorum...

                        biz katılmıyoruz. gerekli cevapları verdiğimiz de konular baştan beri incelenirse görülecektir. ancak kendisinin ilmi nezaketten uzak olması aynı zamanda subjektif bakışlarını ilmi diye sunması kendisini ciddiye almamızı engellemiştir. yönetime engellemesini söyledik ancak engellenmedi. bazı hakaretvari cümlelerine ben de şahit olmuştum yönetimin umarım bir savunusu vardır bu konularda.

                        ancak bunu bir şii zaafı gibi göstermek asla kabul edilir ve ilmi değildir. çünkü yeterli cevaplar verilmiş ve kendisini burda ciddiye alan olmamıştır. buna rağmen fikirleri şüphe uyarırsa bize gelip soruyorlar biz de yine cevap veriyoruz. bu bir yöntemdir. bazen seviyesizlere cevap vermemek de bir cevaptır.

                        bilmiyorum hacı diğer sitelerde burdaki özgürlüğünü ve ilmiliği bulabiliyor mu ne düşünür ama ben onun burdan engellenmemesini bu sitenin kendine olan özgüveninden ve üyelerinin bundan etkilenmeyecek kadar sağlam ilme sahip oluşundan diye düşünüyorum.. çünkü duyduğum kadarıyla bir çok sünni siteden kovulmuş hacı.. burda ise her şeyi yazabiliyor...

                        sizce inanmayan birinin konuşmaları da o oranla rahat olması doğal değil midir bir değişik bakışla.. ancak bu hakaretlerine alaylarına sessiz kalınması iyidir anlamına gelmez. oysa inandım diyen birinin, inandım diyen birine hacıdan daha insafsızca ve düşmanca ve bir o kadar önyargıyla bakmasını nasıl izah edeceksiniz.

                        yazılanları verilen cevapları hiç dinlemeyip kendi kafasındakileri tekrar etmesine?.. küfür aşağılam gibi provakalara girişmesine alimlerini küçümsemesine...

                        Yorum

                        YUKARI ÇIK
                        Çalışıyor...
                        X