Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

44- DUHÂN SURESİ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    44- DUHÂN SURESİ

    (10. âyette kıyametin, gözle görülür kesif bir dumanla geleceği anlatıldığı cihetle duman anlamına gelen Duhan adıyla anılmıştır.)

    Mekkîdir, elli dokuz âyettir.



    Rahman ve Rahîm Allah Adıyla

    1- Hâ mîm.

    2- Andolsun her şeyi açıklayan Kur'ân'a.

    3- Şüphe yok ki biz onu, kutlu bir gecede indirdik, şüphe yok ki biz, insanları korkuturuz.

    4- O gecede ayrılır, takdîr edilir her hükmolunan iş.

    5- Bir iş ki katımızdan hükmolunur, şüphe yok ki biz göndermişizdir.

    6- Rahmet olarak Rabbinden; şüphe yok ki o, duyar, bilir. [1][2][3]

    7- Rabbidir göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin. Adamakıllı inanır, iyice bilirseniz.

    8- Yoktur ondan başka tapacak, diriltir ve öldürür; Rabbinizdir ve Rabbi-dir gelip geçen atalarınızın.

    9- Hayır, onlar şüphe içindedir, alay edip dururlar.

    10- Artık gözetle gökyüzünden apaçık, gözle görünür bir dumanın geleceği günü.

    11- Bütün insanlara yayılır, budur elemli azap.286

    12- Rabbimiz, bizden azâbı, gider, şüphe yok ki inandık biz.

    13- Siz neredesiniz, öğüt alma nerede ve andolsun ki onlara, her şeyi açıklayan bir Peygamber geldi de.

    14- Sonra yüz çevirdiler ondan ve kendisine birşeyler öğretilmiş delinin biri dediler.

    15- Şüphe yok ki birazcık gidereceğiz azâbı, fakat gene şüphe yok ki kâfirliğe döneceksiniz.

    16- O gün pek şiddetli bir sûrette tutar, cezâlandırırız, şüphe yok ki öc alırız biz.287

    17- Ve andolsun ki onlardan önce Firavun'un kavmini de sınamıştık ve onlara güzel huylu bir peygamber gelmişti de.

    18- Allah'ın kullarını demişti, bana teslîm edin, şüphe yok ki ben, emin bir peygamberim size.

    19- Ve Allah'a karşı yücelik satmaya kalkışmayın; şüphe yok ki ben size, apaçık bir delil getirdim.

    20- Ve şüphe yok ki ben Rabbime ve Rabbinize sığınırım beni taşlayıp öldürmenizden.

    21- Bana inanmıyorsanız bırakın tek başıma beni.

    22- Derken Rabbine duâ edip şüphe yok ki bunlar demişti, mücrim bir topluluk.

    23- Artık kullarımla geceleyin yola düş, şüphe yok ki ardınızdan geleceklerdir.

    24- Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.

    25- Nice bahçeler terkettiler ve nice akarsular.

    26- Ve tarlalar ve güzelim meclisler.

    27- Ve bol-bol yeyip geçindikleri nice nîmetler.

    28- Böyle işte ve onları mîras verdik bir başka topluluğa.

    29- Derken ne gök ağladı onlara, ne yer ve mühlet de verilmedi onlara.

    30- Ve andolsun ki İsrailoğullarını aşağılatıcı bir azaptan kurtardık.

    31- Firavun'dan; şüphe yok ki o haddi aşanlardan yücelik satan, ululanan biriydi.

    32- Ve andolsun ki İsrailoğullarını, bilerek bütün âlemlerden üstün olmak üzere seçtik.

    33- Ve onlara, apaçık nîmetleri muhtevi deliller verdik.

    34- Gerçekten de şunlar elbette derler ki.

    35- İlk ölümümüzden başka ölüm yok bize ve biz, tekrar dirilmeyiz de.

    36- Doğru söylüyorsanız getirin babalarımızı bize.

    37- Bunlar mı daha hayırlıdır, yoksa Tubba' kavmiyle onlardan öncekiler mi? Helâk ettik onları, şüphe yok ki mücrimlerdi onlar.[4]

    38- Ve biz gökleri ve yeryüzünü ve ikisinin arasındakileri eğlence için, boşu-boşuna yaratmadık.

    39- Biz onları, ancak gerçek olarak yarattık ve fakat çoğu bilmez.

    40- Ayrılma günü, gerçekten de hepsinin muayyen bir günüdür. [5]

    41- O gün dostun dosta faydası olmaz ve onlar, bir yardım da görmezler.

    42- Ancak Allah kime acırsa o başka; şüphe yok ki odur üstün ve rahîm.

    43- Şüphe yok ki zakkum ağacı.

    44- Suçluların yemeğidir.

    45- Erimiş bakıra, kurşuna benzer, karınlarda kaynar.

    46- Kaynar su gibi.

    47- Tutun onu da sürüyün koca cehennemin ta ortasına.

    48- Sonra da dökün kaynar suyu azâb olarak tepesine.

    49- Tat, şüphe yok ki sen üstündün, kerem sâhibiydin.

    50- Gerçekten de buydu şüphe ettiğiniz.

    51- Şüphe yok ki çekinenler, emîn bir makamdadır.

    52- Cennetlerde ve akarsuların kıyılarında.

    53- İnce ve kalın ipekliler giyerler, karşı-karşıya otururlar.

    54- Böyle işte ve onları evlendiririz iri gözlü hûrilerle.

    55- Orada emin bir halde her çeşit meyvelar isterler.

    56- İlk ölümden başka ölüm tatmazlar orada ve onları korur koca cehennemin azâbından.

    57- Rabbinden bir lütuf ve ihsân olarak; budur o büyük kurtuluşun, murâda erişin ta kendisi.

    58- Gerçekten de öğüt alsınlar diye Kur'ân'ı senin dilinle indirdik, okuyuşunu da kolaylaştırdık.

    59- Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler.



    --------------------------------------------------------------------------------

    [1]) Mübarek gece, İbn-i Abbas'a Katâde'ye ve İbn-i Zeyde göre Kadir Gecesidir. İmam Muham-med-ül-Bâkır ve Ca'fer-üs-Sâdık'tan da bu kavil rivâyet edilmiştir. 97. sûrede, Kur’ân'ın Kadir Gecesinde indiği açıkça bildirildiği cihetle buradaki mübarek geceyi şabanın... (Devamı, sonnot No:50)

    [2]) Bu kesif duman kıyamet alâmetlerindendir.

    [3]) Kıyamet günü. Bedir savaşına işarettir diyenler de vardır.

    [4]) Tubba’, Himyerli bir hükümdardır. Tebaası çok olduğu için bu adla anılmıştır.

    [5]) Kıyamet günü.
    Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X