BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Tüm insanlar içinde bulundukları durumdan razı değillerdir. Dünyanın gidişatından yapılan haksızlık, zulüm, işkence, açlık, fakirlik, birilerinin akıl almaz refahta birilerinin kuru ekmek bulamaması, adaletin olmayışı insanları derinden üzmektedir. Bunun insanlar tarafından asla çıkış yolu olmadığını düşünmekteler. Eğer insanlar tarafından bir çıkış yolu olsaydı bu güne kadar olurdu zaten. Yeryüzünde hayat başladığı günden birilerinin fikri doğrultusunda hareket etmiş fakat sonuç boş çıkmıştır. Bizzat kendimiz bunun örneğini 20nci yüzyılda yaşadık sosyalist ve komünistler kurtuluş meleği gibi geldiler, başarıya ulaşmak için milyonlarca insanı katlettiler, milyarlarca serveti heba ettiler, toplumlardaki dini manevi ve milli değerleri yok ettiler ancak 70 sene gibi kısa bir zamanda kendilerinden geriye açlık, sefalet, ahlaksızlık ve dinsizlik bıraktılar. İnsanlar tekrar burjuvanın kölesi olmaya mahkûm oldular. Bu yüzden tekrar vurguluyorum içinde bulunduğumuz adaletsizlik ve çıkmazlardan çıkar yolun insanların kendi kafalarıyla ürettikleri fikirle mümkün değildir. O yüzden hangi topluma gidersen git Hıristiyan, Yahudi, Budist veya Müslüman bir kurtarıcı beklemektedirler. Hatta akli selim düşünen her kes fıtratına müracaat ettiğinde kendisinde böyle bir hissin olduğunu fark edecektir.
Allah’ın insanların hidayeti için gönderdiği son din kâmil bir din ise ki öyledir, insanların bu hislerine cevapsız kalmamalıdır. Bu işe bir çözüm getirmelidir. İnsanların gücünün üstünde bir iş insanlardan talep edilmez, bu aklın değişmeyen kesin kuralıdır. Buna göre insanların yaratıcısı gücü her şeye yeten, her şeyi bilen Allah insanların bu sorununu çözmüş ve bu iş için ehil yaratmış ve son elçisinin diliyle kendi kitabında nas ve işaret yoluyla vurgulamıştır. Mesela Nur süresinin 55nci ayetinde buyurmuş ki: :” Allah, sizden iman edip doğru işler yapanlara, onlardan öncekileri yeryüzüne egemen kıldığı gibi onları da egemen kılacağını, beğendiği dini onlar için yerleştireceğini ve korkularını güvene çevireceğini vaat etti. Onlar bana ibadet ederler, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kim küfre saparsa, işte onlar fasıktırlar.”
Ayette yeryüzünde mutlak dinin hâkim olacağından, mutlak emniyetin olacağından ve yeryüzünün mustaz’aflar tarafından yönetileceği vadesi vardır. Vadesi eksiksiz gerçekleştirecek Allah’tan başka kim vardır.
Peygamber efendimiz kurtuluşu beklemenin en üstün bir ibadet olduğunu vurgulayarak şöyle buyurmuştur:”Allah’ın fazlından isteyin, gerçekten Allah kendisinden istenmeyi sever, en güzel ibadet kurtuluşu beklemektir.” Sahih-i TİRMİZİ c.2s.565 bab116 Hadis:3571
Efendimiz hazretleri Allah’tan gelen bir kurtuluşun kesinliğine ve biz kullar olarak böyle bir kurtuluşu O’ndan beklememiz gerektiğini beyan buyurmuştur. İnsan beklerken hazır amade olmalıdır, eğer yoldan gelecek bir misafiri bekliyorsa veya bineceği arabayı bekliyorsa hazır vaziyette olmalıdır. Hazırlıksız bekleme akılsızlığın alametidir. Öyleyse İslam ümmeti de imamının gelmesine hazır olmalıdır. Başka bir hadiste buyuruyor ki kurtuluşu bekleyin tek bir ok ile olsa bile! Yani her kes kendisini ve ortamı o yüce adaletin icrası için hazırlamakla mükelleftir.
Son kurtarıcı peygamberimizin neslinden torunu İmam Hüseyin’in a.s 9ncu evladıdır. Babası İmam Hasan ASKERİ a.s Annesi Nergis hatundur. Hicri Kameri 255 yılında Irak’ın Samura kentinde doğmuş, beş yıl babasının hayatında, babasının şahadetinden sonra 70 yıl özel naipleri ile Müslümanları idare etmiş daha sonra büyük gıybet dönemi başlamıştır. Zuhur edene kadar Müslümanları genel naipleri olan Müçtehitlere başvurmalarını emretmiş ve şu mektup mukaddes zatından sadır olmuştur:”Karşılaşacağınız meselelerde bizim hadislerimizi nakleden fakihlere başvurun, onlar benim size olan hüccetlerimdir. Ben ise Allah’ın size olan hüccetiyim” İşte son kurtarıcı böyle adıyla künyesiyle tanınan bilinen ve şu anda kayıpta olan fakat bizleri gözeten bir zattır. Müslüman ve Şia dışındakiler meçhul bir fert olarak inanırlar. Hz Mehdi hakkında her yıl konferanslar, makaleler, kitaplar yazılmaktadır. İslam kaynaklarında konuyla ilgili 6000 hadis ve rivayet vardır, geniş bilgi için kitaplara âlimlere başvurulmalıdır. Biz de 124 bin peygamberin varisi olan Allah’ın son hüccetinin boynumuzda olan hakkını ödemek ve insanlarımızı aydınlatmak için elimizden gelen bu küçük çalışmayı yaptık. Asıl iş sahibinin gelmesi ümidiyle. Allah o kayıp imamın zuhurunu çabuk etsin, bizi de O’nun safında kılsın inşallah. Bu kutlu doğumu başta o hazretin naipleri müçtehitlere, şialarına ve tüm İslam ümmetine mübarek kılsın. Müslümanları velayet çizgisi üzerinde ki Allah’ın yolu ve çizgisidir birleşmeyi nasip etsin
Tüm insanlar içinde bulundukları durumdan razı değillerdir. Dünyanın gidişatından yapılan haksızlık, zulüm, işkence, açlık, fakirlik, birilerinin akıl almaz refahta birilerinin kuru ekmek bulamaması, adaletin olmayışı insanları derinden üzmektedir. Bunun insanlar tarafından asla çıkış yolu olmadığını düşünmekteler. Eğer insanlar tarafından bir çıkış yolu olsaydı bu güne kadar olurdu zaten. Yeryüzünde hayat başladığı günden birilerinin fikri doğrultusunda hareket etmiş fakat sonuç boş çıkmıştır. Bizzat kendimiz bunun örneğini 20nci yüzyılda yaşadık sosyalist ve komünistler kurtuluş meleği gibi geldiler, başarıya ulaşmak için milyonlarca insanı katlettiler, milyarlarca serveti heba ettiler, toplumlardaki dini manevi ve milli değerleri yok ettiler ancak 70 sene gibi kısa bir zamanda kendilerinden geriye açlık, sefalet, ahlaksızlık ve dinsizlik bıraktılar. İnsanlar tekrar burjuvanın kölesi olmaya mahkûm oldular. Bu yüzden tekrar vurguluyorum içinde bulunduğumuz adaletsizlik ve çıkmazlardan çıkar yolun insanların kendi kafalarıyla ürettikleri fikirle mümkün değildir. O yüzden hangi topluma gidersen git Hıristiyan, Yahudi, Budist veya Müslüman bir kurtarıcı beklemektedirler. Hatta akli selim düşünen her kes fıtratına müracaat ettiğinde kendisinde böyle bir hissin olduğunu fark edecektir.
Allah’ın insanların hidayeti için gönderdiği son din kâmil bir din ise ki öyledir, insanların bu hislerine cevapsız kalmamalıdır. Bu işe bir çözüm getirmelidir. İnsanların gücünün üstünde bir iş insanlardan talep edilmez, bu aklın değişmeyen kesin kuralıdır. Buna göre insanların yaratıcısı gücü her şeye yeten, her şeyi bilen Allah insanların bu sorununu çözmüş ve bu iş için ehil yaratmış ve son elçisinin diliyle kendi kitabında nas ve işaret yoluyla vurgulamıştır. Mesela Nur süresinin 55nci ayetinde buyurmuş ki: :” Allah, sizden iman edip doğru işler yapanlara, onlardan öncekileri yeryüzüne egemen kıldığı gibi onları da egemen kılacağını, beğendiği dini onlar için yerleştireceğini ve korkularını güvene çevireceğini vaat etti. Onlar bana ibadet ederler, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kim küfre saparsa, işte onlar fasıktırlar.”
Ayette yeryüzünde mutlak dinin hâkim olacağından, mutlak emniyetin olacağından ve yeryüzünün mustaz’aflar tarafından yönetileceği vadesi vardır. Vadesi eksiksiz gerçekleştirecek Allah’tan başka kim vardır.
Peygamber efendimiz kurtuluşu beklemenin en üstün bir ibadet olduğunu vurgulayarak şöyle buyurmuştur:”Allah’ın fazlından isteyin, gerçekten Allah kendisinden istenmeyi sever, en güzel ibadet kurtuluşu beklemektir.” Sahih-i TİRMİZİ c.2s.565 bab116 Hadis:3571
Efendimiz hazretleri Allah’tan gelen bir kurtuluşun kesinliğine ve biz kullar olarak böyle bir kurtuluşu O’ndan beklememiz gerektiğini beyan buyurmuştur. İnsan beklerken hazır amade olmalıdır, eğer yoldan gelecek bir misafiri bekliyorsa veya bineceği arabayı bekliyorsa hazır vaziyette olmalıdır. Hazırlıksız bekleme akılsızlığın alametidir. Öyleyse İslam ümmeti de imamının gelmesine hazır olmalıdır. Başka bir hadiste buyuruyor ki kurtuluşu bekleyin tek bir ok ile olsa bile! Yani her kes kendisini ve ortamı o yüce adaletin icrası için hazırlamakla mükelleftir.
Son kurtarıcı peygamberimizin neslinden torunu İmam Hüseyin’in a.s 9ncu evladıdır. Babası İmam Hasan ASKERİ a.s Annesi Nergis hatundur. Hicri Kameri 255 yılında Irak’ın Samura kentinde doğmuş, beş yıl babasının hayatında, babasının şahadetinden sonra 70 yıl özel naipleri ile Müslümanları idare etmiş daha sonra büyük gıybet dönemi başlamıştır. Zuhur edene kadar Müslümanları genel naipleri olan Müçtehitlere başvurmalarını emretmiş ve şu mektup mukaddes zatından sadır olmuştur:”Karşılaşacağınız meselelerde bizim hadislerimizi nakleden fakihlere başvurun, onlar benim size olan hüccetlerimdir. Ben ise Allah’ın size olan hüccetiyim” İşte son kurtarıcı böyle adıyla künyesiyle tanınan bilinen ve şu anda kayıpta olan fakat bizleri gözeten bir zattır. Müslüman ve Şia dışındakiler meçhul bir fert olarak inanırlar. Hz Mehdi hakkında her yıl konferanslar, makaleler, kitaplar yazılmaktadır. İslam kaynaklarında konuyla ilgili 6000 hadis ve rivayet vardır, geniş bilgi için kitaplara âlimlere başvurulmalıdır. Biz de 124 bin peygamberin varisi olan Allah’ın son hüccetinin boynumuzda olan hakkını ödemek ve insanlarımızı aydınlatmak için elimizden gelen bu küçük çalışmayı yaptık. Asıl iş sahibinin gelmesi ümidiyle. Allah o kayıp imamın zuhurunu çabuk etsin, bizi de O’nun safında kılsın inşallah. Bu kutlu doğumu başta o hazretin naipleri müçtehitlere, şialarına ve tüm İslam ümmetine mübarek kılsın. Müslümanları velayet çizgisi üzerinde ki Allah’ın yolu ve çizgisidir birleşmeyi nasip etsin