Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İslami Vahdet Öncüsü Ehli Sünnet Alimleri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: İslami Vahdet Öncüsü Ehli Sünnet Alimleri

    ben bu zat'in filmini izledim "hür adam"
    gercekten bazi hususlarda cok kolay konusmakta oldugumu anladim
    Allah adi icin böyle zorlu bir mücadeleye gögüs germis bu insanin katlandiklarinin bir miktarina katlanabilirmiydim acaba diye sorguladim kendimi



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #17
      Ynt: İslami Vahdet Öncüsü Ehli Sünnet Alimleri

      [quote author=gulistan_2 link=topic=22924.msg145449#msg145449 date=1332500338]
      ben bu zat'in filmini izledim "hür adam"
      gercekten bazi hususlarda cok kolay konusmakta oldugumu anladim
      Allah adi icin böyle zorlu bir mücadeleye gögüs germis bu insanin katlandiklarinin bir miktarina katlanabilirmiydim acaba diye sorguladim kendimi
      [/quote]

      Allah razı olsun kardeşim.
      Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
      Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

      Yorum


        #18
        Ynt: İslami Vahdet Öncüsü Ehli Sünnet Alimleri

        ecmain insaAllah


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #19
          Ynt: İslami Vahdet Öncüsü Ehli Sünnet Alimleri

          Şeyh Mustafa Abdurrezzak, Şeyh Abdulmecit Selim ve Mısır büyük müftüsü, Şeyh Mahmut Şeltut

          Vahdet öncüleri ve yakınlaşma stratejileri

          Son yüzyılda Müslüman ülkelerde İslami vahdetin sağlanması için birçok faaliyetlerde bulunuldu. Bu bağlamda müslüman kanaat önderleri ve fikir sahipleri dünya sömürgecileri karşısında islami birlik adı altında sağlam ve yıkılmaz bir güç oluşturmak için çaba gösterdiler.
          Allahü Teala'nın İnsanlara verdiği en büyük nimet dayanışma, sevgi ve muhabbettir. Zira İslamiyetin doğuşundan önce İnsanlar arasında cehalet ve düşmanlık hakimdi. Nitekim Allahü Teala Kuran-ı Kerim'in birçok ayetinde bu konuya yer vermiştir.
          Anlattığımız ifadeler, İlahi ayetlere istinaden müslümanlar arasında birliğin önemini gösteren El-ezher Şeyhi Muhammed Arif konuşmasının bir bölümüydü.

          Söz konusu alim, Müslüman toplumların ayrışması veya birleşmesinde İslam dünyası alimleri ve düşünürlerinin yadsınamaz payı olduğunu kaydediyor. Şeyh Muhammed Arif bu bağlamda şöyle yazıyor: her fırka âlimleri ve düşünürleri Müslümanlar arasında ihtilafın yaygınlaşmasında etkili olmuşlar. Bazen bir fırka âlimleri tarafından yayınlanan bir açıklama, müslümanlar arasında ihtilaflara neden olmuştur. Müslüman âlimler inançsal konular başta olmak üzere bilimsel konularda diğerlerinin görüşlerini reddetmek için düşmanlık ve kin tohumu saçan ve Müslüman toplumu rahatsız eden sözler sarfetmişler.

          Şunu da belirtmek gerekir ki din âlimlerinin müslümanlar arasında uyanış ve birliğe sebep olan önemli rolleri olmuştur. 50'li yıllarda değişik Müslüman ülkelerde Şia ve Sünni din alimleri ve düşünürleri mezheplerin yakınlaşması için önemli faaliyetlerde bulundular. Bu bağlamda Sünni âlimlerden, Şeyh Mustafa Abdurrezzak, Şeyh Abdulmecit Selim ve Mısır büyük müftüsü, Şeyh Mahmut Şeltut ve Şii âlimlerden, Ayetullah Şeyh Muhammed Hüseyin Kaşif-ülgata, Seyyid Şeref-üddin Musevi Ayetullah Brucerdi, Şeyh Hebetüddin Şehristani gibi önemli isimlere değinebiliriz.

          Son yüzyılda Müslüman ülkelerde İslami vahdetin sağlanması için birçok faaliyetlerde bulunuldu. Bu bağlamda müslüman kanaat önderleri ve fikir sahipleri dünya sömürgecileri karşısında islami birlik adı altında sağlam ve yıkılmaz bir güç oluşturmak için çaba gösterdiler. Bu arsadaki önemli isimlerden birisi de Seyyid Cemaleddin Esedabadi idi. Seyyid Cemaleddin Esedabadi Müslümanların izzet, şevket ve iktidarının zafiyete uğradığı ve İslam dünyasının çöküşe yüz tuttuğu bir dönemde birlik sesini yükseltti.

          Miladi 60'lı yıllarda İslam cumhuriyeti kurucusu rahmetli İmam Humeyni'nin birlik ve dayanışma nidası İslam dünyasında yankılandı. Bunun devamında İslam İnkılâbının geliştiği çeşitli aşamalarda İslam cumhuriyeti kurucusu tarafından sürekli olarak birlik ve bütünleşmeye vurgu yapıldı. Mübarek Ramazan ayının son Cuma gününün dünya Kudüs günü olarak adlandırılması ve Filistin halkının kurtuluşu için Müslümanlar arasında birlik çağrısı, İran İslam cumhuriyeti tarafından Vahdet haftasının ilan edilmesi, İmam Humeyni (ra) tarafından İslam dünyasında birlik için atılan başlıca adımlardı.

          İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamanei Müslümanlar arasındaki birliğin pekiştirilmesi doğrultusunda '' İslami mezhepler arasında takrip kurumu'nun kuruluşunu tavsiye ederek şöyle buyurdu: İslami İran Mezhepler arası takrip kurumunu kurmak ve Müslüman şahsiyetlere ev sahipliği yapmak için hazırdır.

          İslami mezhepler arasında takrip kurumunun kurulmasından amaç ise, çeşitli İslami fırkaların düşünsel alanda birbirine yakınlaşmasıdır. Böylelikle müslümanlar arasında yanlış anlaşılmaların giderilebilmesi için ortam hazırlanır.

          Önemli olan konu şu ki Müslüman toplum birçok kapasitelere sahiptir. İstikbar cephesi bu gerçekten dolayı bütün gücünü kullanarak Müslümanlar arasındaki birlik ve bütünlüğü hedef alarak kendi şom hedeflerine ulaşmak için bütün yolları denemektedir. Fakat düşmanların çeşitli komplolarına rağmen Müslüman toplumlar sürekli birlik yolunda adım atmıştır. Bu yolda ise Mülüman alimlerin fetvaları Müslümanlar arasında duyarlılık ve birlik yolunda dönüm noktası olmuştur. Burada birliği sağlayan başlıca fetvalardan bazılarına değiniyoruz:

          1958-1968 yılları arasında Mısır El-ezher üniversitesi rektorü Şeyh Mahmut Şeltut, Şia mezhebini izleme yolunda tarihi bir fetva yayınladı. Söz konusu fetvada şu ifadelere yer verilmiştir: İslam dini kendi izleyicilerini özel bir mezhebi izlemek için zorlamamıştır ve her bir Müslüman, ahkamı belli kitaplarda yer alan bir mezhebe tabi olabilirler. Bu yüzden İslam dininin 4 mezhebinden her hangi birisine mensup olan kimse, mezhebini değiştirerek diğer mezheplerden her hangi birisini seçebilir. Esna Eşeri İmamiye mezhebine tabi olmak şer'i açıdan, Ehli Sünnet mezhepleri gibi caizdir. Bu yüzden Müslümanların gerçeği kavrayarak belirli bir mezhebe yönelik bağnazlıktan uzak durmaları gerekiyor. Zira Allah'ın dini, özel bir mezhebe tabi olmakla sınırlı kılınmamıştır.

          Dönemin birçok din âlimi ve ünlü fakihleri söz konusu tarihi fetvayı teyit etmiştir. Bu bağlamda Elmizan Kitabını kaleme alan Allame Tabatabai şunları yazmıştır:
          Akıl ve mantık açısından birlik veya İslami takribin tercih edilmesi konusunda hiçbir kuşku yoktur. Bu yüzden Sadr-ı İslam'da Şiiler hiçbir zaman çoğunluk safından çekilmeyerek Müslüman toplumda işlerin ilerlemesinde diğer Müslümanlarla sürekli işbirliğinde bulundular. Şii taklit mercileri tarafından İslami mezhepler arasında takrip düşüncelerine destek verilmesi de bu yüzdendir. Büyük El-ezher Şeyhi de söz konusu hakikatı açıkça dile getirerek, Şia ve Sünni rasında tam ittifak olduğunu dünyaya bildirmiştir.

          İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei yayınladığı bir
          Fetva mesajında İslam Peygamberinin eşi ve ehli sünnet kardeşlerinin mukaddesatına hakaretin haram olduğunu bildirdi. İslam İnkılâbı Rehberi'nin yayınladığı söz konusu Fetva mesajı İslam dünyasında sıcak karşılandı. İslam İnkılabı Rehberi Suudi Arabistan şii âlimler ve talebelerinden bir grubun ilettiği sorusuna cevaben Şu fetva mesajını yayınladı:

          Ehli Sünnetin simgelerine o cümleden İslam Peygamberi eşine hakaret, haramdır.bu mevzu İslam Peygamberi başta olmak üzere bütün Peygamberlerin eşlerini kapsıyor.
          Şii Alimlerden Ayetullah Vahit Horasani Müslümanlar arasında vahdet ve gönül birliği konusunda şu ifadeleri yazdı:

          Bismillahirrahmanirrehim. Allahü Teala'nın vahdaniyeti ve Peygamberlerin hatemi olan Hz. Muhammed (saa)'in risaletine şehadet getiren her kimse Müslüman'dır ve onun canı ve malı Caferi Mezhebine tabi olanlar gibi azizdir. Size düşen Şer'i vazife Şehadet getirenlerle iyi muamele etmenizdir ve eğer onlar size yönelik haksızlık etse, sizler adalet ve hakkın Sırat- Müstakiminden sapmayınız. Onlardan birisi hastalandığında ziyaretine gidiniz ve eğer vefat ederse cenaze merasimine katılınız ve eğer sizlerden bir isteği varsa isteğini karşılayınız ve Allah'ın hükmüne teslim olunuz ki Maide suresinin 8. ayetinde şöyle buyurdu:
          ''Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış)tır''
          Allah'ın emrine uyunuz ki Nisa Suresinin 94. Ayetinde şöyle buyurdu:
          ''Size, müslüman olduğunu bildirene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek: "Sen mümin değilsin" demeyin.''012-015 http://turkish.irib.ir/makaleler/din...nt&print=1
          Beşşar Esad bir İslam Kahramanıdır.
          Suriye İmtihanında İran İslam Cumhuriyetinin yanında yer almayanlar amerikan Emperyalizmi ve İsrail Siyonizminin yanındadırlar. Ve İslamın karşısındadırlar.

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X