Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

    Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

    Her mezhep ve tarikat ehli, kendilerine lider ve mürşitler bularak Allah'a doğru hareket etmeye çalışır ve bu hareketlerinde bir yerlere de varabiliyorlar. Bazıları düz ve doğru yolda hareket ettikleri için hedeflerine çabuk varıyorlar, bazıları ise hareketlerine yanlış yoldan başladıkları için ya sapıtıyor veya çok az bir mesafe kat edebiliyorlar. Elbette mezhep ve tarikatlere uyanlar arasında mazur olan mustazaflar oldukça çoktur. Kuran'ın tabiriyle: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır. İşte bunlar umulur ki Allah affeder; Allah çok affedicidir, bağışlayıcıdır."(2)

    İtikat ve amellerinde araştırma güçleri olmayan ve kendi gördükleri ve bildiklerine göre dini vazifelerini yapan insanlar Allah katında mazur ve mustazaf sayılmaktadırlar. Bunlar ister Müslümanlardan olsunlar isterse gayri müslimden, fazla fark etmez. Zira Allah Teala şöyle buyurmaktadır: "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir."(3)

    Yine şöyle buyurmaktadır: "Biz bir Peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azab edecek değiliz."(4)

    Bu konuda ayetin manasını teyit eden birçok rivayetler de vardır. El-Mizan tefsirinin sahibi "Kelamun fil-mustazaf" konusunda şöyle diyor:

    "Dini öğretilere cahil kalmak, acizlik ve güçsüzlükten olursa, yani dini öğretileri öğrenmek için bir takım nedenlerden dolayı imkanları olmayanlar veya hakkın nerede olduğunu idrak edemeyen ve düşünemeyenler ve eğer hak kendilerine açıklanmış olsaydı inat etmeyerek kabul etmeye müsait olan insanlar Allah katında mazur sayılırlar. Böyle insanlar bazı nedenlerden dolayı gaflete duçar olup müstazaf insanlardır…"

    Bu konuda üç çeşit rivayet nakledilmiştir:

    1- Mustazaflar; elleri bir yere yetişmeyen ve aklı az olan insanlardır.
    2- Müstazaf; kendilerine hüccet tamam olmayan Ehlisünnettir.
    3- Halkın (dini konularda) ihtilaflarını bilen kimseler müstazaf değillerdir.


    Bu üç grubu sırasıyla ele alarak onların hakkındaki rivayetleri naklediyoruz:

    Birinci Grup:

    1- Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: Süleyman b. Halid şöyle diyor: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) mustazaflar hakkında sordum. Buyurdular ki: "Mustazaflar, perde arkasında olan aklı az kadınlar, namaz kıl dediğinde namaz kılan ve kılma dediğinde de kılmayan ve söylediğinden başka bir şey anlamayan cariyeler ve hizmetçilerdir. Bir de diğer beldelerden getirilmiş olan ve söylediğinden başka bir şey anlamayanlardır. Bir de yaşlanmış insanlar ve çocuklardır. İşte bunlar mustazaf (aciz) olan insanlardır…"(5)

    2- Yine Ayyaşî Tefsiri'nde şöyle nakledilmiştir: "Zürare diyor ki: İmam Muhammed Bakır'a (a.s) "Erkek ve kadınlardan mustazaf (aciz) olanlar hariç" ayeti hakkında sorduğumda şöyle buyurdular: "Küfr ve iman yolunu teşhis edemeyen ve onlara uyamayanlar, çocuklar ve akılları çocuklar seviyesinde olan insanlar mustazaftırlar. Kalem bunlardan kaldırılmıştır."(6)

    İkinci Grup:

    1- İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Şüphesiz mustazaflar birkaç kısımdır. Bunlar birbirleriyle muhalefet içerisindedirler. Müslümanlardan Nasibi (Ehlibeyt düşmanı) olmayanlar müstazaftır."(7)

    2- Kafi'de, Meanî'il-Ahbar'da ve Ayyaşî Tefsiri'nde İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Mustazaflar; hak yolunu bulup da ona ulaşacak ve nasibilerin tedbirlerini idrak edip de onlara mülhak olacak güçleri olmayan kimselerdir. Bunlar hayır ameller yaparak ve Allah'ın kendilerini sakındırdığı haram işlerden kaçınarak cennete gireceklerdir ama ebrarın (iyilerin) makamına ulaşamayacaklardır."(8 )

    3- Kafi'de, Zurare'den naklen şöyle dediği nakledilmiştir: Ben ve kardeşim Harman veya ben ve Bekir İmam Muhammed Bakır'ın (a.s) yanına vardık. İmama; "Biz çırpıyla ölçeriz (halkı sevmek ve onlardan teberri etmek için bir ölçümüz vardır); kim bizimle muvafık olur ve velayete inanırsa, ister Alevi (seyyid) olsun, ister başkası olsun onu severiz; kim de muhalif olursa, siz Ehlibeytten veya diğerlerinden olsa bile ondan teberri ederiz."

    İmam (a.s) bu sözümüze karşılık şu ayeti okudular: "Erkekler kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) aciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır."….

    İmam (a.s) bu ayeti okumakla, aynı inanç ve akideye sahip olmayanlardan teberri etmenin doğru olmadığını vurgulamak istedi. Çünkü onlar Allah katında mazur olan mustazaflardan olabilirler. İkinci hadisten de, böyle insanların bir takım güzel ameller yapmak ve haramlardan kaçınmakla cenneti kazanacakları anlaşılmaktadır.

    3- Saduk (r.a) Hısal kitabında İmam Cafer Sadık'tan, o da babasından, babası da ceddinden şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Cennetin sekiz kapısı vardır; bir kapıdan peygamberler ve sıdıklar girecekler, bir kapıdan da şehitler ve salihler gireceklerdir, diğer beş kapıdan da Şiilerimiz ve dostlarımız gireceklerdir, diğer kapıdan da La ilahe illellah diyen diğer Müslümanlar gireceklerdir; şu şartla ki Ehlibeytin buğzundan bir zerre kadar onların kalplerinde olmamalıdır."(9)

    4- Haşim, Muhammed b. Muslim ve Ebu'l-Hitab arasında İmamete inancı olmayanın kafirliği hususunda çıkan bir tartışmada İmam Sadık (a.s) Muhammed b. Muslim'in sözünü teyit ederek şöyle buyurdular: "Eğer bir kimse imametten haberdar olmaz ve onu (bile bile de) inkar etmezse, kafir olmaz."(10)

    Üçüncü Grup:

    Halkın ihtilaflarının olduğunu bilenlerin mustazaf olmadıkları hakkında, Kafi, Meanî'l-Ahbar ve diğer hadis kitaplarında birçok hadis nakledilmiştir. Örneğin, Kafi kitabının Mustazaf babında İbn-i Meskan Ebu Besir'den, o da İmam Sadık'tan şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim halkın (dini konulardaki) ihtilaflarından haberdar olursa (bunları anlayacak bir seviyede ise), mustazaf sayılmaz."

    İmam Ali (a.s) Nehc'ul-Belağa'da şöyle buyuruyor: "Kendisine hüccet ulaşan, onu kulağıyla duyan ve kalbiyle ezberleyen kimselere mustazaf adı verilmez."(11)

    Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kim mezhepler arasında var olan ihtilaflardan haberdar olmaz veya haberi olur da araştırmaya ve incelemeye imkanı ve gücü olmazsa ve tutup gittiği yolda da hiçbir şüpheye kapılmadan emredilenleri yapar, yasaklananlardan da uzak durursa, bunlar Allah katında mazur sayılır ve cenneti de kazanmış olabilirler veya mustazaflar hükmüne girerek kıyamette imtihana tabi tutulurlar. Ama eğer hak kendilerine tebliğ edilir, araştırma ve tahkik etme gücüne de sahip olurlarsa , fakat taassuptan veya tembellikten veyahut önemsememekten gereken vazifelerini yapmazlarsa, bunlar Allah katında mukassır (kusurlu/suçlu) sayılırlar ve gereken cezaya da tabi tutulacaklardır. Alimlerin, aydınların ve araştırma gücüne sahip olanların, bunca ihtilafları görüp de hakkın nerede olduğunu araştırmaz ve bulmaya çalışmazlarsa, kesinlikle Allah katında mazeretli sayılmazlar.
    ____________
    Kaynakça:
    2- Nisa: 98-99
    3- Âl-i İmran: 286
    4- İsra: 15
    5- Kamus-u Kuran, c.4, s.187; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
    6- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Kafi, b. Mustazaf; Meanî'il-Ahbar, c.2, b.3
    7- Kamus-u Kuran, c.4, s.188; Meanî'il-Ahbar.
    8- Kafi, b. Mustazaf , hadis 8-9; Kamus-u Kuran, c.4, s.188.
    9- Kamus-u Kuran, c.4, s.189; Tefsir-i Safi, Zümer suresinin 73. ayetinin devamında; El-Mizan, c.5, s.60, Hisal-i Saduktan naklen.
    10- Kafi, c.2, s.401
    11- Nehc'ul-Belağa, hutbe: 189


    عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

    #2
    Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

    Allah razi olsun hocam
    yalniz "perde arkasinda olan akli az kadinlar" sözünü biraz acarmisiniz?
    bu sekilde kadinlar mustazafmi olmus oluyorlar, yoksa bunun belli kriterlerimi vardir?


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

      Hocam inanın bu bilgiler çok önemli. Neden dersen sizinde malumuz birileri ve bazıları bu mesele yüzünden bilgisizce, Cahilce, Müçtehitlere bel altı vuruyor...Bu bilgilerin kaydedilmesi gerek. Ben bunu yazıcıdan çıkarıp, bulunduğum yerde özellikle bazı arkadaşlara vereceğim. Böylelikle Hüccet tamam olsun...

      Yorum


        #4
        Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

        Allah c.c razı olsun sizden birkez daha anladımki ,herşeyin ve herkesin ilk şartı ehlibeyt sevgisi ve imamet inancıdır.

        Yorum


          #5
          Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

          [quote author=gulistan_2 link=topic=22778.msg143888#msg143888 date=1330333427]
          Allah razi olsun hocam
          yalniz "perde arkasinda olan akli az kadinlar" sözünü biraz acarmisiniz?
          bu sekilde kadinlar mustazafmi olmus oluyorlar, yoksa bunun belli kriterlerimi vardir?
          [/quote]

          Perde arkasındaki aklı az kadınlardan kasıt; büyük ihtimalle, okumamış, cahil bırakılmış, saf ve iyi niyetli kadınlardır. Bir hadiste: "Cennet ehlinin çoğu aklı az, saf ve iyi niyetli insanlardır" diye geçer. Bir hadiste de hatırladığım kadar; "İmam zaman zuhur ettiğinde ilim, artık perde arkasındaki kadınlara da ulaşacaktır" diyor. Yani o zaman artık hiç kimse cahil kalmayacak ve bu cehaleti mazeret sayılmayacaktır.. Gerçi bu zamanda perde arkasında kalan kadın da çok az bulunur, perdeyi çoktan yırtmışlar..
          عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

          Yorum


            #6
            Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

            İmam Sadık (a.s): "Bir grup benim onların imamı olduğumu söylüyorlar Allah'a yemin olsun ki ben onların imamı değilim. Allah onlara lanet etsin! Ben her ne kadar onları örtmeye çalışıyorsam da onlar perdeyi yırtıyorlar. Ben, "Şöyle veya böyle" diyorum. Onlar, "Maksadı falan filandır" diyorlar. Ben, "bana itaat eden kimsenin imamıyım." (el-Bihar, c.2, s.80, h.76)

            İmam Sadık (a.s): "Dili ile Şii olduğunu söyleyen ama aksine amel eden kimse Şiilerimizden değildir."(el-Bihar, c.68, s.164, h.13)

            İmam Bakır (a.s): "Ey Şiiler topluluğu! –âl-i Muhammed'in Şiileri- Ilımlı bir dayanak olun ki aşırı gidenler size dönsün ve geri kalanlar size ulaşsın." Ensar'dan Sa'd adında bir şahıs şöyle dedi: "Fedan olayım! Aşırı giden kimdir?" İmam şöyle buyurdu: "Bizler hakkında kendimizin bile inanmadığı bir takım şeylere inanan gruptur. Bunlar bizden değildir ve biz de onlardan değiliz." O, "Geri kalanlar kimdir?" diye arz etti. İmam şöyle buyurdu: "Onlar da hayrı talep eder, hayra ulaşır ve sevabını elde ederler." ( el-Kafi, c.2, s.75, h.6)

            İmam Sadık (a.s): "Ey Şii toplulukları! Bize ziynet olun, utanç vesilesi olmayın. İnsanlara güzel sözler söyleyin, dilinizi koruyun ve dillerinizi boş ve çirkin sözlerden alı koyun." (Emali es-Saduk, s.327, h.17)
            عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

            Yorum


              #7
              Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

              Ehl-i Beyt Şiilerinin Vazifesi

              Ehl-i Beyt Şiilerinin önemli vazifelerinden biri, kuşkusuz Ehl-i Beyt'in ilmini ve hikmet dolu güzel sözlerini insanlara aktarmaktır. Çünkü Ehl-i Beyt'in hikmet dolu güzel sözleri insanlara güzellikle iletildiği takdirde, insanlar o sözlerdeki güzellikleri görerek Ehl-i Beyt'e uyarlar.
              Nitekim Abdüsselâm b. Salih (Ebu Salt) el-Herevî şöyle diyor:
              İmam Rıza'nın (a.s) şöyle buyurduğunu duydum: "Bizim meselemizi ihya edene Allah rahmet etsin!" "Sizin meseleniz nasıl ihya edilir?" dediğimde şöyle buyurdular: "Bizim ilmimizi öğrenip onu halka öğretmekle. Şüphesiz, eğer halk sözlerimizdeki güzellikleri bilmiş olsalar, mutlaka bize uyarlar."[1]

              Hadiste de vurgulandığı gibi, Ehl-i Beyt'in sözlerini ilk önce kendimiz iyice okuyup öğrenmeli, yaşamalı ve daha sonra başkalarına aktarmalıyız.

              Şunu da hatırlatalım ki, bazı hadisleri anlamak pek kolay olmadığından, onları dini bilgilerde derinleşmiş fakih ve müçtehit bir kimsenin açıklaması gerekir. Çünkü Kur'an'da olduğu gibi, hadislerde de muhkem ve müteşabih hadisler vardır. Hatta birbirleriyle çelişen bazı hadisler de vardır. Bunları ancak büyük alimler açıklayabilirler.
              Nitekim İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:
              "Kur'ân'da olduğu gibi bizim hadislerde de muhkem ve müteşabih ifadeler vardır. Bizim hadislerimizdeki müteşabih ifadeleri muhkem ifadelere döndürün; muhkemleri (hükmü açık seçik olanları) bir kenara bırakıp sadece müteşabih ifadelere uymayın, aksi takdirde sapıtırsınız."[2]

              Bir hadiste de İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
              "Anladığın bir hadis, (anlamayarak) rivayet ettiğin bin hadisten daha hayırlıdır. Sizden hiç kimse, sözlerimizin mefhumunu anlamadıkça,içeriğini kavramadıkça fakih olamaz. Şüphesiz, sözlerimizden bir kelime, yetmiş şekilde yorumlanabilir; oysa bunların hepsinde bizim için sadece bir çıkış yolu vardır."[3]

              Bunları yorumlayabilecek bir güce sahip olmayan kimseler, hadisler arasında bir çelişki olduğunu zannetmiş olabilirler. Ayrıca hadisler arasında birtakım uyduruk hadisler de vardır ki, onların teşhisi çoğu insanların haddini aşmaktadır. Buna göre, anlamadığımız veya yararımıza olmayan bir hadisi görür görmez, hemen; "Bu hadis yalandır." demeye kalkışmayalım. Zira bu gibi sözlerin büyük bir sorumluluğu vardır.
              Bunları yorumlayacak güce sahip olmayan kimseler, hadisler arasında bir çelişki olduğunu zannedebilirler.

              Ayrıca hadisler arasında bir takım uydurulmuş sahte hadisler de vardır ki, onları ancak bu alanın uzmanları teşhis edebilirler, herkes değil. Buna göre, bir yandan anlamadığımız veya kafamızdakilere uymayan her hadisi görür görmez, hemen "bu hadis yalandır" demeye kalkışmayalım; diğer yandan da hadis kitaplarında bulunan her sözün gerçekten hadis olduğunu kayıtsız şartsız kabul etmeyelim.

              Hadisler (özellikle itikat ile alakalı ise) ancak yeterli sahih senede sahip olduğu ve Kur'an ile ters düşmediği takdirde nazar-ı itibare alınırlar. Bunu teşhis etmek de hem Kur'ân ve hem hadis alanında uzman olmayı gerektirir.
              ______________
              [1]- Uyun-u Ahbar'ir- Rıza (a.s), c.1, bab: 28, h.64 ve Mean'il- Ahbar (Saduk), s.180.
              [2]- Bihar'ul- Envar, c.2, s.185, h.7.
              [3]- Bihar'ul- Envar, c.2, s.184, h.5.
              عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

              Yorum


                #8
                Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                hocam Allah razi olsun aciklamalariniz icin, bu soru malumunuz üzre bir cok acidan gerekliydi!

                ancak affiniza siginiyorum; perdeyi coktan yirtmislar derken? :-[


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                  [quote author=gulistan_2 link=topic=22778.msg144024#msg144024 date=1330514102]
                  hocam Allah razi olsun aciklamalariniz icin, bu soru malumunuz üzre bir cok acidan gerekliydi!
                  ancak affiniza siginiyorum; perdeyi coktan yirtmislar derken? :-[
                  [/quote]

                  Allah Teala sizden de razı olsun, sizin şüpheleri gidermekteki gayretiniz ve ilmin derinliklerine inmeye çalışmanız bizleri mutlu ediyor. Perdeyi çoktan yırtmışlardan kastım şuydu; yani artık izin almadan evlerinden dışarı çıkabiliyorlar, istedikleri şekilde açılıp saçılıyorlar..
                  Eğer cümle yanlış anlaşılıyorsa onu silebilir ve değiştirebilirsiniz..
                  عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                    tesekkür ederim hocam
                    soru baskalari tarafindan nasil anlasilir bilmiyorum, ona siz karar verirsiniz
                    ben böyle ayni konu üzerine fazla durunca acaba dedim, cevap benide icerecekmi
                    tekrar tesekkür ederim


                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                      rica ederim
                      hadiste perde lafzı geçtiği için artık kadınlarla erkekler arasında perde falan kalmamış, istedikleri şekilde dışarı çıkıp cirit atıyorlar. Eskiden erkeklerle kadınlar arasına perde çekerlerdi, şimdi de bazı camilerde perde çekiyorlar, kadınların sorusu olduğunda perde arkasından sorurlardı, ama bu zaman öyle değil, kadınlar erkeklerden değil erkekler kadınlardan hâyâ ediyor, artık hicap duyacak perde kalmamış.. Sözlerim geneldir, soru soran siz olsanız da genel olarak konuşuyorum, üzerinize alınmayın inş.
                      عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                        evet haklisiniz malesef
                        bu karma halin bedelini toplum olarak cok agir ödüyoruz bazen


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                          güzel bi yazı. paylaştığınız için ve yorum yapan herkese teşekkür ederim faydalı oldu.
                          O'na yönelin ve O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin ve müşriklerden olmayın;onlar ki, dinlerini parçalayıp fırkalar haline geldiler. Her fırka kendi elindekiyle sevinir. (Rum,31-32)

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Ayet ve Hadislerde Mus'tazaf

                            Biz de okuduğunuz ve faydalı gördüğünüz için teşekkür ediyoruz..
                            عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                            Yorum

                            YUKARI ÇIK
                            Çalışıyor...
                            X