Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

SEÇMEN TERCİHİNİ ANLAMAK

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    SEÇMEN TERCİHİNİ ANLAMAK

    SEÇMEN TERCİHİNİ ANLAMAK
    17/06/2011 - 09:46

    KADİR AKARAS

    Bismihi Teala

    Bir ayı aşkın zamandır yazamadığım günlerde ülkemizde ve bölgemizde önemli olaylar yaşandı.

    Üç aylık seçim maratonu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ezici zaferiyle sonuçlandı ve Recep Tayyip Erdoğan 3. kez iktidar dümenini eline aldı. Geçen iki dönemin analizi doğru yapılacak olursa bu zaferin sebepleri de anlaşılacaktır. Bu sebepleri sıralayacak olursak özetle şunları söyleyebiliriz.

    1. AKP kendini elit sınıf görmeyip, aydınsı tavırlar takınmadan halktan biri gibi görünmeyi başardı ve halkı buna inandırdı.

    2. Halkın anlaşılır dilini kullandı, halkın reflekslerini iyi okuyarak aynı refleksleri sergileyebildi. Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu da bunu yapmaya çalıştıysa da tek başına kaldı, etrafındakiler ve destekleyenleri halkı bidon kafalı olarak görmeye devam etti, hatta açıkça bunu dile getirdiler ama Recep Tayyip Erdoğan’ın kadrosu da Tayyip Erdoğan ile aynı argümanları kullanarak liderleriyle bütünlük sağladılar.

    3. Belediyelerde başlattıkları hizmet anlayışlarını (bu millet için bu kadarı bile yetersizdir çünkü daha iyisini kak ediyor bu millet) hükümete de taşıyıp, halkın gözle görüp, elle tutabileceği hizmetler sunmaları ve bunları halka gösterme başarısını sağlamaları çok önemli bir faktördü. Ekonomik göstergelerin olumlu olması ve 8 yıldır hiçbir ekonomik krizin yaşanmaması da önemli etkenlerden bir tanesiydi.

    4. Bilahare en önemli başarı sebebi olan dış siyasetteki tutumları oldu. Komşularla sıfır sorun siyasetiyle işe başlayan hükümet, Ermenistan hariç diğer komşularla tüm sorunları giderip, kardeşlik, barış ve karşılıklı kazanma ortamına girebildi. Yılların biriktirdiği sorunları bu kadar kısa zamanda asgariye indirebilmek her ülkenin yapabileceği konular değildi. Tabi ki bu sorunların asgariye inmesinde İsrail karşıtlığı politikanın olumlu rolünü unutmamak gerekir. Zira İsrail ile ilişkileri iyi olan hiçbir devlet bölge halkları tarafından güvenilir kabul edilemez, özellikle Türkiye halkı tarafından.

    Eminim ciddi bir anket yapılmış olsa ki geçmiş yıllarda kısmen yapılmıştır, Türk kamuoyunda İsrail nefreti en yüksek seviyededir. Aynı zamanda dinler arası hoşgörü ve birlikte yaşama anlayışı da bu toplumda zirve yapmıştır. Buna göre Türk toplumu zalim ve mazlumu ayırt etmesini çok iyi bilen toplumdur sonucunu çıkarabiliriz ve Ak parti bu realiteyi çok iyi görerek halkın duygularına kısmen tercüman oldu.

    Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da gelişen halk hareketlerine bakışı ve yaklaşımı birkaç örnek hariç çok olumlu, yapıcı ve belirleyiciydi. Bahreyn konusunda cılız tepkinin ötesine gidememek maalesef bazı mezhepsel taassupların çığırtkanlığı sayesinde hükümeti bu taasup ehlinin etkisi altına sokmuştur, Suriye konusunda ise olumlu başlayıp, sanki yanılgı içine düşülerek devam ediyor olması kaygı verici bir gelişmedir ve dikkatle takip edilmesi gereken bir konudur.

    İşgalci İsrail rejiminin kurulduğu günden beri İsrail’e eyvallah etmeyen tek ülke olması hasebiyle, emperyalistlerin sürekli hedefi halinde olmuş ve bu güçler, bölgedeki değişimleri fırsat bilerek Suriye’de iç karışıklık çıkartıp İsrail’e karşı bu cepheyi bertaraf etme çabasına içinde olmaları artık gizli olmayacak kadar aşikar olmuştur. Ne yazık ki fitnelerin oluşturduğu toz duman içerisinde basiret yoksunu bazı İsrail karşıtı İslamcılar bile Suriye’de olup bitenlerin arka planını görmeden Hama katliamının intikamını alırcasına karanlık güçlerin istediği doğrultuda hareket etmeye başladılar. Bazılar mahcubiyete düştü, bazıları ise hala inatlarından vazgeçmeden olayı mezhepsel boyutta yansıtmaya çalışmaktadırlar ve tam da Amerika ve İsrail’in istediği oyunda figüranlık yapmaktadırlar.

    Şu bilinmelidir ki tüm günah dosyalarına rağmen Suriye rejimi düşerse başta uğruna can vermeye hazır olduğumuz Filistin ve Lübnan direnişi zarar görecektir. Bunu çok iyi bilen Hamas ve Hizbullah direnişleri bir an olsun Suriye rejimini desteklemekten geri durmadılar. İkinci olarak Suriye’deki kargaşa yıllardır ülkemizin başını ağrıtan terör örgütü PKK’ya yarayacaktır. Bütün bunlara rağmen, Türkiye’nin son günlerdeki tavır değişikliği oldukça düşündürücüdür. Bilinçli bir komplo çerçevesinde Türkiye’ye göç ettirilen Suriyeli vatandaşlardan dramatik sahneler oluşturarak dünya kamuoyunu etkilemek çabası içindeler bunun en bariz örneği aktrist Angelina Jolie’nin bunları ziyaret etmesi ve daha fazla dikkat çekilmek istemesidir. Bu hanımefendi çok insansever bir gönüllü aktivist ise buyursun Bahreyn’e, Arabistan’a. Bunu yapmaz, yapamaz, yaptırmazlar.

    İşte bu sebeplerden dolayı AK Parti hükümeti halkın teveccühünü kazanma sebeplerini çok iyi okumalı, bu ilgiyi kaybetmemeli. Unutulmamalı ki bu milletin tercihlerini hala Müslüman kimlikleri belirliyor, inancına, örf ve adetlerine saygılı davranıldıkça teveccüh gösterir aksi takdirde siyaset sahnesinden siler.

    Selam ve dua ile

    Kadir AKARAS

    Rasthaber
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X