Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmam Hamanei'nin Hayatı (5)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İmam Hamanei'nin Hayatı (5)

    Bismillahirrahmanirrahim


    5. BÖLÜM
    ''Hz. İmam Hamanei (d.z.) rehberlik makamına nasıl seçildi?"

    İslam devriminin lideri ve İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu İmam Humeyni’nin (r.a) fani dünyadan ayrılmasıyla birlikte başta İran halkı olmak üzere müslümanların büyük bölümü yasa boğuldu. Yıllardır böyle bir anı bekleyen İslam düşmanları ve müstekbir güçler uğursuz planlarının gerçekleşme zamanının geldiğini sandılar. Ancak iki önemli faktör düşmanları yeniden yeise, müminleri ve mustazafları ise sevince boğdu. Bu iki faktörlerden birincisi, İmam Humeyni’nin (r.a), matemli on milyondan fazla insan tarafından ukba alemine uğurlanması merasimine katılarak İslam devrimini korumaya kararlı olduklarını ortaya koymaları, ötekisi ise, İslam devriminin yeni liderini seçmek için “Uzmanlar Meclisi’nin” aynı gün olağanüstü toplanarak görülmemiş bir sürat ve kesin kararlılıkla bu makama layık, emin, takvalı, dirayetli, cesur ve müdür bir şahsiyet olan Ayetullah Hamenei’yi seçmesiydi.

    Ayetullah Hamenei o gün hakkında şöyle diyor: “O gün, İslam alemi için büyük bir mateme dönüşdü. O gamın yankıları sadece İran halkıyla sınırlı kalmadı. Dünyanın her yanında aydın kalpler ve uyanık canlar müsibete uğradılar. Devrim ve içeriğinden haberdar her müslüman yasa büründü. İran ise yek vücut matem alanına döndü. İmam’ın yokluğunun müsibet ve acısı İmam’ın büyüklüğü oranında derindi. Zaman o eşsiz insanı kaybetti ve yar o eşsiz cevheri bağrına gömdü. İslam’ın bu büyük bayraktarı, İslam’ı yüceltme yolunda geçen mübarek ömrü sonunda dünyaya veda etti.”

    İmam Humeyni’nin (r.a) hayatının son günlerinde ikinci cumhurbaşkanlığı döneminin sona ermesine bir kaç ay kalan Ayetullah Hamenei, bu dönemle ilgili olarak şöyle diyor: ”İmam’ın irtihalinden önce cumhurbaşkanlığı görevimin sonuna yaklaşıyordum. Artık toparlanmaya başlamıştım, bana sık sık müracaat ederek bazı makamları teklif ediyorlardı, ben ise İmam eğer bir iş yapmam konusunda emrederse kabul ederim. Çünkü onun emri vazifedir, reddedilemez ama eğer bir vazife tayin etmezse İmam’dan beni görevlendirmesini rica edecek ve böylece kültürel faaliyetlerle uğraşmak istediğimi bildireceğim.”

    Ancak takdiri ilahi onun planladığı gibi değildi. İmam’ın irtihalinden sonra onu yeni bir görev bekliyordu. Şimdiye kadar bütün mesuliyetleri şeri bir vazife olarak kabul eden Ayetullah Hamenei, liderlik konusunda da şer’i bir vazife olarak tayin edilmediği sürece ne aklından geçirmiş, ne de bu konuda en küçük bir teşebbüste bulunmuştur. Bu konuda şöyle diyor: “Her kim, benim mücadele boyunca devrim dönemi ve cumhurbaşkanlığım süresince hatta bir an, bu mesuluyetin bana verileceğini zihnimden geçirdiğimi düşünüyorsa, kesinlikle hata yapıyordur. Bırakın bu oldukça hassa ve önemli makamı, devrim süresince üstlendiğim bir kaç derece daha aşağı makamları üstlenmeye bile kendimi uygun görmüyordum. Ben hala bile aynı görüşteyim. İmam’ın vefat ettiği Cuma gecesi ve Cumartesi sabahına rastlayan hassas saatler Allah bilir ömrümde geçirdiğim en sıkıntılı anlardır. Kardeşler sorumluluk hissiyle ve oldukça yoğun bir tempo içerisinde meseleyi nasıl toparlayıp çözüme kavuşturmanın telaşı ve düşüncesi içindeydiler. Liderlik Konseyi üyeliği için sık sık benim adımı dile getiriyorlardı ve ben kendi içimde reddediyordum. Ama böyle bir mesuliyete - konsey üyelerinden biri olarak- seçilebileceğime ihtimal vermiyor değildim. Böyle bir ihtimal zihnimden geçtiğinden Allah’a sığındım. Cumartesi sabahı “Uzmanlar Meclisi” toplanmadan önce ağlayarak, iltimas ederek Allah’a yöneldim ve şöyle yalvardım: İlahi ! Sen bütün işlerin müdebbiri ve takdir edenisin, mümkündür ki, “Liderlik Konseyi” üyeliklerinden biri bana yöneltilsin, yalvarıyorum sana, eğer bu iş dünyam ve ahiretime küçük bir ziyan getirecekse, işleri öyle takdir et ki, bu durum öne çıkmasın. Bu mesuliyetin bana yüklenmesine gerçekten bütün kalbimle karşıydım.”

    “Uzmanlar Meclisi” 4 Haziran 1989 tarihinde toplandı ve ilk olarak İmam’ın vasiyetnamesi okunur. Vasiyetnemenin okunması meclis üyelerinde manevi bir atmosfer oluşturdu ve uzmanların Allah’ı (c.c.) kendilerine şahid tutarak kararlarında aklı ve mantığı ön plana çıkarmalarına ortam hazırlıyordu. Çünkü İmam bu siyasi- ilahi vasiyetnemesinde insanları hakka ve takvaya davet ediyordu. Artık yeis ve karamsarlık yerini sabır, istikamet, ümit ve iyimseliğe bırakmışdı.

    Ancak Khubregan üyeleri “Liderlik Konseyi” ve “Lider” konusunda iki görüşe ayrılmışlardı. Bir grup “Liderlik Konseyini” savunurken, bir grup bunu İslam Cumhuriyeti’nin maslahatına uygun görmüyordu. Khubregan Meclisi Başkanlık Divanı ile üç organ (yasama, yürütme ve yargı) başkanlarının önceki akşam toplantısında da bu konu üzerinde uzunca durulmuş ve “Liderlik Konseyi” görüşü ağırlık kazanmıştı. Ancak meclis toplantısında karşı görüşler ortaya çıkınca her iki görüşü savunanlardan on kişi konuşma yaparak görüşlerini ortaya koyduktan sonra oylama kararı alınır ve “Liderlik Konseyi “görüşü büyük bir çoğunlukla reddedilir. Meclis artık tek kişinin liderliğini gündeme getirir ve bunun kim olabilecağı üzerinde durulur. O zamana kadar “Liderlik Konsey” üyelerinden ( üç veya beş kişiden) biri olarak adı geçen Ayetullah Hamenei aday gösterilir. Buna şiddetle karşı çıkan Ayetullah Hamenei izin almadan tribüne yürür ve mikrofonu eline alarak “ Ne yaptığınızı biliyormusunuz ? Bu tehlikeli bir konudur, Velayet meselesi oldukça önemlidir, sakın acele etmeyiniz.....” diye bağırmaya başlar. Başkanlık divanı onun vakit almadan konuşma yapmasına itiraz eder ve kanunun uygulanmasına engel olmamasını ister. Kurallara daha fazla karşı çıkamayacağını gören Ayetullah Hamenei çeresiz yerine oturur. Bu arada liderlik için başka şahsiyetler de aday gösterilir ve bir çok liste başkanlık divanına teslim edilir. Ancak bütün listelerdeki ortak isim Ayetullah Hamenei olunca ilk olarak onun oylamaya konulması kararlaştırılır. Ayetullah Hamenei bu oylamadan önce yaptığı konuşmada bundan imtina ettiğini, böyle bir göreve hazırlığı olmadığını açıklayarak Uzmanlar Meclisinden ( Khubregan meclisi) başka bir adayı oylamaya koymasını ister ama yapılan konuşmalar ve tartışmalar sonunda Ayetullah Hamenei oyların yüzde doksanını alarak liderlik makamına seçilir.

    Ayetullah Hamenei, bu konudaki hatıralarında şöyle diyor: “İmam’ın (r.a) irtihalinden sonra Khubregan Meclisi toplandı, ben de üye olarak katıldım. Bu hakir kulun adı gündeme geldi. Kimi seçecekleri konusunda konuştular ve bu zayıf hakir kulu bu tehlikeli makama seçmeye görüş birliği ile karar verdiler. Çok uğraştım, ciddi olarak karşı çıktım, Allah bilir ki, iltifat gösterisinde bulunmak için değil, O kalbimden geçenleri en iyi bilendir. Gittim orada durdum.” Beyler sabırlı olun! Müsade edin! Kanıt getirmeye koyuldum, beni bu makama seçmeyin, her ne kadar israr ettiysem kabul etmediler. Ben ne kadar kanıt getirdiysem meclisteki müctehid ve fazıl şahsiyetler delillerime cevap verdiler. Kabul etmemeye kesin kararlıydım, ama gördüm ki, kaçış yolu yok. Çünkü çok güvendiğim kişiler bu vazifenin bana farz olduğu görüşünü ileri sürdüler ve ben kaldırmazsam yükün yerde kalacağını vurguladılar. Bu ifadeler karşısında kabul ettim. Eğer bu yükü kaldıracak ve Uzmanlar Meclisi’ndekilerin de kabul edeceği bir kişi bulunsaydı veya tanımış olsaydım kesinlikle bu yükü kaldırmaya yeltenmezdim. Sonra Allah’a tevekkül ettim ve Allah (c.c) de şimdiye kadar yardım etti.”
    Seçimin Ardından

    Ayetullah Hamenei’nin İslam devletinin rehberliğine seçilmesinden ve ilan edilmesinden sonra yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla İmam Humeyni (r.a) de onun ihlas ve yeteneklerini dikkate alarak rehberlik makamına en uygun kişi olduğunu dafalarca açıkca ve dolaylı olarak beyan etmişti.


    1- Bu konuda İmam’ın oğlu merhum Ahmet Humeyni şöyle nakleder: ”Ayetullah Hamenei, Kuzey Kore’ye gittiğinde, İmam bu seferle ilgili haberleri televizyondan takip ederdi. Kuzey Kore’deki görüşmeler, halkın karşılaması ve yaptığı konuşmalarla ilgili görüntüler çok ilginçti. İmam seyrederken şöyle dedi: El-hak ki, hakikaten onda rehberlik liyakati var.”


    2- Ayetullah Haşimi Rafsancani: “ Üç organ ( yasama, yürütme ve yargı ) başkanları, başbakan ( Mir Hüseyin Musevi ) ve Hacı Ahmed Humeyni ile birlikte İmam’ın huzurundaydık, İmam’dan sonra rehberin kim olacağı konusu açıldı ve İmam’a dedik ki, böyle bir durum ( Ayetullah Munteziri’nin azledilmesi ) ortaya çıkarsa anayasa gereği sıkıntıyla karşılaşacağız. Çünkü rehberlik boşluğu plobleminin baş göstermesi mümkündür. İmam dedi ki: “Rehberlik boşluğu öne çıkmaz, sizin adamınız var.” “Kimdir o?” dediğimde, İmam, Ayetullah Hamenei’ye dönerek: “İşte bu ağa-yı Hamenei”, dedi.


    3- Ayetullah Hairi: ”Seçimin yapıldığı akşam Khubregan Meclisi üyelerinden bir grup Hacı Ahmed Humeyni’ye başsağlığı vermek için ( taziyelerimizi bildirmek ) Cemaran’a gittik. Üyelerden biri Khubregan’ın cumhurbaşkanı Ayetullah Hamenei’yi rehber olarak seçtiğini söyleyince Hacı Ahmed Ağa şöyle dedi: “İmam’ın kalbine serin su serptiniz, İmam’ın gönlünü sevindirdiniz, Ayetullah Hamenei’nin rehberliği İmam’ın görüşü doğrultusundadır.”


    4- Dr. Zehra Mustefevi ( İmam’ın kızı ): “Ayetullah Muntaziri’nin rehberlik vekaletliğinden azledilmesinden çok önceleri İmam’dan kendisinden sonraki rehberlik hakkında sordum, Ayetullah Hamenei’nin adını getirdi. ”Merceiyyet ve A’lemiyyet rehberlikte şart değil midir?” diye sorduğumda bunu reddetti. Ayetullah Hamenei’nin ilmi derecesini sordum şöyle buyurdu : “O Veliyy-i Fakih olmak için gerekli içtihada sahiptir.”

    İlginçtir ki, Khubregan Meclisi görüşmelerinde Ayetullah Hamenei’nin aday gösterilmesi ve oylama yapılması öncesinde İmam’ın onun hakkındaki görüş ve teyidleri asla gündeme getirilmemiş ve üyelerin kendi özgür iradelerine göre karar vermelerine gölge düşürülmemiştir.


    Hüccet-ul İslam vel-Müslimin Sabahattin Türkyılmaz
    Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

    Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


    İmam Cafer-i Sadık (a.s)
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X