Hüccetül İslam Murteza Saidi’nin son günlerde yakından ziyaret ederek konuşma fırsatı bulduğu Ayetullah uzma Sistani, ulema ve ümmetin ileri gelenlerini sade yaşamaya davet ederek şöyle dedi:
“İslam İnkılâbı İran’da ulemanın sade hayatı sayesinde zafer kazanabildi. Bana pahalı abalar getirmelerine rağmen on iki yıldır bunu giyiyorum, arkası küflendi neredeyse!”
AYETULLAH SİSTANİ’NİN HAYATINDAN KESİTLER:
Irak’taki siyasi dengelere en çok etkide bulunan dini şahsiyetlerden biri olan taklid merciinin bürosu ve evi Necef’te, İmam Ali’nin (a) kabrinin yakınlarındaki Burak mahallesinde yer alıyor. Bu bölge Harem-i Mutahhar-ı Alevi’nin (İmam Ali’nin (a) türbesinin) çevresindeki en eski dört mahalleden biri.
Ayetullah Sistani’nin evinin hareme olan uzaklığı otuz ila kırk metre civarında fakat Şia dünyasının bu büyük mercisinin buraya gittiği işitilmiş değil; evinden sadece bir kez, o da göz ameliyatı için çıktığı biliniyor.
Kendileri, Kum İlim Havzası’nda talebe olan Murteza Saadi ile yaptığı özel ve samimi bir görüşmede bunun nedeninin insanların canlarını koruma endişesi olduğunu ve bütün bu zorluğa katlanmasının halkın durumunun iyileştirilmesi ve Necef ilim havzasının düzenlenmesine duyduğu ümitten kaynaklandığını söylediler.
Hüccetül İslam Saidi’nin Ayetullah Sistani ile yaptığı söyleşi Necef-i Mukaddes’teki evinde gerçekleştirildi ve aşağıda sunacağımız kısmı da özet bir şekilde Hawzah News’te yayınlandı:
Ayetullah-ul Uzma Sistani ile mülakat için pek çok kişi ile ön görüşme yapmak ve birkaç kez de üst aramasına tabi tutulmak gerekiyor, fakat kendisiyle karşılaştığımda çok sade ve gösterişsiz bir ortamla yüz yüze geliyorum, tıpkı İmam Humeyni (r.a.) hakkında duyduklarım ve televizyonda gördüklerim gibi.
Ayetullahul Uzma Sistani’nin Irak’taki İnkâr Edilemez Etkisi
Ayetullah Sistani’nin Irak’ın son yıllardaki emniyetinde benzersiz bir etkisi olduğu hiç kimse tarafından inkâr edilemiyor ve halkın ona duyulan ilgisi başkentten Irak’ın en uzak bölgelerine kadar dalga dalga yayılıyor. Bu aşk ve alaka sadece Irak’la sınırla da değil, bütün dünya Şiilerinin gönlünde yer etmiş durumda. Şiiliğin adının, mübarek Ali ismiyle iki büyük önderle birlikte, Ayetullah-ul Uzma Seyyid Ali Hüseyni Sistani ve Ayetullah-ul Uzma Seyyid Ali Hüseyni Hamenei ile –Allah ikisini de hıfzetsin- tüm dillerde anılması takdir edilmiş sanki!
Bu 82 yaşındaki âlimi görmek nasibimiz oldu ve kendileri sorduğumuz sorulara cevap verdiler, kişisel hayatlarından kesitler sunarak ulemanın nasıl olması gerektiğinden bahsettiler. Aşağıdaki metin Ayetullah Sistani’nin cümlelerinin tarafımdan düzenlenmiş halidir:
Vakıf Evi
“On yıldır can güvenliği nedeniyle evimde oturmak zorundayım, bu zor bir iş ama tahammül etmek şart. Merci olmama ve talebelere aylık maaş vermeme, hastaneler yaptırmama rağmen 45 senedir kirada oturuyorum, Necef Medresesinin vakfettiği 70 metrekarelik bir evde.
Evin uygunsuzluğu yüzünden akrabalarımı, hatta mahrem olanları bile kabul edemiyorum, bazen birkaç dakikalığına burada (büroda) ağırlıyorum onları.”
Halkın Dertlerini Paylaşma
“Necef halkından bazılarının maddi sıkıntılar yüzünden Hannus’ta (Necef’in dışında, Kerbela yolunda bir bölge) yaşadıklarını duydum. Böyle bir durumda bir âlimin refah ve rahatlık içersinde yaşaması uygun olmaz.”
Ayetullah Hüccet’in Evi
“Kırk sene önce, yaklaşık iki seneliğine Kum’da ikamet ettim ve Ayetullah Hüccet’in (r.a.) evini gördüm, harap bir haldeydi. Ömrümde böyle bir ev görmüş değilim. Kendisinin daha iyi bir hayatı sürdürme imkânı vardı elbette. Âlim böyle olmalı, tıpkı halk gibi yaşamalı.” (Konuşmanın devamında Nehcül Belağa’nın 45. Mektubuna, İmam Ali’nin (a.s.) toplumun önderlerinin sade yaşamalarının gerekliğinden bahsetmesine temas ediyor.)
Çocuğunu Evlendirmesi ve Merciiyyet
“Birkaç sene önce çocuklarımdan birini evlendirmeye niyet ettim. Karşı taraf ‘Bununla evlendirmeyelim çünkü durumları iyi değil’ dediler. Başka biri de ‘Evlendirelim ne de olsa mercilik şerefine sahipler, yakında durumları düzelir!’ demiş. Benim durumum mercilikten önce de, sonra da aynı kaldı, hiç değişmedi!”
İslam İnkılâbı’nın Zaferinin Nedeni
“İslam İnkılâbı ulemanın sade hayatı sayesinde zafer kazanabildi. Bana pahalı abalar getirmelerine rağmen on iki yıldır bunu giyiyorum, arkası küflendi neredeyse!
Biz insanları her zaman barışa ve birbirleriyle savaşmamaya davet ediyoruz, görüyorsunuz ki halk canını bile vermeye hazır ve bunun nedeni de bahsettiğim özellikler.”
Artık vakit geç olmuştu ve sırada görüşme yapmayı bekleyen başka kişiler de vardı. Kendisiyle vedalaştıktan sonra İmam Ali’nin (a) haremine doğru yola çıktım.
Bu yazı Kemal Saral tarafından Rasthaber için çevrildi.
“İslam İnkılâbı İran’da ulemanın sade hayatı sayesinde zafer kazanabildi. Bana pahalı abalar getirmelerine rağmen on iki yıldır bunu giyiyorum, arkası küflendi neredeyse!”
AYETULLAH SİSTANİ’NİN HAYATINDAN KESİTLER:
Irak’taki siyasi dengelere en çok etkide bulunan dini şahsiyetlerden biri olan taklid merciinin bürosu ve evi Necef’te, İmam Ali’nin (a) kabrinin yakınlarındaki Burak mahallesinde yer alıyor. Bu bölge Harem-i Mutahhar-ı Alevi’nin (İmam Ali’nin (a) türbesinin) çevresindeki en eski dört mahalleden biri.
Ayetullah Sistani’nin evinin hareme olan uzaklığı otuz ila kırk metre civarında fakat Şia dünyasının bu büyük mercisinin buraya gittiği işitilmiş değil; evinden sadece bir kez, o da göz ameliyatı için çıktığı biliniyor.
Kendileri, Kum İlim Havzası’nda talebe olan Murteza Saadi ile yaptığı özel ve samimi bir görüşmede bunun nedeninin insanların canlarını koruma endişesi olduğunu ve bütün bu zorluğa katlanmasının halkın durumunun iyileştirilmesi ve Necef ilim havzasının düzenlenmesine duyduğu ümitten kaynaklandığını söylediler.
Hüccetül İslam Saidi’nin Ayetullah Sistani ile yaptığı söyleşi Necef-i Mukaddes’teki evinde gerçekleştirildi ve aşağıda sunacağımız kısmı da özet bir şekilde Hawzah News’te yayınlandı:
Ayetullah-ul Uzma Sistani ile mülakat için pek çok kişi ile ön görüşme yapmak ve birkaç kez de üst aramasına tabi tutulmak gerekiyor, fakat kendisiyle karşılaştığımda çok sade ve gösterişsiz bir ortamla yüz yüze geliyorum, tıpkı İmam Humeyni (r.a.) hakkında duyduklarım ve televizyonda gördüklerim gibi.
Ayetullahul Uzma Sistani’nin Irak’taki İnkâr Edilemez Etkisi
Ayetullah Sistani’nin Irak’ın son yıllardaki emniyetinde benzersiz bir etkisi olduğu hiç kimse tarafından inkâr edilemiyor ve halkın ona duyulan ilgisi başkentten Irak’ın en uzak bölgelerine kadar dalga dalga yayılıyor. Bu aşk ve alaka sadece Irak’la sınırla da değil, bütün dünya Şiilerinin gönlünde yer etmiş durumda. Şiiliğin adının, mübarek Ali ismiyle iki büyük önderle birlikte, Ayetullah-ul Uzma Seyyid Ali Hüseyni Sistani ve Ayetullah-ul Uzma Seyyid Ali Hüseyni Hamenei ile –Allah ikisini de hıfzetsin- tüm dillerde anılması takdir edilmiş sanki!
Bu 82 yaşındaki âlimi görmek nasibimiz oldu ve kendileri sorduğumuz sorulara cevap verdiler, kişisel hayatlarından kesitler sunarak ulemanın nasıl olması gerektiğinden bahsettiler. Aşağıdaki metin Ayetullah Sistani’nin cümlelerinin tarafımdan düzenlenmiş halidir:
Vakıf Evi
“On yıldır can güvenliği nedeniyle evimde oturmak zorundayım, bu zor bir iş ama tahammül etmek şart. Merci olmama ve talebelere aylık maaş vermeme, hastaneler yaptırmama rağmen 45 senedir kirada oturuyorum, Necef Medresesinin vakfettiği 70 metrekarelik bir evde.
Evin uygunsuzluğu yüzünden akrabalarımı, hatta mahrem olanları bile kabul edemiyorum, bazen birkaç dakikalığına burada (büroda) ağırlıyorum onları.”
Halkın Dertlerini Paylaşma
“Necef halkından bazılarının maddi sıkıntılar yüzünden Hannus’ta (Necef’in dışında, Kerbela yolunda bir bölge) yaşadıklarını duydum. Böyle bir durumda bir âlimin refah ve rahatlık içersinde yaşaması uygun olmaz.”
Ayetullah Hüccet’in Evi
“Kırk sene önce, yaklaşık iki seneliğine Kum’da ikamet ettim ve Ayetullah Hüccet’in (r.a.) evini gördüm, harap bir haldeydi. Ömrümde böyle bir ev görmüş değilim. Kendisinin daha iyi bir hayatı sürdürme imkânı vardı elbette. Âlim böyle olmalı, tıpkı halk gibi yaşamalı.” (Konuşmanın devamında Nehcül Belağa’nın 45. Mektubuna, İmam Ali’nin (a.s.) toplumun önderlerinin sade yaşamalarının gerekliğinden bahsetmesine temas ediyor.)
Çocuğunu Evlendirmesi ve Merciiyyet
“Birkaç sene önce çocuklarımdan birini evlendirmeye niyet ettim. Karşı taraf ‘Bununla evlendirmeyelim çünkü durumları iyi değil’ dediler. Başka biri de ‘Evlendirelim ne de olsa mercilik şerefine sahipler, yakında durumları düzelir!’ demiş. Benim durumum mercilikten önce de, sonra da aynı kaldı, hiç değişmedi!”
İslam İnkılâbı’nın Zaferinin Nedeni
“İslam İnkılâbı ulemanın sade hayatı sayesinde zafer kazanabildi. Bana pahalı abalar getirmelerine rağmen on iki yıldır bunu giyiyorum, arkası küflendi neredeyse!
Biz insanları her zaman barışa ve birbirleriyle savaşmamaya davet ediyoruz, görüyorsunuz ki halk canını bile vermeye hazır ve bunun nedeni de bahsettiğim özellikler.”
Artık vakit geç olmuştu ve sırada görüşme yapmayı bekleyen başka kişiler de vardı. Kendisiyle vedalaştıktan sonra İmam Ali’nin (a) haremine doğru yola çıktım.
Bu yazı Kemal Saral tarafından Rasthaber için çevrildi.