Ynt: Rehberin İslami Vahdet Mesajından pasajlar
Abdullah bin Hammâd hicri 220 de ricalden birinden nakledir ki imam Ebu Abdullah Cafer-ı Sadık aleyhisselam’ın yanına gelen bazı ashabı şöyle arzetti: Sana fedâ olayım! Ben seni seviyorum ve seni sevenleri seviyorum. Ey efendim, şiileriniz ne kadar da çoktur. Ona buyurdu ki: Ne kadardır onlar? Çoktur, diye arzedince şöyle buyurdu: Sayabilir misin? Arzetti ki: Onlar saymakla bitmez.
İmam aleyhisselam ise şöyle buyurdu: Eğer üçyüz on(üç) kişi diye vasfolunanlar tamamlansaydı istediğiniz (kıyam) gercekleşirdir. Ama şiilerimizin sesleri kulaklarını aşmaz. Ve gazabı bedenini aşmaz (yani gazabıyla başkalarına zarar vermez) Açıkca bizi methetmez. Bize düşman olanla açıkça mücadele etmez. Bizim aybımızı arayanla oturmaz. Bize küfredenlerle oturmaz. Bize buğzedenleri sevmez, bizi sevenlere buğzetmez.
Arzettim ki: Peki biz şii olduğunu iddia eden bu halk yığınlarıyla ne yapabiliriz? Buyurdu ki: “Onlar temizlenecekler, imtihan olunacaklar, değişecekler. Onları fani edecek yıllar gelecek ve onları öldüren kılıçlar (gelecek) ve onları helak edecek olan ihtilaflar (gelecek).
Doğrusu bizim şiilerimiz köpek gibi havlamaz. Kargalar gibi tamahlanmaz, açlıktan ölse dahi elini halka açmaz.” Arzettim ki: Peki senin sıfatlarını saydığın bu şiileri, ben nerede bulabilirim? Buyurdu ki: “Onları yeryüzünün kenarlarında ara. Onların yaşantıları sadedir, evleri sırtlarındadır, eğer hazır olsalar tanınmazlar, eğer kaybolsalar aranmazlar, hasta olsalar kimse onların ziyaretine gelmez, eğer evlenmek isteseler kimse onlara gelmez. Eğer ölseler cenazelerine kimse katılmaz. Onlar mallarını aralarında eşit olarak paylaşırlar ve birbirlerini kabirlerinde ziyaret ederler, ayrı şehirlerde olsalar dahi istekleri rep aynıdır
Abdullah bin Hammâd hicri 220 de ricalden birinden nakledir ki imam Ebu Abdullah Cafer-ı Sadık aleyhisselam’ın yanına gelen bazı ashabı şöyle arzetti: Sana fedâ olayım! Ben seni seviyorum ve seni sevenleri seviyorum. Ey efendim, şiileriniz ne kadar da çoktur. Ona buyurdu ki: Ne kadardır onlar? Çoktur, diye arzedince şöyle buyurdu: Sayabilir misin? Arzetti ki: Onlar saymakla bitmez.
İmam aleyhisselam ise şöyle buyurdu: Eğer üçyüz on(üç) kişi diye vasfolunanlar tamamlansaydı istediğiniz (kıyam) gercekleşirdir. Ama şiilerimizin sesleri kulaklarını aşmaz. Ve gazabı bedenini aşmaz (yani gazabıyla başkalarına zarar vermez) Açıkca bizi methetmez. Bize düşman olanla açıkça mücadele etmez. Bizim aybımızı arayanla oturmaz. Bize küfredenlerle oturmaz. Bize buğzedenleri sevmez, bizi sevenlere buğzetmez.
Arzettim ki: Peki biz şii olduğunu iddia eden bu halk yığınlarıyla ne yapabiliriz? Buyurdu ki: “Onlar temizlenecekler, imtihan olunacaklar, değişecekler. Onları fani edecek yıllar gelecek ve onları öldüren kılıçlar (gelecek) ve onları helak edecek olan ihtilaflar (gelecek).
Doğrusu bizim şiilerimiz köpek gibi havlamaz. Kargalar gibi tamahlanmaz, açlıktan ölse dahi elini halka açmaz.” Arzettim ki: Peki senin sıfatlarını saydığın bu şiileri, ben nerede bulabilirim? Buyurdu ki: “Onları yeryüzünün kenarlarında ara. Onların yaşantıları sadedir, evleri sırtlarındadır, eğer hazır olsalar tanınmazlar, eğer kaybolsalar aranmazlar, hasta olsalar kimse onların ziyaretine gelmez, eğer evlenmek isteseler kimse onlara gelmez. Eğer ölseler cenazelerine kimse katılmaz. Onlar mallarını aralarında eşit olarak paylaşırlar ve birbirlerini kabirlerinde ziyaret ederler, ayrı şehirlerde olsalar dahi istekleri rep aynıdır
Yorum