Şii dünyasının önde gelen taklid merciileri arasında yer alan Ayetullah Uzma Naser Mekarim Şirazi (ra), Kuveyt'in gazete ve dergi yayın organı mensuplarına dün yaptığı açıklama da, Vahabi’lerin, “İslam adına” yaptıkları korku ve terör eylemleri ile, İslam’ı dünyaya “kötü” olarak tanıttıklarına dikkat çekti ve “Bizlerin dünyaya, bunların azınlıkta olduklarını; Müslümanların kanunlara, yaşama, barış içinde yaşamaya, insan haklarına ve adalete bağlı olduğunu anlatmamız gerekiyor. Bu grubun eylemlerinin diğer Müslümanlarla ilişkilendirilemeyeceğini dünyaya izah ederek bu sorunu çözmek gerekiyor” dedi.
Ayetullah Uzma Naser Mekarim Şirazi (ra), “Vahabiller” ile ilgili yazdığı kitabını da referans göstererek, “Vahabilik iki gruptur; bunlardan “ılımlı” olan grup bizimle oturup, dini ve ilmi sohbetler yapar, mantıklı ve hiç tartışmaya girmeden müzakere ederler. Diğer grup olan “fanatikler” ise, İslam dünyası için sorun teşkil etmektedirler. Bu grup sadece kendi dini kitaplarında değil, çocuklarının lise kitaplarında da kabirdeki Müslüman kanı helaldir diyebilirler, işte bu yüzden bunların İslam kanunlarının takipçileri olmadığı mutlaka anlatılmalıdır. Çünkü, İslam dosluk dinidir. Her kim ki bize dostluk eli uzatırsa biz de ona dostluk eli uzatalım, çünkü İslam, Müslüman olmayanlar hakkında da “size düşmanlığı olmayan ve sizinle savaşmayanlara iyi davranın ve onlarla ilgili muhabbete riayet edin” demektedir.
Biz her yere Şii ve Sünni sohbetlerinde bulunmayıp, sadece İslam hakkında sohbet amacı ile tebliğ için bir kişiyi göndermeye hazırız. Bu şekil de, Şii - Sünni Vahdeti Dünya da 'İslam’ı hızla geliştirecektir” dedi.
Bu önde gelen Şia taklit mercii, Kuveytli bir gazetecinin sorduğu, Şia taklit merciilerinin devlet karşısındaki ve devletle olan ilişkisindeki yeri hakkındaki sorusuna; “ilmiye ve Şia taklit merciilerinin” tamamen müstakil olduğunu, hiç bir şekil de devlet ve hükümete ihtiyaç içinde olmadığını fakat onları desteklediğini ve bir ihtilaf gördüğünde uyarıda bulunduğunu belirtti.
Ayetullah Uzma Naser Mekarim Şirazi (ra), “Vahabiller” ile ilgili yazdığı kitabını da referans göstererek, “Vahabilik iki gruptur; bunlardan “ılımlı” olan grup bizimle oturup, dini ve ilmi sohbetler yapar, mantıklı ve hiç tartışmaya girmeden müzakere ederler. Diğer grup olan “fanatikler” ise, İslam dünyası için sorun teşkil etmektedirler. Bu grup sadece kendi dini kitaplarında değil, çocuklarının lise kitaplarında da kabirdeki Müslüman kanı helaldir diyebilirler, işte bu yüzden bunların İslam kanunlarının takipçileri olmadığı mutlaka anlatılmalıdır. Çünkü, İslam dosluk dinidir. Her kim ki bize dostluk eli uzatırsa biz de ona dostluk eli uzatalım, çünkü İslam, Müslüman olmayanlar hakkında da “size düşmanlığı olmayan ve sizinle savaşmayanlara iyi davranın ve onlarla ilgili muhabbete riayet edin” demektedir.
Biz her yere Şii ve Sünni sohbetlerinde bulunmayıp, sadece İslam hakkında sohbet amacı ile tebliğ için bir kişiyi göndermeye hazırız. Bu şekil de, Şii - Sünni Vahdeti Dünya da 'İslam’ı hızla geliştirecektir” dedi.
Bu önde gelen Şia taklit mercii, Kuveytli bir gazetecinin sorduğu, Şia taklit merciilerinin devlet karşısındaki ve devletle olan ilişkisindeki yeri hakkındaki sorusuna; “ilmiye ve Şia taklit merciilerinin” tamamen müstakil olduğunu, hiç bir şekil de devlet ve hükümete ihtiyaç içinde olmadığını fakat onları desteklediğini ve bir ihtilaf gördüğünde uyarıda bulunduğunu belirtti.