Ayetullah Misbah Yezdi:
Ayetullah Misbah Yezdi, bir grup silahlı kuvvetler personelini kabulünde şunları söyledi: “Eğer bizler bir konunun hak olduğunu anladıksa, artık onu sonuna kadar savunmamız gerekmektedir. Eğer, Velâyet-i Fakih hakkındaki delilleri inceledikten sonra onun hakkaniyetine ulaşırsak, artık onun payesine dayanmamız gerekmektedir. Bilmeliyiz ki veliyi fakih’e muhalefet imamlara muhalefettir ve hadislerin esasına göre Allah’a şirk koşma haddindedir.
Ayetullah Misbah Yezdi, bir grup silahlı kuvvetler personelini kabulünde Allah Teala’nın insanı kendi irade ve ihtiyarıyla saadet yolunu seçebileceği şekilde yarattığına işaret ederek şunları söyledi: “Halifetullah unvanıyla insan, isterse kemal yolunu seçebilir diğer taraftan isterse sapkın ve düşüş yolunu da seçebilir. Kemale ulaşmak için iradeyi uygulamaya koymanın gereksinimi doğru yolu tanımaktır. Çünkü irade ve seçim doğru yolu tanıyanlar için mümkündür. Allah, algılama aracı olan akıl ve hisler dışında sonsuz rahmeti gereği insanların hidayeti için peygamber ve onun vasilerini insanlar için göndermiştir. Bu şekilde doğru yol ile bozuk yolu bir birinden teşhis etmiş olsunlar.”
Ayetullah Misbah Yezdi, şöyle devam etti: “Her ne kadar insanlar masum imamlara (a.s) karşı vefasızlık etmiş, bazıları onlara karşı düşmanlık etmiş, bazıları onları himaye etmemiş olsa da, ilâhî irade on ikinci imam Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu çabuklaştırsın) insanların ondan istifade etme kapasiteleri oluştuğunda gelişine göre ayarlanmıştır.
Ayetullah Misbah Yezdi, insanların masum imamlara ulaşma imkanı olmadığı dönemlere işaret ederek şunları söyledi: “Masum imamlara (a.s) ulaşma imkanı olmayan insanlar için, hatta kendileri huzurda oldukları zaman bile kendilerine ulaşamayanlar için naip veya vekil olarak birilerini tayin ederlerdi. Bunun kendisi kültürümüzde adına “Velayet-i Fakih” dediğimiz şeyin ta kendisidir. Tarih bize şahitlik etmektedir ki İslam’ın ilk gününden bu yana baktığımızda masum imamlara ulaşılamadığı dönemlerde özellikle imam Mehdi’nin gaybet döneminde, ulema ve fakihler çok önemli roller üstlenmiştir. Hatta eğer onlar olmasaydı İslam’dan geriye bir şey bile kalmayabilirdi. Eğer İslam’dan geriye bir şey kalsaydı bile muhtevası tahrif edilerek günümüze ulaşmış olacaktı.”
Ayetullah Misbah Yezdi, İnsanların çok azının hadise ve olaylardan ibret aldığını söyleyerek şöyle devam etti: “Allah’a hamt olsun ki Şialar ötekilere göre yaşanmış olay ve hadiselerden daha çok dersler almaktadır. Özellikle halife tayini olayında “Gadir-i Hum” olayından sadece 70 gün geçmesine rağmen Peygamber efendimizin vefatından sonra bu olayı unutmuştur! Tarih bize göstermiştir ki namaz kılan, Kur’an tilavet eden, infak eden ve hatta Allah Resulü ile Müminlerin Emiri’nin yanında kılıç çekmiş bir çok Müslüman onun evladını en feci bir şekilde katletmiştir! Bizler bu olaydan ibret almalıyız. Bilmeliyiz ki bu olay herkesin başına gelebilir. Bu tuzaklar her kesin yolunda kuruludur. Düşme tehlikesi insanı tehdit etmektedir.
Hidayet olmak için önce aklımızdan yararlanalım, sonra Kur’an ve masumların (a.s) sözlerini ilim sahiplerine, yani dini konularda uzman fakihlere müracaat ederek öğrenelim. Fakihler Kur’an ve masumların (a.s) varisleridir. Kim Allah’ın emirleri dışında amel ederse gerçekte teşrii rububiyet konusunda Allah’a şirk koşmuştur.
Ayetullah Misbah Yezdi, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Eğer bizler bir konunun hak olduğunu anladıksa, artık onu sonuna kadar savunmamız gerekmektedir. Eğer, velayet-i Fakih hakkındaki delilleri inceledikten sonra onun hakkaniyetine ulaşırsak, artık onun payesine dayanmamız gerekmektedir. Bilmeliyiz ki veliyi fakih’e muhalefet imamlara muhalefettir ve hadislerin esasına göre Allah’a şirk koşma haddindedir.
abna.ir
Ayetullah Misbah Yezdi, bir grup silahlı kuvvetler personelini kabulünde şunları söyledi: “Eğer bizler bir konunun hak olduğunu anladıksa, artık onu sonuna kadar savunmamız gerekmektedir. Eğer, Velâyet-i Fakih hakkındaki delilleri inceledikten sonra onun hakkaniyetine ulaşırsak, artık onun payesine dayanmamız gerekmektedir. Bilmeliyiz ki veliyi fakih’e muhalefet imamlara muhalefettir ve hadislerin esasına göre Allah’a şirk koşma haddindedir.
Ayetullah Misbah Yezdi, bir grup silahlı kuvvetler personelini kabulünde Allah Teala’nın insanı kendi irade ve ihtiyarıyla saadet yolunu seçebileceği şekilde yarattığına işaret ederek şunları söyledi: “Halifetullah unvanıyla insan, isterse kemal yolunu seçebilir diğer taraftan isterse sapkın ve düşüş yolunu da seçebilir. Kemale ulaşmak için iradeyi uygulamaya koymanın gereksinimi doğru yolu tanımaktır. Çünkü irade ve seçim doğru yolu tanıyanlar için mümkündür. Allah, algılama aracı olan akıl ve hisler dışında sonsuz rahmeti gereği insanların hidayeti için peygamber ve onun vasilerini insanlar için göndermiştir. Bu şekilde doğru yol ile bozuk yolu bir birinden teşhis etmiş olsunlar.”
Ayetullah Misbah Yezdi, şöyle devam etti: “Her ne kadar insanlar masum imamlara (a.s) karşı vefasızlık etmiş, bazıları onlara karşı düşmanlık etmiş, bazıları onları himaye etmemiş olsa da, ilâhî irade on ikinci imam Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu çabuklaştırsın) insanların ondan istifade etme kapasiteleri oluştuğunda gelişine göre ayarlanmıştır.
Ayetullah Misbah Yezdi, insanların masum imamlara ulaşma imkanı olmadığı dönemlere işaret ederek şunları söyledi: “Masum imamlara (a.s) ulaşma imkanı olmayan insanlar için, hatta kendileri huzurda oldukları zaman bile kendilerine ulaşamayanlar için naip veya vekil olarak birilerini tayin ederlerdi. Bunun kendisi kültürümüzde adına “Velayet-i Fakih” dediğimiz şeyin ta kendisidir. Tarih bize şahitlik etmektedir ki İslam’ın ilk gününden bu yana baktığımızda masum imamlara ulaşılamadığı dönemlerde özellikle imam Mehdi’nin gaybet döneminde, ulema ve fakihler çok önemli roller üstlenmiştir. Hatta eğer onlar olmasaydı İslam’dan geriye bir şey bile kalmayabilirdi. Eğer İslam’dan geriye bir şey kalsaydı bile muhtevası tahrif edilerek günümüze ulaşmış olacaktı.”
Ayetullah Misbah Yezdi, İnsanların çok azının hadise ve olaylardan ibret aldığını söyleyerek şöyle devam etti: “Allah’a hamt olsun ki Şialar ötekilere göre yaşanmış olay ve hadiselerden daha çok dersler almaktadır. Özellikle halife tayini olayında “Gadir-i Hum” olayından sadece 70 gün geçmesine rağmen Peygamber efendimizin vefatından sonra bu olayı unutmuştur! Tarih bize göstermiştir ki namaz kılan, Kur’an tilavet eden, infak eden ve hatta Allah Resulü ile Müminlerin Emiri’nin yanında kılıç çekmiş bir çok Müslüman onun evladını en feci bir şekilde katletmiştir! Bizler bu olaydan ibret almalıyız. Bilmeliyiz ki bu olay herkesin başına gelebilir. Bu tuzaklar her kesin yolunda kuruludur. Düşme tehlikesi insanı tehdit etmektedir.
Hidayet olmak için önce aklımızdan yararlanalım, sonra Kur’an ve masumların (a.s) sözlerini ilim sahiplerine, yani dini konularda uzman fakihlere müracaat ederek öğrenelim. Fakihler Kur’an ve masumların (a.s) varisleridir. Kim Allah’ın emirleri dışında amel ederse gerçekte teşrii rububiyet konusunda Allah’a şirk koşmuştur.
Ayetullah Misbah Yezdi, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Eğer bizler bir konunun hak olduğunu anladıksa, artık onu sonuna kadar savunmamız gerekmektedir. Eğer, velayet-i Fakih hakkındaki delilleri inceledikten sonra onun hakkaniyetine ulaşırsak, artık onun payesine dayanmamız gerekmektedir. Bilmeliyiz ki veliyi fakih’e muhalefet imamlara muhalefettir ve hadislerin esasına göre Allah’a şirk koşma haddindedir.
abna.ir
Yorum