Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri


    Hicri-i Şemsi 1393 yılı İslam İnkılabı rehberi tarafından "Cihadi İdarecilik ve Milli İradeyle Ekonomi ve Kültür Yılı" olarak ilan edildi.

    Yeni Hicri-i Şemsi 1393 yılının girmesi dolayısıyla bir mesaj yayınlayan İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, yeni yılı ve Nevruz'u başta İslam ve İran uğruna mücadele veren ve fedakarlıklarda bulunanlar ve şehid aileleri olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki tüm vatandaşlara ve İranlılara tebrik ederek yeni yılı "Cihadi İdarecilik ve Milli İradeyle Ekonomi ve Kültür yılı" olarak ilan etti.

    Yeni Hicri yılın, İslam'ın büyük kadını Hz. Fatime-i Zehra (sa)nın şehadet dönemi günlerine denk gelmesine temas eden İslam İnkılabı Rehberi, bu yeni yılda İran halkının Fatımi bereket ve ilahi hidayet nurlarından daha fazla yararlanmasını Allah Taala'dan temenni etti.

    Yeni yılda "Ekonomi" ve "Kültür" meselelerin öteki tüm meselelerden daha önemli olduğunu ve ön plana çıktığını belirten Ayetullah Hamanei, Hicri-i Şemsi 1393 yılı sloganı ilan edilen "Cihadi İdarecilik ve Milli İradeyle Ekonomi ve Kültür"ün tahakkuku için tüm yetkililer ve halk birimlerinin ortak çabasının bir zaruret olduğunu bildirdiler.

    "Ülke kalkınması ve yaşamı"nda halkın varlığı ve katılımının temel ve belirgin rolüne temas eden İslam İnkılâbı Rehberi, "Gerek ekonomide ve gerekse kültürde halk olmaksızın işler ilerletilemez, nitekim muhtelif halk kitleleri sarsılmaz milli irade ve azimle bu alanlarda rol ifa etmeliler. Yetkililer de Allah Taala cc.a tevekkül ederek ve halka dayanarak, kültür ve ekonomi alanlarının her ikisinde de mücahitçe amel meydanına adım atması gerekir" ifadesini kullandılar.

    "Yeni yılda karşımızda olan şey, yetkililer ve halkın katkılarıyla kalkınacak bir ekonomi, yine yetkililer ve halkın gayretleriyle ülke ve halkımızın yüce amaçları doğrultusunda ilerletilmesi gereken bir kültürdür" diyen İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, mesajının bir başka bölümünde ise gelecek kararlarda geçmiş tecrübe ve ibretlerden yararlanılması zaruretini hatırlatarak, "Siyasi Hamaset- İktisadi Hamaset" sloganının tahakkuk bulup bulmadığı konusuna temasla, Hicri-i 1392 yılında yetkililerin çabası ve halkın sahnedeki varlığı ile seçim ve büyük yürüyüşler gibi konular başta olmak üzere ülkenin bir çok alanında en iyi şekliyle tahakkuk bulduğunu ve tamamen güven ve huzur ortamında iktidarın el değiştirmesiyle ülkenin uzun idarecilik silsilesinden yeni bir halkanın ortaya çıktığını söyledi.

    Mesajının bir başka bölümünde "Direniş Ekonomisi Siyasetleri"nin "Ekonomi Hamaseti"nin tahakkukunun fikri ve teorik alt yapısını oluşturduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei, bu siyasetler ışığında halı hazırda daha büyük bir gayret için gerekli alt yapının oluştuğunu söyledi.

    Ayetullah Hamanei Nevruz mesajının son bölümünde ise Allah Taala'dan, iftihar dolu bu yörenin tüm gençleri, aileleri, çocukları, erkek ve kadınları için yeni yılda ruhi huzur, sevgi, esenlikler, ilerleme, kalkınma ve saadet temennisinde bulundu.


    Yorum


      Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

      İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bugün sabah hicri-i Şemsi 1393 yılının ilk günü (Cuma) mukaddes Meşhed kentinde Hz. İmam Rıza as.ın mübarek türbesinin ziyaretçilerine yaptığı konuşmada yeni yılda ülkenin genel yol haritası "Cihadi idarecilik ve milli iradeyle ekonomi ve kültür"ü açıkladı ve ülke ekonomisinin güçlendirilmesinin mahiyet, kapasite ve tahakkuku için gerçekleştirilmesi gerekenler ve gerekmeyenleri açıklayarak, dünyanın zorbacı, haraççı güçlerinin bu halktan her hangi bir hak talep edemeyecekleri şekilde kendimizi güçlendirmemiz gerektiğini söyledi.

      İslam İnkılabı Rehberi yeni yıldaki kendi temel sözü olan ülkenin ve halkın güçlendirilmesi ve ulusal iktidarın artırılması zaruretini bir kez daha hatırlatarak, materyalist düşüncelerle idare edilen bir dünyanın doğasının, güçlülerin zayıflar karşısındaki zorbalıkları olduğunu bunun için de kendimizi güçlendirmemiz ve kalkındırmamız gerektiğini söyledi.

      Bu yılın genel yol haritası olarak "Cihadi idarecilik ve milli iradeyle ekonomi ve kültür yılı" şeklinde isimlendirilmesinin nedeninin ülkenin sahip bulunduğu yüksek potansiyeller ve halkın güçlü iradesinden dolayı olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, iftihar dolu "Milli İktidar" hedefi ancak halkın ve ülke yetkililerinin bu slogana odaklanmaları ve daha büyük bir atılımla tahakkuk bulabileceğini bildirdi.

      Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka bölümünde ise bir halkın kudretinin temel unsurlarını açıklayarak modern silahlanmaya sahip olmanın gerekli olduğunu belirterek, bununla birlikte ekonomi, kültür ve ilmin ulusal iktidar ve kudretin var olmasını gerektiren üç temel faktör olduğunu ve ülkenin özellikle son 12 yıl içinde bilim dalında önemli başarılar katederek, parlak gelişmeler elde ettiğini bildirdi.

      Milli iktidarın diğer iki temel unsuru ekonomi ve kültür konusunda da gerekli çaba ve gayretin gerekli olduğunu bildiren İslam İnkılabı Rehberi, "İran'ın ekonomisini öylesine güçlendirmeliyiz ki dünyada hiçbir sarsıntı veya Amerika ve başkaları gibi her hangi bir ülke veya kimse bir kararla ve oturup kalkma ile ülke ekonomisi ve halkımızın geçimi üzerinde etki bırakamasın. İşte direniş ekonomisi budur" ifadesini kullandı.

      İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının devamında direniş ekonomisi siyasetlerinin açıklanmasına temasla yargı, yasama ve yürütme erklerinin başkanları ve öteki yetkililerin bu siyasetleri memnuniyetle karşılamalarına temas ederek bu konuyla ilgili üç temel soruyu gündeme getirerek onları bizzat kendisi cevapladı.

      1- Direniş Ekonomisinin negatif ve pozitif özellikleri nelerdir?

      2- Acaba bu hedef tahakkuk bulabilir mi yoksa boş hayaller ve temenniden mi ibarettir

      3- Eğer tahakkuk bulabilir nitelikte ise onun gerekleri nelerdir?

      Ayetullah Hamanei, daha sonra birinci soru yani Direniş Ekonomisinin negatif ve pozitif özellikleri açıklayarak, direniş ekonomisinin ülke gereksinimlerine uygun bilimsel model olduğunu ve hatta dünya ülkelerinden birçoğunun dünyadaki mevcut sosyal ve ekonomik sarsıntıların kendi üzerlerindeki etkisini azaltmak için kendi şartlarına uygun olarak bu modele yöneldiklerini bildirdi.

      Başka ülkelerin ekonomisi ile sahih ve mantıklı bir teamül içinde olaya paralel iç potansiyel ve imkânlara dayanmak ve içe dönük olmanın direniş ekonomisinin ikinci özelliği olduğunu açıklayan İslam İnkılabı Rehberi, "maalesef bazı kalemler ve diller, İran ekonomisinin mahdut ve mahsur oluşu gibi bir takım şüphe uyandırıcı konuları gündeme getirerek, ülke ekonomisinin güçlendirilmesi ve halkın saadetinin önüne set çekmeye çalıştıklarını oysa direniş ekonomisinin dünya toplumu ile sahih bir teamül içinde olduğunu bildirdi.

      Ayetullah Hamanei, direniş ekonomisinin üçüncü özelliği konusunda ise bu ekonominin bir devlet ekonomisi olmadığını belki halk temelli olduğunu, yetkililerin gerekli alt yapıyı oluşturmak, yön vermek ve katkıda bulunmak suretiyle halkın sahnede var olması ve halk yatırımı için gerekli ortamı oluşturmaları gerektiğini bildirdi.

      Konuşmasının devamında direniş ekonomisinin bir vehim ve boş hayalden ibaret olup olmadığı sorusunu gündeme getiren İslam İnkılabı rehberi Ayetullah Hamanei, bu meseleyle ilgili olarak bir takım gerçekleri kanıtlarıyla birlikte açıklayarak, "Genç nüfus, 10 milyon üniversite tahsilli potansiyel, 4 milyonu aşkın üniversite öğrencisi ve milyonlarca vasıflı ve tecrübeli eleman gibi çok büyük insani güç kapasitesi, ayrıca çok değerli sayısız doğal kaynaklar, eşsiz coğrafi konum ve gerekli alt yapıların var olmasının direniş ekonomisinin kesinlikle gerçekleşebilir olduğu gerçeğini ortaya koyduğunu göstermektedir. Olabilir ki burada birileri çıkıp da mevcut yaptırımların tüm bunca imkan ve potansiyelden gerektiği gibi yararlanma imkanının olmadığını söyleyebilir. Ama unutmamak gerekir ki bizler işte tam da böyle bir şart altında Nano teknoloji, nükleer teknoloji kök hücreler, savunma ve füze sanayi gibi bilimsel ve savunma alanlarında göz kamaştırıcı gelişmeler elde etmiş miyiz?" dedi.

      "Tüm bu gerçekleri göz önünde bulundurarak kendi irademizi toplamamız ve el ele vermemiz ve yaptırımları ne zaman kaldıracaklar diye gözümüzü düşman'ın eline dikmememiz durumunda ekonomi de dahi öteki alanlarda da kesinlikle milli iktidara ulaşacağız" ifadesini kullanan İslam İnkılâbı rehberi konuşmasının devamında direniş ekonomisinin tahakkuku için gereklilikleri açıklayarak bu konuda 4 temel hususa dikkat çekti:

      1- Yetkililer, ülkenin kalkınmasında temel bir halka olarak milli üretimi tüm yönüyle desteklemeli

      2- Sermaye sahipleri ve üreticilerin milli üretim ve verimliliğin artırılmasına önem verilmesi

      3- Sermaye sahiplerinin üretim alanlarında faaliyet göstermeyi ön plana almaları ve üretim dışı faaliyet alanlarından kaçınmaları

      4- Ülke halkının yerli mal kullanmaya özen göstermeli

      Ayetullah Hamanei, dördüncü hususun açıklanmasıyla ilgili şöyle dedi: "yabancı malın alımının haram olduğunu söylemiyorum, ama yerli malın tüketiminin ülke ekonomisinin güçlendirilmesi bakımından önemli bir zaruret olduğunu, iş alanı ve yerli ürünlerin kalitesinin yükseltilmesinde müsbet etki bıraktığını belirtmek istiyorum. Elbette bu hususta yetkililerin ve müdürlerin sorumlulukları başkalarına göre çok daha fazladır.

      Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında kültür meselesini ele alarak, kültür meselesinin ekonomi mevzuundan da önemli olduğunu hatırlattı.

      Kültürün önemli olmasının nedenlerini belirten İslam İnkılabı Rehberi, 'kültür, nefes alınan hava gibidir, bu hava temiz olursa bir etkisi olur, kirli olursa daha farklı etkisi olur' ifadesini kullandı.

      Güncel tüm davranışların, halkın ekonomi ve siyasi bakış açısı ve alışkanlıklarının topluma egemen olan kültürden kaynaklandığını, bunun için de kültürel inanç ve eğilimlerin diğer tüm alan ve hususları gölgelediğini ve bunun için de çok önemli olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, düşmanların kültür meselesine odaklanmasının bu meselenin haiz olduğu fevkalade öneminden kaynaklandığını, ülkenin kültürel sorumlularının düşman'ın kültürel nüfuzu karşısında çok dikkatli ve uyanık olmaları ve bu hususta gerekli müdafaa görevlerini yerine getirmeleri gerektiğini söyledi.

      Ayetullah Hamanei, bu konudaki açıklamasının devamında ülke var olan tüm kültürel sorunların düşman'ın faaliyetlerinden kaynaklanmadığını ama bununla birlikte 35 yıldır düşman'ın bu hususta gösterdiği tahrif edici faaliyetlerinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.

      Ayetullah Hamanei "Hürriyet"in İslam İnkılabının temel şiarlarından olduğunu ve İslam Cumhuriyetinin temelini oluşturduğunu belirterek, yetkililerin kültürel sapmalar ve nüfuz konusundaki hassasiyetlerinin özgürlükler meselesiyle kesinlikle irtibatının olmadığını söyledi.

      Kuralsız bir özgürlüğün anlamsız olacağını hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi, özgürlük iddiasında bulunan batılıların kendi kırmızı çizgilerine fazlasıyla bağlı bulunduğunu , Avrupa'da hiç kimsenin holokost hakkında kuşku bile duymaya, araştırmaya hakkının olmadığını bununla birlikte bizden kendi inkılab ve İslami kırmızı çizgilerimizi aşmamızı beklediklerini söyledi.

      Ayetullah Hamanei şöyle dedi: Eğer biri milli istiklal ruhunu alayla hedef alarak, bağımlılığı terörize eder, toplumun dini ve ahlaki ilkelerine hakarette bulunur, inkılabın temel şiarlarına saldırır, Farsça dilini ve halkın ahlaki anlayışını aşağılar ve İran gencinin milli onur ruhunu hedef edinirse acaba onun bu tahrip edici, yıkıcı girişimleri karşısında sessiz mi kalınması gerekir?

      İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, dünya toplumu gerçeklerinin artık Amerika'nın istekleri doğrultusunda hareket etmediğini söyledi.

      Hicri Şemsi 1393 yeni yılının birinci gününde mukaddes Meşhed kentinde Hz. İmam Rıza'nın (S) türbesinin milyonlarca ziyaretçisine hitap eden İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, dünya müstekbirliği özellikle Amerika'nın İran, Filistin, Suriye, Irak ve Afganistan'da amaçladığı hedeflerin hiç birini kesinlikle gerçekleştiremediğini ve bundan böyle de sözkonusu hedeflerini gerçekleştiremeyeceğini söyledi.

      'Amerika Filistin'i Yahudi bir devlete dönüştürmek istedi. Yani, Müslüman veya Hıristiyan her bir Filistinlinin bu topraklarda yaşam hakkını elinden almak istedi ama bu husustaki bütün planları suya düştü; bu çabaları gelecekte de kesinlikle hedefe ulaşmayacaktır' diyen İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamanei, konuşmasının devamında İran halkının kendisini daha da güçlendirmesi gerektiğini, düşmanların kaba kuvvet gösterisine maruz kalmaması gerektiğini hatırlatarak bir halkın güçlü olmaması durumunda dünyanın haraç yiyenlerinin o halktan haraç koparacaklarını, ona saldıracaklarını ve hakarette bulunacaklarını söyledi.

      İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamanei ayrıca geçen yıl gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimleri ve İslam inkılabı yıl dönümünü 11 şubat merasimlerinde İran halkının görkemli hamasetinin gerçekleşmesine temasla, halkın bu siyasi hamaseti gerçekleştirmedeki geniş katılımının ülkede dini halk demokrasisinin kurumsallaştığını ve istikrara kavuştuğunu gösterdiğini belirtti.

      Ayetullah Hamanei bu konuyla ilgili şöyle dediler: İslam nizamındaki seçimlerle ilgili önemli olan husus inkılabın başından beri halk sürekli yapılan seçimlerde halk katılım oranı kesinlikle belli kota miktarının altına düşmemiş ve son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de katılım oranı %72'lik gibi yüksek bir rakam olmuştur" dedi.

      İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamanei konuşmasının bir başka yerinde ise Amerikalıların geçen yıl İran halkına yönelik edepsizce ve hakaret içerikli davranışlarına değinerek, İran halkının tüm bunlara rağmen İran İslam cumhuriyeti nizamı ve İslam inkılabına sadık olduğunu ve bunun da İran halkının İran İslam cumhuriyeti düşmanlarının şirretlik ve düşmanlığı karşısındaki gayret ve duyarlılığını gösterdiğini söyledi.

      İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin konuşmasından önce Veliyi Fakih'in temsilcisi ve İmam Rıza as. hareminin yöneticisi Ayetullah Vaezi Tabesi yaptığı kısa bir konuşmada halkın ulusal onur ve bağımsızlığa bağlılığına temas ederek, halkın ve yöneticilerin gayretleriyle yeni yılın sloganı "Cihadi idarecilik ve milli iradeyle ekonomi ve kültür"ün tahakkuk bulacağını bildirdi.

      Yorum


        Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

        Bugün öğleden sonra (Cumartesi) Mescidi Süleyman şehrinde Bahtiyari aşiretinin büyük şahsiyeti Şir Alimerdan Han Bahtiyarı'yı anma komitesi üyelerini kabul eden İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin 26 İsfend 1392 tarihinde Mescidi Süleyman kentinde Veliyi Fakih'in Huzistan eyaletindeki temsilcisi Ayetullah Musevi'nin katılmasıyla düzenlenen foruma hitaben yaptığı konuşmanın metni okundu.

        İslam İnkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, istibdat ve diktatörlüğe karşı mücadele veren İran aşiretleri içerisindeki fedakar ve mücahid güzide şahsiyetlerin tanıtılması ve takdir edilmesinin çok yerinde ve değerli bir çalışma olduğunu belirterek, bu şahsiyetin tanıtımında asıl önem taşıyan hususun, diktatörlük aleyhtarı kıyam ve hareketlerde dini inanç, hedef ve yönün ön plana çıkması olduğunu söyledi.

        Etnik ve azınlık çeşitliliğin İran için seçkin bir özellik olduğunu belirten Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, İranlı kavimler arasındaki dayanışma ve onların tamamıyla ülkeye bağlı bulunduklarını hatırlatarak, Bahtiyari ve Lor aşiretlerinin İran'ın en sadık ve en iyi kavimlerinden olduklarını, sadakat, yiğitlik, gayret, safa, İslami ve Şii akidesi üzerindeki ısrar ve direnişleriyle tanındıklarını söyledi.

        Rahmetli Alimerdan han gibi Bahtiyari aşiretinin bir çok şahsiyetinin meçhul kaldığını ve bu şahsiyetlerin belirlenmesi ve tanıtılması zaruretini hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi, Dini inançtan esinlenerek Rıza Han diktatörlüğüne karşı vermiş olduğu mücadelenin Alimerdan Han'ın en önemli özelliği olduğunu söyledi.




        Yorum


          Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri


          Kutsal savunma harekat bölgeleri ziyaretçilerine hitaben konuşan İslam İnkılabı Rehberi:

          İran halkı, vahdet, iman ve direniş sayesinde düşman’ı yenmenin mümkün olduğunu ispatladı


          İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bugün sabah (Çarşamba) Karun ırmağının doğu bölgesinde yer alan Abadan ablukasının kırıldığı operasyon bölgesinde Nur yolcuları kervanları ziyaretçilerine hitaben yaptığı konuşmada, Nur kafileleri adı altında yapılan bu ziyaretlerin bir fırsat olması gerektiğini hatırlatarak, kutsal savunma savaşı dönemi muhtelif harekat bölgelerinde sergilenen yiğitlik, fedakarlık ve mücadelelerin anısının canlı tutulması zaruretine temas ederek, “kutsal savunmanın en büyük dersi şuydu ki bir halkın birlik, iman, Allah Taala cc.a karşı hüsnü zan’da bulunmak ve ilahi vaadin sadakatine iman sayesinde tüm çetin güzergahlardan geçmenin ve düşman karşısında direnmekle onu geri çekilmeye ve yenilgiye uğratmanın mümkün olduğunu gösterdi” dedi.

          Nevruz tatillerinde ve yıl boyunca muhtelif halk kitlelerinin savaş cepheleri bölgelerini ziyaret ederek, savaşla ilgili bilgi sahibi olmalarının yerinde ve akıllıca bir girişim olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi, Huzistan bölgesi dahil tüm kutsal savaş bölgeleri ve operasyon alanlarının, fedakarlıklar, mücahedeler ve yiğitliklerin sergilendiği bölgeler olduğunu bildirdi.

          Ayetullah Hamanei Ekim 1981 yılında Abadan ablukasının kırılması yönünde rahmetli İmam Humeyni’nin fetvasının bu amaçla planlanan “Samin’ul Hücec” operasyonunu hatırlatarak, İslam savaşçılarının bu operasyonda zafer elde etmesinin daha sonraki Tarik’ul Kudüs, Feth’ul Mubin ve İlel Beyt’ul Mukaddes gibi diğer bir dizi operasyonlarda da zafer elde etmesinin başlangıcı olduğunu ve bu harekatların o dönemde savaşı sonlandırabilecek durumda olduğunu bildirdi.

          “İslam nizamı düşmanları cephesi yani bu bildiğimiz Avrupa devletleri ve Amerika, Baasçı Saadam rejimine yeni modern silah ve savaş teçhizatı vererek onu savaşı sürdürmeye teşvik ettiler ve bu mesele Irak Baas rejimi tarafından başlatılan savaşın 8 yıl uzamasına sebep oldu” ifadesini kullanan İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, konuşmasının devamında İran halkının bu savaştan galib çıkmaması ve İslam nizamının onlarca desteklenen Baas rejimi karşısında zayıf olduğu görünümünü vermeyi amaçladıklarını belirterek, “Fakat Allah Taala cc. Kendi kudret elini gösterdi ve ilahi sünnetin çelik yumruğuyla İran İslam cumhuriyetinin düşmanlarının ağzını kırdı ve burunlarını yere sürttü. İslam nizamı halkın iman ve duygularına dayalı olduğu için 8 yıllık kutsal müdafaa savaşı boyunca dünyanın tüm materyalist güçleri karşısında kendini müdafaa edebileceğini ve hatta karşı tarafı kendi acziyetini itiraf etmeye mecbur edebileceğini gösterdi” dedi.

          8 yıllık kutsal müdafaa savaşında İslam nizamı düşmanlarının hedeflerinden birinin, dünyanın maddi güçleri karşısında direnmenin mümkün olmadığı düşüncesini insanlara telkin etmek olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi, bir halkın yenilgisinin, bir halkın başarı elde edemeyeceğini düşündüğü an olabileceğini fakat kutsal müdafaa savaşında İran halkının bunun tam aksini tüm dünyaya gösterdiğini söyledi.

          İslam İnkılabı rehberi, tarih boyunca bir halkın öteki halklar içinde izzet ve onurunun asıl faktörünün o halkın muhtelif bilim, iktisat, sosyal yardımlaşma ve daha önemlisi fedakarlığa hazırlık gibi alanlarda çaba göstermek ve mücadele vermesi olduğunu belirterek, “İslam İnkılabının İran halkı için en büyük dersi, yüce ülkü ve hedeflere ulaşmanın tek yolunun bu hedefler uğrunda mücadele, fedakarlık ve direnmekle mümkün olabileceğini göstermesiydi” ifadesini kullandı.

          8 yıllık kutsal müdafaa ve macera dolu savaş döneminin, İran halkı ve gençlerinin ülküleri uğruna direnmeleri ve dünya müstekbirliği ve küfür cephesine karşı mukabele ettiklerinin açık örneği olduğunu bildiren Ayetullah Hamanei, kutsal savunma dönemi anılarının her zaman canlı tutulması gerektiğini bildirdi.

          “İran halkının kötülüğünü isteyenler ve diğer bazıları, 8 yıllık kutsal müdafaa savaşı dönemi fedakarlıkları ve rol ifa eden şahsiyetlerini unutturmaya ve bunun için de rahmetli İmam Humeyni’nin belirlediği hedefleri ve kutsal müdafaa dönemi fedakarlıklarını saptırmaya çalışmaktalar” diyen İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei, 8 yıllık kutsal müdafaa savaşı dönemi olaylarının her bir anının İran halkı için unutulmaz olduğunu ve halkın kendi ülküleri doğrultusundaki hareketi yönünde çok büyük etkiler bıraktığını söyledi.

          Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde “Nur Kervanları” grupları halinde savaş bölgelerini ziyaret eden halk kitlelerini takdir ve teşekkür ederek, bu manevi yolculuğun kazanımının maneviyat, tecrübe, basiret ve ilahi nurlar olması temennisinde bulundu.

          İslam İnkılabı rehberi Abadan ablukasının kırıldığı operasyon bölgesine girişinde ilk olarak burada yer alan 9 meçhul asker anıtına giderek saygı duruşunda bulunda ve mezarlara fatiha okuyarak onlar için Allah Taala’dan mağfiret talep etti.


          Yorum


            Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

            1 Nisan'a tekabül eden İran takvimiyle 12 Ferverdin İran İslam cumhuriyeti'nin kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, genel, inkılap ve silahlı kuvvetler mahkemeleri tarafından mahkum edilen 920 mahkumun affedilmesi veya suçlarında indirime gidilmesi yönündeki teklifi kabul etti.

            İran Yargı Erki Başkanı Ayetullah Amoli Laricani İslam İnkılabı Rehberine yazdığı mektupta İran İslam Cumhuriyeti günü münasebetiyle yargı gücü merkez af komisyonu tarafından görüşülüp tasvib edilen 920 mahkumun cezalarının affedilmesi veya indirime gidilmesini teklif etmiş ve bu teklif İslam İnkılabı Rehberi tarafından onaylanarak kabul edilmiştir.

            Yorum


              Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

              İslam âleminin büyük ve değerli kadını, Hz. Muhammed’in (sav) biricik kızı Hz. Fatime-i Zehra’nın (sa) için yas merasimi İslam inkılabı rehberinin katılımı ile rahmetli İmam Humeyni Hüseyniyesi'nde düzenlendi.

              Her yıl olduğu gibi Hz. Fatıma Zehra’nın (sa) şehadet yıl dönümü törenleri, İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei’nin katılımı ile 5 gece boyunca pazartesiden itibaren cumaya kadar Tahran’da İmam Humeyni Hüseyniyesi'nde düzenlenecek.

              Halktan muhtelif kitlelerin katıldığı dün geceki törende Ehli Beyt (as) meddahları ve hatipleri, Hz. Fatime-i Zehra (sa)'in üstün kişiliği ve faziletleri hakkında aydınlatıcı açıklamalarda bulunarak, bu musibet hakkında mersiyeler, ağıtlar okudular.

              Bu tören 4 Nisan Cuma gününe kadar İmam Humeyni (ra) Hüseyniyesi'nde devam edecek.



              Yorum


                Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                Hz. Fatime-i Zehra sa.in şehadetinin yıl dönümü merasiminin sonuncusu bu akşam (Cuma) İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin huzurunda ve halk'tan muhtelif kitleler ve yetkililerin katılımıyla rahmetli İmam Humeyni Hüseyniyesinde düzenlendi.

                Ülkenin meşhur hatiplerinden Huccet'ul İslam Penahiyan'ın konuşma yaptığı ve Hz. Fatımanın şehadet olayıyla ilgili bazı gerçekler ve tarihi gelişmelerin açıklandığı bu merasim yine meşhur meddahlardan Said Haddadiyan tarafından dillendirilen ağıtlar ve mersiyelerle devam etti ve halk Hz. Fatime'nin çekmiş olduğu musibetlere gözyaşı döktüler.

                Bu merasim 31 Mart tarihinde başlamıştı.



                Yorum


                  Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                  İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, İran Anayasasının 110. maddesi 1. bendi uyarınca "İslam Nizamının Maslahatını Teşhis Kurulu" ile gerekli danışıklıklarda bulunulduktan sonra belirlenen "Genel Sağlık Siyasetleri"ni ilan etti.

                  Üç erkin başkanlarıyla, İslam Nizamının Maslahatını Teşhis Kurulu başkanına hitaben yayınlanan "Genel Sağlık Siyasetleri"nin tam metni şöyledir:


                  Bismillahirrahmanirrahim

                  "Genel Sağlık Siyasetleri"

                  1- İnsani- İslami ilke ve değerlere uygun olarak toplumda eğitim, araştırma, sağlık, tedavi ve sağlık rehabilitasyon hizmetlerinin sunulması ve kurumsallaştırılması

                  1-1: Seçme düzeninin yükseltilmesi, hoca, talebe ve müdürlerin derecelendirme, talim ve terbiyeleri ve İslami değerlere uygun olarak bilim çevreleri ve üniversitelerde değişim oluşturulması, tıp ahlakı ve branş ahlakı.

                  2-1: Halkın kendi hakları ve sosyal sorumlulukları konusunda bilinçlendirilmesi, sağlık kontrolleri sunan muhitlerin kapasitesinin toplumda İslami ahlak ve maneviyatın gelişmesi amacıyla kullanılması

                  2- Aşağıdaki hususlar dikkate alınarak tüm kanunlarda geniş kapsamlı sağlık ve salim insan sürecinin tahakkuku:

                  1-2: Önlemenin tedaviye önceliği

                  2-2: Sağlık ve tedavi programlarının güncelleştirilmesi

                  3-2: Muteber bilimsel delillere dayalı olan sağlığı tehdit edici tehlike ve kirliliklerin azaltılması

                  4-2: Büyük kalkınma projeleri için sağlık eklerinin hazırlanması

                  5-2: Güney Batı Asya bölgesinde ilk sıraya oturmak için sağlık çizelgelerinin yükseltilmesi

                  6-2: Genel siyasetlerin sahih bir şekilde icra edilmesi halk ve hastaların haklarının korunması amacıyla araştırma, denetleme ve değerlendirme sisteminde reform ve tamamlanması

                  3- İslami-İrani yaşam modelinin yaygınlaştırılması suretiyle toplumun psikolojik sağlık seviyesinin yükseltilmesi, aile temelinin tahkimi, ferdi ve sosyal yaşamda kriz çıkarıcı engellerin giderilmesi, ahlaki ve manevi öğretilerin yaygınlaştırılması ve psikolojik sağlık çizelgelerinin yükseltilmesi

                  4- Kaliteli ve uluslar arası standartlarda ilaç, aşı, sağlık ürünleri ve tıp araç ve gereçleri ham maddeleri ve yan ürünlerinin temini için gerekli olan alt yapının oluşturulması ve güçlendirilmesi

                  5- İç üretimin ve desteklenmesi ve ihracatın artırılması amacıyla taleplerin programlandırılması ve telkini taleplerin engellenmesi

                  6- Milli standartlar, bölgesel ve uluslar arası ölçüler dikkate alınarak gıda güvenirliğinin temini, tüm halk fertlerinin sağlıklı, matlup, yeterli gıda, su ve temiz hava ve genel spor imkânları paketinden yararlanması.

                  7- Aşağıda açıklandığı üzere finans idare ve temin vazifelerinin ayrışımı ve tedavi hizmetlerinin sunulması, adaletin tahakkuk ve halka cevap verilmesi amacıyla sağlık alanında hizmet tedariki:

                  1-7: İcrai siyasetlerin belirlenmesi, stratejik planlamaya gidilmesi, sağlık bakanlığı tarafından değerlendirme ve denetleme alanlarında sağlık sistemi idaresi.

                  2-7: Sağlık bakanlığı eksenli ve öteki teşkilat ve kurumların işbirliği ile sigorta sistemi kanalıyla sağlık kaynakları yönetimi.

                  3-7: Devlet, kamu ve özel sektörlerde hizmet verenler tarafından hizmetler tedariki.

                  4-7: Yukarıda belirtilen hususların kanunla belirlenecek araç ve gereçlerle teşkilatlandırılması ve yönlendirilmesi

                  8- Aşağıda belirtilen hususlar uyarınca adalet eksenli genel sağlık hizmet ve denetimlerinin sağlanması amacıyla hizmet kalitesi ve güvenliğinin artırılması ve iyileştirilmesi:

                  1-8: Kesin ve bilimsel buluşlara dayalı girişim ve kararların yaygınlaştırılması

                  2-8: Klinik egemenlik sisteminin yaygınlaştırılması ve standartların belirlenmesiyle sağlık hizmetleri ve güvenliğin artırılması

                  3-8: Gaziler ve ülkenin engelli camiasının desteklenmesi amacıyla genel bakım programının hazırlanması

                  9- Aşağıdaki belirtilen amaçlar doğrultusunda sağlık ve tedavi sigortalar kalite ve hacminin geliştirilmesi

                  1-9: temel sağlık sigortasının genelleştirilmesi

                  2-9: Toplum fertleri için sigortalar tarafından temel tedavi gereksinimlerin tam kapsama altına alınması ve tedavi harcamalarında halkın payının azaltılması. Öyle ki hastalık anlarında hastalık ızdırabından başka bir derdin olmaması

                  3-9: Ek sigortalar vasıtasıyla teme sigortadan öteye bir hizmetin sunulması

                  4-9: Sağlık bakanlığınca temel ve ek sigortalar düzeyinde genel sağlık ve tedavi paketi hizmetlerinin belirlenmesi

                  5-9: Sağlık sigortası hizmetlerinin sunulması amacıyla rekabet piyasasının güçlendirilmesi

                  6-9: kamu ve özel sektörlerde eşit olacak şekilde gerçek teknik hakla katma değer uyarınca sağılık hizmet ve kontrolleri ücretlerinin belirlenmesi

                  7-9: Hizmet kalitesini dayalı olarak ödeme sisteminde reforma gidilmesi, adilane gelir kaynaklarının oluşturulması, hizmetleri sunanların müspet gayelerini teşvik ve mahrum bölgelerde sağlık ve önleyici faaliyetlerin artırılmasına özel gayret gösterilmesi

                  10- Sağlık dalında kalıcı finans kaynaklarının temini. Özellikle:

                  1-10: Gelirler, masraflar ve faaliyetlerin yasal çerçevede şeffaflaştırılması

                  2-10: Bölge ülkelerinin standartlarından yüksek olması ve genel siyasetlerin tahakkuku amacıyla gayri safi iç üretim ve hükümetin genel bütçesinden sağlık ve tedavi hizmetlerinde kalitenin artırılması

                  3-10: Sağlığa zararlı olan madde, ürün ve hizmetlere vergi uygulanması

                  4-10: sağlık sektörüne sübvansiyon ödenmesi, sağlık ve tedavi sübvansiyonlarının yerinde kullanılmasına gayret gösterilmesi

                  11- kurumlar, kültürel ve eğitim merkezleri ve ülke medyası kapasitesinden yararlanılarak sağlığın korunması ve yükseltilmesi için fert, aile ve toplumun bilinç, sorumluluk duygusu, güçlendirilmesi ve aktif surette katkısının sağlanmasına çalışmak

                  12- İran Geleneksel tıbbının yeniden tanıtımı, beyanı, yaygınlaştırılması ve kurumsallaştırılması

                  1-12: tarım cihadı bakanlığı denetiminde ilaç bitkilerin ekiminin teşviki ve sağlık bakanlığının denetimi altında geleneksel ilaç ürünlerinin üretim ve arzında bilimsel ve teknik imkânların geliştirilmesi

                  2-12: Geleneksel tıp tedavi hizmetleri ve teşhisi metotlarının güncellendirilmesi ve standart çerçeveye oturtulması

                  3-12: Geleneksel tıp alanında başka ülkelerle tecrübe teatisi

                  4-12: Geleneksel tıp tedavisi ve bitkisel ilaçlar hizmetlerinin sağlık bakanlığı tarafından denetimi

                  5-12: Geleneksel tıp ile modern tıp arasında mantıklı bir iletişim ve işbirliğinin oluşturulması

                  6-12: Gıda alanında yaşam modelinin ıslahı

                  13- Tıp ilimleri eğitim sisteminin amaçlı olarak toplumun gereksinimlerine uygun olarak sağlık ekseninde kalite ve hacim açısından geliştirilmesi ve ülkenin muhtelif bölgelerinin ihtiyaçlarına uygun olarak adaletli bir hizmetin sunulması

                  14- Tıbbi hizmetlerin sunulması ve bilim ve teknik dalında kaynak oluşturulması amacıyla, ayrıca İran'ın Güney Batı Asya ve İslam dünyasında tıp kutbu olması gayesiyle tıp bilimleri araştırma stratejisinde köklü değişime gidilmesi.






                  Yorum


                    Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                    9 Nisana tekabül eden İran takvimi ile 20 Ferverdin "Milli Nükleer Teknoloji Günü" dolayısıyla bugün sabah (Çarşamba) İran Atom Enerjisi Teşkilatı müdür ve uzmanlarını kabul eden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, yaptığı konuşmada nükleer alanda ülkede elde edilen en önemli kazanımın ülke genelinde milli duygunun güçlendirilmesi ve öteki bilimsel gelişmeler için gerekli alt yapının oluşturulması olduğunu söyledi.

                    Konuşmasının bir bölümünde İranlı nükleer heyet ile 5+1 grubu arasında yapılan görüşmelere de değinen Ayetullah Hamanei, bu görüşmeleri kabul etmenin sebebinin müstekbirlik cephe tarafından İran'a karşı sürdürülen düşmanca siyaset ve propagandaların etkisiz bırakılması olduğunu, bu görüşmelerin devam etmesi gerektiğini belirterek, bununla birlikte görüşmelere rağmen İran İslam cumhuriyetinin nükleer araştırmalar ve gelişmeler dalındaki faaliyetinin devam edeceğini bildirdi.

                    Konuşmasına 20 Ferverdin "Milli Nükleer Teknoloji Günü" dolayısıyla tebrik ederek başlayan Ayetullah Hamanei, İran'ın resmi takviminde böyle bir günün kayıtlara geçmesinin, ülkenin nükleer teknoloji sahasındaki yerli uzmanlarının gayret ve çabaları sonucu olduğunu belirterek, "Nükleer bilim, ülkede enerji üretiminin yanı sıra sanayi, sağlık, tarım, gıda güvenliği ve ticaret gibi alanlarda yararlanılmaktadır ama nükleer bilimin en önemli yararı kuşkusuz ülke genelinde milli duyguya olan güvenin artması olmuştur" ifadesini kullandı.

                    Sultacı güçlerin halkların kaderlerinin değişmez olduğu ve sulta altında kalmaya devam edecekleri fikrini aşağılamaya ve halklara kabullendirmeye çalıştıklarını belirten İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, düşman'ın bu hilesini etkisiz bırakmaya çalışan her faktörün milli olgunluğun gelişmesi ve bir milletin büyük hareketinde temel faktör olacağını bildirdi.

                    İslam İnkılâbının ilk yıllarından itibaren müstekbirlik güç cephesinin İran İslam nizamının gelişmesi ve kalkınmasını engellemek için yoğun çaba gösterdiğini belirten Ayetullah Hamanei, İslam İnkılâbı karşısında dünya müstekbirlik cephesi programlarından birinin, nizamın genel siyasetlerini etkilemek ve ülke yönetimi iradesini zayıflatmak istediğini ancak müstekbirlik cephenin şimdiye kadar bu konuda hep yenilgi aldığını ve gelecekte de Allah'ın yardımıyla yenilgiye uğrayacağını bildirdi.

                    Dünya müstekbirliğinin İslam nizamı karşısındaki entrikalarından birinin de İran'a karşı uluslar arası kamuoyu oluşturmak olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, nükleer meselenin müstekbir güçlerin İran aleyhinde bir koz olarak kullanmaya çalıştıkları konulardan biri olduğunu ve bu konuda gerçekleri saptırdığını belirtti.

                    İran İslam cumhuriyetinin kesinlikle nükleer silah peşinde olmadığı gerçeğinin artık tüm dünyaca bilindiğini ve kabul edildiğini, ancak Amerikalı yetkililerin halen İran'a karşı baskılarında sürekli olarak İran'ın nükleer silah peşinde olduğu safsatasına sarıldıklarını, oysa İran İslam Cumhuriyetinin nükleer silah peşinde olmadıklarını bizzat kendilerinin de çok iyi bildiğini belirten Ayetullah Hamanei, "Onların amacı bu bahaneyle uluslar arası kamuoyunu İran'a karşı kışkırtmaya devam etmektir. Bunun için de hükümetin nükleer konuda onlarla müzakerede bulunması planına izin verilmiştir. Onların bu planının etkisizleştirilmesi ve düşman'ın elinden bahanesinin alınmasına çalışılmaktadır" dedi.

                    Görüşmelerin, İran'ın bu bilimsel hareketten vazgeçeceği anlamında olmadığını belirten İslam İnkılâbı Rehberi, bugüne kadar nükleer teknoloji alanında elde edilen kazanım ve gelişmelerin, gerçekte İran halkının teknoloji ve bilim zirvelerini fethetme hususunda İran halkı için bir müjde olduğunu, bunun için de bu hareketin asla durmayacağını ve hatta yavaşlatılmayacağını söyledi.

                    Konuşmasının bir başka bölümünde ise İranlı nükleer teknoloji bilim adamları ve uzmanlarına hitap eden Ayetullah Hamanei, başlatmış oldukları bu yolu ciddiyetle takibe etmeleri gerektiğini, zira ülkenin gelişmesi ve kalkınmasının bu hareket bağlı bulunduğunu söyledi.

                    Özellikle genç bilim adamlarının üstün irade ve moraline değinen İslam İnkılâbı Rehberi, İranlı uzmanların Tahran Reaktörü için nükleer yakıt çubuklarını üretecek kapasiteye sahip olduklarını açıkladıkları ilk dönemlerde batılıların alay ettiklerini, ama İranlı genç bilimcilerin belirlenen zamandan da kısa bir süre zarfında bu başarıyı gerçekleştirdiklerini ve düşmanı hayretler içinde bıraktıklarını söyledi.

                    Ayetullah Hamanei ülke yetkililerinin milli taassup içinde olması gerektiğini hatırlatarak nükleer meselesinden önce de İran'a karşı batılıların baskı ve yaptırımlarının bulunduğunu ve zamanda daha farklı bahaneler ürettiklerini, hatta o dönemde İran cumhurbaşkanlarından birinin batılı bir mahkemece gıyaben yargılandığını, ancak İran'ın elde etmiş olduğu üstün konum ve kabiliyetinden dolayı artık böyle bir hakarette bulunma cesaretini kendilerinde gösteremediklerini söyledi.

                    "Yaptırım ve baskı nükleer başarılardan ötürü değil, gerçekte onlar İran halkı ve İslam Cumhuriyetinin bağımsız kimliğine karşı çıkıyorlar" diyen Ayetullah Hamanei, nükleer meselenin çözümlenmesi durumunda bile bu kez insan hakları bahanesini ileri süreceklerini ve insan hakları meselesinin de çözümlenmesi durumunda bir başka bahane bularak ortaya atacaklarını söyledi.

                    İslam İnkılâbı rehberinin konuşmasından önce İran Atom enerjisi Teşkilatı başkanı Dr. Salihi yaptığı konuşmada bu teşkilatın muhtelif dallardaki programları hakkında açıklamada bulundu.

                    Atom enerjisi teşkilatının temel ve stratejik görevinin ülkenin enerji ihtiyaçlarının temin edilmesi ve bunun yanı sıra öteki birimlerdeki ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmak olduğunu belirten Salihi, muhtelif dallardaki proje ve çalışmaların devam ettiğini söyledi.






                    Yorum


                      Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                      Bugün sabah (Cumartesi) elit ve güzide kadınlardan yüzlercesini kabul eden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, "Kadın ve Aile" gibi çok önemli bir konu hakkında sahih bir strateji belirlemek için güçler üstü yüksek bir merkezin oluşturulmasının zaruri olduğunu belirterek, "Çok yönlü ve hayata geçirilebilir böyle bir stratejinin sağlanması üç temel meselenin tahakkuku gerektirmektedir: Kadınlarla ilgili batının kalıplaşmış gerici yanlış siyasetlerinin referans olarak gösterilmesinden tamamen kaçınılması, Temel İslami maarif ve metinlerin referans alınması ve gerçek manada kadınların meselesi olarak bilinen konuların ele alınması" ifadesini kullandı.

                      Hz. Fatımai Zehra (sa)in mübarek veladet yıl dönümü dolayısıyla tebriklerini dile getiren İslam İnkılâbı Rehberi, bu kutlu günün kadın haftası ve anneler gününe eş zamanda olmasının iki âlemde kadınların efendisi Hz. Sıddıkai Kübra Fatımai Zehra (sa)in hayatından ders almak için çok iyi bir fırsat olduğunu bildirdi.

                      Hz. Fatıma (sa)in daha genç yaşta üstün manevi makamı ve masumiyetine temas eden Ayetullah Hamanei, "Âlemin kadınlarının efendisinin hayatına yeni ve dakik bir bakışla o hazretin takva, iffet, taharet, mücahide, kocayla ilgilenmek, evlat yetiştirmek, siyaset anlayışı ve bir insanın hayatının en önemli anlarındaki varlığı gerçek manada örnek ve model olarak kabul etmek gerektir" dedi.

                      İslami İran'ın güzide, tahsilli, iyi düşünce ve seçkin bayanların varlığından yararlanmasının ilahi nimetler ve İran İslam Cumhuriyetinin en büyük iftiharlarından olduğunu hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, İran tarihinde eşsiz olan bu gerçeğin İslam'ın mübarek ve dinamik bakışı ve rahmetli İmam Humeyni'nin görüşlerinden kaynaklandığını söyledi.

                      Ayetullah Hamanei, mukaddes müdafaa savaşı alanlarından İranlı kadının bağımsız seçkin şahsiyet ve kimliğinin ortaya çıkmasının diğer parlak bir husus olduğunu belirterek, kadın meselesinin muhtelif açılardan beşeri toplum için düşünülmesi ve araştırılması gereken bir mesele olduğunu belirterek bu hususta üç temel konuyu dile getirerek şöyle dedi:

                      -Bayanların muazzam gücünden doğru ve salim bir şekilde nasıl faydalanılabilir?

                      -Zarif ve hassas cinsiyet meselesinin beşerin gerilemesi için değil de yücelmesi yönünde nasıl kullanıla bilinir?

                      -Bayan ve erkekler arasında bulunan farklar göz önünde bulundurulduğunda, toplumda bayana zulmedilmesinin önüne nasıl geçilebilir?

                      Ayetullah Hamanei, kadın ve aile konusunun bir birinden ayrılamayan tek konu olduğunu ve bunları bir birinden ayıranların bu konuyu anlamakta hataya düştüklerini belirterek, "kadın ve aile" konusunda var olan tüm soruların incelenmesi ve cevaplandırılması amacıyla bir araştırma merkezinin açılmasının zaruri olduğunu belitti ve ""Kadın ve Aile" gibi çok önemli bir konu hakkında sahih bir strateji belirlemek için güçler üstü yüksek bir merkezin oluşturulması zarurettir" ifadesini kullandı.

                      İslam'ın kadın meselesine insani bakışına vurgu yapan Ayetullah Hamanei, başta manevi mevkilere ulaşmak olmak üzere, birçok alanında kadınla erkek arasında hiç bir farklılık bulunmadığını, fakat kalıpların farklı olduğunu ve bu gerçek ortak alanların yanında mantıklı olarak farklı alanları gündeme getirdiğini kaydetti.

                      Ayetullah Hamanei, Batılıların kadınların çeşitli meseleleri ile ilgili nasıl düşündüklerini bilmek gerektiğini, ancak bu tür düşüncelerin referans alınmasına karşı direnerek kafalarımızı görecede yeni, ama gerçekte eski ve yine görecede yürek yakan ama gerçekte ihanet içeren bu düşüncelerden arındırmak gerektiğini, çünkü bu düşüncelerin beşeri toplumlara hidayet ve saadet armağan edemeyeceğini kaydetti.

                      Batılıların kadına yönelik bakışının sapkınlığının kökleri varlık âlemine ve dünyaya maddi ve ilahi olmayan bakışa uzandığını kaydeden Ayetullah Hamanei, Batılıların kadınlarla ilgili düşünce temellerinde kadınlara çalışma gibi iktisadi konularda çıkarcı ve aşağılayıcı bakışı tamamen zalimane ve gerici bir bakış olduğunu vurguladı.

                      Kadın ve erkeğin cinsel eşitliği gibi düşüncelerin Batı'nın yanlış düşüncelerinden biri olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei, eşitliğin her zaman adaletle eş anlamda olmadığını, adaletin her zaman hak olduğunu, ancak eşitliğin bazen hak ve bazen batıl olduğunu ifade etti.

                      Bazı uluslararası konvansiyonların düşünce altyapısını eleştiren İslaminkılâbı rehberi, batılıların bu yanlış altyapıların üzerinde ısrarla durması beşeri toplumları heba ettiğini, bu yüzden doğru ve dengeli bir bakışa kavuşmak için bu ilkelerden sakınmak gerektiğini kaydetti.

                      Ayetullah Hamanei, kadın meselesinde sahih bir stratejinin elde edilmesinde gerekli ikinci hususu da açıklayarak bu hususta İslami kaynak ve metinlere dayanmanın zaruri olduğunu bildirdi ve "kadın meselesine bakışta din adına dillerde dolanan her şeyin kabul edilmemesi gerekir. Ancak elit kişilerin "Kur'an, Sünnet ve Hadis"lere dayanarak doğru bir metotla eldi ettikleri ilkeleri temel dayanak olarak referans almak gerekir" dedi.

                      Yapay meselelerden kaçınmak ve temel meselelerin ele alınmasının kadın meselesiyle ilgili sahih stratejinin belirlenmesinde gerekli olan üçüncü temel olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, "aile meselesi" özellikle "aile içinde kadının huzuru, sağlığı ve güvenliği"nin ele alınması gerekin temel mesele olduğunu belirtti.

                      Aile içinde kadının ruhsal huzurunun yok olması sebeplerinin araştırılması ve kanun, sahih propaganda gibi muhtelif metotlarla bu engellerin giderilmesi gerektiğini belirten İslam İnkılâbı Rehberi, eski ve yeni bazı muhitlerde kadının ikinci derece ve hizmet etmekle mükellef bir varlık sayılmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve bu meselenin ilerici İslam fıkhının kadına yaklaşım ve bakış açısının tam tersi olduğunu söyledi.

                      Ayetullah Hamanei bazı hususların İslam'dan referans alındığını ancak batılıların da gönlünün alınması amacıyla batı'dan da bazı hususların ona eklendiğini ancak bunun kabil edilemez olduğunu belirtti.

                      Kadının, eğitim, tahsil, gelişme fırsatlarından yararlanmasının bir zaruret olduğunu, bazı ideolojilerin aksine çalışmanın kadınlara özgü temel meselelerden olmadığını ancak çalışmanın temel mesele olan aile meselesi ile çelişmediği sürece hiçbir sorununun olmadığını belirterek, "kadınların bazı meslekleri üstlenmemesi bir utanç vesilesi ve noksanlık değil, bilakis kadının ilahi tabiatına uygun olmayan şey yanlıştır" dedi.

                      Ayetullah Hamanei konuşmasının son bölümünde ise güzide, tahsilli ve seçkin bayanların, kadın meselelerini takib etmeden en doğru kişiler olduğunu belirterek, idrak sahibi bayanları bu hususta göreve çağırdı.

                      İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei'nin konuşmasından önce ise kadın ve Aile Dalında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Bayan Molaverdi, bayanlarla ilgili kısa bir rapor sunarak, bayanların sağlık ve sosyal katılımı konusunda İran İslam cumhuriyetinin bölgede çok güzel bir seviyede bulunduğunu ve "Cihadi İdarecilik ve Milli İradeyle Ekonomi ve Kültür" şiarının tahakkukunda bayanların etkili ve eşsiz bir rol ifa edebileceklerini söyledi.





                      Yorum


                        Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri


                        İslam inkılâbı Rehberi Ehli Beyt (as) şairlerini ve meddahlarını kabulünde:

                        “mezhebi ihtilafları körüklemek, küfranı nimet ve düşman’ın kılıcını keskinleştirmektir”


                        İki âlemin kadınlarının en seçkini ve efendisi Sıddıkai Kübra Hz. Fatıma-i Zehra (sa) ve onun değerli evlatlarından rahmetli İmam Humeyni’nin mübarek veladet yıl dönümü dolayısıyla, Ehli Beyt (as) şair ve meddahlarından kalabalık bir grub İmam Humeyni Hüseyniyesi’nde İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei tarafından kabul edildi.

                        İslam inkılâbı rehberi bu kabulde yaptığı konuşmada Hz. Fatıma-i Zehra (sa)ın mübarek veladeti ve bugünün rahmetli İmam Humeyni’nin veladetine denk gelmesi dolayısıyla tebrikte bulunarak, beşeri toplum için Hz. Fatıma-i Zehra (sa)ın hayatından alınacak büyük dersin, “gayret”, “çaba” ve “temiz yaşamak” olduğunu belirterek, “Dini toplantılar, din’in parlak yıldızlarının hayatlarından önemli derslerin açıklanmasından kendi has bir fırsattır ve sanatsal, bilinçlendirici, uyandırıcı, umutlandırıcı, vahdet bahşedici muhteva ve mazmun aktarılması ve dini törenlerde şer’i hudut ve sınırların korunmasıyla bu sorumluluk ve fırsatın İslam düşmanlarının karmaşık komplolarına karşı koymak, ayrıca İslam nizamı hedeflerinin ilerletilmesine adamak gerekir” dedi.

                        İslami Tayyib hayatı, abat, özgür, bağımsız, üstün ahlaklı, birleşik ve bir bütün muttaki ve takvalı bir toplumun sağlanmasının İslami toplumun hedeflerinden olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, böyle bir topluma ulaşmanın ancak gayret, çabayla, tembellikten, işsizlikten ve umutsuzluktan kaçınmakla tahakkuk bulabileceğini söyledi.

                        Ayetullah Hamanei, ülkede binlerce zevk sahibi meddah ve sanatçı tarafından Hz. Resulullah (sav)’ın Ehli Beyt’inin methedilmesi geleneğinin yayılması ve kökleşmesinin bir fırsat olduğunu belirterek, “bu büyük fırsat ve imkân kendisiyle birlikte ülkede değişimin alt yapısı oluşturacak bir takım sorumluluk ve taahhüdü de beraberinde getirmektedir” ifadesini kullandı.

                        Halkın inanç ve itikatlarının tahribi, karmaşık elektronik ve iletişim aletlerinden yararlanarak iftihar dolu İran halkı ve İslam nizamının hareketi istikametinde sapma oluşturmak amacıyla İslam İnkılâbı düşmanlarının yoğun girişimlerine değinen İslam inkılâbı rehberi, düşman’ın amacı İslam’ı dize getirmek, Şii toplumun ve Şii maarifin model olmasını engellemek olduğunu söyledi.
                        ”İslam nizamı, düşman’ın bu plan ve komplosu karşısında kendine özgü imkân ve gereçlere sahiptir, dini toplantılar ve heyetler, minber ve meddahlık yoluyla halkla yüz yüze olmak kendi özgü bu özelliklerden biridir” diyen Ayetullah Hamanei, bu değerli ve eşsiz fırsatın uygunsuzca ve fütursuzca kullanılmasının ilahi nimetlerin küfranı olacağını belirterek, minber ve meddahlığın sonucunun halkın geleceğe karşı umutsuzluğa kapılması veya toplumun sorumluluk ve vazifeleri ile ilgili bilinç vermemesi durumunda zayi olacağını söyledi.

                        Şii ve Sünni Müslümanlar arasında itilafların körüklenmesi ve vahdetin zarar uğratılmasının Küfranı Nimet’in Mısdaklarından bir diğeri olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, “defalarca demişim ki dini toplantılarda mezhebi kin ve düşmanlıklar körüklenmemeli. Zira Müslümanlar arasında ihtilafın körüklenmesi İslam düşmanlarının elinde bir kılıç gibidir ve düşman’ın hedefini gerçekleştirdiği gün gibi açıktır” dedi.

                        Ayetullah Hamanei devamla şöyle dedi: Biz iftihar ediyoruz ki alevi Şiisiyiz, iftihar ediyoruz ki yüce imamımız velayet bayrağını eline aldı ve Şiisiyle gayrı Şiisiyle İslam dünyasının kendi İslamlığı ile kıvanç duymasına sebep oldu. Bunun için kendi cehalet eylem ve söylemlerimizle düşman’ın ihtilaf çıkarıcı kılıcını daha da keskinleştirmemeliyiz.





                        Yorum


                          Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                          İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Hz. Fatıma-i Zehra (sa)ın mübarek veladet yıl dönümü dolayısıyla yargı gücü başkanı Ayetullah Amoliyi Laricani’nin teklifi üzerine genel, inkılap mahkemeleriyle, silahlı kuvvetler mahkemelerince mahkum edilen kadın mahkumlardan bir grubun affedilmesini veya cezalarında indirim yapılmasını kabul ettiler.

                          Yargı gücü başkanı Ayetullah Amoliyi Laricani’nin konuyla ilgili mektubu ve İslam İnkılabı Rehberinin cevabı şöyledir:


                          Bismillahirrahmanirrahim

                          Saygıdeğer İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah'ıl Uzma Hamanei (Allah ömrünü uzun etsin)

                          Selam ve saygılarımla

                          Fazilet, iffet, sevgi ve muhabbet ve cömertlik modeli, fedakârlık ve affetme tecellisi Hz. Fatıma-i Zehra (Selamullahi Aleyha)'nın mübarek ve bereket dolu veladeti dolayısıyla tebriklerimi iletir, kadınlar gününü kutlar, mubin İslam dininde kadın ve annelerin üstün ve değerli makam ve mevkiini dikkate alarak ve Masumiyet ve paklık Ehli Beyti (as)'ın mektebinin ilham bahşedici talimlerine uyarak, Kutsal İran İslam Cumhuriyeti nizamı ve yargı gücünün, hanımların üstün sosyal konumlarını dikkate alarak, hanımların haklarının korunmasına gereken ilgiyi göstererek ve sıcak aile ortamının öneminin farkında olarak İran İslam Cumhuriyeti anayasasının 110. aslının 11. bendinin uygulanması doğrultusunda Hicri-i Şemsi takvime göre 31.1.1393 tarihine kadar mahkumiyetleri kesinleşmiş olan genel, inkılap ve silahlı kuvvetler yargısı mahkemelerinin kadın mahkumlarından bir grubun aşağıda belirlenen şartlarda cezalarında indirime gidilmesi veya affedilmesi uygun görülmüş ve direktifleriniz için huzurlarınıza sunulmaktadır. Zatıalinizin uygun görmeniz ve kabul etmeniz durumunda direktifleriniz doğrultusunda bu kişilerin İslami Rafet ve sevgiden yararlanarak affedilmeleri teklif edilmektedir.

                          A) Cezaevi veya ıslah ve eğitim merkezlerinde bulunan kadın mahkûmların hapis cezaları

                          1- 6 aya kadar hapse mahkûm edilen mahkûmların geri kalan mahkûmiyet süreleri

                          2- 6 ay ila 1 yıla kadar hapse mahkûm edilenlerin mahkûmiyet sürelerinin yarısı

                          3- 1 yıldan 5 yıla kadar hapse mahkûm edilenlerin mahkûmiyetinin yarısı

                          4- 5 yıldan fazla hapse mahkûm edilen mahkûmların mahkûmiyetinin yarısı

                          5- 31.1.1393 tarihine kadar mahkûmiyetlerinin 10 yılını dolduran müebbet hapis mahkûmlarının cezasının geri kalanı

                          6- Kasıtlı olmayan suç mahkûmlarının mahkûmiyetinin geri kalanı

                          7- Adli tıp kurumunun teşhisi üzere cezaevinde bulunması sakıncalı olan ve özel bakıma muhtaç olan ağır hasta veya tedavisi imkânsız hasta mahkûmların mahkûmiyet sürelerinin geri kalanı. Hatırlatmak gerekir ki genel ve inkılâp mahkemeleri yargılama genelgesinin 291. maddesinin uygulanması yönünde mahkemenin girişimleri bu affa engel değildir.

                          B) Para cezalarını ödemekten aciz oldukları için cezaevinde bulunan kadın mahkûmların para cezaları mahkûmiyeti:

                          1- 1 Milyar Rial'e kadar para cezası mahkûmiyetinin geri kalanı

                          2- 1 Milyar Rail'den fazla para cezası mahkûmiyetinin beşte dördü

                          C) Aftan yararlanma şartları:

                          1- 29. 12. 1393 tarihine kadar Özel davacının bulunmaması veya onun rızasının sağlanması (Maddi zarar ve ziyanın verilmesi durumunda) veya özel davacıya verilmiş zarar ve ziyanın telafisi (Tüzel veya özel kişiler)

                          2- Hapis cezasını çektiği veya cezaevinden izne çıktığı süre içinde 1.2.1392 tarihinde tasvib edilen İslami Ceza kanunun 19. maddesinin kapsamı dâhilinde olan 5 konudan her hangi birini kasıtlı olarak yerine getirmemesi

                          3- Önceki mahkûmiyetlerde af kapsamına girmemesi

                          4- İkiyi aşkın etkili cezai mahkûmiyet sabıkasının bulunmaması

                          D) Aşağıdaki suçları işleyenler bu af kapsamının dışında kalmaktadır:

                          1- Silahlı hırsızlık ve korsanlık

                          2- Silahlı uyuşturucu kaçakçılığı

                          3- Silah ve teçhizat kaçakçılığı

                          4- İç ve Dış güvenlik aleyhinde teşebbüste bulunmak

                          5- Adam kaçırmak

                          6- Fesat ve fuhuş merkezi oluşturmak

                          7- Casusluk

                          8- Asit kullanma

                          9- Alkollü içkilerle ilgili suçlar


                          Vel Emri İleykum – Vesselamu aleykum ve Rahmetullah ve Berekatuhu

                          Sadık Amoli Laricani


                          Allah'ın Adıyla

                          Sıddıkai Tahire Hz. Fatıma-i Zehra (selamullah Aleyha)'nın mübarek veladeti dolayısıyla tebriklerimi iletirken, belirtilen kişilerin affıyla ilgili teklifinizi kabul ettiğimi açıklamak isterim.

                          Vesselamu Aleykum ve Rahmetullah

                          Seyyid Ali Hamanei – 19 Nisan 2014/30 Ferverdin 1393

                          Yorum


                            Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                            Tebriz kentinin eski Cuma imamı Ayetullah Melekuti’nin vefatı dolayısıyla bir taziye mesajı yayınlayan İslam inkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Tebriz’in eski Cuma imamı, Veliyyi Fakih’in doğu Azerbaycan eski temsilcisi ve dini havzaların seçkin hocalarından Ayetullah Şeyh Müslim Melekut'nin vefatı nedeni ile ailesine, dost ve sevenlerine ve İran halkına taziyede bulundu.
                            Ayetullah Hamanei’nin taziye mesajında şöyle deniliyor:

                            Bismillahirrahmanirrahim
                            Dini ilimler havzalarının seçkin hocalarından olan ve İslam cumhuriyeti nizamı ve inkılaba hizmette ve mücahede’de uzun geçmişi bulunan rahmetli Ayetullah hacı Şeyh Müslim Melekuti'nin (Rıdvanullah aleyh) vefatı nedeni ile onun muhterem ve aziz ailesi ve öğrencileri, sevenleri, aziz Azerbaycan halkı ve Kum dini ilimler havzası taklit mercileri ve değerli din âlimlerine başsağlığı dileğimi bildiririm.
                            Bu mücahit din âlimin, diktatörlük döneminde Kum dini ilimler üstatlar camiası çatısı altındaki sürekli siyasi faaliyeti ve daha sonra kahraman Tebriz kentinde Cuma imamlığı siperindeki hizmetleri ve kutsal savunma savaşı dönemi savaşçıları ile birlikteliği ise, inkılâp tarihinin belleğine kaydedilmiş olup, inşallah Kiram’ul Katibin divanından da silinmeyecek. Yüce Allah'tan kendisi için rahmet, mağfiret ve üstün makamlar temenni ediyorum.
                            Se
                            Tebriz kentinin eski Cuma imamı Ayetullah Melekuti’nin vefatı dolayısıyla bir taziye mesajı yayınlayan İslam inkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Tebriz’in eski Cuma imamı, Veliyyi Fakih’in doğu Azerbaycan eski temsilcisi ve dini havzaların seçkin hocalarından Ayetullah Şeyh Müslim Melekut'nin vefatı nedeni ile ailesine, dost ve sevenlerine ve İran halkına taziyede bulundu.
                            Ayetullah Hamanei’nin taziye mesajında şöyle deniliyor:

                            Bismillahirrahmanirrahim
                            Dini ilimler havzalarının seçkin hocalarından olan ve İslam cumhuriyeti nizamı ve inkılaba hizmette ve mücahede’de uzun geçmişi bulunan rahmetli Ayetullah hacı Şeyh Müslim Melekuti'nin (Rıdvanullah aleyh) vefatı nedeni ile onun muhterem ve aziz ailesi ve öğrencileri, sevenleri, aziz Azerbaycan halkı ve Kum dini ilimler havzası taklit mercileri ve değerli din âlimlerine başsağlığı dileğimi bildiririm.
                            Bu mücahit din âlimin, diktatörlük döneminde Kum dini ilimler üstatlar camiası çatısı altındaki sürekli siyasi faaliyeti ve daha sonra kahraman Tebriz kentinde Cuma imamlığı siperindeki hizmetleri ve kutsal savunma savaşı dönemi savaşçıları ile birlikteliği ise, inkılâp tarihinin belleğine kaydedilmiş olup, inşallah Kiram’ul Katibin divanından da silinmeyecek. Yüce Allah'tan kendisi için rahmet, mağfiret ve üstün makamlar temenni ediyorum.
                            Seyyid Ali Hamanei

                            24 Nisan 2014
                            4 Ordibehişt 139yid Ali Hamanei

                            24 Nisan 2014
                            4 Ordibehişt 1393

                            Yorum


                              Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                              İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bir mesaj yayınlayarak rehberlik fakihler meclisi üyesi ve Senendeç şehri Ehli Sünnet Cuma İmamı Mamutsa Müçtehidi'nin vefatı dolayısıyla taziyet dileklerini bildirdi.
                              İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei'nin taziyet mesajı şöyledir:
                              Bismillahirrahmanirrahim

                              Şafii mezhebi'nin seçkin ulemasından ve Senendeç şehri halkının Rehberlik Fakihler Meclisi temsilcisi Muslih ve Fazıl din âlimi saygıdeğer Mumasta Hüsamettin Müçtehidi'nin vefatı dolayısıyla mümin ve inkılapçı tüm Kürdistan halkına, muhterem ailesine ve yakınlarına taziyetlerimi bildiririm.
                              Bölge din âlimlerinin büyük bir bölümünün talebesi olduğu bu yaşlı ve hizmetçi şahsiyet, müslümanların vahdeti gibi inkılapçı mesajın sadıklarından olup, İslam mezhepleri arasında yakınlaşma arzusuyla din âlimliği görevini yürütmekteydi.
                              Allah Taala cc. Dan o rahmetliye rahmet ve mağfiret temennisinde bulunurum.
                              Seyyid Ali Hamanei
                              26 Nisan 2014
                              6 Ordibehişt 1393

                              Yorum


                                Ynt: Leader.ir NewsLetter TurkiNews Gönderileri

                                Dünya işçi günü eşiğinde İslam inkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bugün sabah (Çarşamba) Kerç ilinin MEPNA sanayi ünitesine giderek bu sanayi ünitesi uzmanları, mühendisleri ve çalışanlarının santral, petrol, gaz, petro kimya ve raylı sanayi tasarımı ve imalı alanındaki ürünleri sergisini denetledi.
                                İslam inkılabı rehberi daha sonra işçiler, işçi müdürleri ve mühendislerinden kalabalık bir gruba hitaben bir konuşma yaparak, işçi toplumuna ve üretim alanında etkili ve yetkili olan ve rolü bulunan her kese saygı göstermek ve terkimde bulunmanın İslam’ın bir gereği olduğunu hatırlatarak, İran halkının takdire şayan zeka ve yeteneğine temasla, milli irade ve cihadi iradeciliğin, mevcut yılın sloganı olmanın ötesinde, İran halkının her zamanki sloganı olduğunu ve ülkenin parlak geleceğinin bir simgesi ve tecellisi olduğunu bildirdi.
                                Recep ayı ve Ehli Beyt (as) imamlarının beşincisi Hz. İmam Muhammed Bakır (as.)’ın mübarek veladet yıl dönümü eşiğinde MEPNA Sanayi Birimi uzmanlarınca tasarlanan ve yapılan “Necefi Eşref” santralinin açılışı İslam inkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei tarafından yapıldı.
                                Daha sonra yerli mühendis ve uzmanların el emeği, göz nuru ürünlerinin sergilendiği sergiyi izleyen Ayetullah Hamanei bu sergi sonrası 'Dünya işçi Günü' eşiğinde bini aşkın işçi ve işçi mesullerini kabulünde yaptığı konuşmada, İran ekonomisi ve kültürünün doruğa çıkmasının, ancak milli irade ve cihadi idarecilik anlayışıyla mümkün olabileceğinin altını önemle çizerken, bu hedefin gerçekleşmesi halinde ise hiç kimsenin İran milletini tahkir edici girişimlere dahi cesaret edemeyeceğini söyledi.

                                İslam'da işçi toplumuna büyük saygı duyulduğunu, zira onların üretimin her sahasında önemli rollerinin olduğunu belirterek, işçinin hak ve hukukunun en iyi şekilde verilmesi ve korunması gerektiğini söyleyen ve İslam'da 'çalışma ve çaba'nın saygıya değer olduğunu belirten İslam inkılâbı rehberi, bundan dolayı İslam'da, işçi sınıfı gibi üretim sektörlerinde emekleri geçenlerin haklarına saygı göstermenin zaruri olduğunu ve onlara saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çekildiğini söyledi.
                                İslam inkılâbı rehberi, işçi ve işveren arasında düşmanca bakışın İslam'da olmadığını ve böyle bir bakış açısının İslam açısından doğru olmadığı gibi kabul edilmediğini ama bu bakış açısının temelinde Marksizm ve Batı düşüncesinin olduğunu hatırlatarak; İslam'ın işçi ve üretim meselelerinde, asıl unsur olarak, saygı ve teamüle vurgu yaptığını belirterek, sosyal ve iktisadi hayatın bütün alanlarında bu bakış açısının olması gerektiğini söyledi.
                                İran'da İslam inkılâbı zaferinden önce İran halkının küçük düşürülmesine de temas eden İslam inkılâbı rehberi, batılıların cehalet içinde oldukları zaman, İran'ın medeniyet sahibi olduğu, bilim ve kültür alanlarında çok sayıda insanı insanlık toplumuna hediye ettiğini ama sultacı batının tağuti yöneticiler kanalıyla ülkesinin ekonomisi ve siyasetine yönelik müdahaleci girişimleri ve İran'ın sosyal hayatına karışmalarıyla medeniyet sahibi İran milletinin küçük düşürüldüğünü ve bunun esef verici olduğunu bildirdi.
                                “Günün birinde Avrupa ve batı salt bir cehalet içinde bulunuyordu ama İran Uygar ve iftihar doluydu, beşeri toplumlara sayısız bilimsel ve kültürel şahsiyet hediye etti, ancak bu talancı batı tağut rejimi dönemi yöneticilerinin kendilerini küçük görmeleri nedeniyle İran’ın ekonomi, siyaset ve sosyal meselelerinin kontrolünü ele geçirdi ve bu acı gerçek çok eski bir uygarlığa, derin bir kültür mirasına sahip olan İran açısından çok büyük bir aşağılamaydı” ifadesini kullanan Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında ise İran'da İslam inkılâbının zaferi ve İslam cumhuriyetinin kurulmasının ardından İran halkının tahkir edilmesi döneminin son bulduğunu ve İran milletinin iktisadi, içtimai, siyasi ve kültürel alanda dünyada istenilen yüksek konuma kavuşması için bütün alanlarda güçlü ve uyanık bir şekilde çalışması gerektiğini dile getirdi.
                                İslam inkılâbı rehberi, direniş ekonomisinin asıl temeli olduğunu da hatırlatarak, İran milletinin kendi dinamiklerine dayanarak kalkınmasından başka yolunun olmadığını ve tek çözüm yolunun da kendi iç dinamikleri ve potansiyellerini en iyi şekilde kullanması olduğunu bildirdi.
                                İslam İnkılâbı sonrası toplumun muhtelif kesimlerinde mübarek sonuçların ortaya çıktığını belirten ve bunun ise rahmetli İmam Humeyni’nin “Biz başarırız” gibi temel sloganının, sadece dille söylenmiş bir slogan olmadığını bilakis gerçekten de hayata geçirilebilecek bir slogan olduğunu gösterdiğini belirten Ayetullah Hamanei, ülke gençlerinin kudret ve yetenekleri konusunda bazılarının kuşkulu olduklarına temasla, “Çok zor savaş ve yaptırım dönemlerine rağmen İran’ın dünyada gaz santralleri inşasında 6. sırada yer alması ülke insanının üstün irade ve kudretinin açık bir örneğidir” ifadesine yer verdi.
                                İslam inkılâbı Rehberi konuşmasının devamında MEPNA Sanayi biriminde elde edilen kazanımların bu birimde çalışan ve görev alanlar için iftihar vesilesi olduğu gibi İran için de önemli bir kazanım ve iftihar vesilesi olduğunu ve onunla kıvanç duyulması gerektiğini belirterek, devlet kurumlarının bu gibi birimleri desteklemesi gerektiğini ve bu siyaset doğrultusunda devlet dairelerinin üreticileri desteklemenin yanı sıra onlar için gerekli piyasalar oluşturmaları ve benzer yabancı ürünleri sıkı bir kontrole tabi tutmaları gerektiğini söyledi.
                                “İç üretim ve dış açılım” gibi direniş ekonomisinin bir diğer temel esasına temas eden İslam inkılâbı Rehberi, “İçerden rüşt etmemiz, harekete geçmemiz gerekir. Fakat dış açılımla dünya piyasalarında da etkili ve aktif olmalıyız” dedi.
                                İnsanın kendini kabul etmesi, nefsine ve ilahi yardımlara güveni olmasının Cihadi iradeciliğin önemli unsurlarından olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, Allah Taala (cc)e tevekkül etmek, yalnız ondan yardım dilemenin kuşkusuz hesapta olmayan durumlarda bile Allah Taala’nın yardım ve lütfunun bizlere yöneldiğini göreceğimizi hatırlattı.
                                Direniş ekonomisinin bir diğer temel faktörünün temel bilim dalında faaliyet gösteren merkez ve şirketlerin aktif konuma getirtilmesi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, kazanım ve gelişmelerin insanı ikna etmemesi ve durdurmaması gerektiğini hatta gidilmemiş yolların da kat edilmesi yönünde insanı teşvik edici unsurlara dönüşmesi gerektiğini söyledi.
                                İran İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, İran İslam cumhuriyetinin uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirmekte kararlı olduğunu bildirdiğine batılı ülkelerin inanmadıklarını ama İran'ın bu hedefini gerçekleştirdiklerinde de ise İran'a yaptırım yapan ülkelerin bile İran'a zenginleştirilmiş uranyumu satmaya hazır olduklarını ilan ettiklerini hatırlatarak, 'onların asıl hedefi İran'da uranyumun zenginleştirilmesinin durdurulmasıdır' dedi.
                                İslam inkılâbı Rehberi, dünyayı güçlerin oyunun esiri niteleyerek, “Dünya zorbalarının İran İslam Cumhuriyeti karşısındaki mantık dışı davranışları bizim zaaf ve kudretimize bağlıdır, nerede kendi ayağımız üzerine durur ve muktedir olursak onlar da bize karşı saygılı ve mantıklı davranma mecburiyetinde kalırlar ve bu gerçeğin göz önünde bulundurulması ülkenin tüm sorunlarının çözüm anahtarıdır” ifadesini kullandı.
                                Bu görüşmede İran İslam Cumhuriyeti teavün, çalışma ve sosyal refah bakanı Rabii’de bir konuşma yaparak, ülkenin temel bilim dalında çalışmaların tüm hızıyla devam etmesi zaruretini vurgulayarak, “İşçiler, direniş ekonomisi savaşçılarıdırlar ve bugün İranlı işçiler bilim eksenli olmuş bulunmaktadırlar” dedi.
                                İçinde bulunduğumuz Hicri Şemsi 1393 yılının İslam İnkılâbı rehberi tarafından “Cihadi idarecilik ve Milli azimle Ekonomi ve Kültür Yılı” olarak isimlendirilmesine ve işçilerin İslam inkılâbının tüm alanlarındaki varlığına temas eden Rabii, tüm ekonomi, kültürel ve sosyal siyasetlerin direniş ekonomisi olarak tercüme etmekten başka bir yolumuzun bulunmadığını söyledi.
                                İran İslam Cumhuriyeti teavün, çalışma ve sosyal refah bakanı ayrıca sosyal adaletin tahakkukunun İslam inkılâbının temel hedeflerinden olduğunu hatırlatarak bugün hükümetin işçi sendikaları ve kurumları ile olan ilişkisinin çok sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu bildirdi.
                                İslam İnkılâbı Rehberinin konuşmasından önce ise Enerji bakanı mühendis Çitçiyan kısa bir konuşma yaparak MEPNA sanayi birimi uzmanları ve mühendislerinin başarılı performans ve çalışmaları hakkında kısa bir rapor sundu.
                                Enerji bakanı, 24 bin megavat kapasiteyi aşan ülke santrallerinin üçte birinden fazlasının MEPNA fabrikalarında yapıldığını bildirdi.
                                MEPNA sanayi birimi yönetim kurul başkanı Dr. Ali abadi ise şirketin çalışmalarıyla ilgili kısa konuşmasında santral teçhizatının Amerika ve birkaç Avrupa ülkesiyle sınırlı olduğuna temas ederek, MEPNA şirketinin kendi yerli uzmanları ve mühendislerinin üstün irade ve yeteneğine dayanarak halı hazırda İran’ı dünyada bu alanda 6. ülke konumuna getirtmeyi başardığını bildirdi.
                                Dr. Ali Abadi, MEPNA şirketinin şu anda elektrik, petrol, gaz, taşımacılık, tatlı su üretimi ve yenilenmiş enerjiler sektöründe söz sahibi olduğunu ve alanda önemli başarılar elde ettiğini söyledi.
                                Ayetullah Hamanei ise bu konuşmaların cevabında, MEPNA şirketinin ortaya çıkması ve belirtilen üstünlük ve özellikleri elde etmesinin, “Bilim, sarsılmaz irade ve sanat” gibi üç temel faktörden kaynaklandığını ve bu üç unsurun korunması ve güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X