Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ehl-i Beyt'in Velayetinin Amellerin Kabul Şartı Olduğu Beyanında

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ehl-i Beyt'in Velayetinin Amellerin Kabul Şartı Olduğu Beyanında

    Şia mezhebinin zaruriyatından biri de amellerin kabul şartının Ehl-i Beytin velayetini tanımaktır. Bu hususta o ka­dar hadis ve rivayet vardır ki, burada hepsini nakletmek im­kansızdır. Ve bu hadisler mütevattirdir. Biz sadece teberrü-ken bazısını nakletmek istiyoruz. Ebi Cafer (A) şöyle buyuru­yor: "İşin hakikati, yücesi, anahtarı, eşyaların kapısı ve Al-lah-u Teala'nın rızası İmamı tanıdıktan sonra ona itaat et­mektir. Bilki birisi geceleri ibadet etse, bütün ömrü boyunca gündüz oruç tutsa tüm malını sadaka verse her yıl hacc'a git­se ama Allah'ın velisinin velayetini kabul etmediği takdirde ve tüm amelleri onun yol göstericiliği sayesinde olmayınca Allah'ın üzerinde sevap açısından hiç bir hakkı yoktur. Ve o iman ehlinden değildir."

    Hakeza Ebi Abdillah (A) şöyle buyuruyor: "Kıyamette Al-lah-u Teala'nın huzuruna sizlere inanmadan gelen kimsenin ne bir iyiliği kabul edilir. Ne de bir kötülüğü bağışlanır. (Ve-sail'uş Şiac.l s.91 Kitab'ut Tehare 3. Hadis)

    Hakeza Ebi Abdillah (A) hadiste şöyle buyuruyor: 'Valla­hi, eğer şeytan, günah ve tekebbürden sonra Allah (c.c.) için secde de etseydi Allah (c.c.)'ın emrettiği üzere Adem (A)'a secde etmediği müddetçe onun hiç bir ameli kabul edilmezdi. Hakeza ümmetin asileri de Resulullah'ın kendileri tayin etti­ği imamı terk ettiği müddetçe aynı durumdadır. Allah (c.c.) onların hiç bir amelini kabul etmez ve onların hiç bir iyiliği Allah (c.c.)'un katına yücelmez. Allah'ın emrettiği şekilde davranmazlarsa Allah-u Teala'nm velayetini emrettiği ima­ma itaat etmezlerse ve Allah'ın ve Resulullah'ın kendileri için açtağı kapıdan girmezlerse onların hiç bir ameli kabul edilmez ve onların hiç bir iyiliği Allah (c.c.)'un katma yüksel-mez. Bu babtaki hadisler oldukça çoktur. Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki, velayet amellerin kabul şartıdır. Hatta Allah (c.c.)'a ve Resulü Ekremin nübüvvetine imanında ka­bul şartıdır. Ama bazı alimlerin buyurduğu üzere velayetin sıhhat şartı olması kesin değlidir. Zahire bakılırsa velayeti kabul etmek amellerin sıhhat şartı değildir. Bu bir çok hadis­ten de anlaşılmaktadır. Nitekim imamların velayeti altına girerse daha önceki amellerinden (ehlisinden gayrisine verdi­ği zekat dışında) hiç bir ameleni kaza etmez. Ve Allah-u Tea-la ona ecir verecektir. Başka bir rivayette ise şöyle yer almış­tır: "Namaz, oruç, hacc ve sadakanız size mülhak olur ve si­zinle gelir. Ama zekatı ehli olmayana verdiğin için onu ma­halline vermen gerekir."

    Başka bir rivayette yer aldığına göre "Ameller perşembe günü Resulullah'a arzedilir ve arefe günü Allah-u Teala amellere teveccüh eder. Bunları darmadağın eder." "Bu ameller kimin amelleridir?" diye sorulduğunda ise şöyle de­nir: "Bu ameller biz Ehli Beyt'i ve şiilerimizi (taraftarîarımızı) sevmeyenlerin amelidir." Ve bu hadis amellerin sıhhatine, ama kabul edilmediğine delalet etmektedir. Velhasıl bu ba­his görevimizin dışında kalmaktadır. Başta da sonda da Hamd Allah (c.c.)'a dır.




YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X