Ynt: CUNUD-Akıl ve Cehalet Askerleri
Beşinci Bölüm
Bu Konudaki Hadisler
Kafi’de yer aldığına göre İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü olduğunda insanlardan bir grubu ayağa kalkar ve cen-net kapısına gelir. Onlara şöyle denir: “Sizler kimlersiniz.” Onlar şöyle derler: “Biz sabır ehliyiz.” Onlara şöyle denir: “Sizler neye sabretti-niz?” Onlar şöyle derler: “Biz, Allah’a itaat hususunda sabrettik, Al-lah’a karşı günah işleme hususunda sabrettik.” Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah şöyle buyurur: “Bunlar doğru dediler, dolayısıyla cen-nete giriniz. Allah-u Teala’nın “Şüphe yok ki, sabredenler için mükâfaatları hesapsız olarak ödenecektir.” sözünün anlamı da budur.”
Hz. Ali (a.s) ise şöyle buyurmuştur: “Sabır iki çeşittir: Birincisi, musibetlere karşı sabretmektir ve o iyi ve güzeldir. Ondan daha iyisi ise Allah-u Teala’nın sana haram kıldığı şeyler hususunda sabretmek-tir.”
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ali b. Hüseyin (a.s) vefat etmek üzereyken, beni göğsüne yasladı ve şöyle buyurdu: “Ey oğulca-ğızım! Sana babamın vefat ederken bana söylediği şeyleri tavsiye edi-yorum.” Daha sonra babasının kendisine şöyle vasiyette buyurduğunu buyurdu: “Ey oğulcağızım! Ne kadar acı da olsa Hak karşısında sab-ret.”
İmam Sadık’ın ise şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Dünyaya sab-rediniz. Şüphesiz dünya bir anlıktır. Dolayısıyla dünyanın geçmişinin acı ve sevinci yoktur. Geleceğinin ise ne olduğunu bilmiyorsun. Şüp-hesiz var olan senin içinde bulunduğun andır. Dolayısıyla o anda Al-lah’a itaat hususunda sabret ve Allah’a günahlar karşısında sabırda bu-lun.”
Sevab’ul-A’mal’da naklen İmam Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu yer almıştır: “Ben, kölem ve ehlim hakkında Ebu Cehil karpuzundan daha acı olan şeylere sabrediyorum. Şüphesiz sabreden bir kimse, sabrı vasıtasıyla, geceleri ibadetle geçiren, gündüzleri ise oruç tutan kim-selerin derecesine ve de Muhammed’in (s.a.a) önünde vurulan şehidin derecesine ulaşır.”
Nehc’ül-Belağa’da ise İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sabırlı kimse her ne kadar zaman uzasa da zaman kaybetmez.” Hakeza şöyle buyurmuştur: “Sabrın zafere erdirmediği kimseyi tahammülsüzlük helak eder.”
Bu konudaki hadisler buraya sığmayacak kadar çoktur.
Beşinci Bölüm
Bu Konudaki Hadisler
Kafi’de yer aldığına göre İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet günü olduğunda insanlardan bir grubu ayağa kalkar ve cen-net kapısına gelir. Onlara şöyle denir: “Sizler kimlersiniz.” Onlar şöyle derler: “Biz sabır ehliyiz.” Onlara şöyle denir: “Sizler neye sabretti-niz?” Onlar şöyle derler: “Biz, Allah’a itaat hususunda sabrettik, Al-lah’a karşı günah işleme hususunda sabrettik.” Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah şöyle buyurur: “Bunlar doğru dediler, dolayısıyla cen-nete giriniz. Allah-u Teala’nın “Şüphe yok ki, sabredenler için mükâfaatları hesapsız olarak ödenecektir.” sözünün anlamı da budur.”
Hz. Ali (a.s) ise şöyle buyurmuştur: “Sabır iki çeşittir: Birincisi, musibetlere karşı sabretmektir ve o iyi ve güzeldir. Ondan daha iyisi ise Allah-u Teala’nın sana haram kıldığı şeyler hususunda sabretmek-tir.”
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ali b. Hüseyin (a.s) vefat etmek üzereyken, beni göğsüne yasladı ve şöyle buyurdu: “Ey oğulca-ğızım! Sana babamın vefat ederken bana söylediği şeyleri tavsiye edi-yorum.” Daha sonra babasının kendisine şöyle vasiyette buyurduğunu buyurdu: “Ey oğulcağızım! Ne kadar acı da olsa Hak karşısında sab-ret.”
İmam Sadık’ın ise şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Dünyaya sab-rediniz. Şüphesiz dünya bir anlıktır. Dolayısıyla dünyanın geçmişinin acı ve sevinci yoktur. Geleceğinin ise ne olduğunu bilmiyorsun. Şüp-hesiz var olan senin içinde bulunduğun andır. Dolayısıyla o anda Al-lah’a itaat hususunda sabret ve Allah’a günahlar karşısında sabırda bu-lun.”
Sevab’ul-A’mal’da naklen İmam Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu yer almıştır: “Ben, kölem ve ehlim hakkında Ebu Cehil karpuzundan daha acı olan şeylere sabrediyorum. Şüphesiz sabreden bir kimse, sabrı vasıtasıyla, geceleri ibadetle geçiren, gündüzleri ise oruç tutan kim-selerin derecesine ve de Muhammed’in (s.a.a) önünde vurulan şehidin derecesine ulaşır.”
Nehc’ül-Belağa’da ise İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sabırlı kimse her ne kadar zaman uzasa da zaman kaybetmez.” Hakeza şöyle buyurmuştur: “Sabrın zafere erdirmediği kimseyi tahammülsüzlük helak eder.”
Bu konudaki hadisler buraya sığmayacak kadar çoktur.
Yorum