Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

vasilik doktirini üzerine

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: vasilik doktirini üzerine

    Hz. Ali’nin (a.s) Evine Saldırı ve Hz. Fatıma’nın (s.a) Sözleri

    Allame Tabrisi “İhticac” adlı eserinde, Abdullah b. Abdurrahman b. Avf’dan şöyle nakleder: “Ömer b. Hattab adamlarıyla birlikte Medine’de dolaşıyor ve “Müslümanlar Ebubekir’e biat ettiler, sizler de Ebubekir’e biat etmeye koşun!” diye feryat ediyordu. Durumu böyle vahim gören halk, Ebubekir’e biat etmek zorunda kaldılar. Ömer, bir grubun kendi evlerine saklandıklarından haberdar olunca adamlarıyla birlikte onlara saldırdı ve onları zorla mescide götürerek biat etmeye zorladı.

    Bu olayın üzerinden birkaç gün geçti. Ömer, kalabalık bir cemaatle Hz. Ali’nin (a.s) evine giderek, hazretten Ebubekir’e biat etmesi için evinden dışarı çıkmasını istedi, ancak Hz. Ali (a.s) dışarı çıkmadı.
    Ömer, yanındakilerden odun ve ateş istedi ve şöyle dedi; “Ömer’in canı elinde olan Allah’a andolsun ki, ya Ali (a.s) evinden dışarı çıkar (ve biat eder) ya da evi içindekilerle beraber yakarım.”
    Orada hazır bulunanlardan bazıları Ömer’e; “Bu evde Resulullah’ın (s.a.a.) kızı Fatıma (s.a),evlatları Hasan ve Hüseyin ve Resulullah’ın (s.a.a) hatıraları var” dediler.

    Ömer, halkın itirazını ve ortamın gerildiğini görünce; “Sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz? Böyle bir işe kalkışacağımı mı sandınız? Amacım onları korkutmaktı, yakmayı düşünmedim” diyerek gerilen ortamı sakinleştirmek istedi.

    İmam Ali (a.s) onlara şöyle bir haber yolladı: “Evden çıkmam mümkün değildir. Çünkü ben Kuran ayetlerini toplayıp, düzenlemekle meşgulüm. Sizler Kuran’ı arkanıza attınız ve kalp bağladığınız dünya sizi kendisiyle meşgul etti. Ben, Kuran’ı toplayıp, düzene sokmadıkça evden dışarı çıkmayacağıma ve omzuma aba atmayacağıma dair yemin ettim.”

    Bu sırada Allah Resulünün (s.a.a) kızı Hz. Fatıma (s.a) evden dışarı çıktı, topluluğun karşısına geçerek şöyle buyurdu: “Ben, davranışı sizlerden daha kötü bir topluluk tanımıyorum, Resulullah’ın (s.a.a) cenazesini elimizde bıraktınız ve ahdiniz bozdunuz. (bize danışıp, görüşümüzü almadan hilafet meselsini kendi aranızda bir sonuca bağladınız). Bizimle meşveret etmediniz ve hakkımızı görmezlikten geldiniz. Gadir-i Hum olayından haberiniz yokmuş gibi davranıyorsunuz. Allah’a andolsun ki Resulullah (s.a.a) o gün (Gadir-i Hum) hilafete göz dikmeyesiniz diye Hz. Ali’nin (a.s) dostluğu ve velayeti için insanlardan ahit aldı. Ancak ahdinizi bozdunuz ve Allah Resulü (s.a.a) ile bağlarınızı kopardınız. Allah, dünyada ve ahirette sizlerle aramızda hakemlik edecektir!”
    عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

    Yorum


      Ynt: vasilik doktirini üzerine

      EHLİSÜNNET ÂLİMLERİNİN HZ. ALİ’DEN BİAT ALINMASI KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ

      İbni Kuteybe Diyneveri’ye Göre Biat


      İbni Kuteybe Diyneveri olarak tanınan Ebu Muhammed Abdullah b. Muslim b. Kuteybe Diyneveri Ehlisünnet’in büyük âlimlerindendir. O, Gaybeti Sûgra döneminde yaşamış ve hicri 322 yılında vefat etmiştir. “el-İmametu ves-Siyase” adlı eserinde İmam Ali’nin (a.s) Ebubekir’e biat etmekten sakınması hakkında şöyle der:
      “Sonra Hz. Ali’yi (Kerremellahu Vechehu) Ebubekir’in yanına götürdüler. Hz. Ali (a.s) “ben Allah’ın kulu ve Allah Resulünün (s.a.a) kardeşiyim” sözlerini yineliyordu.
      Adamın biri hazrete “Ebubekir’e biat et!” deyince, İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu:

      “Rehberlik makamına ben sizden daha liyakatliyim, size biat etmem. Sizin bana biat etmeniz daha uygundur. Bu makamı zorla elde ettiniz. Bu makamı Ensar’dan aldınız ve onlara karşı, Peygamberin (s.a.a) akrabaları olduğunuzu delil gösterdiniz. Şimdi de onu biz Ehlibeyt’ten (a.s) gasp ettiniz. Ensar’a, Hz. Muhammed’in (s.a.a) akrabaları olduğunuz için bu makama daha layık olduğunuzu kanıt gösterenler sizler değil miydiniz? Bu gerekçeye göre de Ensar hilafeti sizlere teslim etti. Şimdi de ben, aynı gerekçeyle yani sizlerin Ensar’a karşı gösterdiğiniz kanıtı kendinize sunuyorum; Ben, hem hayatı döneminde hem de vefatından sonra Allah Resulüne (s.a.a) daha yakındım ve öyle de olacağım. Eğer Allah’a iman etmişseniz davranışlarınızda bizlere karşı insaflı olursunuz. Aksi halde kasıtlı olarak zulüm yerinde durmuş olursunuz.”

      Ömer, Hz. Ali’ye; “Ebubekir’e biat etmedikçe seni bırakmayız” dedi.
      Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu; “Payına düşen sütü sağ! Bu gün Ebubekir’in işini sağlamlaştır ki nasıl olsa bu makamı yarın sana iade edecektir.”
      Sonra şöyle buyurdu; “Ey Ömer! Allah’a andolsun ki sözünü kabulllenmiyor ve ona biat etmiyorum.”

      Ebubekir; “Eğer biat etmezsen, seni bu işe zorlamam” dedi.
      Ubeyde Cerrah, Hz. Ali’ye (a.s) şöyle dedi; “Ey amcamın oğlu! Sen henüz gençsin, bunlar (Ebubekir ve Ömer) kavmin yaşlılarıdırlar. Sen işlerde onların sahip oldukları deneyim ve bilgiye sahip değilsin. Bana göre Ebubekir hilafet makamında senden daha güçlüdür, tecrübesi ve bilgeliği senden daha fazladır. O halde hilafeti Ebubekir’e teslim et. Eğer daha sonraları sağ kalır ve uzun yaşarsan, sahip olduğun fazilet, dindeki önceliğin, ilmin, ferasetin ve Peygambere (s.a.a) olan yakınlığından dolayı rehberlik makamına daha layık olursun.”

      Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu; “Ey Muhacirler (işlerinizde) Allah’ı gözetin, Allah’ı! Muhammed’in (s.a.a) Araplar üzerindeki hâkimiyetini evinden çıkarıp kendi evlerinize ve yuvalarınıza götürmeyin. Hanedanını makamlarından alıkoymayın ve haklarını çiğnemeyiniz!”
      Ey Muhacirler! Allah’a andolsun ki! İnsanlar arasında rehberlik makamına herkesten daha uygun ve daha liyakatli olan bizleriz. Çünkü biz Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’iyiz ve hilafete sizden daha liyakatliyiz…”
      عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

      Yorum


        Ynt: vasilik doktirini üzerine

        On İki Kişinin Ebubekir’e Karşı İtirazı

        Şia âlimlerinden bazıları teliflerinde şöyle rivayet ederler; Ebubekir’in hilafeti tescillendikten ve resmiyet kazandıktan sonra on iki kişi açıkça Ebubekir’e itiraz etti. İtiraz edenlerden altısı muhacirdendi:

        1-Ümeyye oğullarından Halid b.Said b. As
        2-Selman-i Farisi
        3-Ebuzer el-Gifari
        4-Mikdad
        5-Ammar Yasir
        6-Bureydi Eslemi

        Diğer altı kişi ise Ensar’dandı:

        1-Ebu’l Heysem b. Teyhan
        2-Sehl b. Huneyf
        3-Osman b. Huneyf
        4-Huzeyme b. Sabit
        5-Ubey b. K’ab
        6-Ebu Eyyubi Ensari

        Ebubekir minbere çıktığında bu on iki kişi aralarında meşveret etmeye başladılar. Bazıları; “Ebubekir’i Allah Resulünün (s.a.a) minberinden aşağı indirelim”, bazıları da; “Eğer bunu yaparsanız kendi ellerinizle kendinizi ölüme atmış olursunuz” dediler. Hâlbuki Allah’u Teâlâ Kuran-ı Kerim’de “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” buyurmuştur.
        Sonunda maslahatı Hz. Ali’nin (a.s) huzuruna varıp, onunla meşveret etmekte gördüler.
        عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

        Yorum


          Ynt: vasilik doktirini üzerine

          Hz. Ali (a.s) İle Meşveret ve İmamın Önerisi

          Yukarıda isimleri zikredilen on iki kişi Hz. Ali’nin (a.s) huzuruna vararak şöyle arz ettiler; “Ey Emirü’l-Müminin! Şüphesiz ki siz rehberlik makamına en uygun kişisiniz, çünkü biz Allah Resulünden (s.a.a) işittik ki buyurdu; “Ali hak ile hak ta Ali iledir, hak nereye meylederse Ali’de oraya meyleder.”

          Bizler Ebubekir’i Allah Resulünün (s.a.a) minberinden aşağı indirmeye karar verdik. Bu hususta sizinle meşveret edip, görüşünüzü almak için huzurunuza geldik ve vereceğiniz emir doğrultusunda hareket edeceğiz.

          Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu; “Eğer bunu yaparsanız onlarla aranızda savaş çıkar. Sizler sayıca tıpkı göz sürmesi ya da yemek tuzu kadar azsınız.”
          Ümmet bir araya toplandı ve Peygamberlerinin sözünü bir kenara bırakıp Allah’a yalan isnat ettiler. Ben bu konu hakkında Ehlibeyt’im ile meşveret ettim. Onlar sükût etmemizi önerdiler. Çünkü onların Allah’a ve Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’ine (a.s) karşı kinlerini ve düşmanlıklarını biliyorlardı. Onlar Cahiliyet dönemindeki kinlerini izlemekte ve o zamandan beri hedefledikleri intikamı almak istemektedirler.”

          Sonra sözlerine şöyle devam etti: “Ama şimdi Ebubekir’in yanına gidin ve Allah Resulünden (s.a.a) benim hakkımda işittiklerinizi ona söyleyin. Onu şüphesinden çıkarın böylece hüccet aleyhine daha sağlam bir şekilde tamamlansın. Allah’ın huzurunda durduğu zaman da cezası daha açık olsun. Çünkü o, Allah Resulüne (s.a.a) muhalefet etti ve emrinden çıktı.”

          Bu konuşmalardan sonra on iki kişi mescide gitti. Günlerden Cuma’ydı ve Allah Resulünün (s.a.a) vefatının üzerinden dört gün geçmekteydi. Peygamberin (s.a.a) minberinin etrafını sardılar.
          Ebubekir minbere çıkınca on iki kişiden her biri Ebubekir’e deliller sunarak, Hz. Ali’nin (a.s) hakkını savundu. Peygamberin (s.a.a) Hz. Ali (a.s) hakkında buyurduğu sözleri ona hatırlattı.

          Burada konunun daha fazla uzamaması için konuşulan o sözleri nakletmiyoruz.
          Rivayetlere göre on iki kişinin konuşması sona erdikten sonra Ebubekir minberde öylece kaldı ve onlara karşı bir cevap veremeyerek aciz duruma düştü. Ebubekir ancak şu sözü söylemekle yetindi; “Size velayet etmek benim şanımda değil ve ben sizin en hayırlınız değilim. Biatinizi benden kaldırın ve beni bırakın.”

          O sırada Ömer, Ebubekir’e; “Minberden aşağı in ey … adam! Kureyş’e karşı cevap vermeye kudretin yoksa o halde niçin bu makamda oturuyorsun?” diye feryat etti. Allah’a andolsun ki seni bu makamdan azletmeye karar verdim ve bu işi Huzeyfe’nin azat ettiği kölesi Salim’e devredeceğim.”
          Ebubekir, minberden aşağı indi ve Ömer’in elinden tutarak evine götürdü. Üç gün birlikte evde kaldılar ve bu süre içinde Peygamberin (s.a.a) mescidine gitmediler.
          عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

          Yorum


            Ynt: vasilik doktirini üzerine

            Dördüncü Gün Meydana Gelen Olay

            Aradan dört gün geçmiş, Ebubekir ve Ömer evden dışarı çıkmamışlardı. Halid b. Velid bin kişiyle birlikte Ebubekir’in kapısına dayanarak şöyle dedi; “Niçin evde oturuyorsunuz? Allah’a andolsun ki Haşimoğulları gıyabınızda hilafet makamına göz dikmişlerdir.”

            Diğer taraftan Huzeyfe’nin azat ettiği Salim ve Muaz her biri yanlarına bin kişi alarak oraya geldiler. Sonuçta dört bin kişilik kalabalık bir cemiyet oraya toplandı. Elebaşlığını Ömer’in yaptığı dört bin kişilik kalabalıktan bir grup kılıçlarını kınlarından çıkartarak mescide doğru hareket ettiler. Ebubekir’i mescide götürerek orada beklediler.

            Ömer söze başladı ve şöyle dedi; “Ey Ali’nin ashabı! Allah’a andolsun ki eğer içinizden biri dün söylediği sözleri tekrar ederse gözlerini taşıyan uzvunuzu bedeninizden ayırırım. “

            Halid b. Said, ayağa kalkarak Ömer’e şöyle dedi; “Ey Sahhak Habeşiye’nin oğlu! Kılıçlarınız ve sayılarınızın çokluğuyla bizi tehdit mi ediyorsun? Allah’a andolsun ki kılıçlarımız sizin kılıçlarınızdan daha keskin ve sayımız da sizden daha az değildir. Görünüşte sayı olarak sizden daha az olabiliriz ama Allah’ın hücceti bizimle birlikte olduğu için sizden daha fazlayız. Allah’a andolsun ki eğer İmama (Hz. Ali) itaat etmeyi farz bilmeseydim onun emrine itina etmeden kılıcımı çeker, Allah yolunda sizinle savaşır, hakkı sizden alır ve böylece vazifemi yerine getirirdim.

            Halid’in bu sözleri üzerine Hz. Ali (a.s) ona şöyle buyurdu; “Allah senin makamını (savunmanı) bildi ve bu uğurda çabanı kabul etti. Şimdi yerine otur.”
            Halid mevlasının bu sözleri üzerine yerine oturdu.
            عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

            Yorum


              Ynt: vasilik doktirini üzerine

              Selman-i Farisi’nin Sözleri Ve Şiddetli Münakaşa

              Bu sırada Selman ayağa kalktı ve şöyle dedi; “Allah’u Ekber, Allah’u Ekber! Şu iki kulağımla Allah Resulünden (s.a.a) işittim ve eğer işitmediysem kulaklarım sağır olsun! Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu; “Bir zaman gelecektir ki kardeşim ve amcamın oğlu ashaptan bir grup cemaat ile mescitte oturur. O sırada bir grup… onu ve ashabını öldürmek için etrafına toplanır.
              Artık o grubun sizler olduğu konusunda hiçbir şüphem kalmadı. Sizler Ali (a.s) ve ashabını öldürmek istemektesiniz.”

              Ömer bu sözleri işitince son derece sinirlendi. Yerinden sıçrayarak Selman’a saldırdı. Bu sırada Emirü’l-Müminin Ali (a.s) olaya müdahale etti ve Ömer’in elbisesinden sıkıca tutarak, çekti ve yere düşürdü. Sonra ona şöyle buyurdu; “Ey Sahhak Habeşiye’nin oğlu! Eğer bu konuda Allah Resulünün (s.a.a) sözü olmasaydı sana haddini bildirirdim. O zaman hangimizin güç ve sayıca daha kuvvetli ve kimin mağlup olduğunu anlardın.”

              Sonra Emirü’l-Müminin Ali (a.s) ashabına dönerek şöyle buyurdu; “Kalkın ve evlerinize gidin, Allah sizlere rahmet eylesin. Allah’a andolsun ki bundan böyle kardeşlerim Musa (a.s) ve Harun (a.s) gibi mescide girmeyeceğim. İsrailoğulları Musa’ya (a.s) dediler ki; “Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde, sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız."

              Allah’a andolsun bundan sonra ancak Peygamberi (s.a.a) ziyaret etmek veya herhangi bir konuda hükmetmek için mescide gideceğim. Çünkü Allah Resulünün (s.a.a) ayakta tuttuğu ilahi hücceti tatil etmek, insanları şaşkınlık ve çaresizlik içinde bırakmak doğru değildir”.
              عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

              Yorum


                Ynt: vasilik doktirini üzerine

                Emirü’l-Müminin Ali’nin (a.s) Sözleri

                Büyük muhaddis Şeyh Kuleyni (ö. 328 h.k) Ebu Heysem b. Teyhan’dan şöyle nakleder; “Vaktiyle Emirü’l-Müminin Ali (a.s) Medine’de mescitte bir konuşma yaptı. Allah’a hamd ve senadan sonra şöyle buyurdu; “Daneyi yarıp ve insanı yaratan Allah’a andolsun ki eğer sizler ilmi ve kemali kaynağından alsaydınız, suyu saf ve zülâl iken içseydiniz, iyiliği kendi yerinden alıp biriktirseydiniz, istikametinizi açık yolundan belirleseydiniz ve hakkı kendi yerinde kat etseydiniz kurtuluş yolları sizin için aşikâr olur, hakkın nişaneleri belirir ve İslam dini sizin için parlardı. Bundan sonra da Allah’ın nimetlerinden fazlasıyla yararlanır, içinizde hiçbir Müslüman aile fakir olmaz, haksızlığa uğramazdı ve hatta zimmî kâfirler bile güvende olurlardı.

                Ancak sizler zalimlerin yolundan gittiniz. Dünyanız onca genişliğine rağmen üzerinize karardı. İlim ve kemal kapıları yüzünüze kapandı. Nefsanî arzularınız ve çıkarlarınıza uygun konuştunuz. Dininizde ayrılığa düştünüz. Allah’ın dini hakkında bilginiz olmadığı halde fetva verdiniz. Sapmışlara ve yoldan çıkmışlara uydunuz, onlarda sizi saptırdılar. Doğru önderleri terk ettiniz ve onlarda sizi kendi halinize bıraktılar. Hevesleriniz doğrultusunda hükmetmek için sabahladınız. Karşılaştığınız soruları zikir ehline (Ehlibeyt’e) soruyor ve size fetva verdiğimizde de ilim ancak böyle olur diyorsunuz. (Yani ilmi üstünlüğümüzü kabulleniyorsunuz)

                Ama amel meydanında onlara uymazsanız onların bu üstünlüklerine itiraflarınızın size ne faydası olur. Bununla da kalmıyor onlara muhalefet ediyor ve emirlerini ayaklar altına alıyorsunuz.

                Sakin olun! Pek yakında ektiklerinizi biçecek ve yaptıklarınızın karşılığını bulacaksınız.
                Daneyi yaratıp, insanı yaratan Allah’a andolsun ki sizler iyi biliyorsunuz ki ben sizin sahibiniz ve önderinizim. İtaatim sizlere farz kılındı. İlmi sayesinde kurtuluş yolunu seçtiğiniz âlim benim. Peygamberinizin (s.a.a) vasisi ve Rabbinizin seçtiği kimse de benim. Dilinizin nuru benim, maslahatınızı en iyi bilende benim. Yakında vaat edilen ilahi azap size gelip çatacaktır. Nitekim sizden önceki ümmetlere de geldi çattı. Pek yakında Allah sizlere imamlarınız kimdir diye soracaktır. Sizler imamlarınız ile haşredilecek ve Allah’a döneceksiniz.

                Allah’a andolsun eğer Talut’un yardımcıları veya Bedir savaşındaki Müslüman askerler sayısı kadar yardımcım olsaydı hak yoluna dönünceye kadar sizinle savaşırdım. Bu yolda küfür ve nifakın önünü almak için kılıç sallamak barış içinde olmaktan ve iyi geçinmekten daha iyidir. Allah’ım! Aramızda hakkıyla sen hükmet! Şüphesiz ki sen hükmedenlerin en hayırlısısın.”

                Bu rivayeti nakleden Ebu Heysem şöyle diyor; “Daha sonra Emirü’l-Müminin Ali (a.s) mescitten dışarı çıktı ve biraz yürüdü. Orada yaklaşık otuz kadar koyunun otladığını gördü. Ardından şöyle buyurdu: “Allah’a andolsun ki bu koyunların sayısı kadar Allah’ın ve Resulü’nün (s.a.a) hayrını isteyen adamlarım olsaydı, şüphesiz ki şu sinek yiyenin evladını saltanatından alıkoyardım.”
                عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                Yorum


                  Ynt: vasilik doktirini üzerine

                  Ebubekir’in Elini Hz. Ali’nin (a.s) Eline Bırakması

                  Resul-i Ekrem’in (s.a.a) sahabesinden ve aynı zamanda Hz. Ali’nin (a.s) dostlarından olan Udey b. Hatem, şöyle diyor; “Allah’a andolsun ki Hz. Ali’yi (a.s) Ebubekir’e biat etmesi için yakasından tutup mescide doğru sürükleyerek götürdüklerinde onun bu haline içim yandığı kadar kimseye yanmamıştı.”

                  Hz. Ali (a.s); “Eğer biat etmezsem ne olur?” diye buyurduğundan ona; “Boynunu vururuz” dediler. Sonra başını gökyüzüne kaldırarak şöyle dedi; “Ya Rabbi! Sen şahit ol ki bu topluluk benim Allah’ın kulu ve Resul-i Ekrem’in (s.a.a) kardeşi olduğumu bildikleri halde öldürmeye gelmişlerdir.”

                  Onlar bir kez daha Hz. Ali’ye; “Biat etmek için elini uzat!” dediler. Ama İmam Ali biat için elini uzatmadı. Onlar zorla Hz. Ali’nin (a.s) elinden tutarak çektiler. Hz. Ali (a.s) avcunu sıkıca kapattı. Orada hazır bulunan cemiyet tüm güçlerini kullanarak elini açmak istediler ancak başaramadılar. Sonunda elini açamayacaklarını anlayınca Ebubekir’in elini Hz. Ali’nin (a.s) kapalı eline sürdüler. Hz. Ali (a.s) o haliyle yüzünü Allah Resulünün (s.a.a) mübarek kabrine çevirmiş ve şöyle sesleniyordu; “Anam oğlu! Bu kavim beni cidden zayıf gördüler ve nerede ise beni öldüreceklerdi.”

                  Ravi der ki; “Hz. Ali (a.s) Ebubekir’e hitaben şu iki beyiti okudu; “Eğer sen şura yoluyla halkın önderliğini üstlendiysen, bu nasıl bir şuradır ki o şuraya (benim gibi) meşveret tarafları dâhil edilmedi. Eğer akrabalığını delil olarak sunuyorsan bu işe diğerleri senden daha yakındırlar.”
                  عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                  Yorum


                    Ynt: vasilik doktirini üzerine

                    [quote author=Musavi link=topic=14066.msg92517#msg92517 date=1277544914]
                    yahu bir insan bu kadar acık delilleri gorurde nasıl bir milim bile oynamaz.adam hala şiaya karsı en agır lafları soylyor.ben bunları bır ehlı sunnet forumunda soylesem anında banlanırım.adam pervasızca sızın[bgcolor=#E10000] yalanlarınıza inanacagıma[/bgcolor] dıyor uahu.ne hakkı var bizim inancımıza yalşan demeye.hemde esas kendılerının yalanlarını ıspatlamamıza ragmen hala bize yalan diyor...yahu bir insan bu kadar acık delilleri gorurde nasıl bir milim bile oynamaz.adam hala şiaya karsı en agır lafları soylyor.ben bunları bır ehlı sunnet forumunda soylesem anında banlanırım.adam pervasızca sızın yalanlarınıza dıyor uahu.ne hakkı var bizim inancımıza yalşan demeye.hemde esas kendılerının yalanlarını ıspatlamamıza ragmen hala bize yalan diyor.
                    diyor...
                    [/quote]
                    neden sen ehl-i sünnet sitesinde böyle konuşursan banlanırsında bana tahammül edilir biliyor musun?

                    çünkü ben yazılarımın dozunu oma göre ayarlıyorum.

                    adam (elmeddin) ilk yazısında yalan söylüyorsunuz. diye yazınca halbuki bir çok sünni kaynakta bunları kendiside okuduğu halde ben yazınca yalan yazıyorsun deyince benmki karşılık oluyor yani.
                    (GEREKLİ YERDE UYARIMIZI YAPTIK BAKABİLİRSİNİZ TEŞEKKÜRLER... YÖNETİM)

                    her insaf sahibi okunulan yazıları görecekki ben sizin aşırılığınızdan daha fazla ileri gitmiyorum.

                    siz göremeyebilirsiniz.


                    2.ispatlanmış dediğiniz bir olay benokumadım ki evet hah işte bu diyeyim.
                    3. benim ehl- isünnetten farklı bir görüşüm olmuş gibi bazıalarıda diyor ki ehl-i sünneti akardeşlerimizi ypa da an ayırıyorum.

                    neden onların fikri benim fikrim. ben bahsettiklerimi yazdıklaımı farklı bir kaynaktan aktarmıyorum ki :
                    eklemelerim resimlerim hep sünni kaynaklardan velhaıl kelam nabza göre şerbet siz ifadelerinize dikkat edin biz de edelim. siz inanın biz de nanlaım.

                    doğruları söylüyorum zorunuza gidiyor. mesele bu...
                    rahatsız olacaksınız yapacak bir şey yok...
                    Bu şehr-i Stambul ki bi misl ü bahadır.
                    Bir sengine yek pare Acem mülkü fedadır. Nedim.

                    Yorum


                      Ynt: vasilik doktirini üzerine

                      DOSTUM SERT YAZIYORSUN YALANALRINIZA DIYORSUN.YALANLARINIZA NE DEMEK YA.

                      BUNCA ZAMANDIR SITEDESIN INSAN EN AZ BIR KONUDA HAKVERIR

                      Yorum


                        Ynt: vasilik doktirini üzerine

                        [quote author=Velayet_Nuru link=topic=14066.msg92629#msg92629 date=1277593571]
                        On İki Kişinin Ebubekir’e Karşı İtirazı

                        Şia âlimlerinden bazıları teliflerinde şöyle rivayet ederler; Ebubekir’in hilafeti tescillendikten ve resmiyet kazandıktan sonra on iki kişi açıkça Ebubekir’e itiraz etti. İtiraz edenlerden altısı muhacirdendi:

                        1-Ümeyye oğullarından Halid b.Said b. As
                        2-Selman-i Farisi
                        3-Ebuzer el-Gifari
                        4-Mikdad
                        5-Ammar Yasir
                        6-Bureydi Eslemi

                        Diğer altı kişi ise Ensar’dandı:

                        1-Ebu’l Heysem b. Teyhan
                        2-Sehl b. Huneyf
                        3-Osman b. Huneyf
                        4-Huzeyme b. Sabit
                        5-Ubey b. K’ab
                        6-Ebu Eyyubi Ensari

                        Ebubekir minbere çıktığında bu on iki kişi aralarında meşveret etmeye başladılar. Bazıları; “Ebubekir’i Allah Resulünün (s.a.a) minberinden aşağı indirelim”, bazıları da; “Eğer bunu yaparsanız kendi ellerinizle kendinizi ölüme atmış olursunuz” dediler. Hâlbuki Allah’u Teâlâ Kuran-ı Kerim’de “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” buyurmuştur.
                        Sonunda maslahatı Hz. Ali’nin (a.s) huzuruna varıp, onunla meşveret etmekte gördüler.

                        [/quote]

                        öncelikle paylaşımlarınız için teşekkür ederim. bu anlatılan lar nerede geçiyor demiştiniz peşaver gecelerin demi?

                        eksiklikler var. bazı soru olarak sormadan önce belirttiğiniz kaynkatan ben de ookumak isterim. yanlış anlamamışolmak için önce oradan okumalıyım ondan sonra devam edelim inşAllah. konu ile alakalı alaklı değil çotkta önemli değil. düzeye uygun tartışabileceğimiz çok kişi yok. selam ve dua ile...
                        Bu şehr-i Stambul ki bi misl ü bahadır.
                        Bir sengine yek pare Acem mülkü fedadır. Nedim.

                        Yorum


                          Ynt: vasilik doktirini üzerine

                          [quote author=Musavi link=topic=14066.msg92652#msg92652 date=1277634855]
                          DOSTUM SERT YAZIYORSUN YALANALRINIZA DIYORSUN.YALANLARINIZA NE DEMEK YA.

                          BUNCA ZAMANDIR SITEDESIN INSAN EN AZ BIR KONUDA HAKVERIR
                          [/quote]hak alma ve verme merciii değilim. yalandiyorum evet. şimdi ehl-i sünnet kardeşlerimiz belki bilmiyorlar. ama siz bile bile okuya okuya bu ifadeleri yazıyorsunuz. hele çnceden sünniyim diyenlerin durumu gerçekten vahim. hem bileceksin hem inkar edewceksin. anlatabiliyor muyum.

                          sitedeyim epeydir hak verdiğim durumlar olmadı diyorsunuz hayır bilakis oldu. doğruya doğru dedik derim de.. ama yanlı ve tarafgirane yorumlarınıza kendinize göre hüküm çıkramanıza kim evet der. yanlı bakış açısını defalarca size anlattım. aynı pozisyonu gören 2 hakemin bile ortak noktada buluşamadıkları basit olaylar göz öündeyken hiç görmediğiniz ve rivayetler ile birinde şöyle birinde böyle bunu diyen yalan söylemiş demek biraz yürek ister. gördüğüklerimizde bile farklılıklar varken görmediğimiz olayların sadece bizm gördüğümüz oldğunu nasıl iddia edebiliriz. ben sizin bakamadığınız açıdan bakmanızı sağlamaya çalışıyorum vesselam. bir çok konuda olduğu gibi.

                          bak bu konu da daHz ALi r.a. biat meselesi etmiş midir etmemiş midir? farklı iki aynak var . velayet nuru eklemiş buna göre hiç biat edilmemiş gibi duruyor. bir de tarihi olaylar var. seferler devam etmiş devlet yönetilmiş. Hz Ali r.a. asürekli danışılan biri olmuş 25 senen. bu -33-4 günlük bir olay değil. 25 yıl. işler ve maslahatlar anlatabiliyormuyum.

                          sizin mektebin oluşması için benim şahsi görüşüm. birilerinin bu rivayetleri kendine göre yorumlaması gerekirdi. öyle de olmuş. bkz.peşaver geceleri..
                          ben çok samimiyim bu konuda bir senaryo giibi görüyorum. senaryo olmadığına ikna edin beni diyorum. sadece saldırı kötü söz kıvırma gibi iğrenç ifadeler yer alıyor. savunmanızda.

                          bekalım velayet nuru arkadaşımız nekadar devam edecek. inşAllah aynı düzeyde bu sefer sorularımıza cevap alırız.

                          Bu şehr-i Stambul ki bi misl ü bahadır.
                          Bir sengine yek pare Acem mülkü fedadır. Nedim.

                          Yorum


                            Ynt: vasilik doktirini üzerine

                            sunni iken bıze hep yalanları anlattılar.hz.alının hemen o gun bıat ettıgı anlatıldı bıze.hıc rahatsızlık vermedıgı anlatıldı.ama yalanmış...kımmış yalancı bizler mi sizler mi ?

                            kesın olan tarıhsel kaynklara gore 6 ay biat etmemiş.ve ebubekire karsı cıkmıs kendısının halife olması gerektıgını belırtmiş bunlar en sahıh sunni kaynaklarından.ama sız hep gercegı orttunuz yalanlarınızla hakıkatın onune gectınız...

                            birde hep aynı terane vardır.hz.ali niye savaş açmadı maem diye.cok uyduruk bır cevap.hemen kuranı acacaksın hz.musa daga cıktıgında puta tapmalarına ragmen hz.harun nıye onlara tek basına savas acmadı dıye soracaksın o zaman.vey anıye hz.muhammed daha ılk gun putları kırmamış dıye soracaksın.

                            HZ.ALININ HICBIR SAVASTA SAVAMAMASI SIZE BIRSEY ANLATMIYOR MU ????

                            Yorum


                              Ynt: vasilik doktirini üzerine

                              kadeşim sünniyken diyorsun.. sünni olsaydın şiaya geçmezdin. sen sünnliği hiç öğrenememişsin ki...

                              sünniler ypadan sünnilik belgesi aldıklarından şii oluyorlar mı bak..

                              sen almış mıydın? almadın

                              o zaman ne diye sünniyim diyorsun...

                              Yorum


                                Ynt: vasilik doktirini üzerine

                                HZ.ALININ HICBIR SAVASTA SAVAMAMASI SIZE BIRSEY ANLATMIYOR MU ???


                                ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D ;D


                                Emirel Müminin Hiç Savaşda Savaşmadımı Hayber Kalesini Kim fethettin
                                Hendek Savaşında Amr Bin Vid. i yere Kim Serdi
                                Hendekdeki Kılıç Darbesiyle kulli Varlığın en hayırlı ibadetini yapan kim di bunlara cevap ver sonra yeni sorular geliyor ...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X