Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Ezanda aliyyen veliyyulah denmesının hıkmeti

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Ezanda aliyyen veliyyulah denmesının hıkmeti

    [quote author=Al-i Muhammed link=topic=14159.msg175092#msg175092 date=1409080204] 1. Günahsız kimse yoktur. Masumluk iddiası bidattır. Zira Hazreti Muhammed(s.a.a)'in günahının affedildiğinden bahsedilir Kuran'da. [/quote] Şii (!) olduğunu iddia eden bir kimse, nasıl "masumluk iddiası bidattır" diyebilir?! Oysa Ehlibeytin masumiyeti hem ayet, hem de hadislerle sabittir. Hz. Peygamberin günahının affedildiğinden bahsedilmesi O'nun haşa günah işlediği anlamına gelmez. Müşriklerin nazarında (putların kırılması gibi) günah görünen amellerin üzerinin fetih ile örtülmesidir. Allah Teala açık bir fetihle onların üzerini örtmüştür. Sözkonusu ayette "zenb" diye geçer, zenb de her zaman günah değildir, yan etki, eser anlamlarına da gelir, "gufran" da her zaman affetmek değil, örtmek anlamına da gelir. İlgili ayetin tefsirine bakılırsa konu dahja iyi aydınlığa kavuşmuş olur. Peygamber ve İmamlar masum olmazlarsa artık onların sözlerine güven kalmaz. Sizin de söylediğiniz gibi iki parmağı arasında cenneti ve yarenlerinin oradaki yerlerini gösteren bir İmam nasıl olur da kendi önünü göremez, hata yapar ve günah işler?! Bırak günah işlemeyi, günah işlemek onların akllarının ucundan bile geçmez.

    Yorum


      Ynt: Ezanda aliyyen veliyyulah denmesının hıkmeti

      Allah Teala, Ehl-i Beyt'in masumiyetiyle ilgili "Tathir" ayetinde buyuruyor ki:

      “Ey Ehl-i Beyt! Şüphesiz Allah, (tekvini iradeyle) sa­dece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.” (Ahzab:33)

      (Ümmü Seleme anlatıyor: «Ben, Resûlullah'ın (s.a.a) evinin kapısında iken şu ayet nazil oldu: «. Ey Ehl-i Beyt! Şüphesiz Allah, (tekvini iradeyle) sadece sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.» (Ahzab/33). Evde «Resûlullah, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin vardı. Onlara bir örtü bürüdü ve «Allah’ım! İşte bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir, bunlardan gü­nahı gider ve bunları kirlerden tertemiz kıl!» bu­yurdu. Ben atılıp: «Ey Allah'ın Resulü! Ben Ehl-i Beyt'ten değil miyim?» dedim. Bana: «Sen hayır üzeresin, sen Resûlullah'in zevcesisin (ama Ehl-i Beyt'ten değilsin)!» diye cevap verdi.» (Tirmizi, Menakıb, (3870)

      Enes anlatıyor: «Ey Ehl-i Beyt! Şüphesiz Al­lah, (tekvini iradeyle) sadece sizden her türlü pis­liği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.» (Ahzab/33) ayeti indiğinde Resûlullah (a.s) sabah namazına giderken, altı aya yakın bir müddette, Hz. Fatıma'nın kapısına uğrayıp: «Namaza (kalkın) ey Ehl-i Beyt «Allah günahlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak istiyor! » buyurdu.» (Tirmizi, Tefsir, Ahzab, (3204)

      Aişe anlatıyor: ««Resûlullah (s.a.a), üzerinde siyah (yünden) nakışlı bir kumaş olduğu halde sa­bahleyin (evden) çıktı. O sırada Hasan geldi, onu örtünün altına aldı. Sonra Hüseyin geldi, onu da örtünün altına aldı. Sonra Fatıma geldi, onu da örtünün altına aldı. Sonra Ali geldi onu da örtü­nün altına aldı. Sonra da, «Ey Ehl-i Beyt! Şüphesiz Allah, (tekvini iradeyle) sadece sizden her tür­lü pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister «(Ahzab/33) buyurdu.» (Müslim, Fezailu's-Saha-be 61, 2424)

      Yezid Ibnu Hayyan, Zeyd İbn-i Erkam'dan naklen Resûlullah'in (s.a.a) şöyle buyurduğunu bildiriyor: «Haberiniz olsun! Ben size iki ağırlık (değerli şey) bırakıyorum. Bunlardan biri Allah Teâlâ’nın Kitabı'dır. O, Allah'ın (yerle gök arası­na uzanmış) ipi olup, kim ona tutunursa hidayet üzere olur, kim de onu terk ederse dalâlete düşer. İkincisi itretim, Ehl-i Beyt'imdir.» Biz, Zeyd İbn-i Erkam'a sorduk: «Kadınları da Ehl-i Beyt'inden midir?» O, «Hayır! Dedi, Allah'a yemin olsun, kadın bir müddet erkekle beraber olur. Sonra (ko­cası) onu boşar, o da babasına ve kavmine döner. «Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'i aslı ve kendinden sonra sadaka haram olan akrabasıdır.» (Müslim, Fezailu's-Saha-be 37, 2408)

      Yorum


        Ynt: Ezanda aliyyen veliyyulah denmesının hıkmeti

        Ehl-i Beyt'in masumiyeti ile ilgili birkaç tane de hadis nakledeyim:

        İmam Ali (a.s): “İtaati farz olan imamın velayetinin büyük sınırı; onun her türlü hata, sürçme, kasıt, büyük ve küçük her türlü günahtan masum olduğunun bilinmesidir. Ne sürçer, ne hata eder ne de dini ortadan kaldıran herhengi bir şeye gönül verir. Boş şeylerle uğraşmaz. O Allah’ın helal ve haramını, farz ve sünnetlerini, tüm hükümlerini en iyi bilendir…( el-Bihar, 68/389/39)

        *

        İmam Zeyn’ul Abidin (a.s): “Bizden olan imam mutlaka masum olur. İsmet, yaratılışın zahirinde olup insanın onunla tanındığı bir şey değildir. Bu yüzden masum tayin edilmelidir.” Kendisine şöyle arzedildi: “Ey İbn-i Resulillah! O halde masumun anlamı nedir?” İmam şöyle buyurdu: “Masum Allah’ın ipine sarılan kimsedir. Ve Allah’ın ipi Kur’an’dır. Bu ikisi (masum ve Kur’an) kıyamete kadar birbirinden ayrılmazlar. İmam Kur’an’a doğru hidayet eder ve Kur’an'da imama doğru. ! Bu aziz ve celil olan Allah’ın şu sözüdür: “Şüphesiz bu Kur’an en doğru olana hidayet eder.”[Mean’il-Ahbar, 132/1]

        *

        İmam Sadık (a.s) İmamların sıfatı hakkında şöyle buyurmuştur: “Onlar sürçmelerden korunmuştur. Her tülü çirkinlik ve kötülükten masumdurlar (korunmuşturlar.)”[el-Kafi, 1/204/2]

        *

        İmam Sadık (a.s): “Biz Allah’ın tercümanlarıyız. Biz masum bir topluluğuz.”[el-Kafi / 269/6]

        *

        “İmam masumdur, teyit edilmiştir. Başarı verilmiştir ve sağlam kılınmıştır. Her türlü hata ve sürçmeden güvendedir. Allah, kulları üzerinde hüccet ve yaratıkları üzerinde şahidi olsun diye ona bu özellikleri bağışlamıştır.”[el-Kafi, 1/203/1]

        Yorum


          Ynt: Ezanda aliyyen veliyyulah denmesının hıkmeti

          Ehl-i beyt'in dualarında da İmamların masumiyetine değinilmiştir. Örneğin:

          Hz. Mehdi'den (a.f) Yardım Dileme

          Seyyid Alihan “Kelimu't-Tayyib" adlı eserinde şöyle diyor: Bu Hz. Mehdi'den (a.f) yardım dileme duasıdır. Nerede olursan ol, Fatiha ve herhangi bir sureyle iki rekat namaz kıl; açık havada kıbleye doğru dönerek şöyle de:


          "Allah'ın kamil, tam, kapsamlı ve genel selamı ve daimi rahmet, kalıcı ve tam bereketleri, Allah'ın hüccetinin, yeryüzünde ve beldelerdeki velisi, yarattıkları ve kullarına halifesi, nübüvvet sülalesi, itretin bâkiyesi ve seçkini, zamanın sahibi, imanı izhar eden, Kur'an hükümlerinin öğreti-cisi, yeryüzünün temizleyicisi, enine-boyuna (dünyanın dört bir yanına) adaleti yayacak olan, Allah'ın beğendiği beklenilen İmam Kâim Hüccet Mehdi'ye, tertemiz imamların oğluna, hidayet edici seçkin vasilerin vasi-sine, masum hidayet imamlarının oğlu olan masum -imam-ın üzerine ol-sun.

          Selam olsun sana ey mustaz'af müminlere izzet verecek olan; selam olsun sana zalim mütekebbir kafirleri zelil ve perişan edecek olan; selam olsun sana ey mevlam, ey Sahib-i Zaman; selam olsun sana ey Resulullah'ın oğlu; selam olsun sana ey Emirulmüminin'in oğlu; selam ol-sun sana ey alemdeki kadınların efendisi Fatıma-i Zehra'nın oğlu; selam olsun sana ey masum hüccetler olan imamların oğlu ve bütün yaratılmışların imamı; selam olsun sana ey mevlam; velayet ve imamet konusunda samimi olan bir kişinin selamı.

          *

          Yirmi Birinci Gecenin Özel Amelleri

          Merhum Kef'emî Seyyid İbn Bâkî'den naklen yirmi birinci gecede okunması için şu duayı da rivayet etmiştir:

          "Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve bana, cahilliğin kapısını (yüzüme) kapatacak hilim, beni her türlü sapıklıktan koruyacağın bir hidayet, yüzüme fakirliklerin kapısını kapatacağın bir zenginlik, benden güçsüzlükleri gidereceğin bir kuvvet, beni her türlü zilletten kurtarıp yücelteceğin bir izzet, beni her türlü aşağılıktan kurtaracağın bir üstünlük, benden her türlü korkuyu gidereceğin bir emniyet, beni her çeşit beladan alıkoyacağın bir afiyet, yüzüme her çeşit yakin (kapısını) açacağın bir ilim, benden her çeşit şüpheyi uzaklaş-tıracak bir yakin ver ve bana icabet (duaların kabul olması) (kapısını) açacak bir dua nasip et; bu gece, şu an, şimdi, şimdi, şimdi; ey kerem sahibi (Allah)! Yine bana katında masum olanların huzurunda kurtuluşa ermem için, hakkımda her rahmete vesile kılacağın bir korku ve günahla aramda engel kılacağın bir korunma nasip et. Rahmetin hakkına ey merhametlilerin en merhametlisi!"

          *

          Camiatü'l-Kebire Ziyareti

          Yine şahadet ederim ki, sizler Hak yolunda müstakim olan, hidayete eren, masum ve değerli kılınmış imamlarsınız, Allah'a yakınlaştırılmış muttaki, sâdık, seçkin ve O'na itaat eden, O'nun emrini tamamen yerine getiren, O'nun iradesiyle çalışan ve ikramını kazanan önderlersiniz. Allah sizi bilerek seçmiş ve sizi gaybını bilmeye beğenmiş, sırrını bil­meye seçmiş ve kendi kudretiyle sizi kendine ayırmıştır.

          *

          Giriş izni:

          Allah'ın salâtı o gayıpların efendisi, tertemiz sülalesi ve masum imamların üzerine olsun.

          *

          Ziyaretlerde okunan dua:

          Selam olsun Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusu Muham-med b. Abdullah'a, selam olsun vasilerin efendisi Emirulmüminin Ali'ye; selam olsun -insanları- irşat eden masum imamlara; selam olsun Allah'ın yakın meleklerine; selam olsun sana ey Allah'ın emin Resulünün arka-daşı; selam olsun sana ey Emirulmüminin'in dostu; selam olsun sana ey saadetlilerin efendisinin sırlarının mahzeni; selam olsun sana ey Allah'ın geçmiş iyi kullarının bâkisi; selam olsun sana ey Eba Abdullah; Allah'ın rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun.

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X