Ynt: İmamların masumluğu meselesi
Abesede başkasının fiilini Peygambere iftira etmek için hangi ayetten tefsir getirdiniz benim dikkatimden kaçmış. Ya da Yunus a.s. için eğer Peygamberimize balık sahibi gibi olma deyişini kastediyorsunuz? burayı anlamadım?
evet onu kastediyorum.
yani insanlar günah işledikleri için mi melekten üstünler?
insanlar günah işledikleri içi değil.şöyle bir teşbihte bulunayım; insan ve melek 'gün' dür.melekler gecesiz ve hep gündüz olan gündürler ama insanlar geceli gündüzlü bir gündürler.şimdi geceli gündüzlü olan günmü daha değerli ve anlamlıdır yoksa mutlak gündüzmü?
risalet iradeli canlı bir varlık değil ki günahı sevabı olsun. Şayet bununla peygamberlik göreviyle ilgili hususlarda Peygamberler masum diyorsanız bu ayırıma dair deliliniz nedir? bunu daha önce sorduk cevap gelmedi? Allah hangi ayette risalet kurumu ve bu kuruma sahip olan kişi ayırımı yapmış? şahsı masumiyet dışı ilan edip kurumu masum ilan etmiş? daha neler duyacağız. Allah risalete mi uyun diyor yoksa Peygambere mi? risalet kurumu diye somut bir varlık mı var ki... De ki eğer Allah'ı seviyorsanız bana itaat edin derken, benim risalet kurumu diye bir sıfatım var ona itaat ediniz mi diyor?.. böyle bir sınırlamayı nereden çıkarıyorsunuz?
risaletin ve risalete sahip olan şahsın ayrı olduğunun delili peygamberimizin peygamberlikten önceki halinin bizim için delil olmadığıdır.peygamberin peygamber olmadan önce yaptığı işler ve söylediği sözler fıkhi yada ameli olarak bir dayanakmıdır? değil..ancak güzel yaşantı ve ahlak noktasında delildir.yoksa ben hiçbir mezhebin fıkhi delil olarak peygamberin peygamberlikten önceki yaşantısından bir delil getirdiğini görmedim sizde varmı böyle bir şey?
Peygamber s.a.a. de sizin dediğiniz gibi mi anlıyordu? Eğer Allah cebraili gönderip O da insanlara bu ayetleri toplu olarak okusaydı ve bu hareketi yapanın Peygamber olduğu belli olmasaydı dediğiniz olaylar benzeşirdi. sizin bu benzetmede benzetme noktası olarak sunduğunuz, hatayı yapanın utandırılmadan hem toplumun hem de hata sahbiinin eğitilmesidir. Ama bu abese'de gerçekleşmiyor ki. Çünkü hatayı yapan belli. Ha bunun ikinci tekil şahıs kullanılarak söylenmeş olması ha üçüncü tekil şahısla.. ne farkeder. çünkü fail belli.
hem bu ayeti ilk aldığında peygamber aldı. Toplum değil. Bu durumda O anlamadı mı sizin dediğinizi de sizin yüzüne vurmama olayı gerçekleşmedi mi? Tersine anladıysa, bu durumda Rabbim bana direkt bile seslenmemiş üçüncü şahıs olarak bahsetmiş diyerek bunun daha bir kınama olduğunu düşnmez mi? sizin hafifletme unsurunuz ters dönmüş olur o zaman.
Sizden bazılarına ne oluyor derken siz kelimesi ile o yüzünü çevirdi ifadesi aynı mı? O dediğinizde bir soğukluk yüz çevirme dışlama kınama kendini uzak tutma anlamı yok mudur? Bu iki ifadeyi ben hiç benzetemiyorum.
Peygamberin ama diye birinden yüz çevirmesini siz ona yakıştırabiliyor musunuz?.. Ben böyle bir Peygambere yakıştıramıyorum. Bir ama kendine gelecek ve arınmak isteyece Peygamber ondan yüz çevirecek.. Burda bir çok cürüm vadır tek değil. ve küçük günah da değildir bu.. Eğer sizin dediğiniz gibi bu iki olay benzeşiyor olsaydı ve burada Peygamber nazikçe uyarılıyor olunsaydı ayetlerin bu ifadeye benzemesi gerekirdi. yani
sizden bazılarına ne oluyor ki önemli işim var diyerek Allah için kendine gelmiş birinden yüz çeviriyor.. denmeliydi.. yani ayetlerin başında siz diye eleştirdiği kişileri muhatap kabul ettiğini bildirir bir kelime olması gerekirdi. Ama abesede böyle bir ifade yok. kesin sert bir ifade ile başlamış ayetler. Yüzünü ekşitti ve çevirdi, kendine ama geldi diye..
sizce bu nazik bir uyarı mı?
uyarı nazik değil
muhatap gizli değil..
nasıl bununla Peygamberin s.a.a. sizden bazılarına ne oluyor ki.. ifadesini bir tutabiliyorsunuz? Hem diğer yandan sizn dediğiniz gibi bile olsa Peygamberin s.a.a. o ifadesine çok büyük günah işleyenler de girebilir. ve nazik uyarı da olmayabilir. Allah resulü bu yolla münafıkları da uyarabilir.. bu nasıl nazik bir uyarı oluyor bu haliyle?.. Bu nezaket olacak anlamına gelecek diye bi şartı barındırmaz.
fail hep gizlendiğinde siz onun incinmemesi için mi yapıldığını anlarsınız? belki hiç adı ağza alınmak istenmiyordur belki ismi zikredildiğinde çıkaracağı fitneden korkuluyordur? belki azgınlığı artacaktır.. bu durumda Allah da Peygamberin fitnesinden korktuğundan mı bu ifade gib ifade kullandı diyeceğiz... yani çok sakıncalar barındıran benzetme bu ...
peki bu ayetler nedir:
5. Fakat kendini müstağni gören (hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
6. İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun.
7. Oysa, onun temizlenip-arınmasından sana ne?
8. Ama koşarak sana gelen ise,
9. Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
10. Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.
1. ve 2. ayeti saymayalım ve yok farzedelim bu ayetler bile başlı başına bu olayda failin peygamber olduğunu ve uyarılanında yine o olduğunu göstermiyormu?
Abesede başkasının fiilini Peygambere iftira etmek için hangi ayetten tefsir getirdiniz benim dikkatimden kaçmış. Ya da Yunus a.s. için eğer Peygamberimize balık sahibi gibi olma deyişini kastediyorsunuz? burayı anlamadım?
evet onu kastediyorum.
yani insanlar günah işledikleri için mi melekten üstünler?
insanlar günah işledikleri içi değil.şöyle bir teşbihte bulunayım; insan ve melek 'gün' dür.melekler gecesiz ve hep gündüz olan gündürler ama insanlar geceli gündüzlü bir gündürler.şimdi geceli gündüzlü olan günmü daha değerli ve anlamlıdır yoksa mutlak gündüzmü?
risalet iradeli canlı bir varlık değil ki günahı sevabı olsun. Şayet bununla peygamberlik göreviyle ilgili hususlarda Peygamberler masum diyorsanız bu ayırıma dair deliliniz nedir? bunu daha önce sorduk cevap gelmedi? Allah hangi ayette risalet kurumu ve bu kuruma sahip olan kişi ayırımı yapmış? şahsı masumiyet dışı ilan edip kurumu masum ilan etmiş? daha neler duyacağız. Allah risalete mi uyun diyor yoksa Peygambere mi? risalet kurumu diye somut bir varlık mı var ki... De ki eğer Allah'ı seviyorsanız bana itaat edin derken, benim risalet kurumu diye bir sıfatım var ona itaat ediniz mi diyor?.. böyle bir sınırlamayı nereden çıkarıyorsunuz?
risaletin ve risalete sahip olan şahsın ayrı olduğunun delili peygamberimizin peygamberlikten önceki halinin bizim için delil olmadığıdır.peygamberin peygamber olmadan önce yaptığı işler ve söylediği sözler fıkhi yada ameli olarak bir dayanakmıdır? değil..ancak güzel yaşantı ve ahlak noktasında delildir.yoksa ben hiçbir mezhebin fıkhi delil olarak peygamberin peygamberlikten önceki yaşantısından bir delil getirdiğini görmedim sizde varmı böyle bir şey?
Peygamber s.a.a. de sizin dediğiniz gibi mi anlıyordu? Eğer Allah cebraili gönderip O da insanlara bu ayetleri toplu olarak okusaydı ve bu hareketi yapanın Peygamber olduğu belli olmasaydı dediğiniz olaylar benzeşirdi. sizin bu benzetmede benzetme noktası olarak sunduğunuz, hatayı yapanın utandırılmadan hem toplumun hem de hata sahbiinin eğitilmesidir. Ama bu abese'de gerçekleşmiyor ki. Çünkü hatayı yapan belli. Ha bunun ikinci tekil şahıs kullanılarak söylenmeş olması ha üçüncü tekil şahısla.. ne farkeder. çünkü fail belli.
hem bu ayeti ilk aldığında peygamber aldı. Toplum değil. Bu durumda O anlamadı mı sizin dediğinizi de sizin yüzüne vurmama olayı gerçekleşmedi mi? Tersine anladıysa, bu durumda Rabbim bana direkt bile seslenmemiş üçüncü şahıs olarak bahsetmiş diyerek bunun daha bir kınama olduğunu düşnmez mi? sizin hafifletme unsurunuz ters dönmüş olur o zaman.
Sizden bazılarına ne oluyor derken siz kelimesi ile o yüzünü çevirdi ifadesi aynı mı? O dediğinizde bir soğukluk yüz çevirme dışlama kınama kendini uzak tutma anlamı yok mudur? Bu iki ifadeyi ben hiç benzetemiyorum.
Peygamberin ama diye birinden yüz çevirmesini siz ona yakıştırabiliyor musunuz?.. Ben böyle bir Peygambere yakıştıramıyorum. Bir ama kendine gelecek ve arınmak isteyece Peygamber ondan yüz çevirecek.. Burda bir çok cürüm vadır tek değil. ve küçük günah da değildir bu.. Eğer sizin dediğiniz gibi bu iki olay benzeşiyor olsaydı ve burada Peygamber nazikçe uyarılıyor olunsaydı ayetlerin bu ifadeye benzemesi gerekirdi. yani
sizden bazılarına ne oluyor ki önemli işim var diyerek Allah için kendine gelmiş birinden yüz çeviriyor.. denmeliydi.. yani ayetlerin başında siz diye eleştirdiği kişileri muhatap kabul ettiğini bildirir bir kelime olması gerekirdi. Ama abesede böyle bir ifade yok. kesin sert bir ifade ile başlamış ayetler. Yüzünü ekşitti ve çevirdi, kendine ama geldi diye..
sizce bu nazik bir uyarı mı?
uyarı nazik değil
muhatap gizli değil..
nasıl bununla Peygamberin s.a.a. sizden bazılarına ne oluyor ki.. ifadesini bir tutabiliyorsunuz? Hem diğer yandan sizn dediğiniz gibi bile olsa Peygamberin s.a.a. o ifadesine çok büyük günah işleyenler de girebilir. ve nazik uyarı da olmayabilir. Allah resulü bu yolla münafıkları da uyarabilir.. bu nasıl nazik bir uyarı oluyor bu haliyle?.. Bu nezaket olacak anlamına gelecek diye bi şartı barındırmaz.
fail hep gizlendiğinde siz onun incinmemesi için mi yapıldığını anlarsınız? belki hiç adı ağza alınmak istenmiyordur belki ismi zikredildiğinde çıkaracağı fitneden korkuluyordur? belki azgınlığı artacaktır.. bu durumda Allah da Peygamberin fitnesinden korktuğundan mı bu ifade gib ifade kullandı diyeceğiz... yani çok sakıncalar barındıran benzetme bu ...
peki bu ayetler nedir:
5. Fakat kendini müstağni gören (hiç bir şeye ihtiyacı olmadığını sanan) ise,
6. İşte sen, onda 'yankı uyandırmaya’ çalışıyorsun.
7. Oysa, onun temizlenip-arınmasından sana ne?
8. Ama koşarak sana gelen ise,
9. Ki o, 'içi titreyerek korkar' bir durumdadır;
10. Sen ona aldırış etmeden oyalanıyorsun.
1. ve 2. ayeti saymayalım ve yok farzedelim bu ayetler bile başlı başına bu olayda failin peygamber olduğunu ve uyarılanında yine o olduğunu göstermiyormu?
Yorum