Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

    (121) Irbâd b. Sâriye’den sahih isnadla rivâyet ediliyor. bk. Ahmed:IV, 126,127;Dârimî:muqaddime,16; Ebû Dâvûd:sünnet,5; Tirmizî:ilim,16; İbn Mâce:muqaddime,6; Hâkim,I,95~98

    (122) a. Huzeyfe b. Yemân hadisi: Ebû Hanîfe,h.n.366; İbn Sa’d,II,334; Ahmed:V,382,385,399,402; Tirmizî:ilim,16; İbn Mâce:muqaddime,1; Hâkim,III,75

    b. Abdullâh b. Mes’ûd hadisi: Ebû Hanîfe,h.n.365; Tirmizî: menâqıb, 37; Hâkim,III,75~76

    * Şimdi bu konuyu detaylıca açmanın sırası değil. Ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler “Sahabenin Adaleti ve Ebû Hürayra” adlı eserimize baş vurabilirler.

    * Allah'ın Rasûlü (s), kızı Fâtıma ez-Zehrâ ve oniki imam, “ondört ma’sûm” olarak bilinir.

    (123) Konunun ayrıntılı biçimde ele alınması için yerimizin şimdi uygun olmadığı malum. Ancak sadece “oniki imam” ile ilgili olarak “Başınızda oniki halife olduğu sürece, bu din ayakta kalacaktır.” mealli hadis için şu kaynaklara bakılabilir:

    a. Abdullâh b. Mes’ûd : Ahmed:I,398,406; İbn Kesîr,II,32

    b. Câbir b. Semura : Ahmed:V,86~90,92~101,106~108; Buhârî: ahkâm,52; Müslim:imâra,5~10; Ebû Dâvûd:mehdî,1; Tirmizî:fiten,48

    “Oniki imam”ı kabule bir türlü yanaşmayanlar, hadiste geçen oniki halifenin kimler olduğu konusunda bocalayıp duruyorlar! İsterseniz hadisin yorumlarına bakın!

    (124) bk. el-Münâvî, Feyd’ul-Qadîr:III,15; el-Heytemî,150,228

    (125) bk. İbn Sa’d,II,194; Ahmed:III,14,17,26,59,IV,366~367,371,V,182, 189; Dârimî:f.Qur’ân,1; Müslim:f.sahâbe,36,37; Nesâî, el-Hasâis, h.n. 76; Tirmizî:menâqıb,31,32; Hâkim,III,109,148,533

    Gayet sahih isnadlarla gelen bu hadisin daha detaylı tahrici ve yorumu için {Hadislerle Hz. Ali = el-Hasâis Tercüme Ve Şerhi} adlı eserimize; 76 nolu hadisin açıklamasına bakınız.

    (126) a. Huzeyfe hadisi: İbn Sa’d,II,334; Ahmed:V,385,399,402; Hâkim, III,75

    b. İbn Mes’ûd hadisi: Ebû Hanîfe,h.n.366; Tirmizî:menâqıb,37; Hâkim,III,75~76

    Bu konuda Enes b. Mâlik’ten de bir rivâyet var.

    (127) bk. ez-Zehebî,II,660; İbn Hacer, et-Taqrîb:I,482

    (128) bk. İbn Hazm, el-Fisal:IV,108; el-Münâvî,II,56; el-Hût el-Beyrûtî, Esnâ’l-Metâlib:48

    (129) İbn Hacer’in bu şahıs için “makbul birisi” demesi onun kimliğini ve kişiliğini anlamamız için yeterli değil! Zira bu adamdan, yukarıda sözünü ettiğimiz Abdülmelik b. Umeyr’den başka hiç kimse rivâyette bulunmamış! Onun da durumu malum! (bk. ez-Zehebî,IV,317; İbn Hacer, et-Taqrîb:II,330

    (130) ez-Zehebî,II,112

    (131) İbn Sa’d,VI,380; ez-Zehebî,IV,381; İbn Hacer, et-Taqrîb:II,356

    (132) ez-Zehebî,I,254; İbn Hacer, et-Taqrîb:I,86; eş-Şevkânî,III,98

    (133) ez-Zehebî,I,20; İbn Hacer, et-Taqrîb:I,47

    (134) ez-Zehebî,II,517,IV,525

    (135) ez-Zehebî, et-Telhîs:III,76; el-Münâvî,II,57; el-Hût,48

    (136) Şerh’ut-Tecrîd:484’ten naklen Ca’fer Sübhânî, el-İlâhiyyât:II,200

    (137) bk. Ebul-Huseyn el-Basrî,II,242; eş-Şîrâzî,524; es-Serahsî,II,91; el-Pezdevî,III,929; el-Ğazzâlî,II,355; Qâdî Iyâd, eş-Şifâ:IV,57~59; İbn’ül-Arabî,I,282; er-Râzî,VIII,149; el-Âmidî,IV,440; İbn Hâcib,II, 292; en-Nevevî,I,241; el-Beydâvî,III,289; Sadruşşerîa,II,454; es-Sübkî,II,387; İbn Hümâm,III,294; M. Husrev,209; İbn Abdişşekûr, II,366; Mahmud Es’ad,301

    (138) es-Serahsî,XVI,84; el-Ğazzâlî,II,382; el-Âmidî,IV,429; İbn Qudâme, II,447, el-Muğnî:XI,406; el-Kâşânî,I,121,VII,14; el-İsnevî,III,326; İbn Hümâm,III,335; İbn Nüceym,53; es-Süyûtî,101; İbn Abdişşekûr,II, 395; Mecelle: md.16

    Yorum


      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

      bir şey sorma luzumunu hissediyorum
      Ömer .r.in yasakladığı bu nikahı Ali as geldiğinde neden serbest kılmıyor ?
      O ki Ömer hata etti Ali geldiğinde düzelteydi ya ?!!

      Yorum


        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

        bunu nehcül belağada ifade etmiş zaten kendisi..

        sadece bu değil 21 ayrı bidatı kaldırmaya kalksam ki onları da bir bir sayıyor hazret diyor ki ordum dağılır elimde gücüm kalmaz kimse yanımda kalmaz..

        bu tıpkı Pegamber s.a.a.'in tüm cahiliye izlerini silemediği ya da Musa a.s.'ın bir çok hükmü uygulatamadığı, gibi ya da daha yeni kızıldenizi geçmişlerin şirkine engel olamadıkları gibi bir durum.. şimdi burda bu peygamberlerin görevlerinden mi kuşkuya düşmeliyiz yoksa bu sapkınlıkları onayladığını mı kabul etmeliyiz?

        Yorum


          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

          yazarmısın nehcül belagan o dediklerini sayfa nolarınıda alayım !

          ayrıca 21 tane bidati kaldırdıktan sonra orduyu napayım ben...zaten ordu dinin temizlenmesine hizmet etmedikten sonra ne işe yarar... ?

          Yorum


            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

            "Benden önceki yöneticiler kasıtlı olarak ve bilerek Resulullah (s.a.a)'e ters düşen işler yaptılar, ahdini bozdular, sünnetini değiştirdiler; öyle ki bugün insanları onları terk etmeye davet edip durumu Resulullah (s.a.a)'in dönemine döndürmek istesem ordum etrafımdan dağılır, beni yalnız başıma veya Allah'ın Kitabından ve Resulullah (s.a.a)'in sünnetinden benim fazilet ve üstünlüğümü ve imametimin kendilerine farz olduğunu bilen Şiilerimden az bir grupla yalnız bırakırlar. Örneğin, eğer makam-ı İbrahim'i Resulullah (s.a.a)'in bıraktığı asıl yerine döndürmelerini[1244] veya Fedek'i Fatıma (s.a)'in mirasçılarına iade etmelerini,[1245] Resulullah (s.a.a)'in ölçüsünün daha önce olduğu gibi vermelerini,[1246] Resulullah (s.a.a)'in bazı kişilere verilmesini emrettiği halde onlara verilmeyen yerlerin onlara verilmesini ve o hazretin itaat edilmeyen bu emrine itaat edilmesini, Cafer'in evini mescidden ayırarak onun mirasçılarına vermelerini,[1247] haksız yere verilen bazı hükümlerin eski hallerine döndürülmesini,[1248] haksız yere yabancı erkeklere verilen kadınları asıl kocalarına döndürüp onlar hakkında evlilik ve miras hükümlerini yeniden uygulamak,[1249] Beni Teğleb oğullarını esir almak,[1250] Hayber'in bölüştürülen topraklarını geri almak istesem, bağış divanlarını kaldırmak[1251] ve Resul-i Ekrem (s.a.a)'in yaptığı gibi herkese eşit olarak ödemek,[1252] zenginlerin daha zengin olması için bir kaynak kılınan bu düzeni ve yüz ölçüme göre değerlendirmeyi kaldırmak istesem,[1253] evliliği insanların eşitliği üzerine kılmak,[1254] Resulullah (s.a.a)'in humsunu Allah Teala'nın nazil ettiği ve farz kıldığı şekilde geçerli kılmak,[1255] Resulullah (s.a.a)'in mescidine açılan kapıları kapatıp kapatılan kapıyı açarak onu eski haline döndürmek,[1256] -abdestte- mestliklere meshetmeyi haram kılmak ve şarap içmeye had uygulamak,[1257] iki mut'ayı helal etmek,[1258] cenazelere beş tekbir söylenmesini emretmek istesem,[1259] halkı namazda "besleme"yi sesli söylemeye mecbur etmek istesem,[1260] Resulullah (s.a.a)'in mescidden kovduğu halde o hazretten sonra tekrar mescide gelen kimseleri oradan kovmak ve Resulullah (s.a.a) mescide yerleştirdiği halde o hazretten sonra mescidden çıkarılan kimseleri tekrar mescide getirmek istesem,[1261] insanları Kur'an'ın hükmü karşısında teslim olmaya zorlayıp talakı Resulullah (s.a.a)'in sünneti gereğince kılmak,[1262] zekat alınması gereken şeylerden kurallarına göre zekat almak,[1263] abdest, gusül ve namazı kendi vakitlerine ve kurallarına döndürmek,[1264] Necran halkını kendi yerlerine,[1265] Fars ve diğer milletlerini esirlerini Allah'ın Kitabı ve Resulullah (s.a.a)'in sünnetine döndürmek istesem insanlar etrafımdan dağılır, beni yalnız bırakırlar. Çünkü Allah'a andolsun ki ben halka ramazan ayında farz namazı eda etmek dışında cemaat oluşturmamalarını emrettim ve sünnet namazını cemaatle kılmanın bidat olduğunu söyledim. Fakat benimle birlikte savaşan ordumdan bazıları, "Ey Müslümanlar! Eyvah! Ömer'in sünneti değiştirildi. Ramazan ayında bizi cemaatle sünnet namazı kılmaktan alıkoyuyorlar" diye haykırdılar. Ordumun bir köşesinde fitne ve isyan çıkmasından endişelendim!!![1266] Ben, bu ümmetin benimle uyumsuzluğundan ve diğerlerine itaatlerinden neler gördüm, neler…!!!"[1267]

            dipnotlar:

            [1244] - Ömer, daha önce Beyt'e bitişik olan makam-ı İbrahim'in yerini değiştirerek bugünkü olduğu yere bırakmalarını emretti. Tabakat-i İbn-i Sa'd, c. 3, s. 284, Beyrut basımı; Tarih-i Hulefa-i Siyutî, s. 137; Fethu'l - Barî, "muvafikatu'l - Ömer" babı, c. 9, s. 236. (İbn-i Esir fi Tarih-i Kamil, 18. yılın olaylarında, c. 2, s. 439, Avrupa baskısı ve c. 2, s. 217, mısır baskısı) Ömer'in Makam-ı İbrahim'i cahiliye dönemindeki yerine döndürdüğü söylenmiştir.

            [1245] - Fedek olayı bu kitabımızda geniş bir şekilde işlenmiştir.

            [1246] - Nihayetu'l - Lügat'ta geçtiği üzere "Sa'" dört mud miktarında bir ölçüdür. Şafî ve Hicaz fakihlerinin görüşüne göre her mud bir Irak ritli ve bir Irak ritlinin üçte biridir. Fakat Ebu Hanife'ye göre iki Irak ritlidir; Irak fakihleri bu görüşü kabul etmişlerdir. Dolayısıyla, bir "Sa'" beş ve ritlin üçte biri veya sekiz ritl'dir. Fakat Şia uleması, Hilaf kitabında geçen Zurare'nin İmam Bâkır (a.s)'dan naklettiği rivayete göre Resulullah (s.a.a) bir "Sa'" ile gusül ve bir ritl ile abdest alırdı bir mudd bir ritl ve ritlin ikide biri olduğu için "Sa'" Medine ritliyle altı ritl kadardır; Irak ritliyle dokuz ritl olur.

            [1247] - Ömer Mescid-i Nebi'nin etrafındaki bazı evleri mescide katarak peygamberin mescidini büyütmüştür. Tarih-i Hulefa-i Siyutî, s. 137.

            [1248] - Halife Ömer'in mirasta avn ve ta'sib yapılması yönündeki emri veya Resulullah (s.a.a)'in el ayası ve topuğun bırakılması yönündeki sarih emrine aykırı olarak hırsızın elinin ve ayağının bilekten kesilmesine hükmetmesi, bir oturumda üç talakı geçerli kılması ve "evveliyat-i Ömer" diye el-Vâfî kitabında geçen diğer hükümleri gibi.

            [1249] - Şahitsiz ve adet halinde Ömer'in bidatıyla talak verilen kadınlar gibi. (Vâfî)

            [1250] - Benî Teğlib zimmet ehli olmadıkları halde Ömer onlardan cizye alınmasını kaldırmıştır. Onlar cizye ödemedikleri için çocuklarının esir alınması helaldir. Nitekim bu konuda İmam Rıza (a.s)'dan şöyle rivayet edilmektedir: Beni Teğleb, cizye ödemek konusunda Allah'ın hükmünü kabul etmeyen ve onu ödemekten sakınarak Ömer'e gelip kendilerini cizye ödemekten muaf görmesini ve onun yerine iki kat zekat almasını isteyen Arap Hıristiyanlarıydı. Halife Ömer de onların Rum'larla birleşerek başlarına bela olmalarından endişelenerek iki kat zekat ödemelerini kabul etti.

            Muhyi's - Sünnet "Beğavî" bu konuda şöyle yazıyor: Rivayet edilmiştir ki, Ömer b. Hattab Arap Hıristiyanlarından cizye vermelerini istedi. Fakat onlar kabul etmeyerek, "Biz Arabız; onun için acemlerin ödediği şeyi ödemeyiz; sen bizden bazınızın bazınızdan aldığı şeyi, yani zekat olarak al" dediler. Ömer, "Allah bunu Müslümanlara farz kılmıştır" dedi. Onlar, "O halde zekat adıyla zekatın ikikatını al" dediler. Ömer de onların iki kat zekat ödemesini kabul etti. Mir'atu'l - Ukul.

            [1251] - Ömer'in kendi döneminde çıkardığı bidatine işarettir: Ömer çiftçiler, tacirler, demirciler, marangozlar vs.den zekat yerine haraç alıp onu bilginlere, valilere, ordu komutanlarına ve askerlere bağışladı. Her kesimin isimlerini, onlardan alınan ve ödenen paraları kaydetmek için divanlar oluşturup onlara sorumlular atayarak maaşlarını oradan ödedi. Bu bağışlarda ayırım yaparak bazılarına diğerlerinden daha fazla verdi; oysa Resulullah (s.a.a) ve Ebubekir'in döneminde böyle bir şey söz konusu değildi. (Vâfî)

            [1252] - Yani onu aralarında elden ele gezmesi, fakirlerin ve yoksulların ondan mahrum olması için özel bir gruba vermesem.

            [1253] - Şia ve Sünnilerin Ömer'in bidatlerinden saydıkları şu konuya işarettir: Ömer, "Bu bir dirhem ve yirmide bir yerine arazi sahiplerinden para almamız daha iyidir" diyerek arazileri ölçüp sahiplerine haraç tayin etmeleri için şehirlere memurlar gönderip onları bu haracı ödemeye mecbur etti. Böylece Irak ve etraflarından İran padişahları gibi her cerib (bir cerib 10,000 m2'dir) arziden bir dirhem ve bir ölçek hububat, Mısır ve etrafından İskenderiye padişahlarının yaptığı gibi bir dinar ve 64 men ağırlığındaki bir erdeb haraç aldı.

            Beğavî Muhyi's - Sünnet ve diğer Hulefa Mektebi uleması Resul-i Ekrem (s.a.a)'den şöyle rivayet etmişlerdir: "Ben Irak'ın dirhemiyle kafizini (yaklaşık 72 metre uzunluğunda eski bir ölçek), Şam'ın mud (eski bir ölçek) ve dinarını, Mısır'ın Erdibini ve dinarını yasakladım" Ömer'in arazilerinin yüz ölçümünü çıkarıp haraca bağladığı ilk yer Kufe'ydi. Bu konuyu ayrıntılı bir şekilde incelemek için Seyyid Murtaza'nın eseri Şafî gibi geniş kitapları okumak gerekir (Mir'atu'l - Ukul).

            [1254] - Resulullah (s.a.a)'in kendi halası kızını Mikdad'la evlendirmesi gibi üst tabakadakilerle aşağı tabakadakileri evlendirmek istesem.

            Bu da halife Ömer'in, Kureyişli olmayanların Kureyişlilerle, acemin Arap'la evlenmesini yasaklaması yönündeki bidatine işarettir. (Vâfî)

            (Ensabu'l - Eşraf, c. 2, s. 198, Beyrut baskısında şöyle geçer: Ömer b. Hattab, Resulullah (s.a.a)'in mescidinde "İleri gelenlerin kızlarının kendileriyle aynı seviyede olmayan kişilerle evlenemezler!" diye ilan etti.

            Said b. Museyyeb demiştir ki: Ömer Araplar arasında dünyaya gelmeyen hiçbir aceme mirastan pay vermiyordu. Muavtta-i Malik, c. 2, s. 60, "feraiz" kitabı.

            Bir gün Mikdad, Abdurrahman b. Avf'ın yayında oturmuştu. Abdurrahman ona, "Neden evlenmiyorsun?" diye sordu. Mikdad da, "Kızını bana ver" dedi. Abdurrahman bu söze öfkelenince Mikdad durumu Resulullah (s.a.a)'e şikayet etti. O hazret de halasının kızını Mikdad'la evlendirdi. Resulullah (s.a.a)'ten şöyle rivayet edilmiştir: "Allah Teala bana kendisinin de sevdiği dört kişiyi sevmemi emretti: Ali, Mikdad, Ebuzer ve Selman." -müt-)

            [1255] - Halife Ömer'in Ehlibeyt'in (a.s) humsunu onlara vermediğine işarettir.

            [1256] - Yani ona eklenen şeyleri kaldırmak istesem. Allah'ın hükmüyle Cebrail'in Ali'nin kapısı dışında mescide açılan tüm kapıların kapatılmasını emrettiğine ve onların Resulullah (s.a.a)'ten sonra aksini yaptıklarına işarettir.

            [1257] - Bu da Ömer'in bir bidatine işarettir. Ömer yolculukta üç gün ve yolculuk dışında bir gün boyunca abdet alırken mestliklere meshetmenin sakıncasız olduğunu içtihad etmişti! Oysa Aişe şöyle diyor: Resulullah (s.a.a) Ömer'e, "Kıyamet günü insanlar arasında en fazla üzüleni başka bir cildin üzerine abdest aldığını gören kimsedir" buyurdu. Emirulmüminin Ali (a.s)'ın, "Şarap içemeye had uygulamak" sözünden maksadı onların şarabı helal bilmeleridir. Men La Yehzuruhu'l - Fakih, c. 1, b. 10, h. 96.

            [1258] - Yani, temettü umresi ve mut'a nikahını. Ömer'in, "Resulullah (s.a.a) döneminde iki mut'a vardı; ben onları yasaklıyorum ve kim onları yaparsa onu cezalandırırım: Kadın mut'ası ve hac mut'ası" şeklindeki sözüne işarettir.

            [1259] - Resul-i Ekrem (s.a.a) cenazelere namaz kılarken beş tekbir getiriyordu. Fakat Ömer bu tekbirleri dörde indirince halk da dört tekbir getirmeye başladı. Hulefa Mektebi ulemasından bazıları buna tasrih etmişlerdir. Siyutî (Askerî'den naklen) Tarih-i Hulefa adlı kitabında, "Evveliyat-i Ömer" bölümünde, İbn-i Şuhne Tarih-i İbn-i Kesir'in haşiyesinde basılmış Revzatu'l - Menazir adlı kitabında, hicri 23. yılında Ömer'in vefatını anlatırken.

            [1260] - Onlar "besleme"yi namazda yavaş söylüyor veya atıyorlardı! Belki de bunu Muaviye'den öğrenmişlerdi. Bkz. Tefsir-i Zemahşeri.

            [1261] - Galiba Hz. Ali (a.s) bu sözlerle kendisini kastediyor; Ali'nin evinin kapısını kapatarak onu mescidden çıkardılar ve diğerlerinin kapısını açarak onları mescide soktular. (Vâfî)

            [1262] - Onlar bir çok yerde Kur'an'ın aksine davranmış, talak hükümlerinden bir bölümü kendi reylerine göre batıl etmişlerdir!

            [1263] - Şu dokuz şeyden zekat almak istesem: Altın, gümüş, buğday, arpa, hurma, üzüm, deve, koyun ve sığır. Onlar at gibi bu dokuz şey dışındaki şeylerden zekat alıyorlardı. Tarih-i Hulefa-i Siyutî, s. 137.

            [1264] - Onlar bir çok yerde bidat çıkarmışlardı: Kulaklara meshetmek, ayakları yıkamak, abdest alırken emame ve ayakkabıya meshetmek veya abdestti bozmayan kadınlara dokunmakla veya avret mahalline el sürmek ve ateş değen her şeyin yenmesi gibi şeylerle abdesttin batıl olması; yine cenabet guslüyle birlikte abdest almak, iki sünnet yerinin birbirine değmesine rağmen boşalmadıkça guslü gereksiz görmek, ezandan "heyya ala hayril amel"i düşürmek ve ezanda "es-salat-u hayrun mine'n - nevm" kelimesini eklemek, namazda selamı birinci teşehhütten öne geçirmek -halbuki selamın farz kılınmasından amaç namazdan çıkmaktır-, namazda sağ eli sol elin üzerine bırakmak (elleri bağlamak), nafile namazının cemaatle kılınmasını caiz görmek, halkı kurban bayramı namazı kılmaya mecbur etmek ve… bu gibi bidatları öğrenmek için Seyyid Murtaza'nın (r.a) Şafi adlı kitabına müracaat ediniz.

            [1265] - Necran birkaç yerin ismidir: Onlardan biri, Mekke tarafından Yemen bayındırlıklarından bir yerdir. Uhdud olayı orada gerçekleşmiştir. Necran Ka'be'si oraya nispet verilmektedir. Orada meşhur bir kilise vardı. Dostlarından bir grupla Resulullah (s.a.a)'in huzuruna varan ve o hazretin kendilerini mubaheleye (lanetleşme) davet ettiği -Hıristiyanların ileri gelenlerinden- Seyid ve Akib orada sükunet etmekteydiler. Necran halkı Ömer'in hilafet dönemine kadar kendi bölgelerinde oturuyorlardı. Fakat Ömer onları oradan göçürdü. Necran yine Kufe'ye iki günlük mesafe uzaklığında bir yerdir… -Mu'cem-i Buldan-i Hamevî, "Necran" sözcüğü, c. 4, s. 751 ve 756 - 757.- Ömer'in onları oradan nasıl ve hangi sebeple sürdüğü konusunda bilgi edinmek için bkz. Futuhu'l - Buldan-i Belazurî, s. 77 - 79.

            [1266] - Tarih-u Hulefa-i Siyutî, s. 136, Evveliyat-i Ömer bölümü.

            [1267] - Ravzatu'l - Kâfî, s. 58 - 63.

            Yorum


              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

              abdulhamid kardeşim öncelikle Selamun aleykum ve hoşgeldin.


              İbn Hadid Mutezile alimidir. Yazdığı Şerhul nehcul belagada bir olay yazar. diyor ki İmam Ali hilafete gelince teravih namazının sünnete aykırı olduğunu halka anlattı. halkta Ali'yi dinlemedi ve kendilerine teravih namazını kıldıracak bir imam seçtiler. Bunu duyan İmam Ali ,oğlu Hasan ı kırbaçla onlara gönderdi. İnsanlar Hasan ı görünce kaçmaya başladılar. Kaçarkende "Ali bizi namazdan men ediyor" diyerek bağırıştılar.


              Şimdi, sabaha namazındaki NAMAZ UYKUDAN DAHA HAYIRLIDIR sözünü , İmam Ali(r.a) kendi hilafeti zamanında o cümleyi değiştirdi mi değiştirmedi mi?


              Ve, Teravih Namazı Bidat ise; Hz Ömer zamanında çıktığı söylenen bu ameli Hz Ali neden müdahele etmedi?


              Yorum


                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                siz hiç tam adaletle hükmetmeyi denediniz mi bir toplumda.. deneyin o zaman İmam Ali a.s.'ı anlarsınız.. ne kadar zor...

                insanlar mert ve dürüst değil. bu gün hak arayan bir iş yerinde adalet aşığı birini işten atmak için yaptığını mı sylyrlar yoksa iftira mı atıyorlar..

                ilk üç halfie döneminde adalet olmadığı için çıkar sahipleri isyan etmediler. onları benimsediler.. onlar o sayede işlerini yürüttüler Ali a.s. dönemindeki savaşlar çıkmadı...

                Yorum


                  Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                  [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=1684.msg85412#msg85412 date=1275154962]
                  siz hiç tam adaletle hükmetmeyi denediniz mi bir toplumda.. deneyin o zaman İmam Ali a.s.'ı anlarsınız.. ne kadar zor...

                  insanlar mert ve dürüst değil. bu gün hak arayan bir iş yerinde adalet aşığı birini işten atmak için yaptığını mı sylyrlar yoksa iftira mı atıyorlar..

                  ilk üç halfie döneminde adalet olmadığı için çıkar sahipleri isyan etmediler. onları benimsediler.. onlar o sayede işlerini yürüttüler Ali a.s. dönemindeki savaşlar çıkmadı...
                  [/quote]


                  Ben Hz Ali(r.a)'yi özlemenin ne demek olduğunu emin ol çok iyi biliyorum. Onu özlerken nasıl gözyaşları döktüğümü ALLAH biliyor.

                  Benim açtığım başlıkları incelersen bunu iyi anlarsın.


                  http://www.velayet.com/index.php?top...71789#msg71789 incelersen anlarsın.

                  Yorum


                    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                    Şimdi, sabaha namazındaki NAMAZ UYKUDAN DAHA HAYIRLIDIR sözünü , İmam Ali(r.a) kendi hilafeti zamanında o cümleyi değiştirdi mi değiştirmedi mi?

                    Ve, Teravih Namazı Bidat ise; Hz Ömer zamanında çıktığı söylenen bu ameli Hz Ali neden müdahele etmedi?



                    bu sorularınızla ne demek istediğinizi anlamadım o halde kime sorduğunuzu da..

                    hem siz ne kadar özlediğinizi söyleseniz de sünni kafayla Ali a.s. özlenmez. baksanıza daha ona salavat bile göndermeyi çok görüp diyorsunuz r.a.

                    oysa namazlarda ona salavat gönderip diğer sahabeden ayırıyorsunuz.. namaz dışında neden bunu sürdürmüyorsunuz?

                    Yorum


                      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                      hem siz ne kadar özlediğinizi söyleseniz de sünni kafayla Ali a.s. özlenmez
                      Bu kafa ile degil kalb ile alakali...
                      Allah Bize Yeter!
                      O Ne Güzel Vekildir...

                      Yorum


                        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                        kafana yatmadan kalbe geçiş var mı

                        Yorum


                          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                          Duruma göre degisir.
                          Biri sii degil diye onun hz.Ali'ye olan sevgisini dahi hazmedemiyorsunuz galiba?
                          baksanıza daha ona salavat bile göndermeyi çok görüp diyorsunuz r.a.
                          Diyorsunuz ama unutmayin ki kalplerde olani yalnizca Allah bilir.Bütün siilerin Ali sevgisi sanki cok mu samimi? Sünni kafayla Ali özlenmezmis mis
                          Sünnileri haricilerle,vahhabilerle yada sözünde durmayan kufelilerle karistiriyorsunuz herhalde.

                          (bu arada sayenizde sünnileri de kayirir oldum,hic yapmadigim birseydi)
                          Allah Bize Yeter!
                          O Ne Güzel Vekildir...

                          Yorum


                            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                            "(bu arada sayenizde sünnileri de kayirir oldum,hic yapmadigim birseydi) "

                            işte biz bu şekilde her şeyi aslına rucu ettirmek için bir vesile oluruz.. Eğer şiadaki imameti anlamış olsaydınız, Fatıma s.a.'yı anlamış olsaydınız Ebubekire hz. çekenlerin Ali'yi asla anlayamayacaklarını görür ve de Ali a.s.'ı anlamadan sevmenin mümkün olmayacağını da anlardınız...

                            Sizce sünniler imameti bliyorlar Ali a.s.'ı imam olarak görüyorlar mı? Ali a.s.'ı imam olarak mı seviyorlar yoksa sahabe olarak mı?

                            Yorum


                              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                              Ondan degil sizin haksiz yargilamalarinizdan kaynaklaniyor bence.Dikkat edin de sia mazlumken kendi elinizle sünnileri mazlum yapmayin

                              Sizce sünniler imameti bliyorlar Ali a.s.'ı imam olarak görüyorlar mı? Ali a.s.'ı imam olarak mı seviyorlar yoksa sahabe olarak mı?
                              Görselerdi adlari sünni olmazdi demi?
                              Ben olaya mezhepsel yaklasmiyorum,bireysel bakiyorum.Bir sünni bir siiden daha cok Ali taraftari olabilir.
                              Allah Bize Yeter!
                              O Ne Güzel Vekildir...

                              Yorum


                                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                                Ali a.s.'ın imametinn kabul edilmesi esas ve önemli değil mi?

                                örneğin bir kafir Muhammed s.a.a.'i çok zeki bulsa insancıl bulsa adaletli bulsa ve b yüzden çok sevse.. aşırı sevse.. ama bu sevgisi onu Peygamber itaate çağırmasa bu sevgisinin bir değeri olur mu

                                İmam Ali a.s. bu sevgiden memnun olur mu Ya Resul ve Allah? imameti ilan etmiş hikmetli iş yapanlar olarak?

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X