Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

    Ben öyle insanlar tanıdım ki sırf şevhet belasına bulaşmamak için oruç tutanlar var.Bence bunların makamı muta yapanların makamından kat kat üstündür.Kendimden mi örnek veriyim bilmyorum ben olsam ne muta yaparım nede yaptırırım bu kendine müslüman diyenlere yakışmıycak bir harekettir.


    Oruç tutmak da tavsiye edilen yöntemlerden biridir. Zaten şehvetin tek çaresi muta olsaydı adamın her yarım günde bir muta yapması gerekirdi ki bu da uygulanabilir değildir. burada geçen oruçla bile sönmeyen şehvet içindir. ki öyledir. bir ünv hocam bize orucun şehvete artırıcı etkisini doğadaki örnekle ispata çalışmıştı ona hiç girmiyorum!
    Mut'ayı müslümana yakışmayacak bir hareket demeden önce ona Peygamberin izin verdiğini bir hatırlamalı değil miydin? Peygamber şimdi hiç kimsenin inkar edemeyeceği şekliyle mutaya bir dönem izin verirken, ya bu müslümana yakışmıyor ama siz idare edin mi dedi!


    Muta helal olduğunu söylesek bile o kadar yaygın değil yaygın olmayan birşeyki insanlar bunu tasvip etmiyorki herkes tarafındanda uygulanmıyor.


    Bunu size mutayı savunan birinin onu reddeden birine verdiği cevapla cevaplayayım: mutaya haram diyenlerin mutadan doğma olduklarını bir bir sayabilirim diyor sahabe. kimlerin mutadan meydana geldiklerini sayayım diyor!


    Muta geçici olduğu içn çoğu kez topluma açılmaz, sürekli evliliklerin bile gizli olabildiği bir toplumda süreli evlilik açıklanır mı? bu mut'anın gizli yapılması gerekir şeklinde bir kural var anlamına gelmesin. toplumda yaygın değil diye iddiaya cevap. ve ayrıca yaygın olmaması bile yasak olduğunu göstermez, ona delil değildir. haramlar ve helaller yaygınlıklarına göre delillendirilmezler! Allah'ın hükümlerine göre belli olurlar.


    Bu olayda empati önemlidir muta yapan birisinin sosyal hayattaki diğer kişilerin vede bakışların tavrı nasıl olurdu onu düşünmek lazım.




    Akıl herşeyi çözüyorsaki biz adlliyye görüşündeyiz.Aklın bir saatlik muta yapan kişi için düşüncesi ne olur ben şahsen onun kullanılmış bir bez parçasından daha değerli olduğunu bile düşünmem kabul etmemde.Buna kullanılmış vede atılmış sadece bir saatlik zevk için bildiğin zevk aracı bu anlayışın toplum içinde büyük oranda ahlakını bozuncağındanda hem fikirim.
    Yani sen şii değil mutezilisin. bunu bilmemiz iyi oldu. çünkü siteyi tanımayanlar şiilerin kendileri bile mutayı kabul etmiyor gibi bir yanlışa düşmemeleri içn bunu açıklamak şarttır. Aklın her şeyi çözmediğini Ebu Hanifeye İmam Sadık a.s. sorduğu fıkhi sorular ve akla zıt cevaplarıyla ispatlamıştır. bu sitede de bu diyalog var. dinin fıkhi hükümleri akla göre çözülemeyeceği gibi akıl hüküm belirleme vasıtası değildir. biz vahye inanırız Allah ancak bizim nasıl kulluk edeceğizi belirler. Ruku bir secde iki! bu akılla neden diye bulunmaz. Allah öyle emretti o yüzden yapıyoruz. Muta da öyle. ama biz bu hükmün artık akla ve yaşama nasıl uygun olduğunu düşünebiliriz. ancak bir hüküm ortada yokken o hükmün nasıl çıkacağını tespit aklın değil vahyin işidir. akla bırakırsak iblisçe bir işlem yapmış oluruz.


    "O kadının dünya hayatında bir iz bırakması bencilliğidir.Bu düşünce kesinlikle bencil bir düşüncedir sen çocuk istiyorsun ama koca kahrınıda istemiyorsun aferdersin ama bu doğurcağın çocuğu düşünmemekdir.Onun psikolojisinin nasıl olucağını babasız nasıl yaşayacağını bilmemektir.Her çocuğun bir babaya ihtiyacı var babanın sevgisi vede korumasınada bunu yaparak büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum.Ayriyetten çocuk büyüdüğünde annesine babam kim derse ne diycek merak ediyorum.Diyeceği laf belli tanımıyorum bir saatlik muta yaptım bir saatlik zevkimin ürünüsün çok çocuk yapmak istiyordum kendimi avuttum senide kullandım.

    Bazen cahilce düşüncelerin nereye vardığını düşünmeden söyler geçeriz. Ama bunlar akıl bu sözlerin ulaştığı akıllarca yine gideceği yere götürülürler. örneğin bu sözleri babasını ölüm yoluyla alan Allah için düşünsek! O zaman babasız büyüyemyeceğini düşünemeyen (!) haşa Allah mı oluyor! Eğer Allah bir çocuğun babasını alıyorsa o zaman muta yoluyla babasız çocuk olmasını neden meşru kılmasın ki? hem nasıl ölüm babası çocuk anlamına gelmiyorsa baban belli ama öldü, muta da öyledir. baban belli ve falancası ama biz ayrı yaşıyoruz demek çok mu zordur?


    bir saatlik muta ile dünyaya gelmiş çocuğa sorsak hiç mi var olmamalıydın diye? Elbette muta yoluyla da olsa dünyaya gelmeyi tercih edecektir. kaldı ki bu tercih hiç birimize bırakılmış değildir.


    Akıl mutanın yaygınlaşmasının devamlı evliliğin ortadan kalkıcağını yada değerini düşürüp aile kavramını yitiricek bir pozisyonda olduğunda hem fikirdir.Çünki akıl vede insanların kendi nefsi vede hevesi belli bir sorumluluğun altına girmek istemez bu yüzden de kısıtlı olan vede devamlı olmayan şeylerde baskın durur.Buda devamlı evlilik yerine mutanın tercih edilmesi vede sosyal açıdan aile kavramının ortadan kalması demekdir de buda felakettir.yanılıyorsunuz! akıl mut'anın sürekli evliliği hiç bir zaman geçemyeceğinde hemfikirdir. Çünkü mut'ada süreklilik duraganlık ve düzen yoktur. Ama sürekli evlilikte bunlar vardır. artık yaşamın bellidir evin eşin hayatın bellidir bir standarda binmiştir. ama mutada öyle mi! bu nedenle insan huzur ve istikrar için düzeni ve sürekli evliliği ister. bu yüzden aklı bir karış havada ya da zaruri durumların mecbur bıraktıkları dışında kimse mutayı sürekli evliliğe tercih etmez.


    Boşanan vede geçinemeyen kadın eş tercihinin üzerinde önemle durmamasıdır.Kadının ekonomik bir özgürlüğünün olması devamlı bir muta yapmasını mı gösteriyor o zaman bu şunu gösteriyor ekonomik bir özgürlüğü olan kadın muta yapmasının sebebi şehvedi duygularını bastırmasıdır.Nitekim erkeklerin hormonsal şehvet duygusu kadınlara göre daha fazladır.Bu söylediğiniz yine beni haklı çıkarıyor çünki ekonomik özgürlüğe sahip bir kadın nefsid vede hefesi gereği muta yapar çünki daimi evlilik kısıtlar vede sorumluluk getirir buda sosyal açıdan bir çöküntü ahlakın toplum üzerindeki etkiside azalmış olur.

    katılmıyorum. kadın şehvetinden dolayı değil zaten burada dediğim çocuk sahibi olmak için ama evlenemyen kimseler üzerinde dedim. benim tanıdığım nice kadınlar var artık çocuk sahibi olma şansını yitirmişler. çünkü ekonomik olarak muhtaç olmadıkları bir kocanın kahrını çekmeyi de göze alamamışlar. ama çocuk hasretleri hiç dinmemiş. çocuk hasreti bir fıtri gerçektir. evlenip bir kocaya sahip olmak onun avantajlarını kullanmak da kadınlar içn bir haktır. ancak farz değildir. bu hakkı kullanamyan birinden sen diğer fıtri ihtiyac ve hakkı hangi hakla ve mantıkla alacaksın ki!


    Kadın sürekli evliliği tercih eder normalde. ancak şartlar onu bu tercihinden yoksun bırakırsa o zaman geçici evlilik için hakkını kullanabilir. eğer elinden bunu da alırsanız bu durumda bir hayat vurmuş bir de siz vurmuşsunuzdur. sürekli evlilik lezzetinden vazgeçmesi şart haline gelmiş ve hayat onu bu ihtiyacını fedaya zorlamış bir kadın neden sürekli muta yapsın ki! zaten bir kadın sürekli muta yapamaz. mutanın şartlarını incelerseniz bu mümkün değildir. tam tersine muta yapacak bir kadına eğer siz muta caiz değil derseniz onun bu ihtiyacı yok olmayacağından illegal olacak ve yasadışı gizli zina yoluyla bunu halledecektir işte asıl toplum için çöküntü buradadır.

    Yorum


      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

      [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161255#msg161255 date=1347828177]
      Bu düşünce doğru değil çünki bizde ehli sünnetin kendi hadis kitaplarından delil getirdiğimizde mutayla alakalı onlarda mutanın haram olduğuna ait hadisler getiriyor o zaman bu sizin düşüncenize göre ehli sünnetin mutaya haram demesini anlatan hadislerinde fazla olduğunu ortaya çıkarıyor.Şu demekdir ehli sünnette mutanın haram olduğunu söyleyen delillerinde güçlü olduğudur.
      [/quote]

      sünnilerin kitaplarında bizim gösterdiğimiz deliller hem sayı hem de sened olarak zıttına olan hadislerden çok dha fazladır ve güçlüdür. ama mutanın haram olduğuna dair bu hasile, şiadaki mutanın helalliğine dair haisler ne sayı ne senetçe karşılaştırılmacak kadar farklıdır. mutanın helalliğine dair hadisler mütevatirdir şiada...

      Yorum


        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

        [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161257#msg161257 date=1347828501]
        Benim demek istediğim İmam Ali a.s helal olduğu görüşünde ise bunu daha fazla dillendirmesi gerekirdi.Çünki bir helale haram demek doğruda değildir.İmam Ali a.s kuranın tevil edicisi olduğuna göre daha fazla dillendirmesi vede hutbelerinde helal olduğunun üzerinde durması demektir.Evet İmam Ali a.s helal gördüğü ehli sünnetteki hadisi Hz.Ömer yasaklamasaydı kötü insandan başkası zina etmezdi lafı tamam doğru dersek ehli sünnetin İmam Ali a.s isnaden diğer bir hadisi daha var.Oda Rasulullah s.a.a hayber gününde evcil eşşek vede mutayı yasakladı hadisidir.O zaman burada bir çelişki olduğu düşüncesinde oluruz.
        [/quote]

        şiaya göre Ali a.s.'ın muta konusundaki sözlerini derlediniz mi? derleseniz bu konuda böyle düşünmezdiniz. Sünnilerin Ali a.s'dan aktardıkları, şia ve Ayetlerce desteklenmezse şüphe ile bakılır. Çünkü onlar bu konuda tescillidir. Ali a.s.'ın ağzından ben sarhoştum namazda yanlış okudum bunun üzerine sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar.. ayeti indi diye hadis uydurabilecek bir ekolden ben ALi a.s.'ın doğru olarak tanıtılabileceğini mümkün görmüyorum...

        Yorum


          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

          Oruç açlık bazında değil vücudun rahatlması içindir çünki bir insan tok karna yaptığı şey ile aç karna yaptığı şeylerin farkı fazladır.Oruç tutan sürekli bir niyet üzerinde durur bu niyeti ihsanı kamil dediğimiz seviyede olursaki şehveti bulunsa dahil bir zina bile söz konusu olamaz.O zaman şehvetin tek çaresi muta değil ise erkeklerin mutayı tercih etmesindeki seçeneklerin daha azaldığını söyleyebilir.Şimdi Peygamber efendimiz s.a.a üç gün bile yada daha fazla bir gün belirlesekde zin verdiğini söylesek bunun tamamen helal olucağı anlamınada gelmez çünki eskiden ayet inene kadar alkol kullanmak haram değildi emirle birlikte haram oldu aynısını muta içinde söyleyebiliriz emir gelene kadar helal kılındı.Kılınmasıda gerekli durumların vasfıyla oldu bu durumlarında şimdiki dönemler o kadar olduğuda söylenemez.Ayriyetten peygamber efendimiz s.a.a izin vermeside islamdan önce mutanın olduğudur nitekim kölelikde kötü birşeydir ama islamdan önce vardı ki islam köleliği kaldırmadı hafifletti buda o anlama gelmektedir.Muta eskidende olduğu için zaman ilede kaldırılmak istenmiştir.

          Ayıp vede doğru olmayan şey gizlidir.Helal olan birşeyin gizli olması onun gayri meşru olduğunuda gösterebilir.Buda diğer semavi kitap vede materyalistler tarafından kötüye yoğurulabilir.Helal olarak kabul edilen birşeyin yaygın olmaması haram gibi olduğu düşüncesi akla getirir.Çünki insanlar bir işi yapmıyor vede yaygın olarak kullanmıyorsa bunda halk arasında bir farklı görüşün olduğu anlamına gelir.Muta helal ise bunu helal eden ALLAH ise bunu kulların yapması gerekir yoksa kamil vede hikmet sahibi olan ALLAH boşu boşuna mutayı helal kıldı deriz çünki insanlar arsında bile tam olarak yaygın olmayıp muta yapana kötü gözle bakılıyorsa bu insanlarda farklı bir düşünce gösterir.ALLAH c.c bundan münezzehtir.


          Hayır ben mutezile değilim.Akıl vahiy ile çelişmez çelişir gibi görünürse bu aklın fazla bilgi sahibi olmadığındandır.Çünki akıl iyi vede kötüyü ayrıabilir.İslam insanlara inmiştir ki aklı yaratan ALLAH'tır.Aklı yaratıpda indirdiği şeriat akılla çelişmesi aklın kullanma vede oluşumuna tersdir.Nitekim Kuran eyetlerindede hiç akletmiyormusunuz düşünenler için.. gibi aklın kullanılacağı yerler vardır.Ben adliyye görüşünün Şii görüşü olduğunu biliyordum.Nitekim Ehli Sünnetle ayrılan görüşü budur eşarililer aklın iyi vede kötüyü ayıredemediğini söyleyip iyi ve kötü şeriat belirlerdemiştir.Siz sanırsam ehli sünnetsiniz.


          Babanın ölmesi bu durum sırf bir çocuk için muta yapan kadın durumundan farklıdır.Çünki ikisi arasındaki farklılık muta yapa kadının kendi isteği üzerinde durmasıdır.Baba olduğu halde daimi nikahda olabileceği halde sırf nefsi vede hevesi için baba sevgisinden mahrum bırakmak babanın ölmesinden farklıdır.Çocuk öyle der ama psikolojisi nasıl olur ALLAH bilir arkadaşları sorsa ne diycek yalan söyliycek benim annem muta yaptı demiycek diyemezde.Nitekim İbni Abbas ile Esmanın oğlu zübeyrin arasında geçen diyolog bunun örneğidir.Zübeyyir kaç yaşına gelmiş mutadan olduğunu bilmiyor annesi söylememiş onuda ibni abbasdan öğreniyor esmada abbasın halkın kötü adetlerini hep bilir diyor bu olay mutanında o kadar iyi birşey olmadığını ortaya koyuyor çok iyi olsaydı zübeyyir mutalık olduğunu ibni abbasdan öğrenmezdi.Şimdi çocuğa gelsek oda mutadan olduğunu arkadaş çevresinde söyliyemiycek buda bir ayıbın olduğunu gösterir çünki alenen söylenemeyn bir şey kötüdür kötü olan birşeyde insanların düşüncelerinde farklı çağrışımlar getirir.


          Akıl sürekli evliliği istemez çünki siz ekonomik özgürlüğüne sahip bir kadın örnedğinde anlattığınız gibi akıl bir sorumluluk altında olmayı istemez çünki insanlarda bir egemenlik düşüncesi vardır.Sorumluluk almak vede aile hayatına girmek her aklın kabul ediceği birşey değildir.Bunu sadece aklı selim yani kamli akıl düşüncesinde olanlar içindir.Bu akıl sahipleride bu seviyeye tekamüle erişene kadarda sorumluluk sahibi olmakdan kaçınmışlardır buda tekrar beni haklı çıkartır ki insan aklı direk üst seviyeye gelemez gelebilmesi için zaman vede tecrübe gereklidir.Zaman vede tecrübenin sonun akıl kamile erişince mutanın doğru olmadığını bir aile hayatının insana huzur vericği kanısa gelir.


          Kadın şehvetin dolayı evlenmiycekse peki neden muta yapar siz ekonomik özgürlüğüde var demişdiniz buda birisine muhtaç olmadığını gösterir.Her türlü şeyi elinin altında olan bir kadın o zaman neden muta yapsın siz çocukda olmuyor dediniz buda size görede muta yapmamasını gerektirir.Kadın erkek kahrını istemiyor çocuğuda olmuyor şehvet içinde istemiyorsa o zaman mutayada gerek yok demekdir.Bir kadının muta istemesi onun ya para ihtiyacı yada şehvetidir.Kadın şayet para için yapıyorsaki bu düşünce alenen bir fahişeliktir.Şehvet için yapıyor isede bu kadın için doğru değildir çünki kadın temizdir cennet onların ayakları altındadır.Şehvet vede çocuk isterse kesinlikle bir daimi evlilikde gerektirir.Çünki her akıl sahibi bir insan çocuğun anne ve babası yanında olursa psikolojisi yerinde gelişiminide tam tamamlamış olur.Gerçekten bir çocuk isteyen anne babasız bir çocuk getiremez onun gerçek bir anne duygusu olmadığını gösterir nedeni ise çocuğun istekleri vede sağlığı anne için çok önemlidir babasız olmasıda vede büyümesi çocuğun psikolojisini etkilerde demiştik...
          Haktır Allahım Muhammed mahım
          Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

          Yorum


            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

            [quote author=Qom u aşk link=topic=1684.msg161265#msg161265 date=1347834556]
            şiaya göre Ali a.s.'ın muta konusundaki sözlerini derlediniz mi? derleseniz bu konuda böyle düşünmezdiniz. Sünnilerin Ali a.s'dan aktardıkları, şia ve Ayetlerce desteklenmezse şüphe ile bakılır. Çünkü onlar bu konuda tescillidir. Ali a.s.'ın ağzından ben sarhoştum namazda yanlış okudum bunun üzerine sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar.. ayeti indi diye hadis uydurabilecek bir ekolden ben ALi a.s.'ın doğru olarak tanıtılabileceğini mümkün görmüyorum...
            [/quote]

            Bilmiyorum şayet İmam Ali a.s muta hakkında helal dedikleri farklı hadisler var ise yazın.

            Ben sarhoştum sanırsam ebu davuttaki hadisdi İmam Ali sahroş olup namaz kılınca sarhoşken namaza yaklaşmayın ayeti onun hakkına nazil olmuştur böyle hatırlıyorum yanlışsa uyarın.Şimdi bu hadisin yanlış demek yada uyduruldu demek halife ekolünün bütün delilleri uydurma demektir ki bu doğru değildir çünki doğru olan hadislerde bulunabilir.Bunun aynısı biz İmamilerede yapılıyor el kafide zayıf olan kuran tahrif edilmiştir hadisini getirerek biz el kafiye neden inanalım böyle bir hadis varken diyerk bizim kaynaklarımızı kabul etmiyorlar.Bu düşünce yanlıştır şayet bir hadis zayıfsa delil getirilmesi bana göre daha doğrudur yoksa bi kitapda bir söz zayıf yada uydurmaysa o kitabın tamamıda öyle demek akıl gereği bir iş değildir.
            Haktır Allahım Muhammed mahım
            Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

            Yorum


              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

              [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161266#msg161266 date=1347836930]
              Oruç açlık bazında değil vücudun rahatlması içindir çünki bir insan tok karna yaptığı şey ile aç karna yaptığı şeylerin farkı fazladır.Oruç tutan sürekli bir niyet üzerinde durur bu niyeti ihsanı kamil dediğimiz seviyede olursaki şehveti bulunsa dahil bir zina bile söz konusu olamaz.O zaman şehvetin tek çaresi muta değil ise erkeklerin mutayı tercih etmesindeki seçeneklerin daha azaldığını söyleyebilir.Şimdi Peygamber efendimiz s.a.a üç gün bile yada daha fazla bir gün belirlesekde zin verdiğini söylesek bunun tamamen helal olucağı anlamınada gelmez çünki eskiden ayet inene kadar alkol kullanmak haram değildi emirle birlikte haram oldu aynısını muta içinde söyleyebiliriz emir gelene kadar helal kılındı.Kılınmasıda gerekli durumların vasfıyla oldu bu durumlarında şimdiki dönemler o kadar olduğuda söylenemez.Ayriyetten peygamber efendimiz s.a.a izin vermeside islamdan önce mutanın olduğudur nitekim kölelikde kötü birşeydir ama islamdan önce vardı ki islam köleliği kaldırmadı hafifletti buda o anlama gelmektedir.Muta eskidende olduğu için zaman ilede kaldırılmak istenmiştir.

              Ayıp vede doğru olmayan şey gizlidir.Helal olan birşeyin gizli olması onun gayri meşru olduğunuda gösterebilir.Buda diğer semavi kitap vede materyalistler tarafından kötüye yoğurulabilir.Helal olarak kabul edilen birşeyin yaygın olmaması haram gibi olduğu düşüncesi akla getirir.Çünki insanlar bir işi yapmıyor vede yaygın olarak kullanmıyorsa bunda halk arasında bir farklı görüşün olduğu anlamına gelir.Muta helal ise bunu helal eden ALLAH ise bunu kulların yapması gerekir yoksa kamil vede hikmet sahibi olan ALLAH boşu boşuna mutayı helal kıldı deriz çünki insanlar arsında bile tam olarak yaygın olmayıp muta yapana kötü gözle bakılıyorsa bu insanlarda farklı bir düşünce gösterir.ALLAH c.c bundan münezzehtir.


              Hayır ben mutezile değilim.Akıl vahiy ile çelişmez çelişir gibi görünürse bu aklın fazla bilgi sahibi olmadığındandır.Çünki akıl iyi vede kötüyü ayrıabilir.İslam insanlara inmiştir ki aklı yaratan ALLAH'tır.Aklı yaratıpda indirdiği şeriat akılla çelişmesi aklın kullanma vede oluşumuna tersdir.Nitekim Kuran eyetlerindede hiç akletmiyormusunuz düşünenler için.. gibi aklın kullanılacağı yerler vardır.Ben adliyye görüşünün Şii görüşü olduğunu biliyordum.Nitekim Ehli Sünnetle ayrılan görüşü budur eşarililer aklın iyi vede kötüyü ayıredemediğini söyleyip iyi ve kötü şeriat belirlerdemiştir.Siz sanırsam ehli sünnetsiniz.


              Babanın ölmesi bu durum sırf bir çocuk için muta yapan kadın durumundan farklıdır.Çünki ikisi arasındaki farklılık muta yapa kadının kendi isteği üzerinde durmasıdır.Baba olduğu halde daimi nikahda olabileceği halde sırf nefsi vede hevesi için baba sevgisinden mahrum bırakmak babanın ölmesinden farklıdır.Çocuk öyle der ama psikolojisi nasıl olur ALLAH bilir arkadaşları sorsa ne diycek yalan söyliycek benim annem muta yaptı demiycek diyemezde.Nitekim İbni Abbas ile Esmanın oğlu zübeyrin arasında geçen diyolog bunun örneğidir.Zübeyyir kaç yaşına gelmiş mutadan olduğunu bilmiyor annesi söylememiş onuda ibni abbasdan öğreniyor esmada abbasın halkın kötü adetlerini hep bilir diyor bu olay mutanında o kadar iyi birşey olmadığını ortaya koyuyor çok iyi olsaydı zübeyyir mutalık olduğunu ibni abbasdan öğrenmezdi.Şimdi çocuğa gelsek oda mutadan olduğunu arkadaş çevresinde söyliyemiycek buda bir ayıbın olduğunu gösterir çünki alenen söylenemeyn bir şey kötüdür kötü olan birşeyde insanların düşüncelerinde farklı çağrışımlar getirir.


              Akıl sürekli evliliği istemez çünki siz ekonomik özgürlüğüne sahip bir kadın örnedğinde anlattığınız gibi akıl bir sorumluluk altında olmayı istemez çünki insanlarda bir egemenlik düşüncesi vardır.Sorumluluk almak vede aile hayatına girmek her aklın kabul ediceği birşey değildir.Bunu sadece aklı selim yani kamli akıl düşüncesinde olanlar içindir.Bu akıl sahipleride bu seviyeye tekamüle erişene kadarda sorumluluk sahibi olmakdan kaçınmışlardır buda tekrar beni haklı çıkartır ki insan aklı direk üst seviyeye gelemez gelebilmesi için zaman vede tecrübe gereklidir.Zaman vede tecrübenin sonun akıl kamile erişince mutanın doğru olmadığını bir aile hayatının insana huzur vericği kanısa gelir.


              Kadın şehvetin dolayı evlenmiycekse peki neden muta yapar siz ekonomik özgürlüğüde var demişdiniz buda birisine muhtaç olmadığını gösterir.Her türlü şeyi elinin altında olan bir kadın o zaman neden muta yapsın siz çocukda olmuyor dediniz buda size görede muta yapmamasını gerektirir.Kadın erkek kahrını istemiyor çocuğuda olmuyor şehvet içinde istemiyorsa o zaman mutayada gerek yok demekdir.Bir kadının muta istemesi onun ya para ihtiyacı yada şehvetidir.Kadın şayet para için yapıyorsaki bu düşünce alenen bir fahişeliktir.Şehvet için yapıyor isede bu kadın için doğru değildir çünki kadın temizdir cennet onların ayakları altındadır.Şehvet vede çocuk isterse kesinlikle bir daimi evlilikde gerektirir.Çünki her akıl sahibi bir insan çocuğun anne ve babası yanında olursa psikolojisi yerinde gelişiminide tam tamamlamış olur.Gerçekten bir çocuk isteyen anne babasız bir çocuk getiremez onun gerçek bir anne duygusu olmadığını gösterir nedeni ise çocuğun istekleri vede sağlığı anne için çok önemlidir babasız olmasıda vede büyümesi çocuğun psikolojisini etkilerde demiştik...
              [/quote]

              cevabı dikkatlice okumama rağmen anlamayı başaramadım. bunun nedenleri:

              1- hangi sözüme cevap yazmışsın, alıntı yapmadığın için

              2- cümlelerde geçen haddinden fazla anlatım ve yazım bozuklukları

              yeniden cevap yazıp sözlerimden alıntı yaparsan anlayabilirim. anlamadığım yazıya cevap vermem de imkansız.

              Yorum


                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161267#msg161267 date=1347837412]
                Bilmiyorum şayet İmam Ali a.s muta hakkında helal dedikleri farklı hadisler var ise yazın.


                [/quote]

                bununla ilgili hadisler mütevatir sevsiyesindedir. Ancak bizim ölçümüz şia olduğundan tüm İmamlarımızın sözleri Ali a.s.'ın sözleri gibidir. Şiada da Mut'anın caiz olduğu mütevatirdir.

                [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161267#msg161267 date=1347837412]
                Ben sarhoştum sanırsam ebu davuttaki hadisdi İmam Ali sahroş olup namaz kılınca sarhoşken namaza yaklaşmayın ayeti onun hakkına nazil olmuştur böyle hatırlıyorum yanlışsa uyarın.Şimdi bu hadisin yanlış demek yada uyduruldu demek halife ekolünün bütün delilleri uydurma demektir ki bu doğru değildir çünki doğru olan hadislerde bulunabilir.Bunun aynısı biz İmamilerede yapılıyor el kafide zayıf olan kuran tahrif edilmiştir hadisini getirerek biz el kafiye neden inanalım böyle bir hadis varken diyerk bizim kaynaklarımızı kabul etmiyorlar.Bu düşünce yanlıştır şayet bir hadis zayıfsa delil getirilmesi bana göre daha doğrudur yoksa bi kitapda bir söz zayıf yada uydurmaysa o kitabın tamamıda öyle demek akıl gereği bir iş değildir.

                [/quote]

                hayır! biz İmam Ali a.s.'ın ağzından uydurulup sünni kitaplarda yer alan sarhoşluk hadisi uydurma diye tüm sünni hadisleri uydurma demiyoruz ki! Ancak Ali a.s.'a bu denli açık iftira atan bu ravilerle, bunu kitaplarına alan ekolün, Ehlibeytin masumiyet dürüstlük ve hassaslık gibi konularda yanlış yaptığını ve titiz olmadıklarını söylüyoruz. Sarhoşluk hadisini nakletmemizin nedeni bu! Peygamberin s.a.a: ben ilmin şehriysem onun kapısı Alidir kim ilim isterse o kapıya yönelsin" hadisini kanleden sünni ekol, bundan sonra nasıl olur da Ali a.s'a bu iftirayı atabilir? Demek ki masumiyet inancı olmayınca böyle şeyler oluyor. Ali a.s'a sarhoş diye iftira atan onun ağzından hadis uyduran birinin Muta gibi kendine yontma ihtiyacı olan konuda hadis uydurmayayacağını düşünebiliyor musunuz?

                burda vurgulamak istediğimiz elbette bir genelleme değildir. bir hadis uydurdu öyleyse diğer hadisleri de uydurmadır gibi bir genellemeye gitmiyoruz. Ali a.s. konusunda hassas olmadıklarını vurguluyoruz. Eğer siz de şia için böyle hassasiyetler tespit etmişseniz buyrun.


                Yorum


                  Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                  Cevap sıralarını pragraf başlığı olarak sıraladım zaten okunduğunda hangi soru yada cevabın nerede olduğu belli oluyor.
                  Haktır Allahım Muhammed mahım
                  Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                  Yorum


                    Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                    [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161305#msg161305 date=1347876668]
                    Cevap sıralarını pragraf başlığı olarak sıraladım zaten okunduğunda hangi soru yada cevabın nerede olduğu belli oluyor.
                    [/quote]

                    yani aşağı yukarı mı yapacağız bir sizin cevaplara bir bizim yazdığımız yeri mi açacağız?

                    Yorum


                      Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                      [quote author=Qom u aşk link=topic=1684.msg161307#msg161307 date=1347877869]
                      yani aşağı yukarı mı yapacağız bir sizin cevaplara bir bizim yazdığımız yeri mi açacağız?
                      [/quote]




                      Sizin yazılarınız olduğu için akılınızda yer etmiştir cevaplarıda pragraflara göre verdim kolay olur sizin için...
                      Haktır Allahım Muhammed mahım
                      Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                      Yorum


                        Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                        [quote author=smiling_destiny link=topic=1684.msg159006#msg159006 date=1345299379]
                        Ben mutayı birçok Sünni ve Şii hadislerini okuduktan ve araştırdıktan sonra kabul etmiştim. Ama açıkçası Cihandar'ın yazdığı rivayetleri ve Mufaddal b. Ömer hakkındaki bu bilgileri ilk defa okuyorum. Mufaddal b. Ömer gerçekten zayıf mıdır??
                        [/quote]

                        Mufazzal b. Ömer (r.a) hakkında rical alimleri çeşitli görüşler belirtmişler. Bazıları onu övmüş, bazıları onu tazif etmiş, bazıları ise onun hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir bir görüş belirtmemiştir. Müteahhır rical alimlerinden bazıları ise örneğin, Ebu Ali Muhammed b. İsmail-i Mazenderanî "Müntehe'l-Makal"da, Molla Ali Aliyari-yi Tebrizî "Behcet'ul-Amal"da, merhum Mamkanî "Tenkih'ul-Meqal"da, Allame Tusterî "Kamus'ur-Rical"da, Şeyh Ali Nemazî-yi Şahrudî "Müstedrekat-i İlm-i Rical'il-Hadis"te, merhum Hoî, "Mucem-u Rical'il-Hadis"te, muhaddis-i Nuri de "Hatimet-u Müstedrek'ilVesail'de bir takım karine, şahit ve rivayetlerle onun güvenilir olduğunu ve aleyhinde söylenen sözlerin doğru olmadığını ispatlamaya çalışmışlar.
                        Merhum Neccaşî, Mufaddal b. Ömer'i fasid'ul-mezhep (mezhebi bozuk) olarak nitelemiş. Merhum Ayetullah Hoi ona cevaben Rical kitabında şöyle diyor:

                        «اما قوله فهو فاسدالمذهب، فيعارضه ماتقدم من الشيخ المفيد من عده من الفقهاء الصالحين و من خاصة ابي عبدالله عليه السلام، و بطانته، و لا يسعنا الا ترجيح کلام الشيخ المفيد علي کلام النجاشي من جهة معاضدته بماتقدم من الروايات التي لا يبعد دعوي التبادر الاجمالي فيها»؛ معجم رجال الحديث، ج18، ص304.
                        "Neccaşî'nin fasid'ul-mezhep sözüne gelince; onun bu sözü Şeyh Müfid'in geçmiş sözüyle çelişmektedir. Zira Şeyh Müfid, Mufaddal b. Ömer'i salih fakihlerden ve İmam Cafer Sadık'ın (a.s) özel ve sırdaş yarenlerinden saymıştır.Biz Şeyh Müfid'in sözünü Neccaşi'nin sözüne tercih etmek zorundayız. Çünkü Mufaddal b. Ömer'ın medhi hakkında masumlardan nakledilen rivayetler Şeyh Müfid'in sözünü desteklemektedir.."
                        Mucem-u Rical'il-Hadis, c.18 s.304)

                        Merhum Hoi onu sıka bilmektedir, onun zemminde söylenen sözlerin doğru olmadığını vurgulamaktadır.
                        Merhum Şeyh Müfid "İrşad" kitabında Mufaddal b. Ömer'i övmekte ve onun sıka ve İmam Sadık'ın (a.s) özel ashabından olduğunu vurgulamaktadır. Onu tazif etmeye çalışanlar genellikle Neccaşi'nin sözünü esas almış ve ondan nakletmişlerdir. İmamların (a.s) Mufaddal b. Ömer, Zürare b. A'yen, Muhammed b. Müslim, Bureyd b. Muaviye el-İclî, İsmail b. Cabir-i Cufi, Saffan b. Yahya vs. hakkındaki tan ve zemleri, onların canlarını korumak içindi. Bunların hakkında birçok övücü rivayetler de vardır. Aleyhlerinde olan bir rivayeti görünce onunla hemen yargılamamak gerekir.
                        İmam Kazım (a.s) Mufaddal b. Ömer vefat ettiğini duyduğunda şöyle buyurmuştur:

                        محمد بن مسعود قال: حدثني عبدالله بن خلف قال: حدثنا علي بن حسان الواسطي قال: حدثني موسي بن بکير قال: سمعت ابا الحسن يقول لما اتاه موت المفضل بن عمر قال: رحمه الله کان الوالد بعد الوالد اما انه قداستراح
                        کشي، اختيار معرفه الرجال، ص321، مشهد، دانشكده الهيات و معارف اسلامي.

                        "Allah ona rahmet etsin, o babamdan sonra bir babaydı, o ölerek rahat etti."


                        Buna benzer hadisler çoktur..

                        Merhum Şeyh Tusi de "Ğaybet" kitabında onu övmüş ve tevsik etmiştir.(Ğaybet, Şeyh Tusi, s.345)
                        Mufazzal b. Ömer'in "Tevhid" kitabı -ki bu kitap "Tevhid-i Mufaddal" olarak meşhurdur- onun ne kadar değerli ve muvassak biri olduğunu gösterir. İmam Sadık (a.s) tevhidle ilgili olan bu kitabı ona yazdırmıştır..
                        Merhum Tusteri "Kamus'ur-Rical"da, Mufaddal'ın Tevhid kitabı, onun inancının doğruluğuna en güçlü şahittir, demiştir:
                        و کتاب المعروف بتوحيد المفضل الذي عبرعنه النجاشي کتاب فکر اقوي شاهد عملي علي استقامه فانه يقهر کل ملحد علي ان يکون موحداً و بالجمله الحق کون مدحه محققاً و قدحه غير محقق»؛ شيخ محمدتقي، تستري، قاموس الرجال، ج9، ص104

                        "Tuhaf'ül-Ukul"
                        kitabının müellifi Hasan b. Ali b. Hüseyin b. Şu'be el-Harrani'nin, Mufaddal b. Ömer'in vasiyetini İmam ve peygamberlerin sözlerinin yanında nakletmesi, onun ne kadar yüce birisi olduğunu gösterir..
                        Onun yüceliği ile ilgili yazacak o kadar hadis, rivayet ve ülemanın sözleri var ki, onların hepsini aktarmak çok zaman alır, bu kadarı yeterli olur inşaAllah.
                        Vakit buldukça diğer soru ve eletirilere de cevap verilecektir inş.
                        عاشق اگر رنگی از معشوق نگیرد در عشق خودش صادق نیست

                        Yorum


                          Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                          Cihandar kardeşimizin aktardığı rivayetlere ccevap:


                          Acaba Muta Nikâhı Şii Kaynaklarında Haram mı kılınmıştır?

                          Bismillah
                          Şia’nın hadis kaynaklarına yüzeysel bir göz atan herkes Muta ve onun şartları hakkında sayısız rivayetler görecektir. Şia’nın fıkıhla ilgili hadisleri içeren en kapsamlı hadis mecmuası sayılan ve Şeyh Hurr Amuli’nin kaleme aldığı “Vesailu’ş Şia” adlı eserde Muta hakkında 45 bab ve 224 hadis mevcuttur ki bu hadisler 26355 sayıdan başlar ve 26579’da son bulur.
                          Muta’nın helal oluşu, sevabı ve Şia fıkhındaki konumu hakkında gelen birçok rivayetler arasında sadece bir rivayette mutanın haram oluşundan söz edilmiştir. Ehlisünnet bu hadisten yola çıkarak mutayı haram saymış ve tek bir hadisle aslında mutanın Şia inancında da haram olduğunu ispat gayretine girmiştir.
                          Burada gayemiz Ehlisünnetin delil olarak gösterdikleri rivayeti analiz etmektir.
                          Şiiler, gerek Şia gerekse Sünni kaynaklarda yer alan sağlam rivayetlere isnaden mutayı ilk yasaklayan kişinin Ömer b. Hattab olduğuna inanmaktadır. Sonra hadis ravileri Ömer b. Hattab’ın nehyini Resulullah’ın (s.a.a) sözüne dayandırmak için konuyla ilgili birçok hadisler uydurmuşlardır; hatta Ömer b. Hattab’ın kendisi bile kendi sakındırmalarında bu uydurma haramlara işaret etmemiştir.

                          Buhari ve Müslim kendi sihahlarında şöyle nakletmişlerdir:
                          İmran b. Hasin diyor ki: “Muta ayeti Allah’ın kitabında nazil olmuştur. Bu yüzden biz Peygamberle (s.a.a) bu işi yapardık ve bunu haram kılacak bir Kur’an ayeti nazil olmadı ve Allah Resulü’de (s.a.a) fani dünyadan göçünceye dek bu işten sakındırmadı. Ta ki adamın biri kişisel görüşüne dayanarak dilediğini söyledi.” Buhari diyor ki o adam Ömer’di.

                          Kaynak: Sahihi Buhari c, 5. S.158
                          Ebu Nazra diyor ki: “Cabir b. Abdullah’ın (r.a) yanında bulunuyordum. Adamın biri yanına gelerek dedi ki İbni Abbas ve İbni Zübeyr iki muta (hac ve nisa) konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. (sizin bu konudaki görüşünüz nedir?) Cabir dedi ki: Biz o ikisini de Resulullah (s.a.a ) ile birlikte yapıyorduk, sonra Ömer onu yasakladı.
                          Kaynak: Sahihi Muslim, c.4, s.59
                          Ehlisünnetin fıkıh imamlarından olan Ahmed b. Hanbel ve Malik b. Enes sahih isnatlarıyla şöyle rivayet ederler:
                          Ata diyor ki: “Cabir, Umreden döndüğünde onu ziyaret etmek amacıyla evine gittim. İnsanlar bazı konular hakkında ona sorular soruyorlardı ki konu mutadan açıldı. Cabir şöyle dedi: Evet, biz Allah Resulü (s.a.a) zamanında muta yapıyorduk. Aynı şekilde Ebubekir ve Ömer zamanında da muta yapıyorduk. Ta ki Ömer’in hilafetinin son dönemleri gelip çattığında (Ömer bu işten sakındırdı)

                          Kaynak: Musned-i Ahmed b. Hanbel, c.3, s.380
                          Malik, Nafi’den şöyle nakleder: Ömer dedi ki Peygamber (s.a.a) döneminde iki muta (hac ve Nisa) yürürlükteydi ancak ben o ikisinden sakındırdım ve kim hac ve nisa mutası yapacak olursa onu cezalandıracağım.
                          Kaynak: et-Temhidu Lima Fil Muvatta Minel Maani vel Esanid; İbni Abdulbirr, c.10, s.113 ve c.23, s.365
                          Dikkat edilmelidir ki Buhari’ye göre şu zikredilen hadis senet açısından bu yönde gelen hadislerin en sağlamı ve sahihidir.
                          Kaynak: Mukaddimetu İbni Salah, s.10
                          Hafız Sahavi, ez-Zav’ul Lami, c.2, s.8’de Kelkaşandi Şafii’yi şu cümleyle övmüştür: “O, fıkıh ve edepte önde gelen erdemli kişilerdendi.” Kelkaşandi Şafii diyor ki: Kadınlar mutasını yasaklayan ilk kişi Ömer’dir. Ve muta şudur: bir bayanı bir şey karşılığında belirli bir zamana kadar nikâhlamaktır…
                          Kaynak: Me’serul İnafeti fi Maalimil Hilafe, c.3, s.338
                          Emirulmüminin Ali (Aleyhisselam) şöyle buyurmuştur: “Eğer Ömer mutayı yasaklamasaydı bedbaht kimseden başka kimse zina etmezdi.
                          Kaynak: İbni Cerir-i Taberi, Camiu’l Beyan, c.5, s.19
                          Şimdi Şia kaynaklarında mutanın haram olduğu yönünde gelen rivayeti inceleyelim. Önce bu hadisin metnini Şia’nın en eski fıkıh kaynaklarından olan ve sadece o kaynakta yer alan kitaptan getirelim.
                          واما ما رواه محمد بن يحيى عن أبي جعفر عن أبي الجوزا عن الحسين بن علوان عن عمرو بن خالد عن زيد بن علي عن آبائه عن علي عليهم السلام قال: حرم رسول الله صلى الله عليه وآله يوم خيبر لحوم الحمر الأهلية ونكاح المتعة.
                          تهذيب الأحكام، الشيخ الطوسي، ج 7 ص 251

                          Muhammed b. Yahya Ebu Cafer’den o Ebul Cevza’dan o Hüseyin b. Alevan’dan o Amr b. Halid’den o Zeyd b. Ali’den o da babalarından (Allah’ın selamı onlara olsun) rivayet eder ki Allah Resulü (s.a.a) Hayber günü evcil eşeklerin etini ve muta nikâhını yasakladı.
                          Kaynak: Tehzibu’l Ahkâm; Şeyh Tusi (r.a), c.7, s.251

                          فأما ما رواه محمد بن أحمد بن يحيى عن أبي الجوزا عن الحسين بن علوان عن عمرو بن خالد عن زيد بن علي عن آبائه عن علي عليهم السلام قال : حرم رسول الله صلى الله عليه وآله لحوم الحمر الأهلية ونكاح المتعة .

                          الاستبصار، الشيخ الطوسي، ج 3 ص 142

                          Muhammed b. Ahmed b. Yahya Ebil Cevza’dan, o Hüseyin b. Alevan’dan o Amr b. Halid’den o Zeyd b. Ali’den o da babalarından (Allah’ın selamı onlara olsun) rivayet etmişlerdir: Resulullah (s.a.a) Hayber günü evcil eşeklerin etini ve muta nikâhını yasakladı.
                          Kaynak: İstbsar; Şeyh Tusi, c.3, s.142
                          Şeyh Tusi (r.a) bu hadisi Tehzibul Ahkam’da zikrettikten sonra şöyle diyor: “Bu rivayet takiyye durumunda rivayet edilmiş ve Şia mezhebinin muhaliflerinin mezhebi esasınca nakledilmiştir. Mutayla ilgili haberleri (rivayetleri) duyan kimse için hâsıl olan şudur ki mutanın helal oluşu bizim imamlarımızın dini inançlarındandır. O halde sözü uzatmaya hacet yoktur.


                          Aynı şekilde İstibsar’da şöyle yazar: Bu rivayet takiyye esasınca değerlendirilmelidir. Zira bu rivayet Amme (Ehlisünnet) mezhebine muvafıktır. Hâlbuki önceki rivayetler (mutanın helal oluşu hakkında gelen rivayetler) Allah’ın kitabının zahirine mutabıktır. Ve hak mezhep olan Şia’nın icması da bu yöndedir. O halde şaz olan bu rivayetin dışındaki diğer rivayetlere amel edilmemelidir.

                          Şeyh Tusi’nin (r.a) istidlaline İlave Olarak Bu Rivayetin Geçersiz Olduğuna Dair Diğer Deliller

                          1-Mutanın Söz konusu Edilmeyişi
                          Hayber Günü evcil eşeklerin etlerinin yenmesinin yasak olduğuna dair haberler Şia kanalıyla başka rivayetlerde zikredilmiştir. Şeyh Hürr Amuli senedi sahih olan en az üç hadisi Kutubu Erbea’nın yazarlarından yani Şeyh Kuleyni (r.a), Şeyh Saduk (r.a) ve Şeyh Tusi’den (r.a) nakletmiştir ki bunlarında hiçbirinde mutanın haram edilişinden söz edilmemiştir.
                          Bknz: Vesailu’ş Şia; Hurr Amuli c.24, s.117 Bab: Kerahetu Luhumil Hamril Ehliyye ve Ademu Tahrimiha

                          2-Haram Söz Konusu Değildir
                          Şia rivayetlerinde esasen evcil eşeklerin etlerinin haram oluşundan söz edilmez. Bilakis onların mekruh oluşundan bahsedilir ki bunun kendisi bu hadisin (mutanın haram oluşu) Şia kanalından gelmediğinin bir başka delilidir.
                          3-Senet Zayıflığı
                          Bu rivayetin senedinde geçen kişiler arasında Ehlisünnete mensup veya Zeydi mezhep olan kişiler göze çarpmaktadır ki rivayeti sıhhat (doğruluk) dairesinden çıkarmaktadır. Şöyle ki hatta eğer rivayetin senedinde geçen kişilerin tamamı güvenilir olsalar bile bu rivayet “Muvassak rivayet” kategorisinde değerlendirilir, sahih değil. Belirtmeliyiz ki bu güvenilir kişiler arasında iki kişi vardır ki haklarından tereddütler ve şaibeler söz konusudur. Gerçekte âlimler arasında onların güvenilir olup olmadıkları tartışma konusu olmuştur. Ancak fakihlerin büyük çoğunluğunun görüşü o iki şahsın güvenilir olmadıkları yönündedir. Bu rivayette isimleri geçen ravileri özetle zikredelim:
                          1-Muhammed b. Ahmed b. Yahya: İmami (Şii), Sıka (güvenilir)
                          2-Ebu Cafer: İmami (Şii), güvenilir
                          3-Ebul Cevza: Muhalif (Sünni), güvenilir
                          4-Hüseyin b. Alevan: Zeydi olup hakkında ihtilaf edilmiştir.
                          5-Amr b. Halid: Zeydi olup hakkında ihtilaf edilmiştir.

                          Şeyh Tusi’nin (r.a) kendisi yukarıdaki hadisin senediyle birlikte üç hadis daha zikrettikten sonra şöyle diyor: “Bu hadislerin ravileri Amme (Sünni) veya Zeydi dolduklarından zayıf hadis kategorisinde değerlendirilir ve içeriklerine amel edilmez.
                          Kaynak: Tehzibu’l Ahkâm, c.6, s.168 ve Tehzibu’l Ahkâm, c.7, s.317
                          Merhum Şeyh İstibsar adlı eserinde de özellikle üçüncü hadis hakkında şöyle diyor: “Bu haberin bütün ravileri Amme (Sünni) ve Zeydi kişilerden oluştuğu için içeriklerine amel edilmez ve itibarları yoktur.
                          Kaynak: İstibsar, c.1, s.65-66
                          Aynı şekilde Şia’nın birçok büyük fakihi de tıpkı Merhum Şeyh Tusi gibi bu hadisleri zayıf saymış ve ravilerini Sünni, Zeydi ve meçhul bilmişlerdir. O büyük fakihlerden bazıları:
                          1-Allame Hilli (r.a)
                          2-Allame Hilli’nin oğlu (s.a)
                          3-İbni Fehd Hilli (s.a)
                          4-Muhakkık-i Hilli (s.a)
                          5-Muhakkik Erdebili (s.a)
                          6-Muhakkik Sebzivari (s.a)
                          7-Muhakkik Bahrani (s.a)
                          8-Şehidi Evvel (s.a)
                          9-Şehidi Sani (s.a)
                          10-Şeyhul Cevahiri (r.a)
                          11-Şeyh Murteza Hairi (r.a)
                          12-Muhakkik Rıza Hemedani (r.a)
                          13-Seyyid Muhammed Cevad Amuli (r.a)
                          14-Seyyid Muhsin Hekim (r.a)
                          15-Seyyid Mustafa Humeyni (r.a)
                          16-Seyyid Ruhullah Humeyni
                          17-Seyyid Muhammed Bakır Sadr
                          18-Seyyid Hansari
                          19-Seyyid Muhammed Sadık Hansari


                          Tüm bu açıklamalardan sonra belirtelim ki Şia’da hiçbir âlim mutanın haram oluşuna dair bir fetva vermemiş ve Şia mektebinde mutanın haram oluşuna dair senedi sahih bir rivayet mevcut değildir.

                          Muta Konusunda Şüphelere Cevaplar

                          Birinci Hadis:
                          Abdullah b. Sinan diyor ki: İmam Cafer Sadık’a (aleyhisselam) muta hakkında sorduğumda “Kendini onunla rüsva etme” buyurdu.
                          Kaynak: en-Nevadir; Ahmed b. İsa el-Aş’ari, s.87, Biharul Envar; Allame Meclisi, c.100, s.318, Mustedrekul Vesail; Mirza Nuri, c.14, s.455
                          Bu hadisin senedi sahih olsa da ancak bundan mutanın haram olduğu sonucu çıkmaz. Vahhabiler bu hadisi şöyle tercüme etmişlerdir: “Cafer Sadık (a.s) diyor ki: kadınları muta yaparak kendinizi kirletmeyiniz.”
                          Ancak lügat kitaplarına baktığımızda rivayette geçen “Denes” lafzının manasında başka şey zikredilmiştir. Sözgelimi Zübeydi “Tacul Arus” adlı lügat kitabında şöyle yazar: “Denes, kir ve leke anlamındadır. Ve şöyle söylenir: “Elbisesi veya yüzünün suyu kirlendi… Denes’in yüzsuyu ve ahlaki bir alışkanlık konusunda kullanılması mecazdır. Dolayısıyla eğer birine “Yüzünün suyunu kirletti” denildiğinde yani kendisini rezil rüsva edecek bir iş yaptı anlamında kullanılır ki bu tür kullanımlar mecazdır ve her dilde de vardır.

                          Kaynak: Tacul Arus, Zübeydi, c.8, s.293-294
                          Bu sözün aynını İbni Manzur da “Lisanul Arab” adlı eserinde ifade etmiştir.

                          Kaynak: Lisanul Arab; İbni Manzur, c.6, s.88

                          Şimdi gelelim soruya; Niçin İmam Cafer Sadık (Aleyhisselam) bu sözü Abdullah b. Sinan’a söylemiştir?

                          Cevap: Zira muhalifler muta meselesinden su-i istifade ederek İmamın ashabına eziyet etmekteydiler. Şeyh Müfid (r.a) şöyle diyor: “Bazen muta takiyyeden dolayı mekruh olur ve hatta bazen harama bile dönüşebilir.”
                          Kaynak: Hulasatul İcaz; Şeyh Müfid (r.a), s.57
                          Şeyh Müfid (r.a) buna benzer birkaç rivayet aktardıktan sonra o rivayetlerin izahında aşağıda aktaracağımız şu rivayeti getiriyor:
                          İmam Cafer Sadık (aleyhisselam), Ammar Sabati ve İsmail Cufi’ye şöyle buyurdu: “(Medine’de) yanıma gelip gittiğiniz sürece benden taraf muta sizlere haramdır. Zira ben sizlerin tutuklanıp cezalandırılmanızdan ve “bunlar Cafer b. Muhammed’in ashabındandır” diye tanınmanızda korkuyorum.

                          Kaynak: Hulasatul İcaz; Şeyh Müfid (r.a), s.59
                          Merhum Şeyh Müfid (r.a) devamında şöyle yazar: “bu rivayet mutanın sıhhatine delildir.” Sunduğumuz bu tefsir için birçok deliller de ikame etmek mümkündür. Ezcümle Abdullah b. Sinan’ın kendisi İmam Cafer Sadık’tan (aleyhisselam) mutanın mutlak şekilde helal olduğunu rivayet eden ravilerden biridir.
                          Kaynak: Usul-u Kâfi; Şeyh Kuleyni (r.a), c.6, s.105
                          Yine onun biyografisinde şöyle gelmiştir: “Abdullah b. Sinan, Abbasi halifelerinden Mensur, Mehdi ve Hadi’nin haznedarıydı. Dolayısıyla onun mutayla gündeme gelmesi onun için cani bir tehlike oluşturabilirdi. Sonra olarak şunu söyleyelim: Eğer İmam Cafer Sadık’ın (Aleyhisselam) “La Tednes Nefsek (e)” (kendini mutayla rüsva etme) cümlesinden maksadı mutayı yasaklamak olsaydı hiçbir zaman onu böylesine basit bir ibareyle ifade etmezdi. Zira İmam, haram olan bir fiili şiddetle kınıyor ve önemine binaen daha ağır ifadelerle beyan ediyordu. İmam, asla haram bir fiili basit bir uyarıyla geçiştirmezdi. Bu aynı şuna benzer; Peygamberin (s.a.a) ashabından biri zina hakkında soru sorduğunda Allah Resulü (s.a.a) sadece nasihat niteliğinde basit bir cümleyle “Kendini zinayla kirletme” diyerek olayı normal saysın. Bu da kabul edilir bir şey değildir.
                          İkinci Hadis
                          Hişam b. Hekem İmam Cafer Sadık’tan (aleyhisselam) şöyle rivayet eder: “Bizim yanımızda mutayı ancak kötü yollu kadınlar yapar.”
                          Kaynak: en-Nevadir: Ahmed b. İsa el-Aş’ari, s.87, Biharul Envar; Allame Meclisi, c.100, s.318
                          Senedi sahih olan bu hadis “Muta Nikâhı ve Şartları” babında yer almasına rağmen bu rivayetin kendisinde mutanın haram oluşuna dair hiçbir ifade yoktur. Şunu da belirtmek gerekir; Şeyh Hurr Amuli (r.a) rivayeti şu şekilde nakletmektedir: “İmam Cafer Sadık’tan (Aleyhisselam) muta hakkında şöyle buyurduğu nakledilir: “Bizim yanımızda onu ancak kötü yollu kadınlar yapar.”
                          Kaynak: Vesailu’ş Şia; Şeyh Hurr Amuli, c.21, s.30
                          Evvela: “Muta Hakkında” ibaresi kitabın orijinalinde ve Allame Meclisi’nin naklinde yoktur. Saniyen:
                          “Tef’aluha” (yaparlar) fiili “Yef’aluha” fiiline dönüştürülmüştür ki bu da cümlenin manasını değiştirir. Rivayette geçen “Fevacir” Facire lafzının çoğuludur ve ondan maksat kötü yollu kadınlardır. Fevacir lafzına uygun olarak da “Tef’aluha” cümlesi doğrudur. Hadisin metninde Mutayla ilgili bir ifade gelmemesine rağmen bu hadisi de tıpkı önceki hadis gibi takiyye ortamında söylenmiş olarak değerlendirmeliyiz. Özellikle Hişam b. Hekem’in sıkı bir takip ve zor şartlar altında olduğunu da göz önünde bulundurursak hadisin takiyye esasınca olduğu kuvvetle ortaya çıkar. Yine Hişam b. Hekem’den muta konusunda hiçbir rivayetin olmayışı onun zor şartlarda olduğunu ortaya koyar.

                          Allame Seyyid Cafer Murteza Amuli “Zevacul Muta” c.2, s.133’ten sonra bu rivayetlere benzer rivayetlere işaret etmiş ve onlara cevaplar vermiştir.

                          Yorum


                            Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                            Bir sanie yukarıda şeyh tusi hakkında hem sahihdir takiyye olmuştur demişsin hemde senedinde zayıf demişsin olayı anlamadım.
                            Haktır Allahım Muhammed mahım
                            Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                            Yorum


                              Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                              [quote author=Cihandar link=topic=1684.msg161541#msg161541 date=1347963970]
                              Bir sanie yukarıda şeyh tusi hakkında hem sahihdir takiyye olmuştur demişsin hemde senedinde zayıf demişsin olayı anlamadım.
                              [/quote]
                              şeyh tusi r.a mi senedinde zayıftır nereyi diyorsun göstersene
                              [center]
                              ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
                              [center]
                              Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
                              Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

                              Yorum


                                Ynt: Mut'a Nikahı ve Helal Oluşunun Delili

                                Tamam editlemiş ..
                                Haktır Allahım Muhammed mahım
                                Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X