Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Şia'ya göre müteşabih ayetler ve hadisler

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Şia'ya göre müteşabih ayetler ve hadisler

    Bilen arkadaşlarımız cevaplarsa sevinirim. Bu meseleyi çözemedim. Allah'ın eli, Allah arşa istiva etmiştir gibi ayetlerin ilk dönem uleması tarafından "Allah'ın eli vardır nasıllığı bilinmez" "Allah arşa istiva etmiştir" nasıllığı bilinmez diye yorumlandığı söyleniyor. Hatta Allah'ın eli gücüdür diyenlere bidatçı dedikleri söyleniyor. Allahın sıfatlarını reddetmek oluyormuş bu durum. Hatta hadislerde Allah'ın baldırı ifadesi bile geçiyor. Bu ayetlere ve hadislere nasıl bakmalıyız. Eğer hadisler uydurmaysa peki ayetlere nasıl bakacağız. Bu konuda 2 görüş var yaygın olarak.


    1-Allahın eli vardır, Allah arşa istiva etmiştir ama keyfiyeti bilinmez.


    2-Allahın eli gücü anlamında, istiva etmesi de arşa hükmetmesi anlamında vs. diye yorumlamak.


    Peki doğru olan hangisidir Şiaya göre. Mesela imamlar bu ayetleri nasıl yorumlar. Eğer 2. maddeye yakınsa Şianın görüşü, 1. madde niye yanlıştır? Sonuçta nasıllığı bilinmez diyorlar. 1. görüşü özellikle Selefiler savunuyor hem de koyu bir şekilde)

    #2
    Ynt: Şia'ya göre müteşabih ayetler ve hadisler

    İhlas süresini oku.

    Yorum


      #3
      Ynt: Şia'ya göre müteşabih ayetler ve hadisler

      İmam Ali (a.s.) buyuruyor ki:
      "Hamd Allah'a ki, işlerin gizliliklerini bilir; açıktaki nişaneler de O'nu bildirir. Gören O'nu göremez; ama görmeyen göz de inkar edemez; nitekim O'nun varlığını ispat eden gönül de onu göremez. Yücelikte en üstündür; O'ndan üstün bir varlık olmaz; yakınlıkta en yakındır; O'ndan yakın bir var bulunamaz. Ne yüceliği, yarattığı bir şeyden uzaklaştırır O'nu; ne yakınlığı yarattıklarıyla eşit eder O'nu. Akıllara sıfatlarını sınırlamayı bildirmemiştir; ama O'nun varlığını, birliğini tanımaktan da onları perdelememiştir. Öyle bir vardır, birdir ki varlık nişaneleri, O'na şehadet eder, inadına inkar edenin gönlü bile varlığını ikrar eyler. Allah, O'nu yaratıklara benzetenlerin, yahut inat edip inkar edenlerin söyledikleri sözlerden yüce mi yücedir."1



      "Hamd, Allah'a ki, halden hale girmez ki ahir olmadan önce evvel ve batın olmadan önce zahir olsun. O'ndan başka birlikle nitelendirilen her şey, azdır; üstün denen her varlık, zebundur, acizdir; kuvvetli denen, zayıftır, kuvvetsizdir; bir şeyin maliki, sahibi denen, kendisi memluktur, başkasınındır. O'ndan başka her bilgi sahibi, bilgisini başkasından elde et- miştir. O'ndan başka her gücü yetenin, gücü yeter de, yetmez de. O'ndan başka her duyan, yavaş ve uzaktaki sesleri duymaz, yüksek sesler de kendisini sağır eder. O'ndan başka her gören, gizli renklere, latif cisimlere karşı kördür, görmez onları. O'ndan başka her açık, gizlidir; her gizli, açıktır. Yarattığını, egemenliğini güçlendirmek için veya zamanın sonundan korktuğundan, ya da kendisiyle savaş halinde olan bir benzerine veya sahip olduğu varlığıyla övünen bir ortağına veya yaptığına karşı çıkan bir zıddına karşı üstünlük sağlamak için yaratmamıştır. Bütün yaratıklar, O'nun yetiştirdiği yaratıklar ve karşısında zelil olan kullardır.

      O, nesnelerin içine girmemiş ki, onlardadır densin. Nesnelerden uzaklaşmamıştır ki, onlardan ayrıdır denebilsin. Yaratıkları yaratmak, onların halini tedbir etmek, O'nu yormamıştır. Yaratırken güçsüz ve aciz kalmamış, hüküm ve takdirinde şüpheye düşmemiştir. Takdiri yerindedir; bilgisi tamdır, muhkemdir;emri mutlaka yerine gelir. Azap eder, lütfu umulur. Nimetler verir, lütuflar eder; ama gene de azabından korkulur."2




      "O'nun ilkliğinin başlangıcı, ebediliğinin sonu yoktur. O, her zaman var olan "Evvel"dir ve süresi olmayan "Baki"dir. Alınlar O'na secde eder; dudaklar birliğini söyler. Yarattığı şeyleri sınırladı, benzerlerinden ayırdı. Vehimler, düşünceler; sınırlar, hareketler, uzuvlar ve aletlerle O'nu takdir edemez. Hakkında "Ne zaman vardı?" denilemez; "Ne zamana kadar var?" diye de bir soru sorulamaz. Açıktır, ama görünmez. Gizlidir, ama "Neyin içinde?" denilmez. Cisim değildir; dolayısıyla bitişi olmaz. Perde arkasında değildir; dolayısıyla hiçbir şey onu kapsayamaz O, sırat takdir edenlerin, mekan tayin eyleyenlerin takdirinden münezzehtir; tayininden yücedir. Sınır, O'nun yarattıklarına aittir, O'nun dışındakilere isnat edilir. Nesneleri, ezeli ve ebedi olan maddelerden yaratmamıştır. Yarattığı her şeyin sınırını belirlemiş; şekil verdiği her şeye en güzel şekli vermiştir. Hiçbir şey O'na sırt çeviremez ve hiçbir şeyin itaatinden O'na bir yarar gelmez. Ölüp gidenleri bilmesi, kalan canlıları bilmesi gibidir; yüce göklerde olanları bilmesi, aşağılık yerlerde olanları bilmesi gibidir."3



      1-Nechül Belağa 49.Hutbe
      2-Nechül Belağa 65.Hutbe
      3-Nechül Belağa 163.Hutbe
      [color=green][size=10pt]Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler. [color=red]İmam Ali (a.s)



      [color=black][size=10pt]Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya...Cibril git haber ver Sultan-ı Enbiya’ya

      Yorum


        #4
        Ynt: Şia'ya göre müteşabih ayetler ve hadisler

        [quote author=alias link=topic=24551.msg165479#msg165479 date=1357242677]
        İhlas süresini oku.
        [/quote]


        Onlarda zaten Allahın benzeri yoktur. Ama Allahın eli vardır "nasıllığı" bilinemez diyor.

        Yorum

        YUKARI ÇIK
        Çalışıyor...
        X