Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

imam alinin evlatlarının isimleri

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

    [quote author=mevlam date=1362462540 link=topic=24671.msg166743#msg166743]
    günah işlemezler ama
    terki evla adı verilen hataları yapabilirler.

    zira evlanın terki cenab-ı hakka göre bir hatadır (ki nebilerini bununla uyarmıştır)
    [/quote]
    yanılıyorsun!
    Allah tek sınır koymuş o da günah sevap haram helal sınırıdır. Koyduğu sınırı aşmayanları kınamak onun şanına yaraşmaz. Masumlara yönelik farklı sınırlar konmuş değildir. Onlar terki evlayı kendilerinden dolayı kınama ve günah mesabesinde görürler. Bu Allah'a olan sınırsız sevgi ve bağlılıklarından kaynaklanır, Allah'ın yasak veya emerilerinden değil.

    Bu tıpkı teşbihte hata olmaz derler, bir aşığın sevdiğinin hoşuna gitmeyen davranışları yapmaması değil, onun için daha fazla fedakarlık yapmaması konusu gibidir. Aşık aşkına o kadar düşkündür ki, sevgisi için yaptığını yeterli görmez aldığı hediyeyi yeterli görmez daha fazlasını almadım diyen kendini kınar. Sevgilisi, kendisine neden bu hediyeyi aldın diye ona kızar mı! terki evladan dolayı kızar mı yoksa aldığı hediyeyle sevinir mi? Ama aşığın büyüttüğü sevgisi o hediyeyi yeterli görmez. Sevgilisi ne zaman kızar aşığına? hoşlanmadığı ve yasakladığı bir şeyi yapınca...

    Allah hiç bir ayetinde Peygamberlerini uyarmamış, onları kınamamıştır... Çünkü hiç bir Peygamber kınanacak bir fiil işlememiştir.

    Yorum


      Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

      bu söylediğin KURANIN sarih ayetlerine ters !


      Kuranda cenab-ı hak azze ve cel tarafından açıkça uyarılan peygamberler var.

      Yorum


        Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

        yanılıyorsunuz, asıl Peygamberlerle Allah'ın arasının mümkün olanın en iyisi olduğu halde onların arasını açıp Peygamberlerin yapmadıklarını onlara iftira atıyorsunuz.


        Yıllar yılı Muaviye'nin uydurttuğu rivayetler lanetli soy Emevi onaylı hadis müsveddeleriyle yoğrulmuş bir kültürde büyüyenler elbette Peygamberlere yapmadıkları kötülükleri isnad edeceklerdir. Bu iftira ve uydurmalar o kadar kökleşmiş olacak ki ayetlerin gerçek tevillerini açıkladığımızda vicdanlar teskin olurken inatlar konuşacak hayır ayetlere zıt anlam veriyorsunuz denilecektir. halbu ki kendileri ayetlerin zıttına anlam veriyorlarken.


        Evet tertemiz Ehlibeyt silsilesinden gelen hadisler Peygamberleri oldukları yerde tanıtıyor insanlığa. Bu konum öyle bir konum ki, ayetlerle şefkatli bilgin ve yüce Allah inancıyla tam uyum arzeder. Oysa problemli ve kınanan Peygamber anlayışı sakat bir Allah inancına mahkum eder inananı.


        bunu açıklamadan önce Peygamberlere iftiralar düzen lanetli Emevilerin bu uydurmalarından söz etmemiz gerekiyor. Bundan iki temel amaç güdüyorlardı:


        1- Lanetli Emevilerden Muaviye (l.a) Peygamberin s.a.a yanıldığını ve Allah tarafından kınandığını (uyarıldığını) iddia ederken babalarının yenilgisinden doğan kinini teskin peşindeydi. Pak Peygamberin (s.a.a) özgür temiz fıtratlı vicdanlardaki takdir ve saygı hissinden incinmemek istiyordu. Bu sayede artık kendilerinin de rahat günah işlemelerine yol açılacaktı. Allah'ın seçtiği Peygamber bile hata yaparsa (!) onlar neden yapmasın!


        2- Lanetli Emevi Muaviye (l.a) lanet merkezi Yezid necisini müslüman ümmetin başına geçirmek istiyordu. Ancak Masumlarca yönetilmeye alışmış Peygamber ve Ehlibeyt başlarına yönetici kılınmış bir toplumun fıtratlarında açıktan günah işleyen lanet merkezi Yezid nasıl halife olabilecekti! İşte Peygamberin de günah işleyip hata yaptığı uydurularak lanetlilerin baş olmasının korkunçluğu biraz olsun hafifletilmek isteniyordu!


        Bu yüzden ne kadar sahabe hatası/günahı varsa onları Peygamberin fiili diye hadisler uydurttular. Örneğin lanetli Emevi karunlarından biri fakir Ama birini görünce yüzünü çevirip böbürleniyor, onu kınamak için gelen Abese suresi ayetlerinin Peygamberi kınadığına dair hadis uydurtuluyordu. Güya yüz çeviren Peygamber (s.a.a) imiş gibi!


        bize hangi Peygamberin haşa Allah tarafından kınandığı/uyarıldığı iftirası getirilirse biz ilgili rivayetlerin gerçek anlamlarını açıklamaya bi iznillah hazırız! Ehlibeytin tertemiz ilmi tüm karanlıkları aydınlatacak, temiz fıtratları, özgür beyinleri huzura kavuşturacaktır inşaAllah...

        Yorum


          Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

          [quote author=selmancan link=topic=24671.msg166783#msg166783 date=1362691656]
          yanılıyorsunuz, asıl Peygamberlerle Allah'ın arasının mümkün olanın en iyisi olduğu halde onların arasını açıp Peygamberlerin yapmadıklarını onlara iftira atıyorsunuz.


          Yıllar yılı Muaviye'nin uydurttuğu rivayetler lanetli soy Emevi onaylı hadis müsveddeleriyle yoğrulmuş bir kültürde büyüyenler elbette Peygamberlere yapmadıkları kötülükleri isnad edeceklerdir. Bu iftira ve uydurmalar o kadar kökleşmiş olacak ki ayetlerin gerçek tevillerini açıkladığımızda vicdanlar teskin olurken inatlar konuşacak hayır ayetlere zıt anlam veriyorsunuz denilecektir. halbu ki kendileri ayetlerin zıttına anlam veriyorlarken.


          Evet tertemiz Ehlibeyt silsilesinden gelen hadisler Peygamberleri oldukları yerde tanıtıyor insanlığa. Bu konum öyle bir konum ki, ayetlerle şefkatli bilgin ve yüce Allah inancıyla tam uyum arzeder. Oysa problemli ve kınanan Peygamber anlayışı sakat bir Allah inancına mahkum eder inananı.


          bunu açıklamadan önce Peygamberlere iftiralar düzen lanetli Emevilerin bu uydurmalarından söz etmemiz gerekiyor. Bundan iki temel amaç güdüyorlardı:


          1- Lanetli Emevilerden Muaviye (l.a) Peygamberin s.a.a yanıldığını ve Allah tarafından kınandığını (uyarıldığını) iddia ederken babalarının yenilgisinden doğan kinini teskin peşindeydi. Pak Peygamberin (s.a.a) özgür temiz fıtratlı vicdanlardaki takdir ve saygı hissinden incinmemek istiyordu. Bu sayede artık kendilerinin de rahat günah işlemelerine yol açılacaktı. Allah'ın seçtiği Peygamber bile hata yaparsa (!) onlar neden yapmasın!


          2- Lanetli Emevi Muaviye (l.a) lanet merkezi Yezid necisini müslüman ümmetin başına geçirmek istiyordu. Ancak Masumlarca yönetilmeye alışmış Peygamber ve Ehlibeyt başlarına yönetici kılınmış bir toplumun fıtratlarında açıktan günah işleyen lanet merkezi Yezid nasıl halife olabilecekti! İşte Peygamberin de günah işleyip hata yaptığı uydurularak lanetlilerin baş olmasının korkunçluğu biraz olsun hafifletilmek isteniyordu!


          Bu yüzden ne kadar sahabe hatası/günahı varsa onları Peygamberin fiili diye hadisler uydurttular. Örneğin lanetli Emevi karunlarından biri fakir Ama birini görünce yüzünü çevirip böbürleniyor, onu kınamak için gelen Abese suresi ayetlerinin Peygamberi kınadığına dair hadis uydurtuluyordu. Güya yüz çeviren Peygamber (s.a.a) imiş gibi!


          bize hangi Peygamberin haşa Allah tarafından kınandığı/uyarıldığı iftirası getirilirse biz ilgili rivayetlerin gerçek anlamlarını açıklamaya bi iznillah hazırız! Ehlibeytin tertemiz ilmi tüm karanlıkları aydınlatacak, temiz fıtratları, özgür beyinleri huzura kavuşturacaktır inşaAllah...
          [/quote]


          Allah razı olsun. Ehlibeyt aleyhisselam yolundan ayırmasın.
          "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

          علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

          Yorum


            Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

            [quote author=mevlam link=topic=24671.msg166769#msg166769 date=1362550333]
            bu söylediğin KURANIN sarih ayetlerine ters !


            Kuranda cenab-ı hak azze ve cel tarafından açıkça uyarılan peygamberler var.
            [/quote]


            bizler bütün peygamberler hata yapmazlar demiyoruz.
            imamet makamında olanlar hata yapmaz diyoruz. Resulullah s.a.a hem iamet hemde nubuvvet makamına sahiptir. bu yüzden de hata dan ve her türlü yanlıştan uzaktır.

            bu konuda NECM SURESİ 3 VE 4 Ayetler bizim fazlasıyla için yeterlidir.


            O (Peygamber) heva ve heves üzere konuşmaz. necm 3

            Ne söylerse vahy'dir. necm 4

            bu ayetleri kabul ediyor musun? Etmiyor musun?
            [center]
            ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
            [center]
            Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
            Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

            Yorum


              Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

              yorum değil delil üzerinden konuşmak lazım.
              bazılarınızın duygusal cümleleri umrumda bile değil. (bu salt kendilerini bağlar)

              peygamberler hata yapmaz demiyor, İMAM olanlar hata yapmaz diyorsunuz (buda yeni çıktı galiba ...zira ben hata yapmamaya PEYGAMBERLERİNDE dahil olduğunu biliyordum...neyse)

              imam olan hata yapmaz (iddia)

              soru : delili nedir ?

              Yorum


                Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

                hayır ben tüm peygamberlerin hatasız olduğuna inanıyorum. açık ayet dediklerini yazarsanız konuşuruz.

                İmamların masum olduklarına dair ayetler yazmıştım. ancak sizden makul bir itiraz göremedim. tek dediğiniz bunlar delil değil. ayetler bizim dediğimiz gibi anlaşılmayacaksa sizin doğru(!) yorumlarınızı alalım dedim bir tek yorum gelmedi.

                Örneğin Nisa 59'daki ulul emr kimdir. Allah mutlak (sınırsız) itaati emrediyor bunlara karşı. Bu durumda bunların masum olma zorunluluğu yok mu? Allah anne babaya da itaati emrediyor ancak hemen peşinden istisnasını belirterek bu itaatin mutlak olmadığını belirtirken, ulul emre itaati sınırlayan bir şey yok. Şayet bu konuda çekişirseniz derken Ulul emrin bazı emirlerine kayıt (istisna) düşülüp sınırlı itaat emredilmiyor. Tersine bunu Allah ver Resulüne götürün diyerek sınırsız itaate giden zorunlu yolu gösteriyor. Şöyle ki:

                Ulul emre itaat konusunda sınır var mı diye Allah'a götürüp Kur'an'a baksak sınırlayıcı hiç bir delil bulamayız. Yine Peygambere götürüp hadislere baksak şii sünni tüm ekollerin kitaplarında Peygamber Ehlibeytin 12 imamının masum olduğunu açıklamaktadır. Tarihe baksak 12 imamın masum olduğundan başka neye ulaşırız ki!

                bizim ayetten zorunlu anlaşılacak şeyler dediğimiz bunlar.

                kabul değilse o zaman bundan daha doğrusunu siz gösterin buyrun!

                Yorum


                  Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

                  tamam peki siz peygamberlerinde masum olduklarına inanıyor olabilirsiniz...
                  ama bir üstteki arkadaş bunu kabul etmiyor..

                  dolayısıyla burada bir ittifak yok

                  delil yok dediklerimde ''mutmain edici'' bir ibare olsa zaten bunu bunu belirtirim (ki yapıyorumda )

                  yorum ağırlıklı değil delil ağırlıklı konuşmamız lazım.

                  dolayısıyla imamet -masumiyet-vahiy- gibi kavramlar ( imamet bağlamında)

                  eğer iddia edildiği gibi -olmazsa olmaz- kadar ehemmiyetliyse neden SARİH bir ayetle ilişiklendirilmemiştir. (kuranda abdest ve namazın detayı yoktur örneiğini vermeyin ama...)


                  ulul emr ayetinie gelirsek ,

                  bunun devamınıda okuyun !... ''bir şeyde çekişirseniz onu ALLAHA VE RESULUNE götürün diyor...ulul emre götürün denilmiyor !....

                  ayeti eksik okuyorsunuz burada..

                  Yorum


                    Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

                    [quote author=mevlam link=topic=24671.msg166860#msg166860 date=1363082814]
                    tamam peki siz peygamberlerinde masum olduklarına inanıyor olabilirsiniz...
                    ama bir üstteki arkadaş bunu kabul etmiyor..
                    dolayısıyla burada bir ittifak yok
                    [/quote]

                    Yanılıyorsunuz! Şiada ittifak vardır. İddia sahibi iddiasını ispata mecburdur. Ben şiaya göre Peygamberlerin masumiyetini ve hatadan beri olduklarını ispata hazırım. Hata kelimesi günah anlamındadır. Peygamberler peygamberlik öncesinde de sonrasında da en küçük günahın zerresinden bile beridirler. Bunu ispata hazırım bi iznillah.

                    [quote author=mevlam link=topic=24671.msg166860#msg166860 date=1363082814]
                    delil yok dediklerimde ''mutmain edici'' bir ibare olsa zaten bunu bunu belirtirim (ki yapıyorumda )
                    yorum ağırlıklı değil delil ağırlıklı konuşmamız lazım.
                    [/quote]

                    Evet delili size tam açıklayabildiğimizde kabul ettiğinizi gördüm. Sorun bizden kaynaklanıyor sizden değil. ancak bazen delillerin ve kastımızın ortaya çıkabilmesi için biraz uzun sohbet gerekiyor. Sabırla dediklerimiz bir bir ortaya çıkacak inşaAllah.

                    Yorum nedir, anlamak nedir bu konuyu irdelemek lazım. Aslında sizin yorum dedikleriniz ayetlerin anlamları ve Allah'ın kastettikleridir. Biz yorum adı altında ek bir şey katmıyoruz ayetlere. Zorunlu olarak ayetlerden çıkan ve tersinini düşünülmesinin mümkün olmadığı anlamları ortaya koyuyoruz. Dediklerimizin zıttına düşünmek eğer mümkünse ayetler hakkında bunlar ortaya koymalısınız. Aksi halde Allah'ın emrine uygun davranmış olmazsınız. Bakın Allah buyurur ki:
                    "Hâla Kur'an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı." Nisa 82

                    Bakın bu ayet inanç konularından söz ediyor. Çünkü ameli konularda düşünmek gerekmez. Bu konular hakkında baş üstüne deyip uygulamaktan başka, inandık teslim olduk demekten başka çıkar yolumuz yoktur. Düşünme, ayetlerin Allah katından olduğunu görme, çelişki olmadığını anlama hep inanç alanındaki analizleri kapsar. Öyleyse Kur'an'ın anlamlarını ortaya koyma çabasını bize emretmiyor mu Rabbimiz?

                    Şimdi ben örneğin Nisa 59'u hiç bir çelişki kalmayacak şekilde anlama çabasına girsem bu Allah'ın bir emrini yerine getirmek midir yoksa reddedilebilecek, fuzuli/fazladan bir kişisel yorum mudur?

                    Örneğin bu ayeti Allah'a itaat edin hata yapan Peygambere itaat edin diye anlasam (ki sünniler böyle anlıyor) bu durumda Kur'an'da Allah'ın dedikleri arasında çelişki, uyumsuzluk, bilgisizlik var diye iddiada bulunmuş olmam mı? Çünkü Peygambere sınırsız itaati emreden Allah, Peygamberin hata yapacağını hesaplayamamış, hatayı yasaklamış ama Peygambere itaat edin diyerek bu kez öyle çelişkiye düşmüş ki itaati mümkün olmaktan çıkarmıştır. ben şimdi Peygamberin hatasına (haşa) itaat etsem o hatayı yasaklayan Allah'a itaat edemeyeceğim, Allah itaati emrederken itaat edilmeyi imkansız kılmış oluyor. Şimdi bu şekilde düşünmek ayete yorum getirmek mi oluyor? Eğer, bu anlama çabası için "yorum" dersek o zaman bu yorum tüm ayetlerin tüm anlamları hakkında tüm anlama çabalarını kapsamış olmaz mı? Öyleyse yorumdan kaçınmak demek bir sürü çelişkilere düşen, zahiri vahhabi anlayışı gibi bir yöntemden başka, geride neyi bırakır?

                    [quote author=mevlam link=topic=24671.msg166860#msg166860 date=1363082814]
                    dolayısıyla imamet -masumiyet-vahiy- gibi kavramlar ( imamet bağlamında)
                    eğer iddia edildiği gibi -olmazsa olmaz- kadar ehemmiyetliyse neden SARİH bir ayetle ilişiklendirilmemiştir. (kuranda abdest ve namazın detayı yoktur örneiğini vermeyin ama...)
                    [/quote]

                    Sarihtir! Ancak tarih içinde İmameti bir temel İnanç konusu olmakta çıkarma çabaları vardı. Çünkü zalim sultanlar çıkar yolu iktidarlarını ancak İmamet inancının toplumdan uzak olması durumunda kurabiliyorlardı. İnsanlar Masumlardan başkalarının baş olamayacağı inancını sürekli canlı tutsalar ve bunu sağlamak için tüm yaşamını buna göre kursalar, bu zalimlerin durumlarını düşünsenize! sonu gelmez isyanlar ve itaatsizlikler ve Masumlara verilen sonsuz destekler... Bu durumda Zalimler baş olabilir mi? İşte bu yüzden İmamet inancının Kur'an'da olmadığını hararetle savundular ve ilgili ayetlerin yorumlarını öyle saptırdılar ki açık ayetler bile imamete delil olarak gösterilemez oldu. Örneğin bu ayetlerden biri her insan topluluğunu (aynı çağdaki insanları) kendi imamlarıyla çağırdığımız zaman.. ayeti buna bir örnekti. Yasin suresindeki İmamin mubini levhi mahfuza ya da apaçık kitaba çevirdiler.

                    Sizce her insan topluluğunu imamıyla çağırdığimız zaman ayetine göre imamet konusunun inanç ilkesi olması mı gerçekçidir yoksa "Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir. (Ey Muhammed!) Seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter. (Nisa 79) ayeti olmasına rağmen iyiliğin de kötülüğün de Allah'tan olduğuna dair inanç ilkesi oluşturmak mı gerçekçidir? Sizce neden ayette tam zıttı olmasına rağmen kötülüğün inanç ilkesi olarak kabulü mümkün olmuş ve dünyayı böyle kandırabilmek gerçekleşebilmiştir?

                    Demek ki İmamet inanç ilkesi olduğunda asla iktidar olamayacağını iyi bilen zalim sultanlar, bunu unutturup da, yaptıkları kötülükleri kader diyerek insanların isyanından kurtarmak için bunu itikat esaslarına ekleyebilmişlerdir. Bunun başka izahı var mıdır? bir inanç ilkesini iptal, inanç olmayan hatta tersi doğru olan bir ynalışı inanç ilkesi kabul ettirebilmek için ayetlerin anlamlarının tahrif edilmesi şart değil midir?

                    sağlıklı birine 40 kez hastasın dense hasta olacağı vakıası gibi, eğer siz şii kültürle büyümüş olsaydınız ilgili ayetlerin imamete kesin ve sarih delil olduğunu görecektiniz. Tıpkı şu an bunların delil olmadığını sandığınız gibi. Çünkü o ayetler kültür olarak size onlarca yıldır kazındı. bunun ispatı örneğin şu soruyu sormak kadar kolaydır:

                    Eğer İmama inanmak inanç esası olmasaydı, her ümmeti imamıyla çağırdığımız zaman vay hallerine şeklinde bir ayetin olmaması gerekirdi. neden doğru imama inanmayanlar tehdit edilsin ki madem inanç esası değil? Bunu peygamber diye yorumlayamazsınız çünkü peygambere iman ayrıca rasüle iman diye belirtiliyor. bir yerde resule iman bir yerde İmama iman deniyorsa bu ikisne aynı anlamı vermek doğru olmasa gerek. aynı demek batıl bir yorum olur. dediğiniz "yorum" kelimesi işte bunun için geçerlidir.

                    umarım abdest namazın ayrıntısı yok diyerek delil göstermedim. Ama burada böyle demenizi de anlamış değilim. Neden namazın ayrıntısı yok, o zaman Peygamberden dinlemek şart, dediğimiz gibi, imametin ayrıntılarını da Peygamberden dinlemek şart diyemeyelim. Diğer inanç esaslarının ayrıntılarında da Kur'an'da olmadığı zaman Peygamberin açıklamalarına baş vurmuyor muyuz? Mesela Peygamberlere iman konusu altında, Peygamberin her emrine itaat şart mıdır değil midir? Onun verdiği hükme tam teslimiyet imanın şartı mdırı değil midir? Kur'an dışı bir Peygamber haberi olmasa Peygamberin tüm emirlerine gönülden itaat mümkün müdür? Alın işte size Kur'an dışı iman esası! bu esasın uygulanması Kur'an dışı Peygamber bilgileri (hadisleri) olmaksızın mümkün değildir.
                    Peygamberin mütevatir hadislerinden Kur'an ve Ehlibeytine uymayı emreden Ehlibeytini sevmeyenin iman sahibi olmayacağını açıklayan rivayetlerine ne diyeceksiniz. Bunlardan Ehlibeyti sevmek bir imanın şartı olarak ortaya konmuş olmuyor mu? Ben size burda şimdi Ehlibeyt sevgisi ve itaatinin şart olduğunu gösteren bir sürü sahih hadis getirdiğimde bunlar Kur'an'da olmayan esaslar olduğundan imanmam şart değil diyererk reddedebilir misiniz? O zaman ben size Kur'an dışı tüm bilgileri inkar edebileceğinizi söyler ve dini anlamanın imkansızlığını ispatlarım.

                    [quote author=mevlam link=topic=24671.msg166860#msg166860 date=1363082814]
                    ulul emr ayetinie gelirsek ,
                    bunun devamınıda okuyun !... ''bir şeyde çekişirseniz onu ALLAHA VE RESULUNE götürün diyor...ulul emre götürün denilmiyor !....
                    ayeti eksik okuyorsunuz burada..
                    [/quote]

                    hayır yanılıyorsunuz. biz ayetin tamamını okuyoruz. Hem de hep tamamını. Asıl tamamını okumayıp sadece Allah'a itaat ediniz bölümünü gözönüne alıp ardını unutan sizlersiniz. Bu yüzden Peygamberin hata yaptığını iddia edebiliyorsunuz. Eğer ayetin tamamını okusanız o zaman Peygamberin masumiyetinin hiç bir konuda hata yapmasının mümkün olmadığını göreceksiniz. Ve biz devamını da okuduğumuzdan aynı şartın ulul emr için de olduğunu görüyoruz.

                    diyor ki Resule ve Ulul emre itaat edin! bakın demiyor ki:

                    "Allah'a itaat edin, Resule itaat edin, Ulul Emre itaat edin.!"

                    ama:

                    "Allah'a itaat edin, Peygambere ve Ulu Emre itaat edin."

                    ne farkı var? Çok farkı var. Yani Allah'a nasıl sınırsız itaat ediyorsanız Resul ve Ulul emre de öyle sınırsız itaat edin. Ulul emr ve atfıyla Resule bağlanmış. Resul ve Ulul Emr için de Allah için kullanılan "Etiu" (sınırsız) itaat edin diye aynı fiil kullanılmış. Eğer Ulu emr farklı olsaydı o zaman ayetin kelimeleri şöyle olması gerekirdi:

                    Allah'a itaat edin Peygambere itaat edin, yanlışları hariç Ulul emre de itaat edin!.. böyle değil.

                    Ayetin devamında bir şeyde çekiştiğiniz zaman bunu Allah ve Resulüne götürün denmesi, Ulul emri sınırsız itaatin dışına itmez! Çünkü ulul emr için itaatta istisna istenseydi bu açıkça belirtilirdi. bir şeyde çekişirseniz itaat etmeyin Allah ve resulüne götürün demek çekişmezseniz sınırsız itaat edin anlamına gelir ki böyle bir ayrımı Allah emretmez! eğer itaat emrediliyorsa çekişen çekişmeyen herkese bu itaat şart olurdu.

                    Çekişirseniz neden Ulul emre götürün denmiyor da Allah ve Resulüne götürün deniyor denirse, bunun anlamı zaten ulul emr'de çekişilmesi nedeniyledir. Bu durumda ulul emrde çekişirseniz bunu ulul emre götürün demesi anlamsız olurdu. bunlar itaat zincirinin halkalarıdır. İlk halka Allah sonrası Peygamber sonrası Ulul emrdir. Ayet bir ilahi gaybi mucize olarak Müslümanların ilk iki halkada ihtilaf etmeyeceğini ortaya koyuyor. Gerçekten de bu ilk iki halkada ihtilaf olmamıştır. olanlar müslüman sayılmamıştır. Ancak üçüncü halkada sorun olagelmiştir. Bu yüzden Allah bu ihtilafı ulul emrin ilahi bir inanç ilkesi, kesin itaati emredilen masumiyet mercii olup olmadığı konusunda Allah ve Resulüne müracaatı emretmektedir. ümmetin ittifak ettiği gibi Allaha müracaat Kur'an'a müracaat olduğu gibi Resulüne müracaat da onun sahih hadislerine müracaattır. birilerinin dediği gibi sırf Kur'ancılık, bu dinin hiç bir yerinde yoktur. Daha da ilginci bu dinde inançlar Kur'an'dan alınmalı, ibadetler Kur'an ve hadisten alınmalı diye bir ayırım da yoktur. Evet böyle bir ayırım için hiç bir nas gösterilemez! Bize bu inanç ilkesi için ayetten delil var mı diye soranlar önce inanç için ayetten delil şart olduğuna delil göstermeleri gerekmez mi?

                    Kur'an ve hadislere baktığımzıda görürüz ki 12 Masum İmam tüm şii sünni hadis kitaplarında vardır. İmamet inancı da Kur'an'da açıkça vardır. böylece Ulul emrin de masum olması bu ve benzeri ayetlerden çıktığına göre İmamet kesin bir Kur'ani inanç ilkesi olmuş olur.

                    Yorum


                      Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

                      selmancan kardeşim ,

                      peygamberlerin masumiyetinden maksadın onların ''günahlardan beri'' olmasıysa eğer

                      bunda şia ve ehlisünnet ittifak etmiştir.

                      eğer masumiyetten maksat ''hatalardan'' beri olmaksa bu noktada ihtilaf vardır .

                      ancak yukarıdaki iletilerde (okumuş olmalısın) bir şia arkadaşımız peygamberlerin hata edebileceğine inandığını açıkça beyan etmiş ...benzer ihtilaflar ehlisünnet adı altında temayüz eden bazı rijit (selefiyyuna kendilerini izafe edenler gibi..) gruplarda da vardır.

                      peygamberlerin hata işlediklerine dair kurandan sarih ifadeler vardır. dolayısıyla buradaki teviller ayetlerin zahiri manalarına terstir. (ama mustakil bir başlık altında bunu konuşalım istersen)

                      sevgili kardeşim yorum ağırlıklı yazıp bunada ''kuranın anlaşılması için elzem'' bir gözle bakılmalı demek yerine , dökümanlarınızda bulunan kurani delilleri yazman beni daha ziyade memnun edecektir. ( bu kadar emek ve zaman harcamanıda açıkçası istemiyorum...)


                      ulul emr ayetine dair açıklamalarına gelince ,

                      ayetteki : '' etiullah ve etiurresul ve ulul emri minkum ( itaat lafzı iki kere tekrar edilip te'kid ediliyor , ulul emre gelince bu vav harfiyle yineleniyor ..ama itaat kelimesinin sadece allah ve resulu için ayrı iki defa tekrarı , ulul emre itaatin bunlara nispetle daha farklı bir açı kazanmasına neden oluyor-------nitekim ; ayetin devamındaki ''tartıştığınız konularda allaha ve resulune gidin'' ibareside bunu teyid ediyor gibi__)

                      dolayısıyla burada şahsen tam bir mutmainiyyet üzere ayetin manası senin ifade ettiğin gibi şudur diyemiyorum.

                      ancak ayet oldukça sarih bir şekilde ''peygambere olan itaatin'' allaha azze ve celle olan itaatle aynı olduğunu ortaya koymakta. buda savunmuş olduğun ''masumiyet'' tezini oldukça güçlendirmekte...

                      ama kuranın diğer ayetlerinde yine saraheten beyan edilen ''bazı nebilerin hataları'' bu iddiayı sarsmakta ( açıkçası bu konuda kararsız kaldım )




                      Yorum


                        Ynt: imam alinin evlatlarının isimleri

                        bizim konuyu anlayabilmemiz için önce şunu bilmemiz gerekir.
                        Nubuvvet makamı. ve
                        imamet makamı.

                        bu iki makam arasında farkları bulmamız gerek. şii inancı Resulullah salavatullahın Hem nubuvvet hemde İmamet makamına sahip olduğu inancında sabittir.

                        bu konuda sizin görüşünüz nedir. buyrun devam edelim.
                        [center]
                        ..ey ahle aalam agham Eli mazloome... یا ابا عبدالله الحسین
                        [center]
                        Bizleri öldürün! Zira Halkımızın bilinci daha da artacak!
                        Şehid Seyyid Abbas Musavi(Eski Hizbullah Lideri)

                        Yorum

                        YUKARI ÇIK
                        Çalışıyor...
                        X