Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Avrupa'daki Bir Akrabamızla Şii Sunni Münazarası (2022 Ocak)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Avrupa'daki Bir Akrabamızla Şii Sunni Münazarası (2022 Ocak)

    Bismillah,
    onu küçükken yaptığı kemal sunal gülüşü taklitleriyle hatırlarım. kendisi akrabamız olur. o zamanlar küçük ve esprili bir çocuktu. dini yönü pek yoktu. sonra avrupaya gitti. oğlumla görüşmelerini sürdürmüşler. şimdi oğlumun özgür iradesiyle şii oluşunu kabullenememiş ve onu ıslah etmek için çabalıyor. yazdıklarından avrupada selefilrin ağına düştüğünü görüyorum. whatsap üzrinden konuşuyoruz. yazdıklarımız kaybolmasın diye buraya taşımayı uygun gördüm. sizi daha fazla yönlendirmeden dirk kendi yazdıklarını paylaşıyorum:
    ondan yaptığımız alıntıları kırmızı yazıyla kendimiznkilr siyahla yazılmıştır..
    bu kardeşimiz yazmış k:
    Şia ayetleri hadisleri kendine cevirmede cok meshurdur dunde dedimya burdan anlatmakla olmuyo yaz yaz bitmiyo birbirleriyle bile zit duseeler dun biri birsey soyler yarin oburu yalanlar dun okudugum adam siayi besinci mezhep olarak goruyodu bugun bu sia mezhep degil diyo mad sia eygamberimiz zamaninda bile vardi hz huseyini gel bize dinimizi ogret diye cagiran biz seni burada koruruz diyen ozamanin iran ve irak acemleri hz huseyin bir aya yakin ac susuz tek kaldiklarinda kerbelada sehit edildiklerinde hemen yanibaslarindayken niye gidip hz huseyine sahip cikmadilar yaninda olmediler bugun huseyin huseyin diye feryad ediyolar bana sianin ayetten verdigi ornegi verme cunku sia ayetleri cevirmede cok meshurdur adamlar ayette allahu tealanin bu turi sinaya yemin olsunki ayetini allahu teala tur ve sina yani hasan ve huseyin diyo bi hoca mıdır imaminmidir sor bakalim hz alimi makam olarak yuksek yoksa hic adini bile duymadigimiz bir peygambermi diye sor hz fatimanin makamimi yuksek yoksa hz meryem validemizmi diye sor bak yavas yavas imani meselelere geliyoz peygambere iman var kuranda ama ehlibeyte iman varmi geci sia mollalarina gore var haşa herseyi apacik kuranda yazan allahu teala ehlibeyt ayetlerini sifreli manali vermis ben konussam sabaha kadar konusurum yazsam bir haftayi gecer ebuzer ama yogunum islerim var ev tasiyorum boya yapiyorum ise gidecem sianin sacmaliklarini gonderme bana biktim cunku siadan hadiste o varmmi hadiste bu varmi kuranda su varmi kuranda bu varmi şia nerde var uydurma yada bile bile uydurma hadislerlekendilerini aklama cabasi size iki sey birakiyorum birisi kuran digeri sunnetim hadisidir ehlibeyt bastacidir peygamber ailesi ama zaten bir peygamberimiz var sshabina ehlibeytine herseyi anlatmis aciklamis allah razi olsun onlarda bize ulastirmislar bunda sorun ne sia su kafada bu hadiis bize uyuyo kabul ediyoz bu hadis bize uymuyo kabul etmiyoz ayni adam 10hadisini kabul etmis 20 hadisine yalan demis bir hadis bile yalan olsa digerlerinin dogrulugu suphelidir ozaman ortada din diye bisey kalmaz hadisleri ortadan kaldirirsan namazi neye gore kilacan orucu neye gore tutacan zekati neye gore verecen neyse ise gidecem ben hadi iyi aksamlar bana şianin birseyini yollama bu yolladiklarini ben 3yil once okudum zaten

    şimdi bunun ayrıntılı cevaplarını vermeye ve sosyal mdya üzerinden cevapları yollamaya başladık:
    En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 19.01.2022, 12:52.

    #2
    i.1- Şia ayetleri hadisleri kendine cevirmede cok meshurdur
    Ortada kuran ayetlerinin iki farklı anlaşılma şekli varsa o zaman ya sunniler kendilerine göre yorumlamıştır ayeti ya şiiler. Bunun için Kur’an’ın emrettiği çözüm nedir? İhtilaf ettiğiniz konuları Allaha ve Rasülüne götürün. Götürelim. Allaha itaat edin Resule itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin. Eğer bir şeyde ihtilafa düşerseni onu Allaha ve rasülüne arz edin nisa 59. Bu ayette Allah ve Rasülünde ihtilafımız yok. Emir sahiplerinin kim olduğu konusunda Kuranda başka daha açık ifade yok. Ama hadislerde var. Size sunni yani sizin kitaplarınızdan delil getirdim bir önceki mesajda. Neden cevap vermediniz?
    Veremezsiniz çünkü siz sünneti terk edip bidat çıkardınız ve ona uyuyorsunuz.

    İC.1- Emir sahipleri kimlerdir kaç tanedir bunlar kimlerdir? Aytte geçen. Madem şia ayetlri kendine göre çeviriyor buyrun siz açıklayın! Şia kaynaklarından da demiyorum. Sunni kaynaklardan!
    (Bu soruya 1 rakamını verdik ki bundan sonra kaç tane soruya cevap veremediğiniz sayı olarak belli olsun. Biz siizn kaç sorunuza cevap vermişiz onları da numaralandıracağız. Ki aradaki fark ortaya çıksın. Siz kafanıza gröe sallayıp şiaya iftiralar atacaksınız ama kendi yolunuzun doğruluğuna dair sorduğumuz soruların hiç birine cevap vermeyeceksiniz. Biz tüm sorularınıza cevap vereceğiz hem de siizn kaynaklarınızdan. Ama siz bunlara ne tamam ne hayır bunlar kabul değil diye bir sonuç yazmayacak başka konulara geçerek daldan dala atlayarak üste çıkmaya çalışacaksınız. Yok böyle bir rahatlık. Kimin neyi ne kadar ne ile cevapladığı, kimin delilleri tütekip sadece itfitra attığı ve zanlara uyduğu ortaya çıkacak. Ve sakın ola ki de vaktim yok deyip kaçmayın. Çünkü şia konusunda bu kadar iftira ve yanlış bilgileri edinecek vaktiniz var. Doğrusuna mı yok. Demek amaç doğruyu öğrenmek değil… sizin yazılarınızdaki iftiralarla sorular birbirine karışmasın diye iki rakam kullanacağız. İftiralara İC sorulara SC diye numara koyacağız. İC iftiranızın cevabı SC sorunuzun cevabı demektir.)

    O kadar soru sorduk bi tanesine cevap vermemişsiniz. O altı soruya neden cevap vermediniz de hala şiayı suçlayıp durmuşsunuz? Hadi diyelim şia suçlu. Ki değil. O zaman siz kendi gittiğiniz yolun Allah ve RAsülünün emrettiği yol olduğunu açıklayın. O 6 soru bu gittiğiniz yola dair sorulardı? Neden hiç birine değinmediniz? Yoksa siz de mi gördünüz yolunuzun sünnet değil kaynaksız delilsiz bidat yol olduğunu? Ben istesem şunu yazarım bunu yazarım şu soruyu sorarım bu soruyu sorarım gibi bol keseden sallamalarla olmuyor bu işler. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Madem vaktiniz yok o zaman bi sayfa boş boş iftira dolu yazı ile neden vakit geçirdiniz. Hem de bizim vaktimizi alıyorsunuz? O 6 soruya cevap verirdiniz kaynaklarınızdan ilmi olarak şiayı sustururdunuz. İşte cevapları diye.. size bi şey diyeyim mi eğer gittiğiniz yol doğru ve sünnete uygun olsaydı o altı sorunun cevabını hmen verirdiniz. Ama ben biliyorum bidat yoldasınıız delilleriniz yok ondan cevap vremedinz. Burada bizim altı sorumuza cevap vremediniz bizim yaptırım gücümüz yok. Size bir azap veremeyiz. Ama ahirette bu altı sorunun karşınıza çıkmayacağını mı sanıyorsunuz. İmamın kim diye ayette geçiyor sorgulanacağınz. O zaman ebu Hanife diyeceksiniz. Hangi delille onu imam seçtiniz dediklerinde cevabınız ne olacak? Madem sünnet ehlisiniz ebu Hanife ve Hanefiliğe uymaya izin veren sünnettn delile sahip olmalı değil misiniz?
    Ayette der madem bu kuran sahte diyorsunuz o zaman getirin bundan daha iyisini hayır bunu yapamazsınız. O zaman yakıtı taşlar ve insanlar olan cehennemden sakının. Biz de size diyoruz ki madm şia uydurma. Onun sizin kaynaklarınızdan getirdiği deliller yalan. Ve ayetleri kendine göre yontuyor. O zaman siz sizin yolunuzunn doğru olduğuna dair getirin kitaptan delilinizi. 4 mezhebe hangi ayet ve hadise göre uymaktasınız? Ehli sünnet hakkında bir tek ayt ya da hadis getirin… Şia kaynaklarından dğil kendi kaynaklarınızda. Şianın uyduğu Ehlibeyt sizin kitaplarınızda da uyulması emredilen otorite değil mi?

    dunde dedimya burdan anlatmakla olmuyo yaz yaz bitmiyo birbirleriyle bile zit duseeler dun biri birsey soyler yarin oburu yalanlar dun okudugum adam
    İ.2: siayi besinci mezhep olarak goruyodu bugun bu sia mezhep degil diyo

    Buradan anlatmakla olmuyorsa buyurun youtube ya da başka bir video kaydeden ortamda canlı video olarak delillerimizi inceleyelim. Karşılıklı konuşalım. Ona da varız. Kayıt da yapılsın ki dün başka bu gün başka olmasın. Ki bizim numaralandırma yapmamızın sebebi kimisenin yazdığı boşa gitmesin amacındaydı.
    İ.C: dün şiayı beşinci mezhep olarak gören kimdi? Biz şiiler mi? Okuduğunuzun ne olduğunun farkında olmadan mı okursunuz. Eğer her okuduğunuzu böyle okuyorsanız gerçekten vay halinize. Dün şiaya 5. Mzhep diyen sunni Mısır El Ezher Medresesi yetkilisi idi. Biz size şiadan delil sunmuyoruz. Çünkü siz şiayı sapık görüyorsunuz. Sapık gördüğünüz bir kimsenin kendi dediği sizin için bağlayıcı olmaz. Kaynağı da. O yüzden biz başta da dediğimiz gibi tüm delillerimizi sizi bağlayacak kendi adamlarınız ve kaynaklarınızdandır. Bu teşbihte hata olmazsa deplasmanda gol atmak gibi iki kat daha bağlayıcıdır sizin için. Sunni bir uzman şiaya hak diyecek 5. Mezhep diyecek siz sapık diyeceksiniz. O zaman önce kendi aranızda bir anlaşın da sonra bize gelin. O delilleriyle konuşan ve delilleri inceleyen uzman bir bilim adamı. Ama siz iftiradan başka bir şey bilmeyen birisiniz. Bu durumda sunniler adına konuşma hakkına siz dğil o sahiptir. Akıl bunu gerektirir. Bize gelince daha önce dediğimiz gibi biz Şiayı mezhp olarak görmeyiz. Biz dinde mzhep olduğuna inanmıyoruz. Çünkü biz kuran ve sünnete uyuyoruz. Ve Resul s.a.a zamanında bir mezhep yoktu. S.2- Eğer siz mezhep var diyorsanız buyrun kuran ve sünnetten ispatlayın.

    Yorum


      #3
      i.3- mad sia eygamberimiz zamaninda bile vardi hz huseyini gel bize dinimizi ogret diye cagiran biz seni burada koruruz diyen ozamanin iran ve irak acemleri hz huseyin bir aya yakin ac susuz tek kaldiklarinda kerbelada sehit edildiklerinde hemen yanibaslarindayken niye gidip hz huseyine sahip cikmadilar
      c.i.3 şiiler peygamber zamanında vardı onu daha önce söyledik. Kerbela Peygamber s.a.a ‘den yarım asır sonra oldu.
      SORU 4: Hadi diyelim ki şiiler yardım etmedi, sunniler neredeydi? Onlar neden yardım etmedi? Yezidin ordusunu Yahudiler mi oluşturuyordu Hristiyanlar mı? Sakın sunnilerden oluşmasın? Evet bu günün sunnilerinden özellikle selefileşmiş olanları yezidi ve muaviyeyi savunmaktalar. Bilgili bir sunni diyor ki ben o dönemde yaşsaydım ne Ali’nin ne Muaviyenin safında olurdum. Onları barıştırmaya çalışırdım. Allah aşkına şu sapıklığa bakın. Dedim ki ona Ali a.s’ın barışmak için yeterli ve bizim akılla çabamızın üzerinde bir çaba sarfetmediğine mi inanıyorsun?
      SORU 5: Ali a.s ın yanında olmadığında hadis kitaplarında geçen Kuran ve Ehlibeyte tutunun emrini nereye koyacaksın?
      Şiilerin mektupla İmam Hüseyin a.s’ı davet edip de sonra onu yalnız bıramaları konusuna gelince. Bunun çok cevapları vardır. O dönemde şiilerin İmam Hüseyin a.s a yardıma gelememelerinin bir çok nedeni vardır.
      1- Muaviye zamanından beri şiiler Ehlibeyt a.s taraftarı olarak bilindiğinden ve Muaviye saltanatına karşı durdukları görüldüğünden Muaviye oğlu Yezidi saltanata oturtup ona biat alma zamanlarında karşı duran bir çok şiiyi hapislere tıktı. Kerbela vakıası sırasında çok sayıda şii hapisteydi.
      2- Karşı duran Şiilerden bir çoğu kılıçtan geçirildi. Örneğin Peygamber zamanında Peygamber ve Ali şiilerinin önde gelenlerinden Ammar b. Yasir Sıffin savaşında Muaviyenin bağy ordusu tarafından Peygamberin haber verdiği gibi şehit edildi. Peygamber ey Ammar seni çok bağy (azgın) bir kavim şehit edecektir. Buyurmuştu.
      3- bir çok şii Kerbela olayından habersiz uzak yerlerde yaşıyordu.
      4- Kufede mektup yazan bir çok şii gerçek şii olmamaları sebebiyle yazdıkları mektuplardan ve sözlerinden caydılar. Ki onların bir çoğu da sünni idi şii değildi.
      4. madde ile ilgili açıklama:
      Biz burada sistemi konuşuyoruz. Bir mekten din ya da ekol konuşulurken onun teorik ilkeleri, inanç ve yaşam ilkeleri konuşulur. Onun temel kaynakları irdelenir. Bağlıları üzerinden bir mektep konuşulamaz. Bu bizi doğruya iletmez. Örneğin şimdi Müslümanların durumuna bakarak İslam hakkında bir yargıya varabilir miyiz? Bu gün her tür cinayet üçkağıçılık gericilik hatta günah isyan fuhuş Müslümanlar arasında yaygın durumda. Onlara bakarak İslam da böyle denebilir mi? Hayır. İslam kndi inanç ve kaynaklarıyla değerlendirilir. Nitekim Müslüman olan Yusuf İslam ben kurana bakarak Müslüman oldum aksi halde Müslümanlara bakarak İslam hakkında bir yargıya varacak olsaydım Müslüman olmazdım diyor. İşte biz ne sunnilere bakarak sunnilik ne şiilere bakarak Şia hakkında doğru bir düşünceye ulaşamayız. Şia sistemini kendi içinde sunnilik sistemini de kendi içinde değerlendiririz. İmam Ali a.s bu konuda buyurur ki: sen hakkı tanı insanları tanırsın. Yok eğer hakkı tanımadan önce insanları tanırsan o zaman hakkı bulamaz yitirirsin.


      yaninda olmediler bugun huseyin huseyin diye feryad ediyolar
      İmam Hüseyin a.s yanında ölen şiilerin nesillerine ne diyeceksiniz? Bu gün imanı dolu olan şiilr olamaz mı? O zaman Muaviye ve Yezit ordusunu oluşturup İmam Ali İmam Hasan ve İmam Hüseyin a.s ile sonraki Ehlibeyt İmamlarını (a.s) katleden sunnilerin devamı ve sorumlusu da siz mi oluyorsunuz? Siz sunniler? Biz İmam Hüseyin a.s zamanında olsaydık onun yanında şehit olacağımızı ve İmam Hüseyin a.s’ı benimsediğimizi, onun haklı olduğunu şüphe duymaksızın kabul ettiğimizi söylüyoruz. Ama siz Mauviyenin de haklı olduğunu, sahabe olduğunu gökteki yıldız olduğunu onun da din derdi olduğunu iddia ediyorsunuz. Yani Muaviye ordusunda bulunmak sizin için büyük bir sapkınlık değil. O zaman siz de İmamların katilisiniz İmam Ali a.s’ı svdiğinizi söylememeniz gerekir. Ehlibeyti biz de seviyoruz başımızın tacı demeniz yalan.
      SORU 6: Çünkü hm Ehlibeyt başınızın tacı hem de onları katledenler doğru yolda onlar da haklı. Nasıl oluyor bu iş?

      Yorum


        #4

        III. BÖLÜM
        İftira: bana sianin ayetten verdigi ornegi verme cunku sia ayetleri cevirmede cok meshurdur adamlar ayette allahu tealanin bu turi sinaya yemin olsunki ayetini allahu teala tur ve sina yani hasan ve huseyin diyo

        CEVAP: Kur’an’a nasıl mana verileceği, hangi ayetlerin zahiri manada hangisinin mecazi manada ve tevil barındırdığı, muhkem müteşabihi, umum hassı, nasihi mensuhu.. bunlar derin ve ilmi konulardır. Bu mana veriş hem şiada hem Sünnilikte hem de diğer dinlerde bir sistem dahilinde yapılır. Eğer siz sadece zahiri mana esastır diyorsanız o zaman bin baz yolundasınız. O vahhabi suud alimiyle şii Ayetullah Kazvini arasında şu diyolog geçer:
        Bin Baz: Kuran ayetlerinin esas görünen ve ilk anlaşılan zahiri manası esastır. Çünkü batıni manayı her dileyenin dilediği yöne çekmesi mümkündür. Bu ise önü alınmaz sapmalara neden olabilir.
        Kazvini: biz kuran ayetlerinin görünen ilk anlamı dışında daha derin manalarının olduğunu kendimiz için değil sizin için istiyoruz daha çok. Bunlar sizin menfaatinize.
        Bin Baz: nasıl yani?
        Kazvini: O gün her toplumu İmamlarıyla çağırdığımızda kitapları sağlarından verilenlere korku yoktur. Onlara zerre miktarı haksızlık yapılmayacaktır. Kim dünyada kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakımından daha sapıktır. İsra Suresi 71-72.
        Bin baz Kör idi. Bu ayeti selefiler gibi zahiri olarak anlamlandıracak olursak bin baz öteki dünyada da kör olacaktır. Bin baz bunun üzerine hiçbir cevap veremez.
        Biz Kur’anda zahiri manaya alınamayacak dolu ayet var ki bunların batini yorumlarını ele almak şart olduğundan iç manaya da önem veriyoruz. Tabi bu konuda sahih hadislere ve Arap dilinin nahiv ve diğer kurallarına taşmadan bunu yapmak uyduğumuz şartlardan sadece ikisi. Diğer bir sürü şartlar daha var ki burada zikri hem gereksiz hem imkansızdır. Zaten bu konu Ehli sünnet içinde de ayrılığa sebep olmuştur. Selef sunni ulema ayetleri zahiri manada almayı seçerken halef sunni ulema onların tevilin şart görmüşlerdir. Örneğin bu ayetlerden biri yedullah Allahın eli tabiridir. ..
        SORU 7: Biz Kur’an’ın zahiri manası dışındaki iç manalarını diğer ayetler ve sahih hadisler ışığında yapıyoruz. Peki siz tek zahiri mana mı verilmesi gerekir diyorsunuz. Ve buna deliliniz nedir? Kuranın zahiri manaya alınamayacak ayetlerini nasıl açıklayacaksınız?
        SORU 8: Örneğin isra 71 ve 72 ayetini? İlk ayette İmamet ilkesinden söz ediliyor her topluluğun bir imamı olduğunu ve öteki dünyada her insan topluluğunun zamanının imamıyla sorgulanacağını söylüyor. İkinci ayette imameti görmemekte kör olanların öteki dünyada kör olarak haşrolunacaklarını bildiriyor. Bu iki ayetin peş peşe gelmesi sizce tesadüf ve ilgisiz midir?

        Yorum


          #5

          IV. BÖLÜM
          Sorunuz: bi hoca mıdır imaminmidir sor bakalim hz alimi makam olarak yuksek yoksa hic adini bile duymadigimiz bir peygambermi
          Cevap:
          İtikadımıza göre İmamet makamı Nübüvvet makamından üstündür. Aslında bu Sunni kaynaklardan da ispatlanabilecek bir husustur. Örneğin sunni kaynaklarda şu hadis bulunmaktadır: Ümmtimin alimleri beni İsrailin Nebileri gibidirler. Şimdi yine sunni inanca göre İmam Ali ve Halifeler ümmetin alimlerinden üstündürler. Eğer Sunni inanca göre alimler Nebilere denkse, alimlerden üstün olan halife olan Hz. Ali peygamberlerden üstün olmuş olmaz mı?
          Bizim ise İmamet makamının Nübüvvet makamından üstün olduğuna Kur’an’dan delillerimiz mevcuttur. Bir delil Bakara Suresi 124. Ayettir:
          Rabbi İbrahim’i bir takım kelimelerle sınadı. O onları başarıyla tamamlayınca buyurdu k i: Seni alemlere İmam kılacağım. İbrahim Soyumdan da (İmamlar çıkar) deyince, (Allahu Teala Zalim olanlar ahdime ermez buyurdu.

          Ayette İbrahim a.s’ın bir takım sınavlara alındığı söyleniyor. İbrahim a.s’ın sınavlarını biliyoruz: Oğlunu Kurban etmekle emrolunması, çocuğunu ve eşini ekin bitmez susuz bir vadide tek başına bırakması, ateşe atılması gibi. Bu sınavlar sırasında İbrahim a.s Peygamberdi. Peygamberliğe yeterli görülmüş ama İmamlığa yeterli görülmemiş. İmtihanlardan başarıyla geçtikten sonra İmam kılacağım buyrulması bunun işaretidir. İlahi hikmet gereği büyük makamın küçük makamdan sonra verilmesi ya da ilk verilen makamın küçük sonra verilenin ise ondan büyük olması gerekirdi. Faraza imamet daha küçük olsaydı o zaman İbrahim a.s’ın Rabbim napayım onu ondan daha büyük makam olan Nübüvvet var bende demesi beklenmez miydi? Bu ayet İbrahim as. a imamet makamının Allah tarafından verilen bir makam olduğunu da göstermektedir. Böylece imametin insanlar tarafından birilerine verilmeyip ilahi atamayla olduğunu da göstermektedir.
          Ali a.s’ın Peygamberimiz hariç tüm Peygamberlerden üstün olduğu yine Kur’an ve sünnetle sabittir. Örneğin Ali İmran 61. Ayette. Sana gelen bunca ilimden sonra hala daha senle tartışırlarsa de ki onlara çağırın çocuklarınızı biz de çocuklarımızı çağıralım, çağırın kadınlarınızı biz de kadınlarımızı çağıralım, çağırın nefislerinizi biz de nefislerimizi çağıralım ve Allahın lanetiyle yalancıları lanetleyelim… Bu ayette demiyor ki çağırın taraftarlarınızı biz de taraftarlarımızı çağıralım. Tek tek kadınlarınızı çocuklarınızı nefislerinizi diyor. Bu ayeti uygulamak için Peygamberimiz s.a.a lanetleşme yerine çağırıp götürdüğü kimseler sunni kitaplarda da ittifakla Ali Fatıma Hasan Hüseyin’dir. Ayette çağıralım çocuklarımızı diyor: oraya çağırdığı sadece Hasan ve Hüseyindir. Böylecek çocuklarımızdan kasıt Hasan ve Hüseyin olmuş oluyor. Kadınlarımızı buyuruyor, götürdüğü tek bayan Fatıma s.a. Burada nisaena diye çoğul olarak geçip tek kadını götürmesi Fatıma’ya saygı göstergesi olarak çoğul geçtiğindendir. Geriye ayette kalan kelime enfusena, götürdüklerinden kalansa Peygamberimizin s.a.a yanısıra tek Ali a.s’dır. Enfusenadan kasıt sadece Peygamberin şahsı ise kendimizi çağıralım demesi Hristiyan ekip için ne manaya gelir? Kimin bir düelloda kendimizi de çağıralım gelsin diye bir cümle kullandığı görülmüştür. Hem öyle olsa nefis şeklinde tekil gelmesi gerekmez mi? Demek ki buradaki enfusenadan kasıt Peygamber ile Ali a.s’dır. Bu ise onların nefis birliğine kanıttır. Ali a.s ile Peygamber s.a.a’in nefisleri birdir. Bunun anlamı Peygamber s.a.a’te olan tüm vasıf ve faziletler Ali a.s’da da vardır demektir. Sadece Nübüvvet hariç. Ki bunu da Resul s.a.a zaten buyurmuştur. Ey Ali! Sen benim için Musa’nın yanında Harun konumunda bulunmak istemez misin. Bir farkla ki benden sonra nübüvvet yoktur.
          Nübüvvet Hariç Peygamber s.a.a ile aynı faziletlere sahip olan Hz. Ali bu durumda diğer tüm Peygamberlerden üstün olmuş olmaz mı? Çünkü Peygamberimiz tüm peygamberlerden üstündü.

          Sorunuz: diye sor hz fatimanin makamimi yuksek yoksa hz meryem validemizmi diye sor bak yavas yavas imani meselelere geliyoz
          Cevabımız: Bu bizzat Resulullahın kendi ifadesidir. Fatıma s..a tüm kadınlardan üstündür diye… Fatıma s.a adı Hz. Meryem’den niye üstün olamasın? Adı Kur’an’da geçmedi diye mi? Kuranda üstün olanların mı adı geçiyor? Sunni inanca göre Halife Ebubekir mi üstün yoksa Peygamberin evlatlığı Zeyd mi? Zeydin adın Kur’an’da geçer ama Halifelerin adı geçmez… Yavaş yavaş imani meselelere geliyoruz derken Hz. Meryem’in Fatıma s.a’dan üstün olduğu konusu imani konu mu?

          Sorunuz: Peygambere iman var kuranda ama ehlibeyte iman varmi erm sia mollalarina gore var haşa herseyi ermiş kuranda yazan allahu teala ehlibeyt ayetlerini sifreli manali ermiş
          Cevabımız: Her şeyi apaçık veren Allahu teala imani konuları madde madde saymışsa o zaman bize gösterin bakalım Kadere iman hangi ayette geçiyor? Hayrın ve Şerrin Allahtan geldiğine dair imani madde olduğu iddia edilen hangi ayettir? Kadere hayrın şerrin Allahtan olduğuna dair bir ayet olmadığı halde bunları imanın şartları arasna alan Ehli Sünnet de mi ayetleri saptırmış yoksa Allah onları şifreli bir şekilde mi kurana almış?
          Allah Ehlibeytin tertemiz olduğunu (Ahzab 33)’te neden duyurmuş bize? Süs olsun diye mi? Yoksa zaten hiç birinin cahiliye dönemi olmadığı ortada iken her tür rics’ten uzak tutulduklarını ilan etmesi Allahın, nedendir? Her tür günahtan ve pislikten uzak tutulması ilanı boş yere midir? Ümmete bunlara uyun bunlar tertemizdir diye buyuran Resule müracaat edin diye değil midir? Yine Nisa 59’da itaati Allah ve Resule itaat ile eşit görülüp emredilen Emir sahipleri kimlerdir? Kayıtsız şartsız itaat şart koşulan bir otoritenin günahlardan uzak hatasız insanlar olması gerekmez mi? Bunun neresi gizli hangi akla kapalıdır, ya da şifrelidir? Kuran Allaha itaat edin Resule itaat edin çekişmeli işleri Allah ve Rasulüne götürün buyuruyor. Bu çekişmeli işler sadece ibadi konular mıdır, imani konular olamaz mı? Allah hangi ayette buyurmuş ki imani konular sadece kuranda geçen konulardır. Eğer siz bunu akılla çıkarıyorsanız o zaman akıl resule itaat edin diyen kuran emri gereği itikat konularını oluşturmada da Resule bakın sonucuna ulaşmaz mı? Adı Ehli sünnet olan birinin imani konular önemli olduğu için kuranda yer alması gerekir, peygamberin hadisleri koruma altında olmadığı için bozulmuş olabilirler ve dolayısıyla zan ifade ederler. Kuran ise kati delildir zan barındırmaz demesi nasıl mümkündür? O zaman adını ehli sünnet değil ehli kuran koymalı değil midir. Bu durumda imana delil olan konular başta olmak üzere tüm ilahi hükümleri açıklama yetkisi ve görevi bulunan Resul bunları eksiksiz aktarmış Allah da bu açıklamaları korumuş bu güne kadar bunlar ihtilafsız olarak gelmiştir, insanlar bunlara uymakla sorumludur tıpkı kuran gibi diyen şia o zaman Sünnet Ehli olması gerekmez mi? Bu nasıl Sünnet ehli ki sünnetine güvenmiyor?

          Yorum


            #6
            V BÖLÜM
            yazınız: ben konussam sabaha kadar konusurum yazsam bir haftayi gecer ebuzer ama yogunum islerim var ev tasiyorum boya yapiyorum ise gidecem

            Cevabımız: Allah kolaylılk versin. Evet günlük işlerin arasında bu tür sıra dışı işler çok zor oluyor ve biz de aynı durum sebebiyle sizin beş dakikada karaladığınız bu cümlelere birkaç gün zamanımızdan fedakarlık yaparak cevap veriyoruz. Neden? Çünkü bize göre din önemlidir. İftira ile ilimin ayrılması önemlidir. Neyin inanç ve delilli neyin söylenti ve delilsiz olduğu, hangi ekolün niçin nasıl ve neye inandığının ortaya apaçık konması insanların tercihlerini etkileyeceğinden zaman ayrılmaya değerdir. Siz de buna inanıyorsunuz ki kısıtlı zamanınızda bunları yazmışsınız. Eğer yazdıklarımızı da okur hala kapalı kalan yönler ya da Şia hakkında iftiralar kalmışsa onları da müsait zamanınızda yazın ki biz inanç ve yaşam ilkelerimizle bunların delillerini açıklayalım. Böylece şiayı muhalifleri olan art niyetli ve ümmeti bölücü kişilerden değil bizzat şiilerden öğrenmiş olursunuz. Ve böylece ümmetin yok sayamayacağı büyük bir kesim olan şiaya iftira etmemiş olursunuz.

            İftiranız: sianin sacmaliklarini gonderme bana biktim cunku siadan hadiste o varmmi hadiste bu varmi kuranda su varmi kuranda bu varmi şia nerde var uydurma yada bile bile uydurma hadislerlekendilerini aklama cabasi
            Yani siz şii birine özgür iradesi bilimsel araştırmaları ve uzun süre kafa yormasıyla tercih ettiği mektebi şiayı karalayacaksınız, aslı astarı olmayan iftiralardan bulunacaksınız, ama ondan kutsal ve doğru gördüğü, dünya ve ahiretini kurtarmak için tercih ettiği yolunu dini inançlarını savunmasını, kendini ifade etmesini bize iftira atıyorsun demesini gereksiz ve rahatsız edici bulacaksınız öyle mi? Bu biraz bencillik olmuyor mu? Siz Şii olmuş birinin kendi inancını savunmasına tahammül edemezken, biri sizin inancınıza hakaret etse ona cevabını vermeden gamsız şekilde oturabilir misiniz? Hele bu ahirette kurtuluş meseleleri ise…
            Şia uydurma delillerle hareket etmez. Kendi inancı tertemiz arı duru pınarlara dayanmaktadır. Bu inanca sunni kaynaklarda da delilervardır. Şii kaynaklar sizin için bir değer ifade etmediği için sizin için değerli ve sahih görülen sunni kaynaklardan deliller sunuyoruz. Kendini neden aklama çabası olsun ki. Biz ak olduğumuza inanmışız bundan eminiz ki şiiyiz. Şia doğuştan kaderimiz olarak zihnimize konmuş değil ki, onu mecburiyetten edinmiş olalım da aklamaya çalışalım.. biz özgür irademizle yaptığımız bilimsel araştırmalarla akli ikna yoluyla bu mektebi seçmişiz. Kara olduğuna dair bir işaret görsek neden bunu seçelim. Eğer illa bir aklama çabası olacaksa bu doğuştan miras alınan ekolde aranmalı. Ki onun kurana ve sünnete dayanmadığı ortadadır. Çünkü buna dair ilk başta sorduğumuz 6 soruya hiç cevap veremediniz… işte size sosyal medyadan önceden yazdığımız ve hiç birine cevap veremediğiniz açıklama ve 6 sorumuz:
            “[13:50, 18.01.2022] Sıfır Günah Mümkün: ama biz bunu bir mezhep olarak görmüyoruz. şia taraftar demek. Peygamber zamanındayeken onun taraftarı, müşrik ve kafirlerin karşısında olanlar Peygamber taraftarı manasında Şii idi. Sonra ise Peygamber Allahın emriyle kendi yerine Ehlibeytini bıraktı ve buyurdu ki:
            Size tutunduğunuzda asla doğru yoldan sapmayacağını iki büyük emanet bırakıyorum. (tirmizi tarikinde: hangisi daha büyüktür bilinmez ziyadesi var.) Bunların iki kıyamet günü kevser havuzuma gelinceye kadar (Peygamber iki parmağını birleştirerek ashabına göstererek devam etti) birbirlerinden asla ayrılmayacaktır. biri Kur'an diğeri Ehlibeytimdir. Ehlibeytinden her bir temsilcinin her dönemde dünyada bulunacağını buyuran Resul s.a.v Nisa Suresi 59. ayetteki ulul emri minkum sizden olan emir sahipleri kelimesi için buyurdu: benden sonra 12 emir sahibigelecek hepsi Kureyştendir. (Buhari Müslim Kitabul İmare Babı) buyurdu.
            İşte Peygamberin taraftarları (şiileri) o Hazretin vefatından sonra İlahi atama ve Resul beyanı gereği Ehlibeytine biat edip onlarla beraber oldular. Nisa Suresi 41 her ümmetten bir şahit getireceğimiz (her devrin İmamı olan 12 emir=imam) seni de (bunu duyurduğuna dair) şahit getireceğimiz gün.... yine İsra suresi 71. ayette her dönemin insanlarını (Allahın görevlendirdiği zamanının) İmamlarıyla çağıracağımız gün kitapları sağlarından verilenlere korku olmayacaktır. buyurulur. biz bu ayet ve hadislere göre Allahın dini Resulün sünneti (yolu) üzerinde sabit kalırken ve bu yolumuzu sünnilerin de sahih dediği temel kaynaklardan ispatlarken sunniler bu yoldan sapmışlardır. Peygamberin sünnetini ve dinini korumak için çizilen ilahi yoldan sapmak için zalim iktidarların emrine girmişlerdir. Zalim iktidarlar İlahi atama ve emir olan Ehlibeytine tutunmayı bırakın onlarla savaşmışlardır. Onları birer birer katledip Peygamberin sünnetini tahrif edip o HAzrete iftiralar atmışlardır. Peygambr buyurmuştur kim benim söylemediğim bir sözü bana iftira ederse cehennemdeki yerine hazırlansın. Ama bu sünni adı altındaki Zalim iktidar halkı, Peygamberin Kuranı ve Ehlibeytime tutunun onları size bırakıyorum benden sonra buyurduğu hadisini tahrif ettiler. ve kuranı ve sünnetimi bırakıyorum diye peygambere iftira attılar. bu iftira sunnilerin meşhur sahih dedikleri 6 temel hadis kitabında yoktur. 6 kitapta kuran ve Ehlbeytim hadisi vardır. Neden bunu yaptılar. Çünkü Allah ve Rasülü saptırlamayacak satın alınamayacak Ehlibeytini dinin koruyucusu ilan ederlerken (Ahzab 33. Ehlbeytinin Peygamber eşleri olmadığı Sahihi Müslim Ehlibeytin fazileti bölümünde Zeydden nakledilen hadis) sünnetin bozulmayacağına garanti vermediler. Sünneti Ehlibeyte uymayan kesim bozdu. bidatlarla doldurdu dini. Peygamber zamanında olmayan ve Peygamberin uymamız için hiçbir açıklamada bulunmadığı mezhepleri icad ettilr. Ehlibeyte itaat etmeyip dışlamalarından onları katletmelerinden doğan dini boşluğu bunlarla doldurma yoluna gittiler. sunni kitaplar dahil hiç bir kitapta 4 mezhebin dini hükümleri açıklama izni verilmiş dğildir. tersine her dönemde Ehlibeytten bir temsilci bulunacağına ve insanların zamanın bu imamına uymadıklarında cahiliye ölümüyle öleceklerine dair hadisler bulunmaktadır. sunni kitaplarda bile. Evet Allah yahudi ve hristiyanlara hucceti tamamlamak için Muhammed s.a.v'in geleceğine dair ayetleri koydurtmuş ve bunların tahrifine izin vermiyorsa böylece onlara Müslüman olmayı emretmiş oluyorsa, sunn kitaplarına da Ehlibeyte uymayı emreden hadisleri koydurtmuş ve sunnilere Ehlibeytin 12 emiri=imamına uymayı emretmiş bulunmaktadır.
            şimdi siz sunni iseniz şii olmak zorundasınız. Çünkü sunni temel hadis kitaplarında da şianın uyduğu 12 imam=emir hadisi bulunmaktadır. kütübü sittenin tamamında hatta 14 sunni hadis kitabından bu 12 emir=halife=imam hadisi hala bulunuyor. onlara uymanın dini emir olduğu için. buna karşılık şii temel kitaplarında 4 mezhebe uyun diye hadis olsa sizinle biz denk olmuş olurduk. ama bırakın şii hadis kitaplarında, bendn sonra 4 mezhep olacaktır onlara uyun şeklinde bir hadisin olmasını böyle bir hadis sunni hadis kitaplarında bile bulunmamaktadır.
            Şimdi sorarım size kim sünnet ehliyani ehli sünnet kim bidat ehli!
            [13:50, 18.01.2022] Sıfır Günah Mümkün: bu yazıda geçen tüm bilgileri kitaplarınızdan yerlerini hadis numaralarıyla resimleriyle size iletebilirim. hadi eğer doğru sözlüyseni buyrun siz getirin kitaptan delilinizi:
            1- 4 mezhebe uyun diye bir ayet ya da hadisi
            2- 4 mezhebin dini açıklayabileceğine dair ilahi izni
            3- Ehli sünnet diye dinde bir mezhebin olduğuna dair ve bunun doğru yol olduğuna dair bir ayet ya da hadis. Kütübü sitteden olacak.
            4- Ehlibeytle savaşa izin verildiğine, onların da müslüman olabileceklerine dair bir ayet ya da hadis.
            5- Ehlibeyti unutup onlara itaat edilmeyip başka din alimleri olabileceğine dair ayet ya da hadis.
            6- Peygamber eşleri ya da halifelerin dini lider olabileceklerine dair bir ayet ve hadis...

            Yorum


              #7
              VI. BÖLÜM
              İddianız: size iki sey birakiyorum birisi kuran digeri sunnetim hadisidir
              Cevabımız: Bu iddianız bu konuda araştırma yapmayıp kulaktan dolma bilgilerle hareket ettiğinizin ispatıdır. Çünkü bu hadisin Kur’an ve Ehlibeytimi bırakıyorum şekli Kütübü sittede geçmektedir. Buharide tek Kuran bırakıyorum denirken, 4 hadis kitabında Kur’an ve Ehlibeytimi bırakıyorum denir. Süneni neseid bu hadis hiçbir şekilde yer almaz. Sebebi Nesei müellifi Ehlibeytin faziletiyle ilgili hadisler çok olduğu, ve süneninin ebatı büyük olmaması için o hadisleri buraya almamış, onun için müstakil bir eser yazmıştır. Eserinin adı Hasaisi Aleviyye’dir. Nesei’yi bu vesileyle şükran ve minnetle anarak şu acı olayı da nakledelim. Muaviyenin takipçileri Nesei’yi yakalar ve ona sorarlar, sen Ali’nin faziletlerini anlatıyorsun bize de Muaviyenin faziletlerini anlat. O hadisleri naklet. Ne diyeyim. Muaviyenin fazileti mi varmış! Yesin yesin de doymasın dediğini mi aktarayım Resulün Muaviye hakkında… deyince Neseiyi öyle döverler ki af edersiniz en hassas yerini ezerler. Nesei oradan kaçar ve Filistine giderken bu yara nedeniyle can verir. Allah Rahmet eylesin. Ehlibeyti sevmek işte budur. Hem Ehlibeyti seviyorum diyeceksiniz hem Ehlibeyte düşmanlıkla ömrünü geçirmiş onlarla savaşmış ve onları şehit etmiş Muaviye ve sülalesine rahmet okuyacak onların yolunu savunacaksınız bu olmaz… aklı vicdan bunu kabul etmez.

              İddianız: ehlibeyt bastacidir peygamber ailesi ama zaten bir peygamberimiz var sabina ehlibeytine herseyi anlatmis aciklamis allah razi olsun onlarda bize ulastirmislar bunda sorun ne
              Cevabımız: Ehlibeyt baş tacıysa bunun anlamı nedir? Başına tac etmek her dediğini kabul edip uygulamak değil midir? O zaman Ehlibeyt neredeyse sizin de orada olmanız, onların savaştıklarıyla savaşıp barıştırklarıyla barışmanız, düşmanlarını haksız, dost ve takipçilerini haklı görmeniz gerekmez mi? Hem diyorsunuz ki Ehlibeyt baş tacıdır, hem sonraki cümlenizde Peygamberimiz ashabına ve Ehlibeytine anlatmıştır diyerek Ehlibeyti ashaptan geri bırakıyorsunuz. Bu ashabla Ehlibeytin zıt ve rakip oldukları anlamında söylediğimiz Birsöz değildir. Sizin klasik Ehli sünnet yolundan saptığınızı göstermek içindir. Çünkü Ehli sünnet de Ehlibeyti Peygamberden sonra sahabeden önce bir yerde konumlandırır. Delili de Salavatta sahabeden önce Alihi yani Ailesine salat olsun demesi sonra ashabını demesidir. Yine Ehli sünnetin namazlarda okuduğu kiminin bunu farz bildiği salli barik dualarında Ehlibeyte salat edilirken sahabenin adı bile geçmez. Ama Selefi inanca göre ashab Ehlibeytten (en azından pratikte) önde gelir. Bir selefi salavatı değiştirerek okumuştu. Tartışmamızda gönderdiği ses kaydında. Vesalatu vesselamu ala Rasulina Muhammedin ve sahbihi ecmain şeklinde. Dedim salavatı da mı değiştirdiniz. Ehlibeyti (Alihi) çıkarttınız yerine sahabeyi koydunuz. Sonra öyle demedim dedi yeni ses kaydı atarak normal sunilerde okunan salavatı attı. Sizin de Peygamber ashabına ve ehlibeytine anlattı onlar da bize anlattı demenizde bizim için çok önemli göstergeler vardır. Yani diyorsunuz ki biz dini daha çok ve öncelikli olarak ashabdan alıyoruz. HAlbu ki Allah ve Rasülünün direktifleri böyle değildir. Ehlibeyti Peygamberden sonra dinin yetkili anlatıcısı ve temsilcisi ilan etmişlerdir. Ki bunun delilleri daha önce geçti.
              Sorun şu: normal Ehlibeyte uyan ashabın anlattığında sorun yok. Ama Ehlibeytle savaşan sahabelerin anlattıklarını kabul etmemiz imkansız. Çünkü bu savaş bir iki dakikalık iki grubun yumruklaşması değil. Savaş dediğin günler haftalar hatta aylar süren alt yapı çalışması olur. Bu süreçte kendi taraftarlarınızı haklı olduğunuza ve karşı tarafın haksız hattadine karşı olduğuna ikna etmeniz gerekir. Karşı tarafın haksız olup bir türlü yola gelmediğini ve onların imha edilerek doğru yoldan kaldırılması gerektiğini söyler buna ikna edersiniz ki insanları ölümü göze alarak savaştırabilesiniz. Bu süreçte sizin Ehlibeyte karşı savaşanların Ehlibeyti nasıl inkar ettiklerini, onları karalamak için ne iftiralar ürettiklerini biliyor musunuz? Bu haldeki sahabe Peygamberin sapmamanız için iki emanet bıraktım Kuran ve Ehlibeyti hangisinin daha üstün olduğu bilinmez. Şeklindeki önemli direktifine uymuş mu sanıyorsunuz. Siz sansanız bile biz sanmıyoruz. Çünkü biz ashabım gökteki yıldızlar gibidir hangisine tutunsanız yolunuzu bulursunuz sözünün Peygambrin ağzından çıkmayan ve ona iftira edilen bir söz olduğunu biliyoruz. Eğer siz doğru sözlüyseniz ve buna hadis diyorsanız buyrun kitaptan delilinizi getirin.

              Yorum


                #8
                VII. BÖLÜM
                sia su kafada bu hadiis bize uyuyo kabul ediyoz bu hadis bize uymuyo kabul etmiyoz..
                Bu yöntem tüm ekollerde vardır. Sunni hadisçiler yüz bine yakın hadis arasından beş on binini seçmişler ve diğerlerini sahih dedikleri kitaplarına almaya değer görmemişlerdir. Hadis adı altında gelen tüm bilgileri peygambere ait diyn bir ekol yokş. Bu sadece şiann dediği bir şey değil ki. Ama şia sunni hadislere neden güvenmiyor derseniz. Bunun da Allah ve Rasülünün emri gereği yaptığını bilmeniz gerekir. Şöyle ki:
                Resul size Ehlibeytimi bıraktım, Ali hak iledir hak Ali iledir. Ey Ebuzer sen dünya bi yana ali başka bi yana gitse sen Aliyi takip et çünkü hak onunladır buyurmuş mu? Evet. Bu sünni kitaplarda da var. Öyleyse Ali ve onun savaştıkları konusunda biz kime uyacağız. Ehli sünnet maalesef ki Ehlibeyti bırakıp onunla savaşanları dinin baş köşesine hoca olarak oturtmuştur. Şöyle ki:
                Sunnilerce en sahih kabul edilen kütübü sitte yani 6 hadis kitabında ashabdan en çok hadis nakledenlere yani binin üzerinde hadisi alınanlara muksirun denir.
                Muksirunun neredeyse tamamı Ehlibeytle savaşta Ehlibeytin karşısında yer almıştır. Cemel Sıffin Haruriye ve hatta Kerbela savaşında Ehlibeytle savaşanların adil olarak görülüp hadis nakillerinde onlara güvenmek nasıl mümkün olabilir.
                Muksirun:
                1- Ebu Hureyre: kütübü sittede 4730 hadisi vardır. Cemel Sıffin savaşlarında Ali a.s ile savaşmıştır. Kerbela savaşında Ehlibeytle savaşan Yezide destek vermiş onun azılı katil komutanı Busr bin Ertatla Medineye girmiş şehirdeki ashabın da bulunduğu halkın üç gün boyunca kanını canını namusunu helal sayarak 30 bin masum cana kıylma fetvasını vermiştir. Busr bin Ertat basraya geçerek katliamlarını sürdürürken Medine’de Yezit’in valisi olarak Ebu Hureyre’yi bırakmıştır.
                2- ibn Ömer. 2619 Cemel Sıffin savaşlarında Ali a.s’a karşı savaşmıştır.
                3- Abdullah İbn Mes’ud, 2286.
                4- Aişe bint Eba Bekr: 2210 hadisi nakledilmiştir. Cemel Savaşında Ehlibeyt Ali a.s’a karşı orduya komutanlık etmiştir.
                5- İbn Abbas. 1660. Her ne kadar önceden Ali a.s safında olsa da Ali a.s’ın şehit edilmesinden sonra yerine geçen 2. Ehlibeyt İmamı İmam Hasan a.s’ı yalnız bırakıp Muaviye safına geçen komutanlardandır.
                Buna karşılık sunnilerce sahih kabul edilen kütübü sitte maalesef ki Ehlibeyti devre dışı bırakmıştır. Peygamber ben ilmin şehriysem Ali onun kapısıdır kim şehri (ilmi) istiyorsa kapıya (ali’ye) yönelsin buyurmuş, bunu Mescidi Nebiye açılan tüm sahabe evlerinin kapılarını kapatmış sadece Ali kapısını açık bırakmış. Bab ilim anlamına da gelir. Böylece mescide yani dine sadece Ali kapısı açıktır. Nebiyi tam olarak sadece Ali anlatabilir. Ali ile çelişen tüm bilgiler uydurmadır demiştir. Bir evin (Peygaberin) n iyi tanıyanı evin içinde olanlar (ev halkı Ehlibeyt) midir yoksa evin dışında olanlar (ashab) mıdır. Ki bir kısım ashab da zaten Ehlibeytle beraberdi. Onlardan da kütübü sitteye yeterince rivayet konmamıştır.
                Kütübü Sittede Ehlibeyte Sansürün İspatı:
                1- Ali (as.)dan kütübü sitteye 400 kadar hadis alınmıştır. Ebu Hureyrenin onda biri kadar. Ki bunların bazıları onun söylemeyip ona isnad edilen yalanlardır. Bir çoğu da haricilerle savaş için haricilerin saptığına dair hadislerdir. Emevilerin de başına bela oldukları için hariciler hakkında Ali a.s’ın ne kadar aktardığı hadislr varsa onlar kitaplara taşınmıştır. Bir nevi mecburiyetten. Kimse burada diğer 3 halifeden de çok hadis yoktur onlar hilafetle meşguliyetten ve sorumluluk korkusuyla çok hadis aktarmadılar demesin. Şiada İmam Ali as.’dan 27bin civarı hadis vardır.
                2- Fatıma, İmam Hasan İmam Hüseyin’den kütübü sitteye alınan toplam hadis 20 kadardır. Dikkat edin miktara… kimse onlar küçüktü Peygambrden kaç hadis duydular ki savunması yapmasın. İbn Ömer ile İmam Hüseyin yaşıttı. Hadis nakledenler tek sahabi nesli değil. Üç nesil boyun hadis nakli sürmüştür.
                3- Peygamberin Ehlibeytin 12 imamı diye itaatini nisa 59 daki sizden olan emir sahipleri ifadesi gereği farz ilan ettiği sonraki İmamların adları kütübü sittede geçmemktedir. Değil ravi olarak alınmaları… Oysa Ehlibeyt ve Peygamberden nakil şiada 100 bine yaklaşmaktadır.
                Şimdi Resulullahın Ehlibeytinin faziletine üstünlüğüne tertemiz kılındığına kendisinden sonra onların dini otorite ve itaatinin şart olduğuna dair sayısız hadisini bunlar duymadılar mı? Duydular. Duydular da itaat etmeleri gerekirken neden Ehlibeytle savaştılar. Bakın savaşmak itaat etmekten sonra hemen gelen seçenek ya da konum değildir. Biri vardır itaat eder. Biri vardır itaat etmez. İtaat etmeyen herkes itaat etmediğini düşman görmez. Onu itaate layık doğru biri görmez. Lider görmez. Ama biri de vardır ki itaat etmemeyi de bırakın onu imha etmek yok etmek ister. Bunun için tüm gücünü kullanır. Bu itaat edilmemesi için Ehlibeyte karşı bir duruştur. Kendi itaat etmediği gibi başkalarının itaatini de engellemeye yönelik bir savaştır. Resul itaati emretmedi mi? Bu durumda Ehlibeytle savaşanların hala Rasulün sünnetini önemsediğini dini önemsediğini dini aktarmak için güvenilir bir durumda olduklarını söyleyebilir miyiz? Biz söyleyemeyiz. siz söyleseniz de biz söylemeyiz. Çünkü biz onun akla ve gerçeğe zıt olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla biz Ehlibeyte yani Rasulün uyun dediği liderlere uyabilmek için onların düşmanlarından gelen hadisleri kabul etmiyoruz. Kabul etmiyoruz derken onlardan hiç hadis almıyoruz manasında değil. Baş köşeye koymuyoruz. Ehlibeytin rivayetleriyle ve hakikatiyle zıt düşmemek şartıyla onlardan hadis almaktayız.
                ayni adam 10hadisini kabul etmis 20 hadisine yalan demis bir hadis bile yalan olsa digerlerinin dogrulugu suphelidir ozaman ortada din diye bisey kalmaz hadisleri ortadan kaldirirsan namazi neye gore kilacan orucu neye gore tutacan zekati neye gore verecen
                evet bu görüşünüze katılıyoruz. Ama farkımız şu ki siz hadislere karşı yanlış sansür koyanlarsınız. Şia Ehlibeytten 100bine yakın hadis aktarır bunları fıkıh kelam akait siyer ve diğer bilimlerde çerçeve kabul ederken, siz Ehlibeytle savaşanları esas kabul ediyorsunuz. Ki böylece hadislerin bir çoğunu kabul etmemiş oluyorsunuz. O zaman siz ibadetleri sahih nasıl yapacaksınız ki.. Kuranda neden açıkça belirtilmemiş gibi iddianızla hadislere karşı mesafe koyan siz mi bunu söylüyorsunuz. Bilmeniz gerekir ki şia vahiyle konuşan Peygamberin sözleriyle Kuran ayetleri arasında bir değer bakımından fark koymayan tek ekoldür. Bu manada fıkhını buna göre oluşturmuştur. Sunnilerden hadislere en çok değer veren Şafilikteki ibadetlerin şekli şartları ile şiadaki benzerlikler diğer mzheplere göre daha fazladır.

                neyse ise gidecem ben hadi iyi aksamlar bana şianin birseyini yollama bu yolladiklarini ben 3yil once okudum zaten
                kolay gelsin. Bunları okumanız sizin menfaatinizedir. Ayette müminler sözü dinlerler en iyisine tabi olurlar buyurmaktadır. Bu nedenle siz de tek taraflı vahhahi selefi tekfirci fikirlere bakmayınız. Bunları da dinleyiniz ki kabul etmeseniz de şiayı düşmanlarndan değil kendisindn tanımış böylece iftira atmamış olursunuz. İnsan üç yıl önce okuduklarından farklı şeyler duyabilir. O yüzden okudum bi daha o alana girmiyorum demekle bir çok insan sadece gözlerini kapatıp kendin güneşi yok etmiştir. Karar sizindir.

                Yorum

                YUKARI ÇIK
                Çalışıyor...
                X