Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Allah ıslah etsin....

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #76
    Ynt: Zöhre Ana

    [quote author=MedetYaAli link=topic=6716.msg165884#msg165884 date=1359656948]
    (Gecikme için kusura bakmayın.)
    Sanırım haletiruhiyemizi selmancan biraz özetlemiş son mesajında.
    Maalesef ortak paydamız yok, ortak kavramlarımıza hep farklı anlamlar yüklüyoruz. Buna Allah inancı da dahil.
    Mesela, iki inanç da Hz.Ali'ye inanıyor. Ancak siz halife diyorsunuz. Ben Evliyaların serçeşmesi, Hakkın tecellisi.
    Siz Hz.Hüseyin'in yasını yezid'e biat etmeyip Yezid tarafından şehit edildiği için tutyorsunuz, ben ise dedesinin Kuranını ömere vermediğinden dolayı şehit edildiği için.
    Siz Kuran'ı rehber ediniyorsunuz, ben dilli kuran olan Hakkın evliyalarını....
    Yani benim nasıl bir Allah'a inandığım da aslında sorunun temeli değil.
    Arkadaşım sormuş nasıl bir Allah'a inanıyorsunuz diye?
    Kuran'da anlatılan bir varlık değil benim inandığım. Kaldı ki Kuran'da anlatılan da insan mantığının algılayamacayacağı, tahayyül edemeyeceği, somutlaştıramayacağı bir varlık. Belki de bu yüzden biryerlerde var olduğunu hissetmek inanmanın temeli sayılıyor.
    Bizler Allah'ın varlığını ve birliğini doğaya, havaya, dengeye ya da kitaplara bakarak değil bizzat O'ndan gelen evliyaları aracılığı ile anlıyoruz.
    Örneğin Hacı Bektaşı Veli ile (kitaplarını boşverin onların tamamı uydurma kendisine atfedilenler) örneğin Abdal Musa ile, örneğin Pir Sultan Abdal ile, Yunus ile, Mevlana ile...
    Bizim için bu varlıklar sıradan birer insan değil, Hakkın kerameti ile donatılmış, nefislerinden arınmış, insan-ı kamil mertebesine yükselmiş ve insanlara Hak Muhammed Ali yolunu her devirde anlatmış Pirlerdir.
    [/quote]


    İmam Ali aleyhisselamı kim hakkıyla tanıyabilirki,onu hakkıyla kim tasvir edebilirki? Ne bizim nede sizin tanımlamalarınız onu anlatabilir.
    sınırlı olan sınırsızı nasıl anlatabilirki.


    14 masum aleyhisselamın dışında kalan varlıklar ve insanlar onların emrinde olan nökerlerden başka birşey değildir.


    bu arada hiç düşündünüzmü acaba sizin saydığınız bu kişileri yani yunus emreyi, mevlanayı, hacı bektaşi veliyi muhaliflerde( sünniler) seviyor. Nedendir acaba hiç düşündünüzmü


    Halbuki sizinde bildiğiniz givi muhalifler alevileri her zman katletmiş ve zulüm uygulamıştır.neden alavi büyükleri diye geçen insanları severler acaba.bana göre cevabı bellidir ama sizde düşünün


    medetyaali kardeşim aramızda fark yoktur. unutmayın fıkıh boyutunda var oda zamanla aşılır inşallah

    "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

    علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

    Yorum


      #77
      Zöhre Ana...

      [quote author=selmancan link=topic=6716.msg165906#msg165906 date=1359749268]
      O'ndan gelen evliyaları aracılığı ile anladığınız şekliyle cevaplayın:

      1- Allah nasıl bir varlıktır?

      2- İnsanlarla iletişim kurar mı?

      3- İnsanların ona karşı görevleri/borcu var mı?

      4- İnsanlara bir inanç ve yaşam sistemi belirlemiş mi? Belirlemişse bunu hangi yolla göndermiş?
      [/quote]
      1- Çok geniş bir soru diğer soruların cevabıyla cevaplandırabiliriz.
      2- İnsanlarla hayır. Evliyaları ile evet. İnsanlarla iletişimi evliyalar aracılığı ile kurar.
      3- Evet.
      4- Evet. Evliyaları aracılığı ile.

      [quote author=kerrar14 link=topic=6716.msg165921#msg165921 date=1359795241]

      İmam Ali aleyhisselamı kim hakkıyla tanıyabilirki,onu hakkıyla kim tasvir edebilirki? Ne bizim nede sizin tanımlamalarınız onu anlatabilir.
      sınırlı olan sınırsızı nasıl anlatabilirki.


      14 masum aleyhisselamın dışında kalan varlıklar ve insanlar onların emrinde olan nökerlerden başka birşey değildir.


      bu arada hiç düşündünüzmü acaba sizin saydığınız bu kişileri yani yunus emreyi, mevlanayı, hacı bektaşi veliyi muhaliflerde( sünniler) seviyor. Nedendir acaba hiç düşündünüzmü


      Halbuki sizinde bildiğiniz givi muhalifler alevileri her zman katletmiş ve zulüm uygulamıştır.neden alavi büyükleri diye geçen insanları severler acaba.bana göre cevabı bellidir ama sizde düşünün


      medetyaali kardeşim aramızda fark yoktur. unutmayın fıkıh boyutunda var oda zamanla aşılır inşallah
      [/quote]
      Teşekkür ederim. Elbette aramızdaki fark imana bakışımızdan başka yerde değil. Ben diğerlerine zarar verilmediği müddetçe bütün düşüncelerin ve inançların özgürce savunulup uygulanmasından yanayım.
      Sayın kerrar14,
      Saydığınız varlıklar benim inancımın temel taşlarıdır. Ancak ben bu varlıkların hayatlarını ve insanlara aktardıklarını muhalif dediğiniz kesimlerin başvurduğu kaynaklardan çok farklı bir kaynaktan öğrendim.
      Bu yüzden kim olduklarını çok iyi biliyorum.
      Kaldı ki benim kaynağımdan olmamasına rağmen, önceki mesajlarımdan birinde bir örnek vermiştim Mevlananın Hz.Ali ile ilgili naatından iki cümle. İzin verirseniz tümünü paylaşayım (Sizin sitenizde de Nat-ı Ali başlığıyla var):
      O açıklayıcı imam, o Allah velisi safa ehlinin vücut güneşidir. Yerde, gökte, mekanda, zamanda Hak'la duran o imamın zatı, iç ve dış temizliği ile vasıflanmak vaciptir. Çünkü küfürden, ikiyüzlülükten kurtulmuştur, temizdir...

      Onun toprağı birlik alemidir. O, insanın hakikati ve canı gibiydi. Herşey fanidir, fakat can yaşar, ölmez. Onun hareketi kendinden diri olan ezeli varlıktandır. Beka çevresinde döner dolaşır, yaratıkları yaratanın zatı gibi O bakidir. Hakkın yüksek sıfatları Ali'nin vasfıdır. Hakk'ın sıfatları zaten ayrı değildir. O, Tanrı'nın zatına yapışmış "O" olmuştur. Hani duyduğun lahutun gizli hazinesi yok mu; işte o odur. Çünkü o, Hak'tan Hak'la görünmüştür. O hazinenin nakdi, tükenmez ilimdi. İşte o ilimden maksat, yüce Ali'dir. Hakkın hikmetini ondan başka kimse bilemez. Zira o hakimdir, herşeyin bilginidir.

      İptidasız evvel o idi, sonsuz ahir de o olur. Peygamberlere yardım eden o idi, velilerin gören gözü de hakikaten odur. Yüzünün nurlu parıltısı, kendi ziyasından bir güneş yarattı. O, Hak iledir; Hak ondan görünür. Hakka ki, o Hak ile ebedidir.

      Ademin toprağı onun nurundan idi, o sebeple meleklerin tacı oldu; Allahın isimleri ondan belirdi. O temiz ve yüce imamın ilmi sayesinde Adem, herşeyi anladı. O nur tek olan yaratanın nuru olduğu içindir ki, melekler onun huzurunda secde ettiler. Evet, muhakkak ki, Adem, O imamın nuru ile bütün ilahi isimleri bildi...

      Şit, kendinde Ali'nin nurunu gördü ve yüksek alemi öğrendi. Nuh, kendini yüksek menzile ulaştırıncaya kadar, istediğini hep ondan buldu. Gene ondandır ki kurtuluşa eren Nuh, dehirde gayret tufanını buldu da beladan kurtulmuş oldu. Halil peygamber, dostlukla onu andı da, ateş ona al lale oldu. Nemrudun ateşi, o Allahın dostuna hep gül, nesrin, lale oldu. Gene o idi ki, keyfiyle kendi koyununu İsmail'e kurban etti. Yusuf kuyuda onu andı da, o saltanat mülkünü süsleyen tahtı buldu.

      Yakup, onun önünde birçok inledi de Yusuf'un kokusunu alıp gözleri açıldı. İmran'ın oğlu Musa, onun nurunu gördü de uzun geceler hayran kaldı. Kırk gece kendinden geçti; kavuşma ve görüşme zevkine daldı. Sonra
      dedi ki: "Yarabbi! Bana bu lutfundan bir alamet ver." Hak ona: "İşte sana nurlu eli verdim" dedi. Gene Ali'nin vergisidir ki, Meryem'e arkadaş oldu da İsa vücuda geldi...

      O, şeriatte ilim şehrinin kapısıdır.Hakikatte ise iki cihanın beyidir. İki cihanın sultanı Muhammed, hakka yakınlık
      gecesinde, Allaha kavuşmanın harem yerinde onun sırrını gördü. Ali'nin nutkunu, Ali'den dinledi. Ali ile birleşilen o yerde Ali'den başka bulunmaz.

      Allah yolunda gidenler isteyicidirler; Ali istenilendir. Söyleyenler söylerler, susarlar. O, susmaz, söyler. Ebedi ilim, onun göğsünde parlayıp göründü. Vahyolunanların sırlarını, o hakikat olarak bildi ve bildirdi. Ümmetlere haykırdı:

      -Allah yolunda Ali, sizin kılavuzunuzdur.

      Allah'a içi doğru olanlar yüzlerini ona çevirmişlerdir. Zira o şahtır, doğru yolu gösterendir, efendidir...

      O, bütün peygamberlerin sırrında idi. Cenabı Mustafa:


      -Benimle açıkça beraber bulundu, dedi.

      Dinde evvel, ahir o idi. Allah ile içli dışlı o idi...

      İşte bunları söyledim ki, bu yüksek mananın nüktesini öğrenesin de yüksek velayete eresin. Sence apaçık bilinsin ki, hakikatte yüce olan O'dur.

      Ey efendi, benimle boşuna kavga etme. Bu böyledir. Hakikat budur ki, hepimiz bir zerreyiz, güneş odur. Biz hepimiz damlayız, deniz O'dur.


      Cihan var oldukça, Ali var olur, Cihan var, olurken de Ali vardı

      Cihanın temeli suret buluncaya kadar var olan Ali idi. yer resmedilinceye, zaman husule gelinceye kadar var olan Ali idi. Veli, vasiy olan Şah Ali, cömertliğin, keremin, bağışın sultanı idi.
      Ali'den ötürü melekler Adem'e secde ettiler. Adem bir kıble idi, secde olunan Ali idi. Adem de, şit de Eyyup da, İdris de, Yusuf da, Yunus da, Hud da, Musa da, İlyas da Salih Peygamberlerde, Davut da Ali idi.
      Nefsin tamamından Ötürü cihan sofrası üzerinde elini bulaştırmayan kahraman aslan Ali idi Kur'an'nın yer yer, ayetlerinde tanrı'nın ismini vasf ile öğdüğü Kur'an sırlarının kaşifi Ali idi.
      kapısının tokmağı kadir ve kıyamette Arşın semasından daha ileri geçen, o durmadan Hakka secde eden arif
      Ali idi. İslam yolunda iş düzelmedikçe; surup dinlenmeyen o şerefli, vekarlı Şah Ali idi. Hayber kalesinin kapısını bir hamlede koparıp açan, o kalalar fatihi Ali idi.

      AFAKA HER BAKIŞIMDA GÖRDÜM Kİ, YAKIN YÜZÜNDEN HER VARLIKTA VAR OLAN ALİ İDİ. BU KÜFÜR OLMAZ, KÜFROLAN SÖZ BU DEĞİLDİR. CİHAN VAR OLDUKÇA ALİ VAR OLUR, CİHAN VAR OLURKENDE ALİ VARDI.
      TEBRİZ'İN ŞEMS-ÜL HAKKI CİHANIN GİZLİ VE AÇIK SIRLARINDAN HER NE GÖSTERDİNSE HEPSİ DE ALİ İDİ.


      Sizce hangi muhalif Hz.Ali'yi Hakla bir tutan bu sözler karşısında Mevlanaya inanmaya devam eder?
      Çünkü bir şeyi Hakla bir tutmak islama göre şirktir.
      Ancak benim inancımın temeli budur. Hz.Ali, Hz.Muhammetten ve diğer peygamber, evliya enbiyalardan farklı bir yaratılışta yeryüzünde zuhur etmiş bir varlıktır.
      Bugün bu varlıklara atfedilen bu ve bunun gibi beyitlerin yer aldığı kitapların çoğu, onlar bu dünyadan göçtükten sonra hakim inancın koruyucuları tarafından dejenere edilmiş ve maalesef özlerinden uzaklaştırılmıştır.
      Yukarıdaki beyitlerin Mevlanaya ait olup olmadığını da kesin olarak söyleyemeyiz.
      Ancak ben bu varlıkları kitaplardan değil canlı bir kaynaktan öğrendiğim için kesin olarak bildiğim şey, Mevlananın da, Hacı Bektaşın da, Yunusun da Hak Muhammed Ali yolunun birer rehberleri olduğudur.


      "Her millet icraatine tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır"
      Mustafa Kemal ATATÜRK

      Yorum


        #78
        Ynt: Allah ıslah etsin....



        [color=rgb(51, 68, 102)]Alıntı yapılan: selmancan - Dün, 22:07:48[/color]
        O'ndan gelen evliyaları aracılığı ile anladığınız şekliyle cevaplayın:

        1- Allah nasıl bir varlıktır?

        2- İnsanlarla iletişim kurar mı?

        3- İnsanların ona karşı görevleri/borcu var mı?

        4- İnsanlara bir inanç ve yaşam sistemi belirlemiş mi? Belirlemişse bunu hangi yolla göndermiş?


        1- Çok geniş bir soru diğer soruların cevabıyla cevaplandırabiliriz.2- İnsanlarla hayır. Evliyaları ile evet. İnsanlarla iletişimi evliyalar aracılığı ile kurar.3- Evet.4- Evet. Evliyaları aracılığı ile.


        1. soruyu biraz daha sınırlayayım:
        a) Tanrı tek midir? Bir benzeri var mıdır? Görünür mü? bir bedene girer mi? bir bedenle temsil edilir mi? cüzlere (parçalara) ayrılır mı?


        b) Tanrı adil midir? bu adaleti nasıl bilinir görülür hissedilir?


        bu sorularla ilintili olan diğer soruları da biraz açalım:


        2- Allah'ın adaleti insanlarla iletişim kurmada nasıl tecelli eder? yani Allah'ın evliyalarla iletişim kurması ancak bu evliyaların tüm yeryüzü insanlarına ulaşamaması durumunda bu insanlar nasıl hesaba çekilecektir? Allah yazılı kitap gönderdi mi? Eğer gönderdiyse bunu korumadıysa, velilere nasıl güveneceğiz? Velilerin veli olduğunun ispatı nedir? bu tüm insanların akıllarına mantıklı gelecek şekilde objektif olarak nasıl anlatılır, ortaya konur?


        3- İnsanlar Allah'a olan borçlarını kimden öğrenecekler ve nasıl bunu yerine getirecekler? bu konuda Allah yazılı metin göndermemiş mi? göndermemişse sözlü öğretilerin güvencesi ne kadardır?


        4- Allah'ın evliyalar aracılığıyla belirlediği inanç ve yaşam sistemi hangi inanç esaslarından oluşur? hangi günlük, haftalık, yıllık, ömürlük ibadetlerden oluşmaktadır?

        Yorum


          #79
          Ynt: Zöhre Ana...

          [quote author=MedetYaAli link=topic=6716.msg165930#msg165930 date=1359840397]

          Teşekkür ederim. Elbette aramızdaki fark imana bakışımızdan başka yerde değil. Ben diğerlerine zarar verilmediği müddetçe bütün düşüncelerin ve inançların özgürce savunulup uygulanmasından yanayım.
          Sayın kerrar14,
          Saydığınız varlıklar benim inancımın temel taşlarıdır. Ancak ben bu varlıkların hayatlarını ve insanlara aktardıklarını muhalif dediğiniz kesimlerin başvurduğu kaynaklardan çok farklı bir kaynaktan öğrendim.
          Bu yüzden kim olduklarını çok iyi biliyorum.
          Kaldı ki benim kaynağımdan olmamasına rağmen, önceki mesajlarımdan birinde bir örnek vermiştim Mevlananın Hz.Ali ile ilgili naatından iki cümle. İzin verirseniz tümünü paylaşayım (Sizin sitenizde de Nat-ı Ali başlığıyla var):

          Sizce hangi muhalif Hz.Ali'yi Hakla bir tutan bu sözler karşısında Mevlanaya inanmaya devam eder?
          Çünkü bir şeyi Hakla bir tutmak islama göre şirktir.
          Ancak benim inancımın temeli budur. Hz.Ali, Hz.Muhammetten ve diğer peygamber, evliya enbiyalardan farklı bir yaratılışta yeryüzünde zuhur etmiş bir varlıktır.
          Bugün bu varlıklara atfedilen bu ve bunun gibi beyitlerin yer aldığı kitapların çoğu, onlar bu dünyadan göçtükten sonra hakim inancın koruyucuları tarafından dejenere edilmiş ve maalesef özlerinden uzaklaştırılmıştır.
          Yukarıdaki beyitlerin Mevlanaya ait olup olmadığını da kesin olarak söyleyemeyiz.
          Ancak ben bu varlıkları kitaplardan değil canlı bir kaynaktan öğrendiğim için kesin olarak bildiğim şey, Mevlananın da, Hacı Bektaşın da, Yunusun da Hak Muhammed Ali yolunun birer rehberleri olduğudur.



          [/quote]
          öncelikle yukarıda saydığnız kişilerin nasıl ibadet ettğini ve neye inandığını araştırdınzımı?
          Batıl olan birşeyi bir insana tek başına çıplak bir şekilde vererek inandırmanız elbette mümkün değildir. bir avuç haktan vir avuç batıldan alacaksın ve birbirine karıştıracaksınki karşındaki insan batılı fark etmesin.
          Bu kişilerde bu şekilde kullandırılmıştır.
          yukarıda saymış olduğunuz kişiler sünnidirler bunlar selçuklu ve osmanlı tarafından korunan ve kullanılan kişilerdir.

          Hak, Ali a.s iledir , Ali de hak iledir. Hak , İmam Ali aleyhisselamın etrafında döner.
          Bu söz islamın taa kendisidir.
          Bana göre 14 masum aleyhisselam bir ve eşittir.Bunun böyle olduğu hadislerlede sabittir.
          14 masum aleyhisselamın birbirinden hiç farkı yoktur, her açıdan.
          Bir insan kendisine önder bildiği kişinin emirleri doğrultusunda yaşaması gerekmektedir elinden geldiğince tabi onun istemediği ve yapmadığı şeylere yönelmememlidir elinden geldiğince
          Kalp ve dilde cereyan eden ifadelerin amele yansıması gerekir.
          yanlış anlamayın ben bunları inanç ve ibadet bütünlüğü açısından söylüyorum .
          bireysel algılamayın yani
          imam Ali aleyhisselamın emirlerinden, buraya yazarsanız ibadet ve amel boyutunda çok memnun oluruz.

          "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

          علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

          Yorum


            #80
            Zöhre Ana

            [quote author=selmancan link=topic=6716.msg165932#msg165932 date=1359841916]

            1. soruyu biraz daha sınırlayayım:
            a) Tanrı tek midir? Bir benzeri var mıdır? Görünür mü? bir bedene girer mi? bir bedenle temsil edilir mi? cüzlere (parçalara) ayrılır mı?

            b) Tanrı adil midir? bu adaleti nasıl bilinir görülür hissedilir? [/quote]


            Öncelikle şunu söyleyim: Bu sorularla Allah'a (ben Allah ya da Hak demeyi tercih ediyorum) ulaşamayız.

            Allah eğer ulaşılabilir bir varlık olsa idi bunu açıktan yapar ve bunca muğlaklığa gerek olmazdı. Allah'ın neden var olduğundan başlayıp da insanı neden yarattığına dek uzanan ve insan mantığının kavrayamayacağı bu tip soruların cevabı aslında kutsal kitaplarda da yer almamaktadır.

            İnsanın Allahı kavrayabileceğine inanmıyorum. Kavramaktan kastım zihninde tahayyül etmek, somutlaştırabilmek, algılayabilmek vs...

            Ama insan kendisinden manevi güç ve ilim açısından kat be kat güçlü olan bir başka insanı kavrayabilir.

            Allah kendi varlığını hissetirmek için kitabı değil insanı kullanır. Çünkü yazan kendi elçisi -hatta elçisi aracılığıyla kendisi- bile olsa, o bu dünyadan ayrıldıktan sonra yazılanların kötünün emrine girebilmesi ihtimali çok yüksektir.

            Hak bu yüzden devamlı elçilerini göndermektedir.

            Bunun dışında Allah nerdedir, nasıldır, yer mi içer mi, benzeri var mıdır gibi soruların cevabı insana kapalıdır. İnsana açık olan bu dünyada O'nu temsil eden evliyanın yolunu arayıp bulmak ve o yolda gitmektir.

            Biz Hakkın adil olduğuna da inanırız. Adaletsizlik Haktan değil insandan kaynaklanır.


            bu sorularla ilintili olan diğer soruları da biraz açalım:


            2- Allah'ın adaleti insanlarla iletişim kurmada nasıl tecelli eder? yani Allah'ın evliyalarla iletişim kurması ancak bu evliyaların tüm yeryüzü insanlarına ulaşamaması durumunda bu insanlar nasıl hesaba çekilecektir? Allah yazılı kitap gönderdi mi? Eğer gönderdiyse bunu korumadıysa, velilere nasıl güveneceğiz? Velilerin veli olduğunun ispatı nedir? bu tüm insanların akıllarına mantıklı gelecek şekilde objektif olarak nasıl anlatılır, ortaya konur?
            Bu soruyu size de sormak gerekiyor aslında. Benim cevabım şu: Her insan kendi kültürüne, kendi kültürü bile olsa evrensel değerlere göre (iyi niyetli olmak, yalan söylememek, zina yapmamak, hırsızlık yapmamak vs.) dara çekilecektir. Yani örneğin siz müsahip tutmuyorsunuz diye sorgulanamayacağınız gibi ben de Hacca gitmedim diye sorgulanmayacağım.

            Yukarıda da söylediğim gibi Hak insanlarla kitap aracılığı ile değil "kamil insan" aracılığı ile iletişim kurmaktadır. Bu insanlar Haktan geldiklerini de yaptıkları, topluma gösterdikleri ve kerametleriyle göstermektedirler.

            3- İnsanlar Allah'a olan borçlarını kimden öğrenecekler ve nasıl bunu yerine getirecekler? bu konuda Allah yazılı metin göndermemiş mi? göndermemişse sözlü öğretilerin güvencesi ne kadardır?


            4- Allah'ın evliyalar aracılığıyla belirlediği inanç ve yaşam sistemi hangi inanç esaslarından oluşur? hangi günlük, haftalık, yıllık, ömürlük ibadetlerden oluşmaktadır?
            3.Hakka olan borcumuzu öğrenebileceğimiz tek mercii O'nun elçisidir.

            4.Bu inanç sistemi bizim için, Muhammed ve Ali'nin getirdiği, cem ibadetinin, semahın, Ehlibeyt namazının, kurbanın ve el, dil belde özleşen bir yaşam şeklinin olduğu Hak Muhammed Ali yoludur.

            Bu da çek geniş bir soru. Ama özü bilinen islam tarihinin aksine budur. Peygamber döneminde ne mescit vardı ne de camiler. Ne şeriat vardı ne de çok eşlilik. Yol Hak Muhammet Ali yolu idi. Bu yolun ibadetlerinin yapıldığı yere damevi denirdi.

            İzin verirseniz ben de bazı sorular sormak istiyorum:

            1. Halife Ömer'e bakış açınız nasıldır?

            2. Çevrenizde ya da ailenizde ömer isimli insanlar var mıdır?
            "Her millet icraatine tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır"
            Mustafa Kemal ATATÜRK

            Yorum


              #81
              Ynt: Zöhre Ana...

              [quote author=kerrar14 link=topic=6716.msg165938#msg165938 date=1359873924]
              öncelikle yukarıda saydığnız kişilerin nasıl ibadet ettğini ve neye inandığını araştırdınzımı?
              Batıl olan birşeyi bir insana tek başına çıplak bir şekilde vererek inandırmanız elbette mümkün değildir. bir avuç haktan vir avuç batıldan alacaksın ve birbirine karıştıracaksınki karşındaki insan batılı fark etmesin.
              Bu kişilerde bu şekilde kullandırılmıştır.
              yukarıda saymış olduğunuz kişiler sünnidirler bunlar selçuklu ve osmanlı tarafından korunan ve kullanılan kişilerdir.
              [/quote]

              Saydığım kişilerin ne hayatı ne de yazdıkları yazılı tarihte kesin olarak yer almamaktadır.

              Çoğu yazılanlar rivayet olunur.

              Kaldı ki tarihte ne yazdığı benim için önemli değil. Bir evliyayı tanımak için bir başka evliyaya danışmak gerekir. Bizim inancımızda evliya ölmez, don (beden) değiştirir. Yani örneğin sizin Mevlana diye bildiğiniz evliya benim inancımda Celal Abbas adıyla bilinen pirdir ve bu dünyaya birden fazla kere gelip gitmiştir. Aynı şekilde Yunus da, Hacı Bektaş da. Don değiştirme olayı sadece evliyalara has olan aslında Haktan geldiklerine de bir bakıma ispat niteliği taşıyan bir olaydır.

              Asla sünni değil Hak Muhammed Ali yolunun birer elçileridirler.

              Aynen Hz.Muhammed ve Hz.Ali'nin getirdiği yola ihanet eden emevi zihniyetinin yaptığı gibi, bu pirlerin yaşadığı dönemde de var olan yezit zihniyeti bu pirler Hakka yürüdükten sonra anlattıklarını, deyişlerini baskın inanca uygun hale getirmişlerdir.

              Hak, Ali a.s iledir , Ali de hak iledir. Hak , İmam Ali aleyhisselamın etrafında döner.
              Bu söz islamın taa kendisidir.
              Bana göre 14 masum aleyhisselam bir ve eşittir.Bunun böyle olduğu hadislerlede sabittir.
              14 masum aleyhisselamın birbirinden hiç farkı yoktur, her açıdan.
              Bir insan kendisine önder bildiği kişinin emirleri doğrultusunda yaşaması gerekmektedir elinden geldiğince tabi onun istemediği ve yapmadığı şeylere yönelmememlidir elinden geldiğince
              Kalp ve dilde cereyan eden ifadelerin amele yansıması gerekir.
              yanlış anlamayın ben bunları inanç ve ibadet bütünlüğü açısından söylüyorum .
              bireysel algılamayın yani
              imam Ali aleyhisselamın emirlerinden, buraya yazarsanız ibadet ve amel boyutunda çok memnun oluruz.


              Değerli can,

              Bir sohbet esnasında cemaatten biri Hz.Ali'yi eleştirmek için, Hz.Muhammed'e sorar. "Ya Muhammed" der "Sen bize Allah'ın resulü olarak geldin. Bize hep ahiretten, imandan, iyilerden bahsediyorsun, Ancak biz Ali'den birşey anlamıyoruz, bize O'ndan bahset" deyince, Hz.Muhammed Ali'nin yüzüne selavat getirir ve "Beni benden sorun Ali'yi benden sormayın. Ben Ali'yi damevinin eşiğinde yerde bir donu aslan gökte Ali olarak gördüm. Son gördüğümde de bir arıyla konuşuyordu. Arıyı tutun Aliyi arıdan sorun" demiştir. Ali sırrı Ali sırrıdır deyimi burdan kalmıştır.

              İmam Ali'nin de O'ndan gelen bütün pirlerin de tek emri eline, diline, beline ve de Pirine sadık bir insan olmaktır. Bizim inancımızda farz sünnet yoktur. Çünkü amaç onlar gibi yaşamak değil onların yolunda olmaktır.

              "Her millet icraatine tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır"
              Mustafa Kemal ATATÜRK

              Yorum


                #82
                Ynt: Allah ıslah etsin....

                HZ. ALİ(AS)’NİN KENDİ YANDAŞLARINI ANLATAN SÖZLERİ

                İmam Ali (as) bir cemaatın önünden geçerken, cemaat ayağa kalkıp acele ederek ona doğru geldiler. Hz. Ali: «Bana gelen cemaat kimlerdir?» diye sorunca: «Senin şiandanız ey Müminlerin Emiri!» dediler. Hz. Ali onlara: «Hoş geldiniz» dedikten sonra buyurdular ki: «Ey yanıma gelen kimseler! Bana ne oluyor ki şiamın alametini ve bizi seven dostumuzun süsünü sizde göremiyorum» diye sordu. Utandıklarından dolayı sustular. Hz. Ali ile beraber olanlar, ona « Sizinle Ehl-i Beyt’i şereflendiren ve sizi insanlar arasından methetmekle tahsis edip size bu nimeti veren zatın aşkına şianızın vasıflarını bize bildiriniz» Hz. Ali buyurdular ki:

                “Şiamız, Allahu Teala’yı sıfatıyla bihakkın tanıyan, Allah’ın emirleriyle amel edenlerdir. Fazilet ehlidirler. Doğru konuşurlar. Yiyecekleri azık, giydikleri iktisatlıdır. Tevazu ile yolda yürürler. Allaha olan taatlarının çokluğundan cisimleri zayıflamış, yaptıkları ibadetle ona boyun eğmişlerdir. Allahın haram kıldığı şeyden gözlerini kapatmış, Allahı iyice tanımak için bütün hislerini seferber etmişlerdir. Dünyadan pervaları yoktur. Esenlik zamanlarında nefsani arzuları ne ise bela ve meşakkat anında da aynıdır. Allahın kazasına razıdırlar. Allahın onlara tahdid eylediği ecel müddeti olmasaydı, bir an evvel Allaha ve nail olacakları sevaba kavuşmaları iştiyakından ve can yakıcı azaptan korktuklarından dolayı, gözün çılıp kapatıldığı zaman kadarınca bile ruhları bedenlerinde sabit kalmayacaktı. Bu kainatın yaratıcısı onların nazarında yücelmiş, başkası gözlerinin önünde küçülmüştür. Cennet bahsinde onlar, sanki cenneti gözüyle görüp koltuklarının üzerine yaslanmış gibidirler. Cehennem bahsinde ise sanki cehennem ateşini gözleriyle görüp onda azaplandırılan kimseler gibidirler. Dünyanın birkaç gününün eziyetine sabır edip öldükten sonra onlara hemen uzun bir esenlik gelir. Dünya onları arzuladı, onlar dünyayı istemediler. Dünya onları talep eyledi fakat onlar, dünyayı emelinden aciz bıraktılar. Geceleyin namazda dururlarken, ayaklarını yan yana getirip Kuran-ı Kerim’in cüzlerini güzelce yavaş yavaş okurlar. Kuran’daki misallerden öğüt alırlar, gösterdiği ilaçla maddi ve manevi hastalıklarını tedavi edip şifa dilerler. Arka arkaya secdeye kapanıp alınlarını, ayaklarını ve dizlerini, ayak uçlarını yere koyar, Allaha yalvarmaktan gözyaşları yanaklarına akar, durumlarını ıslah eden yüce Allah’a sena ederler. Onları azaptan azadetmesi için, yüksek sesle Allah’a dua ederler. Geceki vasıfları böyle olup, gündüzleri ise onlar, hikmet sahibi, iyilik eden, alim ve takva ehilleridir. Onları yaratan Allahın korkusu, onları zayıflatmıştır. Onlar, çakmak taşı gibi ışığı içlerinde taşırlar. Onları hasta veya akılları oynamış zannedersin. Ama hakikatte öyle değillerdir. Belki Rabbi’nin azametinden ve saltanatının güçlülüğünden içlerin öyle bir şey karışmıştır ki, kalpleri hayrette kalmış, akılları her şeyden fariğ olmuştur. Bu durumlarından ayıldıklarında, hemen temiz ameller işlemekle Allaha doğru acele ederler. Allaha az ibadet etmeye razı olmaz, ona yaptıkları fazla ibadeti çok görmezler. Nefislerini töhmet altına alır, işledikleri amellerinin kabul olup olmayacağından korkarlar. Onları dininde kuvvetli, huyunda ihtiyatlı, imanında hakikatlı, ilim için hevesli, fıkıh ilminde zeki, ilmiyle beraber halim, niyet ve idaresinde azimli, zenginliğinde iktisatlı, fakirliğinde süslü, şafkatinde sabırlı, Allaha eylediği ibadetinde huşulu, kuvvetli ananda merhametli, doğru yolda malını sarfetmek için arzulu, kazançlarında suhuletli, helali kazanmakta istekli, hidayette neşeli, insani şehvete karşı ismetli görürsün. Tanımadığı bir kimse, onu aldatamaz. Yaptığı amelinin hesabını terk etmez. Allaha yapılan amel hususunda kendini kusurlu ve geç kalmış sayar. İşlediği salih amelinin kabulünden emin olmaz. İşi Allahın zikri olrak sabahlayıp, himmeti Allaha şükür olduğu halde akşamlar. Bir uyuklama kadarınca bile, Allahtan gafil kalmasından korkarak yatar. Allahın faziletine, rahmetine ve kavuştuğu nimetine neşeli olarak sabahlar. Kalbinin meyli, baki kalan şeyde olup fani olacak şeyin zevk ve sefasını terk eder. Kendinde gerçekten ilim ile ameli ve ilim ile hilmi birleştirmiştir. Neşesi devamlı olup tembellik ondan uzaktır. Uzun emel peşinde olmayıp arzusu yakın, hatası azdır. Ecelini bekler. Kalbi Allaha aşıktır. Rabbine şakirdir. Nefsini az bir şeyle ikna eder. Dinini korur. Öfkesini yutar. Komşusuna eziyet etmez. İşinde zorluk çıkarmaz. Onda böbürlenme yoktur. Sabır sahibidir. Allahı çok zikreder. İşlediği hayır işinde hiç riyakarlık yapmaz. İyi olan bir şeyi yapmayı terk etmez. İşte bu vasıflarda olan insanlar, bizim şiamız (yandaşlarımız), dostumuzdurlar. Onlar bizden ve beraberimizde olanlardır. Ayılın! İşte onlar herkesçe sevilir ve herkes onlara heveslenir”

                Hz. Ali bunları buyurduktan sonra, onlar beraberindekilerden bazısı ve âbid olan Hammam bin Ubbad bin Heysem, onun söylediği bu sözlerden vecde gelip bağırarak baygın halde yere düştü. Onu kıpırdattıklarında vefat ettiğini gördüler. Hemen Emir’ül Müminin ile beraberindekiler, onu yıkayıp cenaze namazını kıldılar.
                "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                Yorum


                  #83
                  Ynt: Allah ıslah etsin....

                  - Müminlerin Emiri Hz. Ali aleyhisselam şöyle buyurdu:
                  “Resulullah (saa) ve ben zürriyetimiz ile Kevser Havuzu’nun başı ucunda olacağız. Kim bizimle beraber olmak istiyorsa, bizim buyruklarımıza tutunsun ve bizim amelimiz ile hareket etsin. Bizim Ehl-i Beyt’in şefaati vardır ki, hepiniz benimle Kevser Havuzu’nun başı ucunda bizimle beraber olmaya gayret ediniz. Bizler, Kevser Havuzu’ndan düşmanlarımızı kovacak ve dostlarımızı da ondan içireceğiz. Kim o havuzdan bir kere içerse bir daha asla su içmeye ihtiyaç duymayacaktır. Havuzlarımızın içinde cennetin iki suyu vardır: Biri tesnimden, öbürü de tatlı akan sudandır. Havuzun etrafındaki çakılar da yakuttandır. Biz Ehl-i Beyt’in zikri hastalığa, vesveseye, rahatsızlığa, illete ve korkuya karşı şifadır. Bizi sevmek, Rabbinizin rızasını kazanmanız demektir. Bizim emrimizi dinleyen ve yolumuzdan gelen, bizimle beraber Arş’ın gölgeliğinde beraber olacaktır. Bizim emrimizi yürütebilmek için kanını akıtanlar, Allah’ın yolunda kanını akıtanlar gibidir. Kim bize yardımcı olmaktan çekinirse, Kıyamet Günü’nde burun üstü Allah tarafından cehenneme sürüklenecektir. Bizler o kapıyız ki, Kıyamet Günü’nde herkes hangi yoldan gideceğini şaşırdığında ona varılacak olan yeriz. Bizler, selamet ve kurtuluş kapısıyız ki, o İslam’ın kapısıdır. Kim ondan içeri geçerse kurtulur ve kim ondan vaz geçerse helak olur. Şanı yüce olan Allah bizimle başlattı ve bizimle de bitirecektir. Allah, istediği günahları ve amelleri bizimle bağışlar ve bizimle de sabit kılar. Yağmurlar, ancak bizimle yeryüzüne iner ki, bu sizleri gurura almasın. Sizler, Kıyamet koptuğunda düşmanlarımıza karşı sabretttiğinizden dolayı, hak edeceğiniz makamı bilseydiniz, gözleriniz sevinçten yaşarırdı. Beni kaybettikten sonra öyle dayanılmaz haksızlıklar, zulümler ve Allah’ın emrettiğine karşı asilikler göreceksiniz ki, her an ölmeyi tercih edeceksiniz. O zamanı yaşadığınızda sakın parçalanmayınız ve sımsıkı Allah’ın ipine sarılınız. Sizlere sabır, namaz ve takiyyeye sarılmanızı vasiyet ediyorum. İyi biliniz ki, şanı yüce olan Allah, zayıf ve korkak olan kullarını sevmez., böylece hakkın tarafını ve hak ehlinin velayeti olan velayetimizi terk etmeyiniz. Nitekim her kim bizleri başkalarına değişirse helak olur ve her kim bizi takip ederse, şüphesiz olarak varacağımız yere varır. Bizim emrimizi takip edenler şüppesiz olarak hakka varır ve bizim yolumuzun dışındakilerini takip edenler batıp yok olacaklardır. Bizi sevenlere, fevc fevc Allah’ın rahmeti ve esenliği vardır ve bizi buğz edenlere de fevc fevc Allah’ın gazabı ve azabı vardır. Bizim yolumuz haktır ve bizim emrimizde de rüşd vardır. Cennet ehli, şiamızın varacakları makamlara, gökte parlayan yıldıza bakıldığı gibi bakacaklardır. Bizlere uyanlar asla delalete varmazlar ve bizi terk edenler de asla hidayete varmazlar. Bize karşı çıkanlara yardımcı olanlar ve bize teslimiyet gösterenlere de yardımcı olmayanlar asla kurtulamayacaklardır. Bizleri, sakın kalıcı olmayan geçici dünya hayatı ve mülkü için terk etmeyiniz. Nitekim bizleri bunun için terk edenler, buna da sahip olamayacaklardır. Bizleri dünyaya karşı terk ettiklerinden dolayı da, dünyadan ayrılmaları onlara o kadar zor ve azim gelecektir. Bunu şanı yüce olan Allah şöyle buyurdu: ‘Kişi (o günde), Allah’ın tarafına yapmış olduğum kusurdan dolayı yazıklar olsun bana, gerçekten ben alaya alanlardanım’(Zümer 56). İman edenlerin meşalesi, bizim hakkımızı bilmesidir. Körlüğün ve karanlığın en şiddetlisi odur ki, kişi bizim faziletimizi görmez ve hakkımıza karşı nedensiz mücadele etmesidir. Bizim yaptığımız sadece kişiyi hakka davet etmektir. Başkalarımız ise kişiyi ancak fitneye davet etmektedirler. İşte bu durum, davetimizi terk edenler için fitneye girmeleri demektir. Bizim hak bayrağımız vardır ki, onun gölgesine gelen kurtulur. Oraya tez gelmek isteyenler de ilimleri ile kurtulmuşlardır. Sizler (ey aleviler), dünyayı imar edenlersiniz. Allah, sizlerin yapacağınızı görebilmesi için, sizi dünyada halef olarak bırakmıştır. Allah’ın sizden görmek istediği için ancak yarışın. Sizlere en büyük hüccet yüklenmiştir, onu takip ediniz: ‘Ve yarışarak koşun Rabbinizin yargılamasına ve cennetteki genişliği, göğün ve yeryüzünün genişliği gibidir, hazırlamıştır. Allah’a ve peygamberlerine inananlara: Bu, Allah’ın lütfudur, ihsanıdır, dilediğine verir onu ve Allah pek büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir’(Hadid 21). İyi biliniz ki, sizler bu makama ancak takva ile sahip olabilirsiniz. Eğer, Allah’ın emirlerini onlardan almanızı emrettiği kişilerden (Ehl-i Beyt’ten) değil de başkalarından alırsanız, o sizlere her zaman beraber olacak olan şeytanı musallat eder. Nasıl görmez misiniz ki, dininiz mübtela edilir, sizler ise dünyanın gafleti içindesiniz. Zikri yüce olan Allah buyurdu ki: ‘Ve zulmedenlere meyletmeyin, sonra ateşle azaba uğrarsınız ve Allah’tan başka bir dostunuz yoktur, sonra yardım da göremezsiniz’(Hud 113).

                  (el-Meclisi “Bihâr’ül Envâr” C.65, S.61-62; Tefsir-i Fırat bin İbrahim el-Kûfi S.367-368, Hadis No: 499, H.1410, 1. Bas.; eş-Şeyh el-Mahmûdi “Nehc’üs Saade Fi Müstedrek Nehc’ül Belağa” C.3, S.421-426, Hadis No: 112, 1. Baskı, H.1397 Beyrut Bas.; es-Seyyid Murtada el-Abtahi “eş-Şia Fi Ahadis el-Ferikayn” S.267-270, Hadis No: 376; Enis Emir “Kuran’da Ehl-i Beyt” S.243-244)
                  "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                  علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                  Yorum


                    #84
                    Ynt: Zöhre Ana...

                    [quote author=MedetYaAli link=topic=6716.msg166106#msg166106 date=1360265856]


                    Saydığım kişilerin ne hayatı ne de yazdıkları yazılı tarihte kesin olarak yer almamaktadır.

                    Çoğu yazılanlar rivayet olunur.

                    Kaldı ki tarihte ne yazdığı benim için önemli değil. Bir evliyayı tanımak için bir başka evliyaya danışmak gerekir. Bizim inancımızda evliya ölmez, don (beden) değiştirir. Yani örneğin sizin Mevlana diye bildiğiniz evliya benim inancımda Celal Abbas adıyla bilinen pirdir ve bu dünyaya birden fazla kere gelip gitmiştir. Aynı şekilde Yunus da, Hacı Bektaş da. Don değiştirme olayı sadece evliyalara has olan aslında Haktan geldiklerine de bir bakıma ispat niteliği taşıyan bir olaydır.

                    Asla sünni değil Hak Muhammed Ali yolunun birer elçileridirler.

                    Aynen Hz.Muhammed ve Hz.Ali'nin getirdiği yola ihanet eden emevi zihniyetinin yaptığı gibi, bu pirlerin yaşadığı dönemde de var olan yezit zihniyeti bu pirler Hakka yürüdükten sonra anlattıklarını, deyişlerini baskın inanca uygun hale getirmişlerdir.


                    Değerli can,

                    Bir sohbet esnasında cemaatten biri Hz.Ali'yi eleştirmek için, Hz.Muhammed'e sorar. "Ya Muhammed" der "Sen bize Allah'ın resulü olarak geldin. Bize hep ahiretten, imandan, iyilerden bahsediyorsun, Ancak biz Ali'den birşey anlamıyoruz, bize O'ndan bahset" deyince, Hz.Muhammed Ali'nin yüzüne selavat getirir ve "Beni benden sorun Ali'yi benden sormayın. Ben Ali'yi damevinin eşiğinde yerde bir donu aslan gökte Ali olarak gördüm. Son gördüğümde de bir arıyla konuşuyordu. Arıyı tutun Aliyi arıdan sorun" demiştir. Ali sırrı Ali sırrıdır deyimi burdan kalmıştır.

                    İmam Ali'nin de O'ndan gelen bütün pirlerin de tek emri eline, diline, beline ve de Pirine sadık bir insan olmaktır. Bizim inancımızda farz sünnet yoktur. Çünkü amaç onlar gibi yaşamak değil onların yolunda olmaktır.


                    [/quote]


                    O zaman bana ne idiğü belirsiz olan kişilerden bahsedeceğine;




                    14 Masum
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]1[/color].Hz. Muhammed (sav)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]2[/color]. Hz. Fatıma (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]3[/color]. Hz. Ali (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]4[/color]. Hz. Hasan (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]5[/color]. Hz. Hüseyin (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]6[/color]. Hz. Zeynel Abidin (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]7[/color]. Hz. Muhammed Bakir (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]8[/color]. Hz Cafer-i Sadik (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]9[/color]. Hz. Musa Kazim (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]10[/color]. Hz. Ali Rıza (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]11[/color]. Hz. Muhammed Taki (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]12[/color]Hz. Ali-en Nagı. (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]13[/color]. Hz. Hasan-ül Askeri (as)
                    ·[color=rgb(0, 153, 204)]14[/color]. Hz. Mehdi (as)

                    gurban olduklarımdan bahset.ONLARI VE ONLARIN EMİRLERİNİ ANLAT
                    İtaatinde olduğunu iddia ettğin kişileri anlat medetali kardeş
                    "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                    علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                    Yorum


                      #85
                      Ynt: Allah ıslah etsin....

                      Hacı bektaşi veli dedğin kişi, Hoca Ahmet yesevinin öğrencisidir.


                      Ahmet yasevide bildiğin gibi sünnidir.


                      Bir daha söylüyorum bu adamlar alevilerin içine sokulmuş olan ve alevileri parçalamak için kullanılan kişilerdir.
                      "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                      علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                      Yorum


                        #86
                        Ynt: Zöhre Ana...

                        [quote author=kerrar14 link=topic=6716.msg166115#msg166115 date=1360305520]

                        O zaman bana ne idiğü belirsiz olan kişilerden bahsedeceğine; 14 Masum·[color=rgb(0, 153, 204)]1[/color].Hz. Muhammed (sav)·[color=rgb(0, 153, 204)]2[/color]. Hz. Fatıma (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]3[/color]. Hz. Ali (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]4[/color]. Hz. Hasan (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]5[/color]. Hz. Hüseyin (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]6[/color]. Hz. Zeynel Abidin (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]7[/color]. Hz. Muhammed Bakir (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]8[/color]. Hz Cafer-i Sadik (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]9[/color]. Hz. Musa Kazim (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]10[/color]. Hz. Ali Rıza (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]11[/color]. Hz. Muhammed Taki (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]12[/color]Hz. Ali-en Nagı. (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]13[/color]. Hz. Hasan-ül Askeri (as)·[color=rgb(0, 153, 204)]14[/color]. Hz. Mehdi (as)gurban olduklarımdan bahset.ONLARI VE ONLARIN EMİRLERİNİ ANLAT İtaatinde olduğunu iddia ettğin kişileri anlat medetali kardeş
                        [/quote]
                        Sizi uyarıyorum çünkü,
                        1. Ne idüğü dediğiniz kişilerin benim inancımda yeri olduğunu bir önceki mesajımda anlattım.
                        2. Ne idüğü dediğiniz kişilere sizin inandığınız islam-anadolu tarihinde bulunan bilgilerle ulaşmadım.
                        3. Ne idüğü dediğiniz kişilerin yazılı eserlerle bizlere ulaşmamış deyişleri sizin yukarıda saydığınız ehlibeytin, Muhammet Ali'nin yoluna aittir.
                        4. Benim inancıma saygılı olmak zorundasınız.
                        Mevlana bir sözünde "Eğer ilim ve hakikat şehrine girmek istiyorsan orada Ali'yi bulacağına göre Ali sıfatlı bir ermiş mürşidin kapısına koş" diyor.
                        Hakka çok şükür ben mürşidimi buldum, O'nun Haktan geldiğine şahit oldum, inandım ve O'nun anlattıklarıyla inancımı yaşamaya ve tarihi sorgulamaya çalışıyorum.
                        İki sorum vardı selmancan kardeşe sormuştum size ve sizin gibi inanan tüm arkadaşlarıma sormak istiyorum:
                        1. Halife Ömer'e bakış açınız nasıldır?

                        2. Çevrenizde ya da ailenizde ömer isimli insanlar var mıdır?

                        "Her millet icraatine tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır"
                        Mustafa Kemal ATATÜRK

                        Yorum


                          #87
                          Ynt: Allah ıslah etsin....

                          ...edit...


                          ilk üç kralın nasıl kişiler olduğunu sana imam Ali aleyhisslemaın ağzından yazayım ama buraya yazamam çünkü hemen siliyorlar.


                          Sana özel mesaj olarak gönderirim
                          "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                          علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                          Yorum


                            #88
                            Ynt: Allah ıslah etsin....

                            Sayın MedetYaAli


                            DUAZ, ŞİİR, DEYİŞ, TÜRKÜ gibi eserlerde geçen MEZHEBİM CAFERİ, CAFERİLİK ne ki?

                            bize açıklar mısınız?

                            [color=green][size=10pt]Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler. [color=red]İmam Ali (a.s)



                            [color=black][size=10pt]Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya...Cibril git haber ver Sultan-ı Enbiya’ya

                            Yorum


                              #89
                              Zöhre Ana

                              [quote author=abdarı_Kerbela link=topic=6716.msg166200#msg166200 date=1360573556]
                              Sayın MedetYaAli


                              DUAZ, ŞİİR, DEYİŞ, TÜRKÜ gibi eserlerde geçen MEZHEBİM CAFERİ, CAFERİLİK ne ki?

                              bize açıklar mısınız?
                              [/quote]
                              Elbette açıklayabilirim, ancak ben 2 soru sormuştum kendi sorularıma cevap aldıktan sonra sizin sorunuzu memnuniyetle cevaplarım.
                              1. Halife Ömer'e bakış açınız nasıldır?

                              2. Çevrenizde ya da ailenizde ömer isimli insanlar var mıdır?
                              "Her millet icraatine tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır"
                              Mustafa Kemal ATATÜRK

                              Yorum


                                #90
                                Ynt: Zöhre Ana

                                [quote author=MedetYaAli link=topic=6716.msg166212#msg166212 date=1360616482]
                                Elbette açıklayabilirim, ancak ben 2 soru sormuştum kendi sorularıma cevap aldıktan sonra sizin sorunuzu memnuniyetle cevaplarım.
                                1. Halife Ömer'e bakış açınız nasıldır?[/quote]
                                Dosdoğru bakıyoruz; tarih kitaplarında aktarılan tüm bilgileri tahlil etmeden, değerlendirmeden kabul etmiyoruz. Resul'ün irtihaline kadar olan islam tarihi bölümde yazılanların bir çoğuna katılmakla birlikte diyoruz ki, Onlar aç kaldılar onca sıkıntı ve cefaya göğüs gerdiler, hicret ettiler, Resul'ün bir çok emrini yerine getirdiler, bir kısmını da kendi görüşleriyle kabul etmediler, karşı çıktılar. Savaş meydanlarında savaştılar yada savaşmadılar, giriştikleri bir çok işten ötürü pişman oldular, bu pişmanlıklarını birçok kez dile getirdiler. Resul'ün irtihalinden sonra ise Ehlibeyt'e karşı olan tutumları pek de farklı değildi. Onlar her ne kadar İslam'a hizmet etseler de İslam ve ümmetin bütünlüğüne zarar verecek işlere ön ayak oldular. özetle budur bakış açımız.



                                [quote author=MedetYaAli link=topic=6716.msg166212#msg166212 date=1360616482]
                                2. Çevrenizde ya da ailenizde ömer isimli insanlar var mıdır?[/quote]

                                Ailemiz ve çevremizde mevcuttur. bu sorunun konuyla ne alakası var?
                                [color=green][size=10pt]Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler. [color=red]İmam Ali (a.s)



                                [color=black][size=10pt]Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya...Cibril git haber ver Sultan-ı Enbiya’ya

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X