Ynt: İhtilaflı Konulara Delil olan Kaynakların İncelenmesi (Tebuk Suikat planı örnk)
HUVE'L AZİZ
SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE
İnandığım doğru için tüm insanlığı karşıma alırım hayatımda buna dair bir sürü örnekleri vardır. Mevzu bu değil yapacağımız münazarada (veya adı ne ise) işi gereksiz ve hakaretvari yazılar karşısında önlem almanızı talep etmiştim.
Gene dediğimi anlamadın abi, aktarılan rivayeti kabul edip iman etme meselesini demedim zaten bir rivayet ehl-i sünnetin kriterlerine göre değil sahih tevatür derecesinde olsa bile şia inancına ters ise kabul etmeyiz mevzu bu değil. Ben ilmi olarak eğer bir rivayet getirilse bu rivayet getirilen ekolün hadis mecmuasının sahibinin kriterlerine göre değerlendirilmesini kast ettim. Şöyle örnek vereyim mesela x muhaddisin hadis mecmuasından bir rivayet getirildiğinde ve bu rivayet şiaya ters ise ama x muhaddisin hadis kriterlerine göre sahih ise burada şiaya terstir ama x muhaddise göre sahihtir demek gerek. Yoksa şiaya ters tir bundan dolayı her kritere görede terstir asla hiçbir muhaddise göre sahih değildir demek asla ilmi değildir.
Genel olarak şia inancına göre uygundur söylemini neye göre çıkardınız? Özellikle son dönem tarihçilerin eserlerinde ben buna dair hiçbir şey okumadım. Ne Allame Cafer Süphani’de ne Mehdi Pişvai’de ve Allame Emini’de nede Allame Askeri’de.
Bu konuda mevzu hadislerle ilgili yazılan eserleri okumanızı tavsiye ederim. O eserlerde geçen mevzu hadisler ehl-i sünnet nazarında (genel olarak) ciddiye alınan rivayetler değil sadece ya tarikat erbabının yada bir cemaatin veya sapkın bir gurubun ciddiye aldığı rivayetlerdir. Bu devirde dahi İbn-i S’ad’tan tut Hakim’e kadar eserlerinde geçen rivayetleri eleştiren bir sürü muhaddis vardır tarihte bunları cumhur kale almadı pek fazla sadece bazı guruplar ciddiye aldı. Senin bu guruplara bakarak bir ekolün ciddiye aldığını iddia etmen doğrumudur? O zaman Şia’da usulilerin ciddiye almadığı ama ahbarilerin veya gulatların ciddiye aldığı hadisler konusunda da aynı şeyimi düşünüyorsun.
Burada benim ise senin için bir değeri olup olmadığı mevzusu konumuz değildir. Biz burada ehl-i sünnet’in bu konudaki görüşüne bakarız eğer sadece kendi görüşümüze göre bakacaksak konuşmanın gereğide yok zaten inandığımız şey bellidir. Ben çıkar derim benim görüşüm inancım odurki listede ismi geçen şahıslar şöyle şöyle şöyledir bana ne bu şahısların o fiilleri işleyip işlemediğine dair delillerden.
Kutub-i sitte benim nazarım da diğer (ehl-i sünnetin) hadis mevmualarından daha değerlidir ve daha sağlamdır. Hatta Buhari’nin sahihi ve hadis kriterleri konusundaki düşüncemi yazsam gene birileri ortaya çıkar naralar atmaya başlar onun için susmak daha evladır.
Araştırma hakkına tabiî ki sahibiz ama araştırma altını çizerek tekrar edeyim araştırma öle sağdan soldan bulunan kalıntılarla değil araştırma. İbn-i Hazmın veya bir başkasının bir raviye güvenmediği için eleştirilemez güvenip güvenmemesi kendi sorunudur bu konuda kimseyede hesap vermek zorunda da değildir.
Bir rivayetin sahih veya zayıf olduğu ıspatlanana kadar sen sahih gözü ile bakabilirsin ama ben ne sahih nede mevzu gözü ile bakmam ihtiyatlı davranırım tabiî ki derecesi ıspatlanana kadar.
İbn-i Hazm’ın metruk saydığı ravi Müslim kendi sahihinde iki rivayet alır bu konuda Nevevi’ye bakmam gerek inş bu hafta bakacam o iki rivayetin şerhinde neler denilmiş. Ondan dolayı bu konuda şimdilik susayım.
Yani siz görünürde birbirine zıd görünen iki rivayeti (sahih) birleştirip aralarındaki ihtilafı halletmek yerine sırf ehl-i sünnete uygun diye atarsınız. O zaman muta hakkındaki İmam Cafer (a.s) den nakledilen ehl-i sünnetin inancına uygun rivayeti neden red etmiyor şia muhaddisleri aksine bu rivayete zıd olan bir başka rivayet ile arasındaki ihtilafı hallettiler.
Ben sizden buraya Bihar’ul Envardan ve El-Kafiden aktarılan iki rivayetin sıhahlık derecelerini istemiştim bu konuda ARAŞTIRMA yaptınız mı?
HUVE'L AZİZ
SELAM OLSUN ALLAH'IN HABİBİNE VE TEMİZ PAK KILDIĞI EHL-İ BEYTE
çalışacak adam bahane aramaz.. şu an geldiğimiz yer itibariyle top ispat sırası sende.. yoksa inandığın doğruya birilerini karşına alabilecek kadar inanmıyor musun? değmez mi yani..
o zaman benim bir ekole bağlı olmamın ne anlamı var? yani şimdi daha açık bir örnekle verecek olsak, hristiyanları ele alalım: ben buna inanıyorum dedikleri teslis inancına uygun olarak onların aktardıkları rivayetleri kabul mü edeceğim. biz falanca ekole göre doğruyu değil mutlak anlamda Allah katında tarihte olan şekliyle doğruyu arıyoruz. bu durumda benim elbette temel kriterim Ehlibeyt ekolünün rivayetleri ve rivayet esasları geçerli olacaktır. bunlara uygun olan sünni rivayetleri değerlendiririm. yoksa benim inancım bana hiç bir kriter sağlamayacaksa o inancımın doğruluğu ne işime yarayacak ki?..
şii alimlerin görüşlerine demedim genel ifade olarak şii inançlarına dedim. bundan kastım şu şiaya göre, İbn Hazmın aldığı rivayetteki liste suikate teşebbüs edebilir mi? Edebilir. bu mümkündür. Ama sünnilere göre bu mümkün değildir çünkü bu liste sünnilere göre Peygamberin en yakınlarındandır. Yine şii ve sünni rivayetlere göre bu listedekilerin bir çok yanlışları geçmesine karşın sadece şia bu rivayetleri fikir oluşturma safhasına getirmiş diğer sünni ekol ise bunları gizleme yoluna gitmiştir.
eğer bu rivayet hiç ciddiye alınmayacak sünni kaynaklarda olsaydı İbn hazm bunu kitabına alıp ciddi olarak üzerinde durmazdı.. ama senet tahliline girip tek tek ravilerini incelediğine göre demek rivayet ciddi bir gündem oluşturmuş..
kütübü sittede olmaması sadece sünnileri ilgilendirir. benim için kütübü sitte ile diğerleri arasında fark yok. senin için var mı? biz burda kendi aramızda konuşuyoruz yani iki şii olarak. bu durumda bu kütübü sittede var diğerinde yok konusu olayı sıhhatini belirlemede bir etkiye sahip olacaksa o zaman sen sünni kaynaklara bakışını değiştir derim..
kütübü sittede olmaması sadece sünnileri ilgilendirir. benim için kütübü sitte ile diğerleri arasında fark yok. senin için var mı? biz burda kendi aramızda konuşuyoruz yani iki şii olarak. bu durumda bu kütübü sittede var diğerinde yok konusu olayı sıhhatini belirlemede bir etkiye sahip olacaksa o zaman sen sünni kaynaklara bakışını değiştir derim..
Burada benim ise senin için bir değeri olup olmadığı mevzusu konumuz değildir. Biz burada ehl-i sünnet’in bu konudaki görüşüne bakarız eğer sadece kendi görüşümüze göre bakacaksak konuşmanın gereğide yok zaten inandığımız şey bellidir. Ben çıkar derim benim görüşüm inancım odurki listede ismi geçen şahıslar şöyle şöyle şöyledir bana ne bu şahısların o fiilleri işleyip işlemediğine dair delillerden.
Kutub-i sitte benim nazarım da diğer (ehl-i sünnetin) hadis mevmualarından daha değerlidir ve daha sağlamdır. Hatta Buhari’nin sahihi ve hadis kriterleri konusundaki düşüncemi yazsam gene birileri ortaya çıkar naralar atmaya başlar onun için susmak daha evladır.
bahane arayan adam elbette armudun çöpü elmanın sapı diyecek.. bu durumda İbn Hazm'ın çürük gördüğü raviyi bizim araştırma hakkımız yok mu? İbn Hazm bu rivayeti almış. böyle bir rivayet var diyor. biz de kabul ettik. Rivayet var. şimdi bize düşen bu rivayet sahih mi mevzu/uydurma mı? Rivayetin var olması, olayın sahih olduğuna dair kesin bir delildir. ta ki rivayetin uydurma olduğu ispatlanana kadar. Doğru mu? buraya kadar anlaştık mı?
anlaştık..
o zaman rivayetin sahih mi uydurma mı olduğuna iki türlü bakabiliriz. İbn Hazm'ın gözüyle kendi gözümüzle.. İbn Hazm'ın gözüyle bakıyoruz rivayet uydurma. çünkü falanca ravi güvenilir değil. kendi gözümüzle bakıyoruz rivayet sahih neden? ravilerin tamamı güvenilir bu rivayetin şia (tarihi şahsiyet ve olayları sahih/olduğu gibi aktaran disiplinin adı) açısından sahih olması mümkün. bu durumda rivayet sahihtir.
ancak biz yine de İbn Hazm rivayeti aldığı için ona kulak veriyoruz hangi ravi neden mecruh/çürük?.. açıklamasını dinliyoruz ama bu açıklama geçerli değil. Çünkü aynı ravinin başkalarının (İbn Hazm'ın da güvendiği başkaları) kriterlerine göre sahih olduğunu görüyoruz.. nitekim kütübü sitte yazarları bunu adil görüp bu raviden nakilde bulunmuşlar.. bu durumda İbn Hazm'ın itirazı geçersiz kalıyor ve rivayet sahih oluyor..
anlaştık..
o zaman rivayetin sahih mi uydurma mı olduğuna iki türlü bakabiliriz. İbn Hazm'ın gözüyle kendi gözümüzle.. İbn Hazm'ın gözüyle bakıyoruz rivayet uydurma. çünkü falanca ravi güvenilir değil. kendi gözümüzle bakıyoruz rivayet sahih neden? ravilerin tamamı güvenilir bu rivayetin şia (tarihi şahsiyet ve olayları sahih/olduğu gibi aktaran disiplinin adı) açısından sahih olması mümkün. bu durumda rivayet sahihtir.
ancak biz yine de İbn Hazm rivayeti aldığı için ona kulak veriyoruz hangi ravi neden mecruh/çürük?.. açıklamasını dinliyoruz ama bu açıklama geçerli değil. Çünkü aynı ravinin başkalarının (İbn Hazm'ın da güvendiği başkaları) kriterlerine göre sahih olduğunu görüyoruz.. nitekim kütübü sitte yazarları bunu adil görüp bu raviden nakilde bulunmuşlar.. bu durumda İbn Hazm'ın itirazı geçersiz kalıyor ve rivayet sahih oluyor..
Bir rivayetin sahih veya zayıf olduğu ıspatlanana kadar sen sahih gözü ile bakabilirsin ama ben ne sahih nede mevzu gözü ile bakmam ihtiyatlı davranırım tabiî ki derecesi ıspatlanana kadar.
İbn-i Hazm’ın metruk saydığı ravi Müslim kendi sahihinde iki rivayet alır bu konuda Nevevi’ye bakmam gerek inş bu hafta bakacam o iki rivayetin şerhinde neler denilmiş. Ondan dolayı bu konuda şimdilik susayım.
zıt rivayetlerden birini tercih sebeplerinden mi, iki tanesini:
1- Kur'an'a ve masumların sözlerine uygun olup olmadığı
2- sünnilerin genel teamüllerine aykırı olup olmadı.. eğer iki rivayet var ikisinin de ravileri adil ikisi de masumların rivayetlerine uygunsa ancak biri diğerine zıtsa bu durumda sünnilerin rivayetlerine ve teamüllerine zıt olan sahihtir..
3- hakimlerin (sünni kadılar) görüşlerine zıt olanlar sahihtir.
1- Kur'an'a ve masumların sözlerine uygun olup olmadığı
2- sünnilerin genel teamüllerine aykırı olup olmadı.. eğer iki rivayet var ikisinin de ravileri adil ikisi de masumların rivayetlerine uygunsa ancak biri diğerine zıtsa bu durumda sünnilerin rivayetlerine ve teamüllerine zıt olan sahihtir..
3- hakimlerin (sünni kadılar) görüşlerine zıt olanlar sahihtir.
Ben sizden buraya Bihar’ul Envardan ve El-Kafiden aktarılan iki rivayetin sıhahlık derecelerini istemiştim bu konuda ARAŞTIRMA yaptınız mı?
Yorum