Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kaybolmasın

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kaybolmasın

    buraya sosyal medyada yazılıp grupların kapanması ya da yazıların silinmesi durumunda kaybolmasından korkula emek ürünü paylaşımlar arşivlenebilir. ilk olarak ben whatspta dini paylaşımlar grubunun bu gün kapanması üzerine yazmış olduğum paylaşımları taşıyorum

    #2
    şiilerde kuranın ve hafızlığın önemsenmediği ilmin olmadığı iftirası üzerine:
    İmam Sadık a.s'dan gelen bir rivayette, hangi Kur'an'ı hangi kıraat ile okuyalım sorusuna İmam şöyle buyurmuştur:
    Halkın ekseriyetinin okuduğu kıraati okuyun. çünkü Allahın koruduğu kıraat odur.
    Buna göre İran ile Türkiye'nin de içinde bulunduğu çoğunluğun okuduğu kıraat Asım kıraatidir. Mısır Suud ve bazı Arap ülkeleri farklı kıraatleri okumaktadırlar. Kıraat farklılıkları da anlamı etkilemediği için tahrif anlamına gelmiyor
    Kur'an'ın sadece okunuşu değil yazılışı da korunmuştur. Bu da mütevatirdir.
    Tüm dillerde olduğu gibi Arapça'da da bazı kelimeler yazıldığı gibi okunmaz ya da okundğundan farklı yazılır
    Yeni Şii olduğum bir zamanlardaydı Saffat Suresi 130. ayette Selamun ala İlyasin ayeti: Selam olsun İlyas (a.s) 'a uyanlara.
    okunuşu ve siyakı böyle
    ama yazılışı böyle değil
    yazıldığı gibi okunması gerekirse selamun ala Âli Yasin şeklinde okunmalı.
    buna şaşırdım. neden böyle yazılmış ya da öyle okunmuş diye bir alim cevapladı dedi ki. Kur'anın yazılışı ve okunuşu mütevatirdir. Zaman zaman bu yazılışı da okunuşuna uygun şekilde değiştirilme teklifi yapılmış olsa da bu teklifler hayat bulmuş değil.
    bu ayette okunuş siyas sibaka uygun
    Ama yazılışta selam olsun Ali yasine
    yani yasin Peygamberin sıfatı
    Yani yazılışındaki anlamı selam olsun Peygamberin Ehlibeytine denerek burada bir ince mesaj mucize olarak bize kadar gelmiştir dedi.
    gruptan ayrılan arkadaşla özelden konuştuk ve tekrar gruba davet ettik.
    ses kaydına cevap verdiğimizi ve kendine cevap hakkı doğduğunu
    bu ve diğer konuları konuşabileceğimizi, medeni iki ilim sahibi olarak bunun mümkn olduğunu, gruptakilerin de istifade edeceğini söyledik.
    o ses cevaplarımıza bir şeyler diyeceğine 2. bir iftira videosu attı.
    yok mısırlı vahhabi birinin, israil casusu ağzdından irana ve şiaya attığı iftiraları videosuna taşımış. altyazılı bu videoda iranda kurana ve kuran eğitimine önem verilmediği iftiraları var.
    kuranı gerçekte sunniler yazmış korumuş ve basmışlar. eğer onlar olmasa şiiler bile kuranı bu güne getiremezlermiş.
    konu çok uzun cevaplar gerektiriyor ama iran ve türkiyedeki kuran basımları konusunda yeni şii olduğum zamanlarda dikkatimi çeken bir anımı anlatmak istiyorum.
    bizde (sünni türkiye) kuran dersslerinde sürekli yaşadıığımz sorun kuranın sayfa numaralarının birbirini tutmamasıdır. çocuklara diyoruz falanca sayayı açın. iki tür numaralanmış kuran var. birinde yasin suresi 441 diğerinde 439da. çocuklara iki numara söylemen lazım.
    bu nasıl iş diye düşünür çözemezdim. sonunçta kutsal ve korunmuş bir kitap hakkında konuşacaksınız.
    sonra irandan bir kuran hediye geldi. baktım, yasin 440. sayfada.
    bizim kuranlara baktım kimi 0 rakamıyla başlıyor kimi 2 rakamıyla başlıyor.
    bunu gündeme getirdiğimde e ne var ki bunda ne sorun sonuçta içeriği aynı diye tepkiler gördm.
    öyle değil işte
    siz sayı saymasını mı bilmiyorsunuz
    ilahi kitabın sayfalarını insan doğru numaralamaz mı?
    sonuçta yorumum şöyle oldu
    tıpkı dinde olduğu gibi kuranda da Peygamberin yetki verdiği ekol şia idi. şia dinde olduğu gibi kuranda da Peygamberin mirasçısı idi. onların bastığı kuranda normal sıralama vardı. 1.2.3.... şeklinde.
    ama birileri çıktı farklı ekol oluşturmak bidatlarla dolu bir yeni paralel din oluşturmak istedi. tüm ibadet ve inançlarda olduu gibi kuranda da değişiklik yapmaları gerekiyordu. kuranın içeriğinde değişikklik yapmak mümkün değiğldi çünkü Allah koruyordu. sayfalarında değişiklik yaptılar. şiiler 1 ile başlattı onlar sıfırla başlattılar. sonra bir grup daha çıktı onlar dediler ki hiç kitap sıfırla başlar mı. 1le başlamalı. baktılar ki onu da şiiler kullanmış, 2 ile başlattılar.
    dediğimi şaka sanmayın,
    şafilerden şöyle bir söz naklediliyor:
    yüzüğü sağ elin yüzük parmağına takmak sünnettir ve bu konudaki hadisler sahihtir. ama bu ameli rafiziler (şiiler) yaptıı için başka parmağa takılmalıdır.
    güncel vefatı olan Mahmut Usta Osmanoğlu'nun müridinden, Ehlibeytin fazileti ortadadır, ama Kerbela da yatan Hüseyin efendimizin kabri Şiilerin işgalinde olduğu için oraya gitmek bidattır. fetvasını duydum.
    şia ve sunniliğin ikisini de bildiğimden bi çok amelde zıtlıklar var. Örneğin namaz sonundaki tesbihatta biz şiiler önce 34 kez allahu ekber sonra 33 elhamdulillah 33 subhanellah deriz. ama sunnilerde bu amel tersine dönmüş ve hepsi 33e sabitlenmiş. ilk şii olduğumda sunni yaşama alışmış biri olarak bu şiiler de her şeyi tersine çevirmişler diye içimden geçirirdim, daha tam öğrenmediğim için
    sonra gördüm ki bizim bir hadisimizde şöyle bir hadis var
    birbirin zıt düşen iki hadisi gördüğümüzde hangisini esas almalıyız?

    Yorum


      #3
      hadis çok uzun..
      cevaben diyor ki senedi sahih olanı diyor diyelim
      bu konuda da eşitlerse birbirine zıt olan iki hadis diye ravi tekrar soruyor
      ravileri arasında hükümdara yakın olanınki atılır uzak olanınki alınır diyor
      bunların aralarında daha bi sürü soru cevap var.
      bu cevaplardan birinde de şöyle buyuruyor İmam a.s
      ammenin (yani sunnilerin) uygulamasına zıt olan hadis alınır onlara uygun olan atılır.
      çelişkili bu iki hadisten.
      burayı anlamamıştım, vahdet gereği sunnilere uygun olan hadis alınmalı dğil mi diye düşündm. benim düşüneceğimi her okur da düşünüyormuş ki hemen müellif altta dipnot eklemiş. diyor ki:
      muaviyenin adamları İmam Ali a.s'a gelirler ve bir çok fıkhi sorular sorarlar ibadetlerin nasıl yapıldığını ince ince anlattırırlardı.
      onlar bunları uygulamak niyetiyle dğil alternatifini üretmek amacıyla bunları Ali'den öğrenirlerdi. çünkü bir süre sonra sordukları konularda şamlıların farklı uygulamalara girdiğini görürdük. nihayet ümmül müminin Aişe bu hususa tepki göstermiş ve çadırında perde arasından Resulullahın çarıklarını göstererek:
      Yazıklar olsun size daha Resulullahın çarıkları eskimeden onun sünnetini eskittiniz demiştir.

      hadis kaynakları çok önemlidir ve kurandan sonra ikinci kaynaktır.
      tüm itikat fıkıh siyer hatta tefsir kitapları bunlara göre yazılır.
      bu yüzden muaviye dini kendi saltanatına uygun hale getirebilmek için Ehlibeyt liderliğinden çıkartmak istiyordu.
      bunun için Ali a.s'ı şehit ettirdikten sonra bir genelge yayınladı:
      Ali'nin faziletine dair hadis nakledenlerin can güvenliklerini kaldırdım suiksate kurban gidebilirler. böylece bu hadisleri insanlar nakletmekten korkar oldu.
      bir süre sonra 2. bir genelge yayınladı:
      ilk 2 halifenin faziletine dair hadis nakledenlerin isim adreslerini bana gönderin onları ödüllendireceğim.
      Böylece Ali a.s için var olan bir çok fazilet hadisleri Halife Ebubekir ve Ömer için uydurulmaya başlandı.
      bizim iftira ettiğimizi düşünenlere hemen pratik örnek verelim:
      Ehli sünnetin sahih kabul edip sağlam 6 kitaptan biri diye nitelediği Süneni Tirmizi'de Ebubekirin Fazileti bölümünde şu hadis var:
      Peygamber bütün evlerin Mescidi Nebiye açılan kapılarını kapattırdı Ebubekirin kapısı hariç. hadis Ebubekirin Kızı, Müminlerin annesi Aişeden nakledilmiş.
      Aynı kitabı 20 sayfa çevirin Alinin Fazileti bölümüne gelin. aynı hadis kelimesi kelimesine orada da var. tek kelime farklı Alinin kapısı hariç. uzatmamak için burada bırakıyorum itirazı olanlara cevap veririz.
      İmam Nesei sahih olarak naklettiği hadisinde der ki Ali a.s buyurdu ki: En büyük sıddık benim faruk benim nur sahibi benim. bunları başkasında gören yalancıdır.
      bir başka hadiste de Ali'nin sadece makamı değil sıfatları ve faziletleri de birileri tarafından alındı...
      bir alim de der ki:
      dostları korkularından, düşmanları kinlerinden Ali'nin faziletini nakledemediler. ama buna rağmen tüm kitaplar yine Alinin faziletleriyle doldu. bu Allahın koruduğu zikir kapsamındaki mucizesinden başka bir şey değildir.
      Not. Muaviye Ali'ye cuma namazında cuma hutbesinden Ali'ye sövdürme genelgesini de yayınlamış ve Aliye cuma imamları tarafından hakaret ettirmiştir.

      Yorum


        #4
        Şiilere iftira atan ing siyon abd ajanlarının ya da gönüllü aptal kölelerinin çok kullandığı iftiralardan biri de ilim ve kitap sunnilerdedir şiada ilim mi var ki.. şeklindedir.
        bu asılsızdır. bu konuyu kitabına alan Peşaver Geceleri yazarı temel dini kitapların sırf isim listesinin bilmem kaç cilt kitap ettiğini yazmıştı.
        iki ekolün de hadis kitaplarından okumuş biri olarak ben usulu kafi ile neseinin sünenini karşılaştırmam gerekirse biri saman ağırlığı gibi diğer demir ağırlığı gibi diyebilirim.
        kafide tekrar hadisler yok. neseide var
        neseiden bi gnde 400 sayfa okurken kafiden 50 sayfa ancak okuyabiliyordum.
        kafi üç bölümden oluşuyor, usul, furu ve fazail. toplam hadis sayısı 16bin yanlış hatırlamıyorsam. Ehli sünnetin 6 sahih hadis kitabı dediği kitapların ayrı ayrı basımı 60 küsür cilt ama tekrar hadisler elendiğinde elde kalan 5-6 cilt kitap. Rudani meselaa bu elemeyi yapmış. toplam kütübü sitte hadisleri el kafi hadisleri kadr bile etmiyor.
        içerik ve sıhhat konusunda da uzun tartışmlar yaptık. ilgilenenlerin velayet.com.tr sitesinde hadis bölümüne bakmaları önerilir.
        sunni hadis kitaplarını okurken utandığım yerler olurdu. ya bunu hadis diye bu kitaba niye almışlar nedn nakletmişler diye. örneğin:
        adam diyor ki Resulullahı kerpiç üzerine çıkmış kudüse doğru dönmüş büyük abdestini yparken gördüm, diye
        bi başka örnek. Resulullahın zamanında kapalı tuvalet yoktu. resulullhın eşleri ihtiyaçlrını gidermek için gece vaktini beklerlerdi. bi gece karnlıkta bir eşi gizlene gizelene ihtiyacını gidermeye gidiyordu Ömer bin Hattp bağırdı:
        Sevdeee! biz seni tanıdık!
        bu tür hadisler de aynı şekilde aynı sitede bol örnekleriyle zikredilmiş.
        ama el kafi ya da başka şii hadis kitabını okurken resmen çarpılır aşka gelirdim ve derdim: işte ilim bu işte derinlik bu işte vahiy bu işte hikmet bu.
        bi ilahiyatçıyla tartışıyoruz kendisi mahumut beye bağlı bi mürid idi. dedi ki 12 imamı bizim kaynklrımızda da var . kimse onları inkr etmiyor. amaa siz şiiler 12 imama uymuyorsunuz ki, onlar adına uydurduğunuz hadisler ve bidat yola uyuyorsunuz.
        ben hay hay ağzıdan bal akıyor ne güzel buyurdun.
        bizim drdimiz şia falan değil ki, bizim derdimiz Allahın emrettiği (nisa 59) rasülünün ilan ettiği 12 emir sahibi olan 12 imama uymak.
        şiiler 12 imamın hayatını ayrıntılı olarak bana getirmişler, bunlar uydurma mı siz doğrusunu getirin şiileri bırakp sana teslim olacağım.
        şiiler 12 imamdan 100 bin hadis naklediyorlar. siz 101 bin hadis getirin size uyacağım.
        onların hadisleri uydurma mı siz sahihlerini getirin size uyacağım.
        NEEEE ! 100 bin hadis mi naklediyorlaaar!! diye ağzı açık kaldı. sonra bi kelime edemedi. sonraki günlerde ne şii oldu ne şia aleyhine... Allah hidayet versin...

        Yorum


          #5
          bizim bu yazılarrımıza şu cevap gelince grup kapatıldı:
          ULEEEENNNN BU GRUP
          TAM ŞİA PROPAGANDASI
          ÇÖPLÜĞÜNE DÖNDÜ BEEE.
          AYIPTIR. GÜNAHTIR.
          Tarihi olduğu yerde bıraksanıza.
          Biz niye sizin ŞİA NIN
          belki de çoğu İFTİRA OLAN YALANLARINA niçin itibar edelim.. Sizler bu kafayla mı
          İSLAM BİRLİĞİNE, Müminlerin İTTİFAKINA HIZMET edecksiniz

          FESÜBHANELLAH HAFAZANALLAH

          HIZIR HATİPOĞLU

          YUHHH çekince kızıyorsunuz


          kapatılmasaydı
          şianın alimleri eğitim sistemi ve medreseleri konulu yazı da yazacaktk

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X