Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

[Elmeddin er-Rafizi]

BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM

HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE

VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

bundan sonra.... misakonline formunda Mufazzal abi o formun yöneticisi olan EBu Huzeyfe ile bbir munazara yapmıştır, daha doğrusu Ebu Huzeyfenin Şia mezhebini karalama girişimine tokat gibi cevaplar vermiştir. cevaplar karşısında aciz kalan Ebu Huzeyfe acizliğini resmen itiraf etmiş ve Mufazzal abiminzin yazılarını tamamen silmiş ve "bir şiinin iftralarına cevap" diye bir başlık açarak kendi aklınca Mufazzal abiye cevap vermiştir. ama ne gariptir ki, Mufazzal abiye cevap verdiğini düşünen şahıs açtığı konuda kimseye yama fırsatı vermiyor ve yazıları siliyor, üstüne üstlük birde hakaret ediyor. inşaAllah bu başlıkta onun yalanlarını cevaplayacak ve asıl iftiracının kedisi olduğunu göstermeye çalışacağız. Allaha tevekkül ediyor ve Ondan yardım diliyorum.

[Elmeddin er-Rafizi]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

İMAM MALİK'E AĞIR BİR İFTİRA

Gelelim iftiralara ve cevaplarına:

İmam Mâlik r.a. güya kadına arkadan yaklaşma konusunda şöyle demiş:

“Kadına arkadan yaklaşmanın helal olduğunda şekkeden birini görmedim.”

Peki, bunu nerede söylemiş?

Malum İmam Mâlik'in sadece bir tek eseri var: El-Muvattâ!

Bu eserinde mi demiş? Hayır!

O zaman İmam Malik'in söz ve fetvalarını toplayan El-Müdevvene var. Orada mı geçiyor? Hayır!

Peki, Maliki mezhebi fıkıh kitaplarında mı? Hayır!

Herhangi bir sünni kitapta mı? Hayır!

Peki, nerede geçiyor?

Menhec-üs Sâdikîn adlı Şii bir tefsirde!

Hadi hep beraber gülelim!

Ebu Huzeyfe denen şahıs Mufazzal abinin Maliki mezhebinin imamı Malik b. Enesden aktardığı fetvayı kendi aklınca böyle cevaplamış ve Malik b. Enesin böye bir fetva verdiğinin ne genellikle sünni kitaplarda geçmediğini, ne Maliki mehebinin kitaplarında geçmediğini sadece Menhec-üs Sâdikîn adlı Şii bir tefsirinde geçtiğini idda ediyor. şimdi inşaAllah biz sadece bunu söyleyen sünni kaynakları aktaracağız, yorum sizlerin:

قال المزني: قال الشافعي: ذهب بعض أصحابنا إلى إحلاله وآخرون الى تحريمه ولاارخص فيه بل انهي عنه وحكي أن مالكاً سئل عن ذلك فقال: الآن اغتسلت منه

Müzni dedi ki Şafii şöyle demiştir: "Ashabımızın bazısı bunun (kadına makattan yaklaşmanın) helal olduğuna kail olurken bazısı da haram olduğuna kail olmuştur. Ben ise buna ruhsat vermiyor, aksine nehyediyorum. Ancak rivayet olur ki, Malik'e bu konu sorulunca; "Ben şimdi bundan dolayı gusül almış bulunuyorum" diye cevap vermiştir."

Nevevi, "el-Mecmu", cild 16, sayfa 420


فصول: حكم الوطء في الدبر
ولا يحل وطء الزوجة في الدبر في قول أكثر أهل العلم منهم: علي وعبد الله وأبوالدرداء وابن عباس وعبد الله بن عمرووأبوهريرة وبه قال سعيد بن المسيب وأبوبكر بن عبد الرحمن ومجاهد وعكرمة والشافعي وأصحاب الرأي وابن المنذر.
ورويت إباحته عن ابن عمر وزيد بن أسلم ونافع ومالك.
وروي عن مالك أنه قال ما أدركت أحدا أقتدي به في ديني يشك في أنه حلال وأهل العراق من أصحاب مالك ينكرون ذلك واحتج من أجله بقول الله تعالى: {نساؤكم حرث لكم فاتوا حرثكم أنى شئتم}

Kadına maketten yaklaşmak, ilim ehlinin çoğunluğunun görüşüne göre caiz değildir. Ali, Abdullah, Ebu Derda, İbn-i Abbas, Abdullah bin Ömer ve Ebu Hüreyre bunlardan bazılarıdır. Said bin Müseyyib, Abdurrahman bin Ebu Bekir, Mucahit, İkrime, Şafii, rey görüşüne sahip olanlar, (Ebu Hanife ve taraftarları) ve İbn-i Münzir de aynı görüşü benimsemişlerdir.

Ama Abdullah bin Ömer, Zeyd bin Eslem, Nafi ve Malik'in bunu helal gördükleri de rivayet edilmiştir.
Yine rivayet edilir ki, Malik şöyle demiştir: "Ben gördüğüm, dinimde kendisini örnek aldığım hiçbir kimsenin, bunun helal olduğundan şüphe duyduğunu görmedim." Bununla birlikte Malik'in Irak'ta bulunan tabileri bunu inkar etmektedirler. Malik bunun helal olduğuna Allah Teala'nın "Kadınlarınız sizin tarlanınızdır, tarlanıza istediğiniz yerden varın…" ayetini delil getirmiştir."

ibni Kudame el Hanbeli, "El-Muğni", Nikah kitabı

[Mufazzal]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

Ebu Huzeyfeyi uzun zamandan beridir tanırız. Facebookda bir arkadaş vesilesi ile karşılaştık. Önce facede yazıştık. Cevap veremeyince hakaret etmeye, bana lanet okumaya başladı. Yetmedi, kendi sitesinde, facebookdan bir resmimi alarak bana özel bir başlık açtı. Güya reddiye yazıyordu. Ama o yazdıkça, iftira attıkça bende cevap veriyordum. Ama verdiğim cevapları bir süre sonra siliyordu. Bir Müslümana yakışmayacak şekilde ard arda iftiralar düzünce yetişmek mümkün olmuyordu ama bende dedim madem öyle saatlerimide alsa cevap vermeye çalışayım bilmediklerim olursa bilenlerden sorup öğrenip cevap yazayım. Cevapları yazıyorum o siliyor. Ben yazıyorum o siliyor. Topu topu ortada bir iki mesajımı bırakmış. Allah ıslah etsin. Zaten kendi sitesinde resmimi koymakla ve bana, mektebime, inancıma ağır hakaretlerde bulunması, lanetler okuması bilgisizliğinin ve gerçekten kaçışının apaçık bir göstergesidir.

Şahsına yazdıklarımdan bir kaç alıntı:

Tarih: 20 Ağustos

O ZAMAN SÖZÜNDE DUR VE BİR KONUYU BİTİRMEDEN YENİ YENİ İFTİRALAR ATMA! SIRASI İLE İFTİRALARINA CEVAP VERMEK İSTİYORUM. AMA BİR FIRSAT VER. ARDARDA YAZMAKLA NELERİN ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYORSUN! GERÇEKLERDEN BU KADAR KOLAY KAÇILMAZ. ALLAH'DAN KORK!

Fazla uzatmayacağım konuyu! Çünkü ağzın çok bozuk. Ehl-i sünnet bir Müslüman olmana rağmen Ehl-i Sünnetin Ahlakından zerre nasibin yok. Susmak, dinlemek diye bir şey yok. Sunduklarının büyük çoğunluğu iftiradır. Bunun delillerini sundum. Ayrıca ehl-i Sünnet kaynaklarında varlığınıda sundum. Ama o kadar ahlaksızlaştın ki o kadar terbiyesizleştin ki, bu mübarek Ramazan ayında salya sümük hakaret yağdırmakdasın. Ayrıca yazılarımıda silmektesin. Senin için Profilime güzel şeyler ekledim. Dilersen eklersin görürsün. Ama izin verirsen bu sitede bunları yayınlamak isterim.

[Qom_u_ask]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

bir de laneti bazıları gereksiz görür...

yaşasın lanet

Allah ehlibeyt güneş karşısında eriyen sahteliklere rağmen hala inada devam edenlere bu tiplere lanet etsin...

[BEYZA]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

Allah sizlerden razı olsun
Hangi siteyi açsam Şiaya atılan iftiralar ve bu iftiralar karşısında mükemmel cevaplar veren Elmeddin ve Mufazzal
MaşAllah Rabbim ilminize bereket versin Sizi bu hak yoldan hiç mi hiç Ayırmasın inşAllah...

[Elmeddin er-Rafizi]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

İBNİ ÖMER R.A. GİBİ BÜYÜK BİR SAHABİYE İFTİRASI

İkinci iftirasına gelelim:

"İbn-i Ömer'de, İmam Malikle aynı görüştedir."

Bu daha büyük bir iftira... Bir imamla hızını alamamış bu müfteri, kalkıp sahabiyi de işin içine sokuyor. Hedef belli. Babası Hz. Ömer'a r.a. olan buğzlarından, oğluna da iftira atmak caiz nasıl olsa...

İbni Kesir tefsirinde böyle uydurma bir rivayet olduğundan bahsediyor. Ancak sahih rivayetlerin Hz. Abdullah b. Ömer'in r.a. ters ilişkiyi haram gördüğü yönünde olduğunu ispatlıyor ve şu müfteri Şiilerin ağzının payını veriyor.

Ama onlar nasıl olsa Sünniler içinde cehalet yeniden yayıldı ve bu kaynakları nasıl olsa artık kimse okumuyor deyip yumuyor gözlerini ve açıyor ağızlarını!

Ama bazen bizim gibi sert kayaya da toslayabiliyorlar... Her ne kadar bu hesapta olmasa da...

Şimdi bir kaç çelişkiye daha değinelim:

İbni Ömer r.a. sizce nasıl İmam Malik r.a. ile aynı görüşte olur? İbni Ömer İmam Malik'ten 100 küsur sene önce vefat etmiş! Kendisinden 100 sene sonra yaşayan bir insanın görüşünü İbni Ömer r.a. nasıl alır da o görüşe uyar?

Bu kişi azıcık aklı başında birisi olsa, cümleyi şöyle kurardı: "İmam Malik de İbni Ömer'le r.a. aynı görüştedir."

Devam edeceğiz...

yine iftira atıldığını, aslında ise ibni Ömerin bunu haram gördüğünü söylüyor. yukarıda eklediğim ehli sünnet fıkıh kitaplarında ibni Ömerle ilgili sözler vardı ama biz devam edelim:

وَلاَ يَحِلُّ الْوَطْءُ فِي الدُّبُرِ أَصْلاً لاَ فِي امْرَأَةٍ، وَلاَ فِي غَيْرِهَا أَمَّا مَا عَدَا النِّسَاءَ فَإِجْمَاعٌ مُتَيَقَّنٌ، وَأَمَّا فِي النِّسَاءِ فَفِيهِ اخْتِلاَفٌ اُخْتُلِفَ فِيهِ، عَنِ ابْنِ عُمُرَ وَعَنْ نَافِعٍ... (وبسنده عن ابن قاسم) قال: قال لي مالك: فأشهد على ربيعة لحدثني عن سعيد بن يسار أنه سأل ابن عمر فقال: لا بأس به ورواه أيضاً النسائي في (سننه الكبرى 5/315).
وَمَا رَوَيْت إبَاحَةَ ذَلِكَ، عَنْ أَحَدٍ إِلاَّ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَحْدَهُ بِاخْتِلاَفٍ عَنْهُ وَعَنْ نَافِعٍ بِاخْتِلاَفٍ عَنْهُ وَعَنْ مَالِكٍ بِاخْتِلاَفٍ عَنْهُ فَقَطْ.

"Makattan yaklaşmak asla caiz değildir. Ne kadına ne de başkasına. Kadından başkasına gelince, bu konuda kesin icma vardır. Kadına gelince, bu konuda ihtilaf edilmiştir. İbni Ömer ve Nafi'den bu konuda farklı görüşler gelmiştir…. Kendi senediyle İbn-i Kasim'den naklen demiştir ki: "Malik bana şöyle dedi: "Ben tanıklık ederim ki, o bana Said bin Yasar'den şöyle nakletti: O İbn-i Ömer'e bu konuyu sordu, İbn-i Ömer de bunda bir sakınca yoktur" dedi. Bu hadisi, Nesai de Süne-i Kübra isimli kitabında rivayet etmiştir. (c.5/315)
Bu eylemin caiz olduğu görüşü, İbn-i Ömer, (o da farklı olarak), keza Nafi, (o da farklı olarak), ve Malik (o da farklı olarak) dışında kimseden rivayet edilmemiştir."

Alusi, "el Muhalla", Nikah kitabı, 1905-ci mesele


1- أخرج اسحق ابن راهويه في مسنده وتفسيره والبخاري وابن جرير عن نافع قال قرأت ذات يوم نساؤكم حرث لكم فأتوا حرثكم أنى شئتم قال ابن عمر أتدري فيم أنزلت هذه الآية قلت لا قال نزلت في إتيان النساء في أدبارهن

İshak bin Rahvuye kendi Müsnedinde ve tefsirinde ve keza Buhari ve İbn-i Cerir de Nafi'den şöyle dediğini tahriç etmişlerdir: "Bir gün ben "Kadınlarınız sizin tarlanınızdır, tarlanıza istediğiniz yerden varın…" ayetini okudum. İbn-i Ömer bana dedi ki: "Bu ayetin neyin hakkında nazil olduğunu biliyor musun?" Ben: "Hayir" dedim. O dedi ki: "Bu ayet kadınlara maktattan yaklaşmak konusunda inmiştir."

وأخرج البخاري وابن جرير عن ابن عمر فأتوا حرثكم أنى شئتم قال في الدبر

"Buhari ve İbn-i Cerir İbn-i Ömer'in şöyle dediğini tahriç etmişlerdir: "Tarlanıza istediğiniz yerden varın…" ayeti, "Makattan da varın" demiktir."

وأخرج الحسن بن سفيان في مسنده والطبراني في الأوسط والحاكم وأبونعيم في المستخرج بسند حسن عن ابن عمر قال إنما نزلت على رسول الله صلى الله عليه وسلم نساؤكم حرث لكم الآية رخصة في إتيان الدبر

"Hasan bin Sufyan kendi Müsnedinde Teberani "el-Avsat" isimli kitabında, Hakim ve Ebu Naim, "El-Mustahrec" isimli kitapta hasan bir senetle İbn-i Ömer'in şöyle dediğini tahriç etmişlerdir: "Kadınlarınız sizin tarlanınızdır…" ayeti sırf Allah Resulüne makattan da yaklaşmaya ruhsat vermek için inmiştir."

Celaleddin Suyuti, "ed Durrul Mensur", cild 1, sayfa 636

حدثنا أحمد بن داود بن موسى حدثنا يعقوب بن كاسب حدثنا عبد الله بن نافع عن هشام بن سعد عن زيد بن أسلم عن عطاء بن يسار عن أبي سعيد الخدري أن رجلا أصاب امرأة في دبرها فأنكر الناس عليه ذلك فأنزل الله نساءكم حرث لكم الآية

Ebu Cafer Tahavi "Müşkülülhadis" isimli kitabında şöyle demiştir: Ahmed bin Davut bize anlattı, o da dedi ki bize Yakub bin Kasib anlattı, o da dedi ki, bize Abdullah bin Nafi anlattı, o da Hişam'dan, o da Zeyd bin Eslem'den, o da Ata bin Yasar'dan o da Ebu Said el-Hudri'den naklen dedi ki: "Bir kişi karısına makadından yaklaştı, halk onun bu işini kınadı, bunun üzerine Allah "Kadınlarınız sizin tarlanınızdır…" ayetini indirdi."

Kurtubi, "el Camiuli Ahkamil Kuran", Bakara suresinin tefsiri

[Elmeddin er-Rafizi]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

vehhabi Mufazzal abinin delil getirmesine rağmen hayasızca devam ediyor:

İBNİ ÖMER R.A. İFTİRASININ ASLI

Sadece bu yazının birazcık ilgisi olduğu için cevaplyayım. Buna cevabımız ve reddiyemiz iki noktadandır:

1. Buhari'nin orjinalinde "dübür" kelimesi geçmez. Buhari tam da hadisin en son kelimesi olan asıl kelimeyi yazmamıştır. Dolayısıyla aldığın bu tercüme yanlıştır ve Buhari'ye iftiradır. Buhari'nin tüm nüshalarında bu böyledir.

Buhari'nin meşhur şerhlerinden olan Feth-ul Bari bu konuda bir çok tahminde bulunur. Buhari acaba neden bu son kelimeyi yazmadı ve orayı boş bıraktı? Çünkü en son FİY harf-i cerini yazıp boş bırakmıştır. Arapçaya aşina olanlar bilir ki, harf-i cerden sonra mutlaka bir isim gelir. İşte Askalani bu ismin iki kelime olma ihtimalini söylüyor; ferc ve dübür. Hadisin başka rivayetlerinde ferc kelimesi alenen geçmektedir.

önce Buharideki hadisi görelim:

50-.......Bize Abdullah ibnu Avn haber verdi ki, Nâfi' şöyle demiştir: İbn Umer Kur'ân okuduğu zaman, okumasını bitirinceye kadar Kur'ân'dan başka birşey konuşmazdı. Bir gün ben onun huzurunda Mushaf'ı tuttum, o da ezberden el-Bakara Sûresi'ni okudu. Nihayet ondan bir yere ulaştığında, bana: Sen bu âyetin ne hakkında indirildiğini bilir misin? dedi. Ben: Hayır bilmem, dedim. İbn Umer: Bu âyet şu şu hususta (yânî kadınlara arka taraflarından gelmek sözleri hakkında) indirildi, dedi ve sonra okumasına devam etti.

Ve Abdussamed'den (o dedi ki): Bana babam Abdulvâris ibn Saîd tahdîs etti. Bana Eyyûb es-Sahtıyânî, Nâfi'den; o da İbn Umer'den tahdîs etti. İbn Umer "Kadınlarınıza istediğiniz gibi geliniz" kavli hakkında: Kocası kadına oradan gelir, demiştir.

Bu hadîsi Muhammed ibn Yahya ibn Saîd, babası Yahya ibn Sa-îd'den; o da Ubeydullah ibn Umer'den; o da Nâfi'den; o da İbn Umer'den olmak üzere rivayet etmiştir.

Sahihi Buhari, Tefsir kitabı, hadis 50

Buhari ibni Ömerin sözlerini sansürlemiş ve "şu şu husuta" yazmıştır. Buharinin marifetleri için Seyahati fi kitabil Sahihil Buhari bölümüne baka bilirsiniz. ama ibni Ömerin sözlerinden maksadının ne olduğu açıktır, çünkü bu onun meşhur mezhebidir. O bu eyleme (bazı şii müçtehidlerinin gördükleri gibi) keskin kerahet bir tarafa tamamen caiz demiştir. delili bizat ehli sünnettin kitaplarıdan yukarıda sadece bir kaçını aktardığımız sözlerdir

[Elmeddin er-Rafizi]

Ynt: Misakonline forumu yöneticisi Ebu Huzeyfenin iftira ve yalanlarına cevaplar

[quote author=BEYZA link=topic=17361.msg105574#msg105574 date=1285403163]
Allah sizlerden razı olsun[/quote]
amin ecmain