BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE
malum olduğu üzere Allame Hilli r.a ile ibni Teymiyye arasında bir polemik yaşanmıştır. Şöyle ki, Allame Hilli r.a imamet hakkında "Minhacul Kerame" adlı bir kitap yazmış, bu kitabında Kur'an ve Sünnetten imamete dair deliller getirmiştir. ibni Teymiyye bu kitaptan haber alınca buna karşılık olarak "Minhac es-Sünne" adlı kitabını yazmıştır. ibni Teymiyye'nin bu kitabında yaptığı tek şey Hz. Ali ve diğer Ehli Beyt imamlarını a.s karalamaya çalışmak, sabit olan hadisi şerifleri inkar etmek ve yalanlamak olmuştur ki, bu hususu bizzat nasibi alimleri bile itiraf etmektedirler. Mesela nasibi alimlerinden ibni Hacer bu konuda diyor ki:
- [li]لكنَّه رَدَّ في رَدِّهِ كثيراً من الأحاديث الجياد
fakat ibni Teymiyye bu reddiyesinde bir çok ceyyid (güzel) hadisleri inkar etmiştir.
وكم من مبالغة لتوهين كلام الرافضي [ أدَّتْهُ ] - أحياناً - إلى تنقيص علي رضي الله عنه
ibni Teymiyye rafizinin sözünü redd etmede öyle mubalağa etmiştir ki, bu onu Ali r.a'ı tenikd etmeğe sürüklemiştir.
ibni Hacer, "Lisan el-Mizan", 6/319, 1144-cü ravi[/li]
işte, bu cehalet kaynağı olan "Minhac es-Sünne" kitabının haberi Allame Hilli r.a'a ulaştığında Allame onun ne kadar cahilane olduğunu görmüş ve böylesi bir kitabı ortaya çıkaracak kişinin ne kadar ahmak ve kıt anlayışlı olduğunu anlayarak şöyle demiştir:
- [li]ولما بلغه بعض كتاب بن تيمية قال لو كان يفهم ما أقول أجبته
ibni Teymiyye'nin kitabının bazı bölümleri ona yetişdiği zaman şöyle demişti: "eğer benim söylediklerimi anlaya bilecekse cevap veririm."
ibni Hacer, "Lisan el-Mizan", 2/317, 1295-ci ravi[/li]
fakat ne var ki, ibni Teymiyye'nin ahmak olduğu kadar onun bağlıları da ahmak ve hayasızdırlar. işte bu yüzdendir ki, nasibiler ibni Teymiyye'nin "Minhac es-Sünne"de imam Ali a.s mı yoksa Ebu Bekir mi üstündür konusunda ortaya attığı "ilk şiiler Ebu Bekir ve Ömer'in üstünlüklerini kabulleniyorlardı" iddasını bu günlerde kendi blog ve sitelerinden paylaşmaktadırlar. Onun bu sözleri arapça sitelerde "Selef ve hatta Ali r.a'ın şiaları Ebu Bekir ve Ömer'in üstünlüklerine ittifak etmiştirler", türkçe sitelerde ise "Şii itikadının geçirdiği evreler" adı ile yayınlamıştır. fakat bu konularda tüm nasibiler gibi ibni Teymiyye'nin de anlamaktan aciz olduğu 2 esas mesele vardır:
1. kaynak meselesi: nasibiler "ilk şiiler" dedikleri kimselerin görüşlerini kendi kaynaklarından yani nasibi kaynaklarından sunmaktadırlar. bu ise elbette şia açısından bir öneme sahip değildir, zira nakillerin yapıldığı kaynak Şia nezdinde sabit olmayan, güvenilmeyen kaynaklardır. daha kolay anlaşılması için bir örnek verelim: diyelim ki, Araz Hasanzade adlı bir nasibi geliyor ve şialara "Elmeddin er-Rafizi adlı şia Ebu Bekir, Ömer ve Osman'ın fazilet sahibi olduğuna ve onların Ali'den üstün olduğuna inanıyor" diyor. şimdi hangi Şia Araz adlı bu nasibinin Elmeddin adlı rafiziden aktardığına itimad eder?
işte, bu konuda en önemli mesele bu kaynak meselesidir. nasibiler bu gün bizlere "ilk şialar şu akideye sahipti" diyor ve bunu ıspata çalışıyorlar ama bu söylediklerinin doğruluğuna dair kendi sözlerinden başka bir şeyi delil getiremiyorlar.
2. ilk şiilerin kimliği: bu konuda dikkat edilmesi gereken ikinci husus nasibi çalışmalarında "ilk şiiler" ile kimlerin kast edildiğidir. bu çalışmalara bakıldığında asla Ehli Beyt imamları a.s veya onların Ebu Hamza es-Sumali, Eban b. Tağlib, Mümini Tak, Hişam b. Salim, Hişam b. Hakem, Zürare, Ebu Basir, Muhammed b. Müslim gibi sahabelerinin r.a sözlerini göremezsiniz. bunların "ilk şiiler" dedikleri kimseler bazı Kufeli tabiinler yahutta nasibi anlayışında "şia"dır. peki nasibi anlayışında Şia kimdir? Nasibi muhaddislerden ibni Hacer bu konuda diyor ki:
- [li]والتشيع محبة على وتقديمه على الصحابة فمن قدمه على أبي بكر وعمر فهو غال في تشيعه ويطلق عليه رافضي وإلا فشيعي إن فإن انضاف إلى ذلك السب أو التصريح بالبغض فغال إلا في الرفض
ve Teşeyyü (Şia) Ali'yi sevmek ve onu sahabeden üstün görmektir. ve kim Ali'yi Ebu Bekir ve Ömerden üstün görürse o Gulat Şia'dır ki, ona Rafizi denilir ve o Şia değildir. ve kim buna ek olarak Ebu Bekir ve Ömere sebb ve buğz ederse o Gulat (aşırı) Rafizidir.
ibni Hacer, "Hedyus Sari", 1/460[/li]
bu tarife göre şia Hz. Ali a.s'ı seven ve Ebu Bekir ve Ömer hariç diğer sahabelerden (Osman, Muaviye, Ebu Hureyre, ibni Mesud ve b.) üstün gören kimsedir. ki, bu zaten sünniliktir. bilindiği gibi sünniler Hz. Ali a.s'ı sevdiklerini söylüyor ve Ebu Bekir, Ömer ve Osman'dan sonra onun faziletli olduğuna inanıyorlar. Öyle ise bu tarife göre Şia olmamak için Hz. Ali a.s'ı hiç kimseden üstün görmemek aksine onun diğer sahabeler gibi sıradan bir sahabe olduğuna inanmak gerekiyor.
işte bunların tüm iddaları bu 2 esasa dayanıyor ve bu yüzden bu iddaların ilmi bir dayanağı, çalışma sahiplerinin samimiyeti ve meseleyi deliller ışığında araştırma istekleri yoktur. bu kadarı elbette bizim söz konusu çalışmayı redd etmemiz için yeterlidir ama acaba nasibilerin yaptıkları bu çalışmanın kendi kaynakları yanında bile bir değeri olmadığını göstermek için bu çalışmalarını incelemeye alıyoruz.
nasibi ibni Teymiyye diyor ki:
- [li]كانت الشيعة المتقدمون الذين صحبوا عليا أو كانوا في ذلك الزمان لم يتنازعوا في تفضيل أبي بكر وعمر وإنما كان نزاعهم في تفضيل علي وعثمان وهذا مما يعترف به علماء الشيعة الأكابر من الأوائل والأواخر حتى ذكر مثل ذلك أبو القاسم البلخي قال سأل سائل شريك بن عبد الله ابن أبي نمر فقال له أيهما أفضل أبو بكر أو علي فقال له أبو بكر فقال له السائل أتقول هذا وأنت من الشيعة فقال نعم إنما الشيعي من قال مثل هذا والله لقد رقى علي هذا الأعواد فقال ألا إن خير هذه الأمة بعد نبيها أبو بكر ثم عمر أفكنا نرد قوله أكنا نكذبه والله ما كان كذابا
Hz. Ali ile arkadaşlık yapan veya o dönemde yaşayan eski (önceki) Şiiler, Ebu Bekir ile Ömer'in üstünlükleri için çekişmiş değillerdi. Onların çekişmeleri, Hz. Ali ile Osman'ın üstünlükleri içindi. Bu, başından sonuna bütün büyük Şii alimlerinin kabul ettikleri bir husustur. Nitekim Ebu Kasım el-Belhi'nin naklettiğine göre, bir adam Şerik b. Abdullah b. Ebi Nemr'e: "Ebu Bekir mi daha üstün, Ali mi?" diye sorar. Şerik: "Ebu Bekir" deyince, adam: "sen bir şii iken böyle söylüyorsun, ha?" der. Bunun üzerine Şerik şöyle cevap verir: "Evet, böyle söylemeyen şii değil. Allah'a yemin ederim ki, bu bozuk düşünceler Hz. Ali'ye de iletilmişti, ama o "dikkat edin haberiniz olsun! Nebi s.a.a'den sonra bu ümmetin en hayırlısı Ebu Bekir ile Ömer'dir" demişti. Hal böyle iken, biz, onun sözünü nasıl reddeder ve onu nasıl yalanlarız. Allah’a yemin ederim ki, o, yalancı değildi."
ibni Teymiyye, "Minhac es-Sünne", 1/4
وكان السلف متفقين على تقديمهما حتى شيعة علي رضي الله عنه
وروى ابن بطة عن شيخه المعروف بابي العباس بن مسروق حدثنا محمد بن حميد حدثنا جرير عن سفيان عن عبد الله بن زياد بن جدير قال : قدم ابو اسحاق السبيعي الكوفة قال لنا شمر بن عطية : قوموا اليه فجلسنا اليه فتحدثوا فقال ابو اسحاق : خرجت من الكوفة وليس احد يشك في فضل ابي بكر وعمر وتقديمهما وقدمت الان وهم يقولون ويقولون ولا والله ما ادري ما يقولون "
Ali'nin r.a taraftarları ve istisnasız olarak Selef, Ebubekir ve Ömer'in fazilette olan üstünlüklerini kabul etmişlerdir. ibni Batte, Ebul Abbas b. Mesruk diye bilinen hocasının şöyle söylediğini naklediyor: bana Muhammed b. Hümeyd anlattı, dedi ki: Cerir bana Sufyan'dan, o da Abdullah b. Ziyad b. Hudeyr'den şöyle anlattı: Ebu İshak es-Sebii Kufe'ye geldi. Şemr b. Atiyye, birlikte yanına gitmemizi istedi. Yanına gittik ve sohbet ettik. Ebu İshak şöyle dedi: "Ben Kufe'de iken istisnasız olarak bütün Kufe ehli Ebu Bekir ve Ömer'in faziletlerine inanıyor ve onları sair ashaba tercih ediyorlardı. Şimdi ise konuşabildikleri kadar konuşuyorlar. Vallahi ne dediklerine akıl erdiremiyorum."
وقال حدثنا النيسابوري حدثنا أبو أسامة الحلبي حدثنا أبي حدثنا ضمرة عن سعيد بن حسن قال سمعت ليث بن أبي سليم يقول أدركت الشيعة الأولى وما يفضلون على أبي بكر وعمر أحدا
ve dedi ki: bana Neysaburi anlattı, dedi ki: bana Ebu Seleme el-Halebi anlattı, dedi ki: bana babam anlattı, dedi ki: Damure bana Said b. Hasan’dan anlattı, dedi ki: Leys b. Ebi Selim'in şöyle dediğini duydum: "İlk şiileri gördüm, onlar Ebu Bekir ve Ömer'e hiç kimseyi tercih etmiyorlardı."
وقال أحمد بن حنبل حدثنا ابن عيينة عن خالد بن سلمة عن الشعبي عن مسروق قال حب أبي بكر وعمر ومعرفة فضلهما من السنة ومسروق من أجل تابعي الكوفة وكذلك قال طاووس حب أبي بكر وعمر ومعرفة فضلهما من السنة وقد روى ذلك عن ابن مسعود
ve Ahmed b. Hanbel dedi ki: Sufyan b. Uyeyne bana Halid b. Seleme'den, o da Mesruk'tan ranlattı, dedi ki: "Ebubekir ve Ömer'i sevmek ve onların faziletlerini bilmek sünnettendir." Mesruk, Kufe'de bulunan en büyük tabilerden idi. Tavus da aynı görüştedir. Aynı rivayet, ibni Mesud'dan da nakledilmiştir.
ibni Teymiyye, "Minhac es-Sünne", 6/135-136[/li]
Yorum