BİSMİHİ TEALA
HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHLİ BEYT (A.S) OLSUN LANETİ İSE ONLARIN EBEDİ DÜŞMANLARINA OLSUN
RABB'İMDEN SÖZÜN EN DOĞRUSUNU DİNLEYİP, HAKKI BATIL'DAN AYIRMAYI MUAVVAK KILSIN
Selamun Aleykum Aziz Can;
Fedakarlık, iman ve gözyaşı…
İran’ın en mazlum Şii ailesi ve dünyanın en garip Hüseyniyesi / Foto
Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- İran İslam Cumhuriyetinin Kuzey bölgelerinden birinde 400 hanelik bir köy yer almaktadır. Bu köyde yalnızca bir Şii ailesi yaşamakta, onlarda sıradan bir Şii ailesi değil, bu zamanda benzerinin zor bulunacağı marifet ehli Şii bir aile. Bu aile fakir bir aile olmasına rağmen kendi çaplarında evlerinin yanında küçük bir Hüseyniye yaptırmış. Bu hüseyniye kendisine has koşullarıyla bir Şia memleketinde Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) mazlumluğunu gözler önüne sermektedir. Din Savunucuları Mücahit Gurubu yetkililerinin işbirliği ile mazlum, ama bir o kadar da onurlu bu aile ile bir röportaj gerçekleştirdik. Şimdi bu röportajı sunuyoruz:

* Kendinizi tanıtır mısınız?
— Adım F. M’dir. Üç erkek üçte kız kardeşim var.
* Erkek kardeşlerinizle birlikte mi yaşıyorsunuz?
— İki tanesi Bender Abbas’ta işçi olarak çalışıyorlar. Bir tanesi ise kayın babasının evinde İranşehr (İran'da bir şehrin adı) yakınlarında yaşıyor. İşi yoktur.
* Burada yalnız mı yaşıyorsunuz?
- Babam, annem ve iki kız kardeşimle burada yaşıyorum.
* Köyünüz kaç haneliktir?
- Yaklaşık olarak 400 haneliktir.

Evle Hüseyniye arasındaki fasıla
* Siz, bu bölgede yaşayan tek Şia ailesi misiniz?
- Evet! Ebu Abdullah İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adını anmak için burada olmamızın mutlaka bir hikmeti vardır.
* Siz buraya hicret mi ettiniz?
- Babam bu köyden değil, ancak annem bu köydendir. Bundan dolayı babam da burada yaşamaya karar vermiş. Hepimiz burada dünyaya geldik.
* Babanız ilk günden beri Sünni miydi?
- Hayır, babam ilk günden Şia mezhebindendi.
* Peki anneniz?
- Hayır, annem yaklaşık olarak 4 yıl önce Şia mezhebini seçti.
* Bu köyde yaşayan bir Şii ailesi olarak burada sıkıntılarla karşı karşıya kalmıyor musunuz?
- Evet! Hüseyniye’yi yaptığımız ilk günlerde bize çok baskı yaptılar. Hatta İmam Hüseyin (a.s) merasimleri için hüseyniyeye gelen alime karşı bazıları evlerin damına çıkarak alimle alay ediyorlardı. Ancak bizler meclislerimizi sevgi ve muhabbetle düzenledik. Bizim kimseyle kavga ve çatışmamız yok. Onlara yaptıklarının yanlış olduğunu anlattık.
Ez Zehra (s.a) Hüseyniyesinin Dış Görünüşü
* Hüseyniye’yi nasıl yaptırdınız?
- İlk önceleri ev ve hüseyniye birdi. Bizim için bile çok zor oluyordu, ancak merasimleri Hüseyniye’de düzenliyorduk. Üç yıl oluyor ki Hüseyniye’yi yaptırdık.
* Hüseyniye’de hangi merasimleri düzenliyorsunuz?
- Alim ve meddah geldiği dönemler – Muharrem, Safer, Ramazan ayları ve Fatıme günleri- merasimler düzenliyor ve harcamalarda bulunuyoruz. “Aşura Ziyareti”nden tutun “Tevessül Duası”na Nudbe Duasından Ramazan ayında Cevşen-i Kebir duasına kadar hepsini okuyoruz. Alimimiz (alim yalnız üç ay için bu köye gelmektedir) olmadığı dönemlerde ise kaset bırakıyor ve o şekilde merasimlerimizi düzenliyoruz! Bazen kendimiz mersiyeler okuyoruz. Elbette bazı insanların kendileri hüseyniye’ye gelmekte, bazen de bizler gidip bazılarını hüseyniye’ye davet ediyoruz.
* Yemek de veriyor musunuz?
- Evet, ben ve kız kardeşim yemek hazırlıyoruz.
* Merasimleri kimler için düzenliyorsunuz? Çünkü bu köyde yaşayan tek Şii ailesisiniz.
- Ehli sünnetten bazıları da merasimlerimize iştirak etmekteler. Köy kadınları için Kur’an dersleri koyuyoruz. Elbette bir kaç kişi Şia oldu. Bazıları da Şia olmayı istiyor, ancak anne ve babaları buna izin vermiyor!

Köyden bir görüntü
* Köy halkının size davranışı nasıl?
- Köyün çoğunluğu bizim karşıtımızdır. Örneğin bizim alim buraya geldiği zaman, itiraz etmekteler ve neden bir aile için ezan yayınlıyorsunuz? Diye bize karşı çıkmaktalar.
* Tüm bu sıkıntıları düşünürsek neden bu köyü terk etmiyorsunuz?
- Buradaki tek Şia ailesinin biz olduğumuz doğrudur, ancak İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) matem merasimlerini düzenlediğimiz için buradan ayrılmaya içimiz el vermemektedir. Eğer bizler bu köyü terk edersek, artık burada Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) adı anılmaz.
* Sizin bu yolda çok zorluklar çekmeniz mümkündür?!
- Bizler, İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adının zinde ve diri olması için bu köyü terk etmiyoruz. Her ne kadar bize baskı yapsalar da, eziyet de etseler asla buradan ayrılmayacağız. (son derece kararlı bir şekilde)
* Sizin kendiniz maddi olarak sıkıntılar içinde olmanıza rağmen merasimler için harcamalarda bulunuyorsunuz!
— Eğer aile fertlerinden birisinin geliri olursa veya elimize bir yerden para geçerse, Ehlibeyt İmamlarından (Allah’ın selamı onların üzerine olsun) birisinin şehadet günleri yakınsa o parayı harcamıyoruz ve İmamların merasimlerinde harcıyoruz.
* Yalnızca Şialar mı merasimlerinize katılıyor?
- Hayır, sünniler de katılıyorlar. Merasimler için öğle ve akşam yemeği hazırladığımız zaman köy halkı gelip ihsanımızdan yemektedirler.

Mutfak
* Öyle anlaşılıyor ki, yaşam giderlerini karşılamak için sıkıntı çekiyorsunuz?
- Evet! Bir süredir babam artık çalışmıyor. Elbette Allah bir şekilde bize göndermektedir. Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) bizi yalnız bırakmayacağına inanıyoruz.
* Elinizde içinizden geçenleri yazdığınız notlarınız var mı? Ayrıca eğer varsa bunları ne için yazdınız?
- Evet, doğrusu içimden geçen bazı sözler vardı ve Allah’tan birilerinin buraya gelmesini ve içimden geçenleri ona anlatmayı diliyordum. Bizlerin bu köyde ne kadar sıkıntı çektiğimizi anlatmayı istiyordum. Bundan dolayı içimden geçenleri ve aklıma gelenleri unutmamak için yazdım.
* İmam Zaman (İmam Mehdi aleyhi selam) için de bir şeyler yazdınız mı?
- Evet! Namazdan sonra ve “Ferec Duasının” ardından defterime içimdekileri döküyorum. Kendi kendime düşünmeye başladığımda düzenlediğimiz merasimlerin zorluğu ve buradaki dayanılmaz sıcaklar aklıma geliyor. Diğer yandan bunları İmam Hüseyin (aleyhi selam) ve Hz. Zeyneb’in (selamullahi aleyha) çektiği zorluklarla kıyasladığımda, bunların onlarla mukayese edilmeyeceğini anlıyorum. Bu şartların zor olduğu doğrudur, ancak bu zorluklar nere o zorluklar nere!
* Bu köyde mi okul okudunuz?
- Hayır, başka bir köyde okudum.
* Bu köyde okul var mı?
- Evet, ortaokula kadar var.
* Siz ne kadar ders okudunuz?
- Lise diplomam var.
* Medreseye de gittiniz mi?
- Evet, Liseye gittiğimde sabahları okula, öğleden sonraları ise medreseye gidiyordum. Medresenin çoğunluğu sünni mezhepten oldukları için bana çok eziyet ediyorlardı! Benim medreseye gitmemden rahatsızdılar. Dolayısıyla kimsenin anlamayacağı şekilde medreseye gidiyordum.
Evin Hüseyniye ve ev olarak kullanıldığı dönem
* Okula arabayla mı gidip geliyordunuz?
- Hayır, okula bir buçuk saatte yürüyerek varıyordum. Okuduğum medrese de okula oldukça uzaktı. Dolayısıyla çok zor şartlar altında okudum.
* Bölgenizden Şia olan oldu mu?
- Medresede ders okuduğumda, Ramazan ayı olduğunda bize gidin insanlara ahkam dersi verin diyorlardı. Ben de gider köy halkına gelin size Kur’an dersi vereyim Ramazan ayında çok sevabı var diyordum. Kur’an-ı Kerim’in yanında Ehlibeytten (aleyhimu’s selam) de onlara anlatıyordum. Hz. Ali (aleyhi selam) Hz. Fatımatu’z Zehra’nın (selamullahi aleyha) karakter ve şahsiyetlerinin nasıl olduğunu anlatıyordum.
Buraya geldiklerinde bana senin davranışın çok güzel diyorlardı. Halbuki Mevlevilerin (İran’daki Sünni alimlere Mevlevi derler) davranış ve ahlakları serttir. Ben de bu ahlak ve davranışımın Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) etkisindendir diyordum. Çünkü onlar bizim için model ve olgudur. Hülasa onlarla sohbet ediyordum. Onlarda etkilenip bizlerde Şia olmak istiyoruz diyorlardı. Elbette içlerinden hasta olan birkaç kişi Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) eliyle şifa buldular. Bu kişiler Şia oldular, bende onlara kılavuzluk ettim.
* Akrabalarınız Şia mezhebinden mi?
- Hayır, çoğunlukla Sünnidirler.
* Onlarla git geliniz var mı?
- Anne tarafından bazı akrabalarım Şia olduğum için benden küstüler.
* Eşinizde Şia mıdır?
- Evet, Elbette iki amca kızım Sünnilerle evlendikten sonra eşlerinin baskı ve zorlamasıyla sünni olmak zorunda kaldılar. Bundan dolayı ben, başka bir köyden Şia birisiyle evlendim. Çünkü Şia akrabalarımın içinde evleneceğim kimse yoktu. Şu anda benden büyük 28 yaşında bir kız kardeşim var, o da bundan dolayı evlenemedi. Elbette ablamın Sünnilerden isteyenleri var, hatta babama bunun için (süt parası olarak) 3 milyon tümen teklif edenler bile var, ancak annem kızım altmış yaşına bile gelse Şia birisi olmazsa onu evlendirmeyeceğim diyor. Hatta kör bile olsa Şia birisi olmalı diyor.
* Aranızda şart koştunuz mu?
- Evet, İmam Hüseyin’le (aleyhi selam) ahitleştik. Her ne zaman evlenirsem, Ramazan, Muharrem ve Safer aylarında burada olacağım ve Hüseyniye’de matem merasimleri düzenleyeceğim diye. Böylelikle Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) ismi her zaman burada anılmış olacak.
* Yani eşinize mi bu şartları koştunuz?
- Evet, beni istemeye geldiklerinde, onlara bu günlerde burada olmam gerektiğini söyledim. Zira İmam Hüseyin’le (aleyhi selam) her nerede olursam olayım bu günlerde burada olacağıma dair ahitleştiğimi söyledim.
* İmam Hüseyin’den (aleyhi selam) ne isteğiniz vardı?
- Dedim ki: Ya Eba Abdullah! Bizler öyle bir köyde yaşıyoruz ki oldukça mazlumuz. Elbette her ne kadar mazlum da olsak sizin mazlumluğunuza yetişmez. (Burada oldukça şiddetle ağlamakta)
Bu Şii ailesinin geçiş yoluna konulan engeller
* Ramazan ayında suyunuzu mu kestiler? Susuz mu kaldınız?
- Evet, bize gelen su borusunu kestiler. Bizler Ramazan ayında susuz kaldık. Bundan dolayı başka bir yere gidip çeşmeden su getirmek zorunda kaldık. Bir su kuyusu kazdık, ancak onlar gidip yanında başka bir su kuyusu kazdılar ve üç tane su pompası yerleştirdiler. Sonra bizim kuyumuz kurudu. Evimize giden ana yolu Şia alimi bu dönemler geldiğinde zorluk çeksin diye ağaçlarla kapattılar.
* Daimi bir âliminizin olmamasından mı yoksa su, elektrik gibi imkansızlıklardan mı daha çok rahatsızsınız?
- Buraya alim geldiğinde ister istemez matem merasimleri daha kalabalık ve görkemli olmaktadır. Ebu Abdullah İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adı anılmakta, ancak alim olmadığı zaman iyi bir merasim düzenleyememekteyiz.
* Size göre burası Kerbela’ya benzemiyor mu? Su ve yolunuzu kesmişler ve hava oldukça sıcak?
- (Ağlıyor)
* Her zaman bu şekilde çarşafla mı tesettüre bürüyorsunuz?
- Evet.
* Sıcaklarda bu şekilde zorluk çekmiyor musunuz?
- Sıcaklarda zorluk çektiğim doğrudur, ancak iffet ve hicabım bu şekilde olmalıdır.
* Şia olmalarına rağmen Şehirde bazı kadınların hicaplarına çok riayet etmedikleri görülüyor. Siz nasıl oluyor da bu şiddetli sıcakta bu şekilde hicaplısınız?
- Ey kadın, Fatıma’dan size bu şekilde hitap edilmiştir: Kadının en değerli süsü hicabını korumasıdır.
Evimiz biraz yüksekte olduğu için elbise veya çarşafımız renkli olursa ilgi çeker ve bakınız Şialar nasıldır diye söyleyebilirler.
Ez Zehra (s.a) Hüseyniyesinin içinden bir görüntü
* Hüseyniyenizin durumu evinizin durumundan çok daha iyi bir durumda!
- Bu iki oda ilk günden itibaren vardı ve çok eskidir. İçeriye girecek olursanız çimentolarının döküldüğünü ve duvarlarının yarıldığını görürsünüz.
* Neden Hüseyniye ile eviniz arasında bu kadar fark var?
- Ebu Abdullah İmam Hüseyin (aleyhi selam) için düzenlenen yas meclislerinin yerinin güzel olması gerekir. Bizler asla kendi yerimizin daha güzel olmasına razı olamayız. Böyle bir şeyi yapamayız. Orası çok güzel olmalıdır. İnsanlar küçük bir bahaneyle orayı terk etmesinler.
Evin içinden bir görüntü
* Bize böyle bir fırsat verdiğiniz için size teşekkür ediyoruz.
- Bize uğradığınız ve Ez Zehra (selamullahi aleyha) Hüseyniyesini yakından gördüğünüz için size teşekkür ediyorum. Allah’tan dileğim bizleri Emire’l Mümin’in Hz. Ali (aleyhi selam) ve Hz. Fatımatu’z Zehra’nın (selamullahi aleyha) takipçilerinden karar kılsın.
ABNA.İR
Allah'ın hidayeti ile olun...
HAMD ALEMLERİN RABB'İ ALLAH'A SALAT VE SELAM HZ. MUHAMMED (S.A.A) VE PAK EHLİ BEYT (A.S) OLSUN LANETİ İSE ONLARIN EBEDİ DÜŞMANLARINA OLSUN
RABB'İMDEN SÖZÜN EN DOĞRUSUNU DİNLEYİP, HAKKI BATIL'DAN AYIRMAYI MUAVVAK KILSIN
Selamun Aleykum Aziz Can;
Fedakarlık, iman ve gözyaşı…

Dünyanın en büyük Şii ülkesinde mazlum ve garip bir Şii ailesi binlerce zorluk ve ağır saldırılar altında, sırf İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adı köylerinde yankılansın diye bir hüseyniye kurdu… Tek bir Şii ailesinin 400 Hanelik bir Sünni köyünde yaşadığı sıkıntı, zorluk ve baskılardan kesitler… Ehlibeyt (a.s) mektebi için yapılan fedakârlıklar ve imanın doruk noktasından kareler… İmanından ve Ehlibeytten hiçbir şekilde ödün vermeyen fedakâr ve bir o kadarda mazlum olan bir kadınla derd-i dil ettik ve röportaj yaptık… |
Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- İran İslam Cumhuriyetinin Kuzey bölgelerinden birinde 400 hanelik bir köy yer almaktadır. Bu köyde yalnızca bir Şii ailesi yaşamakta, onlarda sıradan bir Şii ailesi değil, bu zamanda benzerinin zor bulunacağı marifet ehli Şii bir aile. Bu aile fakir bir aile olmasına rağmen kendi çaplarında evlerinin yanında küçük bir Hüseyniye yaptırmış. Bu hüseyniye kendisine has koşullarıyla bir Şia memleketinde Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) mazlumluğunu gözler önüne sermektedir. Din Savunucuları Mücahit Gurubu yetkililerinin işbirliği ile mazlum, ama bir o kadar da onurlu bu aile ile bir röportaj gerçekleştirdik. Şimdi bu röportajı sunuyoruz:

* Kendinizi tanıtır mısınız?
— Adım F. M’dir. Üç erkek üçte kız kardeşim var.
* Erkek kardeşlerinizle birlikte mi yaşıyorsunuz?
— İki tanesi Bender Abbas’ta işçi olarak çalışıyorlar. Bir tanesi ise kayın babasının evinde İranşehr (İran'da bir şehrin adı) yakınlarında yaşıyor. İşi yoktur.
* Burada yalnız mı yaşıyorsunuz?
- Babam, annem ve iki kız kardeşimle burada yaşıyorum.
* Köyünüz kaç haneliktir?
- Yaklaşık olarak 400 haneliktir.

Evle Hüseyniye arasındaki fasıla
* Siz, bu bölgede yaşayan tek Şia ailesi misiniz?
- Evet! Ebu Abdullah İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adını anmak için burada olmamızın mutlaka bir hikmeti vardır.
* Siz buraya hicret mi ettiniz?
- Babam bu köyden değil, ancak annem bu köydendir. Bundan dolayı babam da burada yaşamaya karar vermiş. Hepimiz burada dünyaya geldik.
* Babanız ilk günden beri Sünni miydi?
- Hayır, babam ilk günden Şia mezhebindendi.
* Peki anneniz?
- Hayır, annem yaklaşık olarak 4 yıl önce Şia mezhebini seçti.
* Bu köyde yaşayan bir Şii ailesi olarak burada sıkıntılarla karşı karşıya kalmıyor musunuz?
- Evet! Hüseyniye’yi yaptığımız ilk günlerde bize çok baskı yaptılar. Hatta İmam Hüseyin (a.s) merasimleri için hüseyniyeye gelen alime karşı bazıları evlerin damına çıkarak alimle alay ediyorlardı. Ancak bizler meclislerimizi sevgi ve muhabbetle düzenledik. Bizim kimseyle kavga ve çatışmamız yok. Onlara yaptıklarının yanlış olduğunu anlattık.

* Hüseyniye’yi nasıl yaptırdınız?
- İlk önceleri ev ve hüseyniye birdi. Bizim için bile çok zor oluyordu, ancak merasimleri Hüseyniye’de düzenliyorduk. Üç yıl oluyor ki Hüseyniye’yi yaptırdık.
* Hüseyniye’de hangi merasimleri düzenliyorsunuz?
- Alim ve meddah geldiği dönemler – Muharrem, Safer, Ramazan ayları ve Fatıme günleri- merasimler düzenliyor ve harcamalarda bulunuyoruz. “Aşura Ziyareti”nden tutun “Tevessül Duası”na Nudbe Duasından Ramazan ayında Cevşen-i Kebir duasına kadar hepsini okuyoruz. Alimimiz (alim yalnız üç ay için bu köye gelmektedir) olmadığı dönemlerde ise kaset bırakıyor ve o şekilde merasimlerimizi düzenliyoruz! Bazen kendimiz mersiyeler okuyoruz. Elbette bazı insanların kendileri hüseyniye’ye gelmekte, bazen de bizler gidip bazılarını hüseyniye’ye davet ediyoruz.
* Yemek de veriyor musunuz?
- Evet, ben ve kız kardeşim yemek hazırlıyoruz.
* Merasimleri kimler için düzenliyorsunuz? Çünkü bu köyde yaşayan tek Şii ailesisiniz.
- Ehli sünnetten bazıları da merasimlerimize iştirak etmekteler. Köy kadınları için Kur’an dersleri koyuyoruz. Elbette bir kaç kişi Şia oldu. Bazıları da Şia olmayı istiyor, ancak anne ve babaları buna izin vermiyor!

Köyden bir görüntü
* Köy halkının size davranışı nasıl?
- Köyün çoğunluğu bizim karşıtımızdır. Örneğin bizim alim buraya geldiği zaman, itiraz etmekteler ve neden bir aile için ezan yayınlıyorsunuz? Diye bize karşı çıkmaktalar.
* Tüm bu sıkıntıları düşünürsek neden bu köyü terk etmiyorsunuz?
- Buradaki tek Şia ailesinin biz olduğumuz doğrudur, ancak İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) matem merasimlerini düzenlediğimiz için buradan ayrılmaya içimiz el vermemektedir. Eğer bizler bu köyü terk edersek, artık burada Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) adı anılmaz.
* Sizin bu yolda çok zorluklar çekmeniz mümkündür?!
- Bizler, İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adının zinde ve diri olması için bu köyü terk etmiyoruz. Her ne kadar bize baskı yapsalar da, eziyet de etseler asla buradan ayrılmayacağız. (son derece kararlı bir şekilde)
* Sizin kendiniz maddi olarak sıkıntılar içinde olmanıza rağmen merasimler için harcamalarda bulunuyorsunuz!
— Eğer aile fertlerinden birisinin geliri olursa veya elimize bir yerden para geçerse, Ehlibeyt İmamlarından (Allah’ın selamı onların üzerine olsun) birisinin şehadet günleri yakınsa o parayı harcamıyoruz ve İmamların merasimlerinde harcıyoruz.
* Yalnızca Şialar mı merasimlerinize katılıyor?
- Hayır, sünniler de katılıyorlar. Merasimler için öğle ve akşam yemeği hazırladığımız zaman köy halkı gelip ihsanımızdan yemektedirler.

Mutfak
* Öyle anlaşılıyor ki, yaşam giderlerini karşılamak için sıkıntı çekiyorsunuz?
- Evet! Bir süredir babam artık çalışmıyor. Elbette Allah bir şekilde bize göndermektedir. Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) bizi yalnız bırakmayacağına inanıyoruz.
* Elinizde içinizden geçenleri yazdığınız notlarınız var mı? Ayrıca eğer varsa bunları ne için yazdınız?
- Evet, doğrusu içimden geçen bazı sözler vardı ve Allah’tan birilerinin buraya gelmesini ve içimden geçenleri ona anlatmayı diliyordum. Bizlerin bu köyde ne kadar sıkıntı çektiğimizi anlatmayı istiyordum. Bundan dolayı içimden geçenleri ve aklıma gelenleri unutmamak için yazdım.
* İmam Zaman (İmam Mehdi aleyhi selam) için de bir şeyler yazdınız mı?
- Evet! Namazdan sonra ve “Ferec Duasının” ardından defterime içimdekileri döküyorum. Kendi kendime düşünmeye başladığımda düzenlediğimiz merasimlerin zorluğu ve buradaki dayanılmaz sıcaklar aklıma geliyor. Diğer yandan bunları İmam Hüseyin (aleyhi selam) ve Hz. Zeyneb’in (selamullahi aleyha) çektiği zorluklarla kıyasladığımda, bunların onlarla mukayese edilmeyeceğini anlıyorum. Bu şartların zor olduğu doğrudur, ancak bu zorluklar nere o zorluklar nere!
* Bu köyde mi okul okudunuz?
- Hayır, başka bir köyde okudum.
* Bu köyde okul var mı?
- Evet, ortaokula kadar var.
* Siz ne kadar ders okudunuz?
- Lise diplomam var.
* Medreseye de gittiniz mi?
- Evet, Liseye gittiğimde sabahları okula, öğleden sonraları ise medreseye gidiyordum. Medresenin çoğunluğu sünni mezhepten oldukları için bana çok eziyet ediyorlardı! Benim medreseye gitmemden rahatsızdılar. Dolayısıyla kimsenin anlamayacağı şekilde medreseye gidiyordum.

* Okula arabayla mı gidip geliyordunuz?
- Hayır, okula bir buçuk saatte yürüyerek varıyordum. Okuduğum medrese de okula oldukça uzaktı. Dolayısıyla çok zor şartlar altında okudum.
* Bölgenizden Şia olan oldu mu?
- Medresede ders okuduğumda, Ramazan ayı olduğunda bize gidin insanlara ahkam dersi verin diyorlardı. Ben de gider köy halkına gelin size Kur’an dersi vereyim Ramazan ayında çok sevabı var diyordum. Kur’an-ı Kerim’in yanında Ehlibeytten (aleyhimu’s selam) de onlara anlatıyordum. Hz. Ali (aleyhi selam) Hz. Fatımatu’z Zehra’nın (selamullahi aleyha) karakter ve şahsiyetlerinin nasıl olduğunu anlatıyordum.
Buraya geldiklerinde bana senin davranışın çok güzel diyorlardı. Halbuki Mevlevilerin (İran’daki Sünni alimlere Mevlevi derler) davranış ve ahlakları serttir. Ben de bu ahlak ve davranışımın Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) etkisindendir diyordum. Çünkü onlar bizim için model ve olgudur. Hülasa onlarla sohbet ediyordum. Onlarda etkilenip bizlerde Şia olmak istiyoruz diyorlardı. Elbette içlerinden hasta olan birkaç kişi Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) eliyle şifa buldular. Bu kişiler Şia oldular, bende onlara kılavuzluk ettim.
* Akrabalarınız Şia mezhebinden mi?
- Hayır, çoğunlukla Sünnidirler.
* Onlarla git geliniz var mı?
- Anne tarafından bazı akrabalarım Şia olduğum için benden küstüler.
* Eşinizde Şia mıdır?
- Evet, Elbette iki amca kızım Sünnilerle evlendikten sonra eşlerinin baskı ve zorlamasıyla sünni olmak zorunda kaldılar. Bundan dolayı ben, başka bir köyden Şia birisiyle evlendim. Çünkü Şia akrabalarımın içinde evleneceğim kimse yoktu. Şu anda benden büyük 28 yaşında bir kız kardeşim var, o da bundan dolayı evlenemedi. Elbette ablamın Sünnilerden isteyenleri var, hatta babama bunun için (süt parası olarak) 3 milyon tümen teklif edenler bile var, ancak annem kızım altmış yaşına bile gelse Şia birisi olmazsa onu evlendirmeyeceğim diyor. Hatta kör bile olsa Şia birisi olmalı diyor.
* Aranızda şart koştunuz mu?
- Evet, İmam Hüseyin’le (aleyhi selam) ahitleştik. Her ne zaman evlenirsem, Ramazan, Muharrem ve Safer aylarında burada olacağım ve Hüseyniye’de matem merasimleri düzenleyeceğim diye. Böylelikle Ehlibeytin (aleyhimu’s selam) ismi her zaman burada anılmış olacak.
* Yani eşinize mi bu şartları koştunuz?
- Evet, beni istemeye geldiklerinde, onlara bu günlerde burada olmam gerektiğini söyledim. Zira İmam Hüseyin’le (aleyhi selam) her nerede olursam olayım bu günlerde burada olacağıma dair ahitleştiğimi söyledim.
* İmam Hüseyin’den (aleyhi selam) ne isteğiniz vardı?
- Dedim ki: Ya Eba Abdullah! Bizler öyle bir köyde yaşıyoruz ki oldukça mazlumuz. Elbette her ne kadar mazlum da olsak sizin mazlumluğunuza yetişmez. (Burada oldukça şiddetle ağlamakta)

* Ramazan ayında suyunuzu mu kestiler? Susuz mu kaldınız?
- Evet, bize gelen su borusunu kestiler. Bizler Ramazan ayında susuz kaldık. Bundan dolayı başka bir yere gidip çeşmeden su getirmek zorunda kaldık. Bir su kuyusu kazdık, ancak onlar gidip yanında başka bir su kuyusu kazdılar ve üç tane su pompası yerleştirdiler. Sonra bizim kuyumuz kurudu. Evimize giden ana yolu Şia alimi bu dönemler geldiğinde zorluk çeksin diye ağaçlarla kapattılar.
* Daimi bir âliminizin olmamasından mı yoksa su, elektrik gibi imkansızlıklardan mı daha çok rahatsızsınız?
- Buraya alim geldiğinde ister istemez matem merasimleri daha kalabalık ve görkemli olmaktadır. Ebu Abdullah İmam Hüseyin’in (aleyhi selam) adı anılmakta, ancak alim olmadığı zaman iyi bir merasim düzenleyememekteyiz.
* Size göre burası Kerbela’ya benzemiyor mu? Su ve yolunuzu kesmişler ve hava oldukça sıcak?
- (Ağlıyor)
* Her zaman bu şekilde çarşafla mı tesettüre bürüyorsunuz?
- Evet.
* Sıcaklarda bu şekilde zorluk çekmiyor musunuz?
- Sıcaklarda zorluk çektiğim doğrudur, ancak iffet ve hicabım bu şekilde olmalıdır.
* Şia olmalarına rağmen Şehirde bazı kadınların hicaplarına çok riayet etmedikleri görülüyor. Siz nasıl oluyor da bu şiddetli sıcakta bu şekilde hicaplısınız?
- Ey kadın, Fatıma’dan size bu şekilde hitap edilmiştir: Kadının en değerli süsü hicabını korumasıdır.
Evimiz biraz yüksekte olduğu için elbise veya çarşafımız renkli olursa ilgi çeker ve bakınız Şialar nasıldır diye söyleyebilirler.

* Hüseyniyenizin durumu evinizin durumundan çok daha iyi bir durumda!
- Bu iki oda ilk günden itibaren vardı ve çok eskidir. İçeriye girecek olursanız çimentolarının döküldüğünü ve duvarlarının yarıldığını görürsünüz.
* Neden Hüseyniye ile eviniz arasında bu kadar fark var?
- Ebu Abdullah İmam Hüseyin (aleyhi selam) için düzenlenen yas meclislerinin yerinin güzel olması gerekir. Bizler asla kendi yerimizin daha güzel olmasına razı olamayız. Böyle bir şeyi yapamayız. Orası çok güzel olmalıdır. İnsanlar küçük bir bahaneyle orayı terk etmesinler.

* Bize böyle bir fırsat verdiğiniz için size teşekkür ediyoruz.
- Bize uğradığınız ve Ez Zehra (selamullahi aleyha) Hüseyniyesini yakından gördüğünüz için size teşekkür ediyorum. Allah’tan dileğim bizleri Emire’l Mümin’in Hz. Ali (aleyhi selam) ve Hz. Fatımatu’z Zehra’nın (selamullahi aleyha) takipçilerinden karar kılsın.
ABNA.İR
Allah'ın hidayeti ile olun...
Yorum