Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

40 Şehir Sabır (Üstad Kadir Akarastan Erbein- 2010 Anısına

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    40 Şehir Sabır (Üstad Kadir Akarastan Erbein- 2010 Anısına

    [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=52970.msg289282#msg289282 date=1265929285]
    40 ŞEHİR SABIR(1)
    09/02/2010 - 18:23

    KADİR AKARAS(2)

    Bismihi Taala

    Sahranın teninde yangına düşmüş bedenlere, mızrak başına takılmış güneşlere selam olsun.

    Toprakta kalmış mazlumiyete,masumiyetin en pakına selam olsun.Visalin gurbet anlarına, kırka varmış günlerine selam olsun.

    Seni cennetimsi kokundan tanıyorum, hatta annem kokan gömleğinden.

    Toprağa terk edilmiş başsız bedenlere,(3) kurumuş susuz Ali Asğer(4) boğazına selam olsun.

    Ateş düşmüş çadırlara, kesilen o pak başlara, toprakta kalmış masumiyete, sana selam olsun kardeşim!

    40 şehir koştum sabır menzillerini

    40 şehir omuzladım acı ve ıztrabın ağır yükünü

    40 şehir sindirdim sinirimi, gazabımı sabrederek.

    40 şehir viran oldum kendimde.

    Harab oldum kardeşim Şam(5) harabesinde. Üç yaşındaki(6) gecelerde kayboldum Hüseynim.

    Babasının süsünü, ziynetini, Zeynebini(7) alaylı gülüşlerle yağmaladılar.

    Ehlibeyt soyuna hürmetsizlik ettiler.

    Ve .. ben 40 şehir sabreyledim, tahammül ettim.

    Sabreyledim güzel sabır “ma reeytu illa cemila.”(8)

    Alevlere daldım ciğer paren Seccadını(9) kurtarmak için.

    Mum misali eridim, eridim ki yavrun karanlıktan korkmasın!(9)
    Binlerce kez ölümü tattım, binlerce patikadan geçtim ki namertlik kapısından geçmiyeyim!

    Dimdik ayakta kaldım. sana, kıyamına yakışır yücelikle. Dimdik ayaktayım kardeşim kırgınlığın zirvesinde. Örümcek ağı oyunları bozdum, Sağır kulakları yaslı feryadım açtı, yanan çadırların aleviyle kör gözleri açtım. Zulmün parmaklarını kızıl kan kadehinde kırdım.

    Şimdi ben sana geldim Hüseynim! Mahzun gönüllü, matem yüklü yanık kalple, bir dünya söylenmemiş gönül sözüyle, eğilen tenim ve ağarmış saçlarımla.

    İşte ben, işte sen 40 yıla bedel 40 günden sonra yine yanındayım. Rahat uyu anam Zehra’nın oğlu. Ebedi rahatlıkla ki kanınla tarihin ebediyetine “Ya Hüseyin”(10) yazdım.

    40 Gün geçti.

    Ne göz yaşı göz evinde duruyor ne de kelimeler dilde. Acıyı anlatmak kolay değil. Çöl toprakları anlar güneşin tokadının ne olduğunu.

    Susuzluğu(11) sahildeki kumsala sor ki o anlatsın suyun ne olduğunu?

    Kufe’de sessizdi Şam’da.(12)

    Şam’ın daracık sokakları bir aşina bekliyordu(13) ancak sakinleri ağyardı , yabancıydı beklenen aşinaya.

    Sözler bozulmuştu göğüs parmaklıklarının arkasındaki zindan da. Tanıdık bir ses duyulmuyordu.

    Kufe ve Şam’ın sözlüğünden çıkarılmıştı feryat.

    İradeler yağmalanmıştı, eller kesilmişti, bildikleri tek şey zulmün iradesiyle otur - kalk olmuştu! Cesaretin nasıl olduğunu bilen yoktu yiğitlin hangi kalemle yazıldığını da.

    40 gün geçti ne sudan bir haber geldi ne de babadan. Sevinç ve rahatlık, kuşlar gibi uçup gitmişti başımızın üzerinden. Gözlerimiz harabelerin karanlığına alışmıştı artık.

    40 gündür ne oturduk ne göz yaşı sildik. Ellerimize zincir vuruldu(14) diyar diyar gezdirildik ama yılmadık sabrettik çünkü biz geceleri aydınlatan meşaleleriz. Çocuklarımızın uykusunu kaçırarak acımızı çoğaltmak istediler onlar gafildir ki biz sabrı Ali ve Fatıma (15) evinde öğrendik!

    Dilleri suskunluğa emrettiler gafiller bilmez mi ki suskunluğun ömrü az olur.

    Suskunluğa karşı Zeynel Abidin’in(16) hutbeleri kıyam etmiş ve mesajını kan ve gözyaşıyla dolu kadehlerde susamış insanlığa sunuyordu.

    40 gün geçti. 40 yıl geçse de 400(17) yıl geçse de asırlar kovalasa da zamanı, yine “ Helmin nasirin yensurni “(18) yazılı sancağın zirvelerde dalgalanacaktır.

    Bu gün 40 gündür yıldızlar artık gülücük saçmıyor yeryüzüne, Çölün dizlerinde takat kalmamış.

    40 gündür vefasızlığın isyan toprağı özgürlüğün çehresine konmuştur.

    40 gündür Kufe vefasızlığın yanık davullarını tokmaklamakta.

    Bu gün 40 gün oldu Aşura feryadının uykuları kaçırmış olduğu günden beri sokak sokak dünyayı dolaşarak.

    Bu gün acıların ve matemin erbainidir(19) ve Zeynep Fırat kıyısına diz çökmüş denizler dalgalanıyor gözlerinde. Ve kumsala damlıyor. Zeyneb’in göz yaşı denizi Hüseynin kan okyanusuyla birleşiyor ve ayağa kalkıyor Zeynep, Kerbelada düştüğü yerden. onun kalkışıyla yeniden kalkıyor Aşuralar ve Kerbelalar o günden bu günedir “her yer Kerbela her gün Aşura”

    Kadir AKARAS ((Parantez içindeki rakamlar şahsımca/Ehlibeytin_izinde) konmuş olup, şiirin anlamı ve duygusuna dair gönlümde ve zihnimde depreşen anlamları paylaşmak istedim. Bunları altta açıklayacağım inşaALLAH)
    [/quote]

    #2
    Ynt: 40 Şehir Sabır (Üstad Kadir Akarastan Erbein- 2010 Anısına

    [quote author=ehlibeytin_izinde link=topic=52970.msg289307#msg289307 date=1265937262]
    DİPNOTLAR:
    1- “40 ŞEHİR SABIR”:
    40 rakamının Arapça karşılığı Erbein’dir. Erbein kelimesi şia literatüründe, 10 Muharrem (aşura) mateminden sonra geçen 40. Gün için kullanılır. İmam Hüseynin şehadetinden 40 gün geçince de Şiiler her yıl Erbein matem meclisleri düzenlerler. Tıpkı, aşura gününden 10 gün, aşuradan sonra ortalama 7 gün düzenledikleri gibi.

    2- “KADİR AKARAS:”
    Şeyhü’l-İslam Kadir Akaras, Türkiye Caferilerinin önde gelen saygın alimlerindendir. Aynı zamanda Kıble dergisinin genel yayın yönetmeni olan Akaras Kevser Yayıncılık’ta ilmi faaliyetlerini sürdürmekte olup ilmiyle Ehlibeyt yolcularına ışık tutmaktadır…

    Bismihi Taala

    3- “Toprağa terk edilmiş başsız bedenlere…”
    Kerbela’da İmam Hüseyn ile birlikte şehid edilip başları şehirden şehre dolaştırılan, bedenleri ise Kerbela çölünde atlara çiğnetilen 72 şehide ithaf..
    4- “kurumuş susuz Ali Asğer(4) boğazına selam olsun. …”
    İmam Hüseyn a.s.’ın 6 aylık bebesi, gözünün taze nurudur. Kızgın güneşi altında tüm Kerbela şehidleri ve şahidleri gibi o da susuz kalmıştır. Susuzluktan mecalsiz düşünce babası onu kollarında düşmanlara kaldırıp, hadi beni düşman bilip bu işkenceye uğratıyorsunuz bu bebenin ne suçu var buna bari bir damla su verin diye feryat eder. Ancak canilerden, üç başlı bir okla cevap gelir. Ok Ali Asğer’in susuz boğazına saplanır, ve kanı İmam’ın a.s. yüzüne sıçrar. İmam gözünün nurunu emanetin sahibine güzelce sunmuştur. İbrahim a.s.’ın oğlunu kurban etme fedakarlığı ve kararlılığı yıllardır kutlanmakta ve Kurban gibi büyük bir sünnete dönüşmüş olarak yaşamaktadır. İsmail kurban edilmemiştir. Oysa İmam Hüseyn diğer çocukları ve akrabalarını 6 aylık bebesi gibi tek tek hayattayken kurban etmiştir ki bu nasıl ve hangi zamanın geçmesiyle unutulacaktır!...

    5- “Harab oldum kardeşim Şam…”
    İmam Hüseyn a.s. ve 72 yareni şehid edildikten sonra mübarek başı bir sopanın ucuna takılmış şehir şehir dolaştırılmış her yerde hakaret edilmiş halkın bir isyana girişmemesi için onlara göz dağı verilmiştir. Bu yolcukta Peygamber s.a..a’in kaç defa öptüğü baştaki susuz dudaklara, Ehlibeytin geride kalan kadınları ve çocukları da eşlik eder. Ve Şam’a Yezid (l.a.)’e getirirler.
    6- “Üç yaşındaki Rukayye”
    İmam Hüseynin a.s. kızı babasını görmek için ağlar durur bu yolculuk esnasında. Sesini kesemezler. Bunun üzerine, acısı artsın diyerek zalimler bedensiz kesik başı getirirler al işte baban derler. Bunun üzerine o çocukcağız ağlaya ağlaya üzüntüye dayanamaz özlediği babasının yanına göçer, şehid olarak…

    7- “Zeynebini… “
    İmam Hüseyn a.s.’ın kız kardeşidir. Fatıma’nın s.a.’nın gülü, Kerbela destanının bülbülüdür. İmam Hüseyn a.s.’ın katilleri, İmam’ın yolda zehirlenerek öldüğünü yaymak isterler ve yıllar geçtikçe destanlaşacak olan bir başlangıçta lanetlenmek istemezler… birkaç gün daha yaşayacağını sanırlar, eğer isyanlar çıkmazsa.. Oysa Zeyneb bir kere kardeşinin acılarına hep ortak olmuş, Kerbelanın canlı şehididir. Bize Kerbela’da ne olduysa en ince ayrıntısına kadar hep o anlatır…
    8- “ma reeytu illa cemila.”
    Zeyneb s.a.’e, Yezid der ki: Gördün mü Kerbela’da Rabbim sizi nasıl perişan etti yenik kıldı.. Zeyneb bunun üzerine yukadaki sözü bir şamar gibi vurur kara yüzüne Yezid (l.a.)’in: (biz Kerbelada) Güzellikten başka bir şey görmedik…

    9- “Alevlere daldım ciğer paren Seccadını kurtarmak için.”
    İmam Hüseynin Kerbela’dan canlı çıkan tek oğludur. O esnada 22 yaşında ölümcül hastalığa yakalanmış ve savaşamamış çadırda kalmıştır. Ali b. Hüseyn a.s. İmam olacağından İlahi kader onu saklamış ve hastalığı sebebiyle onu Kerbela vahşilerinden korumuştur. 4. İmam olarak 36 yıl yaşamıştır bu acı olaydan sonra… Ama ne 36 yıl. Her su içtiğinde ağlamış gece sabahlara kadar ağlamış namaz kılmış, secdeleri çok uzadığı için çok secde eden anlamında kendine Seccad lakabı verilmiş, ibadet edenlerin süsü anlamında da Zeynül Abidin lakabı verilmiştir. İmam Seccad, sahife-i seccadiye adı verilen dualar yoluyla zulmün en koyu zamanı Emeviler zamanında imametini insanlar dua öğreterek sürdürmüş dualar vasıtasıyla Ehlibeyt mektebini yaşatmış ve bize, en zor zamanlarda bile zalimlere rağmen nasıl yaşanıp şianın yüce öğretilerini koruyacağımızın yöntemini öğretmiştir… Ondan günümüze kadar gelen bu dualar kaynağı ancak vahy olabilecek nitelikte emsalsiz güzelliğe sahip deruni anlamlarla doludur…
    9- “Mum misali eridim, eridim ki yavrun karanlıktan korkmasın! …”
    Şair zulmün karanlından, çocukçasına masum ve mazlum olanların acı duymaması için kendisini Kerbela’da feda eden şehidlere ithafen söylüyor. Onlar tüm dünyada insanlara İslam uzansın diye şehid oldular. Bu emsalsiz destanı yazdılar. Tıpkı yandıkça çevresine ışık veren ancak, kendisi de eriyip tükenen bir mum misali…

    10- “…ki kanınla tarihin ebediyetine “Ya Hüseyin” yazdım…”
    Şia’nın Ya Hüseyn (Ey Hüseyn) feryadı matem meclislerinde çok kullanılan bir sesleniştir. Şair muhtemelen şianın bu geleneği güzel bir şekilde devam ettirdiğini ve Anamız Fatımatü’z-Zehra’nın Şehid Hüseyn’inin unutulmadığını sevinçle dile getirmektedir…

    11- “Susuzluğu sahildeki kumsala sor …”
    Kerbela’da şehidlere ve şahidlere 3 gün boyu su verilmemişti.. Susuz çöller hala bu gün buna şahittir. Onlar çok iyi bilirler susuzluğun ne olduğunu…

    12- “Kufe’de sessizdi Şam’da.”
    İmam Hüseyn Irak’ın bir şehri olan Kufe’den gelen 40bin mektuba karşılık vermek için yola çıkmıştı Medineden. Onlar başımıza geç, seninle Lanetlik Yezide karşı savaşalım ki İslam da Müslümanlar da bunun pis necis yönetiminden kurtulsun... demişlerdi. Oysa ona yardıma gelmek bir tarafa, kendileri Yezid’e asker oldular 30bin kişi olarak 72 kişiye saldırdılar.. Her şeylerini yağmaladılar. O kadar ki bunu bilen İmam Hüseyn a.s. üzerindeki elbiseler yağmalanıp da mübarek bedeni çıplak kalmasın diye, alta, hiç kimsenin tamah etmeyeceği değersiz ve eski bir elbise isteyip onu giydi, şehadete yürümeden önce…
    13- “Şam’ın daracık sokakları bir aşina bekliyordu…”
    Yezin Muaviyenin başkent yaptığı Şam’daydı. Esirleri oraya getirdi. Sokak sokak gezdirildi Ehlibeyt kadınlarıyla çocukları, elleri ayakları zincirli, bir sürü hakaretlerle harici (dinden çıkmış sapıklar) şeklinde suçlamalarla…
    14- “40 gündür ne oturduk ne göz yaşı sildik. Ellerimize zincir vuruldu ….”
    Ehlibeyt esirleri, Kerbela’dan Şam’a götürlürler. Şam’da kanın mesajının, kılıcın zulmünü (saptırıcı karanlığını) parçalayıp da her şey açığa çıktıktan sonra, artık, Medine’ye dönme vakti gelir. Esirler Medineye dönüşte, illa Kerbela’dan geçmek ve bir kez daha bu yüce destana şahidlik etmek isterler. Çağlara aktracakları bu destanın canlı şehidi olmak kolay değildir. İşte Kerbela’ya gelişleri, aşura’dan (İmam Hüsen a.s.’ın şehid oluşundan) 40 gün sonrasına denk gelir…
    15-“….onlar gafildir ki biz sabrı Ali ve Fatıma evinde öğrendik!... “
    Onlar tekrar Kerbelayı görmeye dayanamayacaklarını sanıyordu esirlerin. Oysa Ali ve Fatıma s.a.’ da çok acılar yaşadılar. Ali a.s. sağlığındayken Fatımaya, derdini anlatırken, onun alemi melekuta uçuşundan sonra, derdini kuyulara anlattı. Elinden fedekin neden alındığını, İmametinin engellenmesinin ümmete nelere sebep olduğunu, Fatıma s.a.’nın mazlum masum gece defnedilmesini… niçin kimseyi istemediğini…
    16-“ Suskunluğa karşı Zeynel Abidin’in… “
    Hakikatin şahitliği her zaman zordur. Oysa Kerbela gibi bir ihanete sebep olan zalimler karşısında zor kelimesi iflas eder. İşte ancak bu zorluğu bir İmam olan Zeynel Abidin s.a.s. kırabilir.. İşte O’nun İmamet bilgisi sayesinde Ehlibeyt mektebi en zor şartlarda toprağın altında bir tohum misali gizlendi serpildi ve büyümeye hazırlandı..
    17- “40 gün geçti. 40 yıl geçse de 400 yıl geçse de asırlar kovalasa da zamanı,… “
    Kerbela katliamını unutturmak, yanlış bilgiler yayarak onu hedefinden gerçeğinden saptırmak için Zalimler her çağda akla hayale gelmemiş yöntemler kullandılar. Zulmettiler, yasakladılar, paralar döküp bu yolda satılık hocaları konuşturdular. Yas yok dedirttiler İslam’da… Hüseyn a.s. ve davasına ne iftiralar attılar. Hep onlar iktidarda oldu hep dünya onların emrindeydi tüm varlıkları ve maddi güçleriyle… Ama şahit olduğumuz gibi 1370 yıl geçmiş olmasına rağmen Kerbela sanki bu gün olmuş gibi dip diridir. Hiçbir olay hakkında böylesine bir matem tutulmamakta, hiçbir edebiyat bu kadar bir olayın hizmetine girip şiirler destanlar yazmamakta, hiçbir tarih bu kadar bilgiyi dipdiri başka bir olay için aktarmamaktadır. Hiçbir olay içn bu kadar kitle bir araya toplanmamaktadır. Buna rağmen, Kerbela’yı silmeye çalışan, kendini büyük görmüş zalim yöneticilerin adları sanları silindi yer yüzünden. Unutturmak istedikleri Kerbela olayının yerine kendileri geçtiler.. soyları kesildi, ardlarından lanet ve kötü konuşmadan başka bir şey onlara ulaşmaz oldu… tıpkı bu gün Kerbela sesini susturmak isteyen zalimleri bekleyen akıbet gibi…

    18- “yine “ Helmin nasirin yensurni “ yazılı sancağın zirvelerde dalgalanacaktır…. “
    Bu İmam Hüseyn a.s.’ın Kerbela günü haykırdığı bir sözdür: (yok) mu, (şu gök kubbenin altında) bana yardım edecek bir yardımcı… İşte bu mazlumiyet feryadını onun taraftarı şia bu gün bayraklara yazmış tüm dünyaya duyurmakta tüm dünyada dalgalandırmaktadır…
    “19- Bu gün acıların ve matemin erbainidir… “
    Çünkü onların da hakları vardır tüm çağların üstündeki acılara şahit olmaya.. onlar da Kebela’yı okudukça, öğrendikçe, acılar olgunlaşacak, acının yaratılış gayesine tekamül edecektir. Şu geçici yeryüzü kalıplarına mahkum, adi bedenlerin yaşarken tek kurtuluşlarının, ve ilahi melekut alemine zevk u sefa edişlerinin tek yolunun acı çekmekten geçtiğini fark edecektir. Şu her maddi zenginliğin zirvede olduğu insanlığın neden mutlu olamadığının da cevabını bulacaktır. Ama bilgisel bir buluş değil, yaşantısal ve hissediş. Gerçek bir buluş. Bir kıyama bir yücelmeye, basit ve adi olan her şeyden geçişe sebep olacak, Sadece hükmü İlahi uğruna kıyam edip çile çekmeyi zevk bilecek bir baş kaldırışta olduğunu..zevk verecek acının, yaratılış hedefi olan arınmada olduğunu… Kebela ile kıyamın anlamını… ve:
    “Aşuralar ve Kerbelalar o günden bu günedir “her yer Kerbela her gün Aşura”


    [/quote]

    Yorum


      #3
      40 Şehir Sabır (Üstad Kadir Akarastan Erbein- 2010 Anısına

      ÜSTADIM 4O KERE MAŞALLAH... DERYA DİZELER...

      Yorum


        #4
        40 Şehir Sabır (Üstad Kadir Akarastan Erbein- 2010 Anısına

        Zeynebi ve erbeini muhteşem bir tarzda anlatmış hocamız Rabbim böyle aşk dolu yüreklerin sayısını çoğaltısn zeyneb'in mesajını çağlara ileten sedaları artırsın inşAllah
        Paylaştığını için Rabbim razı olsun sizden hocam..
        "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
        "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

        Yorum


          #5
          40 Şehir Sabır (Üstad Kadir Akarastan Erbein- 2010 Anısına

          [quote author=Qom_u_aşk link=topic=11922.msg72123#msg72123 date=1265906051]
          Bu duygu okyanusu harika şiir altın harflerle yazılıp, zalimlere esir olmuş suskun dünya kerbelasının her yerine dağıtılmalı, her yerde gözyaşlarıyla yayılmalı...

          ki belki bir nebze de olsa Erbein matemine layık oluruz. kirlenmiş gönüllerimiz birazcık arınır ve ölmüş ruhlarımız dirilir...

          Ağa Kadir Akaras'ın gönlü hep diri olsun, nice güzel şiirlerinin gönlümüzü, ilim nurunun yolumuzu aydınlatması dileğiyle...
          [/quote]

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X