Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

    4-Sizin büyük ve ünlü alimlerinizden olan İbn-i Abdurabbih “Ikd’ul- Ferid” kitabının c. 3, s. 63’ünde şöyle yazmıştır:Ali (a.s) ve Abbas Fatıma’nın evinde oturmuşlardı. Ebu Bekir Ömer’e dedi ki;“Git onları biat için buraya getir; gelmekten sakınırlarsa, onlarla savaş.”Ömer bir ateş alarak evi yakmaya gitti. Fatıma kapıya gelerek şöyle buyurdu:“Ey Hattab’ın oğlu! Evimizi yakmak için mi geldin?Ömer:“Evet!...”dedi.


    5-İbn-i Ebi’l- Hadid Mutezili “Nehc’ul- Belağa Şerhi”nin c. 1, s. 134’ünde “Sakife-i Cevheri” kitabından naklen “Sakife-i Beni Saide” olayını genişçe nakletmiştir. Kitabında şöyle diyor:Haşimiler Ali (a.s)’ın evinde toplanmışlardı. Zübeyr de onlarla beraberdi; zira kendisini Haşimilerden biliyordu. (Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki;Zübeyr sürekli bizimle beraberdi, ancak çocukları büyüdükten sonra onu bizden ayırdılar.)Ömer bir grup askerle Fatıma (a.s)’ın evine gitti. Useyd ve Selme de onunla birlikte idiler. Ömer şöyle dedi:“Dışarı çıkınız! Biat ediniz!”Onlar biat etmekten çekindiler. Zübeyrkılıcını çekerek dışarı çıktı.Ömer;“Bu köpeği yakalayın!”dedi. Selme bin Eslem kılıcını alıp duvara vurdu. Bu sırada Ali (a.s)’ı çekerek zorla Ebu Bekir’e doğru götürdüler. Haşimiler de O Hazretle beraber gelip O’nun tepkisinin ne olacağına bakıyorlardı. Ali (a.s);“Ben Allah’ın kuluyum, Resulullah (s.a.a)’in kardeşiyim”diyordu. Ama kimse aldırış etmiyordu. Nihayet O’nu Ebu Bekir’in yanına götürdüler. Ebu Bekir:“Biat et.”dediğindeHz. Ali şöyle buyurdular:“Ben bu makama daha layığım, ben size biat etmiyorum; sizin bana biat etmeniz gerekir. Siz, Resulullah’a yakınız diyerek bunu Ensardan kopardınız. Aynı delille ben de size delil sunuyorum; öyleyse insaflı olun; nasıl ki Ensar size insaflı davrandı. Allah’tan korkuyorsanız hakkımızı itiraf edin. Eğer böyle yapmazsanız, bilin ki bana zulüm ediyorsunuz.”Bu esnada Ömer:“Biat etmedikçe seni bırakmayız.”dedi.Hz. Ali de şöyle buyurdular:“Birbirinizle iyi anlaşmışsınız! Bugün ona çalışıyorsun ki, yarın o bu makamı sana döndürsün. Allah’a and olsun ki, senin sözünü kabul ederek ona biat etmeyeceğim.”Daha sonra halka dönerek şöyle buyurdular:“Ey Muhacirler topluluğu! Allah’tan korkun! Allah’ın Muhammed (s.a.a) ailesine verdiği saltanatı onlardan çıkarmayın; onları kendi hak ve makamlarından uzaklaştırmayın; sizin aranızda Allah’ın kitabını ve Resulullah’ın sünnetini bizden daha iyi bilen ve dini tam manasıyla kavrayan bir kimse yoktur. Allah’a and olsun ki, bunların hepsi bizdedir. Öyleyse nefsinize uyarak haktan uzaklaşmayın.”Bu sırada Ali (a.s) biat etmeden eve döndü. Hz. Fatıma (a.s) hayatta olduğu müddetçe evinde kalarak biat etmedi.

    6-Büyük alimlerinizden olup yıllarca Dinever kentinde resmen kadılık yapmış ve H. 276’da vefat etmiş olan Ebu Muhammed bin Müslim bin Kuteybe bin Amr el-Bahili ed-Dineveri “Tarih-i Hulefa Raşidin ve Devlet-i Emevi” (el-İmamet-u ve’s- Siyase diye meşhurdur) kitabının c. 1, s. 13’ünde Sakife olayını genişçe açıklamış ve şu ibareyle konuya girmiştir:“Ebu Bekir (r.z) ashaptan bir grubun biat etmediğini ve Ali’nin (k.v) evinde toplandıklarını öğrenince, Ömer’den onların biat etmeleri için dışarı çıkarılmasını istedi. Ama onlar dışarı çıkmaktan çekindiler. Ömer onların bu hareketini görünce odun toplattırıp şöyle dedi:“Ömer’in canı elinde olan Allah’a and olsun ki, ya dışarı çıkacaksınız veya evi içindekilerle birlikte yakacağım.”Halk dedi ki:“Ey Eba Hafs (Ömer’in künyesi)! Resulullah’ın kızı Fatıma (a.s) da bu evdedir!”Ömer;“O olsa dahi, evi yakacağım!”dedi.Bu sırada evdekiler dışarı çıkıp biat ettiler. Ama Ali biat etmekten çekinerek şöyle dedi:“Ben Kur’ân’ı toplamadıkça dışarı çıkmayacağıma ve dışarı elbisesi giymeyeceğime dair yemin etmişim.”Ömer yine de kabul etmedi. Ancak Hz. Fatıma (a.s)’ın ağlamaları, halkın da kınaması üzerine Ömer Ebu Bekir’in yanına geri dönüp Hz. Ali’den biat alması için Ebu Bekir’i tahrik etti. Ebu Bekir birkaç kez Kunfuz’u Ali (a.s)’ın kapısına gönderdi ama her defasında olumsuz cevap aldı. Sonunda Ömer bir grup cemaatla birlikte Fatıma (a.s)’ın evine gelip kapıyı çaldılar. Fatıma (a.s) onların sesini duyunca yüksek bir sesle ağlayarak şöyle figan etti:“Babacığım! Ya Resulellah! Senden sonra Ömer bin Hattap ve Ebu Bekir bin Ebu Kuhafe’den nedir çektiklerimiz!”Halk Fatıma (a.s)’ın ağlama ve figanını duyunca ağlayarak geri döndüler. Ama Ömer birkaç kişiyle kaldı ve zorla Ali (a.s)’ı Ebu Bekir’in yanına götürerek; Hadi Ebu Bekir’e biat et” dediler. Hz. Ali (a.s):“Biat etmesem ne yapacaksınız”buyurduğunda dediler ki:Bu durumda Allah’a and olsun ki boynunu vururuz.”Hz. Ali (a.s):“Allah’ın kulu ve Resulullah’ın kardeşini mi öldüreceksiniz?” buyurduğunda Ömer; “Sen Resulullah’ın kardeşi değilsin!”dedi.Ebu Bekir onun bu sözleri karşısında sessiz durup hiçbir şey söylemiyordu. Ömer Ebu Bekir’e dönerek;“Bütün bu işleri senin emrinle yapmıyor muyuz?dedi. Ebu Bekir de:“Fatıma olduğu müddetçe onu zorlamayacağız.”dedi.Emir’ul- Muminin Ali (a.s) Resulullah (s.a.a)’in kabrine vararak ağlar bir halde, Harun’un kardeşi Musa’ya dediklerini Hz. Peygamber’e arz etti. Allah Teala Kur’an’da Harun’un Musa’ya şöyle dediğini nakletmiştir:“Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi ve neredeyse beni öldüreceklerdi.”[1]Dineveri olayı genişçe anlattıktan sonra şöyle diyor: Ali (a.s) biat etmeyerek evine geri döndü. Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer Hz. Fatıma’nın rızasını elde etmek için O’nun evine gittiler. Fatıma (a.s) onlara şöyle buyurdu:“Allah tanık olsun ki, sizin ikiniz beni incittiniz; babama kavuşuncaya dek her namazda size beddua edeceğim; sizi babama şikayet edeceğim.”Allah aşkına ; acaba icmanın manası bu mudur? Resulullah’ın ashabını zorla, korkutmakla, ölüm tehdidi ve evi yakmakla biat için götürüp adını icma koymaları doğru mudur?!Birazcık dikkat etseler ve adetlerini bir kenara bırakacak olsalar, görecekler ki o günün siyaset oyunu aynen bugünün siyaset oyunları gibidir. Benzeri çok görülmüştür; görüyorsun ki bir grup birisinin etrafını sararak, hay huy ve gürültü patırtıyla onu başa getiriyor ve daha sonra da; halk onu bu makama seçti diyorlar.İşte o gün de birkaç oyuncu, bir araya gelerek bir kişiyi seçtiler; daha sonra da diğer insanları, zorla, tehditle, korkutmakla, ihanetle, evlerini yakmakla ve kılıç çekerek ölüm kusmakla biate hazır ettiler.İlginç olan da şu ki, kalkıp bize de; “kör ve sağır olun, anlamaz olun, geçen tarihe bakmayın, din hakkında araştırma yapmayın, her ne yaptılarsa iyi yaptılar, körü körüne tasdik edin ki icma vaki olmuş, hilafet icma yoluyla tayin edilmiş” deniliyor!!!
    "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

    علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

    Yorum


      #17
      Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

      Allah’a and olsun ki eğer, olaya tarafsızca, insafla ve dikkatli bir şekilde bakacak olurlarsa, onların o gün yaptıklarının bir siyasi oyun olduğunu tasdik edeceklerdir. Ama Şia camiası, Resulullah (s.a.a)’in emri doğrultusunda hareket ederek, O Hazretin Ehl-i Beyti’nin etrafında toplanmış; “Resulullah (s.a.a) Kur’ân ve Ehl-i Beyt’ime sarılın” buyurduğundan dolayı onlardan ayrılmamış, sadece onlara itaat etmişlerdir başkalarına değil.
      "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

      علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

      Yorum


        #18
        Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

        7-Ehl-i Sünnetin güvenilir alimlerinizden olan Ahmed bin Abdulaziz Cevheri[2]“Sakife” kitabında (nitekim İbn-i Ebi’l- Hadid de “Nehc’ul- Belağa Şerhi”nin c. 2, s. 49’unda ondan nakletmiştir) Ebu’l- Esved’e istinaden şöyle demiştir:“Ashap ve Muhacirlerden bir grup, Ebu Bekir’in biati hususunda onlarla istişare edilmediğinden dolayı sinirlenerek biat etmediler, Ali ve Zübeyr de sinirlenerek biat etmeyip Fatıma’nın evine gittiler. Bu sırada Ömer, Useyd bin Huzeyr, Selme bin Selame (ki her ikisi de Beni Abduleşhel kabilelerindendiler) ve bir grup halkla birlikte Fatıma’nın evine baskın yaptılar. Fatıma (a.s) her ne kadar ağladı, sızladı ve rica ettiyse de fayda etmedi. Ali (a.s) ile Zübeyr’in kılıçlarını alarak duvara vurup kırdılar ve zorla onları biat için Mescid-i Nebi’ye götürdüler!”


        8-Yine Cevheri Selme bin Abdurrahman’dan rivayet etmiştir ki:Ebu Bekir kürsüye oturduğunda, Ali, Zübeyr ve Haşimilerden bir grup kimsenin Fatıma (a.s)’ın evinde toplandıklarını duydu. Bunun üzerine Ömer’i onları getirmesi için gönderdi. Ömer, Fatıma’nın kapısına giderek;“Dışarı çıkınız, aksi takdirde Allah’a and olsun ki; evi sizinle yakacağım.”dedi.


        9-Yine Cevheri, İbn-i Ebi’l- Hadid’in “Nehc’ul- Belağa Şerhi” c. 2, s. 19’da yazdığına göre, Şa’bi’ye istinaden şöyle nakletmiştir:“Ebu Bekir, Haşimilerin Ali’nin evinde toplandıklarını öğrenince Ömer’e; “Halid nerededir?”diye sordu.Ömer de;“Buradadır”dedi. Ebu Bekir;“Öyleyse gidin Ali ve Zübeyr’i biat etmeleri için dışarı çıkarın.”dedi.Ömer ve Halid Fatıma’nın evine gittiler. Ömer içeri girdi, Halid de kapıda bekliyordu. Ömer Zübeyr’in elinde kılıcı görünce,“Bu kılıç nedir?”diye sordu. Zübeyr de cevaben;“Bunu Ali’ye biat etmek için hazırlamışım”dedi. Ömer Zübeyr’in kılıcını çekip elinden alarak orada buluna taşa vurup kırdı. Sonra Zübeyr’in yakasından tutup çekerek dışarı çıkardı ve Halid’e teslim edip tekrar eve döndü. Evde Mikdad ve Beni Haşim gibi birçok kimseler vardı. Ali’ye;“Kalk gidelim Ebu Bekir’e biat et”dedi.Ali (a.s) gitmekten çekindi. Bundan dolayı Hz. Ali’nin elinden tutup O’nu çekmeye başladı. Nihayet O Hazreti de Halid’e teslim etti. Sokakta Halid’le birlikte birçok kimseler de vardı; Ebu Bekir onları Ömer’e yardım etmeleri için göndermişti.Nihayet Ömer ve Halid Ali’yi çekerek zorla götürüyorlardı; halk da sokaklara dolup seyrediyorlardı. Hz. Fatıma Ömer’in hareketlerini görünce, kendisine başsağlığı ve tesliyet için gelen kadınlarla beraber dışarı döküldüler. Ömer’in yaptıklarını görünce, figan ve feryat edip yüksek sesle ağlamaya başladılar. Ebu Bekir’in yanına vardıklarında, Hz. Fatıma (a.s), Ebu Bekir’e hitaben sert bir şekilde şöyle buyurdu:“Resulullah’tan sonra O’nun Ehl-i Beyt’inin evine iyi baskın yaptınız! Allah’a and olsun ki, Allah’a kavuşana dek Ömer’le konuşmayacağım.”[3]Nitekim Buhari ve Müslim sahihlerinde şöyle yazmışlardır:“Fatıma (a.s) Ebu Bekir’e öfkelendi, vefat edene kadar da onula konuşmadı.”[4]


        10-Ehl-i sünnetin büyük alimlerinizden olup yıllarca Hanefi mezhebinin Halep’te kadılığını yapan ve H. 815’de vefat eden Ebu Velid Muhibbuddin Muhammed bin Muhammed bin eş-Şahne el-Hanefi “Ravzat’ul- Menazır Fi Ahbar’il- Avail’i ve’l- Evahır” adlı tarihinde,Sakife olayını açıklarken ateş ve yakma meselesini şöyle anlatıyor: Ömer Ali’nin (a.s) evini ve içindekileri yakmak için geldi; Fatıma’yla karşılaşınca dedi ki:“Ümmetin dahil olduğu şeye, siz de dahil olun...”[5]


        11-Taberi kendi tarihinin c. 2, s. 443’ünde, Ziyad bin Kuleyb’den şöyle naklediyor:Talha, Zübeyr ve Muhacirlerden bir grup Ali’nin evindeydiler. Ömer bin Hattap gelerek şöyle dedi:“Biat için dışarı çıkın; aksi takdirde hepinizi yakarım.”


        12-Meşhur Tarihçi İbn-i Şahne İbn-i Esir’in “Kamil” kitabının haşiyesinde (c. 11, s. 112’de), Sakife olayını anlatırken şöyle yazmıştır:Beni Haşim ve ashaptan bazıları örneğin: Zübeyr, Utbe bin Ebu Leheb, Halid bin Said bin As, Miktad bin Esved-i Kendi, Selman-i Farisi, Ebuzer-i Gifari, Ammar bin Yasir, Bura bin Azib, Ubey bin Ka’b, Ebu Bekir’e biat etmekten çekinerek Ali’ye meyilleri olduğu için O’nun evinde toplanmışlardı. Ömer bin Hattap, evde olanları yakmak için geldi; kapıda Hz. Fatıma’yla karşılaşınca dedi ki:“Halkın girdiği şeye siz de girin.” (Yani siz de biat edenler gibi biat edin.)Bu sözlerin şahidi, her iki fırkanın kabul ettiği çok değerli alim, fazıl ve tarihçi Ebu’l- Hasan Ali bin Hüseyin Mes’udi’dir. O, “Müruc’uz- Zeheb”in c. 2, s. 100’ünde, Mekke’de kendisini halife olarak ilan eden Abdullah bin Zübeyr’in olaylarını anlatırken şöyle yazmıştır:“Beni Haşim, Hz. Ali’nin oğlu Muhammed bin Hanefiye ile Şi’b-i Ebu Talip’te toplanmış oldukları zaman, Abdullah’ın ordusu onları muhasara edip onları yakmak için pek çok odun oraya getirdi; hatta ateşin alevi de yükseldi. Ama bununla birlikte yine de Beni Haşim teslim olmadı. Nihayet Muhtar’ın ordusu gelerek onları kurtardı.”Bunları naklederken şöyle diyor: Nevfili kendi kitabında şöyle nakletmiştir: Abdullah’ın kardeşi Urve bin Zübeyr, Şi’b-i Ebu Talib’in muhasarası olayı bir mecliste söz konusu edildiğinde halk oranın yakıldığını ve Abdullah’ın Haşimiler’e yaptıklarını kınarken şöyle özür getirdi:“Kardeşim Abdullah suçlu değildir. Onun odun ve ateş getirerek ateş alevlendirmesinden maksadı, sadece Beni Haşim’i korkutmak içindi. Nitekim geçmişte de Beni Haşim (Ebu Bekir’e) biat etmekten çekindiklerinde, onların teslim olup biat etmeleri için evlerinin etrafına odun toplatılıp onları yakmakla korkutulmuşlardır. Kardeşim Abdullah da onların yaptıklarından başka bir şey yapmamıştır!”Bunlar Ehl-i Sünnetin büyük alimlerinin yazıp naklettikleri pek çok sözlerden birkaç örnek idi. Bu olay, insaflı ve tarafsız alimlerin yanında çok açık ve nettir; hatta şairler bile kendi şiirlerinde bu olaya değinmişlerdir. Ama sizin bazı alimleriniz, icma inancının batıllığına bir senet olmaması için ihtiyat ederek bu olayları nakletmekten çekinmişlerdir.Ehl-i Sünnet'in tanınmış ünlü şair ve alimlerinden biri olan Hafız İbrahim Mısri Ömer’iyye kasidesinde halife Ömer’i medh ederek şöyle demiştir:Bir söz söyledi Ömer Ali’ye,Onu, dinleyene duyur ve söyleyenini büyültBiat etmesen yakarım evini, bir kimse bırakmam orada;O evde Mustafa’nın kızı olsa da.Bunu Ebu Hafs’tan (Ömer’den) başkası söyleyemez;Adnan kabilesinin kahraman ve himayecisi olan Ali’ye.Her iki fırkanın kabul ettiği meşhur tarihçi ve değerli alim Ebu’l- Hasan bin Ali bin Hüseyin el-Mes’udi’nin (Ö.H.347) “Müruc-uz Zeheb” adlı eserine müracaat etmeleri çok iyi olur. Mes’udi o günün olaylarını genişçe naklederek şöyle diyor:“...Derken Hz. Ali’ye saldırdılar; O’nun evinin kapısını yaktılar ve evde bulunanları zorla çıkardılar ve hanımlar efendisi Fatıma’yı ise kapı ile duvar arasında sıkıştırdılar; bu esnada Muhsin adlı çocuğunu düşürdü.”Çocuk düşürme olayı tarihte, güneşten daha açık ve nettir.Ancak bazı alimler, halifelerini sevdiklerinden dolayı gerçekleri saklayıp susmayı tercih etmişlerdir. Bununla birlikte bazı gerçekler farkında olmaksızın kaleme alınmış ve bizim iddiamıza birer delil olmuşlardır.Konunun daha fazla açıklığa kavuşması için İbn-i Ebi’l- Hadid’in “Nehc’ul- Belağa Şerhi” adlı kitabının c. 3, s. 351’ine müracaat ediniz. O şöyle diyor:Mutezile şeyhlerinin büyüklerinden olan üstadım Ebu Cafer’e; “Hebbar bin Esved’in süngü ile Hz. Resulullah’ın kızı Zeyneb’in tahtırevanına saldırdığında, Zeyneb’in korkudan çocuk düşürdüğü[6]haberi Resulullah’a ulaştığında Resulullah (s.a.a) Hebbar’ın kanını mubah kıldı.” dedim. Ebu Cafer bu söze karşılık;“Eğer Resulullah (s.a.a) hayatta olsaydı, Fatıma’yı korkutarak O’nun çocuğunun düşmesine sebep olan şahısın da kanını mubah kılardı.”dedi.Yine Selahattin Halil bin Ebik es-Sıfdi “Vafi bil Vefeyat” adlı eserinde, Elif harfli isimler listesinde İbrahim bin Seyyar bin Hani el-Basri’nin (Nezzam-ı Mutezili diye meşhurdur) söz ve inançlarını naklederken onun şöyle dediğini yazar:“Ömer, biat günü Fatıma (a.s)’ın karnına vurdu, Fatıma (a.s) bu darbe neticesinde Muhsin adındaki çocuğunu düşürdü.”Tarih kesinlikle kaybolmayacaktır; eğer bazı kimseler, o olayları yazmaktan çekinmişlerse de diğer insaflı insanlar onları yazıp korumuşlardır.Eğer itirazı olan varsa, Belazuri, Taberi, İbn-i Hizabe, İbn-i Abdurabbih, Cevheri, Mes’udi, Nezzam, İbn-i Ebi’l- Hadid, İbn-i Kuteybe, İbn-i Şahne ve Hafız İbrahim gibi büyük alimlerinize itiraz edin; neden kitaplarınızda yazdınız ve şiirlerinizde söylediniz? diye onları eleştirin. Bizim söylediklerimizin hepsi, sabit kaynaklar esası üzeredir; heva ve heves ve cahilce taassuptan dolayı değildir.[1]- Bir Korur, Hindistanlıların yanında on milyon, İranlıların yanında ise beş yüz bindir. (Müt.)[2]- Mâide/55.[3]- Yani bu ayet, sadece Hz. Ali (a.s) değil diğer Ehl-i Beyt İmamalarının velayetini de ispatlamaktadır.[4]- Hudeybiyye; Mekke yakınında bir kuyunun adıdır; yarısı haremden, diğer yarısı ise haremin dışından sayılmaktadır.[5]- Fetih/27. Bu fetihten maksat, Hayber fethidir.[6]- Hacamat; iki omuz arasından bir miktar kan almaya denir. Sırta küpe atarak bir çeşit kan almak durumu. Hadislerde bunun çok faydaları zikredilmiştir. (Müt.
        "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

        علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

        Yorum


          #19
          Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

          Mavi_Marmara

          Hakkınızda söylenecek çokta sözümüz yok aslında lakin, insanların tercihlerine lütfen saygı gösterin...
          ve şunu da ekleyelim, Biz REHBERİMİZ Seyyid Ali Hamaney'in tavır ve görüşlerinden hiç bir zaman ayrılmayacağız.
          Biz Ehlisünnet'in Mukaddesatına hakareti haram biliyoruz, lakin gerçekleri söylemektende hiç bir zaman çekinmeyeceğiz.

          Bizim Kulağımız Rehberimizin Sesi'nde ve biliyoruz ki Rehberimizin kulağıda İmam-ı Zaman(a.f) ağamızın sesindedir.
          [color=green][size=10pt]Akıllı kimsenin lisanı kalbindedir. Düşünerek söyler. [color=red]İmam Ali (a.s)



          [color=black][size=10pt]Düştü Hüseyin atından sahray-ı Kerbelâ’ya...Cibril git haber ver Sultan-ı Enbiya’ya

          Yorum


            #20
            Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

            Hz.Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

            “ İçinizden bazılarına İbrahim’in Ehli Beyti ve ‘İmrân’ın Ehli Beyti zikredildiğinde müjdelenmiş gibi sevinirler. Muhammed’in Ehli Beyti zikredildiğinde ise kalplerinde rahatsızlık duyarlar. Nefsim elinde olana yemin olsun ki, kıyamet gününde benim ve Ehli Beytimin velayeti ile gelmeyen bir kul, şayet 70 peygamberin ameli ile gelse bile, Allah ondan bu amellerini kabul etmiyecektir.”

            Kaynaklar:
            Mirza Nuri “Mustedrek el- Vesâil” c: 1, s: 150, 167 Kadı Nu’mân el-Mağribi “Şerh el-Ahbâr” c: 2, s: 495 Şeyh Mufid “El-Amâli” s: 115 Muhammed bin Cerir el- Tabari (Şiî) “El-Musterşid” s: 610 Şeyh Tûsi “El-Amâli” s: 14 Mecliysi “El-Bihar” c: 23 , s: 221 / c: 27 , s: 172, 192 Muhammed bin Ali el-Tabari “Beşâret el-Mustafa” s: 135, 212 İbin Ebil-Feth el-İrbili “Keşf el-Ğumme” c: 2, s: 11 Seyyid Hâşim el-Bahrâni “ Ğâyet el-Merâm” c: 3, s: 79, 274
            "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

            علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

            Yorum


              #21
              Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

              İbni Abbas diyor ki: Resulullah sallallahu aleyhi ve selleme şöyle arzettim; Ateşten kurtulmanın bir yolu var mı? Buyurdu ki:Evet, Ali bin Ebu Talib sevgisi.
              Müsned-i Ahmed bin Hanbel c5 sf 356,Hilyet ul Evliya c6 sf 294,
              "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

              علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

              Yorum


                #22
                Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

                Allah c.c muaviye ,yezid ve onları o makama koyanlara,onları sevenlere,tarafsız kalanlara, sonsuza kadar lanet etsin.
                "Allah'ım, sen, (Resul ve Ehl-i Beyt'ine) ilk zulmedeni benim özel lanetime mazhar eyle.

                علی ♥علی ♥علی MEN ALİYYEL MURTAZA' NIN NÖKERİYEM علی ♥علی ♥علی

                Yorum


                  #23
                  Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

                  Hz.Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

                  “ İçinizden bazılarına İbrahim’in Ehli Beyti ve ‘İmrân’ın Ehli Beyti zikredildiğinde müjdelenmiş gibi sevinirler. Muhammed’in Ehli Beyti zikredildiğinde ise kalplerinde rahatsızlık duyarlar. Nefsim elinde olana yemin olsun ki, kıyamet gününde benim ve Ehli Beytimin velayeti ile gelmeyen bir kul, şayet 70 peygamberin ameli ile gelse bile, Allah ondan bu amellerini kabul etmiyecektir.”
                  Allah razı olsun Kerrar14 kardeşim bu hadisi paylaştığın için. Hakkaten çoğu sünnide bu hali görüyordum ama elimde delil olmadığı için söylemiyordum. Evet Peygamber Efendimiz buyurmuş ki bu ümmetten bazıları, ki onlar kendini ortaya atmış, Hazreti Muhammed(s.a.a)'in Ehl-i Beyt'in den yani onun ailesindenrahatsızlık duyuyor. Artık bunlar münafık değil de nedir?
                  Sünniliğin sahabe kavramını Hz. Ali(as)'nin üzerini örtmek için(makamını gizlemek, değerini az göstermek) kullandığını düşünüyorum. Hz. Ali ve Ehl-i Beyt'in değerini gizlemek için özellikle şişirilmiş bir kavramdır sünnilerin sahabe kavramı.

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

                    http://www.velayet.com/index.php?topic=24965.0

                    Şu konudaki selmancıkcan ile ali enis köpeğinin son mesajlarını okuyunca ancak dinsizleri bu kadar ahlaksız gördüm. Demek ki şiiler böyleyse şiilik lanet bir işmiş. Ehl-i Beyt'ten geçinen münafıklarmış dedim ve bu mezhepten çıktım. Lanet sizi inanmadığınız ahirette buldu, inandığınız dünyada da bulacak.

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

                      Al-i Muhammed kardeşim, siz galiba Şiiliği şahıslarla tanımışsınız? Kişilerin hatalarını koskoca bir ekole mal etmek hiç etik değildir. Şiiliği 14 Masum selamullahi aleyhim ile tanımaya gayret edin. Size Emirülmüminin Ali Aleyhisselam'ın bir buyruğunu hatırlatarak tefekküre davet ediyorum. Allah'a emanet olun...
                      İmam Ali Aleyhisselam:
                      Allah’ın dini kişilerle tanınmaz; hakkın nişaneleriyle tanınır. Öyleyse hakkı tanı, hakka uyanları tanırsın.
                      Kaynak:
                      Bihar’ul- Envar, c.68, s.120

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

                        [quote author=Al-i Muhammed date=1385675181 link=topic=25277.msg171555#msg171555]
                        http://www.velayet.com/index.php?topic=24965.0

                        Şu konudaki selmancıkcan ile ali enis köpeğinin son mesajlarını okuyunca ancak dinsizleri bu kadar ahlaksız gördüm. Demek ki şiiler böyleyse şiilik lanet bir işmiş. Ehl-i Beyt'ten geçinen münafıklarmış dedim ve bu mezhepten çıktım. Lanet sizi inanmadığınız ahirette buldu, inandığınız dünyada da bulacak.
                        [/quote]
                        Bu sadece bir kaçış, kaçmak için aranan bir sebep vardı ve bulundu.

                        Sunnilerde namaz kılmayan oruç tutmayan biri olunca, vay efendim sunnilik böyle birşeyse bende bu mezhepten çıkacağım dermiydiniz?

                        Küfür eden bir insanı gördüğünüz zaman, ben insanlıktan çıkıyorum eğer insanlık böyle birşeyse dediniz mi?

                        Bırakın Allah aşkına, insanlar yüzünden Allah'tan ve onun doğru yolundan vazgeçilmez. Siz doğru olunda diğerlerini örnek almayın. Örnek alacağınız insanlar görmek istiyorsanız alimlere yüzünüzü çevirin, imamları örnek alın. Burada iki kişiyle tartıştınız diye şiilik böyle birşey ise vazgeçiyorum demek hiç bir mantık çerçevesine sığmaz. Çünkü şiilikte arkadaşların yaptığı doğrudur, şiilik böyle birşeydir diye kesin bir metin yok. Siz gitmek istediğiniz için gidiyorsunuz hepsi bu..

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..

                          Sunnilerde namaz kılmayan oruç tutmayan biri olunca, vay efendim sunnilik böyle birşeyse bende bu mezhepten çıkacağım dermiydiniz?
                          ,
                          Sünnileri görünce sünnilik batıldır diyebiliyorum. Yalan, gıybet, dedikodu, iftira, utanmazlık yarışında iyi koşuyorlar mübarekler. Zaten hırsızlığı ayyuka çıkmış birine 10 milyonlar oy veriyor daha ne?

                          Yorum

                          YUKARI ÇIK
                          Çalışıyor...
                          X