Ynt: Sünni Kaynaklardan Yaşananları Okuyunca..
4-Sizin büyük ve ünlü alimlerinizden olan İbn-i Abdurabbih “Ikd’ul- Ferid” kitabının c. 3, s. 63’ünde şöyle yazmıştır:Ali (a.s) ve Abbas Fatıma’nın evinde oturmuşlardı. Ebu Bekir Ömer’e dedi ki;“Git onları biat için buraya getir; gelmekten sakınırlarsa, onlarla savaş.”Ömer bir ateş alarak evi yakmaya gitti. Fatıma kapıya gelerek şöyle buyurdu:“Ey Hattab’ın oğlu! Evimizi yakmak için mi geldin?Ömer:“Evet!...”dedi.
5-İbn-i Ebi’l- Hadid Mutezili “Nehc’ul- Belağa Şerhi”nin c. 1, s. 134’ünde “Sakife-i Cevheri” kitabından naklen “Sakife-i Beni Saide” olayını genişçe nakletmiştir. Kitabında şöyle diyor:Haşimiler Ali (a.s)’ın evinde toplanmışlardı. Zübeyr de onlarla beraberdi; zira kendisini Haşimilerden biliyordu. (Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki;Zübeyr sürekli bizimle beraberdi, ancak çocukları büyüdükten sonra onu bizden ayırdılar.)Ömer bir grup askerle Fatıma (a.s)’ın evine gitti. Useyd ve Selme de onunla birlikte idiler. Ömer şöyle dedi:“Dışarı çıkınız! Biat ediniz!”Onlar biat etmekten çekindiler. Zübeyrkılıcını çekerek dışarı çıktı.Ömer;“Bu köpeği yakalayın!”dedi. Selme bin Eslem kılıcını alıp duvara vurdu. Bu sırada Ali (a.s)’ı çekerek zorla Ebu Bekir’e doğru götürdüler. Haşimiler de O Hazretle beraber gelip O’nun tepkisinin ne olacağına bakıyorlardı. Ali (a.s);“Ben Allah’ın kuluyum, Resulullah (s.a.a)’in kardeşiyim”diyordu. Ama kimse aldırış etmiyordu. Nihayet O’nu Ebu Bekir’in yanına götürdüler. Ebu Bekir:“Biat et.”dediğindeHz. Ali şöyle buyurdular:“Ben bu makama daha layığım, ben size biat etmiyorum; sizin bana biat etmeniz gerekir. Siz, Resulullah’a yakınız diyerek bunu Ensardan kopardınız. Aynı delille ben de size delil sunuyorum; öyleyse insaflı olun; nasıl ki Ensar size insaflı davrandı. Allah’tan korkuyorsanız hakkımızı itiraf edin. Eğer böyle yapmazsanız, bilin ki bana zulüm ediyorsunuz.”Bu esnada Ömer:“Biat etmedikçe seni bırakmayız.”dedi.Hz. Ali de şöyle buyurdular:“Birbirinizle iyi anlaşmışsınız! Bugün ona çalışıyorsun ki, yarın o bu makamı sana döndürsün. Allah’a and olsun ki, senin sözünü kabul ederek ona biat etmeyeceğim.”Daha sonra halka dönerek şöyle buyurdular:“Ey Muhacirler topluluğu! Allah’tan korkun! Allah’ın Muhammed (s.a.a) ailesine verdiği saltanatı onlardan çıkarmayın; onları kendi hak ve makamlarından uzaklaştırmayın; sizin aranızda Allah’ın kitabını ve Resulullah’ın sünnetini bizden daha iyi bilen ve dini tam manasıyla kavrayan bir kimse yoktur. Allah’a and olsun ki, bunların hepsi bizdedir. Öyleyse nefsinize uyarak haktan uzaklaşmayın.”Bu sırada Ali (a.s) biat etmeden eve döndü. Hz. Fatıma (a.s) hayatta olduğu müddetçe evinde kalarak biat etmedi.
6-Büyük alimlerinizden olup yıllarca Dinever kentinde resmen kadılık yapmış ve H. 276’da vefat etmiş olan Ebu Muhammed bin Müslim bin Kuteybe bin Amr el-Bahili ed-Dineveri “Tarih-i Hulefa Raşidin ve Devlet-i Emevi” (el-İmamet-u ve’s- Siyase diye meşhurdur) kitabının c. 1, s. 13’ünde Sakife olayını genişçe açıklamış ve şu ibareyle konuya girmiştir:“Ebu Bekir (r.z) ashaptan bir grubun biat etmediğini ve Ali’nin (k.v) evinde toplandıklarını öğrenince, Ömer’den onların biat etmeleri için dışarı çıkarılmasını istedi. Ama onlar dışarı çıkmaktan çekindiler. Ömer onların bu hareketini görünce odun toplattırıp şöyle dedi:“Ömer’in canı elinde olan Allah’a and olsun ki, ya dışarı çıkacaksınız veya evi içindekilerle birlikte yakacağım.”Halk dedi ki:“Ey Eba Hafs (Ömer’in künyesi)! Resulullah’ın kızı Fatıma (a.s) da bu evdedir!”Ömer;“O olsa dahi, evi yakacağım!”dedi.Bu sırada evdekiler dışarı çıkıp biat ettiler. Ama Ali biat etmekten çekinerek şöyle dedi:“Ben Kur’ân’ı toplamadıkça dışarı çıkmayacağıma ve dışarı elbisesi giymeyeceğime dair yemin etmişim.”Ömer yine de kabul etmedi. Ancak Hz. Fatıma (a.s)’ın ağlamaları, halkın da kınaması üzerine Ömer Ebu Bekir’in yanına geri dönüp Hz. Ali’den biat alması için Ebu Bekir’i tahrik etti. Ebu Bekir birkaç kez Kunfuz’u Ali (a.s)’ın kapısına gönderdi ama her defasında olumsuz cevap aldı. Sonunda Ömer bir grup cemaatla birlikte Fatıma (a.s)’ın evine gelip kapıyı çaldılar. Fatıma (a.s) onların sesini duyunca yüksek bir sesle ağlayarak şöyle figan etti:“Babacığım! Ya Resulellah! Senden sonra Ömer bin Hattap ve Ebu Bekir bin Ebu Kuhafe’den nedir çektiklerimiz!”Halk Fatıma (a.s)’ın ağlama ve figanını duyunca ağlayarak geri döndüler. Ama Ömer birkaç kişiyle kaldı ve zorla Ali (a.s)’ı Ebu Bekir’in yanına götürerek; Hadi Ebu Bekir’e biat et” dediler. Hz. Ali (a.s):“Biat etmesem ne yapacaksınız”buyurduğunda dediler ki:Bu durumda Allah’a and olsun ki boynunu vururuz.”Hz. Ali (a.s):“Allah’ın kulu ve Resulullah’ın kardeşini mi öldüreceksiniz?” buyurduğunda Ömer; “Sen Resulullah’ın kardeşi değilsin!”dedi.Ebu Bekir onun bu sözleri karşısında sessiz durup hiçbir şey söylemiyordu. Ömer Ebu Bekir’e dönerek;“Bütün bu işleri senin emrinle yapmıyor muyuz?dedi. Ebu Bekir de:“Fatıma olduğu müddetçe onu zorlamayacağız.”dedi.Emir’ul- Muminin Ali (a.s) Resulullah (s.a.a)’in kabrine vararak ağlar bir halde, Harun’un kardeşi Musa’ya dediklerini Hz. Peygamber’e arz etti. Allah Teala Kur’an’da Harun’un Musa’ya şöyle dediğini nakletmiştir:“Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi ve neredeyse beni öldüreceklerdi.”[1]Dineveri olayı genişçe anlattıktan sonra şöyle diyor: Ali (a.s) biat etmeyerek evine geri döndü. Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer Hz. Fatıma’nın rızasını elde etmek için O’nun evine gittiler. Fatıma (a.s) onlara şöyle buyurdu:“Allah tanık olsun ki, sizin ikiniz beni incittiniz; babama kavuşuncaya dek her namazda size beddua edeceğim; sizi babama şikayet edeceğim.”Allah aşkına ; acaba icmanın manası bu mudur? Resulullah’ın ashabını zorla, korkutmakla, ölüm tehdidi ve evi yakmakla biat için götürüp adını icma koymaları doğru mudur?!Birazcık dikkat etseler ve adetlerini bir kenara bırakacak olsalar, görecekler ki o günün siyaset oyunu aynen bugünün siyaset oyunları gibidir. Benzeri çok görülmüştür; görüyorsun ki bir grup birisinin etrafını sararak, hay huy ve gürültü patırtıyla onu başa getiriyor ve daha sonra da; halk onu bu makama seçti diyorlar.İşte o gün de birkaç oyuncu, bir araya gelerek bir kişiyi seçtiler; daha sonra da diğer insanları, zorla, tehditle, korkutmakla, ihanetle, evlerini yakmakla ve kılıç çekerek ölüm kusmakla biate hazır ettiler.İlginç olan da şu ki, kalkıp bize de; “kör ve sağır olun, anlamaz olun, geçen tarihe bakmayın, din hakkında araştırma yapmayın, her ne yaptılarsa iyi yaptılar, körü körüne tasdik edin ki icma vaki olmuş, hilafet icma yoluyla tayin edilmiş” deniliyor!!!
4-Sizin büyük ve ünlü alimlerinizden olan İbn-i Abdurabbih “Ikd’ul- Ferid” kitabının c. 3, s. 63’ünde şöyle yazmıştır:Ali (a.s) ve Abbas Fatıma’nın evinde oturmuşlardı. Ebu Bekir Ömer’e dedi ki;“Git onları biat için buraya getir; gelmekten sakınırlarsa, onlarla savaş.”Ömer bir ateş alarak evi yakmaya gitti. Fatıma kapıya gelerek şöyle buyurdu:“Ey Hattab’ın oğlu! Evimizi yakmak için mi geldin?Ömer:“Evet!...”dedi.
5-İbn-i Ebi’l- Hadid Mutezili “Nehc’ul- Belağa Şerhi”nin c. 1, s. 134’ünde “Sakife-i Cevheri” kitabından naklen “Sakife-i Beni Saide” olayını genişçe nakletmiştir. Kitabında şöyle diyor:Haşimiler Ali (a.s)’ın evinde toplanmışlardı. Zübeyr de onlarla beraberdi; zira kendisini Haşimilerden biliyordu. (Hz. Ali (a.s) buyurmuştur ki;Zübeyr sürekli bizimle beraberdi, ancak çocukları büyüdükten sonra onu bizden ayırdılar.)Ömer bir grup askerle Fatıma (a.s)’ın evine gitti. Useyd ve Selme de onunla birlikte idiler. Ömer şöyle dedi:“Dışarı çıkınız! Biat ediniz!”Onlar biat etmekten çekindiler. Zübeyrkılıcını çekerek dışarı çıktı.Ömer;“Bu köpeği yakalayın!”dedi. Selme bin Eslem kılıcını alıp duvara vurdu. Bu sırada Ali (a.s)’ı çekerek zorla Ebu Bekir’e doğru götürdüler. Haşimiler de O Hazretle beraber gelip O’nun tepkisinin ne olacağına bakıyorlardı. Ali (a.s);“Ben Allah’ın kuluyum, Resulullah (s.a.a)’in kardeşiyim”diyordu. Ama kimse aldırış etmiyordu. Nihayet O’nu Ebu Bekir’in yanına götürdüler. Ebu Bekir:“Biat et.”dediğindeHz. Ali şöyle buyurdular:“Ben bu makama daha layığım, ben size biat etmiyorum; sizin bana biat etmeniz gerekir. Siz, Resulullah’a yakınız diyerek bunu Ensardan kopardınız. Aynı delille ben de size delil sunuyorum; öyleyse insaflı olun; nasıl ki Ensar size insaflı davrandı. Allah’tan korkuyorsanız hakkımızı itiraf edin. Eğer böyle yapmazsanız, bilin ki bana zulüm ediyorsunuz.”Bu esnada Ömer:“Biat etmedikçe seni bırakmayız.”dedi.Hz. Ali de şöyle buyurdular:“Birbirinizle iyi anlaşmışsınız! Bugün ona çalışıyorsun ki, yarın o bu makamı sana döndürsün. Allah’a and olsun ki, senin sözünü kabul ederek ona biat etmeyeceğim.”Daha sonra halka dönerek şöyle buyurdular:“Ey Muhacirler topluluğu! Allah’tan korkun! Allah’ın Muhammed (s.a.a) ailesine verdiği saltanatı onlardan çıkarmayın; onları kendi hak ve makamlarından uzaklaştırmayın; sizin aranızda Allah’ın kitabını ve Resulullah’ın sünnetini bizden daha iyi bilen ve dini tam manasıyla kavrayan bir kimse yoktur. Allah’a and olsun ki, bunların hepsi bizdedir. Öyleyse nefsinize uyarak haktan uzaklaşmayın.”Bu sırada Ali (a.s) biat etmeden eve döndü. Hz. Fatıma (a.s) hayatta olduğu müddetçe evinde kalarak biat etmedi.
6-Büyük alimlerinizden olup yıllarca Dinever kentinde resmen kadılık yapmış ve H. 276’da vefat etmiş olan Ebu Muhammed bin Müslim bin Kuteybe bin Amr el-Bahili ed-Dineveri “Tarih-i Hulefa Raşidin ve Devlet-i Emevi” (el-İmamet-u ve’s- Siyase diye meşhurdur) kitabının c. 1, s. 13’ünde Sakife olayını genişçe açıklamış ve şu ibareyle konuya girmiştir:“Ebu Bekir (r.z) ashaptan bir grubun biat etmediğini ve Ali’nin (k.v) evinde toplandıklarını öğrenince, Ömer’den onların biat etmeleri için dışarı çıkarılmasını istedi. Ama onlar dışarı çıkmaktan çekindiler. Ömer onların bu hareketini görünce odun toplattırıp şöyle dedi:“Ömer’in canı elinde olan Allah’a and olsun ki, ya dışarı çıkacaksınız veya evi içindekilerle birlikte yakacağım.”Halk dedi ki:“Ey Eba Hafs (Ömer’in künyesi)! Resulullah’ın kızı Fatıma (a.s) da bu evdedir!”Ömer;“O olsa dahi, evi yakacağım!”dedi.Bu sırada evdekiler dışarı çıkıp biat ettiler. Ama Ali biat etmekten çekinerek şöyle dedi:“Ben Kur’ân’ı toplamadıkça dışarı çıkmayacağıma ve dışarı elbisesi giymeyeceğime dair yemin etmişim.”Ömer yine de kabul etmedi. Ancak Hz. Fatıma (a.s)’ın ağlamaları, halkın da kınaması üzerine Ömer Ebu Bekir’in yanına geri dönüp Hz. Ali’den biat alması için Ebu Bekir’i tahrik etti. Ebu Bekir birkaç kez Kunfuz’u Ali (a.s)’ın kapısına gönderdi ama her defasında olumsuz cevap aldı. Sonunda Ömer bir grup cemaatla birlikte Fatıma (a.s)’ın evine gelip kapıyı çaldılar. Fatıma (a.s) onların sesini duyunca yüksek bir sesle ağlayarak şöyle figan etti:“Babacığım! Ya Resulellah! Senden sonra Ömer bin Hattap ve Ebu Bekir bin Ebu Kuhafe’den nedir çektiklerimiz!”Halk Fatıma (a.s)’ın ağlama ve figanını duyunca ağlayarak geri döndüler. Ama Ömer birkaç kişiyle kaldı ve zorla Ali (a.s)’ı Ebu Bekir’in yanına götürerek; Hadi Ebu Bekir’e biat et” dediler. Hz. Ali (a.s):“Biat etmesem ne yapacaksınız”buyurduğunda dediler ki:Bu durumda Allah’a and olsun ki boynunu vururuz.”Hz. Ali (a.s):“Allah’ın kulu ve Resulullah’ın kardeşini mi öldüreceksiniz?” buyurduğunda Ömer; “Sen Resulullah’ın kardeşi değilsin!”dedi.Ebu Bekir onun bu sözleri karşısında sessiz durup hiçbir şey söylemiyordu. Ömer Ebu Bekir’e dönerek;“Bütün bu işleri senin emrinle yapmıyor muyuz?dedi. Ebu Bekir de:“Fatıma olduğu müddetçe onu zorlamayacağız.”dedi.Emir’ul- Muminin Ali (a.s) Resulullah (s.a.a)’in kabrine vararak ağlar bir halde, Harun’un kardeşi Musa’ya dediklerini Hz. Peygamber’e arz etti. Allah Teala Kur’an’da Harun’un Musa’ya şöyle dediğini nakletmiştir:“Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi ve neredeyse beni öldüreceklerdi.”[1]Dineveri olayı genişçe anlattıktan sonra şöyle diyor: Ali (a.s) biat etmeyerek evine geri döndü. Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer Hz. Fatıma’nın rızasını elde etmek için O’nun evine gittiler. Fatıma (a.s) onlara şöyle buyurdu:“Allah tanık olsun ki, sizin ikiniz beni incittiniz; babama kavuşuncaya dek her namazda size beddua edeceğim; sizi babama şikayet edeceğim.”Allah aşkına ; acaba icmanın manası bu mudur? Resulullah’ın ashabını zorla, korkutmakla, ölüm tehdidi ve evi yakmakla biat için götürüp adını icma koymaları doğru mudur?!Birazcık dikkat etseler ve adetlerini bir kenara bırakacak olsalar, görecekler ki o günün siyaset oyunu aynen bugünün siyaset oyunları gibidir. Benzeri çok görülmüştür; görüyorsun ki bir grup birisinin etrafını sararak, hay huy ve gürültü patırtıyla onu başa getiriyor ve daha sonra da; halk onu bu makama seçti diyorlar.İşte o gün de birkaç oyuncu, bir araya gelerek bir kişiyi seçtiler; daha sonra da diğer insanları, zorla, tehditle, korkutmakla, ihanetle, evlerini yakmakla ve kılıç çekerek ölüm kusmakla biate hazır ettiler.İlginç olan da şu ki, kalkıp bize de; “kör ve sağır olun, anlamaz olun, geçen tarihe bakmayın, din hakkında araştırma yapmayın, her ne yaptılarsa iyi yaptılar, körü körüne tasdik edin ki icma vaki olmuş, hilafet icma yoluyla tayin edilmiş” deniliyor!!!
Yorum