Ynt: nasıl şii oldum
sayın hilalnur kardeşim sizden çok çok özür diliyorum o nasıl söz ben tum şiilerin kölesi olayım hizmetinizdeyim ancak sorunuzu görmedim miktat kardeşime çok minnettarım benim int bağlantım sorunlu ondan kaynaklanıyo yazılarımı da word de yazıyo burada kopyalıyorum ... sorunu umarım cevaplayabilirim tekrar özür diliyorum
İran radyosu abimin hobisiydi. Abim samimi bir gençti o zamanlar. Savaş sırasında köyde tv falan yok radyo bizim için hayat kaynağıydı ve savaşla devrimin o ateşli duygu dolu olayları radyoya çok iyi yansıyordu. Abime köyde Humeynici derlerdi. Tartışmalarda hep devrimi savunurmuş herhalde. Ben iyice bilmiyorum. Şii olmaya karar vermemde iran devleti ve siyasetinin hiç etkisi olmadı diyemem. Ancak şu bir gerçek ki karar sürecinde hiç mi hiç etkili olmadı. Çünkü benim bir İslam devleti olarak iranı sevmem çocukluğumdan beri idi. Ve işin ilginç tarafı siyaset mezhep ayrımı kafamızda ne kadar yer etmişse iran sistemini mezhepten bağımsız görürdük. Hala böyle yığınla arkadaş var humeyniyi sevip de kitaplarını okuduğunda şok olup günlerce bu şoku üzerinden atamayan arkadaşları çok tanıyorum. Hep konuşulurken devlet ayrı Şiilik ayrı denir çevremizde.
Ancak İHL’deyken hocalar birbirleriyle çok zıt şeyler söylüyorlar kendi aralarında çekişiyorlardı. Ve bu öğrencilere de yansıyordu. Çocuk aklımızla hangisi ilmi bakımdan daha güçlü onu çözemez duygusal olarak tercih eder o hocanın peşinden giderdik İHL’de hiç unutmam lise1 li yıllarda birbirine muhalif hocalardan biri benim ilgi alanıma girmişti ancak yine de diğerleri onun söyledikleri aleyhinde etkilyeyici şeyler söyleyince güven sorunu yaşıyordum. Hocamız bir anket yaptı. Herkesin not için yağcılık yaptığı bu anketlerde ben hocama iki soru yöneltmiştim: “hocam siz iyisiniz hoşsunuz sizin peşinizden gidip tavsiyelerinize uyacağım ama iki sorum var onlar tereddütlerimi gidermeme engel oluyor: 1- geçen gün öğle namazında sünnetleri kılmadan çıktınız neden 2- taşırken K. Kerim’i göbekten aşağı tutuyorsunuz neden 3- irana nasıl bakıyorsunuz? Tekrar hatırladım pardon 3 soruymuş…
Hocam bu sorular güzelce cevap verdi ama beni en çok ilgilendiren soru irana bakışı idi. İrandaki devrime iyi iran iyi derse onu tutacaktım kötü derse kesinlikle ondan uzaklaşacaktım…
Bu çocukluktaki değer yargılarımdı. Aradan 20 yıl geçti hala şii olmadım
Belki zaman zaman iran benim ana çizgiden sapmamama neden olmuştur bu bir gerçektir ama ellerimi haksızlığa zulme başkaldırıp da ellerimi bağlamadan namaz kılmasaydım asla gönlüm şiaya açılmazdı ve şia gönlüme açılmış olsa bile ayette zikir kelimesi yerine Kur'an kelimesi geçseydi yine şii olmazdım… Allah(c.c.) korusun… bunu düşünmek bile istemiyorum. Zulme başkaldırı bildiğin doğrularla amel etmek önemli çünkü bir hadisi şerife göre eğer siz bildiğiniz doğrularla amel ederseniz Allah(c.c.) size bilmediklerinizi de öğretir buyruluyor.
Daha burada zikredemediğim çok ayrıntılar var bir an önce şii oluşuma en yakın anlar merak edildiği için onlara değinemedim. Belki onlar anlatılsaydı daha açıklayıcı olurdu ki o da yazıyı çok uzatırdı…
Sayın serdarcan kardeşimiz şii olunca her şey bitmiyor yeni başlıyor demiş ki doğrudur. Aslında bu her tür değişim için geçerlidir mantıken. Çünkü yeni durum daha iyi ki onu tercih etmiş tercih etmiş ki yeni durumda yapacağı işler var ve bunların başındadır.
Şii olmakla iş tamamlanmıyor ben de bundan sonra yaşadıklarımla ilgili ayrı bir başlık açmak istiyordum: şii olduktan sonra… diye çünkü burası nasıl şii oldumdu. şii olan arkadaşlar bu başlığı kullanabilirler ve böylece burası nasıl şii oldum diye genel bir başlık olabilir bence güzel de olur…
Mutmainlik meselesine gelince… bir İlahiyatçının şii olması çok zordur… çünkü ilahiyatçılar dini felsefi ve mantıki olarak kendilerine çok güvenirler. Cahil değillerdir bir çok insana nazaran… o yüzden onların bilgisi psikolojide geriye ket vurma denilen durum oluşur. Önce onlara bildiklerinin yanlış olduğunu öğretmek gerekir. Ben Ebubekr ile ilgili olumsuz eleştirileri okurken gözümde kocaman bir kar kütlesi güneş vurmuş ve eridikçe küçülüyor diye hayal ediyordum… çok zor oldu benim için yıllarca büyüttükleriniz bir anda hem de çok kısa sürede eriyor duygu olarak tamam demişsiniz bu yanlışmış, diyorsunuz ekliyorsunuz ama şu nasıl olacak bu çok güçlü bir delil şiaya karşı onu nasıl çürütecek bakalım şia diyorsunuz…
Açıkçası peşaver gecelerini okurken, ordaki sunni alimleri ben çok yetersiz buldum hatta ilk başta tamamen bu tartışma hayali ve düzmece bir tartışma bu kadar alim olan sunni birisi üstad musavinin söyledikleri karşısında nasıl cevapsız kalır buna karşılık şu sorulmalıdır o şu cevabı verecektir sonra da şu soru sorulur diye ben tartışmaları kafamda kaç kez daha devam ettirmişimdir. Sunni bilginleri çok yetersiz bulmuşumdur. Orda olmayı ve şii alimle tartışmayı çok istemişimdir.. ancak…
Üstad sultanul vaizin Şirazi Seyyid Muhammed Musavi sunni bilginlerin direndikleri konuları daha derinlemesine ve daha güçlü delillerle ortaya koyuyordu. Örneğin en çetrefilli konu olan İmam İmam Ali(a.s.) ın diğer tüm peygamberlerden üstün olduğu konusunda gösterdiği deliller beni adeta şok etti ve elimi kolumu bağladı. Belki hiç gündemimde olmaması hiç tartışmaya değer görmeden reddetmiş olmama rağmen bu konuyu böylesine ortaya döküvermesi beni şu sonuca ulaştırdı. Bunlar gerçektir ordaki sunniler benim yetersiz gördüğüm konularda da diretselerdi o konular da tam olarak ortaya konulacak istidlaller daha net gerçekleşecektir…
Kendimi övmek gibi olmasın çok kitap okudum sunnilerden mutezileden ve diğer mezheplerden çok çeşitli okurdum…
Şiadan da okudum son iki yıldır… şii kardeşlerim yüreğini ferah tutsun kolay kolay olmadı değişimim ve sağlamdır Allah(c.c.)’ın izniyle… bu konuda kendime güveniyorum…
Hatta arada bulunan ve henüz şii olmamış ama incik dindik edip en detaya kadar delilleri inceleyen bir kardeşim benden neden şii olduğuma dair düşüncelerimi dinlerken sunni açmazları ona anlatıyordum ve şaşırıyordu hiçbir şii alimden bunları duymuş değilim ne kadar da ilginç diyordu…
Ben ömrümce çözemediğim akıl kalp uyuşmazlığını aklın kendi iç sistemindeki tutarsızlıklarını –tabi sunni islamdan kaynaklanan- şiada çözdüm, şiada sorularımın vicdanımın sorgulamaların cevapladım. Gönül rahatlığıyla inandığım İslamı dost düşman herkesin önüne şöyle sere serpe serebilecek bilgilere ulaştım kanıtlarla tanıştım… elhamdülillah
Buradan kazısanız çıkaramazsınız beni Allah(c.c.)’ın izniyle Şiiler sunni olurlar da ben yine sunni olmamam Allah(c.c.)’ın izniyle… Bunu söyleyebildiğimden dolayı Allah(c.c.)a ne kadar şükretsem azdır…
Ancak tabi bunların derinleme tartışılacağı yer burası olmasa gerektir. O yüzden ben hiç şii delillerin sunni deliller karşısında üstünlüğüne dair bir söz etmedim ve niçin şii oldumdan daha çok nasıl şii oldum idi burası…
Sn gülistan-2 kardeşim gerçekten de iç huzuru müthiş oluyor deyişiniz çok önemli size yürekten katılıyorum… ehlibeytin havası ve suyundan hiç ayrılmamanız dileğiyle…
Amin zeyneb-i, serdarcan ve mirzehan kardeşim inşallah onların pak yollarından hiçbir zaman ayrılmayız…
İstanbulda baya şia camilerine gittim. Önceleri diyanete bağlı olduklarını sanıyordum ve alimlerini de .. içimden geçiyordu ki keşke bunlar bari devlete bağlı olmasaydı yazık olur bu saf ve harika sahih inançlara diye ki …
Bağlı olmadıklarını öğrenince içimden sanki bir çocuk gibi göklere kadar zıplamak olacaktı… çünkü 28 şubat sürecinde cemaatlerin bir oda büyüklüğünde açtıkları adına mescid dedikleri küçücük mekanlara bile cami dendi ve diyanete bağlandı… ehli şia sırf bu nimetten dolayı ne kadar şükretse azdır …
Bu kadar büyük bir mutluluktan sonra hangi camiye gittiğim çok önemsiz olsa gerektir. Tüm şii alimlerimizin hizmetçisiyim ayaklarını yıkarım leğende… samimi olarak…
Ancak ben şunu itiraf etmeliyim ki, beni adım yol ayırımlarında koruyan ve doğruya yönelten Allah(c.c.) şii olduktan sonra da ben daha birçok şeyi bilmeden bazı gerçekleri gösterdi… şurası hassas bir nokta hiçbir şii ile tanışmadan şii oldum tamamen delilleriyle kitaplarıyla biraz iddialı olacak ama deseler ki tek başına şii kaldın tek başıma bu delillerle yaşarım Allah(c.c.)’ın izniyle…
Ehlibeyt mektebinde olduğu düşünülüp de akla ve vicdanlara ters gelebilecek şeyler elbette olacaktır. Bunlar da tabi suyun üstündeki köpük gibi olup gerçek ehlibeytin ışığı ve Kur’an karşısında tutunamıyor…
Sınav dünyasındayız sn serdarcan kardeşim… burada fitneler çıkacak insanlar denenecek ve sonuçta layık olanlar kalacak çürükler elenecektir. Şiiler sunni sunniler şii olacak…
Bunları çok normal görmelisiniz.
Açıkça gündeminize alıp konuşmalısınız…
Sunni olan bir şiiyle gerçekten tanışmak ve delillerini dinlemeyi isterim.. ve en çok merak ettiğim şiada tutarsızlıklar görüp de sunni olmuş delilleriyle sunniliği bulmuş biri var mı çok merak ediyorum… bana çok ilginç geliyor…
Sanırım sorular bu kadardı gözümden kaçan bir şeyler kalmamıştır kalmışsa tekrar yazınız inşallah olmaz böyle bir şey ilginize teşekkür ederim bağlantım iyi olduğu zaman internette en çok kalacağım yer burası olacak ve o zaman daha faydalı olacağımıza inanıyorum…
sayın hilalnur kardeşim sizden çok çok özür diliyorum o nasıl söz ben tum şiilerin kölesi olayım hizmetinizdeyim ancak sorunuzu görmedim miktat kardeşime çok minnettarım benim int bağlantım sorunlu ondan kaynaklanıyo yazılarımı da word de yazıyo burada kopyalıyorum ... sorunu umarım cevaplayabilirim tekrar özür diliyorum
İran radyosu abimin hobisiydi. Abim samimi bir gençti o zamanlar. Savaş sırasında köyde tv falan yok radyo bizim için hayat kaynağıydı ve savaşla devrimin o ateşli duygu dolu olayları radyoya çok iyi yansıyordu. Abime köyde Humeynici derlerdi. Tartışmalarda hep devrimi savunurmuş herhalde. Ben iyice bilmiyorum. Şii olmaya karar vermemde iran devleti ve siyasetinin hiç etkisi olmadı diyemem. Ancak şu bir gerçek ki karar sürecinde hiç mi hiç etkili olmadı. Çünkü benim bir İslam devleti olarak iranı sevmem çocukluğumdan beri idi. Ve işin ilginç tarafı siyaset mezhep ayrımı kafamızda ne kadar yer etmişse iran sistemini mezhepten bağımsız görürdük. Hala böyle yığınla arkadaş var humeyniyi sevip de kitaplarını okuduğunda şok olup günlerce bu şoku üzerinden atamayan arkadaşları çok tanıyorum. Hep konuşulurken devlet ayrı Şiilik ayrı denir çevremizde.
Ancak İHL’deyken hocalar birbirleriyle çok zıt şeyler söylüyorlar kendi aralarında çekişiyorlardı. Ve bu öğrencilere de yansıyordu. Çocuk aklımızla hangisi ilmi bakımdan daha güçlü onu çözemez duygusal olarak tercih eder o hocanın peşinden giderdik İHL’de hiç unutmam lise1 li yıllarda birbirine muhalif hocalardan biri benim ilgi alanıma girmişti ancak yine de diğerleri onun söyledikleri aleyhinde etkilyeyici şeyler söyleyince güven sorunu yaşıyordum. Hocamız bir anket yaptı. Herkesin not için yağcılık yaptığı bu anketlerde ben hocama iki soru yöneltmiştim: “hocam siz iyisiniz hoşsunuz sizin peşinizden gidip tavsiyelerinize uyacağım ama iki sorum var onlar tereddütlerimi gidermeme engel oluyor: 1- geçen gün öğle namazında sünnetleri kılmadan çıktınız neden 2- taşırken K. Kerim’i göbekten aşağı tutuyorsunuz neden 3- irana nasıl bakıyorsunuz? Tekrar hatırladım pardon 3 soruymuş…
Hocam bu sorular güzelce cevap verdi ama beni en çok ilgilendiren soru irana bakışı idi. İrandaki devrime iyi iran iyi derse onu tutacaktım kötü derse kesinlikle ondan uzaklaşacaktım…
Bu çocukluktaki değer yargılarımdı. Aradan 20 yıl geçti hala şii olmadım
Belki zaman zaman iran benim ana çizgiden sapmamama neden olmuştur bu bir gerçektir ama ellerimi haksızlığa zulme başkaldırıp da ellerimi bağlamadan namaz kılmasaydım asla gönlüm şiaya açılmazdı ve şia gönlüme açılmış olsa bile ayette zikir kelimesi yerine Kur'an kelimesi geçseydi yine şii olmazdım… Allah(c.c.) korusun… bunu düşünmek bile istemiyorum. Zulme başkaldırı bildiğin doğrularla amel etmek önemli çünkü bir hadisi şerife göre eğer siz bildiğiniz doğrularla amel ederseniz Allah(c.c.) size bilmediklerinizi de öğretir buyruluyor.
Daha burada zikredemediğim çok ayrıntılar var bir an önce şii oluşuma en yakın anlar merak edildiği için onlara değinemedim. Belki onlar anlatılsaydı daha açıklayıcı olurdu ki o da yazıyı çok uzatırdı…
Sayın serdarcan kardeşimiz şii olunca her şey bitmiyor yeni başlıyor demiş ki doğrudur. Aslında bu her tür değişim için geçerlidir mantıken. Çünkü yeni durum daha iyi ki onu tercih etmiş tercih etmiş ki yeni durumda yapacağı işler var ve bunların başındadır.
Şii olmakla iş tamamlanmıyor ben de bundan sonra yaşadıklarımla ilgili ayrı bir başlık açmak istiyordum: şii olduktan sonra… diye çünkü burası nasıl şii oldumdu. şii olan arkadaşlar bu başlığı kullanabilirler ve böylece burası nasıl şii oldum diye genel bir başlık olabilir bence güzel de olur…
Mutmainlik meselesine gelince… bir İlahiyatçının şii olması çok zordur… çünkü ilahiyatçılar dini felsefi ve mantıki olarak kendilerine çok güvenirler. Cahil değillerdir bir çok insana nazaran… o yüzden onların bilgisi psikolojide geriye ket vurma denilen durum oluşur. Önce onlara bildiklerinin yanlış olduğunu öğretmek gerekir. Ben Ebubekr ile ilgili olumsuz eleştirileri okurken gözümde kocaman bir kar kütlesi güneş vurmuş ve eridikçe küçülüyor diye hayal ediyordum… çok zor oldu benim için yıllarca büyüttükleriniz bir anda hem de çok kısa sürede eriyor duygu olarak tamam demişsiniz bu yanlışmış, diyorsunuz ekliyorsunuz ama şu nasıl olacak bu çok güçlü bir delil şiaya karşı onu nasıl çürütecek bakalım şia diyorsunuz…
Açıkçası peşaver gecelerini okurken, ordaki sunni alimleri ben çok yetersiz buldum hatta ilk başta tamamen bu tartışma hayali ve düzmece bir tartışma bu kadar alim olan sunni birisi üstad musavinin söyledikleri karşısında nasıl cevapsız kalır buna karşılık şu sorulmalıdır o şu cevabı verecektir sonra da şu soru sorulur diye ben tartışmaları kafamda kaç kez daha devam ettirmişimdir. Sunni bilginleri çok yetersiz bulmuşumdur. Orda olmayı ve şii alimle tartışmayı çok istemişimdir.. ancak…
Üstad sultanul vaizin Şirazi Seyyid Muhammed Musavi sunni bilginlerin direndikleri konuları daha derinlemesine ve daha güçlü delillerle ortaya koyuyordu. Örneğin en çetrefilli konu olan İmam İmam Ali(a.s.) ın diğer tüm peygamberlerden üstün olduğu konusunda gösterdiği deliller beni adeta şok etti ve elimi kolumu bağladı. Belki hiç gündemimde olmaması hiç tartışmaya değer görmeden reddetmiş olmama rağmen bu konuyu böylesine ortaya döküvermesi beni şu sonuca ulaştırdı. Bunlar gerçektir ordaki sunniler benim yetersiz gördüğüm konularda da diretselerdi o konular da tam olarak ortaya konulacak istidlaller daha net gerçekleşecektir…
Kendimi övmek gibi olmasın çok kitap okudum sunnilerden mutezileden ve diğer mezheplerden çok çeşitli okurdum…
Şiadan da okudum son iki yıldır… şii kardeşlerim yüreğini ferah tutsun kolay kolay olmadı değişimim ve sağlamdır Allah(c.c.)’ın izniyle… bu konuda kendime güveniyorum…
Hatta arada bulunan ve henüz şii olmamış ama incik dindik edip en detaya kadar delilleri inceleyen bir kardeşim benden neden şii olduğuma dair düşüncelerimi dinlerken sunni açmazları ona anlatıyordum ve şaşırıyordu hiçbir şii alimden bunları duymuş değilim ne kadar da ilginç diyordu…
Ben ömrümce çözemediğim akıl kalp uyuşmazlığını aklın kendi iç sistemindeki tutarsızlıklarını –tabi sunni islamdan kaynaklanan- şiada çözdüm, şiada sorularımın vicdanımın sorgulamaların cevapladım. Gönül rahatlığıyla inandığım İslamı dost düşman herkesin önüne şöyle sere serpe serebilecek bilgilere ulaştım kanıtlarla tanıştım… elhamdülillah
Buradan kazısanız çıkaramazsınız beni Allah(c.c.)’ın izniyle Şiiler sunni olurlar da ben yine sunni olmamam Allah(c.c.)’ın izniyle… Bunu söyleyebildiğimden dolayı Allah(c.c.)a ne kadar şükretsem azdır…
Ancak tabi bunların derinleme tartışılacağı yer burası olmasa gerektir. O yüzden ben hiç şii delillerin sunni deliller karşısında üstünlüğüne dair bir söz etmedim ve niçin şii oldumdan daha çok nasıl şii oldum idi burası…
Sn gülistan-2 kardeşim gerçekten de iç huzuru müthiş oluyor deyişiniz çok önemli size yürekten katılıyorum… ehlibeytin havası ve suyundan hiç ayrılmamanız dileğiyle…
Amin zeyneb-i, serdarcan ve mirzehan kardeşim inşallah onların pak yollarından hiçbir zaman ayrılmayız…
İstanbulda baya şia camilerine gittim. Önceleri diyanete bağlı olduklarını sanıyordum ve alimlerini de .. içimden geçiyordu ki keşke bunlar bari devlete bağlı olmasaydı yazık olur bu saf ve harika sahih inançlara diye ki …
Bağlı olmadıklarını öğrenince içimden sanki bir çocuk gibi göklere kadar zıplamak olacaktı… çünkü 28 şubat sürecinde cemaatlerin bir oda büyüklüğünde açtıkları adına mescid dedikleri küçücük mekanlara bile cami dendi ve diyanete bağlandı… ehli şia sırf bu nimetten dolayı ne kadar şükretse azdır …
Bu kadar büyük bir mutluluktan sonra hangi camiye gittiğim çok önemsiz olsa gerektir. Tüm şii alimlerimizin hizmetçisiyim ayaklarını yıkarım leğende… samimi olarak…
Ancak ben şunu itiraf etmeliyim ki, beni adım yol ayırımlarında koruyan ve doğruya yönelten Allah(c.c.) şii olduktan sonra da ben daha birçok şeyi bilmeden bazı gerçekleri gösterdi… şurası hassas bir nokta hiçbir şii ile tanışmadan şii oldum tamamen delilleriyle kitaplarıyla biraz iddialı olacak ama deseler ki tek başına şii kaldın tek başıma bu delillerle yaşarım Allah(c.c.)’ın izniyle…
Ehlibeyt mektebinde olduğu düşünülüp de akla ve vicdanlara ters gelebilecek şeyler elbette olacaktır. Bunlar da tabi suyun üstündeki köpük gibi olup gerçek ehlibeytin ışığı ve Kur’an karşısında tutunamıyor…
Sınav dünyasındayız sn serdarcan kardeşim… burada fitneler çıkacak insanlar denenecek ve sonuçta layık olanlar kalacak çürükler elenecektir. Şiiler sunni sunniler şii olacak…
Bunları çok normal görmelisiniz.
Açıkça gündeminize alıp konuşmalısınız…
Sunni olan bir şiiyle gerçekten tanışmak ve delillerini dinlemeyi isterim.. ve en çok merak ettiğim şiada tutarsızlıklar görüp de sunni olmuş delilleriyle sunniliği bulmuş biri var mı çok merak ediyorum… bana çok ilginç geliyor…
Sanırım sorular bu kadardı gözümden kaçan bir şeyler kalmamıştır kalmışsa tekrar yazınız inşallah olmaz böyle bir şey ilginize teşekkür ederim bağlantım iyi olduğu zaman internette en çok kalacağım yer burası olacak ve o zaman daha faydalı olacağımıza inanıyorum…
Yorum